24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 25 NİSAN 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER AKP’nin komisyon oyunuUyuşturucu komisyonunu reddeden AKP’liler, CHP’lilerin üye sayısını düşürdü İBB Meclisi’nin dünkü oturumunda AKP’lilerin önerisiyle komisyonlarda 4 üye temsil hakkı bulunan CHP’nin üye sayısı 3’e düştü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde ihtisas komisyonlarında 9 olan CHP üye sayı sı AKP’nin oylarıyla 8’e düşürüldü. Böylece komisyonlarda 4 üye temsil hakkı bulu nan CHP’nin üye sayısı 3’e düştü. İBB CHP Grup sözcüsü Tarık Balya hazal ocak lı “Kararın siyasi olduğunu biliyoruz” dedi. CHP Grubu’nun “Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu” ile “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu” önerileri de AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. İBB Meclisi’nin dün gerçekleşen nisan ayı ikinci oturumunda tar tışmalar yaşandı. İBB Başkanı Ek rem İmamoğlu’nun yönettiği otu rum, CHP’li Meclis üyesi Selçuk Sa rıyer, İstanbul Üniversitesi Şehir Po litikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin açıkladığı rapora göre, İstanbul’daki yaklaşık 100 mahalle de çocuk yoksulluğunun alarm dü zeyde olduğunu anlattı. AKP İBB Meclis Grup Başkan Vekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Sarıyer’in konuşmasında “bir ironi hissettiğini” ifade ederek, özellikle AKP’li belediyelerin olduğu ilçelere gönderme yaptığı söyledi. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı da projelerini anlattı. İmamoğlu “Burası ilçelerin faaliyetlerini ya da kriterlerini ölçme gündemi değil. İsterseniz onu da bir gün yaparız zevkle. 39 belediye başkanı arkadaşımızla bir araya geleceğiz” dedi. Konuşmalarına ardından İBB İhtisas Komisyon üyelerinin seçimine ge çildi. CHP’nin “Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu” ile “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu” kurulması için teklifi reddedildi. AKP’nin yıllardır komisyonlarda 9 olan üye sayısının 8’e indirilmesi için teklifi ise AKP’nin oylarıyla kabul edildi. CHP’nin komisyonlardaki temsil oranı da azalmış oldu. İBB Meclisi’nin en önemli komisyonu olan İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na, İmamoğlu’nun dijital verilerin incelenmesi için başlattığı işleme dava açan AKP’li meclis üyesi Yüksel Akyol girdi. Davayı açan diğer AKP’li meclis üyesi Ömer Faruk Kalaycı da ilk oturumda İBB Meclisi 2. Başkan Vekili olarak seçilmişti. 13 milyonluk fatura Öte yandan İBB Basın Sözcüsü Murat Ongun, Kağıthane’de yaşanan bina çökmesi, kamuoyunda “veri kopyalama” olarak tartışılan yazı ve Medya AŞ’ye web ihalesi kapsamında yapıldığı iddia edilen 13 milyonluk ödemeyle ilgili bir basın toplantısı yaptı. Ongun, web ihalesi kapsamında yapıldığı iddia edilen ödemeyle ilgili “Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’ndan aldığım bilgiye göre, 17 Nisan 2019 tarihinde, ikinci hak ediş olarak 13 milyon 629 bin TL’lik bir ödeme henüz gerçekleştirilmemiştir. Kuşkusuz, tüm bu iş ve işlemler, İBB’nin yetkili mercileri ve makamları tarafından incelenecektir’ dedi. Ongun, 18 Nisan 2019 tarihli başkanlık yazısında 2 belediye müfettişi ve belediye uzmanlarıyla İBB’nin elektronik veri ve altyapılarında her türlü inceleme ve araştırma yapılmasına yönelik talimat hakkında verilen yürütmeyi durdurma kararının tebliğ edildiğini söyledi. Ongun İBB’nin yürütmeyi durdurma kararına itiraz edilmeyeceğini belirterek, hukuki süreci bekleyeceklerini söyledi. 5 günde 8 konu görüşülecekAKP’ninkanıtsunmadanyaptığıitirazlarınıkabuledenYSK,‘ilkderecemahkemesi’gibidavranmaklasuçlanıyor ALİCAN ULUDAĞ Yüksek Seçim Kurulu (YSK) AKP’nin İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin verdiği ara kararında AKP’nin kısıtlı seçmenlerle ilgili 8 iddiasını araştırılmasına hükmetti. YSK söz konusu araştırmaları yapmak üzere İstanbul İlçe Seçim Kurullarına 5 güne süre verdi. Seçim Kurulları 5 gün içinde Kurul halinde toplanarak, YSK’nin hüküm altına aldığı araştırmaları yapacak. YSK, dünkü toplantısında MHP’nin “kısıtlı seçmen” itirazı konusunda yeniden bilgi istenilmesine gerek görmedi, AKP’nin Büyükçekmece itirazına ilişkin önceki gün alınan ara kararların sonucunun beklenilmesini kararlaştırdı. YSK, MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Maltepe İlçe Belediye Başkanlığı seçimi hakkında yaptığı olağanüstü itirazda ara karar verdi. Ara kararda; sandık kurulu, başkan, memur ve üyelerin görevlendirilmesinde esas alınan listelerin, hangi kurumlardan temin edildiği hakkında Maltepe Birinci ve İkinci İlçe Seçim Kurulları’ndan bilgi istedi. YSK, AKP’nin Büyükçekmece itirazına ilişkin, önceki gün alınan ara kararların sonucunun beklenmesini kararlaştırdı. YSK’nin araştırılması kararı verdiği konular şöyle: 4 2 bin 732 kısıtlı seçmenin oy kullanıldığı iddiası, seçmen listesine bakılarak araştırılacak. 4 Ölen1229 kişi yerine oy kullanılıp kullanılmadığı da ilçe seçim kurullarına sorulacak. Bu kişilerin yerine başka kişilerce oy kullanılıp kullanılmadığı ilçe seçim kurulunca tutanakla tespit edilecek ve YSK’ye bildirilecek. 4 Ceza infaz kurumlarında tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü olan 10 bin 290 kişinin kayıtlı olduğu sandık seçmen listesinde yerlerine oy kullanıldığı iddiası ilçe seçim kurullarına sorulacak. 4 31 Mart tarihinde cezaevinde kasıtlı suçtan hükümlü olarak bulunan 5 bin 278 kişinin kayıtlı olduğu sandık seçmen listesinde yerlerine oy kullanıldığı iddiası araştırılacak. 4 31 Mart 2019 tarihinde ceza infaz kurumlarında tutuklu ve taksirli suçtan hükümlü olarak bulunan ve yerleşim yeri cezaevi olarak gösterilen 236 kişinin ceza infaz kurumlarında oy kullandığı iddiasına bakılacak. 4 Zihinsel engeli nedeniyle kısıtlı olduğu iddia edilen 21 bin 358 seçmenin, 31 Mart tarihi ve bu tarihden önce haklarında kesinleşmiş kısıtlılık kararı olup olmadığı ikametgâhlarının bulunduğu sulh hukuk mahkemesinden sorulacak. 4 6 bin 539 sandıkta, sandık kurulu başkanının ve 13 bin 84 sandıkta, kamu görevlisi olmaması gereken üyenin kamu görevlisi olmadığı iddiası araştırılacak. 4 KHK’ler ile kamu görevinden çıkarılan 12 kişinin sandık kurulu başkanı ve sandık kurulu üyesinin kamu görevlisi olarak görevlendirildiği iddiası seçim kurullarına sorulacak. ‘YSK tarihinde ilk’ YSK CHP Temsilcisi Hadimi Yakupoğlu, “YSK’nin münferit konularda aldığı kararlar hep oldu ama böylesine toptancı, şüphe ve varsayım iddiaları üzerine karar aldığını hatırlamıyorum. AK Parti, duyduğu endişelerin, bir şeyler olduğuna dair inancının araştırılmasını istedi ve araştırılacak” dedi. Geçmişte “benzer işlerin” usulsüzlük olarak kabul edildiğini ve işlemlerin iptal edildiğini söyleyen Yakupoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “AKP, şimdi hiçbir şey tespit etmeden ve ileri sürmeden, YSK’ya bir de sen bak dedi. Aynı YSK, 16 Nisan halkoylamasında kanun hükmüne rağmen sandık kurulunun görevini yapmayarak mühürlemediği oy pusulalarını, geçerli saydı. Sandık veya seçim kurullarının yaptıkları usulsüzlükler, işinize geldiği zaman seçmen iradesini sakatlamayacak, işinize gelmediği zaman bugün ileri sürdüğünüz gibi sakatlayacak. Kendilerini gerçekten kutluyorum zira sözün bittiği yer.” l ANKARA Makam aracını iade etti FARUK KIRTAY Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, kiralık olan makam aracını firmaya iade ederek, eşi Dilek Salman üzerine kayıtlı şahsi aracını kullanmaya başladı. Başkan Salman, geçen 5 yıllık süreçte cep telefonu faturasını da kendi cebinden ödemişti. Salman, kiralık olarak kullanılan makam aracını firmaya iade ederek eşinin üzerine kayıtlı olan şahsi aracını kullanma kararı aldı.  “Devir, tasarruf devri” diyen Salman, şunları söyledi: “Son günlerde belediyelerin ekonomileri ve yapılan harcamalar gündemde. Biz asla ‘devletin malı deniz’ düşüncesi içerisinde olmadık. Böyle bir dönemde yine örnek olalım istedik. Ülkemizde ekonomi kötü durumda. İşsizlik artmış durumda. İnsanlar tasarrufun peşinde. Biz de belediye olarak böyle davranmalıyız. Bunu da bu belediye ailesinin reisi olarak ilk ben başlatmalıyım. Bu nedenle kullanmakta olduğum kiralık olan makam aracımı firmaya iade ediyorum. Bundan sonra eşim Dilek Salman adına kayıtlı olan şahsi aracımızı kullanacağım. Şartlar düzelene kadar da bu böyle olacak.” l YALOVA Milli ittifak çağrısı Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Çubuk’un Akkuzulu ilçesinde düzenlenen saldırıyı anımsatarak, “Türkiye’de ‘Milli İttifak’ anlayışının olması” yönünde çağrıda bulundu. Karamollaoğlu, “Cumhurbaşkanı bütün siyasi parti liderleri ile görüşmelidir. Ülkemizde elbirliği ile bir Milli İttifak anlayışı oluşturulmalıdır” dedi. Karamollaoğlu, düzenlediği basın toplantısında “başkanlık” sistemi ile TBMM’nin etkisini büyük ölçüde kaybettiğini vurguladı. 16 Nisan referandumu öncesinde yapılan uyarıların hâlâ geçerliliğini koruduğunu ifade eden Karamollaoğlu, bugün bu uyarıları AKP içindeki önemli isimlerin de dillendirmeye başladıklarını kaydetti. l ANKARA / Cumhuriyet ‘İzin vermiyorlar’ İYİ Parti Sözcüsü Cihan Paçacı, Cumhur başkanı Tayyip Erdoğan’ın “sıcak demiri soğutmak” ve ‘Türkiye İttifakı’ söylemlerini İYİ Parti olarak umut verici bulduklarını söyledi. Paçacı, partisinin başkanlık divanı toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın çevresinde “toplumsal yumuşamaya izin vermeyecek kişi ve grupların bulunduğunu” belirtti. Paçacı, “Erdoğan’ın demecinden sonra, bu kişiler vakit geçirmeksizin, toplumsal yumuşama temennisini hedeflerine koymuş ve harekete geçmişlerdir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Türkiye İttifakı’ndan ‘Cumhur’ çıktı SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “ne anlama geldiğini” sorduğu ‘Türkiye İttifakı’ sözlerinin perde arkası netleşiyor. Yerel seçimlerden sonra Erdoğan’ın “kaybettiği oyları yeniden partisine kazandırmak” amacıyla “Cumhur İttifakı’na oy vermeyen seçmene de mesaj vermek istediği” belirtilirken; MHP kanadı ise “2023’e kadar Türkiye’yi Cumhur İtitfakı’nın inşa edeceğini” dile getiriyor. Erdoğan’ın, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın konuşma yapmasını beklemeden Meclis Genel Kurulu’ndan çıkıp gitmesi de “MHP ile ittifakımız pazara kadar değil mezara kadar” sözlerinin “bir teyidi” olarak nitelendiriliyor. Bahçeli, partisinin yeni seçilen belediye başkanlarıyla Antalya’da gerçekleştirdiği kampta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye İttifakı” sözleriyle “neyi kast ettiğini bilemediklerini” söylemiş ve Erdoğan’a “ittifakın cumhurda olduğu” mesajını vermişti. Bahçeli’nin sözlerinin ardından siyasi kulislerde “özellikle seçimlerden sonra her iki parti arasında soğuk rüzgârların estiği” belirtilse de iki partinin yöneticilerinin kendi aralarıda durum değerlendirmesi yaptıkları konuşuluyor. Erdoğan’ın ‘Türkiye İttifakı’ sözleriyle aslında “milli birlik ve beraberliği kastettiği, bunun altında başka bir anlam aranmaması gerektiği” ifade edilirken, MHP kanadı bu duruma örnek olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle TBMM’de düzenlenen özel oturumda Erdoğan’ın HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan kürsüye çıkmadan Genel Kurul salonundan ayrılmasını örnek gösteriyor. Erdoğan, Türkiye İttifakı ile ilgili “Biz şu anda 82 milyonu ayırarak konuşamayız. 82 milyonu biz bir ittifak içerisinde ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ olarak topluyoruz. Kastımız da budur” ifadelerini de kullanmıştı. l ANKARA Davutoğlu’nun hamlesi RTE’yi zorlar mı, amacı ne?  Bir süredir “parti kuracak” haberleriyle kendinden bahsettiren Ahmet Davutoğlu, bir ön adım olarak, geniş bir açıklama ile kamuoyunun önüne çıktı. Deklarasyonu, AKP’nin bugüne kadar izlediği politik söyleminin tersini öneren maddelerle doluydu. AKP iktidar politikalarını eleştiriyor ve neler yapılması gerektiğini vaaz ediyordu. Burada açıklamanın içeriğine değinecek değilim, isteyen arar okur. Daha çok anlamı, zamanlaması ve muhtemel sonuçları üzerinde bir analizle yetineceğim. 1 Davutoğlu bu deklarasyonu AKP dışından değil partili biri olarak yapıyor. Bu önemli. Parti içinde böylece uzun zamandır ilk kez farklı bir görüş oldukça sert ifadelerle dile getirildi. 2 – Davutoğlu, partili cumhurbaşkanı modelini eleştiriyor. Cumhurbaşkanının seçimlere taraf olarak ve çok sert polemiklerle katılmasının, cumhurbaşkanı kurumunun ülkenin yarısında büyük itibar kaybı yarattığını belirtiyor. 3 Davutoğlu aslında parti başkanlığına adaylığını koyuyor, “sen cumhurbaşkanlığını yap, ben de partiyi yöneteyim.” 4 – Davutoğlu, AKP’ye yeni bir politik söylemmodel öneriyor. Söylem, RTE’nin politikalarını dışlayan, daha liberal bir içerik taşıyor. Yenilginin ardında  Bu, çıkış, AKP’nin yerel seçimlerde aldığı çifte yenilginin hemen arkasından geldi. Hem büyük şehirleri kaybetti hem de seçmenlerinin yüzde 56’lık bölümünün büyük çoğunluğunu MHP’ye kaptırdı. MHP ülke çapında ortalama yüzde 15.5’a doğru büyürken, AKP’nin oyu 36’lara indi. Bu, AKP’nin seçimlerde son 10 yıldır aldığı en düşük oydur. Yerel seçimler genel seçimler havasında geçmesine, beka meselesi ile ülkenin siyasi politikası seçmenin önüne konmasına, ve Cumhurbaşkanı tüm itibarını ve liderliğini ortaya koymasına rağmen, bu düşüşü önleyememiştir. Dolayısıyla RTE’nin itibarına da darbe inmiştir. Bu durumun AKP içinde rahatsızlığa yol açtığı açıktır. AKP=RTE’dir. Bir lider partisidir, insanlar büyük çoğunluk olarak Erdoğan’a oy veriyor. Lider zayıflarsa parti içinde huzursuzluk ve gelecek endişesi de doğal olarak belirir. İşte Davutoğlu, böyle bir durumda, hemen seçim sonrası çıkışını yapıyor. RTE partiyi hiç bırakmaz Şüphesiz RTE, Davutoğlu’na pabuç bırakmaz. Partiyi de bırakmaz. Bu otoriterliğinin zayıflaması anlamına gelir. Parti içinde bir yeni oluşum yeni liderlik doğmasına da hiç izin vermez, Erdoğan’ın karakterine uymaz. Bugüne kadar parti içinde kendisine rakip olabilecek ve farklı politikalar izleyebilecek herkesi tasfiye etti. Gül ve Davutoğlu en önemli iki tasfiyedir. Şimdi büyük otoriterliğini terk etmesi mümkün değil. Böyle bir beklenti içinde olanlar durumu iyi okuyamıyor. Tarihte de görülmemiştir. Davutoğlu bunu bilmiyor mu, biliyor. Zaten Erdoğan ve çevresini “dar ve çıkarcı grup” olarak nitelemesi ve partimiz bu gruba terk edilemez demesi de, böyle bir beklenti içinde olmadığını göstermektedir. Nitekim ilk eylem olarak eşi Sare hanımın Medipol Üniversitesi’nde katılacağı bir programın iptal edilmesi  oldu. Bu üniversite RTE’ye yakın isimlerce kuruldu. Amacı ne?  Davutoğlu bu çıkışıyla aslında kendi politik programını açıkladı. AKP içinde bir akım yaratabilir mi? Şimdilik, kısa vadede hayır. Ama çevresinde AKP’ye yakın insanlar var. Bu politik çıkışı, çevresini toparlama ve ilerisi için umut verme, onlara liderlik yapabileceğini gösterme amacını da güdüyor. Davutoğlu da egosu yüksek bir politikacı. Başarısız Suriye politikasının da mimarlarından. Aslında geride başka bir oluşum daha var: Babacan ve geride duran Gül. Daha sessiz daha sakin, daha politik ve hemen öne atılmadan bekleyen. NOT: Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına yapılan saldırı, iktidar liderlerinden birine yapılmış olsaydı, neler olurdu neler, dünyaları dar edilmişti ve yüzlerini bile kimse hâlâ görememiş olurdu. Bakan Kurum: Kanal İstanbul’da geri adım yok Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki (İBB) yönetim değişikliğinin ardından Kanal İstanbul Projesi’nin devam edip etmeyeceği konusunda, “Hiçbir aksama olmaz. Aynı kararlılıkla devam edecek” dedi. TBMM’deki resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurum, “Büyükşehir belediyesinin olmadığı yerde de ilgili bakanlıklarımız ilçe belediyeleri ile gerekli bütün desteği sağlayacaktır. Manifestodaki kentsel dönüşüm, ulaşım, çevre, atık su tesisi gibi şehri 50100 yıl planlayacak bütün projeleri de hızlı şekilde 5 yıllık plan çerçevesinde hazırlayacağız. Hiçbir geri adım yok” dedi. l MUSTAFA ÇAKIR/ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle