28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 325 NİSAN 2019 PERŞEMBE 240/1 1 0 250/7 0 160/5 0 230/9 0 240/7 0 170/2 0 110/ 3 0 210/6 0 280/1 4 0 210/8 0 210/8 0 220/1 2 0 240/1 3 0 250/1 5 0 160/1 2 0 210/9 0 160/1 1 0 160/6 0 200/1 0 0 200/1 0 0 170/1 2 0 210/1 4 0 TARİHTE BUGÜN 1915: Arıburnu Zaferi kazanıldı. 1941: Atatürk’ün yaveri, Bilecik Milletvekili Salih Bozok öldü. 1953: Cambridge’den iki bilim adamı, kalıtsal özellikleri ebeveynden çocuğa taşıyan “Deoksiribonükleik Asit” (DNA) adını verdikleri molekül yapısını buldu. VAN’DA YÜRÜTÜLEN MAVİ BALİNA SORUŞTURMASINDAN ÇARPICI DETAYLAR Oyun değil 4 Uzmanlar her isteyenin Mavi Balina’yı oynayamadığını, bunun da kurbanların seçilmiş kişiler olduğunun düşünüldüğünü anlattı: Herhangi bir kişi bu oyunu oynamak istediğinde bu oyuna ulaşılabilen herhangi bir platformda bu oyunlar yok. emirler zinciri 4KorumaaltınaalınanS.E. ve T.’nin annesi olan Zahide E. “Son dönemde kızım S.E. sakin bir şekilde ‘anne ben büyüdüm kendi banyomu yapabilirim’ diyordu. Oysa bu zamana kadar onu ben banyo ettiriyordum” dedi. Van’da yürütülen ve Türkiye’nin tek resmi “Mavi Balina” soruşturması olan, 14 yaşındaki Sevda’nın intiharıyla ilgili dosyanın çarpıcı detaylara ortaya çıktı. Bir çocuğun intihar ettiği 10 çocuğun da son anda intihardan vazgeçirildiği soruşturma dosyasına göre; “Mavi Balina bir oyun değil, çocukları intihara götüren emirler zinciri.” Habertürk’ten Nihat Uludağ’ın haberine göre, 2 Nisan 2019 tarihinde Van’da saat 13.45’te, Akköprü Kayalıkları’na çıkan Sevda Erkaçmaz ve S.E. kayalıklardan intihara kalkıştı. Polis ve rehber öğretmenin çabalarına rağmen Sevda Erkaçmaz kayalıklardan atlayarak yaşamına son verirken S.E., son anda engellendi. Sevda Erkaçmaz ve S.E.’nin olaydan 4 gün önce ellerine ölüm tarihleri olarak 02.04.2019 tarihini yazdıkları tespit edildi. Gözleri iletişime kapalıydı Van’da “Mavi Balina” soruşturmasını yürüten Van Emniyeti Çocuk Şube Müdürü Selçuk Sungur, intihar eden Sevda için “Kızımızın gözleri iletişime kapalı, göz teması yok, kendisine hitap edilen her şeye kapalı, hem olay anında hem olay öncesinde kendisini soyutladığına dair bilgilerimiz var” dedi. Olaydan sonra benzer durumda başka çocukların da olduğu ve aynı yerde intihar edecekleri yönünde ihbar üzerine harekete geçtiklerini anlatan Sungur “Soruşturma bizi dehşete düşürdü” dedi. Soruşturmada, oyunu oynayan ve intihar eğiliminde olan 10 çocuk tespit edilerek korumaya alındı. 4 Çocuk Psikiyatrisi Uzman Doktor Sefa Coşkun şu bilgileri verdi: “Bu oyun, her adımda biraz daha zorlaşıyor, ödül mekanizmasını tetikliyor. Yani sosyal ortamda yalnız olan çocuklar biraz statü kazanma durumuna giriyor. Ailelere çocuklarındaki ani davranış değişikliklerine karşı hassas olmalarını, belirgin bir kişilik değişikliği olması ve herhangi bir farklılık hissetmeleri durumunda çocuk psikiyatristlerinden yardım almalarını tavsiye ederim.” İntihar planını öne çekmeye ikna etti İntihar eden Sevda’nın ye ğeni “2 ay önce Mavi Balina oyununu oynadım. İlk görevi yaptım, ilk görev koluma F57 yazmaktı. Sevda’nın isteği üzerine intihar için haziranı kararlaştırdık. Sevda ile bir iki gün sonra tekrar konuştuk. İntihar planımızı mayısa çekmeye beni ikna etti. Sonra tekrar konuşup ilkokul günü, okuldan çıkışta yapmaya karar verdik. Ben ilk başta merak ediyordum. Ancak sonra korktum. Fakat bunu Sevda’ya söyleyemedim” ifadelerini kullandı. Küçükçekmece’de iki gün içinde ikinci saldırı yaşandı Bir çocuğa daha istismar İntihara götüren zincir Van İl Emniyet Müdürü Suat Ekici, “Mavi Balina oyun değil esasında, herkes oyun olarak biliyor. Bu çocuklarımızı, gençlerimizi intihara sürükleyen bir emirler zinciri. Bu çocukların Mavi Balina’ya da temas ettiklerini fark ettik, hızlı bir şekilde bu çocuklarla irtibatlı diğer çocuklarımıza ulaştık ve aynı şekilde Mavi Balina ile tanıştıklarını, maalesef ve aynı yola girdiklerini tespit ettik” dedi. Emirler internetten Koruma altına alınan çocuklar Mavi Balina ve intiharla ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Çocuklardan biri Mavi Balina oyununda verilen emirler zinciriyi şöyle anlattı: “Sevda’nın ve S.E.’nin internete girip Mavi Balina oynadığını hiç görmedim. Sevda ve S.’nin benim günlüğümü görmüş olabileceğini düşünüyorum. Benim günlüğümde Mavi Balina ile ilgili toplam 50 görev yazıyordu. Sevda ve S. de internetten bakıp komutları defterine yazıyordu. Ben en son bu görevlerden birisi olan ‘eline mavi balina çiz’ görevini yerine getirecektim. Ancak annem bulaşık yıkarken görür diyerek bu görevi son görev olan intihara bir gün kala çizerim diye o görevi yerine getirmedim. Sevda, bir gün görevlerinin kaybolduğunu söyleyip benden istedi. Ben YouTube’dan bulup görevleri Sevda’ya verdim. Sevda, S.’ye görevler hakkında bilgi verdi. S.E. de Sevda’dan aldığı bu görevleri yapmaya başladı.” l Haber Merkezi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece’de cinsel saldırıya uğrayan 5 yaşındaki çocuğun ailesini ziyaret etti. Protestoya gözaltı Küçükçekmece’de, 5 yaşındaki bir ço cuğun cinsel saldırıya maruz kalmasını dün, Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yaparak protesto eden Yasemin Babat Kayan gözaltına alındı. Valilik tara fından meydanda eylem yapılmasının yasaklandığı nı belirten polis ekipleri eylemini sonlandırmayan Karan’ı gözaltına aldı. Karan ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. l Haber Merkezi Metrobüste kadın yolcuya taciz Avcılar’da metrobüste N.C. adlı kadın yolcunun cinsel saldırıda bulunulduğu iddiasıyla yardım istemesi üzerine metrobüsteki yurttaşlarca yakalanan ve gözaltına alınan şüpheli F.Ö., sevk edildiği mahkemede tutuklandı. F.Ö’nün, kadının metrobüste bağırması üzerine korktuğunu ve bu nedenle altını ıslattığını öne sürdüğü öğrenildi. Polis, kadın ve şüphelinin kıyafetlerini incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderdi. l Haber Merkezi İstanbul Küçükçekmece’de, önceki gün ilçeyi ayağa kaldıran cinsel istismar olayıyla ilgili soruşturma sürerken, aynı bölgede dün ikinci bir olay daha yaşandı. 7 yaşındaki kız çocuğu, bir apartmanın 5. katındaki evinde cinsel tacize uğradı. Küçük kızın bağırması üzerine saldırgan olay yerinden kaçtı. Küçükcekmece Kanarya Mahallesi’nde 5 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarın zanlıları henüz yakalanmamışken, bu kez Atatürk Mahallesi’nde yeni bir cinsel taciz olayı yaşandı. İddiaya göre, binanın 5. katında oturan 7 yaşındaki kız çocuğunun annesi ekmek almak için evden çıktı. O sırada saldırgan apartmandan içeri girerek 5. kata çıktı. Tacizci, annesinin geldiğini sanarak kapıyı açan küçük kızın elbiselerini çıkarmaya çalışırken çocuk çığlık attı. Komşuların kapılarını açması üzerine saldırgan hızla olay yerinden kaçtı. Görgü tanıkları tacizcinin 1.75 cm boyunda, kahverengi montlu, bıyıklı ve kasket şapkalı olduğunu söyledi. Küçük çocuk sağlık kontrolünden geçirilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Valilik uyardı İstanbul Valiliği’nden önceki gün yaşanan cinsel saldırıya ilişkin yapılan açıklamada, mağdur ailenin sağlık durumuna ilişkin gerçek olmayan bilgilerin sosyal medyada paylaşıldığı belirtilerek “Maalesef bu tür müessif olayların toplumda kaos ve kargaşa çıkarmak isteyen bazı çevreler tarafından provokasyon amacıyla kullanıldığı da tarafımızdan dikkatle izlenmektedir” dendi. l Haber Merkezi Sabri Uzun gözaltısının altındaki bit yeniği “Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler” diyor Ece Ayhan. Ataol Ağabey ise “ölümdür yaşanan tek başına/aşk, iki kişiliktir” diye tamamlıyor. Öyleyse aşkın iki kişilik bir örgütlenme olduğunu söyleyebiliriz. Suç örgütü için en az üç kişi lazımdır. Yetmez; suç aletleri de hiyerarşi de gerekir. Örgüte yardım içinse silah ya da lojistik sağlama olmazsa olmazdır. Hukukun da bir aritmetiği var. İçtihat yapmak, iki kere ikinin beş edeceği anlamına gelmez. Sanki adalet düzenini terk ettikten sonra bütün ayarlarımızı da kaybettik. Türkiye’de Emniyet’in en tepesine çıkmış Sabri Uzun’un önceki gün gözaltına alınmasından söz ediyorum. “Cumhurbaşkanına hakaret” artık sıradan vaka haline geldi. Ancak Uzun’u “terör örgütü propagandası ve örgüte yardım” ile suçlamaları sizi de şaşırttı mı? Örgütün FETÖ olduğu da söylendi ya... Peki Uzun, “örgüt işleri”ne nasıl girmiş? Çok zor değil... Eline telefonunu almış, Twitter uygulamasını açmış ve mesaj atmıştı. Parmak ucuyla yazdıkları, bir dönem yönettiği Emniyet’in nezarethanesine götürülmesine gerekçe oldu. “Birileri” neredeyse bir yıldır takip ediyordu. Son mesajından sonra “alalım” denildi. Sahi Sabri Uzun gibi göz önünde, devletin iyi tanıdığı bir isim ifadeye çağrılmak yerine neden gözaltına alınarak günlerce nezarethanede tutulur? Mesele gözdağı mı? Gizli sanık Sabri Uzun Sabri Uzun denilince aklıma benim de yargılandığım OdaTV davası geliyor. Zira Uzun, OdaTV davasının “gizli sanığı”ydı. FETÖ operasyonlarını sürdürebilseydi, Uzun da tutuklanacaktı. Aslında görünen köyü tariften başka bir şey değil. Malum, 2010 yılının ağustos ayında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını yayımladı. Kitap, FETÖ’nün poliste örgütlenmesini apaçık şekilde anlatıyordu. Avcı, kısa süre içerisinde alakasız şekilde Devrimci Karargâh örgütü operasyonlarına dahil edilerek tutuklandı. Yetmedi, PKK ve TİKKO propagandasından hakkında soruşturma açıldı. Yetmedi, OdaTV davasında 2011 yılının mart ayında bir kez daha tutuklandı. Hedef, Avcı’nın şahsından çok kitabıydı. FETÖ’cü savcılar kitabı Avcı’nın değil OdaTV davasında yargılanan gazetecilerin hazırladığını iddia ediyordu. Aynı günlerde gazeteci Saygı Öztürk’ün FETÖ’yü anlattığı “Okyanus Ötesi’ndeki Vaiz” kitabı çıktı. Kitabın içerisinde çok kritik bir ayrıntı vardı: “2001 yılında ‘Emniyet’te Fethullahçı yapılanma yok’ diyen İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun da ‘nasıl yanıldıklarını’ anlatabilmek için, Avcı gibi kitap yazıyor.” Yeni hedef Sabri Uzun’un kitabı oldu. OdaTV davasındaki kumpas belgelerinin arasında “Sabri Uzun” isimli bir dosya yer alıyordu. Belgede şunlar yazıyordu: “Sabri’nin kitap konusunda çekincesi var ikna etmeye çalışalım, kitabı seçimden önce yetişmeli. Nedim, Ahmet Şık’la bu konuda görüşsün, Kitaba çalışırken cesur olun.”  Samanyolu TV dizilerini aratmayan ifadeler, Sabri Uzun’un hazırladığı kitabına gölge düşürmeyi amaçlıyordu. Güya Soner Yalçın talimat vermiş, Ahmet Şık ve Nedim Şener de oturup Sabri Uzun’un adıyla kitap yazıyordu. Bu yalan dünyası nedeniyle gazeteciler hapis yattı. Sabri Uzun ise direkten döndü. O gün değil ama FETÖ operasyonları başlayınca, yani Cumhurbaşkanı “İnlerine gireceğiz” dedikten sonra, “İn” adıyla yazdıklarını yayımladı. Sayesinde, Emniyet’i bir dönem yöneten Uzun’un gözünden FETÖ’yü okuduk. FETÖ ile karşı karşıya Sabri Uzun’un FETÖ kumpaslarıyla yüzleşmesinde bu olay ilk değildi. Örnek mi? Polis müdürü Recep Güven, 14 Haziran 2001’de Uzun’un masasına ilk kez Ergenekon kumpası şemasını koydu. Sabri Uzun, daha o yıllarda bunu reddetti. Aynı şema 2006 yılında yine Recep Güven tarafından Uzun’a sunuldu. Sabri Uzun bir kez daha kumpasın parçası olmayı kabul etmedi. Bir ay sonra adı “Şemdinli Olayları Hakkında Bilgi Notu”na haksız bir şekilde karıştırılarak tasfiye edildi. FETÖ’nün Büyükanıt’ı hedef aldığı not, Uzun’a maledilmişti. Sabri Uzun, uzun süre görevden alınmasının askerlerin işi olduğunu sandı. Üç yıl sonra gazeteci Cüneyt Özdemir’e artık böyle düşünmediğini şöyle anlatıyordu: “Sabri Uzun o yıllarda kendisini görevden alan önemli bir ‘güç’ olduğunu söylüyor, ama artık bunun askerler olduğunu düşünmüyordu! Hatta görevden alınmasında dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın göreve gelmesi sürecinde yaşanan bir komployu ortaya çıkarmasının etkili olduğuna inanıyordu.” Peki neydi o komplo? Sabri Uzun’un İçişleri Bakanlığı müfettişlerine 20 Eylül 2010 tarihinde verdiği ifadeden aktaralım: “Ben bu cemaatin (FETÖ kastediliyor) bir komutanla ilgili yaptığı yasadışı işi bizzat tespit edip ilgili bir makama kişiye özel yazıyla bildirdim.” Yaşar Büyükanıt’ın özel hayatına ilişkin FETÖ merkezli sızıntıları hatırlarsanız Sabri Uzun’un kastettikleri daha iyi anlaşılır. Sanırım görülüyor... Sabri Uzun hakkında yapılacak en son suçlama FETÖ olabilir. AKP’nin “ne istedilerse verdik” dediği dönemde, resmi olarak ise 2001’den itibaren Sabri Uzun ile FETÖ karşı karşıya geldi. Kumpaslara karşı çıktı. Hatta bir kısmını devlete raporladı. Tasfiye edildi. Hapishanenin ucundan döndü. Nihayetinde halihazırda süren FETÖ davalarında tanık oldu. Başka hesaplar mı var İlginçtir, 2011 yılında “Sabri Uzun’un kitabını yazacaktı” diye tutuklanan Ahmet Şık, 2016 yılında Erdoğan karşıtı tweetleri bahane edilerek Cumhuriyet davasında tutuklandı. Tıpkı Sabri Uzun’un önceki gün Erdoğan aleyhindeki mesajı bahane edilerek gözaltına alınması gibi. Cumhurbaşkanına hakaret mesajlarının da, FETÖ iddialarının da, başka hesaplaşmalara perde yapıldığı günlerden geçiyoruz. Öyle ya, boşanma davalarında bile eşler birbirini bu yolla suçlayarak kolay yoldan ayrılabiliyor. Anlaşılıyor ki son dönemde FETÖ ile mücadelede yapılan hataları da, iktidarın politikalarını da eleştiren Sabri Uzun’un başına gelen pek de farklı görünmüyor. Sakın Sabri Uzun’un bugün ödediği, görünenin çok dışında bir hesap olmasın! Umarım söylendiği gibi bazı hasımlarının “fırsat bu fırsat” dediği durumla karşı karşıya değilizdir! Umarım gözaltının seçim sonrasına gelmesi sadece bir tesadüftür! Umarım yargı mensupları dışında kimse işin içinde değildir! Bu kez “hata yaptık” demek için yıllarca beklemesinler de! Siz nasıl isterseniz. Braas’ta her tercihe göre bir kiremit var. İster klasik, ister modern. Braas’ın zengin renk ve doku seçenekleri ile çatılarda dilediğiniz görünümü yaratın. www.bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle