24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 22 NİSAN 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Çok karanlık zihniyetKHK’li vekillerden AKP’nin YSK’ye sunduğu ‘KHK’liler oy kullanamaz’ iddiasına sert tepki: AKP’nin YSK’ye sunduğu ek dilekçede ‘KHK’lilerin oy kullanma hakkı olmadığı’ iddiasına yanıt veren KHK’li milletvekilleri, “Totalitarizmin de ötesinde çok karanlık bir zihniyet. Bırakın hukuku, vicdanı, ahlakın dışında” yorumu yaptı. AKP’nin, İstanbul seçimleriyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) ek dilekçe vererek KHK ile kamudan çıkarılanların oy kullanamayacağı iddiasında bulunmasına, KHK ile ihraç edilmesine karşın seçil me hakkını kullanarak Meclis’e giren milletvekilleri sert tepki gösterdi. CHP milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: ZEHRA Keyfi hukuk dışı, intiÖZDİLEK kam saikiyle muhalifelere yönelik olarak yapılan bir toplu kıyım vakasıdır. Diğer bir konu ise seçme ve seçilme hakkı anayasal güvence altındadır. Anayasada 67. madde de kimlerin seçmen olacağına dair istisnalar açıkça yer almaktadır. Bu itibarla anayasanın bu açık hükmüne rağmen geçmişteki hukuk dışı işlemlere ve OHAL’in çoktan sona ermiş Prof. Kaboğlu Temelli olmasına rağmen AKP’nin 14 bin kişilik listeyi YSK’ye sunmuş olmasının iki önemli sonucu olmuştur. ‘Yararı’ olmuştur. Birincisi, bu partinin yöneticilerinin gerçek yüzünü teşhir etmiştir. Bu parti için diktatörlük, parti devleti, tek adam rejimi denirdi. Hayır. Bu yüz, bu görüntü totalitarizmin de ötesine geçen çok karanlık bir zihniyettir. Kendileri gibi düşünmeyen kişilere ve kesimlere iktidarın sürdürülmesi tehlikeye girince nasıl bir muameleye tenezzül edebileceklerinin açık göstergesidir. AKP tarihinde yeni sayfa açmıştır. Bu sayfada zihniyet açasından en karanlık sayfadır. İkincisi ise YSK açısındandır. YSK’ye sunulan valizlerin, bavulların esasen bu liste tarafından bir Gergerlioğlu biçimde saydamlaştırılmasıdır. Teşhir edilmektedir. YSK’ye hangi tür bilgi ve belgeleri sunmuş olduklarının bir göstergesidir. Bunlar YSK’nin elini rahatlatmıştır. Bu tür beyanlar hukuken dikkate alınmaması gereken listelerdir. ‘OHAL hukuku sürüyor’ HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Artık ne yapacağını bilmez hale geldiler. Bir hukuksuzluğun üzerine başka bir hukuksuzluk ekleyerek yol almaya çalışıyorlar. OHAL hukuku OHAL olmayan bir dönemde sürdürülerek aslında bir anayasal suç da ortaya çıkarılmış oluyor. KHK ile ihraç edilenler oy kullanmasın diyorlar. Bu sofistike ırkçılıktan başka bir şey değil. Eşit yurttaşlık temelinin en temel ilkelerine karşı bir kelam. YSK’nin bunu ciddiye bile almayacağını umuyorum. Fakat bu kelamın dile getirilmesi bize karşımızda sakat bir zihniyet olduğunu gösteriyor. ‘Ahlak dışı istek’ HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu: KHK’liler 2 buçuk yıldır en inanılmaz muameleleri yaşadılar. En inanılmaz ötekileştirilmeleri yaşadılar. Çalışma, eğitim, sağlık, dini özgürlükler anlamında engellendiler. Hac ve umreye gitmeleri bile engellendi. Birçok anayasal hakları ihlal edildi. En son olarak da seçilme hakkları ihlal edildi. Seçilenlerin mazbataları verilmedi. Bununla kalınmadı seçme haklarının da ellerinden alınmaları gerektiğini ciddi ciddi söylediler. Hukuki olarak bunu konuşmanın anlamı yok. Öylesine bir muamele getirilmiş durumdaki canice hislerle bir insan öldüren kişi kamu hizmetlerinden yasaklanınca cezası bittikten sonra seçilebiliyor, seçebiliyor. Ama KHK’liler güya ömür boyu ne seçme ne seçilme hakkına sahipmiş. Bırakın hukuk, vicdan dışını, ahlak dışı bir isteği AKP gündeme getiriyor. YSK eğer bu isteği kabul ederse tamamen yasayla, hukukla alakası olmadığını ispat edecektir. l İSTANBUL Hukuki dayanaktan yoksunHukuk fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sözüer, AKP’nin YSK’ye yaptığı başvuruyu yorumladı: ALİCAN ULUDAĞ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) KHK’li adaylara mazbata vermemesi kararı ile AKP’nin İstanbul seçimlerinin iptalini isterken KHK’li vatandaşların seçmen olmasını gerekçe göstermesini eleştirdi. YSK’nin, AKP ve MHP’nin olağanüstü itirazını bugün görüşmesi bekleniyor. İlk görüşmede karar çıkma olasılığının düşük olduğu, iddiaların tek tek “somut verilere dayanıp dayanmadığı”nın müzakere edileceği dile getiriliyor. ‘Anayasal hak’ vurgusu KHK ile ihraç edilmiş vatandaşların oy kullandığı gerekçesi ile seçimin iptal edilmesi talebini yorumlayan Prof. Dr. Adem Sözüer, şunları kaydetti: “Seçme ve seçilme hakkı anayasanın düzenlediği bir vatandaşlık hakkıdır. Kullanılması ve sınırlandırılması bakımından seçme ve seçilme hakkının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Anayasanın 67. maddesi seçme hakkına sahip olmayanları da kanuna bırakmamış, bizzat anayasa ile düzenlemiştir. ‘Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar.’ Dolayısıyla seçme hakkının bırakın KHK ile, kanunla dahi sınırlanması, bu hükümde sınırlanan çerçeve dışında mümkün değildir.” Seçilme hakkının ise yine anayasada, Milletvekili Seçim ve Mahalli İdareler Seçim Yasası’nda düzenlendiğini ifade eden Sözüer, şöyle konuştu: “Düzenlemeler seçilme yasağını ancak kesinleşmiş mahkumiyet kararına bağlı tutmaktadır. KHK, disiplin soruşturması veya başka her ne nedenle olursa olsun kamu görevinden çıkarılmış olmak seçilme hakkına herhangi bir etki yapmamaktadır. OHAL KHK’leri kanun haline getirilmiş olsa dahi bunlar yargısal bir mahkumiyet kararı değildir. Ayrıca adaylık aşamasında denetlenmeyip seçim sonrasında mazbata verilmemesinin de hukuken kabul edilebilir olmadığı açıktır. Üstelik YSK, daha 24 Haziran seçimlerinde İbrahim Kaboğlu ile ilgili kararında, KHK ile görevden uzaklaştırmanın seçilmeye engel olmadığı sonucuna varmıştı. Gerek seçme gerekse seçilme hakkına yönelik bu karar ve itirazlar, anayasal bir ilke olan masumiyet karinesinin ihlalidir. Zira gerek seçilme hakkına ilişkin karar gerekse seçme hakkına itiraz, ihraç edilmiş kişilere adeta yargılanmış ve kasten işlenmiş bir suçtan dolayı hapiste bulunan bir hükümlü muamelesi yapmaktadır. Yargı kararı olmadan ceza yaptırımını uygulamak anlamına gelen karar ve uygulamaların, hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Anayasa, YSK kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne gidilemez dese de mahkeme, suçlu sayılamama bakımından konuyu ele alabilir.” l ANKARA Bahçeli, Antalya’da partisinin il başkanları ve yeni belediye başkanlarıyla buluştu. İSTANBUL SEÇİMLERİ Erdoğan’dan ‘çalıştırmayın’ talimatı KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRIYA TEPKİ ÇEKEN YORUM Bahçeli: Adama yumruk attıracak kadar ne yaptın? SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara Çubuk’ta şehit cenazesinde uğradığı linç girişimine ilişkin yaptığı açıklamada CHP lideri Kılıçdaroğlu’na “tatile çıkmasını” önerdi. Kılıçdaroğlu’na yönelik “O bölgede ne işin var senin” ifadelerini kullanan Bahçeli şunları kaydetti: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşı karşıya kaldığı olaydan memnuniyet duymak mümkün değildir. Bir siyasi partinin lideri nereye nasıl gideceğine kendisi araştırmalı. Ve ondan sonra da eğer gitmeyi çok uygun bir zemin olarak görüyorsa her türlü ihtimalin de tedbirini alarak gitmesi lazımdır. Böyle bir olayın zemini hazırlanmış mıdır, 1 Mayıs olaylarına bugünden hazırlık mı yapılmaktadır. Durumu İçişleri Bakanı çok yönlü incelemeli. Köy halkı dinlenmeli. O bölgede ne işin var senin. İki gün sonra taziye evine gitsen acısının hafiflediği bir ortamda başsağlığı dilesen ne olur. Ankara’nın dışın da hangi cenaze törenlerine bu kadar iştahla katıldın. Bu Akkuzulu’da yaşayanlar kimdir? Bakarsan bunların çoğu sert adamlar. Eğer bunlara ‘Bu adam burada ne geziyor bunu sokmayın köye’ demişlerse, televizyonda yaşlı bir adam yumruk atıyor. O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen? Kılıçdaroğlu’nun bir tatile çıkması lazım.” ‘Türkiye ittifakı’ sorusu İl başkanları ve yeni belediye başkanları ile Antalya’da bir araya gelen Bahçeli, programın kapanışında yaptığı konuşmada “İstanbul’da seçim tekrarı beka meselesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan da ‘Türkiye ittifakı’ sözlerine açıklık isteyen MHP lideri, “Bu gelişmeler karşısında Türkiye İttifakı’ndan bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır. Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi bir ittifak olmaz, olamaz. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın Türkiye İttifakı’yla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Bizim bildiğimiz Cumhur İttifakı’dır” ifadelerini kullandı. l ANTALYA Baskı bitti, memur gitti Belediyelerde işçilerin yanı sıra iktidara yakın MemurSen’e tepkili memurlar da jet hızıyla istifa ediyor MUSTAFA ÇAKIR 31Mart seçiminde CHP’ye geçen belediyelerde memurlar jet hızıyla MemurSen’den istifa etti. Birleşik Kamuİş’e bağlı Tüm YerelSen, Ankara, Adana, Bolu, Antalya’da da yetki için çoğunluğu sağladı. Tüm YerelSen Genel Başkanı Hakan Kıran, istifa eden 4 bine yakın memurun kendi sendikalarına üye olduğunu söyledi. Kimseye baskı yapmadıklarını, yıllardır imzalanan sözleşmelere tepki gösteren memurların MemurSen’den bir kalemde istifa ettiğini kaydeden Kıran, daha önce İzmir, Aydın, Muğla, Hatay ve Tekirdağ büyükşehir belediyelerinde yetkili sendika olduklarını belirtti. Sosyal demokratların yönetimde olduğu 6 belediyeden sadece Eskişehir’de yetkili olmadıklarını kaydeden Kıran, orada da yeni üyeliklerin devam ettiğini söyledi. Seçimin ardından Ankara, Adana, Bolu, Kırşehir ve Antalya’da da yetki için çoğunluğu sağladıklarını dile getiren Kıran, İstanbul’da da memurların kendi sendikalarına üye olmaya başladıklarını bildirdi. Kıran, “MemurSen’e zorla kaydı yaptırılmış olan memurlar istifa ediyorlar. 4 bine yakın memur bize üye oldu” dedi. l ANKARA HAZAL OCAK Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP İstanbul İl Başkanlığı’nda önceki gün düzenlenen toplantıda il yönetimini, İstanbul adayı Binali Yıldırım ise partinin seçim stratejisini eleştirdi. Kulislerde ilk seçim değerlendirmesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için “Topal ördek” benzetmesini yapan Erdoğan’ın belediye meclisindeki üstünlüğünü kullanarak İmamoğlu’nu çalıştırmamak için talimat verdiği konuşuluyor. AKP’nin Sütlüce’deki İstanbul İl Başkanlığı önceki gün basına kapalı kritik bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıdan sızan bilgilere göre AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak’ı sert bir dille eleştiren Erdoğan, “İl genelinden mahalleye kadar döküldünüz. Bu başarısızlığın bir muhasebesi olacak” dediği öğrenildi. Yerel yönetimlere yasa İBB’nin eski meclis üyesi Hüseyin Sağ’ın verdiği bilgilere göre Erdoğan’ın toplantıya katılan AKP’li belediye meclis üyelerine talimatlar vererek “Meclis’te komisyonlar sizin elinizde. Meclisin 1. ve 2. başkan vekilleri de sizde. Ekrem İmamoğlu’nun tüm vaatlerini takip edeceksiniz. Su fiyatında yüzde 40 indirim yapacakmış. Nasıl yapacakmış bir görelim” dediği belirtiliyor. Belediyedeki işleyiş nedeniyle CHP’nin İBB encümenindeki çoğunluğu elde edeceğini belirten Erdoğan’ın “Biliyorsunuz yerel yönetimlerle ilgili bir çalışmamız var. Yapacağımız bir değişiklikle encümende siyasilerin sayısını artırmak suretiyle değişikliğe gideceğiz. Bürokratların sayısı azalacak” diye konuştuğu söyleniyor. Encümenin arsa alım satım, kiralama, yıkım ve para cezasına kadar birçok önemli görevi bulunuyor. Ayrıca Erdoğan’ın İBB komisyonlarındaki AKP’li meclis üyelerini ve İBB AKP grup yönetimini belirleyeceği konuşuluyor. Sayısal dengeler İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi, bugün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başkanlığında toplanacak. 312 üyeden oluşacak İBB Meclisi’nde 4 MHP’li ,176 AKP’li olmak üzere Cumhur İttifakı’nın üye sayısı 180 oldu. Millet İttifakı da 127 CHP’li, 4 İyi Partili ve 1 de İBB Başkanı olmak üzere 132 üyeden oluşuyor. İstanbul’da 24 ilçe AKP’li, 14 ilçe CHP’li, 1 ilçe de MHP’li başkan tarafından yönetilecek. l İSTANBUL Alınteri ile kazanmak budur... Adaletsiz bir seçim dönemi artık bitmiş oluyor mu? Yoksa her şey şimdi mi başlıyor? Bu seçim sürecini unutmamak gerekiyor. En yetkili ağızdan duyulan tehditler, şantajlar, korkutmalar altında yaşanan bir seçim süreci nasıl yaşanabilirdi? Bu toplumun demokrasiden yana insanları öfke içinde, cesaretle, azimle, işbirliği ile, dayanışmayla direndiler. Bu toplum alınteri ile kazandı. Bu kazanımlar da gene yaygara ile, şamata ile, iftiralarla, tehditlerle geri alınmaya çalışıyor. Ama artık olamaz. Bu toplumun demokratik güçleri çaresizlik eşiğini geçti. Alınteri kazandı ve kazanacaktır. Demokrasi gökten inmez Demokrasi bir topluma dışardan gelmez. Demokrasi bir ülkeye gökten inmez. Demokrasi, insanların ortak yaşamlarını kendilerinin yönetmesidir. Bu da, kendini yöneten insanların yaşama düzenidir. Onun için de ne istediğini bilen bilinçli alınteri çaba harcayacaktır. Yorulacak, üzülecek ama hedefinden vazgeçmeyecektir. Bu yerel seçim sürecinde yaşananlar unutulmayacaktır. İktidar cephesinin tehditleri, ahiret vaatleri, cennet beratları ile toplumu kandırma gayretleri unutulmayacaktır. Bu süreç, “evet hayır” referandumunun nasıl çalınıp kaçırıldığını da ortaya koymaktadır. Bu süreç, Cumhurbaşkanlığı seçiminin de nasıl manipüle edildiğini açıklamaya yeterlidir. Bu süreç unutulmamalıdır. MHP Başkan Yardımcısı’nın “CHP tek adam rejimini kaldırıp demokrasiyi getirme peşindedir. Buna izin vermemeliyiz” sözleri unutulmamalıdır. Tek adam rejiminin yürürlükte olduğu unutulmamalıdır. Demokrasi gökten inmeyecektir. Demokrasi, bu toplumdaki demokratik güçlerin mücadelesi ile kazanılacaktır. Yerel seçim başarıları bu mücadelenin başlangıcıdır. Demokratik mücadele ortak güçlerin birlikte mücadelesidir. Elbette liderler olacaktır ama bu süreci lider yaratmak olarak görmemeliyiz. Ekrem İmamoğlu, duruşuyla, söylemleriyle, yaptıklarıyla gücümüz olacaktır. Mansur Yavaş, Ankaramızın asıl kimliğine kavuşmasının öncüsü olacaktır. Tunç Soyer yeni yapıcı gücümüzün ortak örneği olacaktır. Yeni belediye başkanları bölgelerin yeni umutlarıdır. Ama gevşemeyelim, kolaya kaçmayalım. Önümüzdeki yol uzundur, arızalıdır, gene alınterimizi beklemektedir. Evet, yapabiliriz Bu güçlükleri yenebiliriz. Yeniden uygar insanlık değerlerini paylaşarak yapabiliriz. İnsan ahlakını, insan vicdanını, insan şerefini, adaleti yaşam ekseni yapabiliriz. Bu otorite bağımlılığını, bu kayırmacılığı, bu yolsuzluk sistemini, bu haksızlık çemberini kırabiliriz. İnsanın insanca yaşamını sağlayabiliriz. Emeğin en büyük değer olduğunu ekonominin temeli yapabiliriz. Laik yaşamın toplumsal barışın temeli olduğunu kabul ederek yaşayabiliriz. Sağlığın herkes için eşit bir hak olduğu gerçeğini hayata geçirebiliriz. Her çocuğun laik eğitim görme hakkını uygulamaya sokabiliriz. Adaletin en yüce değer olduğunu, hukukun bunun için var olduğunu yaşatan bir sistemi kurabiliriz. Kartaca yıkılmalıdır Roma senatörü Cato, her konuşmasını “Kartaca yıkılmalıdır” diye bitirirdi. Amacı, Roma’nın bu hedefi unutmaması idi. Biz de asıl hedefimizi unutmamalıyız. Asıl hedefimiz DEMOKRASİ olmalıdır. Bugünün demokrasi kılıflı otokratik rejimi sürüp gidemez. Çalınan seçimlerle gelinen bu nokta yanıltıcıdır. Toplumumuzun istekleri “gerçek demokrasi”dir. Parlamenter demokrasi, güçler ayrımına dayalı yönetim sistemi. Yetkili yasama, bağımsız yargı, denetlenen yürütme. Bu sistem etkin biçimde kurulmalıdır. Gene alınteri ile. Gene ortak mücadele ile. Ama mutlaka... Pamukoğlu’nun partisi HEPAR kapatıldı Osman Pamukoğlu’nun kurucusu olduğu Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) siyasi faaliyetlerini durdurma kararı aldı. HEPAR Merkez Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “4 Eylül 2008’de kurulan Hak ve Eşitlik Partisi; hiçbir kurum ve kuruluştan yardım görmeden, bir avuç yurtseverin maddi ve manevi desteği ile, on yıl hayatta kalmayı başarmıştır. 21 Nisan’da toplanan olağanüstü kurultayda alınan kararla parti kapatılmıştır” dendi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle