21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kentler iklim için yarışıyor WWFTürkiye, 2019 Uluslararası etkilerini azaltmalarını hedefliyor. 2018’de Uppsala (İsveç) birinci seçilmişti. Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın Türkiye ayağını başlatıyor. Yarışma, Türkiye’den finale kalan Gaziantep, İzmir ve İstanbul arasından ulusal kentlerin, küresel ısınmayı 1.5 derece eşiğinde tutmak için iklim değişikliğine kazanan olarak ise İzmir birinci olmuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet 22 NİSAN 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: SERPİL ÜNAY Bu oyun odası cezaevindeCezaevlerinde kalan 06 yaş arasındaki 725 çocuk yoksunluklar içinde yaşıyor ElIzabeth 93 yaşınDA Çanakkale Cezaevi’nde anneleriyle kalan küçük çocuklar için üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan oyun odası Cyenilendi eza infaz kurumlarında anneleriyle birlikte 06 yaş arasında 725 çocuk kalıyor. Bu çocukların her birinin okul öncesi eğitim almaya hakkı var. Ancak birçok kurumda bu fırsattan yararlanamayan ve “dışarısı” ile hiç tanışmamış çocuk çok. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlköğretim, Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı “Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi” kapsamında yürütülen ‘Hayaller Dört Duvara Sığmaz’ proje si kapsamında Çanakkale E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda anneleri ile birlikte kalan çocuklar için açılan Oyun Odası yenilendi. Halen odadan dört çocuk yararlanıyor ama çocuk sayısı değişebiliyor. Ortam uygun değil Üniversitenin Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Aktan Acar, okul öncesi dönemi anneleriyle birlikte ceza infaz kurumlarında geçirmek zorunda kalan çocukların yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bu çocuklar kapalı alanda bulunma, koğuşların fiziki ve sosyal şartları kendileri için uygun olmaması, akranlarından uzakta yetişme, uygun rol model olabilecek insanlarla bir arada olamama, çevresel uyaranlardan yoksunluk, içinde bulunduğu yaş grubunun gerektirdiği eğitimi alamama, gelişimsel gerilikler Cezaevlerinde yaşayan küçük çocuklar gelişimsel gerilikler, çevresel uyaranlardan yoksunluk gibi birçok dezavantajla karşı karşıya. Anne çocuk koğuşu Prof. Aktan’ın bu çocuklar için önerileri de şöyle: 4 Ceza infaz kurumlarında anneleri ile birlikte yaşamak zorunda olan çocukların bu zor dönemi en az zararla geçirebilmelerini ve ileride topluma kazandırılabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla öncelikle farkındalık yaratmak. 4 İlgili bakanlıklar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar, sanatçılar gibi gruplarla iletişim kurarak kamuoyunun dikkatlerini bu konuya çekmek, ardından gerekli desteği sağlayarak projeler geliştirmek. 4 Anneleri ile kalan bu çocukların eğitim ve fiziksel koşullarını iyileştirmek, örneğin; 03 yaş arasındaki çocuklara yönelik sadece bu yaşta çocuğu olan annelerin birlikte kalabileceği koğuşlar planlamak, 36 yaş grubu çocukların anneleriyle değil de dışarıda diğer ebeveyni ya da akrabası ile kalmasına yönelik çalışmaları hızlandırmak. 4 Avrupa ülkelerindeki modelleri inceleyerek özellikle “müstakil” Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumları bünyesinde burada kalan çocukların gelişimlerini en üst düzeye çıkarmak ve fırsat eşitliği sağlamak amacıyla kreş ve anaokulları dışında “özel bir model” geliştirmek. 4 Genç akademisyenleri ve araştırmacıları bu konuya yönlendirerek mevcut durumu gözler önüne serip kamuoyu yaratmak, ardından kısa, orta ve uzun vadede çözüm önerileri geliştirip hayata geçirmek. 4 Avrupa’da ceza infaz kurumlarında yaşamak zorunda kalan çocukların gelişimlerini desteklemek amacıyla kurulan “Children of Prisoners of Europe” gibi etkin çalışan kurumlara üye olup, bu kurumların faaliyetlerini takip etmek. gibi birçok dezavantajla karşı karşıya kalmaktadırlar. Kutuk ve arkadaşları tarafından Tarsus Kapalı Kadın Cezaevi’nde anneleriyle birlikte kalan çocuklarla yürütülen bir araştırmanın sonucunda, çocuklarda en sık tanılanan uyum bozukluğunun ‘ayrılma anksiyetesi bozukluğu’ ol ÜLKELERE GÖRE YAŞ SINIRI Ülkelere göre anneleriyle birlikte cezaevinde kalan çocuklar için üst yaş sınırı: Türkiye: 6 yaş, Pakistan ve İspanya: 6 yaş, Avustralya: 5 yaş, Kanada ve Kenya: 4 yaş, Danimarka, Portekiz, Hong Kong ve İsviçre: 3 yaş, Almanya: 36 yaş aralığı, Finlandiya: 2 yaş, İsveç ve Malta: 1 yaş, Birleşik Krallık: 18 ay duğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca bu çocuklar yaşıtları gibi okul öncesi eğitime sağlıklı bir biçimde ulaşamamaktadırlar. Giderek artan farkındalıklar, geliştirilen projeler ve devletin desteği ile bu dezavantajları en aza indirmek amacıyla bazı ceza infaz kurumlarında oyun odaları, kreş ve anaokulları oluşturulmakta ya da çocuklar ceza infaz kurumları dışındaki bir okul öncesi eğitim kurumuna gönderilmektedir. Günün belli saatlerini kreşte, oyun odasında ya da anaokulunda geçiren çocuklar, süre dolduğunda ise koğuşlara annelerinin yanına dönmektedirler. Ancak ne yazık ki, tüm ceza infaz kurumları aynı donanımlara sahip değildir.” Hacettepe’de Köy Enstitüsü paneli Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 79. yıldönümü Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nün düzenlediği “Köy Enstitülerinde Eleştirel Düşünme ve Bütüncül Eğitim” konulu panel ile kutlandı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ali Ekber Şahin’in yönettiği panele Prof. Dr. Songül Sallan Gül, Dr. Niyazi Altunya ve Alper Akçam konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Şahin okul eğitiminin her kademesinde eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması gerektiğini ancak bu konuda başarılı olunamadığını belirterek, “Eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması yoluyla aklın özgürleştirilmesi ve insanın üretken kılınması Köy Enstitüleri’nin en temel amacıydı” dedi. Dr. Niyazi Altunya, Köy Enstitüleri’nin sadece öğretmen değil, köye yararlı olacak meslek erbabı yetiştirmeyi hedeflediğine dikkat çekerek, bunun da enstitülerde iş içinde bütüncül bir eğitim yaklaşımıyla gerçekleştirildiğini vurguladı. Şirin Tekeli Araştırma Ödülü Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin (SU Gender) Şirin Tekeli anısına düzenlediği “Şirin Tekeli Araştırma Ödülü”nün 2019 yılı için başvuruları başlıyor. Başvurular 11 Ekim 2019 tarihine kadar devam edecek. ‘Likya temiz kalsın’ Notre Dame de Sion ve Saint Michel Fransız liselerinin Yaşam/ Çevre Kulübü öğrenci ve öğretmenleri, “Likya Yolu Temiz Kalsın” projesi çerçevesinde çevre yürüyüşü yaptı. İki günlük etkinlikte öğrenciler önce Ali Yonca Döğerli İlkokulu’nda öğrencilere kendi yazdıkları doğa konulu çevre masalları okudu. Sonra hep birlikte okul duvarını boyayan öğrenciler, okul bahçesine zey tin fidanı da dikti. Notre Dame de Sion ve Saint Michel Fransız liselilerin okullarında düzenledikleri kitap kampanyası sonucu toplanan kitaplarla da okulda “okuma odası” oluşturulacak. Etkinliğin ikinci gününde Türkiye Dağcılık Federasyonu rehberleri eşliğinde FethiyeDarboğaz boyunca yaklaşık 6 kilometre yürüyen öğretmen ve öğrenciler, çevreye atılan atıkları topladı, meyve çekirdeklerini ve yaptıkları tohum toplarını doğaya bıraktı. Çocuk İzleri İstanbul Oyuncak Müzesi’nin “Çocuk İzleri” Resim Sergisi, 18 Mayıs’a kadar İMOGA Grafik Sanatlar Müzesi’nde açık kalacak. Sergide, sanatçı Nurettin Kazankaya’nın resmettiği 35 resmin Fine Art baskıları ve İstanbul Oyuncak Müzesi koleksiyonunda yer alan 19 oyuncak yer alıyor. Koruncuklar Urla’da Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar (Koruncuk) Vakfı’nca eğitim hakkı risk altındaki kız çocukları için Koruncukköy Urla hizmete açıldı. Toplam kapasitesi 205 olan köyde ilk yıl 40 kız öğrenci olacak. İhtiyaç sahibi olan ailelerin okumak isteyen çocuklarının kabul edileceği Koruncukköy Urla’da, aynı yaş grubundaki çocukların 810 kişilik gruplar halinde yaşayacakları daireler bulunuyor. Çocukların yaşayacağı her binada özel mutfak, oturma, televizyon izleme ve dinlenme alanları yer alıyor. Destek çok Koruncuklara alanlarında uzman eğitimciler eşliğinde; bedelsiz barınma hizmeti, kitapkırtasiye malzemesikıyafet ve sağlık sigortası, yılda en az 2 kez aile yanına gidiş dönüş için ulaşım, etüt öğretmeni, rehberlik ve kariyer danışmanlığı, ihtiyaç halinde rehabilitasyon desteği verilecek ve tatil dönemlerinde gelişim kamplarına katılma olanağı sağlanacak. Vakıf Başkanı Figen Özbek II. Elizabeth’in “emekliye ayrılabileceği” konuşuluyor. Kraliçe’nin eşi Prens Philip, önceki yıl resmi görevlerini bırakmıştı. Kendi de rekortmen oğlu da Elizabeth 93 yaşına girdi. Kraliçenin tahtta kalma rekoru, 70 yaşındaki Galler Prensi Charles’ı da en uzun süredir tahtı bekleyen varis yaptı Kraliçe II. Elizabeth 93 yaşına girdi, tahtta olduğu süre içinde 13’ü İngiltere’de olmak üzere kendisini hükümdar kabul eden ülkelerde 150’den fazla başbakan gördü. Elizabeth Alexandra Mary Windsor ya da daha çok bilinen adıyla Kraliçe II. Elizabeth 93’üncü yaşını kutluyor. Kraliçe II. Elizabeth, tahtta bulunduğu süre içinde Winston Churchill’den Theresa May’e kadar toplam 13 İngiliz başbakanı gördü. II. Elizabeth, İngiltere’nin yanı sıra Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Jamaika ve Papua Yeni Gine’nin de aralarında olduğu irili ufaklı bir dizi ülkenin de hükümdarı konumunda. Bütün bu ülkeler dikkate alındığında Elizabeth döneminde başbakanlık yapanların sayısı 150’yi geçiyor. Kraliyet ailesi St. George Şapeli’ndeki Paskalya ayinine katıldı. Kate Middleton, ayin sonrası Kraliçe’nin kızı Anne’dan olan torunu Zara Tindall’la bir süre sohbet etti. En yaşlı monark Geleneksel olarak her yıl biri gerçek, diğeri törensel olmak üzere iki kere doğum günü kutlayan Kraliçe, 21 Nisan 1926’da dünyaya geldi. 6 Şubat 1952’de kraliçe olan Elizabeth, İngiltere tarihinin en uzun süre tahtta kalan hükümdarı unvanını taşıyor. Elizabeth, 2015’te 89 yaşındayken büyükannesi Kraliçe Victoria’nın en uzun süre tahtta kalma rekorunu kırmıştı. l AA İZMİR Oğlağa yürüteç İzmir’in bir köyünde hasta doğan ve arka bacakları tutmayan 3.5 aylık oğlak, Kemalpaşa’da bulunan Çiftlik Hayvanları Barınağı’nda Hasan Kızıl tarafından kendisi için özel olarak tasarlanan yürüteci ile egzersiz yapıp ilaçlarla tedavi edilerek hayatına devam ediyor. Egzersizler sonucunda güçsüz olan ön ayaklarının hareketi güçlenmeye başlayan oğlak, artık yürüteci ile arazide dolaşıp otlayabiliyor. l DHA ERGENE Siyah akıyor Tekirdağ’ın Ergene ilçesinden geçen ve fabrika atıkları nedeniyle simsiyah akan Çorlu Deresi’nden son günlerde ağır kokular yayılmaya başladı. Koku nedeniyle evlerinin pencerelerini açamadıklarını söyleyen çevre sakinleri, yaz ayları gelmeden önlem alınmasını istedi. Trakya Platformu Sözcüsü Murat Sevgi, “Bu zehrin artık havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletmesinden evimize, soframıza penceremizi açtığımızda salonumuza girmesinden kurtulmak istiyoruz” dedi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle