23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 58 MART 2019 CUMA Fişleme büro kapattırdıCHP Uludere adayı Tanık, seçim çalışmalarının kamu görevlilerince engellendiğini söyledi İlçede, iki dönem ANAP’tan belediye başkanlığı, iki dönem AKP İlçe Başkanlığı yapan Tanık, CHP’den aday olunca sürekli baskı kurulduğunu anlattı. CHP’nin Uludere Belediyesi başkan adayı Salih Tanık, açtığı seçim bürosunu gelen baskılar nedeniyle kapatmak zorunda kaldı. Ta nık, “Seçim büromuza gelen insanlar hakkında terör örgütüne yardımdan soruşturma açmaya başladılar. Seçim büroma yaşlı mahmut bir insan geldiğinde ikinci lıcalı günü jandarma onun oğlunu terör örgütüyle ilişkilendirerek alıyor. Böyle bir baskı daha önce hiç görmedik” diye konuştu. CHP adayı Tanık, kapattığı seçim bürosunun camına da “İlçede partimize yönelik yapılan baskılar nedeniyle geçici olarak kapalıyız” duyurusunu astı. CHP’den aday olmadan önce Uludere’de iki dönem belediye başkanlığı ve iki dönem de AKP İlçe Baş kanlığı görevini yürüten ve 2014 yılında AKP’den aday olan Salih Tanık, 31 Mart seçimleri için CHP’den aday olduktan sonra yoğun baskılar görmeye başladığını ifade etti. 31 Mart seçimleri için Uludere’de açtıkları seçim bürosuna gelen vatandaşların fişlenmeye başladığını dile getiren Tanık, “Daha dün (önceki gün) ‘Terör örgütüne yardım ve yataklık yapıyorsunuz’ di ye seçim bürosuna gelen üç tane koruyucuyu işten çıkarmaya kalktılar. Daha önce ANAP döneminde Uludere’de iki dönem belediye başkanlığı yaptım. 12 yıl Kızılay başkanlığında bulundum. İki dönem AK Parti İlçe Başkanlığı da yaptım. CHP’den aday olunca büyük bir baskı görmeye başladık. Burada koruculuk sistemi yaygın. Memurlar fazla. Bizim amacımız insanlar teh dit edilmesin. Seçim büromuza gelen insanlar hakkında terör örgütüne yardımdan soruşturma açmaya başladılar. Seçim büroma yaşlı bir insan geldiğinde ikinci günü jandarma onun oğlunu terör örgütüyle ilişkilendirerek alıyor. Böyle bir baskı daha önce hiç görmedik” diye konuştu. Oy pusulası baskısı Tanık, ilçedeki kamu görevlilerinin 31 Mart’ta sandık başına giden herkesin oyunu kullandığı anda fotoğraf çekilmesi yönünde baskı kurduğunu da belirterek “İlçe jandarma komutanı, ilçe emniyet müdürü ve kaymakam; ‘AK Parti’ye oy veremeyen herkesi işten atacağız’ diye baskı kuruyorlar. Kimse sandık başında attığı oyu kameraya çekmek zorunda değil” değerlendirmesini yaptı. Tanık, kaymakam ve ilçe emniyet müdürüyle baskılar konusunda konuştuğunu ancak olumlu gelişme sağlayamadığını ifade etti. Tanık, seçim çalışmalarında kendisine destek veren vatandaşların zarar görmemesi için seçim bürosunu geçici olarak kapattığını açıkladı. l ANKARA Akşener’i hedef aldıMardin ve Siirt’te partililere seslenen Erdoğan İYİ Parti liderini ‘yalancılıkla’ suçladı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim çalışmaları kapsamında dün Mardin ve Siirt’te partililere seslenirken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i hedef aldı. Mardin’in gönlünde yerinin ayrı olduğunu söyleyen Erdoğan, Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atandıktan sonra çehresinin değiştiğini ileri sürdü. Erdoğan, “60 bin metrekare millet bahçesi yaptık. Ama HDP’li belediyeler ne yaptı çukur kazdı, iş makineleri ile kanal açtı” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önceki gün Denizli’de yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanının terörist dediği Denizlililer nasılsınız” sözlerine de tepki gösteren Erdoğan, “Ben güya HDP’ye oy veren Kürtleri terörist ilan ediyormuşum. Baktılar tutmuyor bu yalana başvurdular. Aynısını Meral hanım da yapıyor. Dün de (önceki gün) Denizli’de utanmadan sıkılmadan benim Denizlili kardeşlerime terörist dediğimden bahsediyor. Utan utan. Sen ne terbiyeden muafsın ya. Avukatlarımı görevlendirdim asla ve kata benim söylediklerim yöneticilere, halkıma değil” ifadelerini kullandı. HDP’li yöneticilerin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ve PKK için söylediği sözleri sinevizyondan gösteren Erdoğan, “Kürdistan’da oyları HDP’ye vereceksiniz, batıda da AKP ve MHP’yi yok edeceksiniz diyorlar. Çok mereklıysa Kuzey Irak’ta Kürdistan var oraya gitsin. Bu bölücülüktür” dedi. Öte yandan, Erdoğan'ın avukatları Denizli'deki sözleri nedeniyle Akşener hakkında Cumhurbaşkanına haraket iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. ‘Enayi miyim?’ Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Siirt’te düzenlediği mitingde de Akşener’i hedef alarak, “Bu Hanımefendi, benim Denizlili kardeşlerime ‘terörist’ dediğimi söylüyor. Ya bunun medyada ne yazıyor, bir hafta önce cumhurbaşkanı buraya geldi ne konuştu, bundan da haberi yok. Bunların kılavuzu karga. Ben vatandaşıma ‘terörist’ diyecek kadar enayi miyim” dedi. l İç Politika Öğrenciler mitinge taşındı Şanlıurfa Haliliye Kaymakamalığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, taşımalı tüm ilk, orta ve liselere yazı göndererek öğrencilerin “Babamla beraber Göbeklitepe’yi geziyorum” etkinliği adı altında bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açılışını gerçekleştireceği Göbeklitepe’ye götürülmesini istedi. Okul idarelerine gönderilen yazıda, tüm taşıma şoförleri ve öğretmenlerin “tebliğ edilen konuyu titizlikle yerine getirmeleri” istendi. Eğitim Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İsmail Tutul öğrencilerin bir siyasi partinin mitingine götürülmesine tepki gösetererek, “Çocuklarımız kullanılıyor. Siyasete alet ediliyor. Sürekli tekrarlanan bir durum. Taşımalı olan çocuklar çok farklı yerlerden gelen yoksul ailelerin çocuklarıdır. Bu çocukların ailelerinden de izin alındığını düşünmüyoruz. Farklı bir etkinliğin altında mitinge götürülüyorlar” diye konuştu. l ZEHRA ÖZDİLEK/ İSTANBUL Erdoğan, Denizli’deki sözleri nedeniyle eleştirdiği İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener için suç duyurusunda bulundu. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Erdoğan’a hakaret iddiasıyla dilekçe verdi. Alper Taş: Ben yok, biz varCHP’nin Beyoğlu adayı, doğrudan demokrasiye vurgu yaptı, projelerini açıkladı LEYLA KILIÇ CHP Beyoğlu Belediyesi başkan adayı Alper Taş, “Biz mal mülk biriktirmeye gelmiyoruz. Temsili demokrasi krizde. Biz doğrudan demokrasiyi esas alacağız. Yönetim anlayışımızda ‘ben’ yok, ‘biz’ var” dedi. Alper Taş, İstiklal Caddesi üzerindeki Halep Pasajı’nın içinde bulunan Ses Tiyatrosu’nda ilçe için hazırladıkları projelerini tanıttı. Etkinliğe parti yöneticilerinin yanı sıra sanatçılar, aydınlar, akademisyenler, gazeteciler, demokratik kitle örgütleri, sendika temsilcileri ve yurttaşlar da katıldı. Taş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak, kadınlar için daha özgür bir dünya dileklerini iletti. Taş, her alanda halkın çıkarını koruyacaklarını belirterek “Ben bir politikacı değilim. Ben hep dev rimci olmaya çalıştım. Beyoğlu halkının tümü için devrimci olmaya devam edeceğim. Bizim geleneğimizde yalan söylemek ve boş vaatler vermek yok. Beyoğlu’nu Beyoğlululara vermeye geliyoruz. Alper Taş nasıl belediye başkanı olduysa, o makamdan öyle gidecek. Yani biz mal mülk biriktirmeye gelmiyoruz” dedi. l İç Politika ‘25 günde 25 yeni eser’ CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlık binası önünde düzenlenen törenle DİSK Genelİş Sendikası ile toplusözleşme imzaladı. İmamoğlu, “Bu anlaşmayla, Beylikdüzü Belediyesi’nde, en düşük işçi maaşı 2 bin 800 TL oldu. Ayrıca her 8 Mart’ta kadın çalışanlar izinli olacak. Bu uygulamayı İBB’de de devam ettireceğiz” dedi. İşçilerden helallik isteyen İmamoğlu, onlarla vedalaştı. Daha sonra Kavaklı Mahallesi’ne geçen İmamoğlu, “25 Günde 25 Yeni Eser” projesi kapsamında futbol sahası, kütüphane, sosyal yaşam merkezi ve park açılışlarını gerçekleştirdi. l İç Politika Beyoğlu’nun erken baharı Mustafa K. Erdemol Alper Taş’ın CHP adayları içerisinde geleneksel CHP seçmeninin dışındaki kesimlerden de oy alma potansiyeli en yüksek aday olduğunu söylemeye gerek yok. Kuşkusu olanların dün Ses Tiyatrosu’ndaki buluşmayı görmelerini isterdim. Beyoğlu’nun farklı kültürlerden oluşan yapısına Taş’ın enternasyonalist dünya görüşü de pek uygun. Beyoğlu’nu oluşturan ne kadar bileşen varsa Taş’ta hepsinden birer parça var. Beyoğlu’nda yaşayan azınlıkları, semtin kenar bölgelerinde yaşayan itilmişleri kucaklayacak planı, projesi de hazır. Dün bunların hepsinden söz etti. Mevcut zihniyetin Kentsel Dönüşüm’ü “soylulaştırma” olarak tanımladığını belirtiyor Taş. Bundan amaçlananın semti emekçilerinden arındırarak “Beyaz yakalılar” bölgesine çevirmek. Kentsel dönüşüm buna hizmet ediyor Taş’a göre, ki gerçeklik payı bir hayli fazla. Kendisinden kurtulmak iste nen emekçi de muhafazakârlaştırılan semtte kendisine yer bulamayacağını düşünen gayrimüslim de Taş’ta birleşiyor. Kentsel dönüşümün semt emekçileri için bir felakete dönüştüğünü belirten Alper Taş’ın vaatlerinden en çarpıcısı “hiçbir mahalleye yanımda müteahhitle gitmeyeceğim” demiş olması bence. Müteahhidin yönlendirmesiyle bir kent planlaması yapılmayacağını biliyor oluşundan ötürü bunu vaat ettiği çok belli. Beyoğlulular da müteahhit yönlendirmeli AKP belediyeciliğinin semte ne kadar zarar verdiğini yaşayarak öğrendikleri için Taş’ın yanındalar. Dünkü toplantıda hem işyerlerinin önünden masaları kaldırılan esnaf, hem kentsel dönüşüm yoluyla semtten sürülmek istenen özellikle Anadolu kökenli emekçi hem de semtin kadim sakinleri olan azınlıklar da yer aldıysa nedeni AKP belediyeciliğinin mağdurları olmalarındandır. Onca yıldır İstanbul’un dünyaya en açık yüzü olagelmiş Beyoğlu’nun AKP’nin belediyecilik anlayışının bir sonucu olarak gittikçe renksizleştiği sır değil. Bir zamanlar eğlence yerleriyle, kültür sanat mekânlarıyla son derece canlı bir yaşamın olduğu Beyoğlu, her İstanbullunun her türlü zevkine seslenen bir yerdi. Alper Taş, “Beyoğlu’nu geri alacağız” dediğinde alkışların uzun sürmesinin bir anlamı olmalı bu nedenle. Beyoğlu’nun gerçekten büyük sorunları var. Kadınlar için özellikle ciddi bir güvenlik sorunu yaşıyor semt. Bu nedenle “karanlık bir tek sokak kalmayacak” vaadi de özellikle önem taşıyor Taş’ın. Ne vaat ettiyse, hangi projeyi önerdiyse (burada anlatabilmeye olanak yok) “hepsini birlikte yapacağız” diyen biri Taş. Bunu “Dayanışma Uygarlığı” olarak adlandırıyor. Çok yerinde bir adlandırma bu. Alper Taş, daha kazanmadan bir bahar havası estirmiş görünüyor semtte. Dün Ses Tiyatrosu’nda olanlar tanıktır buna. Evdeki baba Birkaç gün önce... Siz evde yemek pişirirken... Siz arabanızla işe giderken... Siz çocuğunuza ders çalıştırırken... Siz film izlerken... Siz tatil planları yaparken... Siz... siz... siz sıradan bir hayat yaşarken... Bu ülkede bir evin tuvaletinde bir kadın gizlice bir bebek doğurdu kanlar içinde. Sonra annesiyle birlikte yeni doğan bebeği ağzını sıkı sıkı bağladıkları bir çöp torbasına koydular. Ve bir caminin önündeki çöp konteynırına attılar. Sonra eve dönüp yattılar. O ev... Tuvaletinde gizlice bir bebek doğurulan ve mutfağındaki çöp torbasına canlı canlı bir bebek koyulan ve o çöp torbası çöpe atıldıktan sonra geri dönülüp yatağında yatılan o ev... Sanmayın ki sizin eviniz değildir. Sanmayın ki o iki kadının korkusu ve cinneti sadece o iki kadının korkusu ve cinnetidir. Evdeki baba duymasın diye. Evdeki baba duymasın diye. Evdeki baba duymasın diye. Evdeki babanın yapabileceklerinden korkan tüm kadınlar aslında aynı cinayetleri hep birlikte işlerler ve aynı korkuyla hayatın en tehlikeli yerine sinerler. Babalardan korkan kadınlar... Babalardan korkan kadınlar. Babalardan korkan kadınlar... Bazen yanı başımızda... bazen de aynadalar. Babaya o korkutma ve öldürme ve delirtme hakkını tanıyan tüm toplumlar, göbeği kesilmeden çöpe atılmış bebeklerin ahlarıyla var olurlar. O yüzden kendilerine gelemezler ve daha iyi bir hayat düşleyemezler. Evdeki babaların karanlığı ve evdeki kadınların korkaklığı... Hem insanın hem de toplumun kaderini şekillendirirler. Evdeki babanın ve devlet babanın ve mafya babasının birbirine derinden bağlı karanlık varlığının pençesinde can çekişen çocuklar, kadınlar ve toplumlar... O babayı öldürmedikçe daha iyi bir hayata kavuşamazlar. O babalar, evdeki babalar... Kalplerine bir çivi gibi çakılmış kadim öfkenin cüretiyle kadınlara yaşam hakkı tanıyamazlar. O babalar, evdeki babalar... Aslında onlar da tuvalette gizlice doğum yapan kızlarının katili olacak kadar ağır yaralıdırlar. Kutsallaştırılarak pasifleştirilmiş kadının başrol oynadığı cinayetler, elleriyle öldürdüğü bebekler, terk edip gittiği çocuklar, görmezden geldiği ev içi cinsel suçlar uçsuz bucaksız bir piramit gibi yükselerek insanlığın devasa mezar taşları olurlar. O mezar taşının altında yaşarken ölen toplumlar... Karılarını ve kızlarını öldürerek namusunu korumakla mühürlü bir aklın esiri adamların kurduğu devletler yüzünden bir kısır döngünün içinde debelene debelene bugünlere geldiler. Yani... Çocuğu değil babayı öldürün. Siz yıkılmayın, devleti yıkın. Evdeki babadan... sokaktaki babadan... devletteki babadan hiç ama hiç korkmadan. Yıldırım, projelerini detaylandırdı AKP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım, seçim çalışmaları kapsamında dün Kadıköy ve Ataşehir’de iş insanları ile biraraya gelerek projelerini açıkladı. Yıldırım’ın İstanbul trafiğine ilişkin projelerinin de detayları belli olurken, yeni tüneller, bağlantı yolları, viyadükler ve köprülerle D100 ve TEM’e alternatif üçüncü bir ana hat oluşturulmasının hedeflendiği belirtildi. Binali Yıldırım dün ilk olarak ibadete açılan Çamlıca Camii’nde sabah namazına katıldı. Ataşehir’de bir otelde Ekonomi Kulübü’nün düzenlediği öğlen yemeğinde konuşan Yıldırım, “Lütfen bu seçimde genel siyaseti bir kenara bırakın, İstanbul’un geleceğine odaklanın. Çünkü biz İstanbulsuz Türkiye’nin olmayacağına inanıyoruz” dedi. Yıldırım’ın İstanbul trafiğine çözüm olacak projelerinin detayları da dün belli oldu. İstanbul trafiğini rahatlatmak için yeni tüneller, bağlantı yolları, viyadükler ve köprülerle D100 ve TEM’e alternatif üçüncü bir ana hat oluşturulması hedeflendiği belirtildi. Projeler kapsamında Sarıyer’den TÜYAP’a, Kuzey Marmara Otoyolu’na kadar bir tünel ağı kurulacak. Ayrıca D100 ve TEM’e alternatif 18 tünel yapılacak. l İç Politika C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle