18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 8 MART 2019 CUMA TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘8 Mart’ Bugün kutlanacak olan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nün, her ne kadar “16 Mart 1977”de, “Birleşmiş Milletler”in (BM) aldığı bir kararla oluşturulduğu kabul edilirse de, “8 Mart” önerisini ilk kez gündeme getirenin Alman sosyal demokrat hareketinin önderlerinden Clara Zetkin (18571933) olduğu bilinir. 1910’da Kopenhag’da toplanan, “2. Uluslararası Kadın Konferansı”nda, onun önerisiyle, her yıl “8 Mart”ın “Dünya Kadın Günü” olarak kutlanması oybirliği ile kabul edilmişti. Çünkü “8 Mart”, “1857’de Amerika’da kadın tekstil işçilerinin grev yaptığı gündü”, o “8 Mart günü”, emeğin korunması için savaşım veriliyordu; dolaysiyle bu öncü günü anacak, “8 Mart”ların temelinde “emeğin korunması” olacaktı. Ayrıca Zetkin, konuyu tarihsel boyutu içinde incelerken, Hıristiyanlığın kadın sorununa zarar verdiğini, “cinsiyet ayrımcılığının sürdürüldüğünü” bildirir, “cinsiyet köleliği”nden söz eder. Değerli dostlar, Zetkin’in, “20. yy”ın başında dile getirdiği bu “cinsel eşitsizlik” konusu, “21. yy”da ülkemizde bakın nasıl ele alınıyor: 2010’larda Polis Akademisi’nin başkanı Prof. Dr. Remzi Fındıklı, yayımladığı “Hasılı Kelam” adlı kitabında kadınları alçaltan ve malzeme olarak gören, ne ki artık kullanılmayan sav sözleri bulup çıkarmış, bunlara kitabında yer vermiş; “On beşinde kız ya erde ya yerde olmalı!” da onlardan biri... Polis tacizinin yine gündeme geldiği şu günlerde, Prof. Fındıklı’nın bu bilgilendirmesinin değerini, halkın, “Kılavuzu karga olanın...” diye başlayan atasözü pek uygun düşer... Öte yanda özellikle de “İslam dünyası”nın kadınları için, “8 Mart” çok önemli; hele “şeriat”ın, kadınerkek eşitsizliğine dayanan bu yönetimin geçerli olduğu ülkelerin kadınları için. Ve yine bilindiği gibi, bu ülkelerin birkaçının, “8 Mart”ı kenarından köşesinden olsa da kutlamaya kalkışmaları, “2010”larda iyice dikkat çeker olmuştu... Ne var ki bu ülkelerde, “çocuk gelinler” olayı çoğalarak sürmekteyken, ülkenin kadınlarının, “8 Mart”a katılmalarının nasıl değerlendirilmesi gerekir? Anımsanacağı gibi, o yıllarda Bangladeş, dünyada en çok “çocuk gelin”i olan ülkedir, bugün de öyle... Ayrıca Güney Asya’daki, İslam ülkelerinde gelinlerin yüzde 46’sını “çocuk gelinler” oluşturuyormuş... Dünyanın en kalabalık İslam ülkesi Endonezya’da da durum böyleymiş. Asya’dan batıya yönelirsek, örneğin Suudi Arabistan’da, yönetimin evliliğe bir “yaş sınırı” getirmek istediği ülkede duyulur duyulmaz, ülkenin en büyük Müftüsü “Abdülaziz el Şeyh”: “Evlenmek için bekleyenler fena halde yanılıyorlar (...) ‘on yaşındaki kızlar’ evlilik görevlerinin tümünü yerine getirebilirler!” çağrısını içeren bir “fetva”yı anında yayımlar. (26.4.2012) Ne var ki, tam o günlerde, İstanbul’un bir ilçesi olan Tuzla’nın belediyesinde nikâh işleminden sonra, evlenen çiftlere verilen bir “kitapçık”ta, kızların, din gereği “yedi yaşında” evlenebilecekleri savunuluyor, bunun uygulanması isteniyordu; bu konuda geçerli yasanın, “Erkek veya kadın ‘on yedi’ yaşını doldurmadıkça evlenemez” kesin hükmüne karşın... İşte bütün İslam ülkelerinde geçerli olan bu uygulamaların önlenebilmesi için, “Birleşmiş Milletler”e (BM) üye kuşkusuz içinde İslam ülkelerinin de olduğu “190 ülke” tarafından “oybirliği” ile kabul edilen, “11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü”, ilk kez “2012” yılında kutlandı. Dolaysiyle “11 Ekim”, tıpkı “8 Mart” gibi tanıtılıp desteklendiğinde, Dünya Kadınlar Günü’nün neredeyse, “iki milyara yaklaşan İslam ülkeleri” içinde bir anlamı olabilir... Bilmem ki katılır mısınız? Kuşkusuz bugün, ülkemizin yönetiminin başında bulunan, “Tek hedefimiz İslam Devleti’dir!” diyebilen, “Çok şükür şeriatçıyım!” diye haykıran, dahası, Avrupa’da çok sıkıştırıldığında, birden fazla kadınla evlenmeyi, şöyleböyle de olsa kabul eden iktidardaki partinin, “AKP”nin Başkanı da olan R.T. Erdoğan’dan, “8 Mart”ı kutlaması beklenemez... Belki “CHP” kutlar, her ne kadar, “8 Mart”ı (Eğitimin Birleştirilmesi’nin 95. yılını) anmasa da... Ülkemizin kadınlarının, “8 Mart” günü kutlu olsun! Not: İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’ndeki, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) “8 Mart”ı, türlü etkinliklerle kutluyorlar! İşte savcı EkrenYandaş medyanın savcıyı aklama çabası boşa çıktı hakkındaki karar Savcı Asım Ekren’in adli sicil kaydını yayımlayan yandaş medya, gazetemizin Ekren’i hedef gösterdiğini iddia etti. Ekren’in 2002’de yargılandığı, haksız menfaat elde etmekten 10 ay hapis ve para cezası aldığı mahkeme belgesini yayımlıyoruz. Sözcü gazetesinin ilk iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren’in 2002’de haksız menfaat elde etme suçundan ceza aldığı haberini yandaş medya ve savcı yalanlamaya çalıştı. Ekren’in “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” dosyasında şüphelilerden haksız menfaat temin etmeye çalıştığı suçlamasıyla (irtikap suçu) hakkında açılan dava sonunda 10 ay hapis cezası ve para cezasına çarptırıldığı mahkeme kararını yayımlıyoruz. Gazetemiz, Sözcü gazetesinin ilk iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren’in 2002 yılında haksız menfaat elde etme suçundan yargılandığını ve “Görevi kötüye kullanma” suçundan cezalandırıldığını, “Sözcü savcısı sabıkalı çıktı” manşetiyle okurlarına duyurdu. Haberimizin ardından açıklama yapan Asım Ekren kendisini, “Belirtilen olay 18 yıl önce olmuş, hukuki süreçten geçmiştir. Hiçbir hukuki niteliği kalmamıştır” sözleriyle savundu. Hükümete yakın bir internet sitesi ise Asım Ekren’in adli sicil kaydını yayımlayarak Ekren’in sicilinin temiz olduğunu öne sürdü. ‘Yasal engelim yoktur’ Savcı Asım Ekren mahkeme kararını yalanlayamazken, haberin çarpıtıldığını öne sürdü. Ekren, hakkında hüküm verilen olayın yargılandığı davanın mahkeme kararında da geçtiği şekilde gerçekleşmediğini de iddia etti. Haberimizin kamuoyuna yansıyan birtakım soruşturmaları şaibeli hale getirmek için yapıldı Savcı Asım Ekren’i “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” dosyasında şüphelilerden haksız menfaat temin etmeye çalıştığı suçlamasıyla (İrtikap suçu) açılan davada 10 ay hapis cezası ve para cezasına çarptırıldı. ğını öne süren Ekren, “Yaptığım tüm soruşturmalar hukuk çerçevesinde yapılmıştır. Atandığım görevlerde hiçbir yasal engel halim yoktur” ifadelerini kullandı. Siyasi iradeye atıf Ekren ayrıca söz konusu haberle “siyasi iradenin yıpratılmaya çalışıldığını” öne sürdü. Açıklamasında, “Tüm terfilerim mümtazdır. Dört yıl önce kurul oy birliği ile beni birinci sınıf savcı yapmıştır” diyen Ekren, “Haberde geçen olayla ilgili zamanın kurulu oyçokluğu ile ceza verdi. Sabıkamın olup olmadığı adlı sicil kayıtlarından anlaşılır. Talebim üzere yine kurul oybirliği ile cezayı kaldırmıştır. HSK kayıtlarında da anlaşılacağı gibi çocuğumun okulu nedeniyle ve talebim üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’ne atandım” dedi. Ülgen’den tepki Hükümete yakınlığıyla bilinen gazetenin ise üzerinde, “Yukarıda kimlik bilgileri bulunan kişinin adli sicil, arşiv kaydı yoktur” ifadelerinin yer aldığı Asım Ekren’e ait adli sicil kaydını yayımlaması üzerine gazetemize açıklamalarda bulunan avukat Celal Ülgen, “Savcının sabıkasızlık kaydını yandaş bir yayın organı yayımlamakla savcı hakkındaki verilmiş bir hükme karşın savcının önlenemeyen yükselişinin üstünü mü örtmüş oluyor” diye sordu. ‘Cezalar silinebilir, kaldırılabilir’ “Bazı düşük süreli mahkumiyetlere ve para cezalarına ilişkin sabıkalar zamanla ve talep halinde kaldırılabilir, af ile silinebilir” diyen Ülgen, “Savcının arşiv kaydı da Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesi 1b1 bendine aykırı olarak silinse de hüküm ortada, Gerekçe ortada” dedi. Ülgen özetle şunları söyledi: “‘Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler’ diye bir söz vardır. Şimdi savcıyı koruma içgüdüsü ile hareket eden yandaş medya olayı inkâr edemiyor, olmadı diyemiyor, savcının önlenemez yükselişine kılıf bulamıyor ama en kolay yola sapıyor. ‘Sabıkası yok’ diyor. Sonra da önceki kurul bu konuda ceza vermişti derken olayı kabul ediyor. 4 yıl önceki kurulun da cezasını kaldırdığını ve birinci sınıf savcı yaptıklarını söylüyor. HSK’nin mahkemelerin verdiği kararı silmeye, kaldırmaya yetkisi olabilir mi? Verilen cezaların kalktığı kabul dilse bile Sözcü soruşturması için daha düzgün sicili ve geçmişi olan bir savcı bulunamamış mı?” l İSTANBUL / Cumhuriyet Ertuğrul Akbay yaşamını yitirdi Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay’ın babası gazeteciyazar Ertuğrul Akbay (81), dün sabaha karşı yaşamını yitirdi. Akbay, geçirdiği ani rahatsızlık sonucu cumartesi günü Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Ertuğrul Akbay için bugün sabah saat 10.00’da Halkalı’daki Sözcü gazetesi binasında tören düzenlenecek. Akbay’ın naaşı burada düzenlenen tö renin ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki Zincirlikuyu Camii’nde cuma namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrası aile kabristanlığına defnedilecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Akbay ailesine başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından “Akbay’a Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı dilerim” mesajını paylaştı. l Haber Merkezi Ertuğrul Akbay KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 8 MART 2019 SAYI: 34120 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:57 05:42 06:06 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:21 13:20 16:33 07:05 13:05 16:18 07:27 13:27 16:43 Akşam 19:09 18:54 19:18 Yatsı 20:28 20:11 20:33 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HABER ‘heyeti değiştirin’ Avukatlardan HSK’ye başvuru İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi 6’sı tutuklu 20 avukatın yargılandığı davada, mahkeme heyetinin yargılama sırasındaki tutum ve davranışlarının hukuka uygun olmadığını aktaran baro başkanları ve avukatlar, heyetin değiştirilmesi yönünde taleplerini Hakimler, Savcılar Kurulu’na (HSK) sundu. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın dün basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ve çeşitli illerin baro başkanları katıldı. Yargılama sırasındaki İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin yargılama sırasındaki tutum ve davranışlarının hukuka uygun olmadığını aktaran Sağkan, “Bunun için de İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin değiştirilmesinden başlanması; biz avukatların ve baroların başta gelen talebidir. Talebimizi gerekçeleriyle birlikte HSK’ya sunacağız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Bharara’dan Erdoğan’a suçlama Rıza Sarraf soruşturmasını ABD’de başlatan, eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, 333 sayfadan oluşan “Bir Savcının, Suç, Ceza ve Hukukun Üstünlüğü Konusundaki Düşünceleri” adlı kitapta, Sarraf davasının bilinmeyen bazı yönlerine yer verdi. Sarraf davasıyla ilgili bölümde, “Açtığınız basit bir ceza davasının tuhaf uluslararası olaylara nasıl yol açtığını bir düşünün” diyen Bharara, “İlk başta Erdoğan sadece kızgındı. Davaya, savcılara, polise saldırdı” dedi. “Yabancı bir ülkenin Cumhurbaşkanı, Washington’a gelip ABD’li görevli bir savcıya saldırabileceğini, bir Amerikan suç soruşturmasına kendi tarzıyla müdahale edebileceğini düşündü” diyen Bharara, “İki ana gündem maddesi vardı. Kovulmamı ve Sarraf’ın serbest bırakılmasını istedi. Kovulmadım ve Sarraf serbest bırakılmadı. Ben kovulduktan sonra aylarca hapiste kalan Sarraf, fikir değiştirip hakkındaki suçlamaları kabul etti. Kendisiyle birlikte yargılanan sanık (Mehmet Hakan Atilla) aleyhine tanıklık yaptı. Bir duruşma sırasında Erdoğan’ı yolsuzlukla suçladı” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ “Uydurma söz, yalan” anlamında argo sözcük. 2/ Soyluluk... Avrupa Birliği’nin kısa yazılışı. 3/ Halk 1 BARBAR İ ZM 2 E V İ RGEÇ A 3 NANE ATE L 4 GR İ ZU E T İ 5 İ T İ RAN H 6 L A LOŞ SU 7 DUL DAH İ L 8 E R İ T EM OY 9 KARA L AHNA müziğine özgü telli bir çalgı... İki atla çekilen kızak. 4/ Listeden seçilerek yenilen yemek. 5/ Küçük bal teknesi... “Ne zaman seni dü şünsem / Bir ceylan içmeye iner” (İlhan Berk). 6/ Yahya Kemal’in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri... Duman lekesi... Dağ sırt larında geçit veren çukur yer. 7/ Ekvator bölgelerinde yetişen bir meyve ağacı. 8/ Patika... “Kalkın yerden dumanlı dağlar / Dost elinin bahçe bağı görünsün” (Bay burtlu Zihni). 9/ Şii mezhebinde belli başlı dinsel önderlere verilen şeref unvanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İspanya’da bir bölge. 2/ Başkalarının sırtından geçinen kimse... Rey. 3/ İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik... İngiltere’de çok sevilen bir tür bira. 4/ Aldatma işi, hile... Evren. 5/ “Aynı biçimde” anlamında kulla nılan bir bağlaç... Taş dibek. 6/ Denizayısı da denilen bir fok türü. 7/ Briçte sanzatu nun kısa yazılışı... Bertolt Brecht’in bir oyunu. 8/ Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer... Tavlada üç sayısı... Radyum elementinin simgesi. 9/ Tanrı’nın kulları demekse de, dilimizde “pek bol” anlamın da kullanılan sözcük. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle