23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DİZİ EDİTÖR:CAFER KURT 924 MART 2019 PAZAR Tank Palet, Saray’ınCHPİYİ Parti milletvekilleri çıkarmasında Harbİş Başkanı’nın ilk imzayı attığı kampanyanın da etkisi vardı. kalelerine hançer mi? Cumhurbaşkan Erdoğan bugüne kadar en güçlü kalelerinden Sakarya’da bilinen en az kalabalık destekli mitingini yaptı. Bir gün sonra CHP, İYİ Parti ağırlıklı, yakın çevre milletvekili destekli ‘Tank Palet vatandır, satılamaz’ gündemli bir miting düzenledi. Miting, ana akım medyada tam sansür edilse de, seçmenler arasında yansımaları hafife alınacak gibi görünmüyor. Zira, fabrikanın satışı kentte büyük bir işsizliğe yol açacak. Sakarya seçim taraması için Sakarya’ya gitmeden bir gün öncesi, Tank Palet eylemlerinde öne çıkan, Makina Müh. Od. Başkanı, TMMOB, KESK, CHP, İYİ Parti, Saadet, Sakarya bileşenleri sözcüsü Selim Aydın ile gezi, randevular sıralaması hazırlığı için telefonda görüşüyoruz... Bürosu, en geç bir saat içinde başlayacak Erdoğan mitingi için meydanda toplanan kalabalığa bakıyor. İlk kez Erdoğan mitingleri için yaşanmamış bir boşluktan söz ediyor.. Ciddiye almıyorum, ertesi sabah Sakarya otogarına indiğimde beni etkileyen “dakika bir gol bir” denecek türden bireysel bir karşılama.. 1967’den, üniversite gençliğinin örgütlü en parlak temsil edildiği süreçten iz bırakmış, bütün yükseköğrenim gençliğinin gerçek örgütlülüğünün simgesi TMTF kongresinden tanıklıkla.. Sokaklar Sakarya’nın köylerinden çok güçlü cemaat örgütlenmelerinin şalvarlı, sakallı, taşlı sopalı militanları ile doldurulmuş, gündüz gece devriyeler halinde sokaklarda devriye yapar gibi dolaşmaktalar... Öğrenci gençliğin kaldığı oteller, kongrenin yapıldığı sa İstanbul’dan taşınmış kalabalık polis koruma çemberi altına alınmış gibi.. Müthiş bir örgütlü provakasyonla, sonunda kongre şalvarlı, sakallı, taşlı sopalı kalabalıklar eşliğinde basılıyor, Demokratik kimlikli, tüm yükseköğrenim gençliğinin oylu katılım halkası içinde oluşmuş güçlü örgütlülüğü önce hukuken iki başlı hale getirilmiş bir tabloda tarihe gömülüyor.. Aynı türden toplatılmış kitleleri nerede ise hiç değişmemiş, tarihten çıkmış görüntüleriyle, Kılıçdaroğlu’nun Ankaraİstanbul uzun “hakhukukadalet” yürüyüşünde, Devrek sapağı çevresindeki protesto eylemlerinde gördüğümü Cumhuriyet okurlarıyla paylaşmıştım.. Öfkeli konuşmaları kulağımda.. Dikkat çekici değişim benzer giysilerle, benzer köken kimliği ortada bir çalışanın, bana doğru sevgiyle bakan gözlerle yaklaşmasından. “Hoş geldiniz, sizi tanıyorum, gazetecisiniz..” seslenişindeki, bakışlarındaki sıcaklıktan etkilenmemem olanak sız. Doğrusu yakın tarihlerdeki metro yolculukları, sokak karşılaşmalarından etkilendiğim, hâlâ taşlarını yerli yerine oturtamadığım bir değişim bu. Aralarından metroya bıraktığım Cumhuriyet gazetesi tomarını izin isteyerek alanı bile çıkıyor. Sakarya sokaklarında eğilim yoklaması yaparken, AK Parti’ye verdikleri oydan vazgeçtiklerini söyleyenler de, Erdoğan mitinginin bugüne kadarkilerden en düşük katılımlı olduğunu söyleyenlerde de dikkat çekici bir değişimin işaretlerini veriyor olabilirler. lon, güvenlik adına seferber edilmiş, Sakarya otogarındaki şaşkınlığım Muhalefet milletvekilleri sakarya Büyükşehirlerde BÜYÜK YARIŞ şükran soner nin Erdoğan’dan bir gün sonra Sakarya’nın merkezinde yaptıkları zehir zemberek, birbirlerine eklemlenmiş slogan ve çıkışlarındaki verilerin medyatik güdülemede sansürlenmesi ne kadarı ile işe yarayabilir? BMC yerli ve milli mi? Şirket ortakları; yüzde 49 Katar ordusu, yüzde 25.1 Öztürkler, yüzde 25 Ethem Sancak/ En büyük hissedar Katar Ordusu/ SATILAMAZ/ Şanlı Türk ordumuz/Soruyoruz/ Ordumuzun subayı, askeri ve mühendisi, 25 yıllığına Katar ordusunun emrinde mi olacak?/Fabrikayı verdiğin Katar ordusundan uçak hediye almak, ihaleye fesat karıştırmak değil mi?/Ordumuzu ve yerli sermayemizi itibarsızlaştırmak doğru mu?/ İzin verme sloganlarını, seçim bölgelerine yaydıkları seçim kampanyalarında seçmene taşıma yarışındalar. Şehir merkezindeki mitingin ardından, Sakarya köylerine uzanan seçim kampanyaları seferberliğinde, bölge kadrolarının yanlarındaki yerlerini aldılar. Ülkenin her yanına taşıma çalışmaları cabası.. Sakarya’da örgütlü sendikalardan işçilere çağrı: Menderes Türel’e oy verilmeyecek Yandaş sendikacılık baskılarına, sendikal örgütlülüğün kırılması, hak kayıplarının çığ gibi büyümesine tepkiler, yıllar sonra sil baştan, sendikal çağrıların, işçilerin yerel seçimlere yönelik sloganlarına taşınmış.. Yanlış okumadınız, başlığa aldığım çağrı Sakarya’dan. Sakarya seçimlerinde işçilere çağrı yapacakları duyumunu aldığım, Türkİş’e bağlı örgütlü, hâlâ toplusözleşme haklarını kullanabilen işçilerin örgütlü oldukları sendikaların Sakarya şube başkanları ile Türkİş temsilciliğinde bir gün öncesinden randevulu toplandık. Güdümlü medyada yine sansürlenmiş, sendikal yaşamın içinden hiç kopmamış, hem de TGSTürkİş çatısında da, amatör yöneticilik de olsa uzun yıllar çalışmış bendeniz için, geçtiğimiz haftalar içinde, anlamlı, satır arasında kalmış bir çağrıya takılmıştım. Türkİş Başkanı uyardı Türkİş’in Başkanı Ergün Atalay, gazetecilerin yerel seçimlere yönelik bir sorusunu yanıtlarken, sendikalı, örgütlü üyelerinin ülke ve yerel ölçekte kendi sendikalarının yöneticilerine nasıl oy kullanacakları üzerinde soru sormalarını önermişti. Sormadan oy kullanmaları halinde, yerel seçimler sonuçları bağlantılı mağdur olmaları halinde, çare için Türkİş’e başvurmalarının yanlış olacağı uyarısını yapmış, “Sonra ‘kıdem tazminatımız nasıl yok edilmek istenir?’ diye ağlamayın..” anlamında kimi örnekler vermişti. Sakarya’da bir zamanlar örgütlü sendikacılığın, yüksek özelkamu sözleşmelerinin yuvası, dev sanayi yatırımları içindeki örgütlü gücün tarumar edilmesi sessiz sedasız yaşandı. Yine de ayakta kalabilmiş sendikala rın yönetimlerinin söz konusu seçmen işçi sorularına nasıl yanıtlar vereceklerini merak etmiştim. Sendikalılar yüzde 10’larda Demiryolİş şube başkanı aynı zamanda Türkİş il temsilcisi Cemal Yaman’ın çevresinde fotoğraf karesinde yer alanlar, Koopİş, Harbİş, Tesİş şube başkanları ile yönetim kurulu üyeleri, elbette öncelikli kazanılmış sendikal, toplusözleşme haklarındaki hızlı kayıpların altını çizdiler. Binlerce işçinin çalıştığı uluslararası marka şirketlerin binlerle çalışanı içinde, sendikalı, toplusözleşme haklarını kullanabilenleri, eskilerden atılmamış kalanlar yüzde onlarla sayılıyor. Çoğunluk yeniler İşsizlik Fonu’ndan işverenlere dağıtılan kredilerden, yine işçi alımları için verilen teşviklerden yararlanılarak, asgari ücretin bir tık üzerinde düşük ücretle, sendikasız, sözleşmesiz çalıştırılıyorlar. Bir önceki seçimde taşeron elinden kurtarılanlar da kayıpta, kadroya alınıp asgari ücretin zam oranından bile yararlanamayarak, altında ücretlerde kalarak mağdur oldular. Yasa kurbanı düzeltme bile olamadı. “Menderes Türel’e oy yok” ilanı, AKP’li belediyelerin simge bir uygulamasına karşı çağrının kanıtlı belgesi. Hakİş’in 81, Türkİş’in sendikasının 91 üyesi varken, 4 Aralık’ta yapılan yetki oylamasında 14 yeni işçi alınıp, Hakİş’e bağlı sendikanın üyesi gösterilerek yetkinin onlara verilmesi sağlanmış. Hâlâ yeni alınanları ne isimlerini ne de hangi işlerde çalıştıklarını öğrenememişler. “İşçinin sendika seçme hakkına karşı baskı yapan yerel yönetici, belediye başkanlarına oy yok” sloganı için bu açıklamayı yapıyorlar. Sakarya’da can güvenliği, yaşamsal sorunlar arasında ilk sırada İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Başkanı Hüsnü Gürpınar, 17 Ağustos felaketinin yıldönümünde en son 11 Ağustos tarihli raporlara dayalı açıklamasında bu yaşamsal soruna bilimsel verilere dayalı dikkat çekmeye çalışmış. Büyük depremin ardından kabaca raporlara geçmiş verileriyle ağır hasarlı 25 bin 543 bina yıkılmış orta hasarlı 19 bin 841 bina ile az hasarlı 48 bin 582 bina üzerinden, bırakınız şiddetlisini orta ölçekli bir deprem için dahi yaşamsal riskli yapılara dönük yapılması gerekenlerde bugüne kadar anlamlı hiçbir iş yapılmamış. Az hasarlı veya bağımsız binalardan 45 katlı olan yaklaşık 2025 bin bağımsız bölüm, bina bazında takriben 7 bin adet bina bugün yürürlükte olan deprem yönetmeliğine aykırı, güvenlik şartları yerine getirilmemiş konumdalar. Potansiyel tehlike olarak karşımızda duruyorlar. 6065 adet okul binası Başkan Gürpınar, eskiden kalan kaçaklar içinde yüzde 60 yapı stokunun yıkılmamasını yaşamsal tehdit olarak açıklıyor. nın güçlendirilmesi yapılmamış. 130 okul binasının güvenlik incelemesi ödenek yetersizliği nedeniyle Bakanlıkta beklemede. Halen 20 adet kamu binasının incelenmesine göre 4 adedinin güvenli olduğu saptanmış, yeterli güvenliği olmayan 16 adetine dönük herhangi bir açıklama yapılmamış.. Ekrem Yüce, Sakarya Yenihaber çalışanlarıyla. Başkan adaylarının seçim yaklaştıkça sergiledikleri ‘benzerlik’ söylemleri yanıltıcı Saray cephesi en çok geçmişten kalesi merkez belediye başkanlıklarını kaybetmeme yolunda en ağır toplarını seçmiş. Sakarya için de Ekrem Yüce en ağır toplardan biri olarak seçilmiş. Kampanyasında sınırsız önü açılmışlarda, başı çekenler arasında. İYİ Partili, millet cephesi adayı Cihan Kolip’in çıkışlarında ekonomideki yangına ek, deprem, yıkım duyarlılığında AKP belediyeciliğinin yapmadıkları öne çıkıyor. Bakalım bu yaklışım kaleyi içten sarsabilecek mi? Cihan Kolip seçmenlerle. Tunç Soyer’in tarım politikası... 1980’lerden beri tanıdığım, sosyal demokrat çizgisini hiç bozmadan mücadelesini sürdüren, 61 yaşında kaybettiğimiz Yücel Özen’in Tire’deki ailesine başsağlığına giderken Canlı beldesinde mola verdik. Kahvede çiftçilerle sohbet ediyoruz. Toprak rengi yüzündeki çizgileri yılların nişanı gibi taşıyan İbrahim Ağabey, “Erdoğan’a söyleyin” dedi, durdu. Arkasını nasıl getirecek diye beklerken, gazetecilik diliyle manşetlik bir cümle kurdu: “Sigarayı yasaklıyor güzel de, ithal tohum sigaradan daha zehirli...” Sözün devamı da vardı: “Yabancılar bize tohumu hastalığıyla birlikte satıyorlar... Sonra da üstüne tarım ilacı satıyorlar... O zehirli ilaçlar da ürettiğimizin içine işliyor...” Yücel Özen’i kanserden kaybetmiştik. Taziyede konu şöyle dile geldi: “Kanser buralarda grip kadar yaygın hale geldi. Yediğimiz zehir, içtiğimiz zehir...” HHH Dün sabah, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer’in kentin bütün muhtarlarıyla düzenlediği buluşma vardı. Balçova’daki toplantıda konuşan Soyer, söze mega projelerden, İzmir’e dikeceği dev binalardan değil, tarımdan girdi. Aziz Kocaoğlu’ndan bayrağı devralmaya hazırlanan Soyer, tarım konusuna ayrıca kafa yorduğunu her fırsatta hissettiriyor. Soyer, Kocaoğlu’nun başlattığı kırsal kalkınma modelini daha da ileri götürmeye kararlı. Bu tablo, CHP’nin kırsal kesime mesafeli olduğu algısını da büyük ölçüde ortadan kaldıracak. Kırsal kalkınma projelerini ana hatlarıyla paylaşalım: Alım garantili üretim... Aziz Başkan’ın başlattığı süt alım projesini dört katına çıkaracağız ve genişleteceğiz. Üreten, nasıl satarım kaygısında olmayacak. Makine parkı hizmeti... Başta traktör olmak üzere üreticinin gereksinim duyduğu tüm tarım makinelerini içeren bir park olacak. İhtiyacı olan belli sürelerle alıp alıp kullanacak. Yerli tohum garantisi... Seferihisar’da bir avuç yerli buğday tohumunu çoğalttık. Bugün 500 dönüme ekiyoruz. Bunu daha da ileri götüreceğiz.  Tarım kooperatiflerinden alım yapacağız. Kadınların kurduğu kooperatiflere ağırlık vereceğiz.  HHH Soyer, tarımdaki gelişimi tüm toplumun gelişiminin bir parçası olarak özümsemiş. Yaşadığı, halen belediye başkanlığını yaptığı yörenin gerçeklerine ilişkin de çarpıcı bir örnek verdi: 20 yıl önce mandalinanın kilosu ortalama bir liraydı, bugün de bir lira. Ama bu zaman diliminde gübreden mazota girdiler iki haneli rakamları aşan düzeyde arttı. Neden? Mandalina işlenmeden sadece mevsiminde tüketildiği için. Buna çare aramışlar, Seferihisar’da bulmuşlar. Mandalinayı dilimleyip 58 derecede 12 saatte kurutmuşlar. Hiç besin değerini yitirmeden mandalina kurusu üretmişler. Bunları geliştirmeyi planlıyor. Soyer, tarım deyince şunları da vurguluyor: Cumhuriyet kurulduğunda ilk iş üzüm, incir, ne üretebildiyse ihraç etti. Bunların geliriyle fabrikalar kurdu. Şimdi o fabrikaları sattılar, tarım ürünlerini ithal etmeye başladılar. Soyer’in daha ileri götürmeyi planladığı İzmir tarımsal kalkınma deneyimi Türkiye’ye örnek olacak nitelikte... Işık Kansu’dan medya söyleşisi Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve yazarımız Işık Kansu, 1990’lardan günümüze gelen medya ortamı konusunda bir söyleşi gerçekleştirdi. Ankara’da Cumhuriyet Okurlarının (CUMOK) yoğun ilgi gösterdiği söyleşinin ardından Kansu, “Yurt Kemiricileri” adlı yeni kitabını imzaladı. Türk Hukuk Kurumu’nda gerçekleştirilen etkinlikte Kansu, 1990’larda medya patronlarının siyasete hükmettiğini, şimdi ise iktidarın medyayı tamamen kontrol altına aldığını vurguladı. VEFAT Ailemizin büyüğü, Gazi MÜSLÜM ERDOĞAN 22 Mart 2019 tarihinde vefat etmiştir. Sevenlerine başsağlığı dileriz. AİLESİ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle