22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 24 MART 2019 PAZAR PAZAR YAZILARI Kosta Rika’dan sevgiler! Kanada’nın, her biri karaman koyunu iriliğinde meşhur yaban kazları, burada sekiz ay süren kış eylül so ci hem de eskiyi muhafaza ediyor; güzel bir şey! Şimdiye kadar etliye sütlü nu bastırınca, güneydeki “kuzenin top ye karışmadan, yaban bizon raklarına”, yani ABD’ye göç eder. Sa ların geniş çayırlıklarda ya dece onlar mı dersiniz! Birçok göçmen şadığı bu eyaleti şöyle böy kuş, kazların peşine takılır. Bunlar ara le idare etmişti; bir dediko sında yaban hindisi, kuzey pelikanları, dusunu duymuş değiliz. La kel kafalı akbabalar, kumcul turnalar, kin bu yıl eksi 45 derecelere trompet sesi çıkaran borazancı kuğuları da vardır. kadar inen, uzun zamandan beri pek Pallister Hepsi sıcağı sever, güneye Kanada’da gö gider. Bir de “snowbird” de rülmemiş kış vakti gelin nilen göçmen canlılar var ce Kosta Rika’da bulunan dır, ki bunlar kuş değil varsıl insanlardır; uçağa binip Mahmut ŞENOL yazlığına çekildiğini gönderdiği Twitter mesajla giderler. Çoğu emekli, ha rıyla herkes öğrenecek, li vakti yerinde, eleğini elemiş duvara as böylece bugüne kadar topladığı bir çuval mış dedikleri cinsten dünya yıkılsa hu inciri berbat edecektir. zurları bozulmaz Kanadalı zenginlerdir; Kar fırtınasıyla burnunu dışarı çıkarama orta sınıfın üstü bir hayat yaşayanlardır. yan Manitobalının, evinde mahsur kalıp işe ABD’nin Florida’sı, Arizona Eyaleti gözde güce gidemez olduğu geçtiğimiz günlerde, yerdir “snowbirdler” için... Bazıları da Or Brian Pallister, Kosta Rika’da bulunsa da ta Amerika ülkelerine, mesela Kosta Ri eyaletini unutmuş değildi. ka gibi yerlerde kışı geçirir. İşte bu “snowbirdlerden” birisi de Sanki buradaymış gibi... Manitoba Eyaleti’nin Başbakanı olan Belli ki vicdanı el vermemiş olmalı, Brian Pallister imiş, gittiği yerden me Twitter başına geçip ardı arkasına me sajı geldi; Twitter’dan öğrendik. Bay sajlar gönderiyor, kar fırtınasıyla kapı Pallister, Türkiye büyüklüğünde olup sının önüne 1 buçuk metre kar yığılmış, sadece iki milyon Kanadalının yaşadı yer yer elektrik kesintilerine uğramış ğı Manitoba’da yerel başbakanlığa üç Manitoba halkına sesleniyordu. yıl evvel seçildi. Sağ cepheden partisi Bunda bir tuhaflık yok, fakat asıl ga nin adı İlerici Muhafazakâr. Hem ileri rip tarafı, sanki yerel başbakan Kosta Rika sahillerinde ayağını ılık sulara uzattığı şezlongunda yazarken, kendisi Manitoba’daymış gibi bir anlam yükleyerek mesaj gönderiyordu. Hiç kuşkusuz Pallister ille koltuğunda oturmak zorunda değildi; bugünün bilişim teknoloji olanaklarını kullanarak uzaktan da görevini sürdürebilirdi. Yeter ki işini iyi yapsın! Ancak Manitoba halkını aldatan mesajlar gönderince iş başkalaşıyor, adeta kendisine görev vermiş halkı sarakaya alıyor, dalga geçiyordu. Eyalet başkenti Winnipeg’de termometre eksi 50 dereceye inmişken, “Kar yağışını seversiniz değil mi?” diye, bir kardan adam görseli de kullanarak, tweet gönderiyordu. Ardından, ertesi gün, “Yoğun kar fırtınası bekleniyor, evde oturalım, sıcak kalalım!” diye sanki kendisi oradaymış gibi yazıyordu. Bir gün sonra, “Bugün kar küreme için küreklerinizi hazırlayın!” diye halka sesleniyordu. Twitter sayfası derhal en çok ziyaret edilen yer oldu. Sadece Manitobalı değil, Kanada’nın hemen tüm eyaletlerinde eksi 4050 dereceler sürerken, kar fırtınası devam ederken, Kosta Rika’dan gönderilmiş bu mesajlar siyasi ahlaka ve görev anlayışına uymuyor diye büyük tepki çekecekti. Pallister ve ailesinin 2008’de satın al dığı Kosta Rika’daki evin fotoğrafları, oradaki tatlı hayatları kısa sürede yerel gazetelerde, ardından internet sitelerinde paylaşılmaya başlayacak, dedikodu makinesi çalışacaktı. Bari bizi kandırmasın Vergi veren halkın parasıyla maaş alıp görevi başında olması gereken Başbakan, romatizması için kaplıcalara giden emekliler gibi, kış aylarını Kosta Rika’da geçirecekse bizden saklamasın diyenler çıktı. Haydi buna razı olduk diyelim, bir de bizimle alay etmesin diye hem muhaliflerden hem de sokağa çıkamayan evdeki Kanadalıların tepkisini üstüne topladı. Fakat siyaset pişkinlik ve sabır ister, Bay Brian da bu siyasi tecrübeye sahip olmalı ki, derhal sessizliğe büründü, zaman her şeyin üstünü örter diye sustu. Bir iki hafta ardından konuşulacak, sonra karlar eriyecek, hava sıcaklığı yükselecek, hayat normale dönecekti. Gazetemiz Cumhuriyet’in eski ve efsanevi yazı işleri müdürlerinden, rahmetli Cevat Fehmi Başkut’un “Buzlar Çözülmeden” adlı ünlü eserinde kışın sonunu bekleyen piyes kahramanları gibi, Bay Brian da baharı bekliyor olmalı. 007 James Bond’un “Rusya’dan Sevgilerle” filminin başlığı gibi, Manitoba’ya, Kosta Rika’dan sevgilerini gönderiyor. senolasenola@gmail.com Beyaz Saray’ın masrafları ABD’nin eski First Lady’si Michelle Obama’nın milyonlarca satan YILMAZ POLAT “Becoming” kita bı çok satanlar listesinde yer almaya de vam ediyor. 426 sayfalık kitapta ülke nin ilk siyah Başkanı Barack Obama ve ailesi hakkında çok şey yazıyor. Zaman dan tasarruf edip araba kullanırken ya da bir koltuğa uzanıp radyo dinler gibi Mic helle Obama’nın 1140 dakikada okudu ğu kitap, telefona indirilip kendi sesinden de dinlenebiliyor. Obamaların Beyaz Sa ray yıllarıyla ilgili ilginç anılar var. Beyaz Saray’ın, Başkan ve ailesinin mülkü olma dığını sade bir dille anlatıyor.   Suşi faturası Başkanlar sarayın sadece 35 odasını kendi evleri olarak kira, elektrik ve su parası ödemeden kullanabiliyor. Ancak mutfak masraflarını yıllık 400 bin dolar olan maaşlarından karşılamak zorundalar. Yani mutfak (patlıcan, biber, domates, et) ne yemek istiyorlarsa masrafları kendilerine ait. Michelle Obama iyi eğitim görmüş bir hukukçu. Kitabın ilginç bölümlerinden birinde Beyaz Saray’a girdiklerinden bir ay sonra önlerine konan faturayı yazıyor. Mutfak masraflarının da Saray bütçesine dahil olduğunu sanıyorlarmış. Çarşaf, havlu, yastık, havlu vs. kişisel malzemelerin harcamalarının kendilerine ait olduğunu bilmiyorlarmış. Aşçı ilk günler Başkan Obama’ya Japonya’dan getirilen balıklarla nefis bir suşi yapıyor. Maliyetinden habersiz Obamalar çok beğeniyor. Pahalı suşi menüdeki yerini alıyor. Aşçı “Başkanın hoşuna gitti” diye sık sık suşi yapıyor. Ta ki, ay başında mutfak masrafları önlerine konuncaya kadar. Mutfak masraflarının sarayın bütçesine ait olduğunu sanan Michelle Obama harcamalara el atıyor, suşiyi menüden çıkarıyor, tasarrufa başlıyor. ABD’de Beyaz Saray bütçesi Başkanın resmi çalışma hayatının dışında özel hayatıyla ilgili masrafları karşılamaz. Ailesinin özel yaşantısıyla ilgili “açık ya da örtülü bir ödenek” yoktur. Yıllık tatil masraflarını kendi ceplerinden yaparlar. Sadece korumalar (Gizli Servis) ve ulaşım gibi masraflar Beyaz Saray bütçesinden karşılanır. Başkanın yaptığı tüm harcamalar Kongre’de denetlenir, kamuya açıktır. Yani halkın ödediği verginin her cent’inin nereye harcandığı bilinir. Air Force One Başkanlık uçağı, Katar Emiri’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye ettiği söylenen Boing 747 uçağı ile aynı model. Bir saatlik uçuşu 180 bin 811 dolar. Başkan karısı ve çocuklarıyla tatile çıktığı zaman ailesini bedava uçağa alamaz bir ücreti vardır, ayrıca tatil yerinde kaldıkları otel vs. yerin ücretini ödemek zorundadır. Bir hatırlatma daha ekleyelim. Başkan 375 doların üzerinde hediye alamaz. Gelen hediyeler doğrudan arşive gönderilir. Washington’daki 240 odalı Beyaz Saray’daki durum böyle. Ankara’daki bin odalı Saray’da durum nasıl acaba? ypolat@aol.com Brexit karşıtları referandum peşinde İngiltere’de Avrupa Birliği’nden (AB) boşanma (Brexit) krizi tam gaz sürerken başkent Londra’da AB yanlıları dün yine meydanlara çıktı. Eylemciler, “En iyi anlaşma Brexit olmaması”, “Halkoylaması talep ediyoruz” yazılı pankartlar taşıdı. Eyleme katılanlar arasında muhalefetteki İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tom Watson, Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan ile İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon da vardı. Ülkede Haziran 2016’da düzenlenen referandumda kıl payı AB’den çıkış kararı alınmıştı ancak aradan geçen üç yılda Brexit anlaşmasının geleceği hâlâ belirsiz. Parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası, Başbakan Therasa May’in AB ile vardığı Brexit anlaşmasını iki kere reddetmişti. Hafta içinde AB ile normalde 29 Mart’ta yürürlüğe girmesi beklenen anlaşmanın ertelenmesi yönünde uzlaşıya varılmıştı. Krizin May’in koltuğunu salladığı yorumları da sık sık İngiliz basınına yansıyor. AB yanlıları ikinci bir referandum düzenlenmesini isterken Brexit yanlıları buna karşı çıkıyor. Kimi yorumda, dünkü eylemin bugüne kadar düzenlenen en büyük Brexit karşıtı gösterilerden biri olduğuna işaret edildi. Duvarların ardındaki hayat... Yeni bir hayata yelken açtığım Güney Afrika’da Port Elizabeth’e 1.5 saat mesafede, 600 kişinin yaşadığı küçü cük, samimi Cape St. Francis’te nere deyse iki yıl geride kaldı... İlk yılım böl geyi, insanları, kültürlerini anlamaya çalışarak geçti. Bu süreçte keşfetmeye çalıştığım topluma, eğitimcilik serüve nimden de gelen birikimimin yardımıy la, tek bildiğim şey olan sanatla dokun maya çalıştım. Cape St. Francis’in, ülkede genel ola rak yerli siyahların yaşadığı, yok sul, yoksun kalmış mahalle ola rak adlandırılan “township”i Se avista bölgesi uğrak yerle rimden... Township içinde bulunan, yoğun göç alan China Town ise beyaz Af rikalılar tarafından güven lik kaygıları nedeniyle sıkça gidilmemesi gerekti Burcu Cunneen ği uyarılarının merkezinde olan bir alan. Ama benim buna pek kulak astığım da yok hani... Ne yazık ki Güney Afrika’nın birçok bölgesinde yaşam, aracınızda kilidinizle, elinizde panik alarmınızla, evinizde güvenlik sisteminizle yürür. Oysa Muğla Fethiye’den çıkıp Afrika’nın en ucuna gelip yerleşmiş biri için kabul edersiniz ki bu hayat değil, hapistir bir anlamda. Şimdilerde “Turkish wave OCEAN SMILE” adıyla bir proje yürütüyorum. Township bölgesinde var olan sorunlara çözüm üretme amaçlı bir proje. Önümüzdeki üç hafta devlet okulları tatil, çocuklar tüm gün sokakta olacak. Yoksulluğun, yokluğun yaygın olduğu bölgede çocuklar için fazla bir aktivite seçeneği yok. İlim, bilim, sanat yok. Hedef küçük bir grupla yürüttüğümüz projeyle birlikte o küçük ellere verdiğimiz fırçalar ile Township’in her yerine rengârenk dokunmak. Aslında dokunmaya başladık bile desek daha doğru. Bölgedeki çirkin duvarlar, tüm renksiz hayatlar, çocuk düşü, çocuk eli ile renkleniyor. Çocukların aklı resimde, benimse China Town’a uzanan duvarın ardındaki hayatlarda... Arabasız, panik alarmsız memleketim Fethiye’de bakkaldan ekmek almaya gider gibi yürümek, komşuyu görüp iki laf etmek özlemini duyduğum şeyler... Ve ne yazık ki bunlar burada sıklıkla sahip olamadıklarınızdan... China Town’a girme yönünde tanışların uyarılarına aldırış etmedim, kameramla bölgeye girdim. İnsanlarla selamlaştım, şakalaştım, bakkala girip çocuklarıma içecek bişey ler aldım, dönüş yolunda kapı önünde oturan kadınlarla oturup aldıklarımdan birini onlarla paylaştım. Aynı Ege’nin köylerindeki gibi evin genci koşup hemen bana plastik bir sandalye kapıp getirdi... Verecek, ikram edecek çok bir şeyleri yoktu. Ama inanın bana verebilebilecek en güzel şeyi; Afrika’da yaşadığım şu son iki yıl içindeki en mutlu günlerimden birini verdiler farkına bile varmadan. Buraya gelmeden önce, ögretmen olarak çalıştığım Fethiye Esenköy’de köyün kadınlarının yaptığı gibi Township’te kadınlar bir araya geleceğiz. Şimdilik sayımız beş. Onlara kolay kolay bayatlamama özelliğiyle ilgilerini çeken yufka ekmek açmasını öğreteceğim. Şu günlerde Güney Afrika’nın en ucundaki Township’te çocukların ellerinde fırçaları duvarlarda hayallerini zenginleştirirken bizlerin sıcak sohbetine umut dolu kahkahalar eşlik ediyor. burcunneen@gmail.com Dünya genelinde öğrenciler İsveçli Greta Thunberg’in öncülüğünde başlayan hareketle cuma günleri okula gitmeyip iklim değişikliğine karşı eylem yapıyor. Gelecek için direniş Küresel ısınma nın insan lığın so nunu geti receğinin farkına, AHMET ARPAD seçtiğimiz politikacılardan önce ortaokul ve lise öğrencileri vardı! Bütün dünya ülkelerinde yaşanmaya başlanan iklim değişikliğine karşı bir tür lü harekete geçmeyen, yarını değil içinde yaşadığı günü düşünen po litikacıları uyarmak ve uyandırmak görevini sonunda 15 yaşındaki İs veçli Greta üstlendi. Kısa sürede onun peşinden gitmeye başlayan öğrenciler: “Geleceğimizi biz kurta racağız” sloganlarıyla bütün dünya ülkelerinde her cuma okula gitmi yor, sokaklara dökülüyor! Sadece Almanya, Avusturya ve İsviçre’den 12 bin bilim insanı onlara destek veriyor. 15 Mart günü 110 ülke de 1800 kentte 1.5 milyon öğren ci alanlara çıktı. Almanya’nın 200 kentinde 150 bin genç saatlerce nümayiş yaptı. Bebek parkında da bir avuç öğrenci! Stuttgart’taki mitingde şu dik katimi çekti, alanı dolduran öğren cilerin büyük bir çoğunluğu kız lardı. Kürsüden sesini duyurma ya çalışan kent belediye başkanı nın içi boş sözleri sık sık ıslıklan dı. Hemen ardından Eyalet Çevre Bakanı basına “Ormanlarımız, su kaynaklarımız kuruyor!” diye açık lamalar yaptı. Küresel ısınma sonucu buzul lar eriyor, toprağa yağmur düş müyor, ormanlar yok oluyor, de nizler kirleniyor, nefes aldığımız temiz hava yok oluyor. Harvard Üniversitesi’nin güncel bir araş tırmasına göre, atmosfere “pom palanan” karbondioksit dünyamı zı gittikçe daha çok ısıtıyor. Ci ğerlerimizi dolduran havayı kirle tenlerin başını Çin çekiyor. ABD, Hindistan ve Rusya peşinde! Hız lı ısınma tahıldaki besin değerleri ni değiştiriyor. Örneğin insanların en önemli gıdalarından biri olan pirinç çok yakında protein içeri ğinin yüzde yedisini yitirecek. Bu da ciddi bir beslenme sorununu beraberinde getirecek. İnsan vü cudunda protein eksikliği sonucu bağışıklık sistemi etkilenecek, in sanlar sağlığını yitirecek, daha sık hastalanmaya başlayacak. ‘Biz buradayız’ Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi’nin açıklamalarına göre, sadece Almanya’da 2015 yılında hava kirliliği nedeniyle 43 bin insan ölmüş! Aç ve hasta yığınlar topraklarını terk edecek, göç daha da artacak, savaşlar kaçınılmaz olacak. Sayısız bitki ve hayvan türü dünyaya veda edecek. Son aylarda alanları dolduran öğrencilere, “Onlar bütün gün YouTube ve Snapchat’le ilgilenen sosyal medya nesli demek” doğru değil! Stuttgart’ta belediye binasının önünde toplanan öğrenciler bağırıyor: “Buradayız! Politikayı artık biz yönlendireceğiz!”, “Savaşlar olmasın!” Afişlerde, “İnsan Hakları”, “Barış”, “Geleceğimizi Çalmayın!” sözleri dikkat çekiyor. Yaşları 12, 13 olanlar öğretmenleriyle gelmiş. Alanda gürültü aşırı. Gençlerden biri yaşlı bir kadınla konuşuyor: “Bizim nesil de bir şey elde edemezse iş işten geçmiş demektir!” “Öğrencilerin hava kirliliğine karşı çıkmasını ve sokaklara dökülmesini onaylıyorum” diyor Almanya Başbakanı Angela Merkel. “Bence bu çok önemli bir girişim.” Fakat onun okula gitmeyen öğrencilere arka çıkan sözleri partisinin en sağ kanadının hiç de hoşuna gitmedi. Sürekli aç kapitalizmin kâr hırsı bir gün gelecek insanlığın sonunu getirecek... mail@ahmetarpad.de C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle