18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: elif tokbay 311 MART 2019 Pazartesi 230/9 0 200/8 0 180/7 0 170/1 1 0 220/7 0 140/0 0 50/ 9 0 200/3 0 210/9 0 180/7 0 190/5 0 210/120 TARİHTE BUGÜN 90/40 1947: Türkiye, Uluslarara 210/100 sı İskân ve Kalkınma Ban 120/30 kası (Dünya Bankası) ve 20/30 Uluslararası Para Fonu 120/30 (IMF) örgütüne katıldı. 180/5 0 100/5 0 170/7 0 90/2 0 150/9 0 1976: Eski ABD Başkanı Richard Nixon, Şili’deki seçimler sırasında Salvador Allende’nin seçilmesini önlemek için CIA’ye emir verdiğini itiraf etti. Adı kopyaTaşyapı’nın ünlü Mashattan konutlarında sahte iskân skandalı Taşyapı’nın ünlü Mashattan konutlarıyla ilgili “yapı kullanım izniiskân belgesi” imzasıskandalı ilk olarak gazetemizde 20 Kasım 2017 günü yer almıştı. sahte Tartışmalı projelere imza atan Taşyapı’nın ünlü Mashattan konutlarına 10 sahte iskân belgesi (yapı kullanım izni) verildiği ortaya çıktı. “Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan dönemin Şişli Belediyesi yetkilileri hakkında hazırlanan iddianamede, proje için 10 iskân belgesinin sahtecilikle oluşturulduğu ve imzaların yetkililer tarafından değil, başkaları tarafından atıldığına dikkat çekildi. Şüphelilerin atılı suçu işlediği belirtilen iddianamede yetkililerin cezalandırılması istendi. CHP’li eski Meclis üyesi Hüseyin Sağ ve beraberinde birkaç yurttaşın Mashattan konutlarıyla ilgili “yapı kullanma iziniskân belgesi” hakkında yaptık ları suç duyurusu nun ardından ko nu yargıya taşın dı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçla hazal ocak rı Soruşturma Bürosu tara fından dönemin Şişli Beledi ye Başkanlığı İmar Komis yonu Başkanı Cemil Vasken Barın ve Faruk Akar hakkın da “Kamu Görevlisinin Res mi Belgede Sahteciliği” su çundan 14 Şubat’ta iddia name hazırlandı. İddiana mede söz konusu iskân bel gelerinin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nca incelendi ği belirtilerek iskândaki Ba rın ve Akar’a ait imzalarının kendilerine ait olduğu diğer imzaların diğer yetkililere ait olmadığı anlatıldı. l İSTANBUL Mashattan konutları ‘İş yoğunluğu vardı’ Dönemin Şişli Belediye Başkanlığı İmar Komisyonu Başkanı Cemil Vasken Barın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan ifadesinde o dönem bazı yetkililerin izinli ve hasta olması nedeniyle yürüttüğü vekaleten görevler olduğunu belirterek suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Barın özetle ifadesinde “28 Mart 2014 tarihli Yapı Kullanma İzin belgeri altındaki ‘Cemil Vasken BarınTek.Bşk.Yard.’ ismi altındaki imzalar tarafıma aittir. Muhtemelen bu görevi asaleten yürüttüğüm sırada görev süremin 30 Mart 2014 tarihinde dolacağı için, memurların getirdikleri belgeleri, evrak çokluğu ve iş yoğunluğu nedeniyle imzaladığımdan, bu Yapı Kullanım İzni Belgelerini de imzalamış olabilirim” dedi. Suçu işledikleri anlaşıldı Faruk Akar da ifadesinde özetle olay tarihinde bölge kontrol mühendisi olarak görev yaptığını ve suçlamayı kabul etmediğini belirterek özetle “Şişli Bölgesi’nden sorumluydum. Ayazağa Bölgesi’nden sorumlu değildim. 30 Mart 2014 seçimlerine çok az bir zaman vardı, Ayazağa Bölgesi’nin Sarıyer’e bağlanması söz konusuydu. O tarihlerde yapı kontrol müdürü olan Ferda Sema Vuruşaner beni odasına çağırdı. Odasında Taş Yapı yetkilisi Nedim Hattap ve şirket danışmanı Necdet Kaya ile Ferda Sema Vuruşaner vardı. Ferda Sema Vuruşaner, yukarıda başkan Cemil Vasken Barın’ın yapı kullanma izin belgelerini imzalamak için beklediğini, acil olduğunu, söz konusu yapı kullanım izin belgelerini imzalamam gerektiğini söyledi” ifadelerini kullandı. İddanamede son olarak Adli Tıp Kurumu’nun raporuna da atıfta bulunularak şöyle denildi: “Şüphelilerin belediye kayıtlarında bulunmayan 10 adet iskân belgesini kendileri imzalayıp diğer imzaların başkaları tarafından atılması neticesinde sahte oluşturulan iskân belgelerini düzenledikleri, böylece atılı suçu işledikleri tüm evrak kapsamında anlaşılmıştır.” EGE’NİN YAŞAM SAVAŞI 21 dakika oksijen yerine azot İ zmir’de göz ameliyatı için götürüldüğü Torbalı Devlet Hastanesi’nde, anestezi sırasında oksijen yerine azot gazı verilince kalbi duran, beyninde ödem oluşan, sonrasında hayata döndürülen, ancak serebral palsi (beyin felci) olan 5.5 yaşındaki Ege Avcı’nın hayatını kâbusa çeviren olayın ayrıntıları ortaya çıktı. Uzmanların yaptığı teknik incelemede küçük Ege’ye 21 dakika boyunca oksijen yerine azot gazı verildiği, azot oranının yüksek olduğunun cihaz ekranında yer almasına karşın, bunun görevlilerce fark edilmediği, hastane yönetiminin de olayın üzerinden bir gün geçtikten sonra savcılığa bildirdiği belirtildi. Ege’nin annesi İpek Yeşilçam, başka çocukların da aynı hataların kurbanı olmaması için sorumluların cezalandırılmasını beklediklerini söyledi. l DHA 3 POLİS AÇIKTA Gece kulübüne alınmayınca kavga çıkardılar İstanbul Fatih’te bulunan eğlence mekânına sabah saatlerinde gelen 3 polis A.Ö., O.G. ve Ö.U., işyeri kapanmak üzere olduğu için içeri alınmayınca tartışma yaşandı. Kavgaya karışan polislerden birisi silahını çekerek işyerindeki güvenlik görevlisi olarak çalışan M.Y’yi bacağından vurarak yaraladı. Olayla ilgili 3’ü polis 10 kişi hakkında işlem başlatıldı. Şüpheli polisler A.Ö., O.G. ve Ö.U. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın talimatı doğrultusunda açığa alındı. l DHA AdbuKaPrşaı’lniğaSao3pfukaiorşkiğbeluıtrataik,ratıcını Lamborghini’sine yer bulamadı! AKP Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu, defalarca gündeme geldiği Lamborghini marka spor otomobiliyle Sakarya’da düzenlenen programa katıldı. Erenler ilçesine gelen Sofuoğlu, aracını yasak olmasına karşın otobüs durağına park etti ve kimsenin yaklaşmaması için de başında 3 kişi bıraktı. ‘Emir erlerim’ mesajıyla yaptığı paylaşım ve ‘Senatör’ yazılı kartviziti ile tepki çeken Sofuoğlu, aracını daha önce de Meclis bahçesinde araç girişine yasak bir yere park etmiş ve “Çizilsin istemem, odamdan baktığımda orayı görebiliyorum” demişti. l Haber Merkezi Sofuoğlu Kemalpaşa’da yollar kapatıldı, belediye ‘Başınızın çaresine bakın’ dedi Millet Bahçesi mağdur etti İzmir’in Kemalpaşa ilçesi Nazarköy mevkiinde yapı lan Millet Bahçesi yurttaşları mağdur ederken, buna karşın belediye yetkilileri “Başınızın çaresine bakın” dedi. AKP’li Kemalpaşa Belediyesi tarafından Nazarköy’de Bina li Yıldırım Millet Bahçesi’nin yaptırılmasıyla yurttaşların trafiğe açık olan yolları kapat tırıldı. Demir parmaklıklarla çevrelenen park civarında ya şayan yurttaşlar, belediye baş Demir Ali Açıkgöz, babasının tabutunu demir çitlerin üze kanı Arif Uğurlu’ya durumu bildirerek, hastaları olduğunu, rinden cenaze aracına ulaştır evlerine ambulansın ulaşama dığı görüntüleri paylaştı. dığını aktardılar. Dün baba sını kaybeden mağdur Demir Ali Açıkgöz, gelen cenaze aracının eve ulaşamadığını, belediyeye durumun telefonla bildirilmesi üzerine ise “Başınızın çaresine bakın” yanıtı aldığını söyledi. Odatv’ye açıklama yapan Açıkgöz, “Belediyenin yolu kapaması nedeniyle mağdur olduk. Hastalarımız var ambulans gelemiyor. Bugün cenazemiz için araç geldi, beş saat bekledi, giremedi, biz de araca kadar cenazemizi taşımak zorunda kaldık. Belediyeye defalarca söyledik, sorunun çözülmesini istiyoruz” dedi. l Haber Merkezi Biri bize şu ‘menzil”i anlatsın “P arlamento” diyoruz. “Parlare” yani “konuşmak”tan geliyor. lattığı havai fişeklerinin altında “Türkiye değişecek” demişti. Nitekim 2005’te hiç bitmeye Bizde de farklı değil. Kimi cek müzakereler başladı. En ağır “meclis”, kimi “şura”, kiminde lokma tartışmasız TSK’nin nasıl “meşveret” dedik. İçinde hep “ko dönüştürüleceğiydi. TESEV’in nuşmak” var. Danışmak ve müza raporunun amacı da buy kere etmek, kamuya dair düzen du: TSK’yi AB’ye uydurmak. lemeler için akıl yoludur. TSK’yi dönüştürme fikrine po İşte bu nedenle demokratik lis akademisi hocalarının talip ol düzenlerde tartışma olur. Sis ması sürpriz değil. Zira TSK, o tem yavaş işler. Ancak gelişigü dönem AKP tarafından destekle zel değildir. nen Fethullahçı polislerin ana Parlamentonun rafa kalktı rolü oynadığı kumpaslarla dö ğı rejimler ise susma düzenle nüştürülmeye çalışıldı. Nitekim ridir. Siz buradan tek kişinin ko sonraki almanakların ana konu nuşmasını da anlayabilirsiniz. Sis su da “sivilleşme” masalıyla yut tem hızlı işler. Fakat sabah kuru turulan bu davalardı. lan, akşama yıkılır. Türkiye önce fiilen, sonra res men parlamentoyu rafa kaldırdığından beri “susma rejimi”ni yaşıyor. Sanki demokraside değil otobüs durağındayız. Elde bilet, önümüzden geçen yasalardan bize uyanı arıyoruz. 20 yıl önce olmayan belki 20 yıl sonra da bir şey ifade etmeyecek düzenin ortasında yaşıyoruz. 7 Mart akşamı Türkiye’nin bir askerlik sistemi vardı. 8 Mart öğleden sonra artık başka bir sistemdeydik. Emekçi Kadınlar Günü’ydü. Bakan Hulusi Akar, kadın gazetecilerin sorularını yanıtlıyordu. Yanında da TSK’nin kadın subayları vardı. Bir anda üzerinde “yeni askerlik sistemi” yazan tabelayı çıkardı. Dolmakalemin arkasıyla işaret ederek sundu. Sabah geç uyananlar kaçırsa da, tarihimizin en köklü kurumu yeni bir düzene kavuşmuş oldu. Başka türlü olmasını beklemiyorduk. Yandaş medya “çoktan seçmeli askerlik”, “31 bine bedelli” gibi başlıklarla haberi sevinçle duyurdu. Anlattıklarına göre, askerlik hem paralı, hem demokratik, hem sivil hale gelmişti. Bir tanesinin manşeti ise “Profesyonel Ordu” idi. Belki de en doğru yorum buydu. Zira Akar’ın kaleminin ucuyla açtığı yolu gösteriyordu. Rapor yazanlar tutuklanıyor Müyesser Yıldız hatırlatmasa unutmuştum. TSK’yi “şekline uydurma” raporlarından biri daha var. Üstelik o kadar eski değil. Abdullah Gül’ün henüz cumhurbaşkanı olduğu 2013 tarihini taşıyordu. “Savunma Çalışma Grubu” adıyla oluşturulan askersivil karışımı bir ekip tarafından hazırlanan 220 sayfalık rapor, TSK’de reform sürecini ele alıyordu. “Profesyonel askerliğe geçmek bir hedef olarak belirlenmelidir” denilen metinde, “Genelkurmay Başkanlığı ile MSB’nin görev tanımlarının yeniden yapılması” öneriliyordu. Kuşkusuz Gül’ün hazırlattığı rapor TESEV’inkine göre daha ölçülüydü. Ancak TESEV raporlarıyla başlayan, Gül raporuyla süren “TSK reformu” raporlarını yazanların ortak bir akıbeti var. 2006 Almanak’ı için kalem oynatan Önder Aytaç’tan Lale Sarıibrahimoğlu’na, İbrahim Cerrah’tan Bedri Eryılmaz’a isimler FETÖ davalarında sanık oldu. Çizgilerine bakınca bu sürpriz de değildi. Onlardan 7 yıl sonra Gül’ün öncülüğünde kurulan komisyondakilerin akıbeti de pek de farklı değildi. İkisini söyleyelim: 15 Tem TSK’yi Avrupalılaştırma raporu muz darbesinin ardından Tuğgeneral Recep Ünal da Tuğgeneral Murat Yetgin de FETÖ soruşturmalarında tutuklandı. Sonra? Bu sevinç gösterisi sizin ak Tüm bunların ardından askeri lınıza da 13 yıl önce yaptığımız tartışmayı getirdi mi? George Soros’un Açık Toplum Vakfı aracılığıyla fonladığı TESEV’in “Almanak Türkiye: Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” raporundan söz ediyorum. liseler kapatıldı, askeri hastaneler fiilen kayboldu, harp okulları Savunma Üniversitesi’ne dönüştürüldü, Genelkurmay Başkanı bakan yapılırken komutanlıklar Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değişti, Jandarma ve Sahil Güven Bugünlerde iktidarın derinliklerinde olduğunu öğrendiğimiz Can Paker, 2006 yılının haziranında şöyle anlatmıştı: “Almanağın amacı, hem güvenliği demokratikleştirmek, hem de güvenlik içinde demokratikleşmedir.” Nedense TSK’yi “demokratikleştirmek” için çoğunluğu polis akademisinden oluşan bir kadro seçmişlerdi. Bugünkü Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’dan FETÖ firarisi Önder Aytaç’a uzanan yazarlarıyla 280 sayfalık rapor özetle bir şey söylüyordu: “Milli ordu” yerini “profesyonel ordu”ya bıraksın. TSK, hükümetin emrinde olsun. Ordu, rejimi koruma kimliğini terk etsin. Asker sayısı, ağırlığı, kimliği, kurumları sınırlandırılsın. Almanak, 2005 yılını ele alıyordu. Tesadüf değil, 17 Aralık 2004’te AB, Türkiye ile müza lik, İçişleri’ne verildi, askeri kışlalar şehrin dışına taşındı… Uzatmayalım, 13 yıldır rapor yazanların hayal bile edemeyecekleri çarçabuk uygulamaya kondu. Son olarak Hulusi Akar, kaleminin ucuyla yandaşların “çoktan seçmeli, demokratik ve profesyonel ordu” sevincine bir odun daha attı. Merak eder de 2006’da açıklanan Almanak’ta birçok asker yerden yere vurulurken, Hulusi Akar nasıl yer alıyor diye bakarsanız şu satırlarla karşılaşıyorsunuz: “26 Şubat (2005): Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Hulusi Akar, Kara Harp Okulu’nun AB ile bütünleşen kurumlardan biri olduğunu vurgulayarak, AB eğitim programlarından Sokrates Programı’na yaptıkları başvurunun kabul edildiğini bildirdi.” Biraz tuhaf… Sanki iktidar buzun üstünde ilerliyor. Cebindeki Fethullahçıları kere sürecine başlama kararı al atsa da kaymaya devam ediyor. mıştı. Brüksel’den dönüşünde FETÖ için “aynı menzile giden üstü açık bir otobüsle dolaşarak Avrupa’yı müjdeleyen Erdoğan ve Gül, Kızılay Meydanı’nda Gökçek’in gündüz gözüyle pat farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapı” dediler ya… Biri bize “nedir şu aynı menzil” anlatsa da öğrensek. Adalet istiyoruz Esenyurt’taki Marmara Park AVM inşaatında çalışırken kaldıkları çadırda yanarak yaşamını yitiren 11 işçi, ölümlerinin 7. yılında anıldı. İşçilerin yakınları, bir kez daha adalet arayışını dile getirdi ve “Sorumlular belli, adalet istiyoruz” dedi. Ölen işçilerden Barış Kıyak’ın kardeşi Damla Kıyak, “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre 2018’de en az 1923 işçi, Ocak 2019’da en az 155, Şubat 2019’da en az 125 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlan dığı, daha insani çalışma koşullarının yaratılmasını istediğimiz için, denetim sorumluluğu olanların görevlerini gereği gibi yapmasını istediğimiz için buradayız” dedi. Duruşmanın 17 Mayıs 2019’a ertelendiğini anımsatan Kıyak, bütün dünyada iş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenler için anma ve yas günü olan 28 Nisan’ın Türkiye’de de benimsenmesini ve Esenyurt AVM yangınında hayatını kaybedenler için anıt ve park yapılmasını istedi. l İstanbul /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle