Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 10 MART 2019 PAZAR TASARIM: BAHADIR AKTAŞ PAZAR YAZILARI Dünyanın derdi bitmez... Siz, şimdi, “Kanada’da olmak vardı. Demokrasi, insan hakları filan” diyorsunuz; bilmez miyim! Eh, pek yanlış da sayılmaz; lüzumsuz bir niyet değildir. Lakin unutmayın, buraların da derdi bitmez. Zaten, Mevlana’nın yazdığı gibi, “Vallahi kurtulmaya hiçbir çaresi olmayan bu dünya zindanında fare deliğine girsen yine bir kedi pençesi gelir, seni bulur!” (Mesnevi, Kitap II. Beyit 593) Kanada’nın güllük gülistan olduğuna dair diyeceğimiz yok elbette: Kışın 8 ay boyunca eksi 40 derecelerde geyikli orman manzarası seyretmek isteyenlere gayet güzel bir sinemaskop’tur. Gel gelelim, dünyanın ikinci büyük ülkesi Kanada’nın, bu büyüklüğüne kıyasla, ufak bir adasında yaşanan sıkıntı öyle böyle değildir. Şimdi ya haritayı açın ya da lisede coğrafya derslerinde aldığınız notlara güvenip hatırlayın. Kuzey Amerika kıtasının Atlantik Okyanusu kıyısında, ABD’nin Kanada’yla hudutu bulunan en uç noktasına bir ada yerleştiriyoruz: Campobello Adası! 40 kilometrekare büyüklüğünde, sadece 925 kişinin kayıtlı olup yaşadığı bir ada; ıssız. Kanada’nın, doğası harika eyaleti New Brunswick’e arabalı vapurla 4 saatte gidilebiliyor, o da her gün değil, haftada bir iki; bir de, dalgalar elverişliyse tabii. Bir keresinde fırtınada arabalı bat yolunda araç sürülecek; ilk kasaba olan mış, uzun zaman kimse vapura binme St. Stephen’a ulaşılacak. O zaman, ha miş; neyse ki, can kaybı olmamış. Şim liyle, Roosevelt Köprüsü tercih edile di herkes, adayı ABD’ye bağlayan 910 cek. “Etsinler, n’olcak?” demeyiniz, de metrelik çelik bir köprüyü kullanıyor. dik ya dünyanın derdi bitmez; kolay şey Köprü 1962’de Amerikalılar tarafın değil. Kanada’dan çıkıp 910 metre son dan inşa edilmiş; sanki sevabına sanıl ra Amerikan gümrüğüne gireceksiniz. Bir masın. ABD’nin 32. başkanı, meşhur sürü bürokratik işlem. Eğer aracınızla gi Roosevelt’in hatırına... diyorsanız, ki hep öyle olur, 774 nolu ka Benzinsiz gitmeyin... rayolundaki ilk kavşaktan sağa direksiyon kırıp kuzeye doğru yaklaşık 130 km. II. Dünya Savaşı’nın ünlü Başkanı Roo yol yapacak, tekrar Kanada’ya ayak ba sevelt buralıdır; yazları gelip uzun sacaksınız. uzun kalırmış. Malikane Düşünün ki, Büyükada’da yaşı si bir müzeye çevrili, ziya yorsunuz, Eminönü’ne gidebil rete açık. Adına bir park mek için evvela Yalova’ya köp da var: Franklin Delano rüyle ulaşıyor, sonra İzmit üze Roosevelt Milli Parkını rinden İstanbul’a araç sürüyor her yaz binlerce ABD’li gezmeye geliyor. Çok Mahmut ŞENOL sunuz; zor iş! Zor ama adalılar böyle yapıyor. St. Stephen ka fazla kalınamaz, geyik sabası adadan gelenlere vatan seyretmenin de sabır isteyen bir haddi toprağıdır. Alışveriş yapılır ve geri dönü var. Adalılar erken bastıran kış yüzünden lür; fakat yine gümrük, yine bir sürü ba baş başa kalıyor; gelen gideni yok. Çoğu gajı aç, çantaları göster, evrakları hazırla yaşlı, emekli, bir kısmı balıkçılık yapan, meselesi vardır. bazıları da niye orada yaşadığını hâlen Adanın yaşlı nüfusu için bir günde 260 anlayamamış ve kıpırtısız bir hayatı ter km. yol az değildir. Birçok ortaklaşa ça cih ederek kalmaya devam edenler. re bulunuyor elbette, bazıları bir araca Alışveriş için iki seçenekleri var, ya topluca biniyor, vs... Yola çıkarken ben ABD marketlerine gidilecek yahut uzun zin meselesini de dikkate almak zorun bir yolculuk yapılarak Kanada’ya kara dalar: Campobello Adası’nda benzin is tasyonu yok. O yüzden adalı, benzini ABD’de doldurup dikkatle harcıyor. Adanın birkaç manga mevcudundaki öğrencisi de bu ıssızlığın ortasındadır: İlkortalisenin birleştirildiği tek bir okul bulunmaktadır. Adanın berberi bile yok! 66 yaşındaki Victor Mitchel adındaki Amerikalı berber, haftada iki gün köprüyü geçiyor, çantasını açıyor, tarağı makası çıkarıyor; kaçırdın mı, haftaya kadar tıraşsız kalırsın. Campobello Belediye Başkanı Stephen Smart, adanın vatan toprağına uzak kalmasına çare aramak için her tür girişimi yapıyor, çırpınıyor. Başkana göre, Kanadalıların adayı turistik amaçlı ziyareti tek çaredir. Eğer ABD kıyısına terk edilmiş ada unutulmaz ve ne kadar çok Kanadalı gelirse o vakit arabalı vapur seferleri artacak, alışveriş ve konaklama yerleri açılacak, ekonomi tıkırında işleyecektir. Bu kadar eziyete ne gerek var, verin adayı Yankee’ye, kurtulun diyenler de çıkmaz mı; çıkıyor elbette... O vakit (Kan)adalı halkın, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’e bağlılık yemini ve o eski şaşalı beyaz koloniyalizm günleri hatırına geliyor. Amerikalı eskiden bize ihanet etti dese de, ertesi gün benzin almak için ABD’nin köprüsünden geçiyor. senolasenola@gmail.com Koyunda beslenen yılan Avusturya geçen ay gerçekleşen bir cinayet ile sar sıldı. Manşetlere yansıyan haberde “Türk, Sosyal Dai Kadim Ülker resi Müdürü’nü öl dürdü” ifadeleri vardı. Bizleri manşetlerde ko nu eden haberden dolayı üzgündüm, ama ci nayetin ayrıntılarına ilişkin basında yer alan iddialar tartışma yaratacak türdendi... Katil zanlısı, cinayetin olduğu Voralberg eyaletinde doğmuş, orada yaşamış. Hırsızlık, gasp ve ya ralamadan dolayı cezalar almış ve on yıl önce sınır dışı edilmiş. Kendisine Avusturya’ya gi riş yasağı konulmuş. On yıl kadar ülkeye gire memiş. Sonra insan tacirleri tarafından yasa dışı yollarla geçen ocak ayında yeniden gel miş. Basında yer alan bilgilere göre, zanlı So ner Ö’nün (33) oturma izninin iptal edilmesi ve yurtdışı edilme kararına öldürülen Sosyal Daire müdürü imza atmış. Soner Ö., tekrar yaşadığı şehre dönmüş. Gelir gelmez de şehir Sosyal Dairesi’ne il tica başvurusunda bulunmuş. Mülteci baş vurusunda öyle bir sebep göstermiş ki Avusturya’ya hırsızlık, gasp ve yaralamadan dolayı kendisine konulan giriş yasağına bile göz yumulmuş. Katil zanlısı 6 Şubat günü Dornbirn Sosyal Dairesi’ne gitmiş, müdürün odasına girmiş. Kısa bir tartışma sonrası müdürü bıçakladık tan sonra kaçmış. Müdür yaşamını yitirmiş. Zanlı, yaklaşık bir saatlik takip sonrasında ya kalanmış. Mahkemede hesap verecek. Cina yet Avusturya’da İçişleri ve Adalet Bakanlığı nezdinde mültecilik ve mültecilerin sınır dışı edilip edilmemesi konusunda tartışma başlat tı. Odakta mültecinin Avusturya’nın güvenliği tehlikede olduğu durumda, konuyla ilgili ulus lararası antlaşmaları da dikkate alarak sınır dışı edilmesi vardı. Mültecilerin geldikleri ül kede ne yaptıklarının önem arz edip etmediği tartışması alevlendi. Basında yer alan haber lere göre, zanlı Avusturya’ya iltica başvurusu yaparken gerekçe olarak “Türkiye’de askerle re karşı savaştım, askerleri öldürdüm” demiş. Avusturya ise onun itirafına rağmen başında bir şey yapmamıştır. Yıllar önceydi... Çalışmış olduğu işletme den parasını alamayan genç bir adam bürom daydı. Dosya hazırlarken genç adama çalış ma izni olup olmadığını sordum. “Ben ilticası kabul edilmiş bir mülteciyim” cevabını verdi. “Türkiye’den kaçtım geldim, karımı öldürmüş tüm” sözleri dudaklarının arasından dökülü verdi. Asker katili olduğunu iltica başvurusun da neden olarak açıklayan katil zanlısı Soner Ö. bana eşini öldürmesine karşın mülteciliği tanınan genç adamı hatırlattı... 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çerçevesinde önceki gün Atina’da da gösteriler vardı. Ve sen, Eleni ve tüm Eleni’ler Yunan müziği sevenlerdenseniz, Haris İstanbul’da imzaya açıldığı için, “İstanAlexiou’nun “Eleni” adlı şarkısını duy bul Sözleşmesi” olarak da anılan “Ka muş olabilirsiniz. 1980’lerde çok popü dına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin ler olan ve Sezen Aksu’nun da “Sevgili” Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair adıyla seslendirdiği bu hü Avrupa Konseyi Sözleş zünlü şarkı son günlerde yi mesi”, Türkiye’de 2014, ne anımsanıyor, ama güzel Yunanistan’da da 2018 melodisi için değil. Üniversi yılında yürürlüğe girdi. te öğrencisi olduğu Rodos’ta Avrupa’da ilk kez kadına geçen yıl toplu tecavüz ve cinayete kurban giden 21 yaşındaki Eleni Topaloudi’yi, Ayşe Ferliel Barounos yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, mağdurları korumak ve fail Korfu Adası’nda babası ta lerini cezalandırmak için rafından öldürülen 28 yaşındaki Ange yasal olarak bağlayıcı standartları belir liki Petrou’yu ve onlar gibi şiddet sonu leyen Sözleşmede, şiddetin yalnızca fi cu yaşamını yitiren bütün kadınları an ziksel değil, cinsel, psikolojik ve ekono mak için... Bu satırların yazıldığı sırada, mik olarak da varlığının vurgulanmış ol bir kadın cinayeti haberi daha düşmüştü ması büyük bir adım olarak görülüyor. gündeme. Son aylarda Yunanistan’ı şoka sokan kadın cinayetlerinin bu defa Sessizliği boz! ki kurbanı Girit Adası’nda, çocuklarının Barış, insan hakları ve cinsiyet eşitliği da bulunduğu bir ortamda kocası tara alanlarında 40 yıldır aktivist olan Fotini fından boğularak öldürülen 32 yaşındaki Sianou, Cumhuriyet’e yaptığı değerlen Katerina Melaki idi. dirmede, Yunan toplumunun bir zaman Birleşmiş Milletler verilerine göre, lar “çok tutucu” olduğunun altını çizdi 2017 yılında dünyada 87 bin kadın kas ve şu yorumu yaptı: “Aile içi şiddet, ço ten öldürüldü, bunların yarıdan fazla ğunlukla kadının hatası olarak görülür sı sevgilisi ya da eşinin saldırısı sonu dü, hatta bu tür olaylarda evin pencere cu yaşamını yitirdi. Sokakta, işyerin leri kapatılırdı ki; komşular duymasın. de, okulda ve en çok da “aile içinde” Böyle bir noktadan, ‘sessizliği boz, tek şiddete maruz kalan kadınlar artık bü değilsin, yalnız değilsin’ anlayışının yay tün dünyada olduğu gibi, Yunanistan’da gınlaştığı bir döneme gelindi.” Yine de, da seslerini daha yoğun bir biçimde du kadın cinayetleri ve tecavüz gibi suçla yurmaya çalışıyorlar. Son yıllardaki ya rın sayısının “ürkütücü düzeyde” oldu sal düzenlemeler de bu konuda kadın ğunu belirten Sianou, “Yasal düzenle ları destekler nitelikte. Mayıs 2011’de meler çok önemli ve bunların gerçek ya şamda uygulanmasının sağlanması için mücadeleyi sürdürmeliyiz” diyor. Yunanistan’da 1983’ten itibaren aile yasaları ve istihdam ile ilgili düzenlemeler sayesinde kadının toplumdaki ve işgücü piyasasındaki konumu iyileştirildi. Ancak kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi için alınacak daha çok yol var. Atina’da News 24/7 Radyo kanalında program yapan Zinovia Sapouna, “Yasalardan öte, öncelikle ailede ve toplumdaki bakış açısının değişmesi gerekiyor” vurgusu yapıyor. Sapouna, Dünya Kadınlar Günü’nde Atina Gazeteciler Sendikası’nın (ESIEA) iş durdurma eylemine katıldığını da ekliyor. İspanyol feminist hareketinin, 8 Mart 2018’de, “Biz durursak, dünya durur” sloganıyla 24 saatlik bir kadın grevi örgütlemeyi başarmasından ve milyonların sokaklara dökülmesinden esinlenerek Yunanistan’da ilk defa feminist grev düzenlendi bu yıl Dünya Kadınlar Günü’nde. Bu çerçevede, özel sektör ve kamuda kadınlara iş bırakma, derslere girmeme, çocuk ve diğer aile bireylerine bakım işlerini durdurma, tüketim, alışveriş ve ev işi yapmama çağrısı yapıldı. Greve katılım sınırlı olsa da, binlerce kişi yürüyüşe katıldı, seslerini duyurmak, yaşamın her alanında haklarını ve özgürlüklerini savunmak için... Angeliki, Adamantia, Andriana ve sen, Eleni...ve her Eleni için... iamail2005@gmail.com BD’de ırkçı görüşler tüm çabalara kar A Irkçılara sembol olan heykelşın hâlâ kökten yok edilemiyor. Tarihe bir göz atarsak Amerikan iç savaşının öne mi de ortaya çıkıyor. Savaş, Kuzeyliler ile tıldı. Teksaslılar aradan 16 yıl geçtikten da Yarımada, Mansassas, Fredericksburg Güneyliler arasında yıllarca sürdü, binler sonra 1861’de güneyli 10 eyaletle birlikte ve Chancellorsville savaşlarında kendisin ce kişi öldü. Aslında savaşın kökeninde gü Federasyon’dan ayrılıp Kon den daha güçlü kuzey ordularını yenilgilere neylilerin siyah esaretinin deva federasyon kurdu. Bir bakı uğrattı ve kuzeyi işgale başladı fakat Getty mından yana olması, kuzeylile ma daha güçlenecekler ve si sburg savaşında kuzeyli General Ulysses rin ise insan hakları, özgürlükler yahları köle kullanmayı sürdü S. Grant’a yenildi. 1865’te kuzeyli Federal vurgusundan vazgeçmemeleri recekleri düşüncesiyle... Tek kuvvetler komutanına teslim oldu. vardı. Güney eyaletler genellikle saslılar Federasyonu “Kızılde 1870 yılında ölen General Lee, pamuk ve tarıma dayalı, kuzeyliler daha sanayileşmiş bir ekono TEVFİK DALGIÇ rili saldırılarını, siyah esirlerin hırsızlıklarını önleyememek Amerika’nın köleliğin sürmesinden yana olan 11 eyalette bir çeşit kahraman hali miye sahipti. ve komşu eyaletlerden yapı ne geldi. Irkçıların, ayrılıkçıların gözde ismi Meksika İspanya’dan bağımsızlığını lan eşkiya saldırılarına mani ola oldu. Güneyli bir çok 1821’de kazandı ama Teksas hâlâ Meksika mamakla” suçladı. Böylece “Kar şehre heykelleri dikildi. toprağı içindeydi. Alamo savaşından sonra deş Esaret Koruyanlar” olarak Bu eyaletlerdeki hey Teksaslılılar General Sam Houston komuta ortaya çıkan 11 eyalet kendileri keller Federasyon düş sında Meksika askerlerini yendi ve Teksas ne Kondeferasyon adını taktı. manı, ayrılıkçı ve be 1836’da bağımsız bir devlet olarak ortaya Amerikan iç savaşı çıktığın yazların üstünlüğünü çıktı. Ülkenin en büyük toprağa sahip eya da General Robert Lee parlak savunan ırkçıların gös leti artık kendi cumhuriyetini kurmuş, bay bir taktisyen olarak Güneylile terileri için kullanılan rağı ve deniz kuvvetleri olan, kendi para bi rin ordusunda görev aldı. Ünlü adresti. rimi bulunan bağımsız devlet olarak orta West Point akademi mezunuy 2015 yılında Güney ya çıkmıştı. Sam, Houston Cumhuriyeti’nin du. 18611865 arasında kuzeyli Lee heykeline karşı sık sık Carolina eyaletindeki ilk başkanı oldu. 1845’te kuzeylilerin oluş Federasyon askerleri ile savaştı, “nefrete yer yok” temalı pro Charleston kentinde si turduğu Federasyon’a 28. eyalet olarak ka Kuzey Virginia ordusunun başın testolar düzenleniyor. yahlara ait bir kiliseye silahlı saldırı düzenleyen Dylan Roof adında 21 yaşında beyaz ırkçı, 9 kişiyi katletti. Dylan sosyal medyada ırkçılara çağrı yaparak ve Konfederasyon bayrağı ile ilgili resimler koyarak beyazları siyahlara, Musevilere ve beyaz olmayan ırktan insanlara karşı savaşa davet ediyordu. Olay ülkede büyük tepki yarattı. ABD’deki ırkçıların sembolü haline gelen General Lee’nin heykellerine de var olan tepkiler arttı. Sonrasında ise kimi yerel yönetimler heykelleri kaldırma yönünde kararlar aldı. Dallas’ta General Lee’yi bir meçhul asker ile birlikte at üstünde gösteren heykeli geçen yıl kaldırılmış ve kapalı bir alanda korunmaya alınmıştı. Geçenlerde de heykelin kaidesi kaldırılmaya başlandı. Dallas Belediyesi bu temizleme işinin maliyetinin 210 bin doları bulacağını, bunun 15 bin dolarının kaidenin taşınması, 25 bin doları muhafazası, 30 bin doların da boşalan yerin temizlenmesi ve yeşillendirilmesi için kullanılacağını açıkladı. Heykel kaidesinin kaldırılması ve başka bir kapalı alana nakledilmesui işleminin 78 hafta süreceği bildirildi. tdalgic@gmail.com Kesintiler ‘suçla’ döndü Theresa May başbakanlığındaki muhafazakâr hükümet, işi gücü bırakmış “Brexit”in derdine düşmüş durumda. Muhafazakârların iktidara geldiği 2010’dan başlayarak sürdürdüğü sosyal ya FARUK ESKİOĞLU tırım ve yardımlardaki kısıntı, kesintilerin bozduğu sosyal denge ise May hükümetinin boğuştuğu sorunlara tuz biber ekti. Son kötü haber Londra’nın güvenlik gücü “Metropolitan Police”ten geldi. Polisin verilerine göre, Londra’da son bir yılda 10 yıl öncesine kıyasla yüzde 15 artışla 154 cinayet işlendi. Öldürülen kurbanların yarısı da, ikisi Türkiye kökenli olmak üzere çocuk yaştaki gençler. Hükümet artan suç oranlarına karşı her ne kadar kulağını tıkasa da uzmanlara göre, sosyal kısıntı ve kesintiler yoksulluğu, yoksulluk da uyuşturucu çeteleri, sokak suçları ve gençlik cinayetlerini artırıyor. Londra polisi yapılan kesintilerin kendilerini de vurduğunu belirterek 20 bin polis kadrosunun iptal edilmesiyle başkentte ciddi bir güvenlik açığı oluştuğunu savunuyor. Polis Müfettişi Cressida Dick, bıçak taşıma yaşının 9’a kadar inmesi ve gençlerin “vahşi batıya” özenmelerinden endişe duyulduğunu söylüyor, bu kayıp kuşağa yoksulluk ve uyuşturucu çetelerinin neden olduğunu öne sürüyor. Suçu önleme operasyonlarının her seferinde ele geçirilen ateşli ve ateşsiz suç aletlerinde rekor kırıldığı bir ortamda Londralılar da huzursuz... Londra’nın Pakistan kökenli Belediye Başkanı Sadiq Khan da Londralıların kaygılarına katıldığını belirtti. Bu oranları düşürme faaliyetlerine destek vermeyi sürdüreceklerini duyurdu. Dördüncü kuvvet medyanın geneli de artan suç oranlarından muhafazakâr hükümeti sorumlu tutuyor. Independent gazetesi yoksulluk ve çete savaşlarından kayıp bir genç kuşak doğduğunu ifade ederek “Artan suç istatistiklerinden sonra gözler kokain kullanıcısı orta sınıfa çevrildi” diye yazdı. Nefret suçları da arttı Müzik türlerinden sosyal medya paylaşımlarına uyuşturucuyu ve her tür şiddeti imrendiren, teşvik eden her ne varsa mutlaka mikroskop al tına alınmasını isteyen gazete, hü kümetin emniyet bütçesindeki ke sintisini ağır bir dille eleş tiriyor. In dependent, suç oranları nı düşürmek için de hükü metin genç lik dernekle İngiltere Başbakanı May eleştirilerin merkezinde. ri, suç önleme kuruluşları, akıl sağ lığı kuruluşları ve sosyal servislere yönelik ödenekleri artırmasını öneri yor. Bir anlamda “kesinti yerine, tam tersine kesenin ağzını aç” diyor. Öte yandan “nefret suçları” da, “hükümet ektiğini biçiyor” dedir tecek biçimde artmış durumda. 2016’daki Brexit Referandumu kam panyasında “göçmen karşıtlığı”nın kullanılması referandum sonrasında nefret suçlarında patlamaya neden olmuştu. İçişleri Bakanlığı’nın son verilerine göre, dil, din, etnik köken kısaca kendinden olmayana karşı 71 kategoride ele alınan nefret suçların daki “din” kategorisinde ülke nüfu sunun yüzde 0.5’ini temsil eden Ya hudilere karşı antisemitizm yüzde 12, nüfusun 4.4’ü olan Müslüman lara karşı İslamofobi yüzde 52 ora nıyla rekor kırıyor. Nüfusun yarısın dan fazlasını oluşturan Hıristiyanla ra karşı nefret suçu ise yüzde 5 do layında. Antisemitizm ve İslamofo bi acil çözüm bekleyen ulusal sorun lar arasında. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilk ve or taokullarda artan çocuk çetelere karşı “zorbalık karşıtlığı haftası”yla mücadele ettiğini de ekleyelim. Ya pılan araştırmaya göre, geçen yıl İngiltere’de 1116 yaş grubundaki bin öğrenciden beşte biri en az bir kere yüz yüze saldırıya uğramış, üç te biri de internetten tehdit edilmiş. Muhafazakâr iktidar, bütçede ki kısıntı ve kesintilerinin “suç pat laması” olarak geri döneceğini tah min edemese de bu pirincin taşını ayıklamaya da pek niyetli görünmü yor. Başbakan May’in polisteki ke sinti ile artan suç arasındaki bağ lantıyla ilgili “Ne alaka” demesin den de bu anlaşılıyor. faruk@hotmail.com C MY B