18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 10 MART 2019 PAZAR TASARIM: SERPİL ÜNAY Yorum Aşk kim siz kim! İstanbul’u kuşatan bir afiş var. Adım başı afiş size sırıtıyor. Afişin bir köşesinde Binali Yıldırım öbür köşesinde Tayyip Erdoğan. İkisini de photoshopla (fotoşop okunur), yirmi yaş gençleştirmişler. Olgun ve görüp geçirmiş iki yakışıklı adam. Gelip geçene haykırıyorlar: “İstanbul Bizim İçin Bir Aşk Hikâyesi.” Öncelikle bu sloganı bulan ve fotoşop operasyonunu düzenleyen ajansın çalışanlarını kutlamak istiyorum. Bu sloganı nasıl buldunuz arkadaş, vay canına bu iki adamdaki İstanbul aşkına şaşıp kaldım. Ve ardından 17 yıldır iktidarda bulunan bu iki adamın, İstanbul’a yaptığı eziyetleri düşünmeye başladım. Hani insan sevdiğini dövermiş derler, bu iki adamda da öyle bir aşk var ki, İstanbul’u bırakın dövmeyi haşat ettiler. İnsan âşık olduğunun böğrüne o kocaman kocaman binaları diker mi? Diker bu iki adam ve temsil ettikleri partinin elemanları hiç kimsenin anlayamadığı bir aşka düşmüşler. Buldozerlerin keskin bıçağının toprağı delerken çıkardığı ses onlara, bir aşk şarkısı gibi gelmiş. Sevgililerinin asırlardır kıskançlıkla koruduğu o muhteşem görüntüsüne, acımasızca kıymışlar, çünkü âşıklar ve âşıklar mutlaka altın gerdanlık, bilezik takmak zorundalar. Bu nedenle örneğin Ataköy sahilini betondan bir gerdanlıkla taçlandırmışlar. Ah aşk insanın gözünü kör eder. Tabii bu iki âşığın, âşık oldukları kentte sadece iki tane havaalanının olması çok zorlarına gitmiştir. İki tane havaalanı, yazık yazık aşkın kentine yazık. Öyleyse gelsin bir havaalanı daha! Dedik ya, aşkın gözü kördür, millet uyarıyor, arkadaş yeni bir havaalanına ihtiyaç yok. Kullanılan havaalanları büyütülerek bu iş çözülür. Hayır İstanbul’a bunu yapamazlar. Başlayın yeni havaalanına. Evet, bu aşkı kıskanan çok. O yüzden birbirinden beter dedikodular üretiyorlar. “Neymiş efendim yeni havaalanı kuşların yolu üstündeymiş, olsun kuşlara ‘Lan durun burası bir aşk yuvası başka yerden uçun!’ der işi bitiririz, neymiş efendim zemin bataklıkmış, ‘Arkadaş sen benim aşkıma bataklık diyerek hakaret edemezsin! Haddini bil!’. Uçak pistlerinin yeri yanlış yapılmış, hem rüzgâr çokmuş hem de Anadolu’ya gidecek uçaklar önce Bulgaristan hava sahasından geçmek zorunda kalacaklarmış. Ne olmuş yani biz aşkımızdan hiçbir şey sakınmayız, bastırır hava parasını öderiz! Yeter ki, aşkımız bize kucak açsın.” Kocaman kocaman adamlar bu ikilinin ve yakınlarının İstanbul aşkını bir türlü anlamıyorlar. Oysa âşıklara teşekkür etmeleri gerek, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıktıkları için. “Neymiş efendim, dünya kentlerinin mutlaka bir opera binası olurmuş. Kim söylemiş bu lafı, işte muhteşem bir cami yapıyoruz, adeta Ortadoğu’nun hac merkezi olacak. Öyle muhteşem ve aşkımıza layık! Ve artık hiç kimse bizim Taksim Meydanımızı kullanamayacak. O bizim aşkımızın meydanı!” “Aşkımızı hiç anlamayanlar, tutturmuşlar kentin deprem için ayrılmış alanlarına AVM yaptırdık diye. Bir defa AVM’ler kenti olmak İstanbul’u bir kat daha zengin ve görkemli kılıyor. Artık insanlarımız dünyaca ünlü markaların mallarını almak için yurtdışına gitmek zorunda kalmıyorlar. Gir bir AVM’ye, bas parayı al karoyu. Deprem toplanma alanları bazı bilim adamlarının uydurdukları bir şey. Zaten deprem olduğunda hiçbir şey yıkılmayacak! Çünkü bu kentti demir ağlarla ördük. Çünkü biz bu kentte âşığız.” Yani kardeşim bir aşk kalmıştı suyunu çıkarmadığınız,oysa aşk yoğun bir emek ister, aşk bilgi ile donatılmak ister, aşk tertemiz bir vicdan ister, aşk gelecek günleri güzelleştirmek ister. Oysa sizin bu aşk hikâyeniz sadece gösterişten ibaret. Sahte, suni. Benden söylemesi, bilmediğiniz işlere kalkışmayın, aşk kim siz kim? Öyle olmasaydı bu güzelim kenti, harap bir köye çevirmezdiniz. Bir de böyle düşünün. Ajans çalışanı arkadaşlar size de kıyak yapıyorum. Aşk diye bir takla atmadığınız kalmış. Aldığınız paralar ananızın ak sütü kadar helal olsun. İnsanları epey güldürdünüz. Düğüne bekleriz efendim. Bu arada Binali Yıldırım’ın aşk hikâyesi afişini en olmadık bir yere asmışlar. Ben de alıverdim. Fransa’nın uzun tarihinde, değişen rejimlere karşı değişmeyen mete teslim edilecek. HHH Geçen hafta, toplam yir devlet gelenekleri vardır. mi ilçeden oluşan Paris’in Bu geleneklerden belki de en büyük idari bölgesi en özgün ve ilginci; dev olan 15. İlçe’nin görkemli letin ciddi anlamda başı belediye sarayında bu sıkışınca açtığı Doleans Defterleri’dir.* Hem şikâyet, hem dilek Dert defterleri toplantıların ikincisine katılmak keyfini yaşadım. Saat 19’da, yani insan anlamına gelen ve astın üstüne iletisi tanımını içeren Fransızca ‘doleans’ sözcüğünün, Türkçe ve hatta Osmanlıcada tekli bir karşılığı yok. Fransa’da 14. yüzyıldan beri açılan Doleans Defterleri, kamu yönetiminde yeri ve kuralları olan bir halk yoklaması. Devlet “Şu tarihten şu tarihe yaya ihraç eden Fransa’da, 17 Kasım 2018’den beri hızı azalsa da süren yeni bir hareketlenme var: Sarı Yelekler. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, taşranın isyanı Sarı Yelekler sorununu diyalogla çözmeye çalıştı. Ama lider çıkarmayı reddeden hareket içinde muhatap bulamayınca; ların işten çıkıp gelmesi gereken toplantıya kaç kişi akşam yemeğini feda eder, diye merak içindeydim. Sarayın önünde oluşan kuyruğu görünce, inanamadım. İki bine yakın insan, büyük bir vakar içinde güvenlikten geçip, devasa boyutlardaki iki salonu tıka basa doldurdu, bazıları ayakta kaldı. açılacak!” dediğinde; mez çareyi Büyük Ulusal Tartışma Belediye Başkanı Philippe rasından megapolüne tüm başlığı altında Doleans Defter Goujon, kısacık açılış konuş yerel yönetim birimleri halkın leri açtırmakta buldu. masında, ilçe milletvekilleri dertlerini, eleştirilerini, talep ve Hazır açılmışken Sarı ve belediye meclisi üyelerinin dileklerini serbestçe yazdığı Yelekler’in yanı sıra tüm yurt toplantıda hazır bulunduğunu, defterler açarlar. Sonra yetkili taşların derdini dinlemeyi ve ama hiçbirinin söz almayıp yurt merci iletileri konulara göre ayı önerilerini almayı amaçlayan taşları dinleyeceğini vurguladı. rır, kimlik, yer ve tarih belirterek defterler için dört tartışma 4 saat süren birinci toplantının, sıraya koyar, kitap haline getirir konusu belirlendi: Çevreciliğe daha şimdiden 300 sayfalık bir ve Paris’teki merkezi yönetime Geçiş. Vergiler ve Kamu Harca doleans defteri oluşturduğunu gönderir. maları. Demokrasi ve Yurttaşlık. bildirdi ve kürsüden indi. Sosyal bilimciler için paha bi Devlet Yapılanması ve Kamu Tartışmayı yönetenler, bar çilmez bir kaynak oluşturan bu Hizmetleri. kovizyon tekniğiyle birbirini defterler, aynı zamanda halkın bizzat yazdığı Fransa tarihidir! Örneğin 1789 başında açılan Doleans Defterleri, birkaç ay sonra patlayacak büyük devrimin habercisidir: Vergiler altında ezilen halk, mutlak monarşi istemiyoruz, soyluların ve papazların ayrıcalıkları kaldırılsın, demektedir. Yıl sonuna gelindiğinde, hemen her kararı halka danışan devrim konseyinin açtıklarıyla birlikte, Fransızların doldurduğu defter sayısı 60 bini aşmış ve sürecin eşsiz bir tutanağını oluşturmuştur. HHH Cumhuriyet rejimi oturana kadar 19. yüzyılı kanlı kalkışmalarla geçiren ve 20. yüzyılda Macron’un geçen ocak ayı başında başarılı bir ulusa seslenişle ilan ettiği ‘doleans’ süreci 15 Ocak’ta başladı, 15 Mart’ta bitiyor ve sentezi, nisan ayı içinde yapılacak. Yeni teknolojiler sayesinde tabii ki çok daha hızlı ve interaktif gelişen halk yoklamasında, artık yurttaşlara kalem değil mikrofon veriliyor. Her belediye, 15 Mart’a kadar saptanan dört konuda halka açık toplantılar düzenlemekte yükümlü. Videoya çekilen toplantılarda dile getirilen dertler, şikâyetler ve öneriler; bölge yönetimi tarafından tıpkı eskiden olduğu gibi yazıya dökülüyor, Doleans gören iki salondaki katılımcılara dönüşümlü olarak söz veriyorlardı. Hayatımda hiç bu kadar bilinçli eleştiri ve akılcı öneri yapan insan topluluğu görmedim. Kimse sözü uzatmadı, kendini anlatmadı, birbirine laf atmadı, ama herkes eteğindeki taşları uygarca döktü. Katılımcılar arasında Arap asıllı Fransız sayısı, nedense yok denecek kadar azdı! Bitimini bekleyemediğim toplantıyı ikinci saatin sonunda terk ederken; uygar olmadan yurttaş, yurttaş olmadan cumhuriyet olunamadığını, yaşayarak kavramıştım. 68 Mayıs ayaklanmasını dün Defterleri olarak basılıp hükü * Cahiers de Doléances KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Bedelli beka... Şanlıurfamız sahiden hem şanlı, hem şanslı! Anne başına, en çok çocuk düşen ilimiz. Dünya Kadınlar Günü’nü burada kutlaması da boşuna değil. Onun için zaten kadın demek, anne demek. Kadınlar Günü’nde “anneleri” kutsadı. Mayıstaki “Anneler Günü”nde de inşallah kadınları göklere çıkarır!. Kendi rahmetli annesinin ayağının altını öptüğünü, yine anlattı. Gerekçeyi bu kez, Hz. Muhammet’in anadili ile açıkladı: “Elcennetu tahte akdâmil ummuhât!” (Cennet anaların ayaklarının altındadır.) Yani annenizin ayağının altını öperseniz, cennetin kapısına da bir buse kondurmuş olursunuz. Emine Hanım’dan ise hiç söz etmedi. Oysa o da anne! Üstelik dört çocuk vermiş bir anne. “Keşke daha fazla olsaydı. 7 torunum var. O da az!” dedi. Haklı. Yıllardır “en az dört çocuk” diye çırpınıyor. Bir taşla belki iki kuş niyetiyle abuk bir “Rabia” işareti icat etti. Ama nafile! Kendi dört evladından biri bile 4 çocuk yapmış değil. Yapsalardı, Külliye’de şimdi 7 yerine, 16 torun koşturuyor olacaktı. Yine de ne varsa Bilal’de var. Sayı sayamıyor, yavaş sanıyorduk. Ama 7 torunun 3’ü ondan. Damat ise aslında bu kadar itibarı hak etmiş değil. Tek “tık” ile yetinmiş. Tıpkı büyük oğlan Burak gibi. Torun itibar demek. İtibardan da tasarruf olmaz. “4 çocuk 7 torun az!” demesi bundan. Geçen dönem meydanlarda “zürriyetsiz!” diye suçladığı Devlet Bey’in kendisine “Allah gözünü doyursun!” demeyeceğinden ise emin! Çünkü onlar artık “stratejik” müttefik! HHH Sela* verir gibi, “Çok çocuk yapmaktan sakın çekinmeyin!” diye bağırdığı saatlerde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da “bedeli askerliğin sürekli hale getirildiğini” ve “tarifesini” açıkladı: “31 bin 343 TL” Her altı ayda bir de bu bedel, güncellenecekmiş! Aslında bedelliyi, patlıcana bibere endeksleseler, tanzim satışları da vatana hizmete dönüşürdü. Geçen dönem bedelli sayısı 633 bin 844 kişi idi. Çarpınız 31 bin 343 TL ile! Yeni TL ile bile dört beş yılda trilyon eder. Allah bereket versin! Şerefsiz IMF’ye boyun eğmektense... Asil ve cefakâr Türk analarına muhtaç olmak bin defa yeğ! HHH Hulusi, kalbi temiz; akar ise “düzenli gelir” demek. AKP’de herkesin kalbi zaten temiz. Ama “akar”ı yani sağladığı rantı bu kadar temiz olan yok! Yaşasın kalbi de akarı da temiz Hulusi Beyimiz! Yaşasın Bedelli Peygamber Ocağımız! Ve bin yaşasın, yediği üç öğün yemek bile müteahhitlere teslim Mehmetçiğimiz! HHH “Her çocuk kendi rızkıyla, kısmetiyle, kendi bereketiyle dünyaya gelir!” diyor. Bu kısmetten ve bereketten de ne yazık ki gençler değil, iktidar yararlanıyor. Askerlik çağına giren genç sayısı her yıl 250 bin dolayında. İktidar, rızkını her biri borç harç 31 bin küsur TL ödemeye hazır bu on binlerce gençten çıkarmak için avuçlarını ovuşturarak bekliyor. Külliye ise belli ki yan gelip yatma yeri olmuş. Danışman beylerden de fikir namına tık yok! Oysa askerlik, genç kızlarımız için de zorunlu hale getirilse, hem cinsiyet eşitliği sağlanmış olur, hem de bedelli ödeyeceklerin sayısı yüzde 100 artar. Bedeli yetmeyenler kredi için bankalara başvurur. Bankacılık sistemi kurtulur. Bekamız da tavan yapar. 10 MART 2019 SAYI: 34122 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:54 07:18 13:20 16:34 19:11 20:30 Ankara 05:39 07:02 13:04 16:20 18:56 20:14 İzmir 06:03 07:24 13:27 16:44 19:20 20:35 T.C. KIZILTEPE İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2018/751 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Mardin İl, Kızıltepe İlçe, 101 Ada, 24 Parsel, TEPEBAŞ Mahalle/Köy, 8 Nolu Bağımsız Bölüm Mardin ili Kızıltepe ilçesi Tepebaşı mahallesi 101 ada /24 nolu parselin vasfı arsa olarak ayrılmış olunup. 24 No’lu parselin tapu alanı ise 1658,98 m2 olarak geçtiği,Satışakonu olan 1 kat 8 nolu bağımsız bölümün vasfı isemeskendir. 2/210 arsa paylı hissesine karşılık gelen taşınmazın tapu alanı 15,80 m2 dir. Satışakonuolan MARDİN İLİ kızıltepe İleçesi101 ada /24 noluparsel 1. kat 8 No’lu bağımsız bölüm salon, oturmasında, oturma odası balkonu,Mu tfak,lw,wc,Banyo,yatak odası,ebebevyn odası,ebeveyn yatak odası balkonu, hol, antreşeklinde 3+1 daire olarak planlandığı taşınmaz kızıltepe tapu müdürlüğünün projesinde anlaşılmıştır. Apartman asansörlüdür. Davaya konu taşınmazın bulunduğu binada asma kattan itibaren 2 blok girişi vardır Satışakonu olan 1. kat 8 No’lu bağımsız bölümün bulunduğu blokun girişi ana girişi geçtikten sonra solda kalmaktadır. 1 .kat 8 nolu bağımsız bölüm 1 katta asansörden çıkarken solda kalmaktadır. Taşınmaz belediyenin elektrik,su, kanalizasyon ve toplutaşıma hizmetinin verildiği bir mevkide kalmaktadır. Adresi: Tepe Başı Mahallesi 655 Sokak Carrefoursa Üstü Dış Kapı No:1 Girişte Solda Kalan Merdivenlerden A Blok Kat:1 No:3 De Olup Eski Hastane Caddesinde Banka Ve Okullara Yakın Mevkidedir. Kızıltepe / MARDİN Yüzölçümü: 135,63 m2 Arsa Payı: 2210 İmar Durumu: Var, İnşaat tarzı şehirimar planında 8 katlı konut alanında kalmaktadır Kıymeti: 135.000,00 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 29/04/2019 günü 10:50 10:55 arası 2. Satış Günü: 29/05/2019 günü 10:50 10:55 arası Satış Yeri: İcra Müdürlüğü Kalemi Önü Adliye Sarayı KIZILTEPE / MARDİN Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis. uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini,rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV,1/2 tapu harcı ileteslim masraflarıalıcıya aittir. Tellâllık Harcı, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. (Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinden rüçhan hakları vardır. Gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi, rehinli alacaklardan sonra gelir.) 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2018/751 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 07/03/2019 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 961464) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle