15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 27 ŞUBAT 2019 ÇARŞAMBA [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: İLKNUR FİLİZ SAĞLIK Ayrıntılar 31 Mart gecesi ne olacak? Sokağın havasına bakarsanız o gece sandıktan AKP çıkmaması gerek. Taksiciler iyi nabız tutar, geçen gün ikisiyle görüştüm, krizin boyutlarını net söylediler. RTE tipi liderlerin muhalefet olma şansı yoktur, mutlak iktidara dayalı yapılar kazanmak zorundadır. AKP 7 Haziran seçimlerini kaybetti, kabullenmedi, hatta ana muhalefet liderine hükümet kurma görevini bile teslim etmedi RTE. Nihayetinde karanlık, kanlı günler ardından sandıktan AKP çıktı. Bu seçim neden farklı olsun? Kimseyi sandıktan soğutmak niyetinde değilim, ancak ülkedeki siyasal mahkumiyet/seçeneksizlik ilginç hale geldi. Sağcılıkla sağcılık yarışıyor. Siz ne türden oy kullanırsanız kullanın, iktidara sağ geliyor. CHP içinde kimi yerlerde solcuların olması (Beyoğlu Alper Taş örneği gibi), seçime TKP’nin girmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Siyasal krizin bir nedeni de budur. CHP sözcülerinden biri “Klasik sağ sol ayrımı bitti. Demokratlar ve diğerleri arasında bu seçim” dedi. Tamamen yanlış saptama. Ülkedeki gelir adaletsizliği son buldu mu? İşçi sınıfı örgütlü biçimde haklarına sahip mi? Emek sömürüsü azgın biçimde sürmeye devam etmiyor mu? Emperyalizm türlü kılıklarla halkın kaynaklarını emmiyor mu? Paralı sağlık/eğitim son buldu mu, herkese eşit ulaşıyor mu? Bu sorunlar ancak sol siyasetle çözülür. Tüm bunlara azgın gericilik, bayağı milliyetçilik ve otoriter rejim eklendi. Salt liberal demokrasiyi hedeflerseniz dünyanın yönünü kavramamış olursunuz. Yeni partiyi kim kuruyor? Büyük kesimler RTE’nin keyfi uygulamalarından o kadar yıldılar, yoruldular ki, yerine kim gelse eyvallah edecek haldeler. Bu son derece tehlikeli, yanlıştır. Bunu gören Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Gül” adını gündeme getirdi. Bu ne anlama geliyor derseniz; Özal benzeri, geniş tabanlı, dört eğilimli merkez sağdan başka şansımız yoktur, demektir. Yenilgi, teslimiyet budur. Bu söylem 12 Eylül ideolojisidir, neoliberal sefaletin tarifidir. AKP tam da bu tezlerle bugüne gelmiş, ülkeyi yoksul, cahil hale getirmiştir. Şimdi siyasal İslamcıların okumuş(!) kanadı yeni bir parti kuruyor.  Yenibirparti.org sitesinden aynen alıyorum: “Kendisini merkez sağda konumlandıran ve dört eğilimi bir araya getirecek olan partimizin kuruluş çalışmaları. Kurucu kadromuz ve partimizin ismi politika ve vaatlerimizin kadromuzun gölgesinde kalmaması için stratejik bir tercih olarak uygun göreceğimiz tarihe kadar açıklanmayacaktır.” İçinde Babacan olacak, arkadan Davutoğlu, Gül ittirecek, üç beş liberal, solun devşirmesi de eklendi mi al sana dört eğilimli parti! Yeni ANAP demektir bu. Neden ihtiyaç doğdu? Çünkü RTE siyasal İslamcı özünü artık gizlemiyor. Küresel oyuncular, sermaye (her türlüsü) buna daha fazla dayanmak istemez. Meral Akşener olmadı, tek başına Kılıçdaroğlu çözüm değil, merkezde güçlü yapı için bu oluşum şart! İddia bu. Lakin RTE bunca eli güçlü, iktidarda kalmaya mecburken, üstelik Gül ve arkadaşları bunca ödlekken kimse (liberaller) boşa hayal kurmasın! Seçimi kim kazanır? RTE kazansa da, önünde öylesine büyük kriz varken, tek başına, hamaset ve sertlikle ülkeyi yönetmek eskisi kadar kolay olmayacak. Halı altına süpürülen tüm sorunlar açığa çıkacak. Devletin beslediği milyonlara kaynak bulmak kolay değil. Açgözlü şirketlere verilecek mama tükendi. Temsil sorunu iyice belirginleşecek. Bu tek adamların sinirlerini yıpratır, baskıyı artırmalarına neden olur. O süreç kartopu gibi büyür. Küresel sorunlar ağır hissedilir, komşularla gerilim artar. Sürekli düşman üreterek ayakta kalan AKP, bu krizle sahici “beka” sorunu doğacağını gördü mü, emin değilim açıkçası. Rejim değişti, “sağın yerine sağ” söylemi için zemin daha da uygun artık. Temelsiz, tabansız koalisyonlar, tuhaf ilişkiler kuruluyor. MHP’nin ilk sallantıda gemiyi terk edeceği kesin. İYİ Parti diye bir yapı var mı, meçhul. Kürt siyaseti zindanda, güçsüz... CHP parti içi hesaplaşmayı ertelemiş durumda, kılıçlar keskin ve RTE tarihin en güç dönemecinde. Sandık sonuç almak için yetmeyecek bu kez. Öylesine büyük kriz kapıda ki, buradan ancak güçlü sol seçenekle çıkılır. Bugünün dünyası Türkiye gibi bir ülkede buna izin verir mi? Sosyalistlerin görevi buna hazırlıklı olmaktır, sosyalist seçeneği düş sayanlara anımsatırım, yaşamın olağan akışına dikkat etsinler! Önemli not Salih Tuna ile ilgili: Pazar günü Salih Tuna ile ilgili yazdım. Orada “Halk TV’ye davet ettim yanıt bekliyorum” diye yazdım. Tuna bunun kasıtlı olduğunu, eğer gelmezse “kaçmış” sayılacağı algısı yaratmak için cümle kurduğumu söyledi. Haklı olabilir. Doğrusu ben Salih Tuna’yı Halk TV’ye aramızda fikir tartışması olmadan önce, ilk günden beri davet ettim. Farklı görüşlerin ekranda tartışması geleneğini önemserim. Geçmişte Tuna ile bunu yaptık, yine yaparız. Ülkemizde 6 milyon insan çoğunlukla tedavisi olmayan nadir hastalıklarla mücadele ediyor Adı nadir, yükü ağırAyrıntılar Ayrıntılar Hastaların çoğunu çocuklar oluşturuyor. Hasta ve hasta yakınları “Nadir hastalıklar merkezleri hayata geçirilmeli ve devlet bu konuya sahip çıkmalı” çağrısı yaptılar Nadir hastalıklar, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerdeki tanımıyla; 2 binde 1 ya da daha az sıklıkta görülen, çoğu ilerleyici, kronik, metabolik, genetik ve bazıları ölümcül olabilen hastalıklar olarak biliniyor. Bu hastalıklar, hem hasta olan birey, hem ailesi, hem de toplum açısından çok ağır. Hastalar ve hasta yakınları, “En büyük isteğimiz nadir hastalıkların araştırıldığı, tanı aşamasının hızlı yapılabildiği, tedavisi için yeni yöntemler ve ilaçların üretildiği nadir hastalıklar merkezlerinin hayata geçirilmesi ve devletin bu konuya sahip çıkması ve politikalar geliştirmesi” çağrısı yaptı. Nadir Hastalık Ağı Dünyada yaklaşık 350 milyon kişi nadir bir hastalığa sahip. Hasta ve hasta yakınlarının yaşamlarına dikkat çekmek, sorunlara tek ses olarak akılcı, pratik ve kalıcı çözümler üretmek ve bu çözümlerin 28 ŞUBAT NADİR HASTALIKLAR GÜNÜ Faruk Eroğlu Zeynep Çakır hayata geçirilmesini sağlamak amacıyla 9 Farklı Nadir Hastalık Derneği “Nadir Hastalıklar Ağı” kurdu. Albinizm Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Alim Yılmaz, kurulan ağ ile amaçlarının, çözüm önerileri sunup sağlık otoriteleriyle paydaş olarak yasal mevzuatların temelini oluşturmak, tedavi imkånları artırmak ve yeni tanı alan bireylere fayda sağlamak olduğunu söyledi. Hayati önem taşıyor Kistik Fibrozis Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Serap Çöremen, özellikle nadir hastalıklar açısından erken tanının hayati önem taşıdığını belirterek, yenidoğan topuk kanı taramasının gerekliliğinin altını çizdi. Çöremen “Yenidoğan topuk kanı taraması bebek doğduğunda herhangi bir belirtisi olmayan, geç tanı konulduğunda tedavisi zor, hatta kalıcı hasar oluşturabilen, metabolik hastalıklara yol açan bazı hormon ve enzim eksikliklerini ortaya çıkaran testtir. Fenilketonüri, Konjenital Hipotiroidi, Biotinidaz Eksikliği, Kistik Fibrozis, tarama testinde bakılan hastalıklardır” diye konuştu. NCL Nöronal Ceroid Lipofuscinosis Hastalığı ile Mücadele ve Dayanışma Derneği Başkanı Mine Keskin Ergin de “Yetim ilaç alanında çalışmak uzun bir süre gerektirdiği ve çok maliyetli olduğu için, bu konuda çalışan firma sayısı maalesef çok az. Daha fazla firmanın bu alanda çalışması, ilaçların ulaşılabilir fiyatlarda olmasını sağlayacak, uzun vadede sağlık ekonomisine ve ülkemize büyük katkı sağlayacaktır” dedi. Hastalar anlattı 50 binde bir görülen Treacher Collins Sendrosu hastası Zeynep Çakır (26): Beni tedavi eden doktoru ziyaret ettiğim zaman bana bu yüz ile avukatlık yapamayacağımı söyledi. Nadir bir sendroma sahip olmam toplumdan dış lanmam anlamına gelmiyor. Kistik fibrozis hastası Al peren Kaşıkçı: Hastalığım solunum, sindirim ve üreme sistemlerini etkileyen genetik geçişli bir hastalık. Yıllarca İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde 45 farklı doktora gidilmiş, sonuç alınamamış. 6 yaşımda ter testi ile tanı konulmuş. İsteğimiz nadir hastalıkların araştırıldığı, tanı aşamasının hızlı yapılabildiği, ilaçların üretildiği nadir hastalıklar merkezlerinin hayata geçirilmesi. MPS tip 2 hastası olan Faruk Eroğlu: Tanıya ve tedaviye ulaşmam hem ailem hem de benim için gerçekten çok zor ve yıpratıcı bir süreçti. Psikolojik anlamda çok yıprandık. Fiziksel olarak çok yorulduk. Eğitimim sekteye uğradı çünkü hep hastanelerdeydim. Nadir hastalıklara özel bir merkez olsaydı, bu kadar yorulmaz ve yıpranmazdım. Eğitimime devam edebilirdim. Sosyalleşmeye zamanım kalırdı. Alperen Kaşıkçı TANISAL ZORLUKLAR Genetik Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Ajlan Tükün ise nadir hastalıklara ilişkin şu bilgileri verdi: “Hekimler, nadir hastalık belirti ve bulguları konusunda daha sınırlı tecrübeye sahiptir. Özellikle kalıtsal nadir hastalıkların önemli kısmının kesin tedavisinin olmaması, kısıtlı sayıda tedavi olanağı bulunan hastalık için tedavi maliyetlerinin çok yüksek olması önemli sorunlar olarak sıralanabiliyor. Hastalık nadir de olsa, uzun hastalık süreci boyunca hastalar ve aileler ortak bir mücadeleyi paylaşırlar. Nadir hastalıkların başarılı tanısı bu hastalıklar konusunda deneyimli sağlık personeli tarafından yapılabilmektedir. Batı toplumlarında nadir hastalıkların tanı ve izlemi için özelleşmiş sağlık kuruluşlarının tesisi yoluna gidilmiştir. ” YELIZ IYILEŞMEK ISTIYOR Siirt’te henüz 10 günlükken, vücutta su dolu kabarcıklar oluşmasına ve şiddetli kaşınmaya neden olan “büllöz pemfigoid” adlı deri hastalığına yakalanan Yeliz Erol (13), tedavi olup, sağlığına kavuşmayı bekliyor. Kızını tedavi için Diyarbakır, İstanbul ve Antalya’da çok sayıda hastaneye götürdüğünü anlatan anne Kadriye Erol, “Gitmediğimiz doktor kalmadı. Günlerce hastanelerde kaldık ancak çare bulamadılar. Kızım, aynaya baktığında ‘Anne benim yüzüm neden böyle’ diye sorarak, ağlıyor. Kızımın tedavi edilmesini istiyorum” dedi. Tedavi görüp hastalıktan kurtulmak isteyen Yeliz, “Hastalığıma çare bulunmasını istiyorum. Arkadaşlarım gibi oyun oynamak istiyorum” diye konuştu. lDHA Aileden geçen genetik miras: TALASEMI İştahsızlık, solgun bir cilt gibi birçok çocukta görülen şikâyetlerin yol açtığı sebepleri bir türlü bulamasanız da tüm bunların arkasında yatan gizli faktörü göz ardı ediyor olabilirsiniz; Akdeniz anemisi (Talasemi). Çocuk Hastalıkları Uzmanı Ersin Sarı, Akdeniz anemisinin anne ve babadan çocuklara geçen önlenebilir bir kan hastalığı olduğunu belirterek “Akdeniz anemisi, hafif olarak geçirildiğinde tedaviye ihtiyaç duymaz. Ancak hastalık ciddi boyuttaysa teda AKDENIZ ANEMISININ BELIRTILERI n Sarı ve solgun bir cilt, n İştahsızlık, n İdrar renginin koyu olması, n Baş ağrısı, n Aşırı kansızlık, n Aşırı halsizlik, n Gelişimde gerilik, n Yüzdeki kemiklerde şekil bozukluğu, n Gerginlik ve sinirlilik, n Nefes almada zorlanma, n Karında meydana gelen şişlik, n Karaciğer ve dalakta şişme. viye ihtiyaç duyulur. 1 milyon 300 bin kişi taşıyıcı ve 4 binden fazla hasta vardır” dedi. Anne babada varsa Sarı, özetle şunları kaydetti: “Eğer ebeveynlerden yalnızca biri taşıyıcı ise bu durumda kişi alfa anemisi olur. Çok ciddi bir problem söz konusu değildir. Kişide hafif kansızlık görülebilir, sadece taşıyıcı olabilir. Ancak ebeveynlerin ikisi de taşıyıcı ise o zaman kişinin hastalığın ciddi bir boyutu olan beta anemisine yakalanma riski çok yüksektir. Bu noktada kişinin doğduğu andan itibaren doktor kontrolünde olması önemlidir.” Sağlık için aşı şart Son yıllarda aşı reddi oranlarının artması ile ilgili konuşan İstanbul Aile Hekimliği Derneği Aşı Çalışma Grubu Genel Sekreteri Dr. Hamza Özdemir, “Aşı, etkinliği ve güvenliği defalarca kanıtlanmış en başarılı halk sağlığı uygulamasıdır. Aşılamaya olan inanç ve güven düştüğü takdirde, aşılama oranları da düşecek ve aşısız çocukla rımız bulaşıcı hastalıkların ölümcül tehditleri ile karşı karşıya kalacaktır” uyarısında bulundu. Özdemir, Türkiye’de aşı kararsızlığının nedenlerini, “yanlış inanışlar”, “aşının otizm gibi hastalıklara yol açtığı iddiası”, “hastalıkların doğal yaşamın bir parçası olduğu ve aşıların doğal hayatı engellediği iddiası” ve “aşının kısırlık yaptığına inanma” şeklinde Uzmanlar uyardı: Aşısız çocuklar, ölümcül tehlikelerle karşı karşıya sıraladı. Özdemir, “Birtakım yanlış yönlendirmeler sonucu çocuğunu aşılatmak istemeyen anne babalar büyük bir vebal altındadır” dedi. Sağlıklı gebelik için 5 öneri Kadınların yaşamlarındaki en önemli ev SAĞLIK ler ile konuşmak yararlı olacaktır. Eğer bu bir çözüm sağ relerinden biri olan gebelik; bu süreçte görülen bulantı, halsiz REHBERİ lamazsa, psikolojik destek alınabilir 3Yeterli miktarda sıvı tüketimi lik, mide yanma ne özen gösterin: Gebelik sı ve baş ağrısı gibi şikâyetler döneminde sürekli idrara çık nedeniyle anne adayları için ma isteği, rahimde büyüme sıkıntılı olabiliyor. Bu sorun ve böbrek fonksiyonlarındaki ların tam olarak ortadan kal değişime bağlıdır. Bazen idrar dırılması mümkün olmasa da kaçırmalar olabilir. Bu durum alınacak bazı önlemlerle kon genellikle gebeliğin 4. ayın forlu bir gebelik dönemi sağ dan itibaren azalsa da son lanabiliyor. Kadın Hastalıkları evrede tekrar ortaya çıkabilir. ve Doğum Bölümü’nden Op. Ancak yaşanan bu değişik Dr. Yunus Çavuş, gebelikte likler nedeniyle kesinlikle sı yaşanabilecek sorunları azalt vı alımı azaltılmamalıdır. Çün mak için önerilerde bulundu. 1Bulantılara karşı beslenme alışkanlıklarınızı düzenle kü sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek için yeterli sıvı alımı gereklidir. Sık idrara çık yin: Gebelik bulantıları genel ma ile birlikte yanma ve ağrı likle sabah saatlerinde baş sorunlarında mutlaka dokto lar. Özellikle ilk ve çoğul gebeliklerde bulantı önemli bir sorundur. Ortalama 48 hafta 4ra başvurulmalıdır. 20. haftadan sonra devam eden baş ağrılarını dikka arası görülen bulantı, 1416. te alın: Baş ağrısı ve halsiz haftaya kadar azalarak de lik genellikle gebelikte or vam eder ve bazen tüm gebe taya çıkan hormonal ve kan lik süresince kendini göstere dolaşımındaki değişiklikle bilir. Gün içinde az ve sık ye re bağlıdır. Ancak gebeliğin mek, öğünler arasında az sı 20. haftasından sonra başla vı tüketmek, katı, kuru, yağ yan baş ağrıları masum olma sız ve tuzlu gıdaları tercih et yabilir. Bu durumda nörolo mek şikâyetleri azaltır. Tuz ji uzmanına danışılması öne lu kraker, galeta ve simit gibi rilir. Baş ağrısı sırasında; yü besinler de bulantıyı bastıra zün ön tarafı ve kenarlarına, bilir. Bunun yanında yataktan burun çevresine, gözlere sı aniden kalkmamak, hoş ol cak kompres uygulama ağ mayan kokulardan ve ağır yi rıyı azaltabilir. İyi ve dengeli yeceklerden uzak durmak da beslenme, dinlenme, masaj, bulantıyı önlemeye yardım hafif egzersiz ve yürüyüşler cı olur. 2Gerektiğinde psikolojik destek alın: Gebeliğin ilk 5şikâyetleri en aza indirir. Leke tarzındaki kanamaları ihmal etmeyin: Leke tar dönemlerinde anne adayının zında kanamalar gebeliğin sinirli, gergin ve alıngan bir her döneminde çok önem ruh hali içinde olması nor lidir. Gebeliğin ilk 3 maldir. Çünkü bu 3 aylık ayında oluşan kana dönem gebeliğe adaptas malar implantas yon sürecidir. Kişi gebe yon yani bebeğin liğe uyum sağladıkça rahim içerisine yer yavaş yavaş rahatla leşmesine bağlı ola yacaktır. Hemen rak ortaya çıkar. An hemen her ka cak bazen de düşük dını etkileyen habercisi olabilir. bu durum eş Çünkü ge lere de yansı beliğin ilk 3 yarak endişe ayında görü lenmelerine yol len kanama açabilir. Bu gi ların yaklaşık bi durumlar yüzde 10’u düşük da daha önce le sonuçlanmakta gebelik dönemi dır. Bu durumda yaşamış yakın uzman görüşüne çevreden kişi başvurulmalıdır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle