22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ILKNUR FILIZ 924 ARALIK 2019 SALI ÖĞRETMENLERIN YETENEKLERINE ILIŞKIN TANIMLAMALARA ‘HAFIZLIK’ DA EKLENDI MEB’in ‘HAFIZ’ arayışı Mİmam hatiplerden sorumlu Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, bu okullardaki başarısızlığın ortadan kaldırılması ve OZAN ÇEPNİ illi Eğitim Bakanlığı (MEB), farklı yetenekleri olan öğ retmenlerin bilgilerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerin öğretmen niteliğinin den “hafız öğretmenlerin” bel artırılması yerine “yetenek” tanımına yeni bir boyut kazandırdı. gelerini istedi. Bakanlık, taşra teşkilatından hızla hafız öğretmenlerin tespit edilerek MEBBİS epersonel sistemine işlenmesi talimatı verdi. Din Öğretimi Genel Müdürü Müdürlüğü’nden Kuran’ı bütü lirten yazıda, hafız öğretmenle Nazif Yılmaz imzalı ve 13 Aralık nüyle ezbere bilen öğretmenler rin hafızlık belgelerinin sisteme tarihli “Hafız Öğretmenlerin Ha için Milli Eğitim Bakanlığı Bili işlenmesi talimatı verildi. Tüm il fızlık Belgeleri” başlıklı yazıda, şim Sistemleri (MEBBİS) bünye ve ilçe milli eğitim müdürlükle MEB’in “yetenek” tanımı da göz sinde ayrı bir bölüm açılması ta ri aracılığıyla okullara ve öğret ler önüne serildi. lebi olduğu aktarıldı. menlere duyurulan yazıda Genel Bakanlıktan gönderilen yazıda, “Eğitim ve öğretim faaliyet ‘Hızla tamamlayın’ Müdür Yılmaz, “Söz konusu belgelerin epersonel modülüne gi lerinde mesleki yeterliliğe sa Personel Genel riş işlemlerinin başlandığına da hip ve farklı yetenekleri olan öğ Müdürlüğü’nün de bakanlığın ir öğretmenlere duyuru yapıl retmenlerin bilgisine ihtiyaç du epersonel bölümünde hafız ması ve belge giriş işlemlerinin yulduğu” vurguladı. Bu kap lık için “Mesleki Belge/Sertifi azami sürede tamamlanması”nı samda MEB Personel Genel ka Bilgileri” ekranı açıldığını be istedi. l ANKARA Çok tehlikeli bir işAnkara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası düzenlemenin iptali için dava açıyor: Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun (KGK) faizsiz finans kuruluşlarının bağımsız denetimini yürüten denetçiler için yayımladığı, içerisinde şeri hükümlerin yer aldığı etik kurallara dair karar yargıya taşınıyor. Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Ali Şahin, etik kuralların zaten belli olduğuna, kararın gerekli olmadığına dikkat çekti. Kendilerinin görüş sorulduğunda düzenlemenin Atatürk ilke ve inkılaplarına, anayasaya aykırı olduğunu belirttiklerine işaret eden Şahin, dikkate alınmadığını vurguladı. “Bir kişi ben Hıristiyanım, ateistim, ben bu kurallara tabi değilim derse ne olacak” diye soran Şahin, düzenleme ile “ayMUSTAFA rıştırıcılık” da yapıldığını kayÇAKIR detti. “Çok tehlikeli bir iş” yapıldığını belirterek düzenlemenin iptali için dava açacaklarını dile getiren Şahin, “Benim endişem şudur: Buna sert tepki verilmediği ve bu şekilde geçiştirildiği zaman, bu başka alanlara da örneğin hukuk kuralı kaidesi haline getirilmek için düzenleme de yapılır. En büyük tehlike budur. Amaç laik Cumhuriyete meydan okumak mı” diye sordu. Doğruluk, dürüstlük... Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yıldız da TÜRMOB olarak Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun (IFAC) üyesi olduklarına vurgu yaptı. Federasyonun yayımlandığı uluslararası muhasebe standartları, uluslararası denetim standartları ve denetçiler için etik standartlar olduğunu, bunların Türkiye’de uygulamaya sokulmasının Türk Ticaret Yasası’nda öngörüldüğünü işaret eden Yıldız, bu etik ilkelerin de genel olarak, “doğruluk, dürüstlük, tarafsız olma, mesleki özen gibi” ilkeler olduğunu söyledi. Her yerde var, ama... Yıldız, bunların dünyanın her yerinde meslek mensupları için öngürülen ilkeler olduğuna işaret ederek “Bahreyn’de ‘İslami Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Kuruluşu’ varmış. Bu kuruluşun kendi ülkelerindeki denetçiler için uygulanmak üzere yayımlamış olduğu etik ilkeler var. Bu ülkeler şeriatla yönetilen ülkeler. Bu ülkelerin kendi iç hukuklarında var olan bir düzenlemeyi bizim alıp Türkiye’de yayımlamamız akla ve mantığa sığmıyor. Doğru değil. O zaman ceza hukukundaki düzenlemeleri de gidip alalım mı? Bunun yolu açılıyor. Böyle şey olur mu?” diyerek tepkisini dile getirdi. ‘KGK’nin yetkisi yok’ Yıldız, gerekçe olarak “Sukuk, faizsiz finans türev ürünlerini, İslami fonları Türkiye’ye kazandırmak için bunu yapıyoruz” denildiğine dikkat çekerek “Sukuk, faizsiz finans türev ürünleri veya İslami fonlar, Londra’da da New York’ta da var. Ancak bu ülkelerde bunların denetimini yapacak denetçilerin etik ilkelerini şeri hükümlere dayandıran böyle bir düzenleme yok. Biz, ‘Katılım bankacılığı açılmasın, İslami fonlar gelmesin’ demiyoruz. Bunları denetleyen denetçilerin etik ilkelerinin fıkhi ilke ve kurallara dayandırılmasına karşı çıkıyoruz” dedi. Düzenlemenin, anayasanın değiştirilemeyecek maddesinde yer alan laiklik ilkesine de aykırı olduğunu vurgulayan Yıldız, “Bahreyn’den bunu alıp getiriyorlar. Bunun önü açıldığında, İslami ülkelerde şeriatla yönetilen bütün kurumların yayımladığı benzer düzenlemeler alınıp bizde de yayımlanabilir. Dayanağını T.C. Anayasası’ndan ve yasalarından almayan bir düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanamaz. KGK’nin böyle bir yetkisi de yok. Sıkıntılı bir durum” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA TÜRMOB: BU DÜZENLEME İLK DEĞİL T ÜRMOB’dan yapılan açıklamada da bu düzenlemelerin ilk olmadığı, sürecin 2017’de İslami Finans Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Kuruluşu (AAOIFI) ile KGK arasında imzalanan telif anlaşmasından bu yana devam ettiği belirtildi. KGK tarafından denetçiler için etik kurallar şeklinde ayrı bir düzenleme yapılmasının yanlış olduğuna işaret edilen açıklamada, TÜRMOB’un, etik ilke ve uygulamalar açısından da üyesi olduğu IFAC’ın etik kurallarını ülke mevzuatına kazandırdığı vurgulandı. Etik ilkeler yönetmeliğinin Ekim 2007’de Resmi Gazete’de ya yımlandığına dikkat çekilen açıklamada, “asgari etik ilkelerinin” belirlendiği bildirildi. Açıklamada, özellikle faizsiz finans kuruluşlarının bağımsız denetimini yürüten denetçiler için İslami esaslara göre ayrı etik kuralların belirlenmesine gerek bulunmadığı kaydedildi. DEVRIM ŞEHİTLERİ UNUTULMADI KUBILAY OLMAK VATANSEVERLIKTIR “Demokrasi ve Laiklik” yürüyüşünde binlerce kişi, ellerinde Türk bayrakları ile katıldı. Kilometrelerce yürüyen İzmirliler, “Mustafa Kemal’in askeriyiz” sloganı attı. Program, Yıldıztepe’de saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sürdü. İzmir Menemen’de Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile bekçiler Hasan ve Şevki, şeriat yanlıları tarafından şehit edilişlerinin 89. yılında dün törenle anıldı. Törende konuşan Topçu Yüzbaşı Sabri Dönmez, Kubilay’ın, Cumhuriyet ve Atatürk’ü korumak için boynunu verdiğini ancak boyun eğmediğini belirterek “Kubilay olmak vatanseverliktir. Atatürk ilke ve inkılaplarından ödün vermemektir” dedi. İzmir Vali Yardımcısı Mehmet Ali Barış, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, Kubilay’ın ailesi ve komutanların katıldığı törende, şehit Asteğmen Kubilay Anıtı’na çelenk bırakıldı. Sivil toplum örgütleri, CHP’li belediye başkanları ile yurttaşların katılımıyla “Demokrasi ve Laiklik” yürüyüşü yapıldı. Emin adımlarla... İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer törende şunları dile getirdi: “Tarih Menemen olayını gerçekleştirenleri, demokrasinin, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu Cumhuriyetin düşmanları olarak yazdı. Aynı tarih, Cumhuriyetin değerlerini yıkma ya çalışanların karşısında dimdik duran Asteğmen Kubilay’ı, Bekçi Hasan’ı ve Bekçi Şevki’yi ise devrim şehitleri olarak yazdı. Bugün Kubilay’ı vahşice öldüren ve ‘Cumhuriyet bitmiştir’ diyen zihniyete, demokrasi ve devrim düşmanlarına karşı, Cumhuriyetin 100’üncü yılına doğru emin adımlarla yürüyerek yanıt veriyoruz. Bu tarihsel süreçte, elbette Cumhuriyet ve değerlerine saldırmaya, demokrasi ve halk egemenliğini yıkmaya çalışanlar oldu. Ancak buna karşı milyonlarca Kubilay, her seferinde bu değerleri korumaya devam etti, ediyor, edecek. Egemenliği kayıtsız şartsız millete teslim eden bir sistemin ilk taşlarının döşendiği İzmir, demokrasi, Cumhuriyet ve değerlerinin bugün de en önemli savunucusudur.” Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy da şunları söyledi: “Tüm Cumhuriyet şehitleri gibi, bizler de Cumhuriyetimizin bekçileriyiz. Daha iki gün önce bir TV programında, sözde bir tarihçi arkamda bulunan heykele ‘Rezillik’ dedi. Menemenliler olarak, Cumhuriyetçiler olarak, Atatürk devrimlerinin savunucuları olarak diyoruz ki, sizin bu ‘Rezillik’ dediğiniz şey, bizim ec dadımızdır. Bizim onurumuzdur, tarihimizdir. O nedenle biz bu anıt heykele laf söyletmeyeceğiz. Cumhuriyet devrimlerini sonuna kadar savunacağız.” ‘Hedef Cumhuriyet’tir’ Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İstanbul şubeleri de katledilen devrim şehitlerini Beşiktaş’taki Atatürk Anıtı önünde dün akşam saatlerinde bir araya gelerek andı. ADD üyeleri, “Laik Cumhuriyete sahip çıkmak namus borcumuzdur” pankartı açarak “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganı attı. ADD İstanbul Bölge Sorumlusu İlhan Gülek, “Menemen’deki ayaklanma ile sadece Kubilay değil, genç Türkiye Cumhuriyeti de katledilmek istenmiştir. Atatürk olaydan sonra, bütün Cumhuriyetçilerin ve yurtseverlerin utanması gerektiğini belirtmiştir. Cumhuriyet tarihi boyunca gerici odaklar, aydınlarımızı hedef almıştır. Kubilay başta olmak üzere şehit verdiğimiz tüm aydınlarımızı anıyoruz” diye konuştu. ADD Kadıköy Şubesi üyeleri de devrim şehitlerini İskele Meydanı’nda yaptıkları açıklama ile andı. l İZMİR, İSTANBUL/Cumhuriyet ÖNAY ALPAGO: LAIKLIĞE SIMSIKI SARILMALI Alpago İstanbul Dayanışma Platformu Başkanı Önay Alpago, faizsiz finans kuruluşları denetçileri için belirlenen etik kuralların dini değerlerle belirlenmesine tepki göstererek “Cumhuriyetimize ve çağdaş hukuk sistemimize sahip çıkmak, vazgeçilmez ve öncelikli görevimiz” dedi. Platform adına yazılı açıklama yapan Alpago, milli birliği, barışı, demokrasiyi perçinlemek, bunun için de laiklik ilkesine sımsıkı sarılmak gerektiğini ifade ederek şu görüşleri dile getirdi: “Bu düzenleme ile anayasanın laiklik ilkesine aykırı davranılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk hukuk sistemini oluşturan hukuk birliği yok sayılmıştır. Türkiye de mokratiklaiküniter bir hukuk devletidir. Bu bağlamda kuralları inançlar değil yasalar belirler. Benzer kimi olayları kaygıyla izlemekteyiz. Ancak her zaman ve her koşulda Cumhuriyetimize ve çağdaş hukuk sistemimize sahip çıkmak, vazgeçilmez ve öncelikli görevimiz olacaktır.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Kanal İstanbul’u Süveyş’e benzetmek! Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bugünkü gündeminde Kanal İstanbul var. 26 Temmuz 2018’de TBMM’de kabul edilen yasayla Kanal İstanbul’un yapişletdevret yöntemiyle yapılmasının önü açılmıştı. CHP, yasanın iptali için AYM’ye başvurmuştu. Mahkeme bu maddenin Türkiye’nin güvenliğini, ulusal çıkarlarını etkileyip etkilemediğine karar verecek. AYM’nin açıklanan gündemine göre 24, 25 Aralık sözünü ettiğimiz başvurunun esastan görüşülmesine ayrıldı. Mahkemeyi kendi sağduyusuna bırakalım, biz konunun siyasal tartışmalarına geçelim. HHH Erdoğan’ın Kanal İstanbul’la ilgili açıklamalarının her biri ötekinden vahim. “Büyük sükse yapacağız”, “Dünya bizi kıskanacak”, “Şu anda açıklayamayacağım getirileri olacak” bunlardan bazıları. En derin demeci ise şu oldu: “Süveyş Kanalı gibi olacak!” AKP yarı ve tam resmi yayın organları bu sözü manşete çektiler. Çevresinde Süveyş gerçeğini anlatacak var mı, ya da bu tür gerçekleri bilmek ister mi bilemiyoruz... Süveyş, içinde savaş dahil her türlü oyunu barındıran 150 yılı aşan bir süreçtir. 1859’da, içinde İngiltere, Fransa’nın da olduğu Uluslararası Süveyş Kanalı Şirketi kuruldu. Adeta yapişletdevret şirketi! 10 yıllık inşaat sürecinde Mısırlı işçiler köle düzeni gibi çalıştırıldı. 1 milyon işçiden 125 bini değişik nedenlerle yaşamını yitirdi.  Kanal 1869’da açıldıktan hemen sonra 1875’te Mısır birden mali sıkıntıya girdi, uluslararası şirketteki payını İngiltere aldı. Mısır, kanalda pay sahibi olabilmek için yıllarca çaba harcadı. 1956’da millileştirdim, dedi.  Sen misin bunu diyen: İngiltere, Fransa, İsrail, Mısır’a savaş açtı.1957 ve 1967’deki birinci, ikinci Arapİsrail savaşlarının ana nedeni budur. Kıssadan hisse: çokuluslu şirketlerle özellikle stratejik öneme sahip yatırımlar paylaşılmaz. Onlar, yapıları gereği girdikleri yerleri kolay kolay terk etmezler. Savaş dahil her şeyi göze alırlar. Arkalarında tabii ki emperyal devletler de vardır. Daha doğrusu emperyal devletler o şirketleri vitrine koyarlar.  HHH Yerli ve millilik deyince mangalda kül, tespihte püskül, edebiyatta fasikül bırakmayan Erdoğan böyle bir öyküye öykünmüş durumda! Sınır aşan ya da çok ülkeli denizlere açılan suyollarının statüsü ciddi bir konudur. Kuralı güçlü olan koyar. O yüzden küresel aktörler suyolları güzergâhındaki devletleri güçsüzleştirmek için her şeyi yapar. Kızıldeniz’i Hint Okyanusu’na bağlayan Bab el Mendep Boğazı’nın bir yanı Yemen, bir yanı topluiğne başı kadar Cibuti.  Bugün Yemen’in iç savaştan iç savaşa sürüklenmesinin, Soğuk Savaş döneminde kuzeygüney diye iki devlete bölünmesinin nedeni budur. Aynı şey karanın öteki tarafındaki Basra Körfezi’nde Hürmüz Boğazı için de geçerli. Dünyada denizyoluyla taşınan petrolün üçte birine yol olan Hürmüz Boğazı, ABD’nin İran’la uğraşmasının en önemli nedenidir. Boğazın bir tarafında İran var, öteki tarafında ise Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi emir devletler var. ABD’nin meşhur 6. filosu Akdeniz’de, 5. filosu da Bahreyn’de! Suni ya da doğal bütün suyollarının bunlara benzer öyküsü vardır. 4070 milyar dolar arası maliyet konuşulan Kanal İstanbul’a yapişletdevret niyetiyle gelmezler, yapişletdevam et diye gelirler! MÜŞAHITLERI ÖLDÜRENLER Ağırlaştırılmış müebbet cezası 31Mart yerel seçimlerinde Saadet Partisi (SP) adına Malatya Pütürge’de sandık müşahidi olan iki amcaoğlunu öldüren sanıklar hakkında karar açıklandı. Güvenlik gerekçesiyle Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme, tutuklu sanıklar Ö.S, Ö.S, A.S. ve H.S’ye 2 kişiyi öldürmek suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kişiyi yaralamaktan 1 yıl 2’şer ay hapis, tutuksuz sanık C.K’ye ise 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Pötürge’de sandık görevlileri ile yaşlı çiftin kabine birlikte girip oy kullanmak istemesi üzerine tartışma çıkmış, kavgaya dönüşen olayda silahla vurulan Hasan ve İlyas Aktaş ölmüş, Ali Aktaş yaralanmıştı. l AA Sur Belediye Başkanı Filiz Buluttekin tutuklandı Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra İçişleri Bakanlığı’nca görevden alınan HDP’li Sur Belediye Başkanı Filiz Buluttekin ile belediye meclis üyesi Cemal Özdemir, “Terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklandı. Belediye meclis üyesi Y.E., adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle