18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 24 ARALIK 2019 SALI HABEREDİTÖR: CAFER KURT / BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kubilay N. Nadi ve Cumhuriyet Dün, Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden Mustafa Kubilay, yobazlar tarafından Menemen’de şehit edilmesinin 89. yılında bir kez daha anıldı. 23 Ekim 1934’ten beri Menemen’in her yerinden görünen etrafa hâkim Ayyıldız Tepesi’ndeki 15 metrelik Kubilay Anıtı, kentin simgesi haline gelmiştir. Değerli gazeteci yazar Yılmaz Özdil’in 22 Aralık tarihli Sözcü’deki yazısında da anlattığı gibi, Cumhuriyet gazetesi ile onun uzun yıllar sahibi, yöneticisi ve başyazarı Nadir Nadi’nin bu anıtın dikilmesinde özel bir yerleri vardır. 1983 yılında yaptığım “Bir yazarın ilk gazetecilik yılları” dizisinin 28 Eylül tarihli bölümünde ilk defa açıklanan bu olaya biraz daha yakından bakalım: 89 yıl önce Kubilay şehit edildiğinde, Cumhuriyet gazetesinin sahibi ve başyazarı, aynı zamanda da TBMM üyesi olan Yunus Nadi’nin büyük oğlu Nadir Nadi, üniversite eğitimi gördüğü Viyana’dan arada gazeteye haberler göndermektedir. O sırada Kubilay olayını haber alınca çok üzülür, özellikle de faciaya yöre halkının sert ve ciddi bir tepki koymamasından sarsılır. Genç Nadir, babasına yazdığı bir mektupla bu duygularını dile getirir ve bir de öneride bulunur: Kubilay ile Bekçi Hasan ve Şevki’nin şehit edildikleri yere bir anıt dikilmesi için acaba Cumhuriyet gazetesi ön ayak olup bir kampanya başlatamaz mı? HHH Nadir Nadi bu önerisini yaparken Fransız Devrimi’ndeki bir olaydan esinlenmektedir. Fransa’da devrim ertesinde, Kralcıların yeniden iktidar oldukları bir dönemde öldürülmüş olan trampetçi çocuk Bara’nın öyküsüdür ona esin kaynağı olan. Küçük trampetçi Bara bir gün Kralcılar tarafından “Yaşasın Kral!” diye bağırmaya zorlanır. Ama tehditlere kulak asmaz ve “Yaşasın Cumhuriyet!” diye bağırınca Kralcılar tarafından oracıkta kurşunlanıp öldürülür. Daha sonra Cumhuriyetçiler Bara’nın öldürüldüğü yere bir heykelini dikmişler ve Pantheon Müzesi’ne de bir büstünü koymuşlardır. Nadir Bey bunları anlatırken eklemeyi de unutmadı: Hani bu mektubu yazarken babam acaba yayımlar mı diye düşünmedim de değil. Yunus Nadi Bey, gerçekten de mektubu kendi köşesinde yayımlar ve bu da Nadir Nadi’nin gazetedeki ilk yazısı olur. Genç Nadir’in babasının başyazısı içinde yayımlanan mektubundaki öneri destek görür ve anıtın yapılması olayı da Cumhuriyet’in de kampanyasıyla başlar. Nadir Bey’in bu olayı anlattığı yazı dizisi, Viyana kuşatmasının beş yüzüncü yılında, gazeteciliğe başladığı Viyana’ya gidip mesleğinin ilk günlerinin anıları ve aradan geçen zamandan sonraki izlenimlerini kaleme almak istediği, devam etmekte olan 12 Eylül yönetimince kendisine pasaport verilmemesi üzerine suya düşünce, tasarıyı bir söyleşi şekline çevirmemizin sonucuydu. 1983 yılı eylül ayında yayımlanan dizi, ilginç anı ve gözlemleri içermektedir. Arşivden ulaşılıp okunabilir. HHH Kubilay’ın şehit edilişinin 89. yıldönümünde bu olayı boşuna anlatmadım. Kubilay’ın şehit edilmesinin üzerinden 89 yıl geçtikten sonra bile ona sahip çıkan Cumhuriyet gazetesi, onu şehit edenlerin hedef göstermeleri ve tehditleriyle karşı karşıyadır. Cumhuriyet gazetesi ve çalışanları bir kez daha hedef tahtasındadır ve keyfi uygulamalarla hakkı gasp edilmektedir. Bu, bugün böyle olduğu gibi, 31 yıl önce devri Kenan’da da öyleydi. O zamanlar da seksenine merdiven dayamış Nadir Bey’e pasaport vermeyerek baskılarını eksik etmiyorlardı. Bu olayı, bu baskıların, bu tehditlerin, bu hak ihlallerinin nedenlerinin anlaşılmasına yardımcı olacağını düşündüğüm için anlattım. Çelik: Mülteciler artık Avrupa’nın meselesi AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İdlib’deki saldırılar ile Soçi Mutabakatı’nın ihlal edildiğini belirterek “Mülteci akını geliyor. Türkiye tek başına karşılayamaz. Güvenli bölge politikası desteklenmezse mülteci meselesi Türkiye’den çok Avrupa’nın meselesi haline gelecek” diye konuştu. AKP MYK toplantısına ilişkin açıklama yapan Çelik’in açıklamalarından satırbaşları şöyle: Libya ile mutabakat: Türkiye, Libya’yla imzaladığı antlaşmayla Akdeniz’de örülmeye çalışılan duvarı yok etti. CHP Grup Başkanvekili, Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni “cihatçı grup” olarak nitelendiriyor. Türkiye düşmanı Hafter’e ise “ılımlı ve seküler bir yapı” diyerek destek veriyor. Bu özür dilenmesi gereken bir şey. CHP geçmişte hiçbir zaman bu kadar gayrimilli duruş sergilememiştir. ABD’nin Türkiye yaptırımı: Amerikan Kongresi, iç siyasi hesaplarla hareket ediyor. Müttefiklik ilişkimiz giderek kırılgan hale geliyor. Kaşıkçı cinayeti kararı: Tatmin edici değil. İstanbul’da uluslararası kurumların gözetiminde yüksek yargı standartlarında bir mahkeme yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Kanal İstanbul: (CHP’nin “ödeme yapmayacağız” açıklaması) “Ben bu şirketlere para ödemem” demek milli iradeyle kavga etmektir. Kanal İstanbul’un Montrö ile çelişir tarafı yok. Boğazlardan geçiş serbestisi aynen korunacak. YavaşAygün tartışması: Bu olayın bizi ilgilendiren hiçbir tarafı yok. Kapsamlı ve ayrıntılı açıklama yapması gereken taraf, CHP yönetimidir. İş Bankası hisseleri: (CHP’nin hisselerinin devrinin TBMM’ye gelip gelmeyeceği konusu) Gerçekleşecek ama CHP bunu kendi yaparsa, devleti parti üzerinden yönetme geleneğinin bir devamı olan bir siyaset tarzından kurtulmuş olur. l ANKARA Yavaş’tan dava hamlesiGökçek dönemindeki 150’ye yakın imar artışı kararları yargıya taşınıyor Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, kendisinden 25 milyon lira rüşvet istendiğini iddia eden Sinan Aygün hakkında önce hakaret, sonrasında da iftira davası açacaklarını kaydederek “Para falan kurtaramayacak onu. Ben FETÖ’cü değilim diyor. Olmayabilir. Ama terör örgütüne finans sağladığı iddia edilen uygulamaların arkasında kendi ortakları var. Bir dosya hazırlıyoruz. Terör örgütüne finans sağladığı iddia edilen Gökçek dönemindeki 150’ye yakın imar artışının tümünü ortaya çıkarıyoruz ve tüm sorumlular hakkında teröre finansman sağladığı şikâyetiyle suç duyurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı. Aygün’ün kendisine “Mansur Efendi” dediğini belirten Yavaş, “Mansur Efendi diye hitap edenleri seçim öncesinde de gördük. Sandığa gömdüler. Bunu da diğer suçları ortaya çıktıkça cezaevine gömecekler” diye konuştu. ABB Başkanı Yavaş, katıldığı canlı yayında TOGO Kuleleri ile gündeme gelen “rüşvet” iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yavaş, Aygün’ün iddialarına ilişkin “Kaset açıklayacağım diyorsunuz, açıkla deyince ‘Benden okulun parasını istediler’ diyorsunuz” dedi. MHP’nin inşaatın mühürlenmesi için 3 defa önerge verdiğini belirten Yavaş, “Elimizde mahkeme kararı yoktu, mühürleyemedik” dedi. TOGO’nun, Aygün’ün ve ABB’nin avukatının aynı kişi olduğunu söyleyen Yavaş, “Biz göreve geldikten 3 gün sonra verilen kararı bize duyurmuyor. Ka Yavaş Yavaş, Aygün’ün iddialarına sosyal medya hesabından da yanıt verdi. Aygün’ün “25 milyon lirayı kendi ceplerine indirmek için mi istediler” sorusuna verdiği yanıtın videosunu paylaşan Yavaş, “Hakikat, yalana, iftiraya ve harama işte böyle diz çöktürür. Doğrular ise sadece Hakk’ın önünde eğilirler” dedi. rar bildirilmiş olsaydı mühürlemiş olurduk” ifadeleri kullandı. İmar kararının 15 Temmuz 2016’da kabul edildiğini kaydeden Yavaş, “Kararı veren tüm meclis üyeleriyle, imar komisyonunda kim varsa hepsiyle ilgili savcılığa başvuracağız” dedi. Yargıdan baskı iddiası Yavaş, “Aygün’ün ‘Ben AKP’lilerle MHP’lileri hallederim. Vereceğimi verdim. Okula para vermem” dediğini ileri sürerken, yüksek yargı mensuplarının da olaya dahil olduğunu savundu. Yavaş, “Yüksek yargı mensuplarından birisi, başka bir partinin grup başkanvekillerinden birisini arayarak ‘Eğer Yavaş, istinafa gitmezse ceza alır” diye tehdit ediyor. Bir Yargıtay üyesinin haddi midir bu işe bulaşmak? HSK’ye de başvuracağız” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Aygün için suç duyurusu ALİCAN ULUDAĞ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “rüşvet” iddiasında bulunan Sinan Aygün hakkında “terörizmin finansmanı kanununa muhalefet ve örgüte yardım” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede, Aygün’ün, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınmasından bir yıl sonra FETÖ’nün Ankara’daki en büyük finansörü olarak bilinen firari iş insanı Ömer Akgül ile ortaklık kurduğu, Akgül’ün 1725 Aralık sonrasında firar etmesinin ardından hisselerinin kardeşi Mehmet Akgül ve akrabaları ile Aygün’e devredildiği belirtildi. Şirketin birkaç kez isim değişikliğine gittiği ancak Mehmet Akgül ile ortaklığın devam ettiği ve “bu şekilde Ömer Akgül’ün ortaklığını gizli biçimde sürdürdüğü” öne sürüldü. Dilekçede darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz tarihinde belediye meclisinden geçirilen bir kararla, şirketin arsası üzerinde usulsüz biçimde imar planı değişikliği yapıldığı ve 100 milyon TL rant sağlandığı iddia edildi. Aygün’ün, 15 Temmuz darbe girişiminden birkaç ay sonra Mehmet Akgül’ün hisselerini de satın aldığı kaydedilen dilekçede, “Ortakları FETÖ ile ilişki içerisinde olan şirkete sağlanan bu finansman örgütle mücadeleye engel arz etmiştir” denildi. l ANKARA Rüşvet için istemedilerESKİ CHP MİLLETVEKİLİ AYGÜN BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ CHP’den ihracı istenen eski milletvekili Sinan Aygün, rüşvet olarak kendisinden 25 milyon TL istendiği iddiasıyla ilgili olarak, “Bu kadar para okul bedeli olamaz” dedi. Ankara’da sahibi olduğu “TOGO Kuleleri” inşaa tının mühürlenmesi ardından Anka ra Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıldı ğını söyleyen Aygün, “Grup odasına girdik, 8 tane meclis üyesi. ‘Ağabey, ne vereceksin?’ Ben dedim ki, ‘Sizde hiç mi korku yok, bu nasıl bir soru? Burası dinleniyordur, benimle bu ko Basın toplantısı öncesi gazetecilere şerit metre dağıtan Sinan Aygün, metreyi ortada bir ölçüm hatası olduğu için dağıttığını söyledi. nuyu nasıl konuşursunuz? Niye isti Kulesi’ni bitirdiği zaman okul yap âlemi ve müteahhitleri” zan altında yorsunuz benden para?’ İstinafa mü tırmak istediğini kaydeden Aygün, bıraktığını ileri süren Aygün, gazete racaat edip etmemek için. Bu Mansur “Okula başladım, okulun ruhsatını al cilerin sorularını da yanıtladı. Aygün, Yavaş’tan, belediyeden, Ankara’nın dım. Sayın Melih Gökçek, ‘Bu okulu “O kişiler 25 milyonu kendi cepleri çekeceği var” ifadelerini kullandı. bağışlamamışsın, bizim vasıtamızla ne indirmek için mi istediler?” soru CHP’li 2 belediye meclis üyesini yapsan olur mu’ dedi. ‘Protokolü iptal suna, “Hayır öyle bir şey yoktur” ya kendisinden “rüşvet istemekle” suç edelim, Büyükşehir Belediyesi’ne ve nıtını verdi. “Görüşmeye dair ses kay layan Aygün, dün düzenlediği ba relim’ dedi; Vali Bey ‘Olur’ dedi. Ruh dı var mı?” sorusunu yanıtlayan Ay sın toplantısında, “Yavaş’a diyorum satı Çankaya Belediyesi’nden aldık. gün, “Ben hiç bir yerde ses kaydı de ki ‘Benden para istediler.’ O da ba Okulumuzu sigorta yaptırdık. Oku medim” dedi. Aygün daha sonra ise na ‘Aygün, FETÖ’cü’ diyor. Beni FE lu mahkeme kararıyla durdurduk” di “Okul lafı geçmedi” ifadesini kullandı. TÖ’cülükle suçladı” diye konuştu. Koç ye konuştu. Yavaş’ın Ankara’daki “iş l ANKARA Operasyonun Ankara ayağı SERTAÇ EŞ Önce fal açtılar. “Saray’a kim gitti?” Sonra ortaya çıktı ki, hiçbir CHP’li Saray’a gidip, Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmemiş. Ortada gazeteciliğin operasyonel bir meslek olarak kullanıldığı gerçeği kaldı. Sağlam zokalar yutturulmuştu. Gerçekte olmayan araç plakaları falan... Bu da CHP’ye yapılan operasyonun siyaset tekniğiyle örtüşmediğini, başka tekniklerin devreye sokulduğunun işaretiydi. Bu olayda siyaset kendisini unutturdu ama kendilerini “aparat” olarak kullandıran gazeteciler tarihe geçti. İkinci salvo Almanya’dan geldi. Tanıdık bir iddiaydı. “Atatürk, Tunceli operasyonunda kimyasal gaz kullandı.” CHP içinde hassas bir konu olan Tunceli konusu yeni bir ayrılığın yeniden körüklenmesi için gündeme getirildi. Almanya’daki Türklerden CHP’ye oy verenlerin önemli bir bölümünün bu oyuna düşeceği düşünüldü. CHP’de iç tartışmaları körükleme arayışı ana motivasyon kaynağıydı. IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Gelelim bugüne… Eski CHP milletvekili Sinan Aygün, partilisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı, “kendisinden rüşvet istemekle” suçluyor. Kurgu olduğu açık. Fitili, Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki MHP grubu konuyu gündeme getirerek, ateşliyor. AKP grubu sus pus. Ancak, CHP’ye yönelen salvo bu sefer içerden. İktidar blokunun ellerini ovuşturarak beklediği manzara şu:“CHP kendisini bile yönetemiyor.” Gelişmeleri biraz daha kristalize edelim. Ay gün CHP’li, Eskişehir Yolu kıyısına “hortlak” gibi dikilen iki kuleye o yüksekliği veren AKP’li eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek. Aygün’ün eski ortakları kaçak FETÖ’cü. Kulelerin yarısının kaçak olduğu için yıkılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yatay yapılaşma” diye yeri göğü inlettiği bir dönemde, dikey yapılaşan Aygün’e, Gökçek yöneti mindeki belediye meclisi muazzam bir yükseklik veriyor. Dikkat lütfen, Pasifik İnşaat’ın Atatürk Kültür Merkezi karşısındaki inşaatı konu değil, CHP’li Sinan Aygün’ün inşaatı söz konusu… Bu durumda AKP’lilerin sus pus olmasını anlayabiliriz. Gelinen noktada Aygün CHP’den ihraç edilecek. Sahi Aygün nasıl CHP’li olmuştu? Aygün, Ergenekon kumpasında FETÖ’nün hedefi olduğunda CHP tarafından milletvekili yapılmış, birileri içeride yıllarca yatarken, kendisi özgür kalmış ve işlerini sürdürmüştü. Anlaşılan böyle karşılık veriyor. AKP grubu mahcup ama MHP grubuna, Mansur Yavaş’a daha zor yerden soru sormalarını tavsiye ediyoruz. Kim bilir, belki toplumsal arınma da böyle başlar. Örneğin Ankara’da FETÖ lehine imar düzenlemelerinin teftiş kurulu tarafından araştırılması mükemmel bir adım. Sonuçlar kimi üzer, kimi sevindirir hep beraber göreceğiz. Belki de telaş bu yüzden... Bu kampanyaların Mansur Yavaş’ı zayıflatması beklentisi boşuna… Sokaktan o işaret gelmiyor. Yavaş o kadar sahici, faaliyetleri o kadar saydam ki, muhalefet dahil isteyen istediği bilgiye ulaşabiliyor. Ayrıca iktidar bloku yanlış yerden tuttu. Mansur Yavaş’a yönelen ilgiden bu ortaya çıkıyor. CHP’ye yönelik içerden ve dışarıdan operasyonlar sürecek. Çünkü iktidar blokunun korkulu rüyası, CHP’nin belediyelerde başarılı olup seçenek üretmesi. CHP’li bir ismin Cumhurbaşkanı olmasının engellenmesi için atışlar çok erken başladı. CHP kadroları ve tabanı, “demokrasi özlemi” yolunda içerden ve dışarıdan döşenen mayınlara dikkat etmeli. l ANKARA CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK Rant lobileri artık cirit atamayacak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, eski milletvekili Si nan Aygün’ün ortaya attı ğı “rüşvet” iddiasıyla ilgili, “Hukukun gereği neyse ya MAHMUT LICALI pılacak” dediği öğrenildi. CHP’nin dünkü Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında Sinan Aygün’ün ortaya attığı rüşvet iddiasıyla ilgili süreç ele alındı. Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta sonu bazı MYK üyelerine konunun araştırılması yönünde verdi ği talimat üzerine, süreçle ilgili bilgi lendirme yapıldı. Edinilen bilgiye göre, “rüşvet iddiasına konu olan rant alanı nın yolsuzluk ithamıyla ilgili olmadığı, Melih Gökçek döneminde yapılan plan tadilatının notunda bir okul yapılması sözünün bulunduğu” belirtildi. Bilgilen dirmede, “söz konusu okulun yapılma dığı ve zaten mahkeme kararıyla da bu nun uygulanmasının imkânsız olduğu” ifade edildi. Bilgilendirmede, “Süreçte kişisel çıkar elde etme amacı olmadığı, kamusal olarak bir okulun yapılmasıy la ilgili görüşmelerin yürütüldüğü” ifa de edildi. Söz konusu alana verilen in şaat izninin 42 bin metrekare, yapılan toplam inşaatın ise 120 bin metrekare olduğu ifade edildi. Kılıçdaroğlu’nun bu konuyla ilgili olarak yargı sürecinden çıkacak sonucun uygulanacağına işaret ettiği öğrenildi. CHP Sözcüsü Öztrak ise MYK toplan tısına ilişkin şunları dile getirdi: n KAFA KESEN VAR MI?: Öğreni yoruz ki; İdlib’den 80 bin Suriyeli da ha sınırlarımıza doğru yola çıkmış. Ye ni gelecek Suriyelilerin maliyeti kimin sırtına yüklenecek? Daha dün ABD, İdlib’de eski bir ElKaide liderine ope rasyon yaptı. Bu gelenlerin içinde kafa kesen radikaller var mıdır? n ATATÜRK VATANI SAVUNDU: Saray’ın kibirlisi “Madem Libya’nın bi zimle ilgisi yok, o zaman Gazi Mustafa Kemal orada ne arıyordu?” demiş. Biz söyleyelim: Gazi Mustafa Kemal bir Os manlı subayı olarak o gün Osmanlı’nın vatan toprağını savunmaya çalışıyordu. Libya bugün bizim vatan toprağımız mı? Mehmetçiğimizin görevi Libya’nın iç savaşına karışmak mı? Hayır. n İKILI HUKUKA MI GEÇILDI? İçe ride sıkıştıkça, sorunlara çözüm bula madıkça, dini siyasete alet ettiler. En son Resmi Gazete’de fıkıh kurallarının yayımlanması, buna tuz biber ekti. Ha yırdır? İkili hukuk sistemine mi geçtik? n HUKUK KONUŞACAK: (Rüşvet tartışmalarıyla ilgili) Bu mesele ar tık bizim için noktalanmıştır. Bundan sonra hukuk konuşacak. Ama şunu söyleyebilirim. Artık bu ülkenin belli başlı büyükşehirlerinde müzik değiş miştir, dans da değişecektir. Rant lo bileri büyükşehirlerimizde artık cirit atamayacaklardır. n AYNI HASSASIYETI GÖSTERSE LERDI: (İçişleri Bakanlığı’nın Mansur Yavaş hakkında müfettiş görevlendir mesi) Mevcut iktidarın bundan önce ki bakanı, TBMM Başkanı, o dönemki belediye başkanını “Ankara’yı parsel parsel satmakla” suçlamıştı. O dönem bu müfettişler hiç ortaya çıkmamıştı. Şimdi apar topar İçişleri Bakanlığı’nın müfettişleri harekete geçiyorlar. Keş ke bu hassasiyeti bundan önceki bele diye başkanına göstermiş olsalardı. l ANKARA CHP’Lİ KUŞOĞLU: 3 YILDIR GÖRÜŞMÜYORUM CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Sinan Aygün ile 3 yıldır görüşmediğini belirterek, “Sinan Aygün, adımı bu işe karıştırma çabasına ‘ağabeyimi’ de ilave ediyor. ‘Genelkurmay İstihbarat’ta çalışıyordu; FETÖ’den açığa alındı’ diyor. Öğretmen Albay olan ağabeyim değil, kardeşim. 6 yıl önce emekli olmuş ve FETÖ ile hiçbir bağlantısı olmayan, gurur duyduğum, vatansever biridir. Yani Aygün’ün bu beyanı da doğru değildir” değerlendirmesini yaptı. Kuşoğlu, Aygün’ün bu açıklamalarını yargıya taşıyacağını da söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle