28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET Maya Portakal Bitargil, Yekta Kopan eşliğinde açık artırmayı yönetti. 1316 ARALIK 2019 PAZARTESİ Gala Modern’in 10. yılında sanat eserleri eğitim için açık artırmayla satıldı Quasimodo’nun aşkı... Victor Hugo’nun ölümsüz eseri “Notre Dame’in Kamburu Müzikali”, bugün saat 20.30’da Trump Sahne’de sahnelenecek. Vural Bingöl ile Erhan Yaman’ın uyarladığı oyunun yönetmenliğini de Vural Bin göl üstleniyor. Oyunda çirkin ve kambur bir kilise zangocu olan Quasimodo, Fransa’nın ruhani ve dini lideri Claude Frollo ve krala bağlı komutan Phoebus’un çingene kızı Esmeralda’ya olan aşkları anlatılıyor. ARTER’DE ‘ÇIPLAK AYAKLAR’LA DANS’ Arter Öğrenme Programı’nın Hareket Atölyeleri, “Çıplak Ayaklar’la Dans” başlıklı çalışma ile devam ediyor. Atölye yürütücülüğünü Duygu Güngör, Aslı Öztürk, Mihran Tomasyan, Büşra Firidin ve Melih Kıraç’ın üstlendiği “Çıplak Ayaklar’la Dans”, 18 Aralık’ta başlayıp 8 hafta boyunca her Çarşamba 19.0021.00 saatleri arasında Sevgi Gönül Oditoryumu’nda yapılacak. Hareket Atölyeleri, katılımcıların bedenle çalışmaya dair farklı yöntemleri deneyimleyerek hareket alanlarını genişletebileceği süreçler sunuyor. Boğaziçi Filarmoni Orkestrası konseri... Boğaziçi Filarmoni Orkestrası 22 Aralık’ta Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda konser verecek. Orkestra, Onur Tahmaz şefliğinde, Tarık Kaan Alkan ve Tutu Aydınoğlu’nun solistliğinde yılbaşı konserine aynı zamanda bir Türkiye prömiyeriyle imza atacak. Boğaziçi Filarmoni Orkestrası, Türkiye’de müzik bölümü olmayan bir üniversitede öğrenci inisiyatifiyle kurulmuş ilk ve tek orkestra. 4 yıl içerisinde 10 kişilik kadrosu 120 kişiye ulaştı ve orkestra dünyaca ünlü piyanist Hüseyin Sermet ile beraber sahne aldı. Son konserini 1500 kişilik bir seyirci kitlesi önünde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda verdi. DSaoltğaSnöyTleeşkie’dlie SALT Araştırma’nın Doğan TekeliSami Si smaeAsrüşriveiç’nleinridniejiteaşllleikşteidren sClıoğanınnkıpnarroöagn, remammimidvaaerlıMbkueylaaisylaınncdıa nykieıtlaemrlıinkimali adürraleıikrtDiomrotlğearaminnınTTaeükkrkaeit li ile şi 21 söyleşecek. SöyleAralık’ta saat 15.00’te Atölye IIIII’te yapılacak. YİsıtlaınnbsuolnReksoitnalsleerrii İl a2sn0tda19na’bluı nuvlsiRor tenüsröietzsailtFleailnrinig’in,hdİirne zifcyClMkaCioiinakitlsorüaönsi2dGr,zl,onla0“ieiİnaersNYH.selv0smweiakai’0çnwilrastlir’ıedöykdşfeRe”iemrel’2üdogsU0avS.teis.blsie.uasvAdiırks”aİ1erürlı9lvlapiaaczn9erlneeıaSdk9d“nkra’eMatal.Bbeas’mCudianırsasinPoeünikaciclniı Rezonans ile ‘Işığın Sesi’... Pera Müzesi, “Pera’da Camerata” başlıklı konser serisine, Rezonans ekibinin “Işığın Sesi” performansıyla devam ediyor. Devlet Çoksesli Korosu şefi Burak Onur Erdem’in sanat yönetmenliğinde düzenlenen konserlerin üçüncüsü, 21 Aralık’ta saat 17.00’de yapılacak. Müzisyenler konser öncesinde, Bach ve Mozart’tan çağdaş besteciler Arvo Pärt ve Eric Whitacre’a, klasik müziğin devleri hakkında sohbet etmek üzere saat 16.00’da dinleyicilerle bir araya gelecek. ‘Don Quichotte Operası’ Süreyya’da İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin yapımı “Don Quichotte Operası” 2021 242527 Aralık’ta saat 20.00’de Kadıköy Süreyya Operası’nda sahnelenecek. İspanyol yazar Miguel de Cervantes’in 1600’lerin başında yazdığı ve gün celliğini her dönem koruyan bu eserden esinlenilerek bestelenen “Don Quichotte Operası”nı Recep Ayyılmaz’ın yönetiyor. Orkestra Şefi Zdravko Lazarov yönetiminde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası solist ve koroya eşlik ediyor. Ankara’da ‘Lüküs hayat’ Ankara Devlet Tiyatrosu’nun oyunu “Lüküs Hayat” yarın saat 20.00’de Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde sahnelenecek. Ekrem Reşit Rey’in yazdığı oyundaki müziklerin bestesi Cemal Reşit Rey’e ait. Oyunun yönetmenliğini ise Murat Atak üstleniyor. En yüksek bağış 420 bin TL ile Jorinde Voight’a! İstanbul Modern’in çocuk ve gençlere yönelik ücretsiz eğitim program ve Işıma, 1” adlı eserine verilirken Selma Gürbüz’ün Yunan mitolojisinin bilinen figürle etkinliklerini desteklemek rinden Medusa’yı betimledi amacıyla düzenlenen Gala Modern’in 10. yıl gecesin YAZGÜLÜ ALDOĞAN ği “Medusa” adlı çalışması 300 bine kadar çıktı. On yıl de yeni bir rekora imza atı içinde bugüne kadar bu yol larak 2.5 milyona yakın bağış top la toplanan bağışlarla 553 bin ço landı. Dünyaca ünlü on bir Türk cuk eğitim programına katılabil ve yabancı sanatçının bağışladı di. Gala Modern ayrıca her yıl İs ğı eserlerin Maya Portakal Bitar tanbullu sanatsever ve koleksiyo gil yönetiminde yapılan açık ar nerlerin ilgiyle bekledikleri bir tırmayla satışı hayli çekişmeli ge buluşma olmaya devam ediyor. çerken toplanan bağış sayesinde Yaklaşık 500 davetlinin katıldı yaklaşık 50 bin çocuğa sanat eği ğı galanın sponsorluğunu Maça timi verilebilecek. Açık arttırma kızı Bodrum Loft Sahir Erozan da sanat eserlerinin fiyatları ilk üstlenirken, düzenlenmesi İstan başlarda genellikle 100 bin liraya bul Modern Kültür Elçileri’ne ait kadar çıkarken bazı eserlerde çe rüya gibi bir atmosferde gerçek kişme heyecan yarattı ve en yük leşen gecede Kenan Doğulu da sek artırım 420 bin TL ile Jorin sahne aldı. İstanbul Modern Yö de Voight’ın “Kapsayıcı Tümleyici netim Kurulu Başkanı Oya Ecza cıbaşı, 10. yılını geride bırakan Gala Modern’in geleceğin sanatseverlerinin yetişmesine katkıda bulunduğunu dile getirirken destek yarışına 10 yılda Türkiye ve dünyadan 102 sanatçının 116 yapıt bağışladığına dikkati çekti. 11 sanatçının karakteristik yapıtları Sunuculuğunu Yekta Kopan’ın yaptığı gecede, İstanbul Modern’in koleksiyonunda çalışmaları bulunan Manuel Çıtak, Ahmet Elhan, Selma Gürbüz, Nilbar Güreş, Ahmet Doğu İpek, Gülsün Karamustafa, Alicja Kwade, Onur Mansız, Hans Op De Beeck, Jorinde Voigt, Jérôme Zonder’in bağışladıkları yapıtlar Gala Modern Destek Yarışı’nda yer aldı. Gecede Oya Eczacıbaşı ayrıca 1825 yaş arası yaklaşık 20 bin gence her salı günü ücretsiz müze deneyimi sunan Genç Salı projesine İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu ve Kenan Doğulu tarafından destek çağrısı yapıldı. Gençler bu projeyle 2020 yılında her salı sergilerin yanı sıra sanatçı ve tasarımcı atölyelerine, söyleşilere, film gösterimlerine ücretsiz katılabiliyor. Oyuncu Anna Karina hayatını kaybetti Danimarkalı oyuncu, yönetmen ve senaryo yazarı Anna Karina (gerçek adı Hanne Karin Blarke Bayer), 79 yaşında hayatını kaybetti. Fransa vatandaşı olan ve kariyerinin büyük bir kısmını Fransa’da geçiren Karina, “Yeni Dalga” akımının öncülerinden olan yönetmen JeanLuc Godard’ın ilham perisi olarak bilinir. 1940’ta Kopenhag’da doğan Karina,18 yaşında annesiyle yaşadığı bir tartışma sonucu evden ayrılıp otostop yaparak Paris’e gitti ve modellik hayatına burada başladı. Çok sayıda çalışmaya imza atan oyuncu, “Fransız Yeni Dalgası” akımı ve “Godard” özdeşleşen bir isimdi. Karina, 1951’de Danimarka Film Eleştirmenleri Birliği tarafından sunulan yıllık Danimarkalı Bodil Ödülleri’nde verilen özel ödüllerden biri olan “Bodil Onur Ödülü” ve “En İyi Kadın Oyuncu Gümüş Ayı Ödülü”nü aldı. Oyuncu “Une femme est une femme”, “Vivre sa vie”, “Bande à part”, “Alphaville” ve “Pierrot le fou” gibi Yeni Dalga’nın imza filmlerinde başrol oynadı. Türkçe “Türkçe Rap” dergisinin ikinci sayısı çıktı. Kapak röportajı Ceza ile yapılan ve dosya konusu “Hip Hop’ta Rap Rap Grubu Kültürü” olan derginin içerisinde sadece Türkçe ‘rap değil, aynı zamanda dünya ‘rap’i de yer alıyor. Dergisi Graffiti sanatını da ele alan derginin genel müdür ve imtiyaz sahipliğini Gülgün Çarkoğlu yapıyor. Dergi, ikinci sayısında Dj. Artz ve Motive özel röportajlarına yer vermiş. Kedi, hanımların şıklıklarına bakakaldı! İstanbul Modern’in galaları iki yıldır Hasköy’de eski bir fabrikada yapılıyor. İlk duyduğumda ay orası kapalı duran bir fabrika, fareli mareli olmasın, avlanırım diye heyecan yapmıştım, ama bir gittim ki aman aman ne süs, ne püs. Haliç’ten Rahmi Koç Müzesi’ne gelip hemen sağa sapıyorsunuz, eski bir fabrika ama Vakko ve gönüllüler sayesinde mumlar, çiçekler, bir masal dekoru yaratılmış. Kırmızı halının iki yanına sıralanmış kızlı erkekli müzisyenlerin çaldığı kemanlar eşliğinde hanımlar uzun tuvaletlerinin eteklerini savurarak ortaçağ güzelleri gibi yürürken beyler de smokinlerinin içinde pek şık canım. Genelde davetiyede yazılan “smokin” kuralına pek uyulmaz ama buraya İstanbul’un sanatsever elitleri davetli ve herkesin gardırobunda bir smokin var. Olmayan da Arzu Kaprol’a gidiyor, Fazıl Say’a yaptığı rahip elbisesi gibi olanlardan bir tane alıyor. Murat Aşkın da bunlardan giymişti, pek havalıydı! Ama esas hava, giyinip kuşanmakta değil, herkes giyiniyor ne var ki, orada hava atmak ışıklı numaraları kaldırmakla oluyor ki pamuk eller cebe demek. Yani açık artırmaya katılacak ve on bin, on bin, miktar yükseldikçe yirmi yirmi artıracaksın. Ben arkalarda kaldığım için kimin artırdığını göremedim. Ama Okşan Atilla Sanön’ün tavşan atletler gibi rekabeti kızıştırmak için arada bir tabela kaldırdığını gördüm. Tabii ki hiç birini almadı! Bu oyuna gazeteciler masasından Sedat Ergin’le Şelale Kadak da katılmış, üstlerine kalır diye de ödleri kopmuş! Param olsaydı Manuel Çıtak’ın galiba 100 bin tl’ye giden Salda Gölü tablosunu alırdım, pek güzeldi! En çok kimler neyi aldı diye merak ettim diyorum ya, zaten kırmızı loş ışıklar, mumlar, arkası bize dönük insanlar göremedim ki, ama Merve Yalçın’ın bir 100 bine kıyıp Jérôme Zonder’in “Pierre François” adlı resmini, hüzünlü erkek portresini aldığını gördüm; bakıp bakıp iç çeker artık! En pahalı satılan Jorinde Voight’un tablosunun da altın yaldızlı olması tesadüf olmasın? Yemek servisi açık artırma sonunda yapıldığı ve tabaklar pek minimalist olduğu için gece yarısına kadar herkesin açlıktan öldük diye söylendiğini de duymadım değil. Sahir Bey, Bodrum’da lahmacunları 75 liraya satarken iyiydi ama? Sponsor olunca mı yemekler azaldı? Bir de kırmızı tuvaletli kız vardı pek uçuk kaçık. Meğer Londra’da yaşayan modacı Dilara Fındıkoğlu imiş. Bir ara da birini Dilek İmamoğlu zannettim, uzun kabarık etek ve beyaz bluzlu bir hanım geçti önümden, Dilek Hanım’ın bir dergiye kapak olduğu kıyafetin aynısı ama o değildi. Gala Modern’in ev sahibi Oya Eczacıbaşı’nın tek omzu açık kırmızı tuvaleti, alışılmışın aksine pek iddialıydı; her yıl galayı pek güzel sunan Rana Tabanca ise bu yıl çocuğu hastalandı diye yerini Yekta Kopan’a bırakmış. Yekta milli sunucu oldu, her yerde o. Rana Hanım’ın çocuğu kaç yaşında ki, aşı maşı niye yaptırmıyorlar. Ay neyse ben sustum, bir daha kapıdan bile sızamayacağım galalara! Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde dolu dolu sanat Kadıköy Yeldeğirmeni Sanat Merkezi her cuma caz konserlerine ev sahipliği yapıyor. Kadıköy Yeldeğirmeni Mahellesi’nde 1985’te kilise olarak inşa edilen ve belediye tarafından 2015 yı lında restore edilen bina, sanat dünyasına yeniden kazandırıldı. Washington D.C’de Ahmet Ertegün Caz Serisi’ne davet edilen ilk Türk sanatçısı olan ve 2017 Boğaziçi ödüllerinde “En İyi Caz Sanat çısı” seçilen Şirin Soysal, özel repertuvarıyla ve vokalpiyanoçello üçlüsüyle birlikte ilk kez dinleyicisiyle buluştu. Cazın yanı sıra çarşamba ve cumartesi günleri klasik müzik konserleri, salı günleri klasik müzik seminerleri, pazartesi günleri de konsolosluk ve ataşeliklerle ortak ödüllü dünya filmlerine yer verilen merkez, Kadıköylüler için yeni bir sanat merkezi olma yolunda.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle