28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT / ASLAN YILDIZ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 514 ARALIK 2019 CUMARTESİ OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı 1’de Kızıma, oğluma bırakmayacağım Davutoğlu, “Başbakanlığım süresince yaptığım uygulamalar konusunda şahsıma yöneltilen tek ithamın, hiçbir şahsi hakkımın ve çıkarımın olmadığı, kızıma, oğluma, damadıma, gelinime bırakmayacağım bir eğitim kurumuna arazi devri olmasından sadece onur duyarım” dedi. Davutoğlu, bu yanıtıyla, Şehir Üniversitesi olayında benim ve yakınlarımın mal varlığına bir ilave olmamıştır. Bu araziler tamamen üniversitenin tüzelkişiliğine verilmiştir diyordu. İnceleme komisyonu kurulsun Davutoğlu, ayrıca “Bütün bir ömrünü devlet hizmetine adamış bir kişiye ‘dolandırıcılık’ iftirasında bulunulmuştur, o zaman şu anda görev yapanlar da dahil olmak üzere yaşayan bütün Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, kamu bankalarının bağlı olduğu bakanlar ve özelleştirme yüksek kurulunda görev yapmış yetkililerin ve onların birinci ve ikinci derece akrabalarının mal varlıklarını ve bu varlıklardaki değişimi, bu kişilerin siyasete girdikleri/ devlet görevi üstlendikleri günden bugüne kadar araştırmak ve soruşturmak üzere TBMM’de gerekli komisyonlar oluşturulmalıdır” dedi. Bu açıklamalar, politik havayı bir anda hızlandırmış bulunuyor. Cumhurbaşkanı, yaptığı açıklamada, “... Tabii bizi halefselef olduğumuz Cumhurbaşkanı aradı. ‘Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz’ dedi. Kendisine dedim ki, ‘Temenni ederdim ki siz benim yerimde olun.’ Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz, hamdolsun bizim dönemimizde bankaların hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız” dedi. Bu sözler siyaseten çok açıktır. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan hakkında “yolsuzluk” soruşturması başlatılması olasılığı yüksektir. Erdoğan, Abdullah Gül’e de mesaj veriyor ve “Perde arkasında durma, başkalarını aracı etme, karşıma sen çık” demek istiyor. Davutoğlu’nun yanıtı yukarıda özetlenmiştir, Davutoğlu da Erdoğan’a, “Eğer bana karşı bir soruşturma başlatırsanız, ben de senin nasıl zengin leştiğini açıklarım” demek istiyor. CHP komisyona olumlu bakıyor CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, mal varlıkları konusunda TBMM’de bir komisyon kurularak araştırılmasını çok yerinde bulduğunu açıkladı. İYİ Parti ve HDP de aynı yolda olumlu görüş ileriye sürüyorlar. Mal varlıklarının araştırılması talebi, Ankara’da bürokrasi, Meclis kulisleri ve sosyal medyada yoğun ilgi görüyor ve dolaşım sağlıyor. Özellikle ABD Yasama Meclisi’nde ele alınmış araştırmadan yoğun olarak söz ediliyor. Bilindiği gibi, bir süre önce ABD Temsilciler Meclisi’nde, Erdoğan’ın mal varlığı üzerinde araştırma yapılması istenmişti. Şantaj konusu Suriye’ye yapılan Barış Pınarı Harekâtı’nda ateşkes sağlanması amacıyla ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Ankara’ya gelmişti. O sırada ABD’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a baskı yaptığı konusu gündeme gelmiş, hatta bir gazetecinin basın toplantısında, “Türkiye, şantaj yaptığınız için mi operasyonu durdurdu?” sorusuna Mike Pence yanıt vermeden geçiştirmişti. “Şantaj” denilen konu neydi? ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Eliot Engel ve Komisyon’un etkin üyesi Cumhuriyetçi Micheal McCaul’ün Temsilciler Meclisi’ne sunduğu tasarı idi. Bu tasarıya ve gazetelerde yer alan bilgilere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, istihbarat servisi ve Hazine Bakanlığı’yla birlikte çalışarak “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve ailesinin (eşi, çocukları, annebabası ve kardeşlerinin) tahmin edilen mal varlığı, bilinen gelirleri ve yatırımlarına dair rapor” hazırlanmasını istiyorlardı. Ayrıca ABD’de, Halkbank için hazırlanan yeni iddianamede, Rıza Sarraf’ın Ankara’da kimlere ne kadar rüşvet verdiğinin listesinin hazırlandığı belirtiliyor. Bu hususlar, geçen hafta Ankara kulislerinde en başta konuşulan konular oldu. Davutoğlu’nun partisini kuracağı günlerde böylesi bir tartışmanın ortaya çıkması Davutoğlu için olumlu bir fırsatın yaratılmasına vesile olmuş gibi görünüyor. Davutoğlu, “Benim ve akrabalarımın mal varlıklarında bir gelişme olmadı” diyerek, karşı çıkmak ve TBMM’de bu konu ile ilgili bir Araştırma Komisyonu kurulmasını isteme olanağını bulmuş oluyor. Böylece, kendisinden ve kuracağı partiden söz ettirmiş oluyordu. Konu, yeni gelişmelere gebedir ve ilgi ile izlenmektedir. ABD’ye 4 partiden ABD Senatosu’nun ‘Ermeni kararı’ AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin ortak kınamaoylarıylakınandı.HDP bildiriye destek vermedi TBMM Genel Kurulu’nda, ABD Senatosu’nun “Ermeni kararı” AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla kınandı. HDP ise ret oyu verdi. Kabul edilen ortak metinde, “ABD Senatosu’nun, tarihi gerçekleri saptırmak suretiyle uluslararası hukukun temel kurallarını yok sayarak, sözde Ermeni soykırımı iddiaları konusunda kabul ettiği kararı TBMM olarak esefle kınıyor ve reddediyoruz” denildi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, ABD Senatosu’nun Ermeni Tehciri’ni soykırım olarak nitelendiren yasayı kabul etmesinin kınanması, reddedilmesi ve yok hükmünde sayılması için verdiği önergede, müteakip seçim dönemi sonrasında oluşacak Senato’yu bağlamayacak bu kararın, kirli bir siyasi oyunun parçası olduğu belirtildi. Önerge metininde, “Bu, keyfi ve gündelik politikanın basit çıkarları temelinde tarihi okumaktan ibaret değersiz bir tavırdır. Manidardır ki, ABD çıkarları ne zaman Türkiye’nin politikalarıyla ters düşse, bu konu Senato gündemine getirilmektedir. Esasen mesele, Ermeniler ve 1915 olayları meselesi değildir; Ermeniler de tarihi olaylar da ABD Senatosunun umurunda değildir; Türkiye, aziz milletimizin iradesine göre değil de ABD’nin taleplerine uygun politika geliştirse ne Ermeniler ne de 1915 olayları ABD Senatosu’nun gündemine gelecektir” ifadeleri kullanıldı. Bilim insanlarının katılımı ile konuya ilişkin araştırma yapılması önerisi yinelenen metinde, şunlar kaydedildi: “ABD Senatosu artık kendi tarihine kattığı bu kirli vicdan yüküyle yaşamak zorundadır. Türkiye, ABD Senatosu’nun bu kararını ve benzeri türden baskı araç larını hiçbir şekilde dikkate almaksızın, bölgesindeki milli çıkarlarını ve güvenliğini korumaya kararlılıkla devam edecektir. ABD Senatosu’nun bu kararı hem tarih, hem hukuk açısından hem de Türk milleti ve insaf sahibi dünya halkları nezdinde yok hükmündedir.” HDP’den açıklama HDP grup başkanvekilleri Fatma Kurtulan ve Saruhan Oluç, yaptıkları açıklamada, “‘Büyük Felaket’le yüzleşmenin yolunun çeşitli ülke meclislerinde alınan bu tür kararlardan geçmediğini düşünüyoruz. Ne ABD Kongresi’nin kabul ettiği yasa ne burada hazırlanan bildiri hakikati bulmaya ve yaraları sarmaya hizmet ediyor” ifadeleri ile ortak açıklamaya destek vermediklerini açıkladı. ‘Yok hükmünde’ Şentop imzalı karar metninin kabul edilmesinin ardından söz isteyen siyasi partilerin grup başkanvekilleri görüşlerini açıkladı. AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “Bu karar, sadece uluslararası hukuk ve devletimiz nezdinde değil insanlık vicdanında da yok hükmündedir” derken, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise “Tarihi olaylar, emperyalistlerin Ortadoğu’daki çıkarlarına malzeme olamaz. Türkiye hiçbir emperyal gücün tehdidine pabuç bırakmayacak kadar güçlüdür” ifadelerini kullandı. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay “Alınan kararın sinek vızıltısı kadar önemi yoktur” dedi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Bu topraklarda soykırım yapıldığını milyonlarca insanın katledildiğini söylemek aymazlıktır. Soykırım arıyorlarsa Bosna’ya baksınlar” ifadelerini kullandı. l ANKARA “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN YENİ BİR ATILIM... Cumhuriyet Vakfı’nda eğitim bursu için fon oluşturduk. CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74 BAKAN VARANK’A TANK PALET TEPKİSİ TBMM Genel Kurulu’nda, 9 Aralık’ta görüşülmeye başlayan bütçe görüşmeleri kapsamında, dün, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bakanlıklarının bütçesine ilişkin sunum yaptı. Bakanların konuşmaları sırasında muhalefet milletvekilleri sık sık bakanlara tepki gösterdi. Muhafelet milletvekillerinin “Tank Palet Fabrikası’nı peşkeş çektiniz” ifadelerine Varank, “Biz hiçbir şeyi peşkeş çekmedik” dedi. Muhalefetin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik “tek adam” eleştirilerine değinen Varank’ın “Tek adam kimdir biliyor musunuz? Tek adam, girdiği 9 seçimin 9’unu da kaybeden kişidir” ifadeleri ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alması üzerine CHP milletvekilleri Varank’ı, Meclis sıralarına vurarak, protesto etti. Millitvekilleri arasında da sözlü tartışma yaşanırken, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Kabine üyesinin görevi hesap vermektir, hesap sormak, polemik yapmak değil. Yenilenmiş İstanbul seçiminde yaklaşık 1 milyon oy farkı yiyen Kılıçdaroğlu değil Erdoğan’dır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet 40 LIRALIK FATURA 180 LIRA OLDU TBMM Genel Kurulu’nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında söz alan CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, iktidarın enerji politikalarını eleştirdi. Türkiye’nin elektiğe zamda Avrupa şampiyonu olduğunu vurgulayan Akın, “2004 yılında bir ailenin ortalama elektrik faturası 40 lirayken şu anda 180 lira. Hangi emeklinin, hangi çalışanın, hangi memurun 40 lirası 180 lira oldu? Milletin gözünün içine baka baka kandırıyorsunuz” dedi. Yerel seçimden önce ‘Hiç merak etmeyin elektrik ve doğalgazda zam olmayacak” dendiğini anımsatan Akın, 24 Haziran’dan sonra dokuzar dokuzar, on beşer on beşer zamlar geldiğini vurguladı. Enerji sektöründeki yandaş şirketlerin borçlarının vatandaş tarafından ödendiğini kaydeden Akın, “Hani enerji sektörünü batırıp da hazinemizi yesin diye başına getirdiğiniz arkadaşın durumları. 2017 yılında batık durumda olan 637 milyon kredi varken 2018’de 6 milyar 322 milyona çıktı” dedi. DIŞİŞLERİ’NE ÇAĞRILAN ABD ELÇİSİ: Yönetimin pozisyonu değişmedi ABD Senatosu’nun sözde “Ermeni soykırımı” tasarısının kabul edilmesi üzerine ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak Türkiye’nin tepkisi iletilirken muhalefet de kararı kınadı. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Senato’nun kabul ettiği kararla ilgili AA’ya yaptığı açıklamada Trump’ın 24 Nisan’da “soykırım” ifadesi yerine kullandığı Ermenice “Büyük Felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” ifadesine atıfta bulunarak “Yönetimin pozisyonu değişmemiştir. Görüşlerimiz Başkan’ın geçen nisan ayında yaptığı son açıklamasında yansıtılmıştır” dedi. ‘Kırılma yaratacak nitelikte’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, ABD Senatosu’nun aldığı kararın, iki ülke ilişkilerinde “onarılması güç izler bırakacak ve tarihsel bir kırılma yaratacak nitelikte” olduğunu, kararı derin bir endişe ve üzüntüyle karşıladıklarını belirtti. Farklı tarafları ilgilendiren tarihi olayların, TürkiyeABD ilişkilerine yeni engeller oluşturacak şekilde gündeme getirilmesinin “talihsiz bir gelişme” olduğunu kaydeden Çeviköz, “Bu kararla birlikte Türkiye’nin içinde bulunduğu yalnızlığın boyutları ne yazık ki bir kere daha ortaya çıkmıştır” dedi. Kararı kınadıklarını belirten Çeviköz, “Önümüzdeki dönemde bu kararın yarataca ğı olumsuz iklimden tarafların atacağı akılcı, sağduyulu ve uzun erimli adımlarla en kısa zamanda kurtulmak gerektiğine inanıyoruz. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesine ve gelecekte yine ortak çıkarlara ve müttefiklik ilişkilerine dayalı bir stratejik bakışın hâkim olacağına olan inancımızı canlı tutmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, ABD Senatosu’nun kararına TBMM’nin en sert yanıtı vermesi gerektiğini söyledi. İYİ Parti’den yapılan açıklamada da ABD Senatosu’nun kararı kınandı. Açıklamada, “Önyargılı ve siyasi gayretkeşliğin ürünü olan bu kararın TürkiyeABD ilişkilerinin stratejik boyutunu göremeyenlerin, ayrıca ABD’nin iç politik çekişmelerinden kaynaklanan pazarlıkların ürünü olduğunu düşünüyoruz” görüşüne yer verildi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül kararın kendileri açısından yok hükmünde olduğunu belirtti. Vatan Partililer, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin karşısında ABD Senatosu’nun kararını protesto eylemi düzenledi. Burada konuşan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ercan Enç, “Aslında karar, 1915 ile ilgili değildir. Bugünle ilgilidir. Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde kaybeden ABD, yetkisi olmayan alanlarda karar vererek, Türkiye’yi yeniden teslim alabileceğini zannetmektedir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Deh de’ bakayım nereye gideceksin? Koca haftayı yine boş tartışmalarla geçirdik. Yok Şehir Üniversitesi’ne bedelsiz arsa tahsisi, yok Davutoğlugillerin bu üniversiteye Halkbank’tan aldıkları krediyi ödememek için çamura yatmaları, Cumhurbaşkanı’nın “Bunlar kamuyu dolandırmaya kalktılar” diye parti kurma çalışmalarına yoğunlaşmış Davutoğlu ve Babacan ekibini hedefe koyması, ardından da Davutoğlu’nun “Hadi gel hep beraber mal varlığımızı açıklayalım” diye karşı taarruza geçmesi, bu hamle karşısında çılgına dönen Erdoğan’ın gündemi değiştirmek için yine çılgın projeyi tartışmaya açmasının peşine takılıp durduk. Neyini tartıştık Allah’ınızı severseniz bu konuların. Erdoğan’ın “Bunlar kamuya ait arsayı bedelsiz almaları yetmezmiş gibi bir de kamu bankası Halkbank’ı dolandırmaya kalkıştılar” demesini sekiz sütuna manşet çeken yandaş medya Şehir Üniversitesi’ne kamudan bedelsiz arsa tahsisi yapılmasının nesini enteresan buldu? FETÖ okullarının ve üniversitelerinin kurulduğu arsalar himmet parasıyla mı alınmıştı? Bülent Arınç’ın, Melih Gökçek’le tartışmasında söylediği “Ankara’yı parsel parsel sattın” demesi neydi peki? Arsalar görünüşte parayla devrediliyordu ama kaç parayla? Eminim 1 lira ya da 100 lira gibi paralarla cemaat okullarına ya da İslami kesimin kurduğu vakıf üniversitelerine “âdet yerini bulsun” diye beleş bedava tahsis edilmedi mi? Ya Ensar, TÜRGEV gibi vakıflara tahsis edilen arsalar binalar?.. Efendim, sadece onlar değilmiş, bir de Halk Bankası’ndan kredi çekmişler, krediye de zaten kamudan bedelsiz aldıkları araziyi teminat göstermişler ve krediyi de ödememişlermiş? Sabah, ATV grubu alınırken, Çalık grubuna Halkbank ve VakıfBank’tan 750 milyon dolar teminatsız kredi kullandırılırken Başbakan kimdi? Sermayesi hepi topu 50 bin TL olan Turkuvaz AŞ’ye sadece gelecekteki gelirlerine karşılık teminatsız 750 milyon doları veren iki kamu bankasına talimat veren kimdi acaba? Bu rekor krediden sonra bu iki kamu bankasının reklam bütçesinin on katına çıkması ve büyüyen reklam pastasının kredi çeken Turkuvaz AŞ’nin şirketleri Sabah ve ATV’ye akması da tümüyle bir tesadüf herhalde. Yani bankalar kullandırdıkları kredinin taksitlerini de verdikleri reklamla kendileri ödüyordu aslında. Sonra ne oldu? AKP hükümeti döneminde ilk kez bir kamu bankası (Halkbank) tahsil edemediği alacaklarını yine başka bir kamu kurumu olan TMSF’ye ait Birleşik Varlık Yönetim AŞ’ye devretti. Bir sabah kalktık ki Sabah ve ATV satılmış. Kime? Bir kısım müteahhide. Bu müteahhitlerin parayı dünya kredi borcu olan bir şirkete vermeleri akıl kârı değildi. Ama aldılar. Çünkü kendilerine “Bu medya grubunu alın karşılığında biz de size müşteri garantili havalimanı, köprü, şehir hastanaleri gibi ballı ihaleler veriririz” diye teminatlar verildi de ondan. Şimdi kalkıp beraber yürüdükleri, beraber ıslandıkları bu yolda birbirlerine tekme atıyor, çelme takıyorlar. Derdi de bizi geriyor. Davutoğlu ve arkadaşlarının mütvellisinde bulundukları Şehir Üniversitesi’ne yapılan kıyak elbette ki yüz kızartıcı. Ama ya diğerleri? Sağlık Bakanı’na ait Medipol Üniversitesi’nin yerleşkeleri, hastaneleri, kampuslarını bir inceleyin bakalım altından ne çıkacak? Davutoğlu, baktı ki bu konunun altında kalacak, o da Cumhurbaşkanı tarafında öldürücü bir yumruk darbesi salladı. “Hadi gel mal varlığımız açıklayalım” deyince bir anda tısss... Hop gündem bir anda değişti, “Kanal İstanbul” tartışması dolaşıma sokuldu. Yine uzman görüşleri, yine “Belediye başkanı ne dedi?”, “Cumhurbaşkanı ne cevap verdi?” lakırdıları ile boğuşup durduk. Yahu diyelim ki şehir plancıları, denizbilimcileri, İstanbul Belediye Başkanı bu işe “He” dedi. Yap bakayım nasıl yapacaksın? Hangi parayla yapacaksın? Bektaşinin biri camiye gitmiş. İmam minberde konuşurken Hz. Muhammed’in miraca çıktığı atı Burak’ı başlamış tarif etmeye: Başı Mağrib’de kuyruğu Maşrık’ta... İmamın bu endazesiz atması karşısında Bektaşi dayanamaz: Bindin üzerine. Deh de bakayım nereye gideceksin? Erdoğan binmiş bir alamete, “Yapacağım da yapacağım” diyor ama gideceği yer yok. Mülkiye Birtane’ye tahliye kararı Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan eski HDP Milletvekili ve DTK Divan Üyesi Mülkiye Birtane hakkında mahkeme tahliye kararı verdi. Mahkemenin tahliye kararını HDP milletvekili Leyla Güven Twitter’dan duyurdu. DTK faaliyetleri gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılanan Mülkiye Birtane hakkında önceki duruşmalarda sağlık sorunları nedeniyle avukatları tahliye talebinde bulunmuştu. Kanser hastası olduğu ifade edilen Birtane’nin tahliye talebi “kaçma şüphesi” iddiasıyla kabul edilmemişti. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle