28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 10 ARALIK 2019 SALI EDİTÖR: CAFER KURT HABER Doğaya zarar veren politikalarda ısrar  AKP’li ve CHP’li belediyeler, geçen hafta İklim İçin Kentler Çalıştayı’nda buluştu. Sonunda ortaya iklim krizi ile mücadele için ortak deklarasyon çıktı.  Böylece 24 belediye başkanı, Paris Anlaşması’nın 1.5°C hedefinin gerçekleşebilmesi için sorumluluklarını yerine getireceklerini ve somut adımlar atacaklarını taahhüt etti. Deklarasyonda yer alan iki madde şöyle: “Bilimsel veriler ışığında, uluslararası standartlara uygun veri toplama yöntemleri kullanarak karbon salımlarını azaltmak ve krize karşı uyum politikalarını hayata geçirmek için İklim Değişikliği Eylem Planlarımızı hazırlayacağız. “Yaşanabilir bir gelecek için kentlerimizde sürdürülebilir ulaşım, yenilenebilir enerji ve ekolojik tarım uygulamalarına öncelik vereceğiz.” Buraya kadar güzel. Alkışlıyoruz. HHH Ancak bu belediyelerin yapmayı taahhüt ettikleri ile yaptıkları arasında taban tabana zıt işler var. Onları da söylemek zorundayız. Sera gazı salımını azaltmaktan, iklim krizine karşı somut adımlar atmaktan söz ediyorlar ama aynı zamanda küresel ısıtmaya çok büyük etkileri olan hayvancılığı destekliyorlar.  Deklarasyonda “Bilim, kentlerimizin, küresel ölçekte doğal kaynak tüketiminin yüzde 75’inden, karbondioksit salımlarının ise yüzde 70’inden sorumlu olduğu için iklim değişikliğinin de baş faili olduğunu gözler önüne seriyor” diyorlar. Sonra da küresel ölçekte sera gazı salımının yüzde 2137’sinden, ormansızlaşmanın yüzde 80’inden sorumlu olan ve var olan temiz suyun yüzde 70’ini kullanan bir sisteme katkıda bulunuyorlar. HHH Bir inek, yılda 70 ile 120 kg. arasında metan gazı üretiyor. Metan gazı, karbondioksit gazı gibi bir sera gazı ve iklim üzerindeki etkisi karbondioksitten 23 kat daha fazla. Dünyada yaklaşık 1.5 milyar geviş getiren hayvan var ve bunlar yılda yaklaşık 2 milyar metrik ton karbondioksite eşdeğer salıma neden oluyor.  Belediyeler, sanki bilimsel veriler ortada değilmiş gibi, insanların yaşamak ve sağlıklı olmak için tüketmek zorunda olmadığı hayvansal ürünleri ucuza ulaşılabilir hale getirme politikasını uyguluyor. Sonuçta sürekli yapay dölleme yoluyla üretilen bilinç sahibi duyarlı canlılar makineleştiriliyor.  Oysa bilim insanları, 2050 yılında tahminen 9.7 milyara ulaşacak insan nüfusunu beslemek ve Paris Anlaşması’nın hedefine varabilmek için, dünyanın hızla bitkisel beslenmeye geçmesi gerektiğini ısrarla vurgulamaya devam ediyor.  HHH İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 11. Küresel Isınma Kurultayı’nda doğru bir noktaya parmak basarak şunları söylemiş: “Pek çok hükümetin, doğaya zarar veren mevcut politikalarını değiştirmemekte ısrarcı olduğunu görüyoruz. Oysa içecek suyumuz, soluyacak havamız ve üzerinde yaşayacağımız bir toprak kalmadığında yönetilecek şehirler ya da ülkeler de olmayacak. Dolayısıyla tüm karar vericilerin bu sürece karşı derhal adım atması gerekiyor.” Ne var ki kendisi, mera projesini Twitter’da şöyle duyurdu: “Süt Kuzusu’ndan sonra Mera İzmir projesini hayata geçiriyoruz. Projeyle meralarda yerel koyun ve diğer küçükbaş ırklarının yetiştirilmesini destekleyecek, üretilen etin çocuklara kavurma olarak dağıtılmasını sağlayacağız. Mera İzmir 2020’de başlıyor.” Dünya topraklarının yüzde 45’ini ve temiz suların 1/3’ünü kullanan, toprakların 1/3’ünü çölleştiren, yaydığı sera gazları ile iklim krizine yol açan en büyük etkenlerinden olan bir sektörü destekliyor bu proje...  Tam da kendisinin eleştirdiği gibi, doğaya zarar veren mevcut pollitikaları değiştirmemekte ısrarcı olmayı akla getiriyor. Sürdürülebilir olmadığı bilim tarafından kanıtlanan ve en çok karbon salımına neden olan bir üretimi/tüketimi destekliyor.  HHH Belediyelerin acilen deklarasyonda açıklanan ilkeler doğrultusunda gerçek anlamda sürdürülebilir kalkınma modelleri üzerinde çalışması şart.  Yazıyı Amerikan Bilim İlerleme Derneği Başkanı, Nobel ödüllü fizikçi Dr. Steven Chu’nun bir sözünü hatırlatarak bitireceğim:  “Eğer et ve sütü için yetiştirilen inekler bir ülke olsaydı, tüm Avrupa Birliği’nden daha fazla sera gazı salımına neden olurlardı.” İstanbul Şehir Üniversitesi: Arizinin devri yasal Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, arazinin usulsüz olarak devredildiği ve “Halkbank’ın dolandırıldığı” yönündeki suçlamalarına İstanbul Şehir Üniversitesi’nden yanıt geldi. Üniversiteden dün yapılan açıklamada, “Dragos Kampüs arazisinin İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devri yasaldır. Halkbank kredisi bütünüyle kampüs inşaatına harcanmıştır” denildi. Üniversite’nin tüzel kişiliği ve paydaşlarının hakları ile kurumsal birikimi siyasi tartışmalara kurban edilmemesi gerektiği belirtilen açıklamada “Kredi borçlarını borçlarının silinerek kamu tarafından yüklenilmesini talep etmemiştir. Talebimiz borçların yeniden yapılandırılmasıdır” denildi. l Haber Merkezi Velilerin kriz isyanıDoğa Koleji, ‘devir için pazarlıkların sürdüğünü’ açıkladı, taraflar acil çözüm bekliyor MEB yetkilileri, okulun kapanması durumunda, temel eğitimde olan öğrencilerin adrese dayalı, ortaöğretimdekilerin gerekli kriterlere göre devlet okullarına yerleştirileceğini açıkladı. Özel Doğa Koleji’ndeki finansal kriz nedeniyle öğrenci, öğretmen ve veliler yaşanan mağ duriyetin bir an önce giderilmesi ni istedi. Doğa Koleji, yaptığı açık lamada, okulun devri için alıcı ku rum ile görüşmelerin devam etti ği duyurdu. Milil Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkilileri, en kötü senaryo olarak görülen “okulun kapanması” durumunda öğrencilerin “okulönce si ve temel eğitimde adrese dayalı, ortaöğretimde de istenen kriterler doğrultusunda devlet okullarına yerleş tirileceğini” belirtti. Tür kiye Özel Okullar Derne FIGEN ATALAY ği Başkanı Nurullah Dal, okulun satılamaması ve eğitimöğretim faaliyeti nin durdurulması halinde Milli Eği tim Bakanlığı ile bir formül üzerin de çalıştıklarını söyledi. Finansal kriz nedeniyle bir süre dir maaş alamayan öğretmenlerin dersleri boykot etmesiyle eğitim ve öğretimin durma noktasına geldiği Doğa Koleji’nde taraflar sorunların bir an önce çözülmesini istiyor. Do ğa Koleji’nden önceki gün gece sa atlerinde yapılan açıklamada, “alı cı kurum ile görüşmelerin devam et tiği ve devrin gerçekleşmesiyle bir likte çalışanların geciken ödemele rinin yapılacağı” belirtildi. Okulun kapanmasından endişe duyan veli ler ise dün de yaptıkları eylemle, öğ retmenlere destek verirken, mağdu riyetin giderilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulundu. 200 kurum sıkıntıda Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal, okulun satılmaması ve eğitimöğretim faaliyetinin durdurulması halinde Milli Eğitim Bakanlığı ile bir formül üzerinde çalıştıklarını söyledi. Dal, “Devir işleminin yapılamaması halin BAKAN ZİYA SELÇUK’A ÇAĞRI İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan veliler Özel Doğa Kolej’nde yaşanan krizin çözülmesini istedi. Veliler, taleplerini içeren dilekçeyi il milli eğitim müdürlüğüne verdi. Burada, Öğrenci Veli Derneği (VeliDer) tarafından yapılan açıklamada, “Doğa Koleji’nde 10 bine yakın eğitim emekçisi görev yapmaktadır. İnsanca yaşayacak ücretin çok altında ücretlerle çalışan öğret menlerimiz Doğa Koleji’ndeki gibi çoğu zaman ücretlerini dahi tam ve zamanında alamamakta, güvencesizlik koşullarında işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadır. Doğa Koleji’nde çeşitli yöntemlerle haklarını aramaya çalışan eğitim emekçilerinin ve velilerinin yanındayız” denildi. İzmir’de de de İzmir Valiliği önünde toplanan veliler adına basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Amacı mız sadece Doğa Koleji öğretmenlerine ses olmak değil, kendini bu işe adamış hakkı verilmeyen tüm öğretmenlerimizin çığlığını bir nebze ilgili kurumlara duyurmaktır. Çocuklarımızın eğitim hakkı bir oldubittiye getirilerek elimizden alınmak istenmektedir. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u ve tüm yetkilileri düşünmeye ve göreve davet ediyor, eğitimdeki drama ‘dur’ diyoruz” denildi. de biz de Özel Okullar Derneği olarak öğrencilerin okulsuz kalmaması için elimizden geleni yapacağız” dedi. Türkiye’de yaklaşık 12 bin 500 özel okul bulunduğunu, bunlardan yaklaşık 200 kurumun finansal kriz içinde olduğunu belirten Dal, şöyle devam etti: “Bu 200’den de 100’ü aynı kurum. Bur kurumun batışından bütün sektörün suçlanmaya başlanması bizi rahatsız ediyor. 1 milyon 500 bin öğrenciden 1 milyon 400 bini huzurla, güvenle okuluna gidiyor. Birkaç kurumun finansal hataları nın bütün sektöre mal edilmesi doğru değil. Veliler daha dikkatli olsun. Reklama, imaja bakarak karar vermeyin. Seçeceğiniz okulun sahibi kimdir, eğitim vizyonu, felsefesi nasıldır, finansal yapısı güçlü müdür, değil midir? Bunları öğrenmek lazım. Kurumların geçmişine bakmak lazım. Eğitimden kazanılan para kutsaldır ve tekrar eğitime harcanması gerekir. Kurum sahibi tüccar gibi davranırsa sıkıntı doğuyor.” Kurumdan net bir açıklamanın yapılması gerektiğine dikkat çeken Dal, “Devir işlemi gerçekleşirse sorunun yüzde 90’ı çözülmüş olur. Çalışanların ücretleri ödenir, yola devam edilir ancak aksi olması halinde velileri, öğrencileri rahatlatacak bir formülümüz olacak” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ise “Temennimiz süreç güzel sonuçlansın, okul kapatılmasın. Ancak en kötü senaryo gerçekleşirse, öğrenciler okulöncesi ve temel eğitimde adrese dayalı, ortaöğretimde de istenen puan kriterleri doğrultusunda devlet okullarına yerleştirilecek” dedi. Prof. Dr. Engin Karadağ: Bu rektörlerin hayatı boyunca sıfır yayını var. Bu akademinin çöküşüyle ilgili 68 rektörün ‘sıfır yayını’ var Rehberlik Diyanet’e emanet Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında yeni bir işbirliği protokolü daha imzalandı. Protokol, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından imzalandı. Kasapoğlu, “Bazı mahfiller gençlerimizi geçmişte istismar ettiler ama bundan sonraki süreçte bu tür işbirlikleriyle onlara hiçbir istismar alanı bırakmayacağımıza inanıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımızın önemli miktarda bir personel sayısı var” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da protokol kapsamında öğrenci yurtlarındaki manevi danışmanlık ve din eğitimi hizmetleri sunumunu güçlendireceğini belirtti. Erbaş, “Gençlik ve Spor Bakanlığımızca açılan bütün yaz kamplarının maneviyat istasyonlarında hocalarımızı görevlendirmekteyiz. Şu an itibarıyla 711 hocamız, KYK öğrenci yurtlarında gençlere manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunmak üzere görevlendirilmiştir” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’Lİ VEKIL KUZENINI DAIRE BAŞKANI YAPTI AKP Çankırı Milletvekili Salim Çivitçioğlu’nun Çankırı Defterdarlığı’nda çalışan kuzeni Osman Çivitçioğlu, bulunduğu kurumdan ayrıldı ve Çankırı Karatekin Üniversitesi’ne daire başkanı olarak atandı. İddiaya göre, söz konusu atama AKP’li Çivitçioğlu’nun Karatekin Üniversitesi Rektörü Hasan Ayrancı’ya kuzeninin daire başkanı olarak atanması yönünde telkinlerde bulunması sonuncunda gerçekleşti. Kuzen Çivitçioğlu’nun Çankırı Defterdarlığı’nda memur olarak görev yaparken Karatekin Üniversitesi’ne daire başkanı olarak atanması yurttaşların tepkisine neden oldu. l İç Politika ZEHRA ÖZDİLEK Uluslararası makaleleri derleyen “Scopus & Web Of Science Veri Tabanı Atıflar” istatiğine göre Türkiye’deki 68 üniversite rektörünün uluslararası akademik yayını bulunmuyor. İstatistikleri değerlendiren Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı’nın (UniAr) kurucularından Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Karadağ, “Bu rektörlerin hayatı boyunca sıfır yayını var. Yayınlarını Türkiye’de yapmışlar. Burada atıflara dikkat etmek lazım; 71 rektörümüz hayatları boyunca yaptıkları hayatlarındaki araştırmalardan sıfır atıf alıyorlar. Yani Edirne’yi çıktıktan sonra kimse tanımıyor bunları. Bu rakamlar genel anlamda Türkiye’deki akademinin çöküşüyle ilgili bir durumdur” dedi. Sadece rektörleri suçlamanın yanlış olduğunu belirten Karadağ, akademinin genel durumunun aynı halde olduğunu söyledi. Karadağ, “Burada atıflara dikkat etmek lazım 71 rektörümüz hayatlarındaki yaptıkları araştırmalardan sıfır atıf alıyorlar. Verdiğimiz rakamlar bu rektörlerin akademik hayatları boyunca uluslararası çalışmaları. Yani sadece rektör olduktan sonraki çalışmaları değil. Yıkılıyoruz yani. Sadece rektörleri suçlamak da yanlış. Akademinin genel hali bu. Üniversite sıralamalarında da ilk 500’ün içinden çıktık. Sonuçta üniversitelerdeki akademik yayın performansı düşünce, bu yöneticelere de yansıyor. Akademik performansı düşmüş kişilerin içinden rektör seçiliyor. En önemli vurgu burada şu: Üniversitelerin rektörlerinin akademik performanslarıyla üniversiteleri arasında muazzam bir korelasyon var. Örneğin bir üniversite ilk 500’e giriyorsa o üniversitenin akademik performansı daha yüksek. Üzüm üzüme bakarak kararıyor. Buradaki asıl üzüm üniversite rektörü de ‘ÖĞRENCI DOSTU DEĞILLER’ Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı’nın (UniAr) 123 devlet ve 65 vakıf olmak üzere 188 üniversitede öğrenim gören 35 binin üzerinde öğrenciden veri toplayarak hazırladığı “Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması” üniversitelerin durumunu ortaya koydu. Araştırmada, “Ne yazık ki Türkiye’de işi sadece reklam ve PR çalışmalarıyla öğrenci çekmeye odaklanan, öğrenciye odaklanmak yerine patronlarının gözünü boyayan çok sayıda vakıf üniversitesi bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi. Araştırmada, Türkiye’deki üniversitelerin en temel üç sorununun ötekileştirme, kurumsal eşbiçimlilik ve lider odaklılık olduğu belirtildi. Araştırmada, “Üniversitelerin işleyişleri öğrenci odaklı değildir. Üniversite yönetimleri öğrenci dostu değildir” bulgularına yer verildi. ğil, rektör üniversiteyi dönüştürüyor. Pozitif dönüştürenlerde var tabii” ifadelerini kullandı. ‘Siyasi vesayet var’ Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise üniversitelerde rektörlük seçiminin kaldırılıp tamamiyle Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının siyasi vesayetin üniversiteler üzerinde uygulanan bir yöntem olduğunu belirtti. Kendi zihniyetlerinde olan rektörleri atadıklarını dile getiren Yeşildere atamalarda liyakate bakılmadığını söyledi. Yeşildere, “Dünya bilim sıralamasında Türkiye giderek geriliyor. Üniversitelerde siyasi vesayet var, dini vesayetinde yavaş yavaş yerleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla bilimin özgürce yapılması söz konusu değil. Ayrıca gerçek bilim insanlarıda KHK’lerle işlerinden uzaklaştırıldılar” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle