18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1310 ARALIK 2019 SALI ‘Görülmüştür’ filmine Atina’dan ödül Filmin başrollerini Berkay Ateş ve Saadet Işıl Aksoy paylaşıyor. Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen 32. Avrupa Sinema Panoraması Festivali’nde Serhat Karaaslan’ın yönettiği, başrolünde Berkay Ateş ve Saadet Işıl Aksoy’un olduğu “Görülmüştür” filmi, iki ayrı jüri tarafından ödüle değer görüldü. Ödüllerden biri, festivalin tek uluslararası jürisinin verdiği FIPRESCI Ödülü, diğeri Yunan sinema profesyonellerinin verdiği Panorama Ödülü oldu. Film daha önce de, Çek Cumhuriyeti’nde Karlovy Vary Festivali’nde Feodora Ödülü’nü, İstanbul’da En İyi Senaryo (Serhat Ka raaslan) ve Kurgu (Ali Ağa) ödüllerini, Adana’da ise En İyi Kurgu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Füsun Demirel) ödüllerini kazanmıştı. Filmde, Zakir, cezaevinde mektup okuma komisyonunda görevli bir infaz memurudur. Hayatını cezaevinde mahkumlara gelen mektupları okumak ve sansürlemekle geçirmektedir. Her gelen ve giden mektup önce onun kontrolünden geçer. Mektuplarda yazılanlar cezaevi protokolüne göre bir sorun teşkil etmediği takdirde sahibine ulaşabilir. Mektuplardan birinden çıkan bir fotoğraf Zakir’in dik katini çeker. Fotoğraf, Selma adındaki genç ve güzel bir kadına aittir. Genç adam çok etkilendiği bu fotoğrafı çalmaya karar verir. Ancak bir süre sonra olay basit bir hırsızlık olarak kalmaz. Selma zamanla Zakir için bir takıntı haline gelmeye başlar. Geçen hafta sona eren 30. Singapur Uluslararası Film Festivali Ana Yarışması’nda da Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen “Görülmüştür”, 613 Aralık arasında Hindistan’ta düzenlenecek olan 24. Kerala Uluslararası Film Festivali’nin açılış filmi olacak. Nobel Edebiyat Ödülü bugün veriliyor, ödülün sahibi Handke ile ilgili tartışmalar ise sürüyor NOBEL TARTIŞMASI: Fikir mi? Edebiyat mı? Nobel Edebiyat Ödülü, bugün İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılacak törenle Peter Handke’ye verilecek. Handke’ye Yugoslavya İç Savaşı sırasında Sırp güçlerinin yanında yer aldığı, Srebrenitsa soykırımını inkâr ettiği ve savaş suçlarından sorumlu tutulan eski Sırbistan lideri Slobodan Miloseviç’e destek verdiği gerekçesiyAYÇA le tepki gösteriliyor. Peter HAN Handke, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenecek ödül töreni öncesi kendisine yöneltilen eleştirilere “Ben fikirleri değil edebiyatı seviyorum, fikirlerden nefret ediyorum” sözleriyle yanıt verdi. Nobel Komitesi Başkanı Anders Olsson ise eleştirilerle ilgili “Amaç, olağanüstü edebi eserlerini kutlamak, kendisini değil” dedi. ‘Ödül geri alınmalı’ Türkiye Yazarlar Sendikası, Nobel Edebiyat Ödülü’nün Peter Handke’ye verilmesini şiddetle kınadıklarını ve TÜRKİYE KATILMIYOR Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Hakkı Emre Yunt, ödül törenine katılmayacağını açıkladı. Törene davetli olduğunu söyleyen Yunt, töreni boykot edeceğini söyledi. ödülün geri alınması gerektiğini vurguladıkları açıklamasında, ödülün eserlere değil yazarlara verildiğini ifade etti: “Bir Nobel Edebiyat Ödülü daha, yazarların kişisel ideolojik tutumu ile eserleri arasındaki ilişkinin niteliği açısından bitirilememiş tartışmaları getirip önümüze koydu. Yazarın dünya görüşünün eserlerin niteliğini belirleyen tek ölçüt olmadığını biliyoruz, ancak bu ödülün eserlere değil yazar Peter Handke lara verildiğini de biliyoruz. Bu anlamda; Peter Handke’nin, “Dünyanın gözü önünde yaşanmış bir insanlık katliamının birinci dereceden sorumlusu olan kişiyi destekleyen açıklamaları göz ardı edilemez” diyoruz. Yine diyoruz ki, “Yazarların dünya görüşleri ne olursa olsun edebiyat, emperyalist savaşların karşısında olmalı, insanlar, halklar arasındaki savaşlardan yana değil barıştan yana tavır almalıdır.” ÖZDEMIR İNCE: İyi bir yazar, ama... Cumhuriyet yazarı Özdemir İnce son 56 yıldır, 2014 yılı Nobel edebiyat Ödülü alan Patrick Modiano’dan bu yana verilen bütün ödüllerin ‘tırı vırı’ olduğunu belirtti. Nobel’in dünyanın hiçbir yerinde tereddüt yaratmayacak şekilde verilmesi gerektiğini ifade eden İnce, şunları söyledi: “Peter Handke bir kere iyi bir yazar, onu söyleyeyim. Yugoslavya iç savaşında da Sırpları tutmuş, bu ahlaki açıdan iyi değil. Eğer Nobel Ödülü’nü verenler, yazarın ahlaki konumuna önem vermiyor da sadece yazarlığına önem veriyorsa, bu tuhaf bir şey olur. Handke denen adamın ‘Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi’ diye bir kitabı vardır, ondan itibaren bu adam kaliteli bir yazar. Sonra bu Sırp Savaşı sırasında sapıtmıştır, niye sapıtmıştır? Bir kıza âşıktır meselâ... Netice itibarıyla Nobel hem toplumsal, hem de politik ahlakı hesaba katmıyorsa bunun sorgulanması gerekir. Zaten bu gürültü patırtı da politik ahlak meselesi yüzünden çıkıyor. Hem Nobel’i verenlere hem de adamın kendisine yazık.” MINE SÖĞÜT: ‘Hak eden, reddedecek olandır’ Cumhuriyet yazarı Mine Söğüt ödülü hak eden tek yazarın Nobel’i reddedecek olan yazar olduğunu belirttiği açıklamasında, şu ifadelere yer verdi: “Eğer niyetimiz insanlığı ödüllerle terbiye etmekse, ödülü sadece antimilitarist yazarlara vermek gerekir. Hangi savaşın haklı, hangi savaşın haksız, neyin soykırım neyin kardeş katli olduğunu tartışmaya tenezzül etmeksizin, her türlü savaşa, legal ya da illegal orduya, sistemi ayakta tutan meyerek başlayabiliriz işe. Yok eğer tek sorunumuz Peter Handke özelinde ‘Bosna soykırımı’nda yanlış tarafta olma meselesiyse, Nobel ödüllerinin silah taciri bir kimyager adına kurulmuş bir vakıf tarafından verildiğini göz ardı ederken çalıştırdığımız beyin kaslarımı silah ekonomisine, kirli devlet zı şimdi neden çalıştırmadığı politikalarına, ekonomik ahlaksızlıklara, türlü sömürü modellerine topyekun karşı çıkmayan hiç kimseyi ödüllere layık gör mızı sorgulamamız gerekir. Nihayetinde yeryüzünde ödül hakeden tek yazar zaten Nobel’i reddecek olandır.” ‘UTANÇ VERICI BIR DURUM!’ Uluslararası PEN Derneği Türkiye Başkanı ve Cumhuriyet yazarı Zeynep Oral ise, seçimin tartışılacak bir yanının olmadığını söyledi. Ödülün Handke’ye verilmesinin rezillik olduğunu söyleyen Oral, “Nobel ödülü, edebiyat alanında özellikle geniş kitlelere ulaşmakta önemi olan bir seçim. Her seçimde olduğu gibi sonucu beğenirsiniz, beğenmezsiniz, tartışırsınız, eleştirirsiniz o başka... Ama bu kez bu seçimin tartışılacak bir yanı yok! Bence bu seçim bir rezillik, utanç verici bir durum! Nobel seçicileri, uygar bilinen Avrupa’nın göbeğinde yaşanan bir vahşete arka çıkmış, bu vahşeti savunmuş bir yazarı Peter Handke’yi seçerek tüm edebiyat dünyasını aşağılamıştır. Neymiş “dilbilimsel hüner”miş... Bence bir yazarın en önemli hüneri her şeyden önce insan yaşamına, insan onuruna saygı duymaktır. Hele hele yaşadığımız şu karanlık şiddet günlerinde, geniş kitleleri etkileyebilecek seslere; zulmü değil hakkaniyeti, adilliği, ; kötülüğü, kini değil vicdanı yüceltecek yazarlara bunca gereksinimiz varken... Kaldı ki edebi açıdan Peter Hanke’den çok önce bu ödülü hak etmiş yazarlar hala hayattayken... Örneğin Kundera gibi bir romancı; Adonis gibi bir şair, Arthur Domoslawski gibi bir gazeteci / araştırmacı yazar varken...” dedi. Zeynep Oral Kastamonu Kadın Mitingi Komitesi Üyeleri. (10 Aralık 1919) İlk KADIN mitingi 100 yaşında Kastamonu’da 3 bin kadının katılımı ile Anadolu işgalini protesto etmek için yapılan ve Türkiye’nin ilk kadın mitingi olarak anılan “Kastamonu Kadın Mitingi” 100 yaşında. 10 aralık 1919 tarihinde düzenlenen mitingin yıldönümü, Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi (DMKI) tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. “Kastamonu’dan Dünyaya Açılan Kadın Ufku” üst başlığı ile düzenlenen etkinlikler kapsamında Kastamonu Saray Hamamı Kültür ve Sanat Merkezi’nde “Milli Mücadele ve Kastamonu / Kastamonu’dan Dünyaya Açılan Kadın Ufku” başlıklı sergi dün açıldı. Küratörlüğünü İzzeddin Çalışlar’ın, proje tasarımını ise Cubis Art İstanbul’un üstlendiği sergi 10 Ocak 2020 tarihine kadar açık olacak. İstanbul’da ise, 14 Aralık’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Pelin Batu’nun sunuculuğunu üstleneceği özel bir gala gecesi düzenlenecek. Kastamonu Kadın Mitingi’nin 100. yılı onuruna besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı’nın bestelediği senfonik eserin prömiyerinin yapılacağı gecede Nemeth Quartet solist olarak sahne alacak. Etkinlikler, 18 Aralık 2019’da Tarih Vakfı işbirliğiyle düzenlenecek panel ile devam edecek. Panelde Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne feminizmin tarihi, Milli Mücadele döneminde kadın ve Kastamonu Kadın Mitingi ana başlıkları ele alınacak. Kadını dünyaya sığdıramadılar Küçücük bir odaya bir sürü eşyayı, Minicik kavanozlara renk renk reçelleri, Bir su bardağına denizi, Kol çantasına eczaneyi, bijuteriyi, aile resimlerini... Bir ruhuna geceyi sığdırır, Bir elbiseye anıyı, bir şarkıya hıçkırıklarını, Bir bakışa şehveti, bir dokunuşa şefkati.... Bir yürüyüşe umursamazlığı, bir dudak büküşe dayanılmazlığı, bir gülüşe unutulmazlığı..... Bir sigaraya efkârını, bir kahveye sırlarını ,bir susuşa çığlıklarını...... Bir erkeği bir ömür kalbine ve yatağına sığdırır, bir bebeği karnına ve tüm hayatına...... Kadın isterse her şeyi sığdırır da bir kendi sığmaz, sığdırılamaz nedense şu koca dünyaya..... Özdemir Asaf
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle