Katalog

HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 37 KASIM 2019 PERŞEMBE ŞULE ÇET DAVASI Delil karartmışTutuklu sanık Berk Akand’ın telefon kayıtları temizlenmiş Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Şule Çet davası dosyası na, tutuklu sanık Berk Akand’ın telefonuna ait bilirkişi rapo ru girdi. Akand’ın Emniyet’e verdiği te lefonuna ait incele me raporuna göre, Alican uludağ telefonda 7 bin 93 adet resim ve 387 adet video dosyası bulunduğu, ancak olayın yaşan dığı Yelken Plaza ile ilgili her hangi bir resim ve video dosya sına ulaşılamadığı kaydedildi. Raporun sonuç kısmında “Mo bil cihazların inceleme işlemle rinde 28 Mayıs 201830 Mayıs 2018 tarihleri arasında kovuş turma konusu ile ilgili SMS, ara ma/aranma kayıtları, WhatsApp sohbet ve aranma içeriklerinin bulunmaması, bu tarih aralığı nın mobil cihazlardan silindi ği veya belirtilen tarih aralığın da farklı bir mobil cihazın kul lanımından kaynaklanabilece ği değerlendirilmiştir” denildi. Çet ailesinin avukatı Onur Ta tar, sanık Berk Akand’ın mah kemeye farklı bir marka telefon teslim ettiğini vurguladı. Ölüm listesi gelmiş Öte yandan Akand’ın telefonuna 29 Mayıs 2018 akşamında bir arkadaşı tarafından Ölüm Bildirim Listesi (OBS) geldiği ortaya çıktı. Avukat Tatar, “Bu liste, Ankara ilinde o tarihte kimlerin neden öldüğüne ilişkin bir liste. Savcılar ve Adli Tıp görevlileri dahi ölenlerin tümüne ulaşamıyor. Bu durum, sanığın, Şule Çet’in ölümünün Emniyet’e nasıl yansıdığını öğrenmeye çalıştığını göstermektedir” değerlendirmesini yaptı. Şule Çet (23), plazanın 20. katında, 28 Mayıs’ta şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmişti. l ANKARA Fatih’te bir evde 4 kardeş ölü bulundu. Ölümlerin ACI HAYATardından yoksulluk ve çaresizlik çıktı. İstanbul Fatih’te bir evde 2’si kadın 4 kardeş ölü bulundu. Evin kapısında “Dikkat siyanür var, polisi arayın” notu bırakan kardeşlerin intihar ettiği belirtilirken mahalle esnafı, “Çok güzel insanlardır. Parasızlıktan böyle bir şey yaptılar. Maaşına haciz koyulursa, kirayı veremezse ne olur?” dedi. Özel kıyafetle eve giren ekipler, Cüneyt Yetişkin (48), Oya Yetişkin (54), Kamuran Yetişkin (60) ve Yaşar Yetişkin’in (56) cansız bedeniyle karşılaştı. BEDAŞ elektrikleri kesti Polis ekiplerinin incelemeyi tamamlamasının ardından Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) ekipleri elektriği kesti. Dairenin 2 aylık elektrik faturası borcu 607.16 liraydı. Kardeşlerin alışveriş yaptığı bakkalın sahibi Yusuf Deniz, en son cumartesi müzik öğretmeni olan Oya Yetişkin’in kendisinden alışveriş yaptığını belirterek “15 senedir tanıyorum. 4’ü de bekârdı. Maddi sıkıntıları vardı. Başka kimseleri yoktu. Kardeşlerden biri müzik öğretmeniydi, diğeri kuryelik yapıyordu. Bana ‘Maaşıma haciz koydular’ dedi” diye konuştu. Cesetlere yapılan ön otopside kardeşlerin, siyanür içerek intihar ettikleri ortaya çıktı. Olaya ilişkin yapılan incelemelerde yeni bir bulguya rastlandı. Kardeşlerden Oya Yetişkin’in diğerlerinden daha sonra öldüğü belirlendi, bu nedenle önce kardeşlerine meyve suyu içinde siyanür verdiği sonra kendisinin içtiği iddia edildi. Ayrıca “Dikkat siyanür var” notunun da Oya Yetişkin tarafından yazılmış olabileceği öne sürüldü. Eve giren polis memurlarından ikisinin içerideki “siyanür” kokusundan etkilendikleri iddia edildi. Aileden borç kalmış Annebabalarının ölümünün ardından yüklü miktarda borç kaldığı öğrenilen kardeşlerin bu nedenle bir süredir sıkıntıda oldukları öne sürüldü. Birinci derece akrabaları olmadığı belirlenen kardeşlerin teşhisini ise arkadaşları ile mahalle bakkalı yaptı. Kamuran Yetişkin’in obezite, Yaşar Yetişkin’in ise sara hastası olduğu öğrenildi. l Haber Merkezi Bir devlet bankasını daha bekleyen tehlike “Ah şimdi düşecek, düştü düşecek” diyorsunuz. Kalkıp elinden tutmuyorsunuz. Sonunda çocuk düşüyor. Şahsi çıkarlarını din ile perdeleyenlere terk edilince, ülkemizin kurumlarının dizleri paramparça oluyor. Sonra biz kimi TSK’yi, kimi Halkbank’ı, kimi mahkemeleri tartışıyoruz. Şimdi ise sırada VakıfBank var. Bu köşede daha önce iki kez okudunuz. Nakşibendi tarikatının Kuzey Kıbrıs’taki bankası Mondial’e açılan dolandırıcılık davasını anlatmıştım. Binasında Şeyh Nazım denilen tarikat liderinin asılı olduğu banka, aslında Faisal İslam Bankası’nın kurduğu bir yan işletmeydi. Off shore denilen sistemle, müşterilerine vergiden bürokrasiye bir dizi kolaylık sağlıyordu. Kıbrıs’tan Malezya’ya uzanan Nakşibendilik ağının ortasında bulunuyordu. Kriz bir finansal işlemle başladı. Brezilya’da ilaç ve kimya sektöründe tekel olan Cristalia şirketinin iştiraki olan Edgeworth’un 35 milyon doları bankada takılıp kalmıştı. Parasını hesabından çekemeyen şirket, banka ile mahkemelik oldu. Yetmedi, Brezilya devleti ile iyi ilişkileri sayesinde Cristalia’nın durumu diplomatik alana da taşındı. Brezilya hükümeti, ülkeyi ziyaret edecek Cumhurbaşkanı Erdoğan için yaşananları anlatan bir dosya hazırlarken, Brezilya Dışişleri Bakanlığı da Büyükelçilik eliyle Türkiye’deki kurumlarla bir dizi görüşme yapmıştı. Meselenin Türkiye’yi ilgilendiren bir tarafı daha vardı. O da Kıbrıs’ın hukuki durumu nedeniyle Mondial Bank’ın VakıfBank’ta açtığı hesap üzerinden para transferi yapmasıydı. Aylar sonra yazdıklarımı açıp okudum. 6 ay önceki yazı şöyle bitiyordu: “Nakşibendiliğe yaslanarak büyüyen banka, VakıfBank gibi Türk bankalarını aracı olarak kullanarak faaliyet yürütüyor. Bu da Türk bankacılık sistemini Zarrab olayındaki gibi tartışılır hale getiriyor. Umarım tarikatların zenginleşmesinin bedelini yine ülkemiz ödemez.” Brezilyalılar VakıfBank’ı şikâyet etti Neler oldu acaba diye merak ettim. Brezilya Büyükelçisi Eduardo Gradilone’ye “6 ayda neler oldu” diye sordum. Gradilone, bana geç yanıt verdi. Sebebini şöyle açıklıyordu: “Geçen hafta Brezilya’da Dışişleri Bakanlığı’ndaki üstlerim ile Cristália konusunda yaptığım görüşmelerden sonra cevap vermek istedim. Aynı zamanda, şirket tarafından OECD’ye VakıfBank aleyhine resmi olarak şikâyet sunulmasını bekliyordum.” “Cristália / Edgeworth, Brezilya hükümeti için stratejik bir öncelik olan Kamu Sağlık Sistemi’ne ilaç sağlamak için Brezilya Federal Hükümeti ile önemli bir ortaklığa sahip” diyerek kendilerinin meselenin üzerine neden düştüğünü anlatan Gradilone, VakıfBank’ın Mondial için aracı banka olduğunu hatırlattı. Dışişleri Bakanlığı ve Merkez Bankası ile görüşmelerinden sonuç alamadıklarını söyleyen Gradilone, attıkları yeni adımı şöyle anlattı: “Mesele Brezilya’nın sosyal ve sağlık politikalarıyla o kadar alakalı ki, birkaç hafta önce Brezilya Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki üst düzey bir toplantıda tartışıldı. Türkiye’nin de taraf olduğu OECD ‘Çokuluslu İşletmeler İçin Yönergeler’ çerçevesinde harekete geçme kararı alındı. Bu amaçla bir 4 Ekim’de Cristália tarafından OECD’ye başvuru sunuldu. Dahası, Cristalia’nın VakıfBank aleyhine hukuka ve uluslararası bankacılık kurallarına aykırı hareket ve işlemlerine karşı tazminat talebiyle İstanbul Ticaret Mahkemeleri huzurunda yasal işlem başlattığını öğrendim.” Büyükelçi’nin anlattığına göre Brezilya devleti destekli şirket, VakıfBank’ı Türkiye’nin de parçası olduğu OECD’ye (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) şikâyet etmişti. OECD dosyasında ne var? Türk mahkemelerinde açılan davayı adliyeden doğruladım. Öte yandan Büyükelçi’nin açıklamaları üzerine Cristália / Edgeworth ile görüşerek OECD başvurusunda VakıfBank’ı ne ile suçladıklarını sordum. Şirket OECD’ye verdikleri dilekçenin bir bölümünü benimle paylaştı. Şunlar yazıyordu: “Vakıflar Bankası’nın İhlalleri; EdgeworthCristalia şirketinin KKTC Mondial Bank nezdinde açılmış hesabına transfer edilmesi talimatına rağmen, parayı, uluslararası para transferi kurallarına uymaksızın bizzat kendi müşterisinin hesabına transfer ederek ‘yanıltma’ Para transferinin bu şekilde gerçekleştirildiği yönünde hiçbir bilgilendirme yapmayarak ‘bilgilendirmeme’ Mondial Bank’ın kendisi nezdinde açılmış bu hesaba geçen para ile alakalı iletilen talimata aykırı hareket etme riski açısından EdgeworthCristalia şirketini aydınlatmayarak ‘ihmal’ Bizzat aracı olduğu faaliyet ile (Mondial Bank’a kendi nezdinde açtığı hesap ile uluslararası bankacılık faaliyetinde bulundurmak) müşterisinin menfaatına aykırı hareket edilmesi imkânını yaratarak ‘aldatma’ ve ‘yanıltma’ KKTC Mondial Bank’ın EdgeworthCristalia şirketinin menfaatına aykırı işlemleri yapmaması yönünde gerekli önlemleri almayarak ‘ihmal’.” OECD, önümüzdeki dönemde VakıfBank için verilen dosyayı inceleyecek. Belki de kamu bankası olan VakıfBank, tarikatın günahları nedeniyle yaptırıma uğrayacak. 6 ay önce uyardığımız, “geliyor” dediğimiz her şey olmuş görünüyor. Tarikat şeyhleri zenginleşsin diye bütün ülkeye ödetilen bedel biraz fazla değil mi?  SIFIR ATIK PROJESİNİN EN ÖNEMLİ PAYDAŞI OLAN ATIK KAĞIT GERİ DÖNÜŞÜM SANAYİCİLERİ OLARAK HER YIL YAKLAŞIK BUGÜN ÜRETİM İÇİN 4.3 MİLYON TON ATIK KAĞIDA İHTİYAÇ DUYUYORUZ. 2023 HEDEFİMİZ 6 MİLYON TON ÜRETİM KAPASİTESİDİR. ÜLKE İÇİNDEN SADECE 3.2 MİLYON TON ATIK KAĞIT TEMİN EDEBİLİYORUZ. İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ HAM MADDENİN KALANINI İTHALAT YOLUYLA KARŞILIYORUZ. İTHAL ETTİĞİMİZ ATIK KAĞITTAN DAHA FAZLASINI MAMUL OLARAK İHRAÇ EDİYORUZ. SOKAK TOPLAYICILARI DAHİL 1 MİLYONDAN FAZLA İNSANA DOĞRUDAN VE DOLAYLI İSTİHDAM SAĞLIYORUZ. AVRUPALI KAĞIT ÜRETİCİSİ HAM MADDEYİ 35 €’DAN TEMİN EDERKEN, BİZ 100 €’YA MAL EDİYORUZ. DÜNYA İLE ENTEGRE OLAN SEKTÖRÜMÜZ ARTAN ENERJİ, İŞÇİLİK, HAM MADDE MALİYETLERİ YANINDA AZALAN TALEP VE DÜNYADA YAŞANAN EKONOMİK DARALMADAN OLUMSUZ ETKİLENİYOR. OLUKLU MUKAVVA TOPLAMA ORANI %80 OLDUĞU HALDE, HAM MADDE YETERSİZLİĞİNDEN DOLAYI İTHALAT YOLUNA GİDEN KAĞIT SANAYİİ; ATIK KAĞIT İTHALATINA HERHANGİ BİR EK MALİYETİ KALDIRACAK DURUMDA DEĞİLDİR. ATIK KAĞIT İTHALATI ÖNÜNE EK BİR MALİYET GETİRİLMESİ HALİNDE, KAĞIT SANAYİİNDE ÇARKLAR DURACAK VE İHRACAT ODAKLI ÇALIŞAN SEKTÖR, KAPASİTESİNİ DÜŞÜRMEK VE YENİ YATIRIMLARDAN VAZGEÇMEK ZORUNDA KALACAKTIR. UNUTMAYIN! KAĞIT SANAYİİ ÇÖP İTHAL ETMİYOR. BASINDA ÇIKAN ÇÖP İTHALATI HABERLERİNİN MUHATABI DEĞİLDİR. KAĞIT; PLASTİK DEĞİLDİR, AYNI KATEGORİDE DEĞERLENDİRİLEMEZ. ATIK KAĞIT; ÇÖP DEĞİL, HAM MADDEMİZDİR, ÇEVRE DOSTUDUR, DOĞADA KOLAYCA ÇÖZÜNÜR. KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULUR.