25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ 96 KASIM 2019 ÇARŞAMBA Yüksek mahkeme, Van’da askerlere verilen takipsizlik kararını kaldırdı AYM’den dur ihtarı kararı ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi (AYM), güvenlik güçlerinin “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle kaçan araçlara ateş açmasıyla ilgili içtihat niteliğinde bir değerlendirme yaptı. AYM, İran sınırında kaçakçı olduğu düşünülerek dur ihtarı yapılan ve buna karşın kaçan kamyonete ateş edilmesi, içerisinde 10 yaşındaki çocuğun atılan taşla yaralanması olayında askerlere verilen takipsizlik kararını kaldırdı. Van’ın Çaldıran ilçesinde bulunan Yavuz Selim Hudut Karakolu’nda görevli askerler, 15 Eylül 2011’de, saat 03.00 sıralarında, askeri yasak bölgede bir kamyonet ile bir minibüse kaçak eşya yüklendiğini tespit etti. Askerleri fark eden kaçakçılar, bölgeden uzaklaşırken içlerinden bi İran sınırında, dur ihtarına uymayanlara ateş açılması davasında AYM, içtihat niteliğinde bir karar verdi: “Yaşadığı köye giden kişinin yaşamını tehlikeye düşürmeyen başka önlemlerle yakalanması mümkün.” risi av tüfeği ile ateş açtı. Kamyonetin Sarıçimen köyüne doğru kaçmaya başladığını gören askerler, diğer karakoldaki askerlere haber verdi. Saat 04.00 sıralarında ise komşusunun kaybolan koyunlarını aramak için dışarı çıktığını savunan Nezir Depren’in kullandığı ve içinde 10 yaşındaki yeğeni A.D.’nin olduğu kamyonet, köye doğru giderken askerler tarafından durdurulmak istendi. Kamyonet durmayınca, keskin nişancı tüfeği ile ateş edildi, askerlerin attığı bir taş ise camı kırarak çocuğun başına çarptı. A.D., bu nedenle baygınlık geçirdi. Kamyonet, köye doğru yo luna devam etti. Depren’in şikâyeti üzerine açılan soruşturmada askeri savcılık, 12 asker için takipsizlik kararı verdi. Kamyonetten askerlere ateş açıldığı savunulan kararda, askerlerin silah kullanma yetkisine başvurulduğu belirtildi. Dosya yeniden açıldı AYM ise Depren’in başvurusu üzerine soruşturmanın eksik yapıldığına karar verdi. AYM, kapatılan soruşturma dosyasının yeniden açılmasına ve başvurucuya 36 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kararda, olayı aydınlatabilecek ve sorumlu ların tespitine yarayabilecek bütün delillerin toplanmadığı, soruşturmanın makul bir özenle yürütülmediği vurgulandı. Başvurucunun işlediği düşünülen kaçakçılık suçunun, başkalarının hayatı veya vücut bütünlükleri yönünden tehlike doğurmadığının dikkate alındığını belirten AYM, “Bu durumda dur ihtarına uymasa bile yaşadığı köye doğru giden başvurucunun yaşamını tehlikeye düşürmeyen başka tedbirlerle de yakalanmasının mümkün olup olmadığı hususları değerlendirilmemiş, yalnızca olaya karışan askerlerce tutulan tutanaklar ve bu tutanaklar doğrultusunda verilen beyanlar nazara alınmıştır. Bu itibarla soruşturmada varılan sonucun elde edilen tüm delillerin kapsamlı, nesnel ve tarafsız bir analize dayandığını söylemek mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA ‘Bunlar adaletin çetesi’FETÖ sanığı işadamı, ‘Erdoğan’ın avukatı Tamince’yi beraat ettirdim dedi’ iddiasında bulundu Tutuksuz sanık Cömertoğlu, duruşmada, “Ahmet Özel beni tehdit etti. ‘Ömer Gür’e beraat alan benim, Fettah Tamince’ye beraat (takipsizlik) alan benim’ dedi. Ben size sığındım, yani adaletinize sığındım” ifadelerini kullandı. Antalya’da Delphin oteller zinciri ortaklarının FETÖ üyesi olmak suçundan yargılandığı davada “FE TÖ borsası” iddiasında bulunuldu. Sanık işadamı Ufuk Cö mertoğlu, Cumhurbaş kanı Erdoğan’ın avuka tı Ahmet Özel’in kendi Alican uludağ sini tehdit ettiğini öne sürerek “Senin dedi ‘hâkimini değiştiririm, sana gerekli cezayı veririm, siz bu çocuklardan ayrılacaksınız, bunla ra malın fazlasını vereceksiniz’ de di. Yani bir kumpas kurdular bize. ‘Ömer Gür’e beraat alan benim, Fet tah Tamince’ye beraat alan benim.’ Evet, yani ben ne yapayım efendim. Adaletin çetesi bunlar” dedi. Antalya Cumhuriyet Başsavcılı ğı tarafından yürütülen soruştur ma kapsamında AlperMine Cö mertoğlu çifti ile Ufuk ve Egemen Cömertoğlu’na FETÖ üyesi olmak suçundan dava açılmıştı. Davanın son duruşması, 14 Ekim’de Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görül dü. Tutuksuz sanık Ufuk Cömertoğ lu, şu iddialarda bulundu: n Biz Nereden FETÖ’cü oluyoruz, nasıl oluyoruz biz yargılanıyoruz, divan duruyor yani. İnanın sayın başkanım, yani benim, mümkün de ğil, Türkiye’de herkese sorun, her kes gülüyor. “Abi sizden FETÖ”cü olur mu” diyor. İşadamıyım, heli kopterim var, geliyorlardı. Musta fa Köse’si, Menderes Türel’i, diğer Dışişleri Bakanı, benim helikopte ri kullanıyorlardı seçim zamanında. Mustafa Köse’yi bana gönderdi, dedi ki “Abi şu şu şu spor kulüplerinin borcu var.” Elden para verdim. Başı mıza bu iş gelince hepsi kayboldu. n Ailece bizim FETÖ ile işimiz yoktur. Yalnız şunu çok iyi biliyo rum Kürşat denen bir tane avukat var, ahlaksız. Eskiden benim avuka tımdı. Şimdi Tolga Cömertoğlu’nun avukatı. Bu adliyede Kürşat (Ahmet Kürşat Köhle), bir savcı var, Gürkan (Gürkan Kütük), devamlı benim ote lime geliyor. Onunla yiyor, içiyor, yatıyor, kalkıyor. n Ee olur mu öyle şey, sonra bir tane de avukat var, Ahmet Özel. Be ni tehdit etti. Sayın Cumhurbaş kanımızın çok yakın arkadaşıy la gittim oraya, kendisi hacıdır. “Allah’a inanan insanım, gelirim her yerde ifade veririm, gerekirse Cumhurbaşkanı’na da çıkarız” de di. Beni tehdit etti. “Senin hâkimini değiştiririm, sana gerekli cezayı ve ririm, siz bu çocuklardan ayrılacak sınız, bunlara malın fazlasını ve receksiniz” dedi. Evet, arkadaşı mın yanında dedi ve şahidim de var. Tehdit etti. İhtar var, mahkemeye daha önce de oğlum çekti bununla ilgili. Efendim olmaz ki böyle. n Biz tırnaklarımızla yaptık. Kum pas kurdular bize. İstanbul’da, bera at da verdiler. “Beraat da alırım, se nin beraatını da alırım, ben hallede rim” dedi. “Çünkü, Ömer Gür’e bera at alan benim, Fettah Tamince’ye be raat (takipsizlik) alan benim.” Size sığındım, yani adaletinize sığındım. Çünkü bunlar mafya, çete olmuşlar. Adaletin çetesi bunlar. l ANKARA 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan ve cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurularak serbest bırakılan Nazlı Ilıcak’ı cezaevi çıkışında ailesi karşıladı. Altan ve Ilıcak’ın yaptıkları unutulmadı FETÖ’nün medya yapılanması davasında Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan hakkında cezaevinde kaldıkları süre göz önünde bulundurularak tahliye kararı, Mehmet Altan hakkında da beraat kararı verilmesine Balyoz kumpası mağdurları ile 15 Temmuz darbe girişimi sırasında eşi ve çocuğunu yitiren Nihal Olçok’tan sert tepki geldi. Balyoz kumpası mağduru Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Nazlı Ilıcak, Altan kardeşler ve diğerleri kılıçlarınızı sildiniz. Vicdanlarınızı pakladınız. İçinizi rahatlattınız mı? Ama bilin ki, siz rahatladınız diye adalet yerini bulmuş olmuyor” dedi. Eşi Erol ve oğlu Abdullah Tayyip’i 15 Temmuz darbe girişiminde yitiren Nihal Olçok da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu etiketleyerek “Bu hızla benim hapse girişimi görürsün, çünkü ibrelerin yönü değiştirildi. Belli mi olur, burası Türkiye! Dua edelim de şehitlere tazminat davası açılan ilk ülke olarak tarihe geçmeyelim. Makamınız âli olsun 15 Temmuz şehitleri” diye yazdı. Balyoz davası kumpası mağdurlarından emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da “Ah AKP’liler arasında atışma Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, tahliye kararının ardından Twitter’dan “Mehmet Altan beraat etti, çok güzel haber” diye yazınca eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, “Cumhurbaşkanımızın çevresinde danışman sıfatıyla bulunanların sözlerine dikkat etmeleri gerekir. Kişisel duygularınız ve düşünceleriniz bu kadar önemliyse resmi görevler üstlenmeyin kardeşim” tepkisini gösterdi. met Altan, hâlâ Balyoz’un darbe olduğuna inanıyormuş! Hurafeye inanan bir zavallıdan farkı ne acaba? İşlediği iddia edilen tartışmalı suçtan değil, işlediğini bildiğim Balyoz’daki insanlık suçundan yargılansaydı tahliyesine üzülürdüm. Yargının halleri insanı duygusuz kılıyor” dedi. Kurmay Albay Ali Türkşen de “Nazlı Ilıcak ilk iş olarak Peypırmun’da okul arkadaşlarıyla buluşup pahalı bir şarap eşliğinde hapishane anılarını yad etmezse hatırım kalır. Kartopunu da ilk kar yağdığında Ahmet Altan’la oynar artık. Bugün yarın başlarlar yine ekranlarda boy göstermeye. Adaletiniz batsın” ifadelerini kullandı. Emekli Oramiral Nusret Güner de “FETÖ’nün medya yapılanmasına, 810 yıl hapis cezası verdiler. Net 5 yıl hapis demek. Medya ile ülkenin canına okuyun, TSK aleyhine her türlü yalanı dolanı söy leyin, cami bombalayacaklar algısını bile yaratın; kaybederseniz alacağınız risk 5 yıl hapis” dedi. CHP’li vekiller ayrıştı Ergenekon kumpası mağduru CHP İzmir Milletvekili Teğmen Mehmet Ali Çelebi de tahliyelere ilişkin kumpas davalarında yaşamlarını yitirenleri anımsatarak “Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan tahliye olmuş... Bir süre cezaevinde yattılar. Sebep oldukları... Ali Tatar, Kuddusi Okkır, Türkan Saylan, Cem Çakmak, Soner Polat, Kaşif Kozinoğlu, Emcet Olcaytu, Murat Özenalp toprak altında yatmaya devam ediyor” diye yazdı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Haksızca, hukuksuzca yargılanıp cezalandırılan Ahmet Altan nihayet özgür. Şimdilik hepimize geçmiş olsun” diyerek tahliyeleri savundu. l İç Politika Eski generaller için yakalama kararı Ankara’da 5 ayrı FETÖ operasyonu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başkentte 5 ayrı FETÖ operasyonu düzenlendi. Başsavcılıktan yapılan bilgilendirmeye göre, 94 şüpheli hakkında ByLock kullandıkları gerekçesiyle gözaltı kararı alındı, 67 şüpheli yakalandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevden ayrılan 18 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarıldı, 14 kişi gözaltına alındı. Jandarma Komutanlığı’nda ise 4’ü emekli, 3’ü istifa etmiş, 2’si ihraç ve 8’i halen astsubay olarak görev yapan 17 kişiye operasyon düzenlendi. Aralarında Sağlık Bakanlığı ve hastanelerinde çalışanların da bulunduğu 14 şüpheliye yapılan operasyonda 11 kişi gözaltına alındı. 3’ü halen TÜBİTAK’ta çalışan, 1’i Savunma Sanayii Başkanlığı’nda görevde, 16’sı TÜBİTAK ile ilişiği kesilmiş 20 şüpheli için eşzamanlı operasyon yapıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin yönetildiği Akıncı Üssü’ndeki olaylara ilişkin davada, tahliye edilen eski sanık askerler için savcılığın itirazı üzerine tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, Akıncı Üssü’ndeki darbe faaliyetlerine ilişkin 480 sanığın yargılandığı davaya bakan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Ekim tarihinde yapılan duruşmada, olay tarihinde Eskişehir’deki Muharip Hava Kuvvet Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Suat Murat Temiz, Konya 3. Ana Jet Üs Eski Komutanı Tümgeneral Haluk Şahar, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hava Lojistik Komutanlığı Uçak Sistemleri Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Murat Yalçınel, Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Harekât Başkanı Albay Abdurrahman Arslan, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal’ın emir subaylığına vekâleten bakan sanık eski Yüzbaşı Temel Karagöz’ün tahliyesine karar verdi. Cumhuriyet Savcısı, söz konusu tahliye kararına itiraz etti. Bunun üzerine itiraz, bir üst mahkeme sıfatıyla Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi. 5 sanık için karar çıktı Mahkeme, 4 Kasım’da, “dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, suçun vasıf ve mahiyeti somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğu, sanıkların kaçma şüphesinin ve delilleri karartma şüphesinin bulunduğu yasada öngörülen cezanın üst sınırı, suçların CMK 100/3a maddesi kapsamında kalması, tutuklulukta geçirilen süre” gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verdi. Mahkeme, sanıklar Haluk Şahar, Suat Murat Temiz, Murat Yalçınel, Abdurrahman Arslan ve Temel Karagöz hakkında verilen tahliye kararını kaldırarak tutuklanmalarına yönelik yakalama çıkardı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan 5 isimle ilgili Akıncı Üssü davasında verilen mütalaada darbe suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti. l ANKARA Mesele ABD’ye gidipgitmemek değil! Erdoğan’ın ABD’ye gidip gitmeyeceği, içi boşaltılmış bir totoya döndü. AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları da henüz net bir hava alamadığı için açıkta kaldı, tavır koyamıyorlar.  Erdoğan dün öğle saatlerinde son bir değerlendirme yaptı: “Trump’la telefon görüşmesi yapacağım. Ondan sonra karar vereceğim!” Acaba bir seyahat garantisi mi söz konusu? Acaba Trump’ın, “Sen Türkiye aleyhine ne olursa olsun boşver, beraber duruma bakarız” deyip özel kapı açması mı isteniyor? Acaba telefonda, “Ne isterseniz veririz, yeter ki yeni bir cümle kurun” deyip buna dayalı bir gelişmeden sonra mı karar vermek istiyor? HHH “Acaba”ları bir kenara koyup gerçeklere bakalım... Geçen hafta da dile getirdiğimiz ABD Temsilciler Meclisi’ndeki iki ağır kararın üstüne bu haftaya yine iki ağır, kabul edilemez haberin yankısıyla başladık. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıkladığı yıllık olağan terör raporunda FETÖ’den, “Sürgündeki din adamı” diye söz ediliyor. FETÖ’yü terörist olarak görmüyorsanız neden yıllık terör raporunda adını geçiriyorsunuz? Bunun Türkiye’nin genel hassasiyetlerine yönelik bir karşı duruş olduğu, ABD açısından FETÖ’nün son kullanma tarihinin dolmadığı aşikâr. Bu durumda 15 Temmuz’un nasıl kurgulandığını başka yerlerde aramaya da gerek yok.  Raporda, Suriye’nin kuzeyindeki YPG yapılanmasından da “terör örgütü” olarak söz edilmiyor. İki yıl öncesine kadar, YPG ile ilgili bölümde en azından “Türkiye YPG’yi PKK uzantısı olarak görüyor” cümlesi yer alırdı. Artık buna da yer verilmiyor. Bu raporun üstüne Suriye’den de şu haber geldi: “ABD, YPG ile devriye geziyor!” Tabloya bakın: Türkiye ile Rusya ortak devriye yapıyor, ABD ile YPG... Rusya ile ABD “her konuda hemfikir”... Türkiye hem ABD hem Rusya ile ayrı ayrı mutabakatlar yaptı... Bu karmaşık ağdan güvenli bölge çıkmaz. HHH Bütün bu gelişmelerden sonra mesele, Erdoğan’ın ABD’ye gidip gitmemesi değildir. Bu tabloya karşı Türkiye’nin nasıl bir tutum takınacağıdır. Erdoğan, yukarıda sıraladığımız olumsuz haberlere tepki verirken, “Bu ittifaka sığmaz”, “Hiç yakıştıramadım”, “Aslında onlar köşeye sıkıştı”, “Yok sayacağız” gibi ifadeler kullandı. Bunların devamından ABD ziyareti gelir. Erdoğan gitmemeyi göze alacak bir duruş göstermiyor.  Telefon görüşmesinde Trump derse ki: “Beni azletmeyi gözüne kestiren, sana ne yapmaz? Sana üç mektup müsveddesi yazdım, en hafifi gönderdiğimdi... Gel devamını yüz yüze konuşalım...” Bu medyaya şöyle yansıyacaktır: “Yanlış anlaşılmaları gidermek üzere yüz yüze konuşacağız...” Nuriye Gülmen yine gözaltında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ndeki görevinden KHK ile ihraç edilmesinin ardından 9 Kasım 2016’da Yüksel Cad Gülmen desi İnsan Hakları Anıtı önün de eylem yapmaya başlayan akademisyen Nu riye Gülmen, dün yeniden başladığı eylemde gözaltına alındı. Eylemler nedeniyle defalarca gözaltına alınan, tutuklanan ve 324 gün açlık grevinde kalan Gülmen, polis müdahalesi ön cesinde, “İşimizi geri istiyoruz”, “Kahrolsun fa şizm, yaşasın mücadelemiz” sloganlarını attı. Saç yolan polise ceza ertelendi Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonucunda Yüksel Caddesi’nde “İşimizi geri istiyoruz” protestosunda Gülnaz Bozkurt’un saçını yolan polis memuru Tekin Koçak, “basit yaralama” suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ertelenirken Bozkurt’un avukatları karara itiraz edeceklerini açıkladı. l ANKARA/Cumhuriyet Tutuklamalar Freedom House raporunda Freedom House (Özgürlük Evi) adlı düşünce kuruluşunun yayımladığı yıllık “İnternet Özgürlüğü” raporuna göre Türkiye, 37 puanla “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde yer aldı. 65 ülkenin değerlendirildiği raporda, 24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bazı internet kullanıcılarının “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gerekçesiyle tutuklanması örnek gösterildi. Diğer etkenler şöyle sıralandı: İnternette siyasi, sosyal ya da dini içeriklerin engellenmesi, hükümet yanlısı yorumcuların internet üzerinde yürütülen tartışmaları manipüle etmesi, bilişim ve iletişim teknolojileri kullanıcılarının ya da blogcuların tutuklanması, hapse atılması ya da paylaştıkları siyasi veya sosyal içerikler nedeniyle uzun süre gözaltında tutulması ve muhaliflere ya da insan hakları kuruluşlarına karşı teknik saldırılarda bulunulması. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle