19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 KASIM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Saray’ın gözü ranttaKılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı Boğaziçi ile ilgili yasa tasarısına tepki gösteren CHP lideri, “İstanbul’un rantı İstanbullunundur, Saray’ın değil” dedi. Kılıçdaroğlu kayyım atamalarının da demokrasiye darbe olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi konusunda gündeme gelen yasa hazırlığına tepki göstererek “O rant İstanbulluya aittir, Saray’a değil. Orada, ‘Kupon arazi bile satılırken benim haberim olsun’ diyen kişi bu ülkede Cum hurbaşkanlığı yapamaz. Çünkü kişisel çı karı için rantı kontrolü altına almak isti yor, ülkenin çıkarı için değil” dedi. CHP Genel Merkezi’nde dün bir grup ga zetecinin gündeme ilişkin sorularını yanıt layan Kılıçdaroğlu, özetle şunla rı söyledi: Kayyımlar demokra siye darbe: Biz kayyım ata mahmut lıcalı masını asla doğru bulmuyoruz. Bu belediye başkanları gittiler, savcılıktan iyi hal kâğıdı aldı lar, YSK bunların seçime girebileceğine ka rar verdi. Vatandaşın oyunu aldılar, geldi ler; belediye başkanlığı yapıyorlar. Varsa bir suçları suçüstü yapın, soruşturma açın, sözde bağımsız mahkemelerin en azından karar vermesini bekleyin. n Rant İstanbulluya ait, Saray’a değil: (Boğaziçi yasası konusunda) CHP’li belediyeler yılın 12 ayı zaten denetleniyor. Buradan bir sonuç elde edemeyince “Acaba yasal olarak biz nasıl müdahale edebiliriz?” “Özellikle İstanbul”un rantını nasıl paylaşa biliriz?” O rant İstanbullu’ya aittir, Saray’a değil. Orada, “Kupon arazi bile satılırken benim haberim olsun” diyen kişi bu ülke de Cumhurbaşkanlığı yapamaz. Çünkü kişi sel çıkarı için rantı kontrolü altına almak is tiyor; ülkenin çıkarı için değil. Bu tabii he nüz parlamentoya gelmedi. Parlamentoya geldiğinde bunu hep beraber göreceğiz. Ay rıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ba zı gelirlerini kısma yönünde de bazı iddiala rın, söylemlerin, olduğunu biliyoruz. Bunlar yanlıştır. Saygın bir devlet yönetiminde bu tür kararlar iktidara da zarar verir, yerel yö netimlere de... n RTÜK Başkanı’nın yasaya aykı rı üyeliği var: (Bildirici’nin RTÜK üye liğinin düşürülmesi konusunda) Sayın Fa ruk Bildirici, RTÜK üyesi olarak TBMM ta rafından seçildi; görevine başladı. RTÜK Yasası’nda bir hüküm var: “Kendi görev alanları dışındaki kamu kuruluşlarının yö netiminde görev alabilirler” diye bir düzen leme getirildi. Yani bunlara da kamu kuru luşlarının yönetim kurulu üyeliği verilsin diye. Aldıkları para çok az sanki, ayrıca ve rilsin diye. RTÜK Başkanı’nın iki yerde yö netim kurulu üyeliği var. Bunlardan biri si TÜRKSAT, diğeri de Basın İlan Kurumu. TÜRKSAT, RTÜK’ün ilgi alanı içinde; TÜRK SAT yönetimine üye olmakla, Kanal D’ye üye olmak arasında hiçbir fark yok. Faruk Bey diyor ki; “Bu yanlış. Bunun düzeltilme si lazım. Siz TÜRKSAT’ta görev alamazsınız. Görev aldığınızda düşer.” Yasa bunu açıkça söylüyor. “Vay sen misin bunu dillendiren... O zaman biz hep beraber bir araya gelelim, senin üyeliğini düşürelim.” n Taşçı aynı dilekçeyi verecek: RTÜK üyemiz İlhan Taşçı’ya şunu söyledim: “İlk RTÜK Yönetim Kurulu”nda Faruk Bey’in getirdiği aynı dilekçeleri sen vereceksin. Hiç değişmeyecek.” Onu da düşürebilirler. Ye ni gelen arkadaş, o da aynısını verecek. Ye ni gelen arkadaş, aynısını verecek. Ta ki bu yanlışlık düzeltilinceye kadar. Yasaya açık ça aykırı işlem yapıyorlar, yasayı tanımıyor lar, parlamentonun üstünde bir güce sahip olduklarını düşünüyorlar ve “Biz, parlamen to ne karar verirse versin istediğimiz üyeyi düşürürüz” diyorlar. Burada yargıya büyük görev düşüyor. Yargının bu davayı öyle uzun süre sürüncemede bırakmadan sonlandırma sı lazım. Onlar, “Faruk Bey’in üyeliğini dü şürürsek, CHP geri adım atar” diye bekliyor lar; bizi tanımladıkları anlaşılıyor. n Bu kış rahat geçmeyecek: (Yeni vergi düzenlemeleri üzerine) Bu kış çok ra hat geçecek bir kış değil vatandaş açısından. Doğalgaz ve elektrik faturaları ağırlıklı ola rak gündeme gelecek ve vatandaş izlenen ekonomik politikanın kendisi açısından ma liyetini yaşayarak görecek. Yeni zamlar ge lir mi gelmez mi? Yeni zamlar gelmesin di ye vergileri getiriyorlar. Bu vergiler tabii va tandaşa ne kadar yansıyacak, onu da zaman içinde göreceğiz. Dışarıdan arzu ettikleri ka dar borç para bulamıyorlar, içeride zaten bü tün kaynakları tükettiler. Buradan da arzu ettikleri kadar bir vergi toplayacakları kanı sında değilim. Çünkü vatandaş kendi beyan ettiği gelirin vergisini bile ödeyemiyor. n Kavga edeni partide tutma yız: (CHP’nin kurultay sürecinde tek aday talebi üzerine) Demokratik standartlar içinde genel merkez olarak müdahale et miyoruz. İlla tek aday olacak diye bir ku ralımız yok. Tek aday da olur, beş aday da olur... Ama kavga, asla... Kim kavga ederse o partiden ayrılmak zorundadır. Biz onu partide tutmayız. l ANKARA ‘AKP’YLE İLGİLİ BİR ARPALIK RAPORU ORTAYA ÇIKTI’ n Seçim bildirgesi üzerine çalışıyoruz: (CHP’nin yeni dönemde izleyeceği politikalar üzerine) Güzel bir çalışma yaptık. Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığı konusunda çok güzel bir rapor çıktı. Önümüzdeki günlerde bu raporu kamuoyuyla paylaşacağız. Bir arpalık raporu çıktı ortaya. AK Parti’den kim, nerelere, hangi arpalıklara atandı? Suriye politikasının içeride ve dışarıda bize maliyetinin ne olduğuna ilişkin bir çalışma yapıyoruz. Bu toplum hangi maliyetlerle karşı karşıya kaldı? Bunları açıklayacağız. Bir taraftan da, bir seçim olursa se çim bildirgesinde neler yer almalı, hangi ilkeler yer almalı diye özel bir çalışmamız da var. O çalışma da yapılıyor. Bu çalışmaya paralel bizim parti programı çalışması da var. Akademik dünyadan, eski bürokratlardan, partililerimizden yararlanarak diğer ülkelerdeki sosyal demokrat partilerin programları alınarak hazırlık yapılıyor. Her alanda hazırlığımız var. Yarın seçim olacakmış gibi çalışmak zorundayız. n Erdoğan’ın avukatları HSK’ye baskı yapıyor: (Eren Erdem’in tahliyesi konusunda) Eren Erdem boşu boşu na yattı hapiste. Haksız yere yattı. Şimdi çıktı. Ben eminim beraat edecek. O kadar hapiste yatmasının bedelini kim ödeyecek? Eren Erdem, Osman Kavala, askeri öğrenciler, gazeteciler, yazarlar, avukatlar... Özellikle parası olanlar, yüksek bedeller ödeyerek, HSK üzerinde baskı kurabilecek politik güce sahip avukatları tutuyorlar. Dolar bazında ücret alıyorlar. Tutulan avukatlar, savcılar ve hâkimler üzerinde çok etkililer. Bunlar Erdoğan’ın avukatları... Dolayısıyla ne savcı iddianame hazırlayabiliyor, ne de mahkeme karar veriyor. Engelli ressam Yalçın’dan ziyaret CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, makam odasındaki tablolardan birinin sahibi, engelli ressam Muhammed Yalçın ile bir araya geldi. Edinilen bilgiye göre Yalçın, parti genel merkezinde görüştüğü Kılıçdaroğlu’na son çalışmalarından birini hediye etti. Kılıçdaroğlu da teşekkür ettiği Yalçın’a “bundan sonra yapacağı çalışmalarda destek olacakları” sözü verdi. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’NİN CİMER’E SORDUĞU 15 TEMMUZ SORULARI Kılıçdaroğlu konuştu başvuru beklemeye alındı! MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz kampanyası kapsamında toplanan 309 milyon TL tutarındaki paraların değerlendirilmesi için kurulan vakfı gündeme getirmesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan başvurunun durumunun değişmesiyle sonuçlandı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın önce İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği başvurunun durumu, 5 gün sonra Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından geri çekilerek “beklemeye alındı” şeklinde değiştirildi. 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların yakınları ve gaziler için dönemin Başbakanı Binali Yıldırım tarafından başlatılan destek kampanyası kapsamında toplandı ğı açıklanan 309 milyon TL tutarındaki paranın akıbeti belirsizliğini koruyor. CHP’li Emir araştırdı Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla CHP Ankara Milletvekili Murat Emir; söz konusu paranın değerlendirilmesi amacıyla kurulan Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nı mercek altına almıştı. Emir’in araştırmasında vakfın resmi adresinin boş çıkması üzerine CHP, bu kez de Bilgi Edinme Yasası kapsamında CİMER’e resmi bir başvuru yaptı. Başvuruda, vakfın yönetim kurulu üyelerinin kim olduğu, vakfın adresinin ne olduğu, şehit aileleri ve gazilerin başvurularını nereye yapabileceği soruları yöneltildi. 15 Ekim’de yapılan başvuru aynı gün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sevk edildi. Ai le, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bünyesinde kurulan vakıfla ilgili soruları yanıtlamak yerine, 17 Ekim tarihinde söz konusu soruları İçişleri Bakanlığı’na gönderdi. Kılıçdaroğlu’nun 22 Ekim tarihindeki grup toplantısında, söz konusu vakfın adresinde olmadığını açıklaması üzerine, resmi sistemde İçişleri Bakanlığı’na gönderilen başvuruyla ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından aynı gün ilginç bir işlem gerçekleştirildi. CİMER’e yapılan başvuruda 17 Ekim tarihinde İçişleri Bakanlığı’na gönderilen başvurunun durumu, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından 22 Ekim’de bu kez, “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan yazışma ve değerlendirme süreci nedeniyle beklemeye alındı olarak” değiştirildi. l ANKARA CHP’Lİ ÖZEL’DEN KOMİSYONLAR İÇİN İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ: Raporlar çöpe gönderilmesin MAHMUT LICALI CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmediği için “geçerliliğini yitiren” araştırma komisyonu raporlarının sonraki yasama dönemlerinde de ele alınabilmesini öngören bir içtüzük değişikliği teklifi hazırladı. TBMM Başkanlığı’na sunulan içtüzük değişikliği teklifine ilişkin olarak Özel, “Her ne kadar ‘Tekemmül etmedi’ denilse de Darbe Komisyonu ile Aladağ Yangını Komisyonu raporu gibi kadük kalan komisyon raporlarından faydalanılmasının önünün açılmasını amaçlıyoruz” dedi. Teklifin gerekçesinde; TBMM’de bugüne kadar 137 adet araştırma komisyonu kurulduğu belirtilerek şunlar ifade edildi: “26. yasama döneminde, TBMM’de, parlamenter demokrasimize ve seçilmiş hükümete yönelen 15 Temmuz darbe girişimini araş tırmakla görevli komisyon çalışmalarına başlamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilen talimatla ek süre dahi istemeden apar topar çalışmalarına son vermiştir. Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a, 12 Temmuz 2017 günü, elden teslim edilen rapor, TBMM kayıtlarına ‘Raporunu vermedi’ notuyla geçmiş, 15 Temmuz 2016 günü fiilen darbecilerin bombalarına hedef olan parlamento, kendisine yönelen darbe girişimine ilişkin bir yazılı metin dahi ortaya koyamamış bir görüntüyle karşı karşıya bırakılmıştır.” Gerekçede ayrıca, AKP’nin iktidar olduğu 2002’den bu yana 63 araştırma komisyonunun kurulduğu belirtilerek “Bu komisyonların 20’sinin raporları ya tamamlanamamış ya da tamamlanmış raporları TBMM Genel Kurulu’nda görüşülememiştir. 3 rapordan birinin görüşülememiş olması, olumsuz anlamda yüksek bir orandır” denildi. l ANKARA ABB BAŞKANI YAVAş, 2. verimlilik ve teknoloji fuarını ziyaret etti ‘Yeni mobil uygulama hayatı kolaylaştıracak’ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, dün Ankara’da ATO Congresium’da düzenlenen “2. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı”nı ziyaret etti. Akıllı kent uygulamalarının ve projelerin hologram teknolojisiyle tanıtıldığı Ankara Büyükşehir Belediyesi stadında, “yurttaşların sorun ve taleplerine kısa sürede ulaşılmasını sağlayacak” yeni mobil uygulama ile ilgili Yavaş, “Uygulamamız Ankara’da yaşayanla rın hayatını kolaylaştıracak. Yurttaşlar, Ankara ile ilgili tüm bilgilere başka bir şeye gerek duymadan ulaşabilecek. Özellikle öğrencilerin indirip, kullanmalarını arzu ediyorum” dedi. Başkentte öğrenim gören öğrenciler için yeni projeler üzerinde çalıştıklarını da belirten ve öğrencilerin sorularını yanıtlayan Yavaş, “Projelerimizin içinde en önemlisi yeni mobil uygulamamız. Öğrenciler, yaşadıkları semtte kütüphane ve park olup olmadığını mobil uygulama sayesinde öğrenebilecek. Bizim projelerimizi eleştirip yön verebileceksiniz ya da kendi parlak fikirlerinizi bize gönderebileceksiniz. Bire bir iletişimde olacağız” ifadelerini kullandı. l ANKARA/ Cumhuriyet Yaratıcı yazardan yaratıcı okura... T ÜYAP, bu yıl da kitap şölenine kapılarını açtı. Kitaplar, yazarlar, okurlar, söyleşiler, paneller. Bir kültür şöleni. Okuryazar buluşmasının yararına inanıyorum. Kitap okuyan, kitap seven insanların yazarlarla buluşması, o kısacık anda göz göze gelmeleri, bir kitabın iki ucunda ortak bir an yaşamaları titreşimli bir ezgi. Her kitap bir serüvendir. Orada yazılanlar sizi alır, anlatılanların içinde dolaştırır. Tarihtir, coğrafyadır, kadındır, erkektir, çocuktur, yaşlıdır. Sizi kendinizden alır, gezdirir, dolaştırır, sevinirsiniz, üzülürsünüz, seversiniz, sevmezsiniz ama kayıtsız kalamazsınız. Kitabın içindeki olayları yaşarsınız, oradaki karakterlerle yakınlaşırsınız. Kimi zaman onlardan biri olursunuz, ötekilere tavrınız da kitapta yazılmıştır. Yazılanları değiştirmeye hakkınız da vardır. Kitap artık sizindir, yazarın elinden çıkmıştır, siz ne isterseniz öyle olur. Öyle ki, aynı kitabı okuyan kişiler birbirinden farklı kitaplar okur gibidirler. Aynı kitabı farklı yıllarda okuduğunuz zaman da farklı etkiler alırsınız. Farklı olan yazılanlar değildir, okuyan farklı olmuştur. Yaratıcı okur, kitabı okurken kendi kitabını da yazar. İşte o zaman bir okur bir kitabı okumuştur. Kitap okumak da yaratıcılıktır. Kitap ne zaman okurun olur? Bir kitap, satın alındığı zaman alanın kitabı olmaz. Satın alan okur, aslında kâğıt parasını, mürekkebi, basan, yayan kurumun payını öder. Yazarın hakkı, kitaba verilen para ile ödenmez. Yazarın hakkı hiçbir para ile ödenmez. Yazarın hakkı, o yarattığı yapıt okunduğu zaman, anlaşıldığı zaman, yorumlandığı zaman, okuyana yeni şeyler kattığı zaman ödenmiş olur. Yazarın hakkını, okurun emeği öder. İşte o zaman, alınan kitap da okurun olur. Yoksa satın alınan kitap çantanındır, evindir, kitaplığındır ama okurun değildir. Okur, emek verdiği zaman kitabın sahibi olur. Yazarı mutlu eden de budur. Yazarı ne mutlu eder? Kitabının çok satmasının mutlu ettiği yazarlar elbette vardır. Ama çok satılması, bir kitabın çok okunması anlamına gelmez. Hele de bir yazarın okunup anlaşılması daha da çetrefil bir konudur. Yanlış anlaşılmak da istemem. Ben kitapları satılan, kimileri çok satılanyazdıkları insanlara ulaşan birisi olarak yaşadıklarımı da anlatıyorum. Yazarı en çok mutlu eden etkenin, “yazdıklarının anlaşılması” olduğunu düşünüyorum. Yazdıklarının insana ulaşması, anlaşılarak okunması, okuru düşündürmesi, okuru duygulandırması kanımca bir yazarı, bir şairi, bir tiyatro yazarını en çok mutlu eden etken olmalıdır. Bizim yazarlarımızın dünya çapında yazarlar olduğunu biliyorum. Şairlerimiz, romancılarımız, öykücülerimiz, denemecilerimiz, tiyatro yazarlarımız gerçekten dünya çapındadır. Tanınmalarının eksikliği uluslararası bir dilde yazmamış oluşlarındandır. Elbette, yapıtları öteki dillere çevrilmiş yazarlarımız da var. Ama bence, çok daha fazla şairimiz, yazarımız bütün dünyaca tanınmayı hak ediyor. Kitapla tanışan, kitap seven, kitap okuyan herkesi kutluyorum. Yazanbasanokura ulaştıranokuyan herkes bu galaksinin içindedir. Kültürün kutsal galaksisi binlerce yıldır insanları alıyor, gezdiriyor, zenginleştiriyor. Ne mutlu kültürle zenginleşenlere... CHP’nin İsviçre’deki etkinliğini PKK’liler bastı CHP İsviçre Birliği’nin Zürih’te düzenlediği Cumhuriyet Bayramı etkinliğini terör örgütü PKK’liler bastı. Bir düğün salonunda CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun davetli olduğu etkinlikte, terör örgütü PKK lideri Öcalan’ın resminin basılı olduğu bir pankart açılması üzerine CHP’liler ile PKK’liler arasında tartışma çıktı. CHP yönetimi, yaklaşık 500 partiliyi güvenlik gerekçesiyle dışarı çıkardı. Salon yönetiminin ihbarı üzerine gelen polis ekipleri PKK’lilerle yaptığı görüşme sonrası, CHP’lilerden etkinliği iptal etmesini istedi. CHP İsviçre Birliği Başkanı Nadir Köklü, “Bu mümkün değil. Salonu boşaltın ve bize teslim edin. Hiçbir yere gitmiyoruz” diyerek alandan ayrılmayı reddetti. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle