19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 27 KASIM 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu ‘ideal bir genel başkan’ sözleriyle niteledi ‘Dişime göre değil’Saray’dannegeldi? Bir haftadır neredeyse herkes her şeyi bırakmış, “Saray’a giden CHP’li” tartışmasına dahil oluyor bir biçimde. İktidar medyasının ellerini ovuşturarak izlemesine mi; muhalefetin algıları yönetmekteki, halkın gerçek gündemini kurmaktaki ciddi eksikliklerine mi; gazetecinin gazeteciyi referans alarak “o da gazeteci, o niye yazmaz ki” diye sormadan böyle bir haberi ortaya atmasına mı; geniş kitlelerin, gerçek sorunlarının konuşulmadığı siyaset sahnesine karşı duydukları umutsuzluktaki artışa mı yanalım? Şu gündeme bakın. İşsizlik yüzde 14’e çıkmış, o da resmi rakamlarla. İşgücüne katılım oranı, gelişmiş dünyaya göre daha düşükken hem de. Genç işsizliği daha da vahim; yüzde 27’yi aştı. Yeni sistemin ilk yılında genç işsizliği 7 puan arttı. Genç kadınlarda 8 puandan da fazla. Üniversite öğrencileri kaygılı ve amaçsız; “Niye okuyoruz ki” diye soruyorlar birbirlerine. Ama kusura Erdoğan, “Saray’a giden CHP’li” iddiasını “saçma sapan” diye niteledi ve Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP içinde tartışmalara neden olan “bir CHP’liye genel başkan olması telkininde bulunduğu” iddiasını ‘saçma sapan’ olarak nitelendirirken, hiçbir CHP’liye böyle bir telkinde bulunmadığını söyledi. Erdoğan, “Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha ideal bir genel başkan olmaz” dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında CHP’ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e “Bu hanıma haddi ‘Muharrem Bey yeter’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Ka tar dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “İstihbarat birimleri tarafından CHP’nin içinin karıştırıldığı” iddiasının sorulması üzerine Erdoğan şunları söyledi: “İstihbaratın öyle büyük işleri var ki… Böyle basit işlerle uğraşacak vakti mi var? Bir de şimdi CHP’nin işiyle uğraşıp CHP’nin içinde ne var ne yok onlarla mı zaman geçirecek. Bay Kemal buradan kendine çıkış yolları arıyor. Bunları söyleyerek bizim içimizde kumpas yok demeye getiriyor. Bay Kemal, sen bunu git şu anda Muharrem (İnce) Bey’e anlat. Muharrem Bey senin içini gayet iyi anlatıyor. İstihbaratımıza gerek yok, Muharrem Bey yeter zaten.” l İç Politika bakmayın, canınızı bunlarla sıkmayayım şimdi. Sahi, Saray’a kim gitti? Pahalılık dört koldan hayatı kuşatıyor. Çarşıda, pazarda fileler dolmuyor. Zamların ardı arkası gelmiyor. Kış kapıda, ısınmak ayrı dert. Geçinemeyenlerin intihar haberleriyle sarsılıyoruz, ama o intihar haberlerinin şu “Saray’a kim gitti?” tartışmasının onda biri kadar bile gündeme getirilmediğini görüyoruz. Tesadüf mü, tercih mi? Tamam tamam, Saray’a kim gitti? Kamu kaynakları üç beş şirket arasında ni bildiriniz” diyerek imalı bir sataşmada bulunduğunu ileri süren Erdoğan, “Şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil, parlamentonun içinde de var. Bunlar ise dokunulmazık zırhına sarılarak bu ifadeleri kullanıyor. Gidecekleri yer bellidir, o da akıl hastaneleridir. Özürmüş mözürmüş filan bunlar geçiştirme” dedi. ‘CHP’liler de gelebilir’ malım değildir” diye konuştu. İddiaları “saçma sapan” olarak nite lendiren Erdoğan, “Şimdi biz bu iddiananın neresini düzeltelim bilemiyoruz? Her şeyden önce böyle bir görüşmemiz olmadı. İddia edildiği gibi gizli saklı hiçbir CHP’li yanımıza gelmedi. Bu külliyeye giren araç da bellidir çıkan araç da. Herhalde bunlar kendi merkezleri gibi zannediyorlar burayı” dedi. Buna rağmen kendisi çıkıp delikanlıca ‘hata ettim, özür dilerim’ diyemedi” görüşünü dile getirdi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası konusundan Man Adası iddialarına kadar hep aynı şekilde davrandığını ileri sürdü. ‘Komşu komşu hu’ hikâyesini anlatan Erdoğan, “İddianın sahibi, iddiaya konu kişi, iddiayı doğrulayan belli değil. musun, alıyorsun. Kredi bulmak, o senin işin. Aynı şey İstanbul için de geçerli” dedi. Havaların böyle gitmesi durumunda İstanbul’un 3 ay sonra susuzluğa doğru yürüdüğünü, Ankara’da da benzer bir durum olduğunu kaydeden Erdoğan, “Ankara’da şu an söylenen özellikle atık su noktasındaki sıkıntılar. Yapacaksın arkadaş, çözeceksin bu pay edilmiş. Vergiler sırtımızda; hazine garantili projelerle kendimizi fakirleştirirken birilerini zenginleştiriyoruz. Denetim yok, taze bitti. Sormaya kalksan davalıksın. Neyse canım, keyfimiz kaçmasın. Saray’a kim gitti? Kadınlar, çocuklar şiddet görüyor. Her yıl iki bine yakın işçi, önlenebilir iş kazalarında, “maliyet düşürmek” isteyenlerin göz yummalarıyla can veriyor. Neyse, boş verin. Biz de bu sorunlara yumalım gözlerimizi, Saray’a kim gitti? Eğitim kötü, yıldan yıla daha da kötüleşiyor. İktidarın ideolojik hedefi, yoksul halk Bir CHP’linin casus filmlerine taş çıkaracak bir senaryoyla Cumhurbaşkanlığı’na gelip gizlice kendisiyle görüştüğünün iddia edildiğini anımsatan Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir. Herkes gibi CHP’lilerin de buraya gelme hakkı vardır. Mesela 15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Mesela Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce ile de genel merkezimizde bir görüşme yaptık. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Hiçbir CHP’liye genel başkan olması gerektiği yönünde telkinde bulunmadığını, çünkü Kılıçdaroğlu’ndan daha ideal bir genel başkan olmayacağını söyleyen Erdoğan, iddiayı ortaya atan gazetecinin kendilerinden özür dilediğine dikkat çekti. Erdoğan, “Peki bu iddianın üzerine ‘doğrudur’ diyerek adeta tüy diken genel başkanı ne yapacağız? İddia öyle saçmaydı ki ilk duyduğumda cevap vermeyi kendime zul addettim. Meselenin dallanıp budaklanması üzerine ‘Cumhurbaşkanlığımı ortaya ko En sonunda işi ‘yandı bitti kül oldu’ya getirdiler. Maalesef günlerdir televizyon film ve dizilerindeki taht oyunlarını, güç savaşlarını, iktidar kavgalarını, komplo teorilerini gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz” diye konuştu. Yerel seçimlerde kazandıkları birkaç belediyenin CHP’nin dengesini iyice bozduğunu ileri süren Erdoğan, “İşte görüldüğü gibi 7 ay geçmeden kendilerini yerden yere atmaya başladılar. Şimdi ‘biz bu şartlarda Ankara’yı yönetemeyiz’ diyorlar. Dev sorunu. ‘Bana borçlanma noktasında Meclis müsaade etmiyor’. Borç yiğidin kamçısıdır. ‘Biz bu işi çözeriz’, bunu görürse Meclis de bu noktada size gerekli desteği verir. Bunu görmüyorsa bu desteği de veremez” diye konuştu. Bunca yıllık başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde en çok hayıflandığı konulardan birinin dişine göre bir ana muhalefet bulamayışı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Kendilerince en güçlü oldukları zamanda düştükleri durum ortada” dedi. çocuklarını imam hatiplere göndermekten öteye geçmiyor. Ülkenin geleceğini ilgi İmamoğlu da geldi. Külliye benim şahsi yuyorum’ diyerek iddiayı yalanladım. letten alman gereken parayı alıyor l ANKARA / Cumhuriyet lendiren en önemli konu olan eğitim, iki gün üst üste bile gündemde kalmıyor. Diyanet her şeyi bırakmış, “itiraz etmeyin, kriz sizin sınavınız” diyen hutbelerle yoksulluğu kader gibi sunmaya çalışıyor. Köy okullarını kapatmış, cezaevi sayısını ise artırmışız. Gündemi değiştirdim, özür dilerim. Saray’a kim gitti? Basın tekelleşmiş, haber alma kanalları BBG evine çevirdinizİYİ Parti lideri Akşener’den Saray’a giden CHP’li tartışmasına sert tepki: ortadan kalkmış. Gazeteciler işten çıka rılıyor; bunca haksızlığın, hukuksuzlu ğun yaşandığı ortamda halkın haber al ma, bilgi edinme özgürlüğü adım adım yok ediliyor. İktidarla çıkar birliği içindeki şirketler, kâr etmeyecek olsalar bile bu iğneli fırça zafer temoçin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Saray’a giden CHP’li” haberinin ardından medyatik görevi diyet olarak üstleniyor. başlayan tartışmalara sert tepki gösterdi. Ak Ama bunları konuşmaya ne gerek var ki? Sonuçta asıl soru şu: Saray’a kim gitti? 4 milyona yakın mülteci varmış ya da Trump’ın hakaret dolu mektubu yanıtsız kalmış. Size ne, başka gündem mi yok? Mesele belli: Saray’a kim gitti? Kırmızı etten mercimeğe, nohuttan samana ithalat bağımlısıyız; alın teriyle, gencecik bir cumhuriyetken kurduğumuz onlarca fabrikayı satmışız; üretmeden tüketim merkezi; bankaların kâr, sıcak paracının faiz, imarcının rant cenneti olmuşuz. Aman yahu, yok sayın. şener, “Ekranları BBG evine çevirdiniz, ayıp yahu” tepkisini gösterdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, baca filtresi bulunmayan kömür santrallarına çevreye uyum için 2 buçuk yıl daha ek süre verilmesini öneren düzenlemeye sert eleştiriler yöneltti. “Bu santralların toprağı, suyu, evlatları zehirlemeye 2 buçuk yıl daha devam edeceğini” kaydeden Akşener, “Yüce Allah’ın emrine rağmen, havanın, suyun, toprağın dengesinin bozulmasını devam ettirecek bu karara, hangi vicdanla im Saray’a kim gitti? za attılar bilemem. Bu karara ‘evet’ oyu ve Uzatmaya uzatırım da, listeyi bitiremeyiz. Sözün özü belli: “Saray’a kim gitti” sorusu yerine, her gün hayatımıza etki eden, yeni ve keyfi sisteme dayalı onlarca kararı, “Saray’dan ne geldi” sorusunu tartışsaydık, şimdi bu halde olur muyduk? Biz bu yapay tartışmalara dahil oldukça, biz bu tartışmaları ısıtıp ısıtıp gündeme taşıdıkça bu konular da hasır altı ediliyor. Bu sorunları unutturma görevini üstlenmiş herkes, fiziksel olarak değil ama siyasi işlev bakımından Saray’a renlere soruyorum: Sizin evlatlarınız, torunlarınız yok mu? Onlar zehir soluyunca vicdanınız sızlamayacak mı? Bu dünyada olmasa da ahirette bunun hesabı yok mu sanıyorsunuz” diye sordu. CHP’yi merkeze alan tartışmalara da değinen Akşener, “Meğer yandaş kalemler ve havuz medyası CHP’yi ne çok seviyormuş” ifadelerini kullandı. “Gerçeklerin bir gün mutlaka gün yüzüne çıkmak gibi bir huyu olduğunu” kaydeden Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kim kiminle görüştü ya da gitmiş olmuyor mu zaten? görüşmedi, kim kimin kaynağı ve her şeyden önemlisi milli iradenin temsilcisi siyaset ku rumunu kim, nasıl kirletiyor, bir gün mutla DAVUTOĞLU’NUN KURACAĞI PARTİ ka göreceğiz. Siyaset, kişisel çıkar için değil, ‘Pür parlamenter sistem’ önerisi milletin çıkarı, milletin refahı, milletin huzuru için yapılır. İYİ Parti işin bu yanıyla ilgilidir. Biz, vatandaşımın derdine sebep olanları, vatandaşımın sırtına yeni yükler bindirenleri merak ediyoruz. Bizim siyaset anlayışı EMİNE KAPLAN Ahmet Davutoğlu’nun aralık ayının ilk yarısında resmen kurmayı planladığı partinin program ve tüzük taslakları tamamlandı. Programda, yönetim sistemiyle ilgili olarak “eski parlamenter sistem ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” yerine Cumhurbaşkanı’nın sembolik olduğu, kuvvetler ayrılığının güçlü şekilde vurgulandığı “pür parlamenter sistem” önerilecek. 60 kişi olarak düşünülen kurucular kurulunda ise sayının artacağı belirtiliyor. Davutoğlu’nun, kurucular kurulu listesi oluştuktan sonra tüzük ve program taslaklarına son şeklinin verilmesi için kurucularla birlikte Ankara’da bir çalışma kampı düzenleyeceği belirtiliyor. Bu toplantıda, partinin adı ve ambleminin ne olacağı, kuruluş tanıtımının nasıl yapılacağı da netleştirilecek. Öte yandan partinin genel merkezi için bina arayışı içinde olan Davutoğlu ekibi, İYİ Parti’nin yakınlarında Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nde bir binanın kiralanması üzerinde duruyor. l ANKARA YENİ PARTİ ‘Bu sistemHAZIRLIĞINDAKİ yürümüyor’BABACAN Yeni parti kurma hazırlığı yapan eski AKP’li bakan ve milletvekili Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisinin AKP’den istifa etmesini istemediğini belirtirken; 2019 sonunda yeni partiyi kurmayı hedeflediklerini açıkladı. Babacan, ayrıca eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da kendisine beraber çalışma teklifinde bulunduğunu ifade etti. Ali Babacan, dün akşam katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin AKP’den ayrılmasını istemediğini söyleyen Babacan, ayrılma sürecine ilişkin, “Bir süre mevcut düzene zarar veririz korkusuyla hareket ettik. Bunun vebalinden korktuk. Vicdani terazi öyle bir değişti ki, hiçbir şey yapmazsak bunu ve bali ağır bastı” diye konuştu. 2007 anayasa oylamasının olağanüstü şartlarda yapıldığını söyleyen Babacan, “Anayasa değişikliği parti içinde ve Meclis’te rahat tartışılamadı. O dönemde ‘Ben bunu savunamam’ dedim. Daha sonra başkanlık sistemiyle ilk seçimlere gidildi. Başkanlık sistemiyle nasıl yürütülecek Türkiye? Bu sistem gerçekten yönetilecek bir sistem mi, yoksa problemler üretecek mi? Sistem baktık ki ekonomik krizlerle anılmaya başlandı” dedi. Yeni parti hazırlıklarına ilişkin ise Babacan, “Beşir Atalay, Nihat Ergün ve Sadullah Ergin ile yakınen çalışıyoruz. Bizim gönlümüzden geçen tarih 2019 sonuydu. Tüzelkişiliği kurulacak bir de bunun teşkilatlanma aşaması var” dedi. l Haber Merkezi MHP LİDERİ BAHÇELİ: Kılıçdaroğlu’na alternatif projesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe li, Türkgün gazetesine verdiği röportajda, “Saray’a giden CHP’li” tartışmalarına ilişkin “bir komplodan ziyade, proje” yorumu yaptı. Bahçeli, “Bu projenin ismi de Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesidir. CHP Genel Başkanı, kendi arkadaşlarına güvenmiyor. Partisindeki alaborayı göremiyor. Bay Kemal’in suyu ısınıyor. Kılıçdaroğlu, milli güvenlik sorununa dönüşmüştür” diye konuştu. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’de can güvenliği yok” dediğini belirterek “Hangi demokratik ülkede, ülkesini kundaklayan bir muhalefet anlayışı vardır? Bu Kılıçdaroğlu’nun günahları saymakla bitmez. Denetim ve kontrolden çıkmıştır” dedi. l ANKARA mızda, vatandaşımızın, annelerin, babaların, gençlerin, işçinin, emeklinin, çiftçinin, sanayicinin derdine çare aramak vardır. Kimin kiminle ne görüştüğünü, vatandaşımıza dokunuyorsa merak eder, sonuna kadar da takip ederiz. Millet çare bekliyor, bunların memlekete yaşattıklarına bakın. Ayıptır ayıp. Ekranları BBG evine çevirdiniz.” ‘Kim ikna etti?’ “Saray’a gidenlerin konuşulduğunu ama kendisinin ‘Saray’a kimin gidip de Erdoğan’ı ‘Santral bacalarına filtre takılmasını erteleyelim’ diye ikna ettiğini merak ettiğini” ifade eden Akşener şunları söyledi: “Seçim döneminde ‘Bu sorunu çözeceğiz’ denildiği halde, Saray’a kim gitti de Sayın Erdoğan’ı ikna edip, EYT’leri yüzüstü bıraktı, onu merak ediyorum. Saraya kim gitti de Sayın Erdoğan’ı, Tank Palet Fabrikası’nı, yabancılara satmaya ikna etti, onu merak ediyorum. Saray’a kim gitti de Sayın Erdoğan’ı terörist mektubu okumaya ikna etti, onu merak ediyorum.” l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle