19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 1127 KASIM 2019 ÇARŞAMBA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.7450 0.2 kuruş 6.3300 1 kuruş 7.4030 1 kuruş 12.00 0.14 puan 105.983 601 puan 1802.30 50 kuruş 269.95 1 kuruş Ünlü ekonomist Nouriel Roubini, 28. Kalite Kongresi’nde Türkiye ekonomisini yorumladı İyileşme kırılgan ve suni ‘Kriz kâhini’ olarak tanınan ekonomist Roubini, Türkiye’nin işsizliği azaltmak için yapısal reformalar ihtiyacı olduğunu belirtti. Kuvvetler ayrılığı vurgusu yaptı. Ekonomiye ilişkin dikkat çeken tahminleri nedeniyle tüm dünyada yakından izlenen ABD’li ekonomist Nouriel Roubini, Türkiye’nin yapısal reforma ihtiyacı olduğunu vurguladı. Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve TÜSİAD işbirliğiyle ve “Çözüm Özünde” ana başlığıyla düzenlenen 28. Kalite Kongresi’nin açılışında konuşan Roubini, Türkiye’de son yıllarda makro sorunların ve borçların arttığını, kredi politikalarının ekonominin ısınmasına yol açtığını jeopolitik kırılganlığın devreye girdiğini ve bunların sonuçlarının da geçen yıl ortaya çıktığını ifade etti. Şoklar yaşanabilir 2019’da ise daha stabil bir ekonomiye ulaşıldığını, yaşanan resesyonun cari açığı azalttığı, turizm gelirleri KalDer Başkanı Go¨rgu¨n O¨zdemir (sağda), kongrenin anısına Roubini’ye özel bir hediye verdi. nin arttığını anlatan Roubini, şöyle devam etti: “Ancak bu iyileşme kırılgan ve suni. Türkiye’nin sıkı para politikasına ihtiyacı var. Döviz kaynaklı şoklar yaşanabilir. İç talep hâlâ zayıf. İşsizliği azaltmak için yapısal reformalar ihtiyaç var. İnovasyona yatırım şart. Bütçe tehlikeli hale gelmemeli. Beşeri sermaye Türkiye için çok önemli. Bu nedenle doğru eğitime ihtiyaç var. Yine kanun üstünlüğü, basın özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı büyük önem taşıyor. Doğrudan yatırımlar için bunların gerekli olduğunu düşünüyorum.” Ayrıca resesyondan hemen çıkmanın müm kün olmadığını ileri süren Roubini, ekonominin gelecek yıl yüzde 23’lük büyümeye ulaşılabileceğini dile getirdi. Dünya ekonomisindeki güncel durumu da yorumlayan Roubini, “ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı artmadı, Brexit’te daha iyi bir noktadayız. Gelişmiş ve gelişen ülkelerin merkez bankaları faiz indiriyor, bu da likiditeyi artırıyor. Bu nedenle global ekonomi yavaşlıyor ama bir resesyon beklenmiyor” dedi. Roubini ayrıca, dünyada artan protestoların temel nedeninin ekonomik eşitsizlik olduğunu sözlerine ekledi. l Ekonomi Servisi Demokrasi yara aldı Kalite Kongresi’nin özel oturumunda konuşan ve son yıllarda tüm dünyada liberal demokrasinin yara aldığını belirten Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda “kesintisiz gerileme” yaşandığını ifade etti. Birçok akademisyen ve uzmanın, insanlığın demokrasi yolundaki ilerleyişinde şimdilik mola ver diğini düşündüğünü hatırlatan Ali Koç, pek çok ülkede insanların öfkeli şekilde sokaklara çıktığını, bu kişilerin farklı Ali Koç sebepleri olsa da mevcut ekonomik ve siyasi düzenden memnuniyetsizliklerin herkesin ortak paydası olduğunu dile getirdi. Üretim şart Ali Koç, demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmadan refahın sağlanamayacağına dikkat çekerek “Kalkınmak için üretmemiz lazım. Sağlıklı işleyen bir demokrasi büyük yatırımlar, uluslararası sermayeyi çekme açısından önemli. Farklı bakış açıları, iyi işleyen bir demokrasi insan sermayesi açısından da olmazsa olmazdır. Bunun teşvik edildiği demokratik toplumların eğitim sistemleri de sorgulayan, itiraz edebilen ama uzlaşı da arayan, değişimle barışık, lider özellikli genç nesiller yetiştirebiliyorlar. Koç Topluluğu olarak biz de “Demokrasi varsa hepimiz varız” diyen mehrmun Vehbi Koç’un yolundan yürüyoruz” ifadelerini kullandı. Buğday ithalatında rekor Ford Otosan’dan çocuklara yatırım Çocukları geleceğin teknolojik dünyasına hazırlamak amacıyla Ford Otosan, Young Guru Academy (YGA) ve eğitim teknolojisi şirketi Twin ile işbirliği yaparak “Hayaller Bilgi İster” sosyal sorumluluk projesini başlattı. Projeyle yeni teknolojilere erişimi olmayan çocuklara kodlama ve yapay zekâ gibi teknolojileri kullanarak sorun çözme becerisi kazandırılması hedefleniyor. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, “İlk etapta okullara temel sensör teknolojisi ile otonom sürüş özelliğine sahip programlanabilir araç setleri gönderilecek. İkinci etabında çocuklarla paylaşılacak “Yapay Zekâ Destekli Otonom Araç Seti”nin prototipinin ise Ocak 2020’de hazır hale gelmesi planlanıyor” dedi. Ülker: Üstümüze düşeni yaptık Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren holding olarak söz verdikleri bütün maddi taahhütleri yerine getirdiklerini söyledi. Halk Bankası ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucularından olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’ne ilişkin Ülker, “üniversiteye taahhütlerinin farklı siyasi sebeplerden ötürü devam etmediği”ne yönelik iddiaları yalanladı. Hakkında haciz davası açılan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin mal varlığına geçen aylarda Halk Bankası tarafından el konulmuştu. l Haber Merkezi Sarar yüzde 20 küçülüyor Ticari faaliyetlerine 1944’te başlayan, Türkiye’de 5 tane büyük üretim fabrikası ve 5 bin çalışanı bulunan Sarar Mağazacılık yüzde 20 küçülmeye gidiyor. Sarar Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, Bloomberg HT’ye yaptığı açıklamada, “Yüzde 1520 küçülmemizin sebebi, bizde çalışan emekli çalışanlardır. Onların yerine daha genç insanlar almak için küçülüyoruz” iddiasında bulundu. Sarar, kiraları yüksek yerlerden çıktıklarını da söyledi. l Ekonomi Servisi 3. Tarım Şurası’nı değerlendiren CHP, Erdoğan’ın açıklamaları ile TÜİK verilerinin çeliştiğine dikkat çekti. CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, şuranın üreticilerde “büyük hayal kırıklığı” yarattığını vurguladı. Aygun’un değerlendirmeleri şöyle: 4 Erdoğan, “CHP Genel Başkanı’nın sürekli istismar ettiği buğday konusunda göreve geldiğimizde üretimimiz iç talebi dahi karşılayamazken, şimdi yüzde 112 gibi çok büyük bir oranı buğday üretiminde yakaladık” dedi. TÜİK verilerine göre, nüfus 16 yılda yüzde 23.49 arttı. Buğday üretimi MUSTAFA ÇAKIR/MAHMUT LICALI ‘TÜİK, Erdoğan’ı yalanlıyor’ ise 2002’de 19 milyon 500 bin ton iken, 2019’daki buğday üretim tahmini de 19 milyon 500 bin ton. Yani nüfusumuz 17 yılda yüzde 23.49 artarken, buğday üretimi 2002 seviyesine düştü. Bu üretimin 2019 sonunda 23.9 milyon ton olması gerekirdi. 4 Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım kredi faizlerinin yüksekliğinden rahatsız olduğunu söyledi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise “Çiftçinin gündeminde üç konu var görebildiğim kadarıyla. Bunlar, girdiler, destekler ve borçlar” dedi. Ancak Şura kararlarında bu sorunlara yönelik tek cümle yer almadı. 4 Erdoğan ve Pakdemirli, besicilik sektörünün korunmasını önemsediklerini belirterek “Bu anlayışla son 1.5 yılda zorunlu olmadıkça et ithalatı yaptırmadık” diyorlar. TÜİK’e göre, 2019’un ilk 9 ayında 567 ton et ithalatı yapıldı. 4 Çiftçi hem küresel tarım şirketlerinin hem ithalata dayalı tarım politikasının karşısında ezilmiştir. 4 Şura, reklam olmaktan öteye geçememiştir. CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3. Tarım Orman Şurası’nda sunduğu 60 maddelik sonuç bildirgesine, “60 Maddelik Hayal Kırıklığı” adlı raporla karşılık verdi. Raporda, Şurada açıklanan birçok maddenin mevcut rakamlarla çeliştiği vurgulandı ve şu tesbitlere yer verildi: n TÜİK’e göre, 2002’de 41 milyon 196 bin hektar tarım arazimiz varken, 2018’de 37 milyon 817 bin hektara düştü. n Erdoğan, buğday üretiminin yüzde 112 arttığını öne sürdü. TÜİK’e göre 2002’de kişi başına düşen buğday miktarı 294 kilo iken 2018’de 244 kiloya geriledi. 2019’un ilk 9 ayında 6.5 milyon ton buğday ithalatına 1.5 milyar dolar para ödendi. AKP buğday ithalatında rekor kırdı. n Yasaya göre 2006’dan bugüne kadar 317.8 milyar TL tarımsal destek ödenmesi gerekirken, bu süre zarfında yapılan ödeme 140.8 milyar TL’de kaldı. l ANKARA Halk için bütçe istiyoruz Mühendise asgari 5 bin TL Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu’nca alınan karar uyarınca, ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları asgari ücreti, 2020 için brüt 5 bin TL olarak tespit edildi. Ayrıca, uzmanlık alanlarında, mesleki deneyimin arandığı alanlarda, şantiye şefliği, sorumlu müdürlük vb. hizmetlerde asgari ücret uygulanmayacağı, bu durumda olan mühendis, mimar, şehir plancılarının ücretlerinin alınan sorumluluk gereği belirlenen asgari ücretinin üzerinde olmasına da karar verildi. MUSTAFA ÇAKIR KESK, TBMM’de görüşmeleri süren bütçeyle ilgili “Krizin faturasını bize yıkan değil, halk için bütçe, demokratik bir ülke istiyoruz” başlıklı broşür hazırladı. Ülkeyi yönetenlerin, “Kriz yok. İşsizlik yok. Kimse iş beğenmiyor. Tünelin sonundaki ışık büyümeye başladı” dediğine işaret eden KESK, “Yoksulluğun sindiği evlerden cansız bedenler çıkarılıyor” dedi. KESK’in tespitleri şöyle: 4 Konfederasyonların, sendikaların bütçenin görüşüldüğü TBMM komisyon toplantılarına katılımı engelleniyor. Bizden alınan vergilerin nereye, kime harcanacağına ilişkin bize söz hakkı tanınmıyor. 4 2020’de hedeflenen top lam 785 milyar lira vergi gelirinin yüzde 62’sini dolaylı vergiler, yüzde 38’ini dolaysız vergiler oluşturuyor. 4 Gelecek yıl yüzde 11 artırılması hedeflenen gelir vergisinin büyük bölümü mevcut adaletsiz vergi dilimleri nedeniyle yine bordrolulardan kesilecek. 4 Emekçilerin gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi taleplerine yıllardır kulaklarını tıkayanlar bu yıl yüzde 22 olan kurumlar vergisi oranını önümüzdeki dönem yüzde 18’e düşürmeyi planlıyor. 4 Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi göz boyamadan ibaret. Toplam 6 milyar lira gelir elde edilmesi hedeflenen bu vergilerden dolaylı vergiler olan Dijital Hizmet Vergisi’nin ve Ko naklama Versi’nin halka yansıtılacağı açık. 4 Özelleştirmelerin, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin piyasaya açılması sonucunda ödediğimiz vergiler de artık bize “yol, su, elektrik” olarak dönmüyor. 4 Faiz ödemeleri 2019’a göre yüzde 18 artışla 138.9 milyar TL’ye yükseltiliyor. Buna karşın bütçenin sadece yüzde 8’inin (88.5 milyar TL) kamu yatırımlarına ayrılması hedefleniyor. 4 Savunma ve güvenlik harcamaları yüzde 27’lik artışla 141.1 milyar TL’ye çıkarılıyor. 4 Geçmediğimiz köprülerin, hizmet alamadığımız şehir hastanelerinin müteahhitlerine cebimizden çıkan para iki yıl önceye göre 3 kat artacak. l ANKARA Küresel ekonomide durgunluk, eşitsizlik ve şiddet Küresel ekonominin 2020’de beklenen seyri üzerine IMF’nin yeni İcra Direktörü Kristalina Georgieva’nın çarpıcı uyarıları geçen hafta boyunca yoğun yankı buldu: Direktör Georgieva, IMF’nin Dünya Bankası ile birlikte düzenlemekte olduğu yıllık ortak toplantılarında açıklanması beklenen “Küresel Ekonomide Tehditler” konulu araştırmasına dayanarak, dünya ticareti üzerine konulan engellerin tüm dünyada özellikle imalat sanayii yatırımlarında gerilemeye yol açtığını savunmaktaydı. Georgieva’ya göre, ticaret savaşlarının yol açtığı gerginlikler, 2020 yılı boyunca küresel ekonomide 700 milyar dolarlık bir kayıp anlamına gelecek. Bu rakam dünya gelirinin yüzde 0.8’ine tekabül ediyor. IMF’nin 2020 yılı için sunduğu projeksiyonlara göre, ticaret savaşlarının tetiklediği durgunluk ile birlikte şirketler kesiminin risk altındaki borçları hızla artacak ve 19 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam da sekiz en büyük ekonominin toplam borçlarının yüzde 40’ına ulaşmakta ve 2009 finans krizindeki rakamın çok üstünde.  HHH Aslında küresel ekonomide yaşanan kriz sürecini sadece “ticaret savaşlarına” bağlamanın doğru bir değerlendirme olmadığını biliyoruz. Küresel ekonomide uzun süredir süregelen düşük üretkenlik kazanımları, gerileyen kâr oranları ve yatırım talebi ile bozulan gelir dağılımı düşünüldüğünde, ulusal ekonomilerin korunma dürtüsüne dayalı ticaret savaşlarının yaşanmakta olan kriz sürecinin aslında “nedeni” değil, bir sonucu olduğunu görmek gerekiyor. Nitekim, küresel ekonomide giderek yoğunlaşan gelir eşitsizliği ve bunun yol açtığı sosyal şiddet olgusunu artık krizin bir yandan nedeni, bir yandan da sonucu olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Veriler çarpıcı; Oxfam (*) bizlerle şu verileri paylaşıyor: l 1988’den bu yana dünyanın en yoksul yüzde 10’luk kesiminin kişi başına gelirleri yılda 3 Amerikan DolarIından daha az artabilmiş iken, küresel ekonominin en zengin yüzde 1’lik kesiminin gelirleri 182 misli artış göstermiş durumda; l ABD’de son otuz sene boyunca toplam gelirin alt yüzde 50’lik yarısına sahip kişilerin reel gelirlerinde hiçbir artış yaşanmamış iken, nüfusun en zengin yüzde 1’lik kesiminin gelirleri yüzde 300 oranında arttı. l Zenginliğin yoğunlaşmasında mirasa bağlı servet birikiminin ana aktör olduğu biliniyor. Oxfam araştırmacılarının projeksiyonlarına göre önümüzdeki yirmi yıl boyunca sadece beş yüz kişinin mirasçılarına devredeceği servet 2.1 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Bu rakam 1.3 milyar nüfuslu Hindistan ekonomisinin milli gelir toplamından daha fazla.  HHH Gelir eşitsizliğinin emeği ile geçinenler açısından uzantıları sadece gelir kayıplarını değil, aynı zamanda sosyal haklarındaki kayıpları ve uğramakta oldukları siyasal baskı ve şiddeti de içeriyor. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow, ITUC Küresel Haklar Endeksi raporuna (**) dayanarak bizlerle şu verileri paylaşıyor: Dünyamızda ülkelerin, l yüzde 85’inde grev hakkı engellenmiş konumda; l yüzde 80’inde toplusözleşme görüşmeleri kısıtlanmış ya da tümüyle engellenmiş halde; l yüzde 59’unda işçi sendikalarının kayıtları otoriteler tarafından engellenmiş; işçilerin bir sendikaya üye olma girişimleri engellenmiş olan ülke sayısı ise 2018’de 92 iken, bu rakam 2019’da 107’ye çıkmış; l izlenmekte olan ülkelerin yüzde 72’sinde işçilerin yargıya ulaşımı ya hiç yok ya da kısıtlı. 154 ülkeden, 54’ünde işçilerin toplantı ve gösteri hakları engellenmiş durumda; l sendikal faaliyetleri ve hak arama mücadelesi yüzünden tutuklanmış veya gözaltına alınmış işçilerin söz konusu ülkeler toplamı 2018’de 59 iken, bu rakam 2019’da 69’a ulaşmış durumda.  ITUC Küresel Haklar raporunun değerlendirmelerine göre işçi haklarının en kötü konumda olduğu on ülke sıralamasında şu ülkeler dizilmekte: Cezayir, Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Guatemala, Kazakistan, Filipinler, Suudi Arabistan, Türkiye ve Zimbabwe. Yeni küresel dünya ve yeni Türkiye gerçekleri... (*). Oxfam, Briefing Paper, Ocak, 2017; An Economy For the 99%. (**) ITUC Global Rights Index, 2019. https:// www.ituccsi.org Türkiye ile Katar arasındaki ‘swap’ büyüdü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Katar Merkez Bankası arasındaki swap (ikili para takası) anlaşmasıyla, anlaşma tutarı 3 milyar dolar karşılığı TL ve Katar Riyali’nden, 5 milyar dolar karşılığına yükseltildi. Ekonomist Uğur Gürses, kararla ilgili “Ben sana 5 milyar dolar karşılığı Katar Riyali vereyim, sen bana 5 milyar dolar karşılığı TL ver; bunlar da karşılıklı açtığımız hesaplarda dursun, döviz rezervimiz artmış görünsün” anlaşması. Merkez bankaları “kozmetik işlere” girişmişse doğru işlerden uzaklaşıyor demektir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle