19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 22 KASIM 2019 CUMA [email protected] TASARIM: İLKNUR FİLİZ olaylar ve görüşler Kültür varlıkları DipsizGöl’ünfaciadan önce sit alanı olmaması define arama izninin verilmesine gerekçe define değildir olamaz.Ziragölün kendisi kanun kapsamında korunması gerekli tabiat varlığıdır ve bu gölde define aranması mümkün değildir. PROF. DR. Sİbel Özel M.Ü HUKUK FAKÜLTESİ MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK ABD BAŞKANI Gümüşhane merkeze 50 km. uzaklıkta, deniz seviyesinden 2140 metre yükseklikte olan 12 bin yıllık Dipsiz Göl’ün, yetkililerin izni ve katılımıyla define arama gerekçesiyle yok edilmesi, kültür ve tabiat varlıklarıyla define arasındaki farkın bilinmediği ya da önemsenmediği gerçeğini açıkça ortaya koymuştur. Yetkililerin gerekli arama ruhsatını verdiği ve ilgililerin eşlik ettiği su tahliyesi neticesi gerçekleşen kazı, iddiaya göre Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki 4. büyük lejyonu olan 15. Apollinanis lejyonunun hazinesinin aranması amacıyla yapılmıştır. Hemen vurgulanmalıdır ki Roma dönemi hazineleri maddi değeri ne olursa olsun define değil, kültür varlığıdır ve böyle bir arama izninin konusu olamaz. Kültür varlığı 2863 sayılı Kanun madde 3’e göre “tarihöncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan... yerüstünde, yeraltında veya sualtındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır”. Olayda sualtından çıkacağı umulan Roma lejyonu hazineleri hiç şüphesiz kanun kapsamında kültür varlığıdır. Diğer yandan 2863 sayılı Kanun tabiat varlıklarını da “jeolojik devirlerle, tarihöncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yerüstünde, yeraltında veya sualtında bulunan değerler” olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla 12 bin yıllık krater gölünün kendisi kanun kapsamında korunması gerekli tabiat varlığıdır ve bunun için ayrıca bir tescile gerek yoktur. 2863 sayılı Kanun madde 50 ile define aramaya izin vermiş ancak bunu çok sıkı şartlara bağlamıştır. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarda, tescil edilen sit alanlarında ve mezarlıklarda define aranamaz. Dipsiz Göl’ün faciadan önce sit alanı olmaması define arama izninin verilmesine gerekçe olamaz. Zira gölün kendisi kanun kapsamında korunması gerekli tabiat varlığıdır ve bu gölde define aranması mümkün değildir. Kanun ve yönetmeliklere aykırı Arkeologların ısrarla kaldırılmasını talep ettikleri m. 50’ye binaen çıkarılan Define Arama Yönetmeliği m. 9, mülki amirin define aranacak yerin 2863 sayılı Kanun madde 6 uyarınca belirtilen yerler olup olmadığını ve ayrıca define aranmasında sakınca bulunup bulunmadığını en yakın müze müdürüne tespit ettireceğini öngörmüştür. Dolayısıyla define arama ruhsatnamesi kanuni şartların gerçekleştiği her durumda verilmez ve özellikle sakıncalı yerler için izin verilmesi mümkün değildir. Dipsiz Göl’ün kendisi korunması gereken tabiat varlığı olduğu ve definenin ancak gölün suyunun boşaltılmasıyla aranacağı düşünüldüğünde, arama izinlerinin verilmesi hiçbir biçimde kanuna ve yönetmeliğe uygun değildir. Define arama izni ancak define olarak tanımlanan objeler için sözkonusudur. Bu noktada definenin ne olduğunun açıklanması gerekmektedir. 2863 Sayılı Kanun ve Yönetmelik define tanımı yapmamıştır. Bu tanım Medeni Kanun madde 772’de yer almaktadır. Buna göre “bulunmalarından çok zaman önce gömülmüş veya saklanmış olduğu ve duruma göre artık malikinin bulunmadığı kesin olarak anlaşılan değerli şeyler define sayılır”. Bilimsel değer taşıyan eşyalara ilişkin hükümler saklıdır. Dolayısıyla bir objenin define olabilmesi için (1) uzun zaman önce bir taşınırın içinde saklanmış veya bir taşınmaza gömülmüş, (i2) ekonomik değeri haiz, (3) sahibinin bulunmadığı, (4) bilimsel değeri olmayan eşya olma olması gerekir. Asla izin verilmemeli Bu nedenle define arama kisvesiyle kültür varlığı (tarihi eser) kazısı kesinlikle hukuka aykırıdır. Hukuku uygulama görevini üstlenen yetkililerin de bu noktada çok dikkatli olmaları ve define arama adı altında kültür varlığı arama kazılarına izin vermemeleri gerekir. 12 bin yıllık Dipsiz Göl’ün suları boşaltılarak define araması yapılamaz. Gölün dibinde define olmaz ancak kültür varlığı olabilir. Eski uygarlıklardan kalan hazineler define değil, kültür varlığıdır. Kültür varlıkları araştırma, sondaj ve kazı hakkı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na aittir, bilimsel ve mali yeterliliği takdir edilen Türk ve yabancı heyetlere izin verilebilir, ancak bireyler kazı izni alamaz. Bu trajik olayın bir daha yaşanmaması için yetkililerin define ile kültür ve tabiat varlığı arasındaki farkı bilmesi, hukuku doğru uygulaması ve her durumda ulusal kültür ve tabiat mirasımızın korunmasına saygı göstermesi gerekmektedir. Akıl, kaba kuvvete karşı! (mı?) Akıl her zaman kaba kuvveti yener, yenmiştir, yenecektir! HHH Aklı olmayan iktidarların tek çıkış yolu zor kullanmaya de Zor oyunu bozar, her za vam etmek değil, “akıllan man bozmuştur, bozacaktır! maktır”... HHH Ama akılları olmadığı için onu Hangi önerme doğru? da “akıl edemezler”... Hangisinden yana tavır ala Zayıfladıkça, kaba kuvve cağız: ti, zor gücünü, baskıyı, artırarak Akıldan yana mı? kullanmaya devam ederler... Kaba kuvvetten yana mı? Ve mutlaka, ama mutlaka ak Sadece kendimiz ve ailemiz la, yenilirler... için değil, sevdiklerimiz, dostla Çünkü akıl tüm insanlığın rımız, tanıdıklarımız, tanımadık birikimini temsil eder! larımız hatta sevmediklerimiz, Tarih bunların trajik örnekle özetle “içinde yaşadığımız top riyle doludur: lum” ve “tüm insanlık için” han İnsanın, toplumun, insanlığın gi önermeden yana taraf tuta aklı, cahil, ilkel, kaba ve böyle cağız? olduğu için sadece kaba kuvve Hangi belirleyiciliği kullana te dayanarak hüküm sürmeye cağız: çalışan iktidarları mutlaka, ama Aklı mı? mutlaka, yenilgiye uğratmıştır! Kaba kuvveti mi? HHH HHH Sevgili okurlarım, her top Yanıt açık ve net: lum, her olay, her rejim, için Ne idealizm, ne romantizm, de yaşadığı ulusal ve ulusla ne felsefe, ne ideoloji, ne ha rarası dönemin/düzenin özel yal... ve öznel koşulları içinde de Tarihten, uygulamalardan, ör ğerlendirilir. neklerden, kendi yaşamlarımız O nedenle ben “Demokratik, dan süzülüp gelen bir cevap: Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni Elinde hangi araç varsa onu savunduğum zaman bana lüt kullanacaksın; o belirleyiciyi, fen “Tarihte şiddetin rolü” gibi o belirleyicinin zorunlu kıldığı abuk sabuk anımsatmalar yap yöntemini uygulayacaksın! mayın, bu mealde yanıtlar ver Aklı olmayıp kaba kuvve meyin... ti olanlar, kaba kuvveti kulla Ben tarihsel örnekleri, olayla nacak. rı, onların hepsini, çoktan çalış Kaba kuvveti olmayıp aklı tım, okudum, öğrendim, yala olanlar, aklı kullanacak. dım, yuttum... Her ikisi de olanlar, her ikisini Bu tür eleştirilere ancak, “İkti de kullanacak. darın, elindeki kaba kuvvet ola Hiçbirisi olmayanlar hiçbirisini nağını daha şiddetle kullanma kullanamayacak, kazananın pe sını, hatta kan dökmesini ve 12 şinden gidecek Mart ve 12 Eylül Askeri Darbe HHH leri gibi, Demokrasiyi, Demok İktidar kaba kuvvete, poli ratik Rejimi, Demokratik Rejimin se, askere, zor gücüne sahip vazgeçilmez varlığı olan Demok tir, dolayısıyla onu kullanır. ratik Muhalefeti, Temel İnsan Muhalefetin elinde ise ka Hak ve Özgürlüklerini, buldo ba kuvvet yoktur, sadece akıl zerle ezerek yok etmesini tahrik vardır, dolayısıyla aklı kulla edecek provokasyonlar mı” diye nır. bakmamak için kendimi zor tu HHH tuyorum! Aklı olmayan iktidar uzun va HHH dede yenilmeye mahkumdur. YAŞASIN DEMOKRATİK VE Çünkü aklı olmayan iktidar LAİK SOSYAL HUKUK DEV lar, ilkel ve cahil oldukları için, LETİ... mutlaka, ama mutlaka akla ye YAŞASIN PARLAMENTER, nilirler. ÇOĞULCU DEMOKRASİ! 191. sayımız bayinizde sizi bekliyor Ermenistan tarih komisyonu teklifinden kaçıyor mu? 24 Kasım öğretmenler Günü’nde ödev m z ne olmalıdır? FUL AKINGÜÇ ÖVER Uygarlık, Cumhuriyet, Özgürlük DOĞAN KUBAN Merhaba Aykut Abi! MÜFİT AKYOS Futbol tapunu kim tasarladı? ERGUN AKLEMAN Penisilinin 90 yıllık hikâyesi BATUHAN SARICAN Hümanist mi “yaşam”ist mi? TANOL TÜRKOĞLU Çok işlevli ilaçlar kardiyak hastalıklara çözüm mü? Mustafa Kemal: Falkenhayn’a gerek yok! AHMET YAVUZ Tatlı patates yoksul ülkelerin can simidi Beyinbilgisayar arayüzleri KADİR SÜMERKENT TÜRKER KILIÇ Ispanak iftiraya mı uğradı? MUSTAFA ÇETİNER Romalıların kökleri, Anadolu, İran ve yakındoğu’da Her Cuma beyin besleme günü Günlük bilim portalımız ve abonelik: www.herkesebilimteknoloji.com’da Tel: 0216 449 99 42 Av. Gülseren Aytaş İstanbul Barosu Üyesi BBC haberine göre TrumpErdoğan görüşmesine katılan Senatör Lindsey Graham, “Ermeni soykırımı” tasarısının ABD Senatosu’nda oylanmasını “engellemiş” ve “umarım Türkiye ile Ermenistan bir araya gelerek bu sorunu halleder” diye konuşmuştur. Aynı habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan da “ortak tarihi komisyon kurulması teklifimiz hâlâ geçerli” şeklinde konuşmuştur.(1) Maalesef Türkiye’de “Ermenistan ortak tarih komisyonu teklifinden kaçıyor” şeklinde yanlış bir algı oluşturulmuştur. Gerçek şudur ki Ermenistan tarih komisyonu teklifinden kaçmamış hatta kovalamıştır! Ermenistan’ın eski Cumhurbaşkanı Koçaryan Türkiye’nin bu önerisini 25 Nisan 2005 tarihli cevabıyla derhal kabul etmiştir. Üstelik önerinin kapsamını genişleterek “önkoşulsuz” diplomatik ilişki ve “hükümetlerarası komisyon” kurulmasını istemiştir.(2) “Önkoşulsuz” sözünün anlamı nedir? “1921 Kars Antlaşması’nı yok sayıyoruz, soykırım iddiasından vazgeçmiyoruz, Karabağ’ı terk etmiyoruz” demektir.(3) “Hükümetler arası komisyon” sözünün anlamı nedir? Koçaryan, Erdoğan’ın önerisini neden reddettiğinin sorulması üzerine hükümetler arası komisyonun ne demek olduğunu şöyle anlatmıştır: “Maalesef yanıtımı bilmediğinizi görüyorum. Erdoğan’a mektubumda bütün sorunların kurulacak hükümetler arası bir komisyon tarafından ele alınmasını önerdim ki, bu tarihçilerin katılacağı bir komisyon oluşturulmasını da kapsıyordu.”(4) Ermenistan’ın yok saymak istediği 1921 Kars Antlaşması nedir? Atatürk zamanında Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasında 13 Ekim 1921 tarihinde imzalanan antlaşmadır ve 98 yıldan beri yürürlüktedir. Ulu önder Atatürk, Kars Antlaşması’yla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek olmayan isteklerinden çok, dünya kapitalistlerinin iktisadi ya Ulu önder Atatürk, Kars Antlaşması’yla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek olmayan isteklerinden çok, dünya kapitalistlerinin iktisadi yararlarına göre çözülmek istenilen mesele, Kars Antlaşması ile en doğru şekilde çözüme ulaştırılmış oldu.” rarlarına göre çözülmek istenilen mesele, Kars Antlaşması ile en doğru şekilde çözüme ulaştırılmış oldu.”(5) İşte Ermenistan, bu antlaşmayla çizilen TürkiyeErmenistan ve AzerbaycanErmenistan sınırlarını tanımayı reddetmekte, toprak ve soykırım (ve/veya insanlığa karşı suç) iddiasında bulunmakta, Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal altında bulundurmaktadır. Oysa Ermenistan, sınır tespit eden ve karşılıklı genel af öngören Kars Antlaşması’yla bağlıdır, geçerliliğini tartışma hakkına sahip değildir.(6) Ne yazık ki Türkiye, Ermenistan’ın mektubunda yer alan “önkoşulsuz diplomatik ilişki” ve “hükümetler arası komisyon” taleplerini 2009 yılında imzaladığı Zürih protokolleriyle kabul etmiştir. Buna göre hükümetler arası komisyona bağlı tarih alt komisyonu ve diğer alt komisyonlar kurulacaktır. Ermenistan, bu komisyonlara soykırım, insanlığa karşı suç, tazminat talepleri dahil olmak üzere her türlü iddia ve talebini getirebilecek, Türkiye kabul etmediği takdirde konuyu uluslararası yargıya taşıyabilecek ve Türkiye Lahey Adalet Divanı’nda yargılanacaktır. Protokoller, 1921 Kars Antlaşması’na aykırı yeni bir milletlerarası antlaşma şeklinde yapılmıştır.(7) Ermenistan Anayasa Mahkemesi, bu protokolleri hiç vakit geçirmeden onaylamıştır.(8) Erivan’dan Türkiye’ye iletilen mesajlar şöyle özetlenmiştir: “Karabağ’a karışmayın... Protokollere sadık kalın ve metinleri onaylayın.” (9) Avrupa Parlamentosu’nun 15 Nisan 2015 tarihli kararı aynı yöndedir: “Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin önkoşulsuz şekilde onaylanıp uygulanması ısrarla tavsiye ediliyor.”(10) Türkiye bu vahim antlaşmayı bugüne kadar onaylamamıştır. Hatta “Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Zürih protokollerini feshettiği açıklandı” şeklindeki habere göre T.C. Dışiş leri Bakanlığı, Ankara’nın protokollerin asli hükümlerine bağlılığını muhafaza ettiğini belirtmiştir.(11) Halihazırda T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın “Protokoller, onaylanmalarının uygun bulunması için TBMM’ye sevk edilmiştir” açıklaması devam etmektedir.(12) “Ermenistan kaçıyor” algısı ülkemizi Ermenistan ve arkasındaki devletlerin hedeflediği yola sürüklemektedir. Hiç olmazsa bundan böyle ulu önder Atatürk’ün emaneti 1921 Kars Antlaşması’nı gündeme getirmemiz ve Ermenistan’ın tarih komisyonu teklifinden veya protokollerden kaçmamış olduğunu, tam aksine protokolleri onaylaması için Türkiye’ye uluslararası baskı yapıldığını bilmemiz gerekmektedir. Türkiye ne yapmalıdır? 1. Anayasaya ve 1921 Kars Antlaşması’na aykırı olan Zürih protokollerinin TBMM tarafından onaylanmasına ilişkin kanun teklifi geri çekilmeli, protokollerin geçersiz olduğu ilan edilmelidir. 2. Uluslararası antlaşmaların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na uygun olup olmadıklarının denetlenebilir olması için gerekli anayasa değişikliği yapılmalıdır. 3. Ermenistan ile bundan sonra imzalanacak her türlü anlaşmaya ve o anlaşmanın onay kanununa “1921 Kars Antlaşması’na aykırı olarak yorumlanamaz ve uygulanamaz” şeklinde bir madde mutlaka konulmalıdır. 4. Yabancı ülke parlamentolarının Türkiye aleyhinde “soykırım kararı/ yasası” kabul etmesi karşısında Türk milletini temsil eden TBMM de o ülkeler aleyhinde kınama kararı/ yasası kabul etmelidir. SONUÇ: Türkiye, 1921 Kars Antlaşması’nı tartışma konusu yaptırmamalıdır. Yazının dipçeli hali cumhuriyet.com.tr’de.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle