28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 18 KASIM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT HABER/YORUM Mümtaz Soysal Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi ilkesizliktir. İlkesizlik aynı zamanda bir kişilik zayıflığıdır. Geçen hafta yaşamını yitiren Mümtaz Soysal, medyada, üniversitede, siyasette ve devlet yönetiminde ilkeli ve kişilikli bir biçimde var olmanın ne demek olduğunu herkese göstermiş, bu onurlu, namuslu ve şerefli duruşuyla örnek bir insan olarak tarihe geçmiştir. Anayasa ve hukuk profesörü Mümtaz Soysal, Mustafa Kemal Atatürk’ün antiemperyalist çizgisini ve çağdaş uygarlık hedefini, aydınlanma devrimlerini, cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, ulusçuluk ve devrimcilik ilkelerini özümsemiş ve bu siyasal çerçeveyi sosyalizm ideolojisiyle bağdaştırmayı başarmış nadir kişilerden birisiydi. Türkiye Cumhuriyeti’nin en özgürlükçü anayasası olan 1961 Anayasası’nın mimarlarından birisi olması; Ankara Üniversitesi’nde öğretim üyesi ve dekan iken faşist iktidar baskılarına karşı direnmesi; Milliyet gazetesinde “Açı” adlı köşesinde toplumcu düşünceleriyle halka yol gösteren öncü yazarlardan birisi olması; Uluslararası Af Örgütü’nde insan hakları alanında mücadele vermesi; 1980’lerden itibaren moda haline gelen özelleştirme uygulamalarını ve serbest piyasa ekonomisini en çok eleştiren kişilerden birisi olması; dünyada yalnız kalan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin davasını bir bağımsızlık meşalesi gibi taşıyarak üstlenmesi; milletvekili olarak her zaman halkın ve kamunun çıkarlarını savunması; Dışişleri Bakanı olarak ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin baskılarına karşı direnmesi, Türkiye’yi kompleksli ezik bir ülke psikolojisinden çıkarması; onun kavramsal ve kuramsal söylemlerinin eylemlerindeki tutarlı yansımalarıdır. Bir insanın ülkesinin ve halkının bağımsızlığı doğrultusunda mücadele verebilmesi için öncelikle ruhunun ve zihninin de bağımsız olması gerekir. Mümtaz Soysal, hiçbir zaman sürü zihniyetinin bir parçası olmadı, güç odaklarına ve onların çıkarları için yapay bir biçimde oluşturulan moda akımlara aldırmadı, özgür ve bağımsız bir zihinsel yapıyla düşüncelerini geliştirdi ve kararlarını aldı. Türkiye’de ilkesiz ve kişiliksiz akademisyenler, yazarlar, siyasetçiler ve bürokratlar şaşkın tavuk sürüsü gibi oradan oraya savrulurken, Mümtaz Soysal bir doğruluk ve dürüstlük abidesi gibi zamana karşı meydan okudu, Türkiye’nin yetiştirdiği ölümsüz ve unutulmaz insanlar kategorisindeki yerini aldı. Zaman ve tarih Mümtaz Soysal’ı doğruladı, onu hedef alan şaşkınlar sürüsünü yanlışladı. Toplum düşmanı bir düzen olan kapitalizmin sürdürülebilir bir düzen olmadığı anlaşıldı; özelleştirme stratejileri ve serbest piyasa ekonomisi iflas etti; emperyalizmin bir kurgu değil bir olgu olduğu ve küreselleşme adı altında dayatılan düzenin emperyalizmin sömürge yaratma projesi olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı; anayasanın, hukukun, laikliğin, sosyal devletin ve vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde demokrasinin yaşayamayacağı büyük acılar çekilerek ve bedeller ödenerek kanıtlandı; din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden solculuk yapılamayacağı din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapmanın emperyalizme hizmet ettiği gün yüzüne çıktı. Mümtaz Soysal için yıllarca “dinozor” sıfatını kullanan şaşkınlar sürüsü bir kez daha yanıldı, aslında kendilerinin yok olmaya mahkum dinozorlar olduğu ortaya çıktı. Görünüşün gerçeklikten çok farklı olduğu, kimin dinozor olduğu, kimin dinozor olmadığı bir kez daha anlaşıldı. Dinozorlar, kendi iç hesaplaşmalarını ve özeleştiri süreçlerini de işletemedikleri için, evrimleşemedikleri ve toplumsal gerçeklere uyum sağlayamadıkları için nesli tükenen bir tür olarak kaldı. Gençlere örnek olan, geleceğin yolunu açan, umutsuzluğa karşı meydan okuyan Mümtaz Soysal ise dalgalara ve fırtınalara aldırmadan, tutkuyla bağlı olduğu açık denizlere, maviliklere ve özgürlüklere doğru yelken açtı. 18 KASIM 2019 SAYI: 34375 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:19 06:02 06:24 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:47 12:54 15:27 07:29 12:39 15:15 07:49 13:01 15:41 Akşam 17:51 17:38 18:04 Yatsı 19:14 19:00 19:24 Rolls Royce, BMC ortaklı TRMotor ile anlaşmaya zorlanıyor Yerli uçağa yandaş rötarı Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, daha önce 2023 olarak açıklanan TFX’in prototipinin ilk uçuş tarihiyle ilgili “2025 2026’yı hedefliyoruz” dedi. ABD’nin, Türkiye’yi F35 yeni nesil savaş uçağı projesinden çıkarmasının ardından Türkiye’nin yerli savaş uçağı pro jesi TFX’in önemi daha da artar ken, Türkiye’nin projeye BMC’yi dahil etme ısrarı da projede en az iki yıl gecikmeye neden ol du. Daha önce TFX’in motorunu Kale Grubu hüseyin hayatsever ile ortaklaşa üretmek için sunduğu teklifi kabul edilmeyen İngiliz Rolls Roy ce, BMC’nin büyük ortağı olduğu TRMotor’a destek vermesi için ik naya çalışılıyor. Beş ay önce 2023 olarak açıklanan TFX’in ilk uçuşu için tarih hedefinin 20252026 ola rak revize edildiği de ortaya çıktı. Türkiye, Milli Muharip Uçak projesi için 2017’de İngiltere ile ön anlaşma yapmış, İngiliz BAE Systems şirketinin danışmanlığın da Eurofighter savaş uçağındaki teknolojilerin geliştirilerek, TFX adı verilen yerli uçağa aktarılma sı ve özgün beşinci nesil bir uçak üretilmesi öngörülmüştü. TFX’in bire bir ölçülerdeki ma keti haziran ayında Paris Havacı lık Fuarı’nda tanıtılmış, uçağın ilk prototipinin 2023’te üretiminin ta mamlanacağı duyurulmuştu. TFX KATAR ORTAKLIĞI BMC’nin yüzde 49.9’u Katar Silahlı Kuvvetleri’ne, yüzde 25’i AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Ethem Sancak’a yüzde 25’i ise Öztürk ailesine ait durumda. Yönetim Kurulu’nda 5 Türk 5 de Katarlı bulunuyor. Cumhurbaşkanı kararıy la özelleştirilmesine karar verilen, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi’ne (ASFAT AŞ) devredilen Tank Palet Fabrikası’nın da BMC’ye verileceği ileri sürülmüştü. ASFAT’a istediği şirketle sözleşme yapma hakkı tanınmıştı. projesinin en kritik yanını oluşturan motorun üretilmesi için 2017 yılında İngiliz Rolls Royce ve Kale Grubu ortaklık kurmuştu. Ancak Savunma Sanayii Başkanlığı, (SSB) geçen yılın kasım ayında TFX motoru için yüzde 55 hissesi TürkKatar ortaklığındaki BMC’ye ait olan TRMotor’la sözleşme imzaladı. O dönem Türkiye’nin TRMotor ısrarı nedeniyle Rolls Royce’un TFX projesinden çekildiği haberleri çıkmış, buna karşın Rolls RoyceKale Grubu ortaklığının bu yılın mart ayında TFX motoru için SSB’ye teklif verdiği açıklanmıştı. Ancak bu teklif, Türkiye’nin TRMotor tercihi nedeniyle ortada kaldı. Defter yeniden açıldı Önceki gün bir televizyon kanalında savunma sanayiindeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Türkiye’nin TFX motoru için yeniden Rolls Royce’tan destek aradığını açıkladı. Demir, TRMotor’un jet motoru tasarım çalışmalarının sürdüğünü belirtirken “Bir taraftan da Rolls Royce ile belirli görüşmeler vardı; bu görüşmeler duraklamıştı ama görüşmelerimiz devam ediyor. Belirli unsurlarda anlaşamamıştık. Tekrar defteri açtık, belki bir yere gelirsek devam edeceğiz. Ama TRMotor şirketimizin milli motor geliştirme çalışmaları devam ediyor. O firmanın buraya entegre olması durumunda işlem ve süreç hızlanır diye bakıyoruz. Yoksa onlar olmazsa bu iş durur diye bir kanaatimiz yok” dedi. Demir, daha önce 2023 olarak açıklanan TFX’in prototipinin ilk uçuş tarihiyle ilgili olarak da “Hedefimiz 2023’tü ama uçuş tarihimizi biraz daha ötelemek durumundayız. 20252026’yı hedefliyoruz havada uçması için çünkü çok kritik testler var” diyerek hedefte en az iki yıl sapmanın olduğunu ortaya koydu. l ANKARA KKTC bayrağının yakılmasına Ankara’dan sert tepki KKTC’nin 36. kuruluş yıldönümünde, Rum tarafında düzenlenen eylemlerde KKTC bayrağı yakıldı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada bayrak yakılması kınanarak “Bu olayda, Kıbrıs Türklerine yönelik nefreti körükleyen açıklamalar yapan Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ve Yunan makamlarının da sorumluluğu bulunduğuna inanıyoruz” denildi. Cumhurbaşkanı Yar dımcısı Fuat Oktay da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Milli değerlere karşı yapılan saldırılar asla kabul edilemez” dedi. KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da “Görüntülerden kimlik tespiti yapıp gereken tedbiri alacağız. Kendinden farklı olanın değerlerine saygı duymayanlar medeniyetten nasibini almamış olanlardır” dedi. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Karagöz oyunundaki cüce tiplemesine verilen ad. 2/ Maranta adlı kamışın kökünden çıkarılan ve çocuk maması yapmaya yarayan un... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 3/ Kurutulmuş tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki... “ olan belli olur sözünden” (Karacaoğlan). 4/ Gizli görevli... Yeni Zelanda’nın yerli halkı Maorilerin savaş dansı. 5/ Bilgili, olgun... Eksiği olmayan. 6/ Tarla sınırı... Zimbabwe’nin başkenti. 7/ Bir resmi, sulandırılmış renklerle boyama ya da gölgeleme biçimi... Aktinyum elementinin simgesi. 8/ Yurdumuzun denizlerinde yaşayan bir yunusbalığı cinsi. 9/ Bir tür bira... Tiyatroda, bir oyuncunun heyecanlanarak rolünü oynayamamasına verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Rus folklorunda, çoğun 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 T AKOZ KAK 2 AMER İ KANO 3 KEF RABAT 4 OR KAVAT A 1 2 3 5 Z İ RA ALO 6 KA V A L MA 7 KABAL Mİ R 4 5 8 A N A T OM İ D 9 KOTA ARDA 6 7 lukla çocuklardan seçtiği kurbanlarını kaçırdıktan sonra pi 8 şirip yiyen cadı kadın. 2/ Vü 9 cudun cinsel uyarılmaya elve rişli bölgelerine verilen ad... Bir nota. 3/ Afyonkarahisar’ın eyaleti... Dünya işlerini hoş gö bir ilçesi... Parlak kırmızı renkte ren, kalender kimse. 7/ Yelkenin bir süs taşı. 4/ Rütbesiz asker... ucunda ip geçirmek üzere yapıl Sofrada kullanılan sahan altlığı. mış göz... Güzel sanat. 8/ Sofralık 5/ Satrançta özel bir hareket... bir üzüm cinsi. 9/ Boynu kırmızı Dayanıklı, güçlü. 6/ ABD’nin bir renkli küçük bir kuş. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ErdoğanTrump buluşmasının anlamı Erdoğan ve Trump’ın 13 Kasım’da Beyaz Ev’de buluşacak olması, 17 Ekim tarihli “ErdoğanPence mutabakatı”nın bir gereğiydi. Araya Erdoğan’ı zor durumda bırakan Trump’ın mektubu ve Temsilciler Meclisi’nden geçen Türkiye karşıtı iki karar girmişti ama Erdoğan yine de o mutabakatın gereğini yerine getirmeliydi. Nitekim hem görüşmeye giderken hem de görüşme sürecinde ısrarla verdiği mesaj şuydu: “ABD’yle yeni bir sayfa açmak istiyoruz.” Dahası masada sanki dosyalar ve ABD’den Türkiye’ye yönelik tehditler yokmuş gibi “TürkAmerikan ilişkilerini sabote etmek isteyenlerin oyununa gelmedik” diyordu. Trump’ın temel hedefi ise Türkiye’yi kaybetmemekti. Beyaz Ev’den ‘zaman kazanmak’ çıktı Erdoğan ve Trump, işte bu şartlarda Beyaz Ev’de buluştular ve görüşmeyi sorunlu dosyaları çözmekten çok, iç politikadaki baskılara karşı malzeme üretmek için kullandılar. Ve Erdoğan’ın “yeni sayfa açma” isteği ile Trump’ın “Türkiye’yi kaybetmeme” hedefi nedeniyle, buluşmadan “masadaki sorunları öteleyerek işbirliği yolunu açık tutmakta anlaşma”, yani “zaman kazanmak” sonucu çıkmış oldu esas olarak. Tabii iki konuda varılan uzlaşıyı da eklemeliyiz: İki uzlaşı Birincisi Trump, kameraların önünde Erdoğan’ın “tutuklu olan bir ABD vatandaşını daha serbest bırakma sözünü” verdiğini söylüyordu! Fakat tutukluları yargının değil, yürütmenin serbest bırakabildiği şeklindeki tablo, Beyaz Ev’de misafir bulunanları hiç de rahatsız etmiyordu! Kim bilir, belki de ikincisinin maliyetinin ilk serbest bırakılan Rahip Brunson’dan daha az olmasına seviniyorlardı! Varılan ikinci uzlaşı ise S400 ve F35 konusunda bir “ortak mekanizma” kurulmasıydı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert C. O’Brein ile “resmi olmayan” muadili İbrahim Kalın, “ortak mekanizma”nın çalışmalarına liderlik yapacaktı. Ve “ortak müzakere” hızla çalışmaya başladı! Kalın, 15 Kasım’da “S400 ve F35 için ortak mekanizma bugün itibarıyla çalışmalara başladı” müjdesini verdi! Artık AKP hükümeti, S400 konusunu komisyonda oyalayabildiği kadar oyalayabilecekti! Trump’ın iki talebi Trump’ın Erdoğan’dan iki temel talebi var: Birincisi S400’leri paketinde tutması, ikincisi de PYD konusunda esnemesi. Trump zaman içinde bu iki konuda kazanım elde edebilirse, bunu iç politik basıncı hafifletmekte başarıyla kullanacak. O nedenle bu konuda ortaya çıkacak bir esneme karşılığında yaptırım sopalarını kaldırmayı, Patriot ve F35 programına dönüş havucu vermeyi, 100 milyar dolar hedefli ticaret anlaşması yapmayı taahhüt ediyor. İşte senatörlerle oynanan tiyatro bunun içindi! Tiyatro dememiz şundan: Erdoğan o senatörlerin bazılarıyla zaten görüşmüştü. Yani öyle Trump’ın Erdoğan’a “yüzlerine anlat” demesini gerektirecek bir durum yoktu. Olan Türkiye’nin görünümüne oldu: Türk milletvekillerinin hükümete hesap sorabilmesi neredeyse ortadan kalkmıştı ama Erdoğan, Amerikalı senatörlerinin sorularını kameralar önünde tek tek yanıtlamak zorunda kalıyordu! ABD’ye Ortadoğu defterini kapatmak Özetle, Türkiye ile ABD arasındaki “temel sorun” konusunda bir gelişme olmadı. Erdoğan ile Trump, birbirlerini, iç politikadaki sıkışmışlıklarına dayanak yapmaktadırlar. Türkiye ile ABD arasındaki “temel sorun”, ABD’nin bölgemizde bir terör koridoru inşa etmeye çalışması ve bunun gereği olarak da terör örgütleriyle işbirliği yapmasıdır. Bu sorunun varlığı sürerken ABD’yle “yeni sayfa” açmaya hevesli olmak, o sorunu ortadan kaldırmaz. O sorun ancak ABD’ye karşı cephe kurmakla ve bölgesel işbirliği yapmakla çözülecektir. Kısacası Türkiye, ABD’yle “yeni sayfa” açmanın peşinde değil, ABD’ye “Ortadoğu defterini kapatmanın” yollarını inşa etmelidir! ABD’yle eşit, bağımsız ve dengeli uluslararası ilişki de ancak öyle kurulur!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle