19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 1118 KASIM 2019 PAZARTESİ 1gün bile uyumamalıyızŞu anda bekle gör dönemindeyiz. Üyelerimizle konuşuyoruz, hâlâ kimse tahmin yapamıyor TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer: Yatırım yapmaz sanız dünyadaki diğer devler size acımaz. Beyaz eşyada ÖTV’nin tamamıyla kalkması taraftarıyız. KURTULUŞ ARI TÜRKBESD olarak en büyük hayalimiz beyaz eşya sek Çünkü beyaz eşya lüks bir tüketim ürünü değil. törünün Türkiye için önemini daha iyi anlatmak. Ülke ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Can Dinçer, geleceğe dönük plan ve tah Adet bazında satışlar bir önceki yıl aynı dönemine göre yüzde 10 daraldı. Sektör, iç satışlardaki daralmayı ihracat ile dengeledi. İhracat geçen yıl ocakeylül dönemine göre yüz nin imkanlarını cari fazla veren sektörlere yatırmalıyız. Beyaz eşyada 23 ArGe merkezi var. 1048 patent başvurusu yapmı min yapmak için sağlıklı bir dö de 1 arttı. Üretim ise yüzde 2 şız. 3 bin 500’e ya nem olmadığına işaret ederek daraldı. Fabrikalarımız bu zor kın ArGe perso “En azından aralık ayı sonunu süreçte hiç işçi çıkarmadan neli var. Dünyanın görmemiz gerekiyor. Temkinli olmamız lazım. Şu anda bekle gör dönemindeyiz. Üyelerimizle konuşuyoruz, hâlâ kimse tahmin yapamıyor” dedi. Beyaz eşyada adet bazında satışların 2019’un ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 daraldığını vurgulayan Dinçer, beyaz eşyanın lüks tüketim ürünü olma yoluna devam ediyor. Müşteri duygusal n Sene sonuyla ilgili bir öngörünüz var mı, küçülme nereye varır? Eskiden daha rahat söyleyebilirdik ama açıkçası yaşanan malum faktörler her şeyi etkiliyor. Suriye diyorsunuz moraller bir bozuluyor, bir düze en zor yerlerine ihracat yapıyoruz. Şu anda 12 üyemiz var, bu sayıyı artırmak istiyoruz. 60 bini doğrudan istihdam sağlıyoruz. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. Yatırım iştahı sürsün dığını, buradaki ÖTV’nin tamamen kalkması gerektiğini vurguladı. Dinçer, AB’de 2021’de enerji verimliğili uygulamasının dev liyor, bu müşteriyi çok etkiliyor. Türkiye’de çok duygusal bir müşteri var. Bekleyip göreceğiz. Her gün senaryoların değişebileceği bir coğrafyada diye teşvik verilmeli reye gereceğini, Türkiye’nin yız. ABDÇin ticaret savaşı da, bu alanda geride kalmaması için acilen destek ve teşvik beklediğini, firmaların en az 250 milyon Avro yatırım yapması gerekeceğini, bunun altından kalkmanın zor olacağını aktardı. Kriz dönemiyle birlikte yurttaşın daha uygun fiyatlı ürünlere yöneldiğini anlatan TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer ile Türkiye beyaz eşya sektörünü ve yaşadığı sıkıntıları konuştuk. n 2019’un sonuna geliyoruz, beyaz eşya sektörü açısından nasıl geçiyor? İç satışlarda daralma eğilimi 2019’un ilk 9 ayında sürdü. ÖTV kalkmalı n Tekrar ÖTV indirimi ister misiniz? Açıkçası ÖTV’nin tamamıyla kalkması taraftarıyız. Çünkü beyaz eşya lüks bir tüketim ürünü değil. Her evde olması gerekli olan ürün. Bu kalkarsa devletin KDV geliri de artar. ÖTV kalkarsa fiyatlar daha makul bir seviyeye gelir ve pazar daha fazla büyür. ihracat yaptığımız pazarları et n Üretim maliyetle kiliyor. ri de artıyor, bu ortamda n Pazardaki daralma tehlike üretim yapmak ne kadar çanları anlamına geliyor mu? kârlı? Şu anda üretim adetleri 21 Biz başka bir şey bilme milyon civarında. Bu, şu an için Türkiye koşullarını düşünürseniz sorun olacak Bekle gör dönemi yiz, üreticiyiz ve üretim yapmak zorundayız. Bu sektör nakit yaratıyor bir rakam değil. n 2019 ba şında plan yaparken yüzde kaç büyüme hedefiyle yola çıkmıştınız? Yılın ilk yarısında özel tüketim vergisi (ÖTV) desteği geldi. Ama bu sa çrdlmeaodZıkbrinkoem.iŞmmiçluNğribuTraonei,oibeüzlk2ak.ukmliyrme0rnEüminrüçgisdna2çkzkkiöoanSha0iüonallparrealsnzlembubhizatkaıu.ubnoıietmrteğsBşldilödaölddmlmuieı.rakmreöyöyTknaltilızofonnaelaameblaeheelrgrrauyizrdırmgrmmezaraızi.idaömnrl,pliıdAieankköirhgaze.zmknâdayb?eSıimyleyaoöaiaeçloıipmln.riksüsrk,retao.iydmöyeukrpi,yınyyakıloapmizeÇsrtymsybrcrdı.iodauaiirnaeisYnyaüzınğpby’imziü.rdanezıaaüzasBntrereyz.yıaeBynurdaAdiüateaıikgdüiecmrvkşcüialnvıniin dece sek se tahmin yapamıyor. ği’nin ye tördeki da n Her kalemde fiyatlar arttı. ni enerji ralmanın Bu dönemde siz ürünlerinize etiketi uy azalmasına ne kadar zam yaptınız? gulaması katkı sağ Bir çamaşır makinesini 1500 ile 2021’de yü ladı. Pazar, 2 bin 200 TL’ye alabiliyorsu rürlüğe gi ÖTV deste nuz. Maliyetlerimiz arttı biz recek. Hız ğine rağmen fiyata yansıtalım diye bir lı davranma daraldı. ÖTV lüksümüz olmadı açık mız lazım çok desteği bittik çası. Büyük fabrikala vaktimiz yok. ten sonra tem rımız var ve bun Enerji tasarruf muzda yüzde 28 daralma yaşandı. ların çalışması şart. lu ürünlere geçiş için sektörün 250 milyon dolarlık bir yatırım yapması gerekiyor. Yatırım iştahımızın devam etmesi için enerji teşviği ve yassı çeliğe çelik destek çok önemli. Çünkü bu sektör yatırımcı bir sektör. ArGe’sine güvendiği için yarışabiliyor. Biz bu yeni sürece teknik ve ArGe anlamında hazırız. Uygulanması konusunda devletten bazı teşvikler istedik. Dünyada zaten ilgili ülkeler bu teşvikleri veriyor. Çünkü yeni standartlar demek çok daha büyük yatırım yaparak ürünlerin soğutma teknolojilerini her şeyi değiştirecekseniz. Fabrikada ki otomasyonundan tutun, ürün dizaynına kadar çok büyük yatırım yapılması lazım. Bizim de çok hızlı cevap veriyor olmamız lazım. Burada bir teşvik paketi verilirse Türk üreticiler ihracatını da artırabilir. n Teşvik talebinizle ilgili herhangi bir geri dönüş var mı? Çok fazla vaktimiz yok. Biz de görüşmeler yapıyoruz. Bir de yassı çelik toplam üretim maliyetlerinde yüzde 17 yer tutuyor, bu muazzam bir yük. Rakiplerimiz vergi ödemezken biz Türk üreticiler ek ver gi ödüyoruz. Yüzde 9 ile 15 arası bir ek vergi ödüyoruz. Bunun çözülmesi lazım. Biz malı pahalıya alıyoruz, satarken Polonyalı ya da Çinli üreticiyle rekabet ederken haksız rekabetle karşı karşıyayız. Bu konuda devlet destek olmalı. n Sektör olarak gelecek dönemde ne tür riskler görüyorsunuz? Global bir sektör olduğu için bu sektörün bir gün bile uyumaması lazım. Bu alanda Türkiye’nin çok büyük rakipleri var. Bir gün geri kalmak bizi çok maliyetli bir şekilde yorabilir. Türkiye sektörde iki numara. Enerji geçişi en önemli fırsat ama uyursak, yapmazsak yatırım şansımız yok. n Devletten destek alamazsanız sektör olarak bu yatırımın altından kalkabilir mi, başınızın çaresine bakın derse ne yapacaksınız? Açıkçası onu düşünmek bile istemiyorum. Sektörümüz uzun yılardır bir başarı sağladı. Yüzde 70 ihracatın yüzde 72’isi Avrupa’ya yapılıyor. Sürekli yatırım yapmak isteyen bir sektör onun için destek alması lazım. n İç pazar için öngörü yaparken sene boyunca ne kadar revizyona Ucuz ürüne yönelim gittiniz? İç piyasada da ÖTV desteğinin bitmesi sonrası temmuz ayında radikal bir düşüş oldu. Yüzde 10 daralma şu anda, o da n Kriz dönemiyle birlikte beyaz eşyada tüketici alışkanlıkları nasıl değişti, tüketici cihaz alırken nelere dikkat ediyor, kaç yılda bir beyaz eşyayı değiştiriyor? rik faturasının en önemli nedeni beyaz eşya. Tasurruf etmek için buzdolabının fişini de çekemezsiniz ki, çamaşır makinesinin istediğiniz zaman kullanırsınız ama buzdolabı çok kritik. Vatan kabul edilebilen bir şey. Özellikle ekonominin daraldığı daş artık enerji tasarruflu ürün Yönetilebilir. Konut satışları çok çok kritik. Konut kredisi faizleri düşünce bir hareketlilik oldu. Kentsel dönüşüm etkiliyor. 1.5 yıllarda fiyatı daha uygun ürünler öne çıkar. Türkiye’de tüketici çevreye çok duyarlı. Yeter ki firma ona uygun iletişimini yapsın. Gelişmiş ülkelerde beyaz eşya değişim oranları çamaşır ma lere çok yatkın. İmkânı olsa en son çıkan ürünleri almak istiyor. n İmkânı olsa kaç yılda bir değiştirir? Tahminin 7 yılın altına inmez. 2 bin 500, 3 bin TL’ye buzdolabı milyon konutun satılması kinesinde 7, buzdolabında 10 yıl alsanız her yıl yaklaşık 400 TL’ye bizim için 4 ürünle çarpın iken gelişmekte olan ülkelerde gelir. Türkiye’de beyaz eşya açık 6 milyon ürün. Korkunç bir rakam. O bakımdan kentsel dönüşüm direk beyaz eşyayı pozitif etkileyecek bir konu. bu süre uzuyor. Örneğin çamaşır makinesinde çok daha hassas kıyafetlerinizi yıkayan teknolojiler çıktı bunun için değiştiriyor insanlar. Enerji tasarrufu hepsinde A+++ oldu. Evdeki elekt çası biraz ucuz. Türkiye’de firmalar her türlü hizmeti veriyor. Buzdolabını yerleştirmek için camlardan bile girildiği oluyor. Vatandaş beyaz eşya alırken ortalama 12 taksit yapıyor. Emekliye Bukart dayatması Tüm Emekli Sen Bursa Şubesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve ulaşım şirketi olan Burulaş’ın, ücretsiz ve indirimli seyahat kartı yönetmeliğini ihlal ettiğini açıkladı. Kent meydanında açıklama yapan Tüm Emekliler Sendikası Bursa Şube Başkanı Günay Onayman, seyahat kartları yönetmeliğine göre şehir içi toplu taşıma araçlarını gün boyu ücretsiz ve sadece nüfus cüzdanıyla kullanabileceklerinin açıkça belirtildiğini hatırlattı. Onayman, “Belediye, Bukart’ı zorunlu tutmakta ve her yıl bu kartların 15 lira bir bedel karşılığında yenilenmesi gerekmekte. Sınırsız binme de artık yok. Bu uygulamaya son verilmeli” dedi. Turizmci umduğunu bulamadı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından bu yıl ilk kez uygulamaya konulan ara tatilin başlamasıyla, Ege’nin tatil beldelerinde beklenen hareketlilik yaşanmadı. 1822 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen ara tatile hafta sonu da eklenince süre 9 güne kadar uzadı. Ancak Ege’nin tatil beldelerinde oluşması tahmin edilen hareketlilik, beklentiyi karşılamadı. Çeşme’nin ünlü Ilıca Plajı boş kaldı, Alaçatı sokaklarında ise beklenen yoğunluk yaşanama MEB’in bu yıl ilk kez uyguladığı bir haftalık ara tatil turizmciyi mutlu etmedi. Turizmcilere göre birçok tatilci ara tatil tarihlerini bilmiyor. yınca esnaf umduğunu Yaz döneminin uzun bulamadı. Çeşme Tu sürdüğünü belirten De ristik Otelciler Birliği mir, “Birçok tatilci ara Başkanı Yakup Demir, tatil tarihlerini bilmiyor “Çeşme’de güzel bir yaz dolayısıyla tatil planla geçirdik. Bu dönemde masında da bilmemez turizmin alışık olma likten kaynaklanan bir dığı bir ara tatil başla problem meydana geli dı. Bizim beklentimiz yor. Özellikle şubat ayın tüm Türkiye genelinde MEB’in kararıyla öğrenciler bu yıl ilk kez bu ara tatilin hareket 1822 Kasım’da ara tatile çıktı. daki tatilden daha çok umutluyuz. Ara tatil uy li geçmesiydi fakat Çeş gulaması önümüzdeki me’deki rezervasyonlar tasyon probleminden kay dönemlerde kış turizmi çok iyi değil. Bu durumun naklandığını düşünüyoruz” ni olumlu yönde etkileye ara tatile yönelik bir adap diye konuştu. cek” dedi. l İZMİR 1989 ya da ‘Evrenin Sonundaki Restoran’ Berlin Duvarı’nın yıkılışıyla komik bir bilimkurgu kitabı (Evrenin Sonundaki Restoran) arasında bir ilişki kurulabilir mi? Peygamberin ikinci gelişi Otostopçunun Galaksi Rehberi (Douglas Adams) serisinin ikinci kitabı, “Evrenin Sonundaki Restoran”da, “vakitlerden kurtulmak için” peygamberin ikinci gelişini bekleyenlerle ilgili bir sahne var. Uyanık bir girişimci, evrenin sonunda, bir “zaman köpüğünün” içinde bir restoran kurmuş, evrenin seçkinlerine, hiçbir risk almadan evrenin sonunu izleme olanağı sunuyor. Restorandaki müşteriler, tam evrenin sonunu izlemeye hazırlanırken, restoranın ortasına toz toprak içinde, saçı sakalı birbirine karışmış pejmürde bir adam düşüyor. “Peygamber” ikinci kez gelmiştir ama evrenin sonundan iki dakika önce ve evrenin sonundaki restorana... Kapitalizmin tarihinde “1989” simgesel olarak, “peygamberin ikinci gelişi” düzeyinde bir öneme sahiptir. Berlin Duvarı’nın yıkıldığı gün, kapitalizm, hem teorik (MarxDas Kapital) hem de politik olarak “ötekiyle” ilk kez karşılaştığı coğrafyaya geri geliyordu. Dahası, bu “ikinci geliş”, yapısal bir kriz içinde yeni piyasalara, yatırım alanlarına, doğal kaynaklara ulaşma, dünyayı bir kapitalist ütopyaya (ABD hegemonyası altında bütünleşmiş bir küresel ekonomi) taşıma vaadini de beraberinde getiriyordu. Ne ki, kapitalizm, “öteki”nden kurtulmayı kutlarken, insanlık, 20 yıl (uygarlık tarihine kıyasla birkaç dakika) içinde yalnızca uygarlığın (artık tek bir kapitalist uygarlık var) değil, gezegenin de sonuna ilişkin sahneler izlemeye başladı. Küreselleşmeden sonra Kapitalizmin oraya ikinci gelişiyle, sermayenin, özellikle finansal sermayenin, malların dünya üzerindeki dolaşımı, yeni dijitalbilişim teknolojilerinin gelişmesini de besleyerek yaygınlaştı, görülmemiş bir hıza ulaştı. Böylece kapitalizm, yapısal krizinin dışavurumu olan aşırı üretim/talep yetersizliği sorununa karşı tüketimi hızlandırıyor, bunu finansallaşma (kredi ve spekülasyon piyasaları) ile besliyordu. “Peygamberin” gelişinin ilk on yılının sonunda, 2000’lere geldiğimizde, geriye bakınca kapitalizmin tüketimi artırma çabalarının iki acı sonucuyla karşılaşıyoruz. (1) Küresel ısınmaya yol açan sera gazlarında, özellikle CO2’nin üretiminde baş döndürücü bir artış gerçekleşmiş, küresel ısınma artık bir iklim krizine dönüştürmüştür. (2) Finansallaşmanın yarattığı yaklaşık 800 trilyon dolarlık türev piyasaları ve 84 triyon dolardan 250 triyon dolara tırmanan toplam küresel borç, kronik yavaş büyüme dönemine açılacak bir finansal krizi gündeme getirmiştir. Finansal krizin ilk sarsıntısı geride kalırken, artık, küreselleşmeyi taşıyan ekonomik model tükenmişti; küreselleşme sürecinin tersine dönmesinden söz ediliyordu. Bu model gelir dağılımındaki dengesizlikler, müstehcen servetleri dayanılmaz bir düzeye taşımıştı. ABD ve Avrupa’da yönetici sınıflara ve yabancılara yönelik bir öfke dalgası, milliyetçiliği, ırkçılığı, Yeni Faşist akımları besleyerek yükseliyordu. İngiltere’de Brexit başlıyor, ABD’de Trump başkan seçiliyordu. Kronik düşük büyüme döneminde, Çin “büyük güç” düzeyine ulaşıyor, Rusya’nın ekonomik, askeri hatta siyasi etkisi Avrupa ve Ortadoğu’da giderek daha çok hissediliyordu. Devletler arası ilişkilerde işbirliği yerini çatışmaya bırakıyor, dünya, büyük güçler arası denge ve rekabet dönemine giriyor, yerel savaşların yanı sıra “büyük savaş” olasılıkları üzerinde duruluyordu. BM Genel Kurulu’nun Kasım 2019 toplantısında, Brezilya’nın Yeni Faşist devlet başkanı, dünyanın akciğerleri olarak anılan Amazon ormanlarının yok edilmesine itiraz edenlere karşı milliyetçi bir çıkış yapıyor, bir başka iklim krizi inkârcısı, Trump, “Gelecek küreselleşmecilerin değil, yurtseverlerindir” diyordu. Adeta 20. yüzyılın, büyük felaketlere tanık olan ilk yarısına, ama daha büyük ölçekte, çok daha etkili, denetleme ve imha teknolojileriyle, giderek hızlanan bir iklim krizi içinde geri dönüyorduk. Douglas Adams’ın kara komedisinde olduğu gibi, peygamber 1989’da ikinci kez gelmişti, ama galiba uygarlığın, hatta gezegenin sonundan “iki dakika önce”... 26 mesleğe daha belge zorunluluğu getirildi Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, aralarında taşlama tezgâh işçisi, haddeci, iplik operatörü, tarihi eser koruma ve restorasyon elemanı da olmak üzere 26 meslek için yeterlilik belgesi zorunluluğu getirildiğini açıkladı. Selçuk, yazılı açıklamasında, 2015’ten itibaren uygulanan belge zorunluluğu ile iş kazalarının azaldığını, iş piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli ve belgeli işgücünün çalışma yaşamına kazandırıldığını savunarak, yeni uygulamayla bugüne kadar belge zorunluluğu getirilmiş meslek sayısının 143’e yükseltildiğini aktardı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle