29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABer EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 917 KASIM 2019 PAZAR MİLLİ EĞİTİM BAKANI SELÇUK ‘Depreme karşı 50 milyar lira gerek’ OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için 275 milyon TL bütçelerinin olduğunu ancak 1999 öncesi binaların tümünün değişmesi için en az 50 milyar lira bütçe gerektiğini açıkladı. TBMM’de Milli Eğitim Bakanlığı 2020 bütçesine ilişkin görüşmelerde milletvekillerinin soruları yanıtsız kaldı. Yüz binlerce öğretmen adayının beklediği atama, yaklaşık bir milyon öğretmeni ilgilendiren yeni meslek kanunu ve KHK ile ihraç edilmelerine karşın beraat eden akademisyenlerin durumuan ilişkin sorulara Bakan Selçuk ve YÖK Başkanı Yekta Saraç net yanıtlar vermedi. ‘Yüzde 10 azaltacağız’ Milletvekillerinin atanamayan yarım milyon öğretmeni işaret ederek neden eğitim fakültesi kontenjanlarının ihtiyaca göre belirlenmediği sorusuna yanıt veren Selçuk, “Bugün dünyanın bütün ülkelerinde üniversiteye insanlar giderler, mezun olurlar ve ne kadarı işe girecekse o kadarı üniversitelere alınmaz yani böyle bir kural yok. YÖK Başkanımızla eğitim fakültelerinin kontenjanlarını yüzde 10 azaltmakla ilgili bir çalışmamız var ve bunu her sene yapacağız” dedi. Saraç, yeni üniversiteleri kendilerinin kurmadığını ve yasayla kurulduklarını anımsatarak üniversite bölünmesi tartışmasını değerlendirdi. Saraç, “Hiçbir zaman bir YÖK Başkanı 30 bin öğrencisi olan bir üniversitenin bölünmesini savunmaz” dedi. l ANKARA VİRAJI ALAMADI TIR doktorun üzerine devrildi İstanbul Arnavutköy’de dün saat 17.00 sıralarında Hadımköy Mahallesi Abdülezelpaşa Caddesi üzerinde seyir halindeki Mustafa Cengiz idaresindeki TIR, virajı alamayarak devrildi. Bu sırada yolun sağ tarafında bisikletiyle seyreden Fatih’te özel bir hastanede görev yapan üroloji uzmanı operatör doktor Aytan Kar, TIR’ın altında kaldı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Aytan Kar’ın hayatını kaybettiği belirlendi. TIR sürücüsü jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Kazanın olduğu yere gelen cumhuriyet savcısı kazayla ilgili bir süre inceleme yaptı. l DHA DİYARBAKIR’DAN ACI HABER Öğretmenin ‘borç’ intiharı Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki bir okulda sözleşmeli öğretmenlik yapan Esat Tarhan dün yaşamına son verdi. 3 yıldır psikolojik sorunlar yaşadığı ifade edilen Tarhan’ın son dönemde artan borçlarını ödemede güçlük çektiği ileri sürüldü. Tarhan’ın cenazesi memleketi Tunceli’ye götürüldü. Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi, sosyal medyadan “Sözleşmeli öğretmen Esat T., yaşamına son vermiştir. Başta ailesi olmak üzere tüm eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi CHP’DEN ÖNERGE Siyanür satışı araştırılsın CHP, siyanür gibi zehirli kimyasal maddelerin, başta internet olmak üzere birçok yerde satışının zorlaştırılması, kontrol altına alınması amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın imzasıyla TBMM Başkanlığı’na verilen araştırma önergesinin gerekçesinde, insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olan siyanürün, birçok endüstri kolunda ve madencilikte kullanıldığı anımsatıldı. Siyanürün, internet üzerinden beyanla satın alınabildiği, bunun için yazılı yetki belgesi aranmadığı belirtildi. l ANKARA / Cumhuriyet DEVLET HASTANESİ ‘Mama’ soruşturması Aydın Devlet Hastanesi’nde görevli bazı doktor ve hastane yöneticileri hakkında devleti zarara uğrattıkları gerekçesiyle soruşturma açıldı. Bazı doktorların sadece böbrek hastalarına yazılması gereken ilaçları kent merkezindeki bir vücut geliştirme merkezine giden kişilere, haksız olarak reçete ile yazıp verdiğini tespit edildi. Bu şekilde haksız yazılan ve mama tabir edilen ilaçlar nedeniyle kamu zararı oluştuğu belirlendi. l İZMİR / Cumhuriyet Dipsiz Göl’ü kurutanlar görevden uzaklaştırıldı Süuzseurzi tboıprarakıklmlaaksaıpyaettımldeı di Dipsiz Göl’e boru Eski haline dönmesi imkânsız Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dipsiz Göl’ün define arayışı için kurutulmasına karşı harekete geçti. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Gümüşhane’de bulunan Dipsiz Göl’de yapılan kazı çalışmaları sonucunda gölün kurumasına sebep olunmuştur. Bakanlığımızca ilgililer hakkında, soruşturma başlatılmış ve görevden uzaklaştırılmışlardır” denildi. Çevre Mühendisleri Odası Genel Baş kanı Baran Bozoğlu da, “2 bin metreden yüksek bir bölgede, kentin, sanayinin etkisinden uzak,12 bin yıldır doğallığıyla oluşmuş bir ekosistem define arama izniyle yok edildi. Nasıl eski haline tam olarak dönebilir? İmkânsız. Önlem alınmadan sorumluların açığa alınmış olması gelecekte bu olayların tekrarlanmasını önlemez. Hangi canlı türleri, hangi cansız yapı yok edildi, belirsiz” diye konuştu. Bozoğlu, bu işin sorumlularının yargılanması gerektiğini de vurguladı. Taş ve toprak yığını halinde Kazı çalışmalarının ardından Gümüşhane Valiliği göl alanının eski haline getirildiğini açıkladı. Ancak, gölün toprakla doldurularak kapatıldığı görüldü. Yol seviyesi ile birleştirilen göl alanına ise bir de su akarı için plastik boru koyuldu. Su kalmayan göl alanı, taş ve toprak yığını haline döndü. l ANKARA / Cumhuriyet UZMANLAR, yaşanan intiharları ve çözüm önerilerini anlattı ‘Psikolojik otopsi’ mutlaka yapılmalı ÖZEL TULUMLA TOPRAĞA VERDİLER Bakırköy’de siyanürden zehirlendikleri tespit edilen Bahattin (37), eşi Zü beyde (38) ve oğulları Ali Delen’in (6) cenazeleri dün Fatih Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Topkapı Maltepe Mezarlığı’nda toprağa verildi. Belediye ekipleri, zehirden etkilenmemek için maske takıp tulum giydi. KÜBRA KÖKLÜ Son 10 günde siyanürün kullanıldığı 3 ayrı toplu ölümün ardından uzmanlar, medyada sağlıklı ve doğru haber yapıldığı takdirde insanlarda ruhsal hastalıklara dair bilincin kazanılacağını belirtti. Art arda yaşanan intiharlarla toplumda çok sayıda insanın ruhsal hastalıklarla tek başına mücadele ettiğinin ortaya çıktığını analtan uzmanlar, “Ortada tedavi edilmesi gereken insanlar var” dedi. ‘ASLINDA BELLİ ETMİŞLERDİR’ n Prof. Dr. Sedat Özkan (Psikiyatri Ana Bilim Dalı üyesi): İntihar konuşulmaması gereken bir tabu değildir, dikkatli konuşulması gereken bir konudur. Bizler bu olayları okudukça gördük ki toplumun içerisinde uzmanlardan yardım alması gereken insanlar var. İntihar eden insanlar aslında daha önceden bunun belirtilerini belli etmiştir. Bu insanlara ulaşmanın yolu yine medyadan geçiyor. Haberler yapılarak insanların çevrelerinde depresyona eğilimi olan, içine kapanık insanlara karşı duyarlı olmaları sağlanabilir. Bilinçli bireyler, çevresindekilere karşı dikkatli olmalı, mutsuz, umutsuz konuşan, depresif hareketlerde bulunan, hayattan zevk almayan, uyku düzeni bozulan insanları yargılamadan hekimlere yönlendirerek yardımcı olabilirler. Ortada tedavi edilmesi gereken insanlar var. Herkes birbirini yargılamadan, nasılsın, ne oldu, hayattan zevk alıyor musun sorularını sormalıdır. Bu sorular sorularak, uzmanlara danışılarak sağlıklı bilinç aşılanarak intiharlar azalabilir. TRAVMATİK OLAY, UMUTSUZLUKLAR ARKA PLANINI ANLAMAK ŞART n Prof. Dr. Halis Dokgöz Uzmanlar riskli olguları önce (Adli tıp uzmanı): den saptaması halinde birçok Önemli olan haber yaparken özendirmemek, biliçli bir intihar vakasının önüne geçebilir. Fatih’teki olaydan 10 gün sonra bakanlık açıklama yaptı. şekilde olayı anlatmak. Olaya Bu bir eksikliktir. 2001 yılında ilişkin bütün bulgular değer kimyasal maddelerin kulla lendirilip soruşturma nımı, satılmasıyla ilgi dosyasıyla birlikte li yasa var. Ve bu olgular ele alın yasada siyanür malı. Hemen kelimesi geç siyanür bulgu miyor bile. Ya su bulununca sanın bir an bu bir intihar önce güncel dır deyip dos lenmesi gere ya kapatılma kiyor. malı. Bu vakalar Burada Türkiye Delen ailesi da sadece otop Cumhuriyeti Aile, Ça si yapılmamalı, psiko lışma ve Sosyal Hizmetler lojik otopsiler yapılarak ola Bakanlığı’na sorumluluk düşü yın arka planının ortaya çıkarıl yor. İlgili bakanlıklar, uzmanlar ması gerekiyor. Yetkililer, psi ve komisyonların bu olayları ay kolojik otospi yaparken aileyle rıntılarıyla inceleyip yurttaşları görüşmeli, onlara formlar dol bilgilendirmeleri gerekiyor. durtmalı. n Dr. Ufuk Akın M(Sosyolog psikolog): edyada intihar haberlerinin kahramanlık hikâyesi gibi verilmesi çok ciddi sorunlarlar doğurabilir. Toplum içerisinde kahraman olmaya çalışan insanlar, yanlış kararlar alabilirler. Yaşanan 3 intiharın olayı da birbirinden farklı. Hepsinin hikâyesi başka. O yüzden de ortak bir sonuç çıkarılamaz. Bireylerin birbirinden görerek, daha fazla bilgi alması ve olayları kendisiyle birleştirmesi intiharları artırabilir. İntihar bir psikolojik hastalıktır. Dolasıyla ilk Fatih’te 4 kardeşin yaşamını yitiridiği olayda şunu gördük. Aile içi bir hastalık var. 4 kardeşin aile içinde yaşadıkları derinlemesine incelenmeli. Dolayısıyla toplumdaki genel olarak olumsuzluğun, umutsuzluğun ve yaşadığımız pek çok tramvatik olayın sonucunda bireysel psikolojik hastalıklar tetiklenir. Ama bireysel psikolojik hastalık, intihara yönelim, toplum tarafından oluşturulmaz. Kardeşler intihar etti diye başka ailedeki kardeşler de intihar edecek anlamına gelmiyor. Deniz Gezmiş korkusu devam ediyor hâlâ! TBMM’yi ziyaret çok kolay değildir. Parti grup yönetiminden ya da milletvekillerinden kapıya adı verilmeyen kişi içeri giremez. Ziyaretçiler alınırken genel güvenlik aramasından geçirilir. Geçen çarşamba günü akşam saatlerinde İstanbul milletvekili sevgili Mahmut Tanal, sosyal medya hesabından, “Mustafa Balbay’ın Bitmeyen Deniz kitabı güvenlik gerekçesiyle Meclis’e sokulmadı” haberini geçince, aklımdan bir dizi konu geçti. Deniz Gezmiş’in idam kararının bu Meclis’in çatısı altında oylanması… Siyasi iktidarların geçmeyen Deniz korkusu… Perşembe günü, Adana milletvekili, Silivri günlerindeki CHP Adana İl Başkanlığı döneminde Adalet Mitingi’nin mimarı sevgili Orhan Sümer Meclis Genel Kurulu’nda gündeme getirdi. Konu, bir güvenlik görevlisinin böyle bir uygulamaya girişmiş olmasından öte… İnançları, inandıkları, davaları uğruna ölenlerin bedenleri toprağa karışır, ama inandıkları değerler yaşamaya devam eder. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ölümüne savundukları antiemperyalist, tam bağımsızlık yanlısı düşünceler bugün de güncelliğini koruyor. 1960’larda, 70’lerde kimler bu düşüncelerden korkuyorsa, o korku devam ediyor. Deniz Gezmiş’in kitabını gördüklerinde sanki sayfaların arasından fırlayıp çıkacak, haykıracak: “Yaşasın tam bağımsız Türkiye… Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!” Ee korkulacak bir şey! HHH Deniz Gezmiş’i yazarken, 1968 kuşağından dünyanın öteki ülkelerindeki gençlik önderlerinin yaşamına ayrı bir bölüm ayırdım. Zira, Deniz Gezmiş de bir yandan İkinci Kurtuluş Savaşı’nın kaçınılmaz olduğuna inanıyor, bir yandan da dünyadaki gelişmeleri yakından izlemeye çalışıyordu. 25 yıllık ömrünün son 5 yılının yarısını hapiste geçiren Deniz, mahpusluk günlerinde Cumhuriyet’te Özgen Acar’ın Prag Baharı’na ilişkin dizi yazısını istetiyor. 68 kuşağının yeni bir dünya özlemi pek çok ülkede karşılık buldu. Bu eylemlere katılan gençlere ülke yönetimleri “idam” gibi vahşi bir karşılık vermedi. O dönem ABD’nin Vietnam’a bütün acımasızlığıyla saldırdığı, toplu kıyımların yaşandığı bir süreçti. Vietnam Savaşı’na karşı olan Amerikan gençleri de vardı. Savaşa karşı çıkmakla kalmayıp askerliği reddedenler oldu. Zorla askere alınıp daha sonra kaçanlardan biri de Bill Clinton’dı. Clinton çeyrek asır sonra ABD’ye başkan oldu, 2000 yılında Vietnam’ı “ABD Başkanı” olarak ziyaret etti. Vietnam Savaşı, İngiltere’de de yankılandı. 68 kuşağından gençler, “Savaşa hayır” sloganı altında birleştiler. Bu mücadelenin başını çeken Ulusal Öğrenci Birliği Başkanı Jack Straw, Deniz Gezmiş’le aynı yıllarda hukuk eğitimi almaya başladı. Deniz Gezmiş, kısa süre sonra hukuk fakültesinden atıldı, ardından idam sehpasına çıkarıldı. Straw ise okulu bitirdi. İşçi Partisi’nde siyasete atıldı, ardından Dışişleri Bakanlığı’na çıkarıldı. 68 heyecanının en yüksek hissedildiği Fransa’da Kızıl Danny lakaplı Daniel ChonBendit, yıllar sonra Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu’nun başı olarak siyaset sahnesindeydi. HHH Kimi ülkeler de olayların sıcak yaşandığı dönemde ağır yaptırımlara uğrattıkları kişilerden özür dilediler, adlarını yaşattılar. Türkiye’de ise Deniz Gezmiş ve arkadaşlarından hâlâ korkuyorlar. Deniz’lerin idamında da bulunan avukatlarından Halit Çelenk, kitapta da yer alan uzun söyleşimizde, “Onların itibar iadesine ihtiyacı yok” demişti. Gerçekten öyle ama, Türkiye’nin Deniz Gezmiş’lere büyük borcu var. Onlar, bu topraklarda tam bağımsızlık ruhunun bitmediğini kanıtladılar. Deniz’leri yeni kuşaklara anlatan pek çok kitap var. Halit Çelenk, Erdal Öz, Nihat Behram, anılarla birlikle kaleme aldılar. Turhan Feyizoğlu, en kapsamlı çalışmayı yapıp, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının tam mücadele tarihçesini ortaya koydu. Biz onlardan etkilenen sonraki kuşağın acı ve umutlarını da içine kattık. Deniz’ler, 1961 Anayasası’nın tam uygulanmasını istediler, anayasayı ortadan kaldırmak “suçundan” idam edildiler. Yeni kuşakların, Deniz’leri tanıdıkça, Türkiye’nin ilk fırsatta terk edilecek bir ülke değil, uğruna mücadele edilecek bir ülke olduğu bilincine ulaşmasını dilerim… DEV GEMİ İSTANBUL’DA Özlenen tablo İstanbul’a 2 bin yolcusu ve 742 mürettebatıyla dev kruvaziyer geldi. İtalya’nın Venedik limanından tura başlayan 275 metre uzunluk ve 48 metre yüksekliğe sahip gemi, son yıllarda İstanbul’a gelen en büyük kruvaziyer gemilerden. Sarayburnu’na demirleyen gemideki Avrupa’nın farklı noktalarından gelen turistler de gün boyunca İstanbul’un keyfini çıkardı. Dev gemi bugün Yunanistan’ın Mikonos Adası’na hareket edecek. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle