22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 317 KASIM 2019 PAZAR Uygarlıkların Batışı (1) Yazıma adını verdiğim kitabı Cumhuriyetçiler, Türk ve Kürt milliyetçiler, İslamcılar mutlaka okumalı. Cumhuriyetçiler kolayca anlar; MHP tarzı milliyetçiler ile İslamcılar anlamakta epeyce zorluk çeker. HHH Amin Maalouf kitabının ilk satırlarıyla yarasının sargılarını açıyor: “Ölmekte olan bir uygarlığın kucağında sağlıklı bir bebek olarak doğdum ve ömrüm boyunca etrafımda onca şey harap olup giderken övünecek bir şey yapmadan, suçluluk da hissetmeden, hayatta kalma duygusuyla yaşadım; geçtikleri sokaklarda bütün duvarlar yıkılırken yine de sağ salim kurtulan ve sonra, arkada bıraktıkları koca kent bir moloz yığınından ibaret kalmışken, giysilerindeki tozları silkeleyen film kahramanları gibiydim” (s.11) diye yazıyor. HHH Amin Maalouf’un yitik “Levant”ı ortaçağdan itibaren Doğu Akdeniz için kullanılıyordu: Gündoğusu anlamına gelir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Lübnan ve Suriye için kullanılır oldu. Suriye’de ve özellikle Lübnan’da sadece Müslümanlar (Sünni ve Şii) değil, Hıristiyanlar (Maroni, Katolik ve Ortodoks), Araplar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler, Nusayriler, Dürziler, Yezidiler de yaşar. Bu ırklar, etnik topluluklar, inanç grupları Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları döneminde “barış içinde birlikte yaşamak” zorundaydılar. Sıkıysa yaşamasınlar. Ne olduysa, özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra oldu: İmparatorluklar yıkıldı ve ulus devletler kuruldu. Ancak Araplar, dine (İslam) ve soya (Arap) dayalı tek bir devlet kuramadılar, Arap devletçikleri kurdular. HHH Ve Amin Maalouf’un yitirdiğine ağıt yaktığı “kozmopolit çoğulculuk” bir uçtan yok olmaya başladı. Kozmopolit çoğulculuk ancak imparatorluklarda ve günümüzde de ancak laik düzende var olup yaşayabilir. Tekçi ve ayrılıkçı milliyetçilikler kozmopolit çoğulculuğun baş düşmanıdır. Amin Maalouf bu gerçekliği nedense es geçiyor ve şöyle yazıyor: “Bana bunu düşündüren çoğunlukla, ne yazık ki doğduğum bölge oluyor. Antik adlarını telaffuz etmekten hoşlandığım tüm o yerler; Assur, Ninova, Babil, Mezopotamya, Emesus, Palmyria, Tripolitania, Kyrenaika veya bir zamanlar ‘mutlu Arabistan’ denen Saba krallığı... Bu yerlerin en kadim uygarlıkların mirasçıları olan sakinleri, tıpkı bir deniz kazasından sonra olduğu üzere, sallara binmişler, kaçıyorlar.” (s.14) HHH Bu kaçış 19. yüzyılın sonlarında başladı. Osmanlı Devleti’nin geleceğinden umudu kesen, yerel Müslümanların zulmünden kurtulmak isteyen Hırıstiyanlar (her türlüsü) Avrupa’ya, Güney ve Kuzey Amerika’ya göç etmeye başladılar. Bunu 1950’lerde Nasır’ın milliyetçi rejimi Kıptiler dışında Hıristiyan Rumları ve Arapları Mısır’dan kovdu. Cezayir, Fas, Tunus bağımsızlıklarını kazanınca da aynı şeyler oldu. HHH Kim akıl ettiyse etti, dinsel ve etnik çoğulluğa bir çare bulmak için bir “Ulussuz Devlet” kurmaya karar verdiler ve devlet 22 Kasım 1943’te kuruldu. “İlk çıktığında bu fikir saçma değildi: Ne zaman bir yönetici seçilecek olsa, Hıristiyan bir adayın karşısına sürekli Müslüman bir aday çıkması, ikisinin de kendi dindaşları tarafından desteklenmesi olgusundan kaçınmak gerekiyordu. Bu nedenle makamların en baştan farklı cemaatler arasında paylaştırılmasına karar verilmişti. Cumhurbaşkanı mecburen bir Maruni Hıristiyan, Bakanlar Kurulu başkanı bir Sünni Müslüman, Meclis başkanı bir Şii Müslüman olacaktı. Hükümette Hıristiyan ve Müslüman bakanların sayısı her zaman eşit olacaktı. Ayrıca her cemaatin kendi milletvekili sayısı olacak, bu sayıya itiraz edilemeyecekti. Kamu görevlerinde de bazı dozajlara uyulmaya gayret edilmişti. (...) Ama kotalar sistemine özgü zehirli ve aldatıcı nitelik yeterince dikkate alınmamıştı.” (s.53) HHH Ülke istikrarı, Arapİsrail çatışması sonucu Lübnan’a gelen Filistinlilerin çoğalmasıyla bozuldu. Özellikle 1970’lerden itibaren Müslümanlar, demografik üstünlüğü elde ettiler ve bu üstünlüğü egemenlik faktörüne yansıtarak ülke yönetiminde Hıristiyanlar kadar söz hakkı alma mücadelesine başladılar. Böylece ülkede başlayan MüslümanHıristiyan mücadelesi, 13 Nisan 1975’ten itibaren iç savaşa dönüştü ve 1991’e kadar devam etti. Amin Maalouf ne yazık ki bunları yazmıyor. Sanki göklerden bir şimşek çakmış ve cenneti cehenneme çevirmiş gibi. HHH Ama Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan, Ali Berktay’ın dilimize çevirdiği bu kitap (her şeye karşın) çok önemli! İlham verici: Ulussuz bir devlet kurulabilir mi? 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunan sanık 33 yıl 9 ay hapis cezası aldı Mahkemeden örnek ceza Pompalı dehşeti: 3 ölü, 1 yaralı İstanbul Pendik’te A.E., kendisine kız vermedikleri iddiasıyla tartıştığı akrabalarının marketine dün sabah 10.00 sıralarında pompalı tüfekle geldi. Markette bulunanlara art arda ateş açtı. Kurşunların hedefi olan genç kız R.Y., babası O.Y. ve A.Y. yaşamını yitirirken A.Y. de yaralandı. Saldırı sonrası bölgede toplanan öfkeli kalabalık, saldırganı linç etmek istedi. Yaşanan arbede nedeniyle polis biber gazı kullanarak kalabalığı dağıtmaya çalıştı. Bir kadının kucağındaki bebek de biber gazından etkilendi. Zanlı, zırhlı polis aracıyla bölgeden alındı. l İHA SEYHAN AVŞAR Aile dostlarının çocuğu K.Y’ye cinsel istismarda bulunduğu öne sürülen sanık Kadir Aydınlı, 33 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aydınlı, savunmasında “Bu kadar insanın olduğu bir yerde böyle bir olayın olması mümkün değil. Bu üzerime atılmış bir iftira” diye konuştu. K.Y’nin annesi ve babası boşanmıştı. Bakıcısının rahatsızlandığı dönemde annesinin iş seyahatine çıkması gerekiyordu. İddiaya göre, yakın dostları Kadir Aydınlı, “K.Y. bizde kalsın. Biz ona bakarız” dedi. Anne ise sanığa güvenerek kızını emanet etti. Sanığın hesabına 1600 TL yatırdı. 6 gün süren seyahatin ardından dönünce kızını aldı. Ancak davranışlarında bozuklar olan K.Y., yaşadıklarını okuldaki rehber öğretmenine anlattı. Öğretmeni, durumu polise bildirdi. Tutuklanan sanık hakkında iddianame düzenlendi. Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar verildi. Mahkeme heyeti, Aydınlı’nın 12 yaşını doldurmamış, ayrıca sanığın bakım ve gözetimi altında bulunan K.Y’ye istismarda bulunduğunu belirterek 27 yıl hapis cezasına hükmetti. Heyet, suçun değişik zamanlarda birden fazla işlendiğini vurgulayarak cezayı artırdı. 33 yıl 9 ay hapis cezası verildi. l İSTANBUL ANTWELL IYI YAŞAM EVLERI ILE HAYAT Yeniden başlıyor! Ant Yapı’nın, Çamlıca eteklerinde hayata geçirdiği Antwell’in Iyi Yaşam Evleri, Aralık ayında kapılarını açıyor. Üyelerinin yaşamını kolaylaştıracak olanaklara sahip, uzun vadeli kiralama ile üç farklı daire seçeneğinin bulunduğu proje; konforlu, güvenli, sosyal ve sağlıklı yeni bir yaşam alanı sunuyor. ANT Yapı’nın değişen yaşam biçimlerine ve taleplere yanıt verebilmek, her yaşta sağlıklı, aktif, üretken ve dolu dolu bir yaşam alanı sunabilmek için hayata geçirdiği projesi Antwell İyi Yaşam Evleri, Aralık’ta ilk üyelerini ağırlamaya başlıyor. Mobilyalı ve oturuma hazır kiralık daire seçenekleri ile ayrıcalıklı bir alternatif oluşturan Antwell; her yaş için güvenli, konforlu ve sağlıklı bir hayata erişimi kolaylaştırıyor. Aynı zamanda kişiselleştirilmiş hizmetleri ve sunduğu imkanlarla da İstanbul’un merkezinde, şehir hayatı ile iç içe aktif bir yaşam sunuyor. ARALIK ITIBARIYLA TAŞINMAYA HAZIR Antwell’in yaklaşık 150 milyon TL yatırımla üzerine inşa edildiğini ve Aralık ayı itibarıyla dairelerin taşınmaya hazır olduğunu belirten Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, “Antwell’i; zengin sosyal donatılar ve sosyal imkanların yanı sıra Acıbadem Sağlık Grubu’nun hizmetleriyle, sakinlerinin sağlık ihtiyaçlarına da yanıt verebilecek şekilde tasarladık. Projemiz yaklaşık 20.000 metrekare alan üzerinde konumlanıyor. Toplam 13 kattan oluşuyor ve tamamında 158 daire bulunuyor. Akıllı binamızda, engelli yaşamına uygun şekilde tasarlanan stüdyo; 1+1 ve 2+1 olmak üzere üç farklı daire seçeneği yer alıyor. Dairelerimiz ayrıca şık, modern ve kullanışlı mobilyalara sahip. Dileyen konut sahipleri kendi eşyalarını da getirebiliyor.”diyor. “ANTWELL; AKTIF BIR YAŞAM PROJESI” İyi Yaşam Evleri ile konut sahiplerinin daha kolay ve rahat bir yaşam hayalini gerçeğe dönüştürmeyi hedeflediklerini söyleyen Antwell Genel Müdürü Esen Türkmen ise, Türkiye’de 65 ve üzeri yaştaki nüfusun hızla arttığına dikkat çekerek, projenin özellikle bu yaş grubunun yaşam kalitesine ve ihtiyaçlarına göre tasarlandığına vurgu yapıyor. “Aktif, hayatın içinde olmayı, hobi ve ilgi alanlarına daha çok vakit ayırmayı, üretken olmayı, eğitimlerine devam etmeyi, hayatlarının bu döneminde yaşamın tadını çıkarmayı isteyen herkesin yaşamına kolaylık katacak bir proje. Dolayısıyla Antwell sadece yeni bir ev değil, herkesin içerisinde olmak isteyeceği, ‘iyi ya şanacak yeni bir ev’” diye belirtiyor. 7/24 SAĞLIK HIZMETLERINE ERIŞIM IMKANI Yüksek hizmet kalitesine sahip ve teknolojik alt yapısı güçlü Antwell İyi Yaşam Evleri’nde; Antwell sakinlerinin sağlık ihtiyaçları için, Türkiye’nin alanında tanınmış, güçlü ve güvenilir sağlık kuruluşu Acıbadem Sağlık Grubu hizmet verecek. Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Rasim Topuz, Antwell sakinlerine sunacakları hizmetlerle ilgili; “Sektöründe büyük bir yeniliğe imza atan Antwell projesinde, sağlık alanında mobil çözümler sunan Acıbadem Mobil Sağlık şirketimizle yer alıyoruz. Antwell’de kişiye özel 7X24 sağlık hizmeti sunacak olan Acıbadem Mobil Sağlık ekibi; düzenli doktor muayenesi, tetkik ve laboratuvar destek hizmetleri, hemşire ve hastabakıcı hizmetleri, fizyoterapi ve diyetisyen hizmetleri ile yatılı refakatçi desteği sağlayacak. Aynı şekilde, Antwell sakinlerinin ambulans ihtiyacı da 7/24 Acıbadem Mobil Sağlık ekipleri tarafından karşılanacak. İnşaat sektörünün önemli oyuncularından biri olan Ant Yapı’yla, sektöre örnek teşkil edecek Antwell projesinde yaptığımız işbirliğinden mutluluk duyuyoruz.” diye konuşuyor. Hemen Kiralamak için: 0216 909 45 45 / antwell.com.tr 4 trans bireyi kaçıran sanıklara 80 yıl hapis İzmir Bornova’da 4 trans bireyi kaçırdıkları ve mallarını yağmaladıkları iddiasıyla yargılanan 2 sanık, 40’ar yıl hapis cezası aldı. 7 Aralık 2017’deki olayda, Ömer Dülek ve Üstün Güç, trans bireyler B.K., Y.Y., B.B. ve S.E’yi ormanlık alana kaçırıp paralarını çaldı. Kendilerini engellemeye çalışan B.K’yi de yaralayan sanıkların, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamalarında karar çıktı. Mahkeme, “birden çok kişi ile birlikte nitelikli yağma”, “cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “kasten yaralama” suçlarını işleyen sanıkların 40’ar yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutuklanmasına karar verdi. l İZMİR / Cumhuriyet eğişen ihtiyaç ve beklentilere cevap veren bir yaşam Sosyal Dalanı yaratma hedefiyle yola çıkan Ant Yapı, gayrimenkul sektöründe yeni bir kategori oluşturan Antwell projesiyle sadece zengin sosyal olanaklar değil, hayatı kolaylaştıran hizmetler de sunuyor. Antwell sakinlerinin di Bir Yaşam ledikleri zaman faydalanabilecekleri ortak sanat, mutfak, dans atölyeleri, sinema odası, kütüphane, hobi bahçeAlanı si, oyun salonu gibi sosyal alanlar ve eğitmen desteği eş liğinde her yaştan kişi için özel tasarlanmış spor tesisleri, spa, sauna, masaj ve cilt bakım odaları bulunuyor. Alışveriş yardımcısından, rezervasyon hizmetlerine, ev temizliğinden teknik desteğe kadar birçok rezidans hizmetini de içinde barındıran Antwell’de, diyetisyen tarafından hazırlanan özel menüler sunan bir restoran ve cafe de yer alıyor. Ayrıca benzer ilgi alanlarını paylaşanlar için gezi organizasyonları ve etkinlik planlamaları hizmeti de sunuluyor. Bu bir ilandır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle