19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 16 KASIM 2019 CUMARTESİ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Moris Gabbay’ın, Cumhuriyet tarihi ile çakışan, Türkiyeli Yahudilerin özelinden, Güler yüzlü sosyalistimizsoluksuz çalıştığı İşçi Partisi yıllarına, BM çalışmalarına, Nâzım Hikmet Vakfı’na dair.. 97 yaşın birikimi ile anılarına değinirken “Hayatımın en mutlu yıllarıydı” dediği, TİP’in çatısı altında, merkez yönetiminde, aslında gündüz ile gecenin birbirine karıştığı, işçi sınıfının, yoksulların sorunları yumağında, yasaklar, zorluklar, baskılar altında.. yaşadıklarının ağırlığı var.. Gabbay’ın çok görmüş, çok yaşamış, çok okumuş, çok araştırmış, çok adaletli insancıl bir terazinin tartısından geçirilmiş, her sözcüğü, her satırı okumak gerek. Çekildiğimiz kara delik girdaplarında, insancıl, haktan yana çıkış arayışlarında, yol gösterici olabilirler.. Moris Gabbay’ın özel yaşamına dönük son birkaç saatlik söyleşimizden tek satır not almadığımı itiraf Moris Gabbay, müzenin en özel köşesinde. ederek söze girmeliyim. Elbette bu kadar derinlikli, ülkemiz odaklı dönem ve dünya tanıklıklarının bütünlüğü içinde, neden sonuç ilişkili geçiş analizlerinde dinlenen lerin ancak genel izlenimler için yol gös tericiliğinin büyüsüne kapıldığım için de ğil. Teyp kaydı ve çözümü ile bir söyleşiye sığdırılamayacağının gerçekliği var.. Bu nedenle Moris Gabbay’ın özelinde sizleri yanıltmamak için, söyleşinin giri şinden, kendisinin içinde yer aldığı 6 yıl lık bir titiz çalışmanın ürünü, anıları nın kitabını okumanızı önermek zorunda yım.. Seçilen başlık “Cumhuriyetle Birlik te Büyüdüm”. Moris Gabbay’ın seçilmiş kapak fotoğrafı, TİP’in sürpriz seçim zafe rinde, seçim kampanyasına çıkmış, Gazi antep’teki kamyonlu konvoyun önündeki Moris Gabbay görüntüsü olunca.. “Doğum, Çocukluk ve Ailem” başlı ğı altında anılarına giriş cümleleri, “Ar kadaşlarım doğum günümü sordukla rı zaman gülerek Büyük Taarruz’dan al tı ay bir gün önce doğduğumu söylerim” ile başlıyor. Çocukluğunun büyük kıs mının, o zamanlar İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Nişantaşı’nda, Va li Konağı’nın bir bina ötesinde, bugün kü Samsun Apartmanı’nda geçtiğini an latıyor. Atatürk’ün 1927’de İstanbul’a ye Müzede niden ilk gelişi çocukluğundan kalan ilk renkli anılar arasında.. Özel okullar, özel bir etkinlik. eğitimin sağlandığı koşullar, Boğaziçi’nde Ecevit, İsvan ile okul arkadaşlığı, iktisat fakültesi öğrencilik yıllarının paylaşıldığı arkadaşlık anıları.. Ülkemiz koşullarında çok parlak, çok özendirici değiller mi? Oysa anılarının ayrıntılarıyla verilmiş gerçekleri yansıtanlar yüzünden konu başlıklarını saymak bile, madalyonun öte ki çarpıcı yüzünü sergilemekte çok faz la sarsıcı içerikler, sonuçlar barındırıyor. Yahudilerin Anadolu’ya geliş tarihini, ai le kökenlerini ayrıntılarıyla dersine çalış mış olarak vermekle kalmıyor; dil, çocuk luk dönemlerinde azınlık olmanın zorluk Bir başka aydınlar buluşması. ları, en iyi öğretim kurumlarında ailelerin olağanüstü özverileri ile sağlanan öğre nim ortamında bile başından beri yaşanan ayrımcılıkların tanıklıkları ile yaşanmış lıkların rengi değişiveriyor. İkinci Dünya Savaşı yılları, Türkiye ve İstanbul’a yansıyan sonuçları, babanın ölü mü, Varlık Vergisi, Amerikalıların Türkiye’ye gelişi, İlerici Gençler Birliği, Turancılar, Gö rüşler Dergisi, Tan olayları, Türkiye Sos yalist Partisi, Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi kuruluşları içinde çıkış yolu arayışları, Soğuk Savaş dönemi, gözaltılar, Nâzım Hikmet’i cezaevinden ilk tanıma, oradan yapılmış ürünlerin satışında baba sının Kapalı Çarşı’da kendilerini çalışarak yaşatmaya çalıştıkları dükkânda, aracılar eliyle gizli satışına katkılar. Ailesinin fert leri ile tanışmalar.. 67 Eylül olayları, askerlik, iş yaşa mı, 27 Mayıs 1960’a doğru, Türkiye İş çi Partisi’nin kurulması, partiye katıl ması, mali sorunlar, resim sergi si, Sosyal Adalet Dergisi 1963 Mayıs Gaziantep’te yapı lan TİP Genel Yönetim Kurulu’nun önemi, aynı yıl yerel seçimler başarı sı.. TİP tarihinde, toplum CozknBgtspmopGeaüklerraeüuaaraAlaarndutbymer.içttb.lrümamkübiieioahğğGkakkSeudaşiiuyaktaiskaşKiitrzt’raçlıraıtiimeekooyndığiyanlntlnorrieaieeaısömşdodğgktrcnırzçlkeuıırlaigaeğniılek2nkakiTrlgısdkei8ızalİöınaçynana,PennranTdadrhdtsmııleaezıçeflaiiıalıadams,sm,şaebçriiimtttırynnleıığmaeegıes.ernadkroiıeıMncuatlr,ebıyia1iarfizkyloaytosrdn.iviöirşa2rıkıteızyeuliizkş0kaszllmdöı1adlğıiş3ıuğkabeğınatsıiöamkdğçizMnriilaeıniatd,zhoanndTe“lbrytes,iaÖgiıısı,eslnlöltaıöleGçsıtairmaK.bılçbıçaa,lyıAş,Alygse“tlmNiiıYınöor,dSnaiS,rlahEaaödsmpeşaaklvtıaaneonretaeinmktrmdksşSaataviigeığaenldn.1eoerrıriar,gıc9şansnşutı6zyenlidniaü5errsiegrnmkilTıinmlygaaetsdaanegküyikraeşnrinöaazesrlnaıtraTrieertfiaömeaşyrlıİütıçzvıPkn,imıyozlzıvnlmy’ıdkıleeliTekıuldoenaşrlrlirİıakynaintbPiknbüiikrlosmeçn’iiıeeslurig,ikr”igtn.enleteylliyilosoeedtnanıgliıTipnkmeralrsüvyİll,ımmraaaPvdeleoaümnrned’eeğikirışınensnuaen.iniın, kileştirmeyi sosyalizmle aşmak” başlığını ticiler, işçiler için “umut” yükselişi atmış. Ayrımcılıktan kaynaklanan koşul nin, tabandan gelen patlama, siya lar nedeni ile çocukluktan travmalar yaşa seten çok yoksun ama moral değer lerde çok onurlu çıkışında yakaladı ğı aydınlanmacılar, gençlik desteği nin de simgesi. Kendi adıma arkadaş larımın çağrısı ile gazetecilik enstitü sü öğrencisi iken katıldığım, Harun Karadeniz’in liderliğini yaptığı yürü yüşü anımsıyorum. Üniversite bahçe sinden toplanıp Bayazıt’tan Taksim’e yürüyüşümüzün protesto gündemi, siyasal İslamcıların Atatürk heykel lerini kırma ve İşçi Partisi’ne Türk Moris Gabbay, Halit Çelenk, Öner Yağcı, Tarık Akan ve Mehmet Ali Aybar ile birlikte. Nâzım Hikmet Kültür Vakfı çalışmaları, kendi deyimi ile BM emekliliği sonrasında en rahat, en güzel günlerin anıları arasında yer alıyor. Doğrusu Moris Gabbay ülkemize dönük hiç eksiklik yapmadığı toplumsal sorumluluklarıyla, güvenilir, akil insan duruşuyla ülkemizin aydınlanmacıları arasında vitrinde gösterişli hiç rol almamış olsa da öylesine gönülden onaylanmış bir kimlik ki.. BM çatısı altında dünyayı dolaşırken bile ülkemiz bağlantılı, en çok da hiç değişmemiş yüzü ile, Aybar’ın “güler yüzlü sosyalizm” teziyle de buluşmuş, siyasal, toplumsal, bir o kadar değerli kültürel katkılarıyla, etkin çalışmaları söz konusu ki.. Bir satır arası Aybar’ın dünya ölçeğinde hiç unutulmayacak, insan hak ları odaklı uluslararası insan hakları ihlalleri yargıçlık görevi ile de çakışan katkıları öylesine uyumlu ki.. Ülkemizin yaşayan efsane “güler yüzlü sosyalisti” kimliği ile öylesine seviliyor ki.. Bir önceki doğum günü kutlamasını her kimlikten 1968’liler ile paylaşmaktan nasıl onur duyduklarına hep birlikte tanık olmuştuk.. Şükran Kurdakul ve Moris Gabbay İslam sentezinde baskın düzenleme eylemlerini birlikte protesto içerikliydi. Taksim Anıtı’nın önünde tüm yükseköğrenim gençliğini temsil eden derneklerin öğrencileri sırasıyla “Atatürk devrimlerine, TİP saldırılarına karşı direnme, birlikte sahip çıkma” nöbetlerine katılmıştık. Moris Gabbay’ın yaşam özeline dönersek, TİP içindeki özel sorumluluklarından hiç sapmadan, DİSK’in kuruluş süreci ile TİP ilişkilerini yakından izlemenin ötesinde, Çekoslovakya olayları ile bağlantılı parti içinde yaşanan çatlakların sorunlarını da paylaşıyor. Yeri gelmişken Kanlı Pazar, 1516 Haziran olaylarının yansımalarını da atlamamak gerekiyor. Ancak içine düştüğü ekonomik sıkıntıların kaçınılmaz sonucu olarak, seçtiği değerlerle çelişmeyecek bir iş bulmanın derdine düşüyor. BM’nin Haftanın pek çok gecesi Aybar’ın evinde, birlikte. dünyanın en yoksul, en yoksun ülkelerine dönük çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen FAO çalışmaları içinde iş için başvuruyor. Eğitim ve diller kazanımları bağlantılı, kimlik özelliklerinin bütünü içinde seçiliyor. 1966’da İstanbul Kartal’da. Aralık ayından geçerli olmak üzere işbaşı yapıyor. Bilmeyenler için bir ayrıntıyı da paylaşmak gerek. BM’de önce Türkiye’de sonra dünyanın pek çok en yoksul, yoksun ülkesinde yaptığı, 18 yıl aralıksız sürdürdüğü söz konusu görevler uluslararası eonomik ve kültürel işbirliğinin içinde yer alıyor. Moris Gabbay’ın yine en olumsuz koşullarda, en anlamlı toplumsal çalışmalar yapmanın ötesinde, çok insancıl sorumluluklar üstlenmesi, yararlı olabildiği ölçeklerde de bölge insanlarına insancıl katkılarda bulunabilmesi anlamına geliyor. Elbette bir diğer yanı ile emperyal sömürü düzeni çarklarının işleyişi, insan hakları ihlallerinin boyutlarını daha da çok çarpıcı gözlemlemesi, tanıklıklar yaşaması, deneyim kazanması anlamına da geliyor. Afrika’da sömürgecilik, Etnikler arası çatışmalar, Afrika’da dil, Çad yılları, Senegal yılları, Roma, La Pasionaria’yı Anma, Mozambik, Mali ve Gine başlıkları altında anılarında yer alıyor. DÜZELTME: İnci Beşpınar’ın Kadıköy Belediyesi Başkan Yardımcılığı 10 yıllık bir süreci kapsamışken, 19992009 olan gerçek süreç 19992000 olarak bir yıl gibi gösterilmiştir. Ayrıca sendikal yaşama dönük DİSK Madenİş örgütlenme çalışmaları, Ereğli değil İskenderun Demir Çelik Fabrikası’na yöneliktir. Düzeltir, özür dileriz. HABER Sorunların çözümü Kemalizmde Atatürk ve Kemalizm hakkındaki videosuyla büyük yankı uyandıran Fransız müzisyen ve yazar Loulou Dedola, Cumhuriyet’e konuştu. Atatürk ve Kemalizm hakkındaki videosuyla büyük yankı uyandıran Fransız müzisyen ve yazar Loulou Dedola, Cumhuriyet’e konuştu. Atatürk hassasiyeti nin nasıl oluştuğundan Türkiye ve Türk milletine bakışına dair birçok konuda konuşan Dedola, Batı’da ki Türkiye algısını ve 21. yüzyılda Türkiye’nin rolüne dair dikkat çe Çağdaş ken açıklamalarda bulundu. Bayraktar n Atatürk ve Kemalizm ile il gili videonuz Türkiye’de yoğun bir ilgi gördü. İnsanlar sizi merak ediyor. Loulou Dedola kimdir? Öncelikle bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? İsmim Loulou Dedola. Fransa’da yaşıyorum. Birlikte Avrupa ve Afrika’da çok seyahat ettiği miz RCO müzik grubunun lideri, yazarı ve bes tecisiyim. Ay nı zamanda ro man yazarı, sine ma ve çizgi ro man senaryo ya zarıyım. Özellikle de Mustafa Ke mal Atatürk hak kında (üzerine) bir çizgi roman yazdım. n Atatürk hassasiyetiniz nasıl oluştu? Atatürk için tutkum; tari Loulou Dedola hi ve özellikle de 20. yüzyıl tarihini inceleme ye başlamamla oluştu. Bu kişiliği keşfettiğimde kendisinin bütün insancıl (hümanist) ve ileri ci (progresist) felsefelerin kavuşma noktasında olduğunu anladım. Fakat beni Atatürk’ü keşfet meye iten gerçekten kişisel bir çalışma oldu. Dolayısıyla Fransa’da yeterince Kemal Atatürk konusunu çalışmadığımızı düşünüyorum. n Söylemlerinizde bir siyasi lideri sev mekten ziyade onun fikir yapısına hâkim olduğunuz, ciddi bir fikirsel birikiminiz ol duğu görünmekte. Öyle ki bu fikirsel de rinlik, Türkiye’deki bir kesimde bile olma sı gereken seviyede değil. Bu bilinç sizde nasıl ve hangi yazar ve kitaplarla oluştu? Çok geniş kapsamlı araştırmalar yaptım, özellikle Glénat Yayınları için “Türk Baba” isimli kitabımı yazarken. Mustafa Kemal Atatürk hak kında o zamana kadar çok okumuştum, fakat bu bir tarih kitabı değil. Bu neredeyse bir “aziz lerin hayat öyküsü” kitabı. Bu yüzden çoğun lukla Kemal’i seven insanların sözlü ifadelerin den ilham aldım. Bu kitapta insanların neden Kemal’i sevdiklerini göstermek istedim. n Batı’nın önemli bir bölümünde sizin yak laşımınızın aksine Türkiye, Türk ve Atatürk karşıtlığı görülmekte. Bunu neye bağlıyor sunuz? Bu konu hakkındaki düşüncelerimi şimdiye dek çok kez anlattım. Bence insanlar kötü ni yetli vaizler tarafından istismar ediliyor. Kemal, Türkiye’yi yok olmasına yönlendiren bir sistem le bağlantısını koparmak istedi. Diğerleri bu es ki sisteme geri dönmek istiyor. Bu politik bir tar tışma. Ancak bu uydurma bilgileri yayma hakkını vermez. Türkiye’nin medyadaki imajı iki devletin hükümetleri arasındaki ilişkinin niteliğine göre değişmektedir. Maalesef, çok büyük çapta sahte bilgiler dönemindeyiz. Ancak Fransızların Türki ye konusundaki endişeleri sakin ve iyi tartışılan bir anlatıma direnemiyor. Bu genellikle yaptığım şeydir. Her iki ülkenin halkını bir araya getirebi len çok fazla konu var. Kemal’in Fransızca konu şan birisi olduğunu da asla unutmayın. Fırsat buldukça Afrika ülkelerine giden Fransız müzisyen yazar Loulou Dedola, Atatürk’ü ve Kemalizmi Afrikalı çocuklara anlatıyor. Dedola, sorunlarla boğuşan Afrika için de çözümün Kemalizm olduğunu söylüyor. n Fransa’dan Türkiye’ye baktığınızda nasıl bir Türkiye portresi görüyorsunuz? Öncelikle yinelemeliyim ki ben kendimi Kemalist olarak görüyorum. Kemalist olmaktan da gurur duyuyorum. Yaşam felsefemi Kemalizm düşüncesini canlandırmak üzerine kurdum. Fransa’dan baktığımda, 21. yüzyılı barış ve ilerlemeye doğru dönüştürmekte Türkiye’nin çok büyük bir rolü olduğunu hissediyorum. Tarihi ve coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin oynayacağı rol çok büyük. İnsanlar, Kemalizmin temelini anladıklarında, bilinci ve bilgisi olan hiç kimse Kemal’e saldırmaz. Kemalizm evrensel bir değerdir. 21. yüzyılda yaşadığımız tüm sorunların çözümü Kemalizmde. Bundan yüzde yüz eminim. n Kısa sürede Türk insanı sizi çok sevdi. Onlara ne söylemek istersiniz? Karşılıklı tanışmamız uzun zaman aldıysa da birbirimizi sevmek çok kısaydı. Size söz veriyorum, yakında aranızda olacağım. Her şey için çok teşekkürler ve yakında görüşmek üzere. Mustafa Kemal’in askerleriyiz! Söyleşinin Fransızcası için: cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle