19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8g=(1 K/ASI$M 2?01,9C8UM<A*8/$0$/$5, ÖZEL AŞI UYGULABuMbir iAlanLsaAyfaRsıdIır. 1 KASIM 2019 CUMA “Hiç Kimsenin Aşıyla Korunabilir Hastalıklardan Zarar Görmediği Bir Dünya İçin Çalışıyoruz” Toplum sağlığının korunması için en önemli uygulamaların başında gelen aşı, hastalıklarla savaşta insanoğlunun en önemli silahlarından biri. Böylesi önemli bir görevi üstlenen aşılar en önemli sağlık yatırımlarının başında gelmekte. Konuyla ilgili konuştuğumuz Sanofi Pasteur Türkiye ve Avrasya Bölge Başkanı Emin Turan, aşının önemine dikkat çekerken, “Henüz aşısı olmayan RSV, HIV aşısı, menenjit ve kuduz gibi mevcut aşıların daha gelişmiş ikinci nesil aşıları ve grip pandemilerine karşı aşıları geliştirmek üzere çalışıyoruz” dedi. Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz? Kariyerime Hoechst A.Ş.’de Medikal Danışman olarak başladım. Daha sonra Organon’da önce Ürün Müdürü ve ardından da Ulusal Satış Müdürü olarak çalıştım. Sanofi Pasteur bünyesine 1999 yılında Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü olarak katıldım, ardından 2003 yılında, şirketin ABD’deki merkez ofisine Grip Aşıları Global Ürün Grubu Lideri olarak atandım. 4 yıldan fazla sürdürdüğüm bu görev sırasında şirketin global grip aşıları stratejisini geliştirme fırsatım oldu, operasyonel ve stratejik planların tüm birimler arasında uygulanmasını sağladım. 2007 yılından itibaren de Sanofi’nin Asya Pasifik İş Birimi’nde görevlendirildim. 3 yılı aşkın bir süre Güney Kore Genel Müdürlüğü’nü üstlendim. Bu görevim sırasında EUCCK (Avrupa Topluluğu ve Güney Kore Ticaret Odası) İlaç Sektörü Başkan Yardımcısı olarak 1 yılı aşkın süre çalıştım. 2014 yılı başında Türkiye İran Genel Müdürü olarak Türkiye’ye döndüm. Şubat 2017’den itibaren Türkiye, İsrail, İran, Rusya ve Kazakistan da dahil olmak üzere 14 ülkeyi kapsayan Türkiye Avrasya Bölge Başkanlığı görevini yürütüyorum. Aşı denince akla gelen ilk isimlerden biri Sanofi Pasteur, bunun sırrı nedir? Sanofi’nin aşı alanında lider iş birimi Sanofi Pasteur, dünyada sadece insan aşılarına odaklanmış en büyük şirket durumunda. Hiç kimsenin aşıyla korunabilir hastalıklardan zarar görmediği bir dünya vizyonuyla çalışıyoruz. Çalışmalarımızın motivasyonu da, güvenli ve etkili aşılar üreterek insanları bulaşıcı hastalıklardan korumak. Her yıl dünyanın dört bir yanındaki insanlara bir milyardan doz fazla aşı sağlıyor, bir yandan daha sağlıklı bir gelecek için mevcut aşılarımızı iyileştirirken, bir yandan da aşılamanın faydasını yeni bulaşıcı hastalıkları kapsayacak şekilde genişletmeye çalışıyoruz. Türkiye’de faaliyet gösterdigimiz 1989 yılından bu yana Sanofi Pasteur olarak, toplumu ve sağlık personelini bilgilendirmeye çalışan ve tıbbi etikten ödün vermeyen bir felsefenin savunucusu olduk. Geride bıraktıgımız yıllar boyunca, odağımız her zaman sağlıklı bir gelecek için insanların ihtiyaçlarına cevap verecek faaliyetleri sürdürmek oldu. Aşı ile önlenebilir hastalıklara karşı her zaman mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Sanofi Pasteur’un klinik ve ArGe çalısmalarından bahseder misiniz? Sanofi Pasteur’ün taahhütü, mümkün olan en güvenli ve en etkili aşıları dünyanın her köşesine ulaştırmaktır. Dünya sağlığını korumak, tüm insanlığı etkileyen hastalıklara karşı yeni çözümler geliştirmeyi de zorunlu kılıyor. Sanofi Pasteur olarak, stratejimizin merkezinde yenilikçilik var. Yeni aşılarımızın ArGe faaliyetlerine, yılda 500 milyon Euro’dan fazla yatırım yapıyoruz. ARGE ekiplerimiz, yeni bulaşıcı hastalık hedeflerine karşı aşı geliştirmek için dünya çapındaki teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor ve küresel erişimi artırmak için sürekli biçimde mevcut aşıları iyileştiriyor. Henüz aşısı olmayan RSV (Respiratuar Sinsisyal Virüs), HIV (AIDS) aşısı, menenjit ve kuduz gibi mevcut aşıların daha gelişmiş ikinci nesil aşıları ve grip pandemilerine karşı aşıları geliştirmek üzere çalışıyoruz. Sektörün öncü firmalarından biri olarak, aşı alanında ülkemizdeki hedefleriniz nelerdir? Sanofi Pasteur olarak, 2009 yılında hayata geçirdiğimiz yerelleştirme projesi ile şu ana kadar 50 milyon doz dörtlü ve beşli karma aşının üretimini yerel ortağımız MEFAR’da gerçekleştirdik. Aşı, üretim süreçlerinin karmaşıklığı ve uzunluğu itibarı ile en karmaşık biyolojik ürünlerden biridir. Zaman zaman dünyanın birçok ülkesinde tedarik sıkıntıları yaşanabiliyor. Türkiye’deki üretim ayak izimizi daha da büyütmemiz, bu ürünlerimizde bugüne kadar başardığımız kesintisiz tedariğe devam etme hedefimize katkıda bulunacak. Yeni aşı geliştirme yolunda da Türkiye’deki bilim insanlarının şirket portföyümüze uyan projelerini destekleyerek ilerlemek istiyoruz. Bu konuda yakın gelecekte bilgilendirme mesajlarımızı paylaşmayı hedefliyoruz. Sanofi’nin Sosyal Sorumluluk Projeleri kapsamında hayata geçirdigi uygulamalardan bahseder misiniz? Ülke sürdürülebilirlik hedeflerimizi Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile (UN SDGS) uyumlu hale getirerek, bu yolculukta üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmek amacıyla Türkiye’ye katkıda bulunacak Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerini hayata geçiriyoruz. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çoğalarak artan aşı karşıtlığı bizim bu projeye başlamamız konusunda tetikleyici sebeplerden biriydi. ÇABA Derneği bu proje kapsamında tüm Türkiye çapında yüz yüze bilgilendirme toplantıları organize ediyor, bu sayede sağlık konularında doğru uzmanların toplumu aydınlatmasını sağlıyor, çeşitli kanallardan yayılan hatalı bilgilerin doğrusunu halka ulaştırıyor. Proje, özellikle internet ve sosyal medya kanallarından yayılan doğru bilinen yanlışların düzeltilmesini hedefliyor. Doğru sağlık okuryazarlığının önemini anlayan birçok ünlü ve çok sayıda hekim de projeye gönüllü olarak katkıda bulunmaktadır. Bugüne kadar yapılan 14 toplantıda toplam 4.200 kişiye ulaşıldı. Biyoteknoloji ve nanoteknoloji alanlarındaki gelismelerin sektöre katkılarını degerlendirir misiniz? Biyoteknoloji şu anda ilaç sektörünün gelişim alanı. Bu alanda şirketimiz dahil birçok firmanın mevcutta ve ArGe hatlarında ürünleri var. Büyük ve uzun yatırımlarla geliştirilen bu ürünler daha önce tedavisi ya da korunması mümkün olmayan birçok hastalık için önemli fırsatlar sunuyor. İlaç endüstrisinin de en belirgin büyüme alanı biyoteknolojik ürünler, zira büyük molekül dizaynını mümkün kılan teknolojiler sayesinde yeni tedavi alanlarına yönelmek mümkün oluyor. Biyoteknolojik ürünler içinde en karmaşık ürünlerin başında aşılar da geliyor. Aşıların her seride aynı kalite ve etkinlik standardı ile üretilebilmesi çok büyük bir ihtisas ve bu alandaki knowhow seviyenizi sürekli geliştirmeniz gerekiyor. Sanofi Pasteur Türkiye ve Avrasya Bölge Başkanı Emin TURAN “Yaşam İçin Keşfediyoruz” Sağlıklı bir nüfusun korunması için en önemli uygulamaların başında aşı gelmekte. Belirli hastalıklara karşı yapılacak aşılama ile toplum sağlığı korunabildiği gibi pek çok ölümünde önünde geçilebiliyor. Aşı uygulamalarının toplum sağlığı açısından önemi nedir? İnsanlık tarihi boyunca bulaşıcı hastalıklar, insanların sağlığını tehdit sürdüreceğiz. Geliştirdiğimiz yenilikçi aşılarla, dünyayı ekonomik ve sosyal açıdan tehdit eden ciddi hastalıkları önlemek ve insanların yaşam kalitelerini Aşı uygulaması ve önemiyle ilgili sorularımızı yanıtlayan MSD Türkiye İş Birimi Direktörü Gözde Güllüoğlu, pek çok hastalığa karşı geliştirdikleri aşılarla, etmiş ve ortalama yaşam süresini azaltan toplumsal bir kriz olarak karşımıza çıkmıştır. Oysa günümüzde, geçmiş döneme ait çoğu bulaşıcı hastalığı büyük ölçüde kontrol altına aldık hatta bazılarını iyileştirmek üzere mücadele ediyoruz. İnsan hayatının her dönemini kapsayan, birçok hastalığın önlenmesinde fayda sağlayan etkin ve oldukça güçlü bir aşı portföyüne sahibiz.Suçiçeği, kızamık, hastalıkların önlenmesi ve insanların yaşam kalitelerini iyileştirmek için çalıştıklarını ifade etti bizim için tehdit olmaktan tamamen kızamıkçık, kabakulak, hepatit A, hepatit çıkardık. Bu başarı, hastalıklara karşı B, HPV enfeksiyonu ve neden olduğu geliştirilen yeni tedaviler ve en önemlisi kanser ve çeşitli hastalıklar, genital bulaşıcı hastalıklara karşı yeni aşıların siğiller, rotavirüs ishali gibi hastalıklara keşfedilmesiyle mümkün olmuştur. karşı bebekler, çocuklar, gençler ve Örneğin aşılar, çiçek hastalığının yetişkinler için çözümler sunuyoruz. ortadan kaldırılmasına ve çocuk felcinin Ülkemizde oldukça kapsamlı bir çok büyük bir oranda kontrol altına aşı takvimi bulunmakta, birçok aşıyı alınmasına önemli katkılar sağlamışlardır. oldukça hızlı bir şekilde takvime alan Bu anlamda aşılar, halk sağlığı alanında başarılı bir sistemimizin olduğunu 20. yüzyılın en büyük tıbbi başarılarının içtenlikle söyleyebilirim. Bu sayede başında gelmektedir. ülkemizde aşılanma oranı Avrupa Dünya Sağlık Örgütü, temiz suya ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça erişimden sonra insan ömrünü uzatmada iyi bir durumda. Yüzde 9697 aşılama en önemli katkıyı aşıların sağladığını oranı ile birçok Avrupa ülkesinden belirtiyor. Bu anlamda, insan ömrü daha yüksek bir aşılanma oranına için aşıların ortaya koyduğu değer sahip olduğumuzu belirtmek isterim. insanlık için çok önemli. Yine Dünya Türkiye’nin aşı takvimi şu an 13 antijeni Sağlık Örgütü’ne göre aşılar, pek çok bulaşıcı hastalığın önlenmesinde ve buna bağlı olarak insanların hayatının kurtarılmasında en büyük destekçilerimiz. Öte yandan aşıları sadece bebeklik ve/veya çocukluk dönemindeki bir uygulama olarak düşünmemeliyiz. Hem dünya hem de ülkemiz nüfusu yaşlanıyor. Yaşlanan nüfus için yapılan sağlık harcamaları sağlık sistemleri ve ülke ekonomileri üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Oysa aşılama, önemli hastalıkların ortaya çıkma olasılığının azaltılmasına ve sağlıklı bir nüfusun korunup sürdürülmesine yardımcı olabilir. MSD olarak aşı konusunda kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Aşı konusunda ne gibi çalışmalarınız var? MSD olarak, 125 yılı aşkın süredir güçlü portföyümüzle en zorlu hastalıklara karşı mücadele ederek hayatlara dokunuyor ve yaşam için keşfediyoruz, gelecekte de keşfetmeyi kapsamakta. DSÖ’nün bağışıklama programında önerdiği aşılardan biri olan HPV aşısı henüz ülkemizin programına eklenmemiştir. HPV kadınlarda rahim ağzı kanserine, kadınlarda ve erkeklerde ise anogenital kanserlere ve siğillere neden olduğu bilinen bir grup virüsün ismi. HPV 16 ve HPV 18 en yaygın görülen virüs tiplerinden ve toplam rahim ağzı kanser vakalarının yüzde 70’ine neden olmakta. Bu nedenle HPV ile ilişkili kanserler aşı ile önlenebilen kanser türleri arasında yer almakta, yani elimizde aşı ile bir kanserin sıklığının anlamlı olarak azaltılması imkânı var. Dünya’da HPV ilişkili hastalıklardan korunma kapsayıcılık oranı oldukça düşük, ki bu oran Türkiye’de daha da az. Aşı konusunda toplumun farkındalığı oldukça önemli, biz de bu konuda üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Özellikle HPV ve neden olduğu hastalık ve kanserler hakkında halka doğru bilgi sağlamak adına sosyal medya kanallarımızı kullanıyor ve düzenli aralıklarla bilgilendirici paylaşımlarımızı yapmaya özen gösteriyoruz. MSD Türkiye olarak aşı konusundaki klinik araştırmalarınız ve ArGe faaliyetleriniz nelerdir? Biz MSD olarak “Yaşam için Keşfediyoruz” şirket sloganımız çerçevesinde henüz karşılanmamış ihtiyaçlara odaklanarak insanların hayatını değiştirecek yeni ve inovatif aşılar keşfetmek ve geliştirmek için çabalıyoruz. Tüm dünyada en zorlu hastalıklara karşı mücadele vermeye çalışan, araştırma ve geliştirmeye katkıda bulunan öncü ilaç şirketlerinden biriyiz. Yenilikçi tedavi ve aşıların geliştirilmesi için küresel çapta gerçekleştirdiğimiz 7.9 milyar dolarlık Ar Ge yatırımı ile bu alanda önemli bir yere sahibiz. Bunun yanı sıra ülkemizde de 2018 yılında yürüttüğümüz klinik çalışmalar ile ilaç sektöründe klinik araştırmalarda 1. sırada yer aldık. ArGe çalışmalarımıza ek olarak, mevcut aşılarımızın özelliklerini geliştirmeye de odaklanıyoruz; gelişmiş üretim metotlarını, formülasyonları, kullanım doz ve şekillerini geliştirmek ve iyileştirmek için çalışıyoruz. Bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde invazif pnömokok hastalığının önlenmesi için geliştirilen 15 valanlı konjuge aşı için araştırma çalışmalarımız Türkiye’deki merkezlerimiz dâhil olmak üzere devam etmekte; bu amaçla ArGe yatırımlarımızı aksatmadan sürdürerek yenilikçi aşıları geliştirip insanlığın hizmetine sunmaya devam edeceğiz. MSD aşı birimi olarak hedefleriniz nelerdir? MSD olarak hayata geçirdiğimiz yatırımlar ile küresel anlamda bulaşıcı hastalıkların önlenmesindeki Msd Türkiye İş Birimi Direktörü Gözde GÜLLÜOĞLU liderlik rolümüzü güçlendirmeyi hedeflerken, önümüzdeki dönemde de ciddi tıbbı ihtiyaçları karşılamak ve küresel halk sağlığını korumak üzere yenilikçi aşılar geliştirmeye ve üretmeye devam edeceğiz. Dünyada ihtiyaç duyan herkesin yeni ve etkin aşılara erişiminin sağlanmasına katkıda bulunmak bizim öncelikli hedefimiz. Bu hedef doğrultusunda ArGe yatırımlarımızı aksatmadan sürdürerek, yenilikçi aşıları geliştirip, insanlığın hizmetine sunmaya devam edeceğiz. Yetişkin aşılaması da odaklandığımız alanlardan biri olacak. Dünyanın lider aşı şirketlerinden biri olarak, aşılara erişimin artırılması hususunda ilgili tüm paydaşlarla iş birliklerimiz mevcut ve bu çalışmaları artırmaya hazırız. BU BİR İLAN SAYFASIDIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle