24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 1 KASIM 2019 CUMA gorus@cumhuriyet.com.tr olaylar ve görüşler ABD Temsilciler Meclisi’nin sözde Ermeni soykırımı kararı Prof. Dr. Hakkı KESKİN Siyaset Bilimci Soykırım bir insanlık suçudur. Buna parlamentoların veya parlamenterlerin karar verme yetkisi yoktur. Bu yetki Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi’ndedir. Birleşmiş Milletler tarafından Soykırım Konvansiyonu 1948 de onaylanmış ve 1951 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Buna göre soykırım: “Ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir azınlığın, tümünü ya da bir bölümünü, planlı, programlı olarak yok etmek” olarak tanımlanmıştır. ABD Temsilciler Meclisi’nin 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıma kararının, hukuksal bakımdan hiçbir anlamı ve yaptırımcılığı yoktur. Ancak siyasi olarak, Ermeni diyasporasının ve Ermenistan’ın bu yöndeki yüzyıla yaklaşan çabalarına destek niteliği taşımaktadır. Türkiye sözde Ermeni “soykırımı” olayında ve PKK’nin terör örgütü olduğu konusunda son derece yetersiz kalmıştır. Çok haklı olduğunuz bir konuda bile, vizyonunuz, stratejiniz, kullanacağınız araçlar ve uygulayacağınız yöntem doğru seçilmemişse, vizyonunuza ulaşmak kolay olmayacaktır. Özellikle Batılı demokrasilerde, önem verilen bir konuda kamuoyunu etkilemek ve kazanmak son derece önemlidir. Ermeni lobisinin sözde soykırım stratejisi Kuşkusuz ülkelerin kendi çıkarları, diğer ülkelerle ilişkilerde belirleyici olmaktadır. Yine de günümüzde medyanın ve geniş kamuoyunun etkilenerek, daha objektif tavır alabildiği, böylece de hükümetlerin, parlamenterlerin de etkilenebildiği unutulmamalıdır. Ancak medya, siyasi partiler, belli sayıda parlamenterler, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve aralarında işveren, sendika gibi değişik kurum temsilcileri ile düzenli, sürekli bir diyalog ve bilgi alışverişi içerisinde olmak gerekir. En haklı davanızda bile, haklı olduğunuzun kanıtlanması, bu iletişimin ve diyaloğun sağlanabilmesine, inandırıcı yöntemlerin kullanılmasına, sürekli ve kararlı çalışmaların yapılabilmesine bağlıdır. Diyaspora Ermenileri ve Er Gerçekler çarpıtılarak, sahte, yanlış ve yalan verilere dayanılarak alınan kararla Türk halkı, bir soykırım yalanıyla ve suçlamasıyla karşı karşıyadır. Türkiye’nin elindeki arşivler, kaynaklar, sözde soykırım iddialarının ne denli gerçek dışı ve asılsız olduğunu açıkça kanıtlıyor. menistan destekli Ermeni lobisi, Şubat 1992’de Hocali katliamını ve Azerbaycan topraklarının işgalini, işgal edilen yerlerden bir milyona yakın Azerbaycanlı Türkün topraklarından ve evinden kovulmasını, gündemden uzak tutmak amacıyla son derece başarılı bir strateji izliyor. Bu nedenle de bir asır önce olmuş olan 1915 Ermeni tehciri olayını, sürekli olarak değişik yöntemlerle dünya kamuoyuna, ülke parlamentolarına, hükümetlere, kiliselere, gerçekler çarpıtılarak ve yanlış veriler kullanılarak taşınıyor. Bu çalışmalarında Ermeni diyasporası büyük bir süreklilik ve kararlılık gösteriyor. Türkiye’nin izlemesi gereken strateji Gerçeklerin çarpıtılarak, sahte, yanlış ve yalan verilere dayanılarak Türk halkı, bir soykırım yalanıyla ve suçlamasıyla karşı karşıyadır. Ne var ki Ermeni lobisi bu yalanında yine de başarılı olmuştur. Çünkü ortaya konan bir vizyon var. Soykırım iddiaları, diyaspora Ermenilerini bir araya getiren ortak ilke ve hatta kimlik sorunu yapıldı. Buna uygun olarak özetlediğim strateji belirlendi. Özellikle değişik iletişim araçları kararlılıkla ve büyük bir süreklilikle kullanıldı. “Dünyada İlk hıristiyan ülke olma” algısı da medya üzerinden ısrarla işlendi. Türkiye’nin elindeki arşivler, kaynaklar, olaylara tanık olan binlerce kişinin anıları ve hatta incelenmiş olan Rusya arşivleri, raporları, sözde soykırım iddialarının ne denli gerçekdışı ve asılsız olduğunu açıkça kanıtlıyor. Ne varki bu konuda Türkiye hükümetlerinin kararlılıkla ve sürekli olarak izlediği bir vizyonu, stratejisi, iletişim ağı ve yöntemi bulunmamaktadır. Türkiye’nin soykırım iddialarına karşı izlediği, “yapmadık, etmedik” gibi sadece savunmayı öngören stratejinin etkisiz ve yanlış olduğu kanımca ortaya çıkmıştır. Bundan böyle izleyeceğimiz strateji ve uygulanacak yöntem ise, Batılı ülkelerin anlayacağı dilden olmalıdır. Bu konuyu parlamento gündemine alan, televizyonlarında, yazılı basında ve konferanslarda tartışan ülkelere ilişkin aynı çalışmaların Türkiye’de yapılması gerekir. Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, İtalya, ABD veya bir başka ülke, “soykırım” iddialarını gündemine alıyorsa, o ülkenin yaptığı gerçek soykırım ve katliamlar, Türkiye üniversitelerinde önceden araştırılmalı, paneller ve konferanslar düzenlenmeli, televizyon kanallarında tartışmalar yapılmalı, gazetelerde yazılar yayımlanmalıdır. Gerekiyorsa TBMM’sinde bu konu görüşülmeli ve kararlar alınmalıdır. ABD’nin yerli halkı Kızılderili lere, AfroAmerkilalılara yaptığı ve miyonlarcasının yokedildiği, gerçek soykırımlar, Vietnam’da, Latin Amerika`da, Afganistan`da, İrak’ta, Suriye’de onlarca milyon insanın katledildiği savaşlar, Türkiye`nin de aralarında bulunduğu 50’den fazla ülkede yapılan veya yaptırılan ve on binlerce insanın yok edildiği askeri darbe ve diktatörlükler, üniversitelerde, televizyonlarda, yazılı basında programlı bir biçimde ele alınmalı ve işlenmelidir. Yanıt yolu İşte ancak bu yoldan gerekli yanıt verilebilecek ve ilgili ülkeler bizi anında anlayacaktır. Stratejimiz, bizden hesap soruyorsan, gel sen de yaptıklarının hesabını ver olmalıdır. Bu ülkelerin gerçek soykırımlarına ilişkin yapılacak bilimsel çalışmalar, konferanslar, paneller, medya yayınları son derece etkili olacak, dikkatle izlenecek ve ancak o zaman yaptıklarının nedenli büyük haksızlık olduğunu anlayabileceklerdir. 1915 olaylarına ilişkin olarak yıllardır önermekteyim. Bir “Uzman Tarihçiler Komisyonu” kurulsun ve nerede varsa tüm arşivler, kaynaklar, belgeler ışığında 1915 olayları değerlendirilsin. Gerçek ortaya konulsun ve bu tarihçiler komisyonu kararını herkes kabul etsin. Ermenistan bu öneriyi kabul etmemiştir. Çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasından korkmaktadır. Bir fenomen olarak Müjdat Gezen Müjdat Gezen bir fenomendir... Yani hem bir olgudur hem de bir olaydır. Bir olgudur: Çünkü Türkiye’nin kültür, sanat ve edebiyatına sadece aktörlüğüyle, yönetmenliğiyle ve yazarlığıyla değil, kurduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi, MSM’de verdiği eğitimle, yetiştirdiği öğrencilerle de katkıda bulunan bir kurumdur. Bir olaydır: Çünkü bir yandan kazandığı bütün parayı sanata, kültüre, kültür ve sanat eğitimine, (gizlice) emekli, yaşlı, hasta sanatçıların bakımına yatırırken, öte yandan Atatürk ve onun kurduğu Cumhuriyet için canını ve özgürlüğünü tehlikeye atan ve bu nedenle de sürekli olarak haberlere konu olan bir kişidir. HHH Dünya tarihi, topluma, bilime, kültüre, sanat ve edebiyata katkı yapmak uğruna çeşitli baskılara ve hatta işkencelere maruz kalmış düşünürler, bilim insanları, sanatçı ve edebiyatçılarla doludur... İnsanlık bugünkü bilim ve düşünce düzeyine ve elbette artık bu düzeyi korumaya çalışan Demokratik ve Laik, Temel Hak ve Özgürlükler Düzenine bu insanlar sayesinde kavuşmuştur. Osmanlı İmparatorluğu insanlığın eriştiği bu düzeyin gerisinde kaldığı için çökmüş, işgal edilmiş ve Mustafa Kemal Atatürk sayesinde onun külleri üzerinden, mucizevi bir biçimde yepyeni bir Çağdaş Demokratik Cumhuriyet’in temelleri atılmıştır. Ama ne yazık ki, 21. yüzyılda, Atatürk’ün kurduğu Çağdaş Demokratik Cumhuriyetimiz de, insanlığın genellikle Ortaçağ’da yaşadığı ve aştığı bu baskılar altında gerilemektedir: Ortaçağ kalıntısı olan bu gerici fosiller, Müjdat Gezen’in hayatını vakfettiği okulunu, MSM’yi yakmaya kalkışmışlar, Atatürkçü olmasından dolayı iftiralar atarak onu mahkemelerde süründürmüşlerdir. Ama bir fenomen olarak Müjdat Gezen Olgusu, asla Müjdat Gezen Olayını ihmal etmemiş, onu daima “Kültür ve Sanat Dünyası”nın en önemli dallarından bir olan “Gösteri Sanatları”nın doruklarında tutmuştur. Geçen yıl “Yedi Kocalı Hürmüz”le Gösteri Sanatları Dünyasını kasıp kavuran Müjdat Gezen bu yıl da yazıp yönettiği ve başrollerini Cüneyt Arkın, Gönül Yazar ve Kayhan Yıldızoğlu gibi duayenlerle paylaştığı “Pera Müzikali”yle yine bomba gibi bir yapıma imza atmış. HHH Ben, Pera Müzikali’ni çarşamba gecesi medya için yapılan son kostümlü genel provada izledim. Hemen belirtmeliyim ki, üç saat boyunca insanları hem güldüren hem düşündüren bu fevkalade yapım, müthiş bir tiyatro, şarkı ve dans şöleni sunuyor izleyiciye! Kültür Bakanlığı Müsteşarlığım sırasında böyle yapımların ne kadar masraflı olduğunu ne kadar zor yapıldığını ve ne kadar büyük güçlüklerle mücadele edilerek sahnelenebildiğini gözlemlemiştim. Devlet olanaklarıyla bile “Pera Müzikali” gibi bir yapımı gerçekleştirmenin son derece zor olduğunu belirtmeliyim. Metin tarihsel bir kurgu içinde çok zekice ve esprili bir biçimde kurgulanmış. Şarkılar ve danslar metnin/ oyunun içine gayet ustaca ve seyirciyi kavrayacak biçimde yerleştirilmiş. Oyunculuklar, dekor, kostüm, koreografi, makyaj, ses düzeni, şarkı, müzik ve dans performansları çok iyiydi. Özellikle dans grubunu kutlamak isterim, Müsteşarlığım sırasında en çok önem verdiğim performans “kordöbale”deki sanatçıların danslarıydı. Çünkü seyirciyi en çok avucuna alan veya iten faktörlerin başında bu toplu dans performanslarındaki (çok çalışmaya bağlı olan) uyum ya da uyumsuzluk vardır. Bu kadar uyumlusunu, çok çalışılmışını az gördüm diyebilirim. İzleyicilerin esprilere ve kapalı da olsa eleştirel göndermelere olan tepkisi son derece belirgindi... Özellikle ünlülerin sahneye çıkışlarındaki alkış, yapımın “sanata ve sanatçılara saygı” mesajının iyice algılandığını gösteriyordu... Müjdat’ın sahneye çıkışındaki bitmeyen alkış tufanı ise gerçekten gözlerimi yaşarttı: Bir kez daha anladım ki, bu toplum, özellikle kaliteli kültür, sanat ve edebiyatı takdir ediyor ve ayrıca Atatürk’ü, Demokratik Cumhuriyeti savunanları hiçbir zaman yalnız bırakmıyor. HHH “Pera Müzikali” 3 Kasım Pazar günü saat 15.00’te TİM Show Center’da perdelerini açıyor. 3, 17 ve 24 Kasım 2019 Pazar günleri saat 15.00’te sahnelenecek olan oyunun biletleri, Biletix’ten ve gişeden temin edilebilir. 210 KASIM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle