21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 98 EKİM 2019 SALI 4 memura soruşturma başlatılmasına neden olan kişi Hüseyin Gürsel Durmaz çıktı İhbarcı, FETÖ firarisi Ankara Adliyesi’nde çalışan Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi 4 çalışanı “DHKP/C üyesi olduklarını düşünüyorum” diyerek BİMER’e ihbar eden ve memurlar hakkında soruşturma başlatılmasına neden olan kişinin, FETÖ firarisi Hüseyin Gürsel Durmaz olduğu ortaya çıktı. Savcılığın yaptığı araştırma sonucunda Durmaz hakkında “örgüt üyeliği suçu”ndan yakalama kararı bulunduğu belirlendi. Savcılık, iftira suçundan Durmaz’a dava açtı. Ankara Adliyesi’nde zabıt kâtibi olarak çalışan Fatma Ekin Narin, Turgay Akçay, Esin Alkan ve Kamuran Emir hakkında Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) 9 Kasım 2017’de ihbarda bulunuldu. İhbarda, bu memur lar hakkında “DHKP/C, MLKP gi teröristlerin boğazından geçmesi bi terör örgütlerine üye avukatla ni istemiyor, gereğinin yapılması ra, gözaltındaki şahıslara ve dışa nı arz ediyorum” diye yazdı. rıdan gelen destekçilerine yardım ediyorlar, içeri sokup bilgi paylaşıyorlar” denildi. Alican uludağ İhbarla soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığı, he Ayrıntılarıyla verdi men kendi çalışanları hakkında terör örgütü üyeliğinden soruşturma 4 memurun adliyede hangi birimler açtı. Soruşturma sonucunda “iddiaların de çalıştığını ayrıntısıyla veren ihbar soyut olduğu” gerekçesiyle delil yeter cı, “Çalıştıkları yerler konumca önemli sizliğinden takipsizlik kararı verildi. yerlerdir. Adını verdiğim şahısların da Bunun üzerine 4 memur, savcılığa bu terör örgütlerine kesinlikle üye ol suç duyurusunda bulunarak kendile duğunu düşünüyorum. Bir sürü vatan rine iftira atan ihbarcı hakkında dava sevdalısı vatandaşımız meslek edinmek açılmasını istedi. Savcılık, ihbar met için sınavlarda ter dökerken bu vatan nindeki ismi araştırdı. Araştırma so hainlerinin devletten ekmek yemesi ka nucunda Hüseyin Gürsel Durmaz adı nıma dokunuyor. Benim vergilerimin na ulaşıldı. Durmaz’ın ihbar metninde yazdığı Mamak’taki adrese gidildi, ancak orada oturmadığı belirlendi. Eşinin üzerine kayıtlı telefonunun da kapalı olduğu görüldü. Savcılık, Durmaz hakkında terör örgütü üyeliği suçundan Ankara’da soruşturma bulunduğunu tespit etti. Durmaz’ın Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla arandığı ve halen firari olduğu belirlendi. Savcılığın talebi üzerine Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği de Durmaz hakkında ifadesinin alınması ve ifade sonrasında serbest bırakılması amacıyla yakalama kararı çıkardı. Durmaz hakkında iftira suçundan dava açıldı. Savcı, iddianamede, “Sabıkasız oluşu şüpheli lehine değerlendirilmiştir” notunu düştü. l ANKARA Eski hÂkimden itiraflar g‘Höraelevnde olan var’ SEYHAN AVŞAR FETÖ üyeliği iddiasıyla Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan ve beraat eden eski Bakırköy Adliyesi Adalet Komisyonu üyesi hâkim Murat Özkan’ın etkin pişmanlıktan yararlanmak için 2016 yılında verdiği ifade ortaya çıktı. İfadesinde staj yaptığı dönem FETÖ’ye müzahir isimlerle beraber olduğunu söyleyen Özkan, 7 hâkim ve savcının ismini vererek bu isimlerin FETÖ’ye üye olduklarını anlattı. Özkan bu isimlerden N.Y. dışındakilerin halen meslekte olduklarını aktarırken birinin bölge adliye mahkemesi başkanı, birinin ağır ceza reisi, diğerinin ise komisyon başkanı olduğunu aktardı. Eski Bakırköy Adliyesi Adalet Komisyonu üyesi hâkim Murat Özkan tutuklu bulunduğu süreçte Gaziantep H Tipi Cezaevi’nden, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na ek ifade vermek için talepte bulundu. Murat Özkan, 11 Ekim 2016 tarihinde savcıya ifade de etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtti. ‘Hepsi meslekte’ AÜ Hukuk Fakültesi’nden mezun olduğunu aktaran Özkan, “Eşim hâkim adayıydı. Aile birliğimizi sağlamak adına mesleğe başladım. Staj yaptığım dönemde bu örgüte müzahir kişilerle staj yapıyordum. Bunların isimlerini hatırlıyorum. Bunlar C.G., A.T., N.Y., F.A., L.U., O.K., O.D’dir. Bunlardan N.Y. dışındakiler hepsi meslektedir. Birisinin bölge adliyesi mahkemesi başkanı, diğerinin komisyon başkanı, bir diğerinin ise ağır ceza mahkemesi başkanı olarak görev yaptığını biliyorum. Bu ismini verdiğim kişiler FETÖ’ye tabidiler” dedi. ‘Toplanıyorlardı’ İsmini saydığı kişilerin meslekten ihraç edilen eski Danıştay üyesi Kasım Davas ile görüştüklerini ileri süren Özkan, “Kasım Davas o dönemde Trabzon İdare Mahkemesi’nde görev yapıyordu. Daha sonra Danıştay üyesi seçildi. 1999 yılında Ankara’da eğitim merkezine gitmiştim. O dönemde yine cemaat mensubu bildiğim kişiler çarşamba günleri eğitim merkezi dışında başka bir evde veya başka bir toplantı yerinde toplanıyorlardı” ifadelerini kullandı. Göreve Bayburt’ta başladığını aktaran Özkan, daha sonra Tekirdağ’a atandığını, 2005 yılında ise tayinlerinin doğuya çıkacağını duymaları üzerine Adalet Bakanlığı’na giderek dönemin Personel Genel Müdürü (eski HSYK 1. Daire Başkanı /FETÖ’den tutuklu) İbrahim Okur ile görüştüklerini belirtti. “O dönem bakanlıkta tüm işler İbrahim Okur’dan geçiyordu” diyen Özkan, yapılan görüşmenin ardından İstanbul’a Eyüp Adliyesi’ne atandıklarını aktardı. l İSTANBUL Katledilen 7 TİP’li anıldı SEYFETTİN METE Ankara’nın Bahçelievler semtinde 8 Ekim 1978 yılında katledilen Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 7 öğrenci, mezarları başında anıldı. Saldırıda hayatını kaybeden Serdar Alten, Latif Can, Faruk Ersan, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses, Os man Nuri Uzunlar ve Salih Gevenci için memleketlerinde anma törenleri düzenlendi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi olan Salih Gevenci de Çorum’da Hıdırlık Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Mezarına kırmızı karanfillerin bırakıldığı anma töreninde konuşan dönemin Türkiye İşçi Par tisi yöneticilerinden Can Açıkgöz, “Onların mücadelesi bizim mücadelemizle devam ediyor. Bu arkadaşlar toplumsal mücadelenin öncüleri ve önderleriydi. Aşk olsun, bizden önce bu mücadeleyi vermiş olanlara. Aşk olsun, bu mücadele bayrağını bizden sonra devam ettirecek genç arkadaşlara” dedi. l ÇORUM Mimarına emanetAdı, ÖYM’lerle özdeşleşen Öztürk, YargıReformu Komisyonu başkanı olmuş Adaleti göremediler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi kamuoyunda büyük bir beklen SEYHAN AVŞAR Ergenekon, Balyoz kumpas davalarının mağdurlarının yargılandığı mahkemeler olan özel yetkili mahke tiye neden oldu. Yargıda kumpas davalarına bakmasıyla bili meleri (ÖYM) düzenleyen CMK 250, nen ÖYM’ler 2004 yılında Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin 251 ve 252. maddelerinin kamuo (DGM) kaldırılmasının ardından kuruldu. Balyoz, Ergenekon yunda mimarı olarak bilinen Kül davaları ve şike davası bu mahkemelerin mağduriyete neden olduğu en önemli davalar olarak tarihe geçti. Bu davalar nedeniyle çok sayıda isim adaleti göremeden yaşamını yitirdi. Bahri Öztürk tür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk’ün, Yargı Reformu Komisyonu’nun başka nı olduğu ortaya çıktı. Öztürk’ün geçmiş yıllarda ÖYM’lere ilişkin yaptı Üzerinde taşıdığı için dava açılmıştı Aydınlatma fişeğinin ğı çok sayıda konuşma bulunuyor. Bahri Öztürk’ün danışmanı ise gazetemize yaptığı açıklamada, “Bahri Öztürk zaman zaman komisyona başkanlık ediyor ancak şu an üye” dedi. bedeli: 2.5 yıl hapis ZEHRA ÖZDİLEK lundurmanın ya da taşımanın Üniversiteden geçen yıl mezun olan Uğur Karakaş’a (25), 1 Mayıs 2016’da Fenerbahçe Ga ziantep maçını izlemek için kız arkadaşının evine gider ken üzerinde 10 aydınlatma fişeği bulunduğu için dava Uğur açıldı. “Tehlikeli maddeleri izinsiz ola rak bulundurma veya el değiştirme” suçundan yargılanan Karakaş’a 2.5 yıl hapis cezası verildi. Karakaş kararı istinaf mahkemesine taşıdı. ‘Taşımak suç değil’ suç olmadığını, suçun oluşabilmesi için canlı bir varlığa atılmasının gerektiğini açık ve net bir şekilde dile getirmiştir. Müvekkilimin çantasında bulunan maddelerin bulundurulmasının açıkça Karakaş suç olmadığı bizzat kanunda belirtilmiştir” dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ise “Aydınlatma fişeklerinin belli bir alanı aydınlatmaya yaradığı bilinmekle birlikte, havaya atıl Karakaş’ın avukatı İsmail Emre Tel mayıp canlıya doğru atıldığında yara ci, “Müvekkilim 1 Mayıs sabahı ser lanmaya sebep olabileceği, bu sebep best bırakılmıştır, kuvvetli bir şüphe le amacı dışında kullanılması halinde olsa o gün serbest bırakılmazdı. Ay tehlikeli bir silah görevi göreceği tes rıca yine dava dosyasında bulunan pit edilmiştir. Söz konusu 10 adet ay ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bom dınlatma fişeği; fabrikasyon olarak ba İmha ve İnceleme Şube Müdürlü eğlence ve gösteri amaçlı üretilip pi ğü tarafından tanzim edilen raporda yasadan rahatlıkla temin edildiği bi söz konusu aydınlatma fişeklerini bu linmektedir” denildi. l İSTANBUL Böyle savunmuştu Bahri Öztürk’ün 2012’de yaptığı bir konuşmada ÖYM’lere ilişkin söylediği sözler ise şöyle: “Mukayeseli hukuk incelemesi yaptığımızda kimse yalan söylemesin, ÖYM’ler dünyanın gelişmiş her ülkesinde vardır. Adı bazen şudur bazen budur ama vardır. Var olması zorunlu, çünkü CMK 250. maddenin 1. fıkrası 3. bendine baktığınızda şunu görürsünüz. 1’incisi uyuşturucu baronları, narkotik, 2’ncisi terör ve terör baronları, 3’üncüsü ise mafya... Yani örgütlü suç konumuz. Ben Avrupa Organize Suçlulukla Mücadele Çalışma Grubu üyesiyim. Aşağı yukarı 20 yıldır. O ülkelerde ne yapıldığını çok yakından takip ediyorum. Örgütlü suçlarla mücadele etmek bildiğimizden daha zor. Sebebi basit... İştirak halinde işlenen suçlarda azmettiren kim vs. bilirsiniz. Ancak örgütlü suçlarda bulamazsınız. Onlar suçu bölüştürürler. Uyuşturucu da mesela kovaları biri temin eder, birisi taşır diğeri bir malzeme bulur bir yerden. Siz o hareketi asla bir bütün olarak göremezsiniz eğer ihtisas sahibi değilseniz. Alelade bir yargıç, alalede bir savcı, alalede bir öğretim üyesi bu işi göremez.” l İSTANBUL Bir gece ansızın... Sonuç almak üzere yapılan operasyonlar için zaman verilmez. Hatta yapılıp yapılmayacağı bile belli edilmez. Örneğin yakın tarihimizdeki Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in şifreli konuşması hâlâ belleklerdedir. Ecevit’in dinlendiğini bildiği, telefonda söylediği, “Ayşe tatile çıksın” sözü “Barış Hareketi başlasın” demekti! Suriye’ye Türkiye’nin düzenlemeyi planladığı operasyon için aylardır şu söyleniyor: “Bir gece ansızın girebiliriz...” Artık gizlisi saklısı kalmadı, Türkiye bir gece ansızın girebilir...  Ne zaman? Bir gece ansızın! Sonunda Amerika da dün sabah benzerini söyledi: “Türkiye, Suriye’nin kuzeyine operasyon düzenleyebilir!” Ne zaman? Bir gece ansızın... HHH Önce genel bakışımızı özetleyelim: Türkiye’nin terörle mücadelesi sadece ulusal değil, uluslararası anlamda da meşrudur. Buna sınır ötesi operasyon da dahildir. Kaldı ki, Türkiye ile Suriye arasında 1998 yılında imzalanan, 2010 yılında da AKP hükümeti tarafından genişletilen Adana Mutabakatı bu konuda hukuki bir zemindir. Bu bakışın ardından vurgulamak istediğimiz şu: Terörle mücadele için atılan adımlar, yeni sorunları beraberinde getirmesin... Her operasyon yeni operasyonlar üreten bir durum yaratmasın... Geçmişte özellikle Kuzey Irak’a düzenlenen operasyonlardan sonuç alınamamasının nedenlerinin başında şu geliyordu: Operasyon haberi sızıyor! Sızınca ne oluyor? Terör örgütü hedef bölgeleri boşaltıyor, teröristler güvenli yerlere geçiyor... İşte Suriye için de böyle bir olasılık var. Şu senaryo akla uzak değil: Suriye’nin kuzeyindeki terör unsurları, özellikle ABD’den gelen dünkü haberden sonra daha güvenli bölgelere geçti ya da halkın arasına karıştı! Böyle bir durumda ne olacak? Olası operasyon hızlı ilerleyecek, ama sonuç alıcı olmayacak... Görünen, bu olasılığın güçlü olduğudur. Operasyonla birlikte güvenli bölgenin de hayata geçme olasılığı var mı? Türkiye’nin isteği bu. Ancak burada da asıl olan güvenli bölgenin derinliği ve ABD’nin Türkiye’ye karşı samimi olması. Samimiyet konusundaki testlerin hemen hiçbirinden olumlu sonuç çıkmadı. Saray sözcülerinin açıklamalarına göre Türkiye iki amaçla bu operasyonu planlıyor: Bölgeyi terör unsurlarından temizlemek ve Türkiye’deki Suriyeliler için geri dönüş zemini yaratmak... Birinci hedefin gerçekleşme olasılığını ve kaygılarımızı yukarıda paylaştık. İkincisi daha karmaşık. Dünyada devamı öngörülmesi en zor toplumsal olayların başında toplu göçler gelir. Nereye varacağını bilmezsiniz. Suriyeliler konusu da öyle... 2011’den 2014’e dek, kısa süreli kalışın, devamında muhteşem dönüşün öyküsü olan Suriyeliler şimdi AKP’nin nasıl politika izleyeceğini bilemediği bir soruna dönüştü. Avrupa kapılarını açmakla Suriye sınırına zorla yerleştirmek arasında gidip geliyor. Böyle bir operasyondan, Türkiye’deki Suriyeliler konusuna çözüm çıkmaz.  HHH Türkiye’nin eski Kuzey Irak operasyonlarında Bağdat yönetimi sorun olmazdı. Suriye’de işin bu yanının nasıl seyredeceği belirsiz.  Fırat’ın batısında muhatap Rusya, doğusunda ABD... Şam’la haberleşme de Moskova üzerinden! Önce bu çarpıklığa bir diplomatik operasyon gerekli.  ABD’nin YPG ile birlikte yaptığı devriyeler ortada... Rusya, İdlib’de her an Şam yönetiminin elini güçlendirecek hamle yapabilir.  Trump dün Suriye için, “Artık bu saçma sapan savaşın içinde olmayacağız. IŞİD, Türkiye’nin, İran’ın, Rusya’nın işi” dediği saatlerde Suriye’nin kuzeyinde patlamalar oldu. Ölü, yaralı var... “Trump’ın dün akşam saatlerinde attığı tweet ise ABD ile ilişkilerin kramp olduğunu gösteriyor.” Bir gece ansızın Suriye’ye girişi bütün bu olasılıkları dikkate alarak düşünmeliyiz. Sadece iç politika konusu olacak bir “kahramanlık” Türkiye’nin en yaşamsal konusu terörle mücadeleye çare değil... 4 Alman yurttaşı serbest bırakıldı Türkiye’de gözaltına alınan 6 Alman yurttaşından dördünün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtildi. Diğer iki kişi hakkında kararın ise ilgili mahkeme tarafından bu hafta içinde verilmesi bekleniyor. 6 Alman vatandaşının PKK ile bağlantılı olduğu ve PKK propagandası yaptıkları suçlamasıyla Türkiye’de gözaltına alındığı duyurulmuştu. Kamu yayıncılık kuruluşu Kuzey Almanya Radyo ve Televizyon Kurumu (NDR), Türkiye’de gözaltına alınan altı Alman vatandaşından dördünün pazar günü serbest bırakıldığını duyurdu. Almanya Dışişleri Bakanlığı da söz konusu bilgiyi teyit etti. Aynı zamanda bu kişilere yurtdışı yasağı getirilirken, haftada beş kez polis merkezine gitmeleri gerektiği ifade edildi. Gözaltında bulunan diğer iki Alman vatandaşı hakkında mahkeme tarafından dört gün içinde karar verilmesi bekleniyor. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle