21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 8 EKİM 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER İslam âleminin lideri Erdoğan! Böylesini bugüne değin görmemiştik. 4 Ekim günü Hürriyet’te yayımlanan, tam sayfa ilandan söz ediyorum. Yandaş havuz medyasının başka organlarında da çıkıp çıkmadığını bilmediğim ilan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 24. 9. 2019 tarihinde Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmadan dolayı “teşekkür etmek!” için, merkezleri Almanya’da olan kimi Türk İslam kuruluşları tarafından verilmiş. Aralarında bir de İstanbul merkezli bir vakıf var. Metin, okurken insanı bayan, ölçüsüz bir övgü tepeden tırnağa. İlk bakışta iç bunaltan bir yağcılık örneği gibi görüyor ve “şimdi bu nereden gerekti” diye soruyorsunuz. Sonra sabrınızı zorlayıp biraz daha dikkatle okuduğunuzda, bunun Tayyip Bey’in BM kürsüsünden yaptığı konuşmanın prospektüsü, yani nasıl anlamak, nasıl kullanmak gerektiğini gösteren kılavuzu olduğunu görüyorsunuz. Gerçekten de ilanda amaçlananı, insanüstü yetenekte bir dünya lideri ve “yaklaşımıyla dünyadaki mazlumların sorunları karşısında Batı dünyasının riyakâr çözümlerini mahkum etmiş, ülkesinin ve İslam âleminin büyük lideri vasfını bir devlet adamı üslubu ve şıklığıyla BM kürsüsünden dünyaya ilan etmiş” bir Tayyip Bey görüntüsü yaratmak. Sanırım çok kişi, dış dünyadan çok, iç tüketime yönelik olan konuşmayı dinlerken, mazlumların savunucusu, İslamın önderi görüntüsü yaratma amacını sezmiştir. Zaten, son dönemde Tayyip Bey’in dış politikadaki bütün girişimleri bu havayı yaratmaya yönelik. Özellikle İslam âleminin büyük lideri etiketi için her şeyi yapıyor Erdoğan. HHH Peki, İhvancı yaklaşımıyla bağdaşan bu etiket Tayyip Bey’e gerçekten uyuyor mu? Bu soruya olumlu bir yanıt vermek pek kolay hatta pek mümkün görünmüyor. Bunun nedeni yalnızca sonradan iade etse de, bir zamanlar Yahudi Cesaret Nişanı almış olan ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı oluduğunu ilan eden bir kişiden İslamın liderini oluşturmanın imkânsızlığı değil, ama aynı zamanda yüzyıllar süren Osmanlı egemenliğinin (dilerseniz “ağabeyliği” de diyebilirsiniz) Arap âleminde yarattığı ve hâlâ izleri silinmemiş olan travmadır. Yalnız Erdoğan’ın değil, gelmiş geçmiş bütün liderlerimizin büyük destek verdikleri Filistinlilerin Türkiye’ye bu kadar soğuk durmalarını biraz da bu travma ile açıklamak mümkündür. Arap âleminin büyük bölümünde görülen bu Türk alerjisini, Cumhuriyetin laik tercihleriyle açıklamak da mümkün değildir. Osmanlı’da İslamcı politikanın temsilcisi olarak görünen Abdülhamit de Arap dünyasının bu tavrını farkındaydı. Nitekim İngiltere’ye karşı elinde pek fazla askeri, siyasi ve ekonomik kozu olmadığından “beş yüz milyon Müslüman’ın halifesi” kartının üstüne titrerken, bu kozun etksinin sınırlı olduğunu bilir, arada tehditkâr bir ifadeyle kullanmanın ötesine geçmezdi. HHH Nitekim, 1889 da Mısır, Hindistan ve Asya kıyılarında Müslüman nüfus üzerinde büyük heyecan uyandıran Ertuğrul fırkateyninin ziyaretini ustalıkla kullanan ve Londra’yı telaşlandırmayı beceren Abdülmahit, devrilmesinden sonra halefi Mehmet Reşat’ın Birinci Dünya Savaşı sırasında, Sancakı Şerif’i çıkarıp, İngiltere’ye cihat açmasını “büyük bir hata” olarak nitelemişti. Ama merak etmeyin! Tayyip Bey’in, çok hevesle sarıldığı İslam âleminin büyük lideri vasfının gerçeklerle bağdaşmaması, yine de bu politikasından vazgeçmesine neden olmaz. Çünkü İslamın lideri politikası, dış dünyaya dönük olan ve gerçek liderlik yaratmaya yönelik bir tercih değil, ama iç tüketime dayalı, İslamın lideri Tayyip, algısı yaratmaya yönelik kurnaz bir seçimdir. Ve şu sıralarda, birçok açıdan sıkışmış olan Tayyip Bey’in o algıya o kadar çok ihtiyacı var ki... Türkiye’yi ‘maşa’CHP Sözcüsü Öztrak, Suriye’de çözümün AnkaraŞam hattından geçtiğini belirtti: gibi kullanıyorlar CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Suriye meselesinin çözüm yolu bellidir. Barış gelmesinin en kısa yolu Şam ve Ankara arasındaki yoldur. Emperyal güçlerin bize önerdikleri yol, çıkmaz yoldur” dedi. Öztrak, ABD’nin Suriye’den çekilme kararına ilişkin ise “Rusya İdlib’de radikal teröristlerin bekçiliğini bize bırakmıştı, şimdi aynı işi ABD yapıyor. Egemen güçler sobanın üstündeki kızgın kestaneyi almak için Türkiye’yi maşa gibi kullanıyorlar” diye konuştu. Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında ABD’nin Suriye’den çekilmesine ve Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapmaya hazırlandığı harekâta ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: n Çıkışı Ortadoğu’da buldular: Saray ülkeyi yönetmiyor. Ekonomiyi batırdılar. Ülke savruluyor. Bunun karşılığında da bir çıkış arıyorlar. Bunun için de milletimizin geleceğini Ortadoğu bataklığına saplamaktan çekinmiyorlar. n Gizli anlaşmaya varıldı: Gece yarısı Beyaz Saray ile yapılan görüşmenin ardından ABD yönetimi ile Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon konusunda gizli bir anlaşmaya varıldığını anlıyoruz. Açıklamalardan operasyon olurunun, IŞİD teröristlerine ülkemizin bekçilik yapması karşılığında verildiğini görüyoruz. ABD Başkanı itiraf ediyor, “Avrupa ülkelerine teröristlerinizi ülkenize geri alın diye baskı yaptık ama kabul etmediler” diyor. Ciddi insanlık suçları işlemiş bu teröristlerin bizim sınırımızda kalmasını arzulamışlar. ABD Başkanı “Vergi mükelleflerimi düşünmek zorundayım, bunlara yıllarca bakamam. Teröristlere bakmanın maliyetinden kurtulmanın çaresi faturayı Türkiye’deki vergi mükelleflerinin sırtına yıkmaktır” diyor. Bizimkiler de kabul etmiş. n Terörist bekçiliği: Rusya İdlib’de radikal teröristlerin bekçiliğini bize bırakmıştı, şimdi aynı işi ABD yapıyor. Sobanın üstündeki kızgın kesta TRUMP’A TEPKİ: TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYİZ ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Türkiye benim belirlediğim sınırların dışına çıkmaya yönelik herhangi bir adım atarsa, Türkiye ekonomisini tamamen mahvedip yok edeceğim” açıklamasına muhalefetten sert tepki geldi. CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir tehdide boyun eğmemiştir ve eğmeyecektir. Egemen ve bağımsız bir ülke olan Türkiye, her konuda kendi kararını kendi verecektir” dedi. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Türkiye ‘tam bağımsız’ bir devlettir. Unutanlara yeniden hatırlatacak güce de sahiptir. ABD Başkanı’nın küstah tehditlerine boyun eğecek değildir” mesajını paylaştı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise “Mister Trump, sen Türk ekonomisini hedef alan bir adıma cüret edersen, bir daha Ortadoğu’ya asla ayak basamazsın” dedi. İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu da “İktidarı, muhalefeti ile 82 milyon bir ve beraber olmalıyız. İç politikada rekabete devam edelim, ama dışarıda memleketimiz için yekvücut olalım” paylaşımını yaptı. iğneli fırça zafer temoçin neyi almak için Türkiye’yi maşa gibi kullanıyorlar. n O silahlar Mehmetçiğe dönecek mi?: ABD’nin teröristlere dağıttığı silahların akıbetinin ne olacağı da belirsiz. Bu silahların namlusu Mehmetçiğimize dönecek mi? ABD “Ben bu işe karışmam” diyor. Saray çok daha büyük bir bedeli milletimizin sırtına bırakmaya hazırlanıyor. n Milyarlarca dolar kaynak harcanacak: Mehmetçiklerimiz tüm dünyadan bölgeye gelen teröristlere bekçilik yapacak, milletimiz de onları besle yip doyuracak, milyarlarca dolar kaynak yok yere harcanacak. n Mehmetçik neden şehit olsun?: Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın BOP Eşbaşkanlığı devam ediyor” diye boşuna demedi. Başından itibaren Ortadoğu bataklığına girmeyin dedik, ama dinlemediler. Mehmetçiğimiz neden şehit olsun? n Barışın yolu AnkaraŞam hattı: Suriye’nin toprak bütünlüğü için teröristlerle Suriye ordusu savaşsın. Biz de kendilerine destek olalım. Biz ulusumuzun çıkarının yanındayız. Suriye meselesinin çözüm yolu bellidir. Barış gelmesinin en kısa yolu Şam ve Ankara arasındaki yoldur. Emperyal güçlerin bize önerdikleri yol, çıkmaz yoldur. n Saray ile ABD uzlaşmış: Gördüğümüz manzara şudur: Saray ile ABD arasında uzlaşma vardır. O da, “Siz bizim belirlediğimiz bölgelere girin. Biz o bölgelerin yakınında olmayacağız ama biz de size bu işin başından bu yana ne kadar cihatçı terörist yakaladıysak sizin sırtınıza bırakacağız”. Olan budur. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Normalleşme için çaba sarf etmeye hazırız’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz yaptığı yazılı açıklamada, iktidarın Suriye yönetimiyle diplomatik iletişim kanallarını kapattığını belirterek “İlk adım olarak, Şam yönetiminin Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi hedefine ilişkin tutumunu anlamak üzere iktidar tarafından öncü bir heyetin Suriye yönetimiyle görüşmek üzere Şam’a gönderilmesi gerekir. Ülkemizin ve halkımızın yüksek çıkarları, komşumuz Suriye’nin selameti ve bölgemizin geleceği için CHP olarak bu konuda elimizi taşın altına koymaya ve bu hedefin gerçekleştirilmesine yönelik çabalara her türlü katkıyı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da sosyal medya hesabından, “ABD, Türkiye’ye sınırları belli olmayan bir alan açıyor. Kendisinin ve AB’nin süpürmediği IŞİD’lileri bize bırakıyor. Siyasi istikbal uğruna kahraman Mehmetçiklerimiz kesinlikle Ortadoğu bataklığına itilmemelidir” dedi. Tezkere bugün Genel Kurul’da Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon konusunda Cumhurbaşkanına verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tezkere, bugün TBMM’de görüşülecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla gönderilen tezkerede, Türkiye’nin güney kara sınırlarına komşu bölgelerde yaşanan gelişmeler ve süregiden çatışma ortamının milli güvenlik açısından taşıdığı risk ve tehditlerin artarak devam ettiği ifade edildi. Suriye’de, Fırat’ın doğusunda sınıra komşu alanlarda ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda bir güvenli bölgenin tesisine yönelik faaliyetlerin devam ettirildiğine yer verilen tezkerede, ayrıca Türkiye’nin İdlib gerginliği azaltma bölgesinde terör faaliyetlerinin sonlandırılması ve güvenliğin sağlanması bağlamında yükümlülükler üstlendiğine işaret edildi. l ANKARA/Cumhuriyet ABD İLE Sorumlular HDP GRUP BAŞKANVEKİLİ SARUHAN OLUÇ: TWİTTER KRİZİ: cezalandırılsın Türkiye’nin kucağına saatli bomba SELDA GÜNEYSU Emekli diplomat Uluç Özülker ABD Büyükelçiliği’nin FETÖ firarisi Ergun Babahan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ilişkin yaptığı paylaşımı önce beğenmesi sonra da özür dilemesini değerlendirdi. Özülker, “Bu beğeniyi yapan her kimse onun şu ya da bu şekilde cezalandırıl dığının bildirilmesi gerek. Bu, Türkiye’nin içişlerine müdahaledir. Ancak ABD’nin tutumunun da pek yadırganmaması gerekir” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da ABD Büyükelçisi’nin Türkiye’nin taraf olduğu Viyana Konversiyonu’nun ilgili maddelerine göre, “hukuken istenmeyen adam ilan edilebileceğini” kaydetti. l ANKARA HDP Grup Başkanvekili Saruhan güçle bölge gücü olunamaz. Bunu net olarak söyleyelim” Oluç, dün Meclis’te dedi. Suriye’de ve Irak’ta mü düzenlediği basın zakereyle adımların atılma toplantısında günde sı gerektiğine söyleyen Oluç, me ilişkin açıklama “Özellikle Suriye’de iç sava larda bulundu. Oluç, şın sona ermesi ve demok Suriye’nin kuzeyine ve doğusuna yapıla Saruhan Oluç ratik bir rejimin gerçekleşmesi için adım atılması gere cak askeri harekâtın, bu bölgeye kiyor. Askeri güçle bölge gücü huzur, barış ve demokrasi getir olunamaz. Askeri güçle bölgede meyeceğini söyleyerek “Askeri hâkimiyet sağlama hedefleri ta rihsel olarak da baktığımızda her zaman geri tepmiştir. Suriye’de, Irak’ta, komşularımızda demokratik rejimlerin gelişmesi için Türkiye’nin örnek ülke olması gerekli” dedi. ABD’nin IŞİD’li esirlere ilişkin yaptığı açıklamaları eleştiren Oluç, “ABD, IŞİD’li esirlerle ilgili açıklamasıyla Türkiye’nin kucağına adeta bir saatli bomba bırakmıştır” diye konuştu. l İç Politika CUMHURİYET GAZETESİ’NİN MEDİPOL ÜNİVERSİTESİNİ HEDEF ALAN GERÇEK DIŞI VE İTİBAR ZEDELEYİCİ HABERİNE CEVABIMIZDIR Mezkur haber metninde Tarihi Ankara Tren Garı binasının Müvekkil kuruma devredildiği iddia edilmiştir ancak; Tarihi Ankara Tren Garı Binası TCDD’nin mülkiyetindedir ve TCDD tarafından kullanılmaya devam edilmektedir. Bu binanın müvekkil kuruma verilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Müvekkil kurum Ankara Garı’nın Ana Binasını değil, ek bina ve misafirhanesini Milli Emlak’tan reel rayiç bedelle 30 yıllığına kiralamış bulunmaktadır. Nitekim eğitime uygun bina ve arsaların eğitime destek amacıyla üniversitelere tahsisi yasal bir uygulamadır. Bu gibi uygulamaların yakışıksız tanımlamalarla itham edilmesi sadece müvekkil kuruma yönelik bir karalama faaliyeti olmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye’deki birçok üniversiteyi haksız yere töhmet altında bırakır. Nitekim bugüne kadar birçok üniversiteye birçok arsa ve bina tahsis edilmiştir. Bu gibi yapıların, tari hi kimlikleriyle korunması ve yaşatılması amacı, hatta şartıyla kamu hizmeti veren kurumlara tahsisi müvekkil kuruma has ve ayrıcalıklı durum değildir. Söz konusu bina da tarihi kimliğiyle yaşamaya devam edecektir. Müvekkil kurumun yasal olarak ve bedeli mukabili kiraladığı binanın ‘devredildi’ ve ‘rantsal kullanıma açıldı’ gibi ifadelerle haberleştirilmesi gerçeği yansıtmamanın yanında, müvekkil kurumun ticari itibarını da zedeleyeci niteliktedir. Nitekim haber içeriklerinde, hiçbir zaman Ankara Medipol Üniversitesi’nde mütevelli heyeti başkanı, üye veya yönetici olarak yer almamalarına, bakanlık görevlerine başlamalarının hemen ertesi günü İstanbul Medipol Üniversitesi’ndeki üyelik dahil tüm görevlerinden ayrılmalarına, hatta Ankara Medipol Üniversitesi’yle ilgili tahsis işleminin bakanlık görevlerine başlamalarından önce, yani 12 Haziran 2018 tarihin de olmasına rağmen T.C. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca‘nın adlarının ısrarla yer alması karalama kampanyasında bilinçli bir kasıt olduğunun açık delilidir. Söz konusu işlem 12 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilmiş bir işlem olup bu işlemin bugün olmuş gibi gösterilmesinin hem bazı siyasi amaçlara hizmet etme hem de kayıt dönemi öncesi üniversiteyi itibarsızlaştırmaya çalışma teşebbüsü olarak şüphe uyandırdığını aşikardır. Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan gerçeğe aykırı, hiçbir somut gerekçesi olmayan ve iftira niteliğindeki 01.08.2019 tarihli haber ile ilgili tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde kullanacağımızı, Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.   Medipol ÜNİVERSİTESİ Vekili Av. ÖMER FARUK KARAGÜZEL KOMİSYON’DA YARGI PAKETİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay’dan hak ihlali çıkışı TBMM Adalet Komisyonu’nda, 1. yargı paketi üzerindeki görüşmelere dün devam edildi. CHP’li Süleyman Bülbül, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanan kişi sayısına dikkat çekerek, bu sayı Kenan Evren döneminde 340, Turgut Özal döneminde 207, Süleyman Demirel döneminde 158, Ahmet Necdet Sezer döneminde 168, Abdullah Gül döneminde 148’ken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan döneminde sadece 2018 yılında 26 bin 115 kişi hakkında soruşturma açıldığını, 6 bin 426 kişinin mahkum edildiğini vurguladı. Paketle ilgili görüşlerini açıklayan Yargıtay 13. Ceza Daire si ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Vuslat Dirim, “İhlal ortaya çıktığında devlete düşen, bu ihlalin olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bu tazminat olur, yeniden yargılama olur” dedi. İhlalin sadece mahkumiyet hükmü ile ortaya çıkmadığına işaret eden Dirim, sırf ifade özgürlüğünü kullanan bir kişinin gereksiz yere birkaç saat gözaltına alınmasının da bir ihlal olduğunun altını çizdi. Dirim, “Bütün kararlara karşı istinaftan sonra temyiz yolunu da açarsak makul surelerin aşılması artık vakaı adiyeden hale gelir” di ye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle