25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 6 EKİM 2019 PAZAR EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK >> Baş tarafı 1. sayfada Ayrıca ABD, bu bölgedeki oluşu ma TIR’larla yaptığı askeri malzeme yardımını gösteren fotoğrafları da her zaman bütün dünya basınına dağıttı. Bugün gelinen noktada, kurulacak güvenli bölge, ABD’nin Kuzey Suriye’de yarattığı Kürt oluşumunun tüm dünyada kabul ettirilmesi anlamına gelecektir. Amerikalı Orgeneral Christian Nortman’a atfen Al Monitor’da yapılan bir yorumda, Amerikalı general, “Türkiye ile ‘Ortak Hareket Merkezi’ kurmamı zın hedeflerinden biri, planlanmamış askeri harekâtları sınırlandırmaktır” demiştir. Bunun anlamı şudur: “Müşterek Harekât Merkezi’nin hedefi, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna ABD’nin öngörmediği bir harekât yapması” mümkün değildir. Açıkçası güvenli bölge bunu sağlayacaktır. Türkiye’nin bu konudaki stratejisinin esasları belli oldu. Buna göre, Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca bir hat oluşturulacak, burada 140 köy ve 10 ilçe kurulacak, 15’er kilometre derinliğinde köyler, kasabalar yapılacak, bu köyleri TOKİ yapacak ve 2 milyon Suriyeli mülteci buralara yerleştirilecek. Bu planla, Türkiye PYD/YPG’den korunmuş olacak. Bu tablonun içeriği birçok hayale yer veren bir rüya, bir hikâye gibi görünmüyor mu? Bir an için her şey yolunda gitti, ABD bu planı kabul etti, PYD/YPG’yi yönlendirdi, onları 15 ya da 20 kilometre geriye çekti. Ama o şeridin hemen altında güvenli bölge adı verilen alanda 100 bini aşan bir orduya sahip bir özerk bir devletin varlığı da kabul edilmiş oluyor mu? Rusya, Türkiye’nin sınırdaki sorunlarını anlıyoruz diyor, ama bu konuda bir girişimde bulunmuyor. Suriye Esad hükümeti ise “Benim toprak bütünlüğümü ihlal ediyorsunuz” diyor. Türkiye ise bu planı, ne yazık ki, aslında Suriye’yi bölme stratejisi uygulayan ve bu politikayı da reddetmeyen ABD ile birlikte götürmek durumunda kalıyor. Türkiye, ABD’ye eylül sonuna kadar süre vermişti. Eylül bitti, ekimin ilk haftasındayız. Türk Silahlı Kuvvetleri oraya müdahale ederse, ABD silahlı kuvvetleri ile bir çatışma olasılığından söz edilmektedir. Oluşturulan bu bölgenin Suriye’nin 1/3’üne denk geldiği petrol ve diğer doğal kaynaklar açısından da zengin olduğu unutulmamalıdır. Güvenli bölge bir bakıma PYD/ YPG’nin kabulü anlamına geliyor. Çünkü bu oluşum güvenli bölgede yerleşmiş durumda... Kaldı ki ABD ile yapılan anlaşma gereği o bölgeye bir harekât yapmak için ABD’nin iznini almak gibi bir durumla karşı karşıya geleceğimiz de ayrı bir gerçektir. ABD, açıkça Suriye’de bir Kürt devleti kurmak için Türkiye’yi ve siyasal iktidarın içinde bulunduğu açmazları kullanıyor. “Bir gece ansızın gelebiliriz” söylemleri kulağa hoş geliyor, ama gerçekler bambaşka. Gazetemiz baskıya hazırlanırken Suriye sınırında Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hareketlilik yaşanıyordu. Bu koşullar altında AKP siyasi iktidarının ne yapacağı görülecek. SusturamayacaksınızCHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan ‘dokunulmazlığı kaldırılsın’ diyen Bahçeli’ye yanıt: Tank Palet Fabrikası’nın Katar’a 25 yıllığına bedavaya verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu vatana ihanettir. Bunu söylediğim için ‘Dokunulmazlığınızı kal dıracağız’ diyorlar. Kaldır mazsanız namertsiniz” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 miyar dolar değerindeki Tank ve Palet Fabrikası’nın 25 yıl lığına ihalesiz ve bedava verilmesinin “vatana ihanet olduğunu” belirterek, “Bunu söylediğim için ‘Dokunulmazlığı nızı kaldıracağız’ diyorlar. Kaldırmazsanız namertsi niz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisi mahmut lıcalı nin Abant’taki CHP TBMM Grubu 27. Dönem 2. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuş mayı, AKP’nin kampı dolayısıyla erken bitirerek öğleden sonra yineledi. CHP ile AKP arasında genel başkanların ko nuşmalarının farklı saatlerde olması na ilişkin anlaşmaya varılmasına kar şın, AKP kampı dolayısıyla Cumhurbaş kanı Tayyip Erdoğan’ın saat 10.45’te olan konuşmasının erkene alınması, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının kesil mesiyle sonuçlandı. Kılıçdaroğlu’nun dün sabah saat 10.05’te konuşmaya başlamasından 3 dakika sonra Erdoğan da konuşmaya başladığı için TV kanal ları Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını kes ti. Kılıçdaroğlu, önce saat 10.00’da daha sonra saat 14.00’te yaptığı konuşmalar da özetle şunları dile getirdi: Malum zat dinlesin diye: Konuşmayı saat 14.00’e aldık ki malum zat da din Kılıçdaroğlu, Abant’taki parti kampında CHP’li milletvekillerine seslendi. CHP’li Altay: Korkunun işareti CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP grup başkanvekilleriyle, iki partinin kamp tarihinin aynı olması nedeniyle, genel başkanların konuşmalarının çakışmaması için görüşme yaptıklarını belirterek “Bana, kendileri, Sayın Erdoğan’ın 10.4512.00 saatleri arasında kürsüde olacağını teyit alarak söylediler. Bir gün sonra tekrar teyit ettim. Biz de Genel Başkanımızın konuşmasını saat 10.00’a aldık. Fakat ibretle gördük ki Genel Başkanımız kürsüye çıktıktan 3 dakika sonra Erdoğan kürsüye çıktı” dedi. Altay, bunun “bir korku işareti olduğunu” belirterek, Kılıçdaroğlu’nun 82 milyona Türkiye’nin içinde bulunduğu halden çıkış önerilerini paylaşmasından endişe duyulduğunu ifade etti. Çirkin bir siyasi nezaketsizlikle karşılaştıklarını belirten CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de iki partinin anlaşmasına karşın Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yayına erken sokarak Kılıçdaroğlu’na sansür uygulamaya çalıştığını ifade etti. lesin diye. Çünkü, söylediklerimiz doğru ve değerli şeyler. Sade yurttaşından en üst makama kadar olanların hepsinin dinlemesi gereken şeyler. Çünkü adaletten, sevgiden, kardeşlikten bahsediyoruz. Aynı toprakta aynı havayı teneffüs etmekten bahsediyoruz. Ayrışmak, kavga etmek bizim düşüncemizde yok. O nedenle bizim sesimizi kesmek isteyebilirler. Ne yaparlarsa yapsınlar biz sesimizi geniş kitlelere duyuracağız. Suya parti rozeti takıyorsun: Sultan Abdülhamid’in kurduğu ve İstanbul’a kazandırdığı Hamidiye suyunu nasıl kullanmayız? İnsanın içtiği suya ayrılık, farklılık getirilir mi? Suya parti rozeti takıyorsun. Allah akıl fikir versin. Madem ki bu suyu İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalıştırıyor, biz bunu almayalım. Niçin? Büyükşehir’i cezalandıracağız diye. Bunlar da devlet yönetiyorlar. Büyükşehir Belediyesi’nin yeri geldiğinde senin soyduğun bütçedeki açıklarını kapatacak gücü ve kararlılığı vardır. Bedava verildi: Bir ordu kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya verir mi? Kendi askeri sırlarını başka bir orduya emanet eder mi? Nerede bu beka? Katar ordusuna bunu tahsis ederken niye aleniyete uymadınız? Niye milleten gizliyorsunuz? Hangi gerekçeyle gizliyorsunuz? Sırf ben konuşmayayım diye gizli kararname çıkardılar. Ben, yeri geldiğinde uçan kuşun kanadından da haber alırım. Saray’daki de duysun. Tank Palet Fabrikası ihalesiz ve bedava Katar ordusuna teslim edildi. Ülkücü ve AK Partili kardeşlerime sesleniyorum: Vicdanınız bunu kabul ediyor mu? Benimki etmiyor. Ben ülkemi, bayrağımı, vatanımı, güvenlik güçlerini seviyorum. Düne kadar beka, beka diyorlardı. Devasa fabrikayı götürüp Katar ordusuna teslim ettiler. Nerede bu beka, nerede? Bunun adı vatana ihanettir: Özelleştirme değilse nedir bu? 20 milyar dolarlık bir fabrikayı 25 yıllığına ihalesiz, bedava veriyorsun. Bu zaten ihale değil. Bunun adı vatana ihanettir. Ben bunu anlamış değilim. Anlayan birisi varsa çıksın, anlatsın. Hâlâ görüp buna ses çıkarmıyorsanız o da vatana ihanete ortak olmak demektir. Arkası gelecek, arkasını bırakmayacağım. Kaldırmazsanız namertsiniz: Bunu söylediğim için rahatsızlar, beni susturmak istiyorlar. Tehdit ediyorlar. “Dokunulmazlığınızı kaldıracağız” diyorlar. Dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz. Vatan sevgisi sıradan bir sevgi değildir. Vatan sevgisi eşittir hayattır. Biz yeri geldiğinde canımızı, hayatımızı veririz. Vatan, askeri bir fabrikanın bir yabancı orduya peşkeş çekildiği bir alan değildir. Biz buna isyan ediyoruz. O nedenle konuşmamı engelleyecekler. İstedikleri kadar engellesinler. Biz anlatmak zorundayız. l ANKARA Gorki’nin 40 yıllık öykü serüveninden insan manzaraları “İnsan onurlu bir kelimedir” İmamoğlu ‘İstanbul Senin’ projesini anlattı: Sizi aldatmayacağız SEÇME ÖYKÜLER 1 MAKAR ÇUDRA MAKSİM SEÇME ÖYKÜLER 2 ŞAHİN TÜRKÜSÜ MAKSİM Türkçesi: AyAe HacAhasanoAlu SEÇME ÖYKÜLER 3 BUZLARIN ÇÖZÜLÜŞÜ MAKSİM Türkçesi: AyAe HacAhasanoAlu SEÇME ÖYKÜLER 4 MÜNZEVİ MAKSİM İLAYDA KAYA dan istanbulsenin.org sitesine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul Senin – giren yurttaşların da ekim ayı sonuna kadar ankete katılarak önerilerini açıklayabileceği be Geleceğine Birlikte Karar lirtildi. İmamoğlu, “Bu projeyle Verelim” başlıklı, “Stratejik İstanbul’un 20302050 vizyon Plan Çalıştayı”nın kapanış planını oluşturmak istediğini konuşmasını yaparak “Bera İmamoğlu söyleyen İmamoğlu, “Kimsenin ber üreteceğiz. O bakımdan bu şehre bundan sonra ihanet sizi sürecin bir parçası yapıyoruz. Bir etmesine izin vermeyeceğiz” diye ko problem varsa, bir iş gecikiyorsa, bu nuştu. “istanbulsenin.org” sitesini zi nu da paylaşacağız. Biz, sizi aldatma yaret eden yurttaşların tespit edilen yacağız. Her anını paylaşmanın ver her sorunu oylayabileceğini söyleyen diği ortam kabiliyetiyle aynı zaman İmamoğlu, “Ben bu şehrin gelmiş da bir denetim sürecini de var ede geçmiş en demokrat belediye başka ceğiz. İstanbul, dünyanın bu anlam nı olacağım” ifadelerini kullandı. da en hızlı gelişen, en hızlı demokra İmamoğlu, daha sonra 20192020 tik adımlar atan kenti olacak” dedi. Kültür Sanat Sezonu’nun açılışın Çalıştayda İstanbul’un 5 yıllık stra da konuştu. İmamoğlu, “Hedefimiz; tejik planı göz önünde bulundurula İstanbul’u kültür ve sanat kenti hali rak trafik, kentsel dönüşüm gibi be ne getirmek. Kültür sanat hayatının lirlenen sorunlar üzerinden anket ya bu tarihi kentte dünyanın en üst se pıldı. Anket, lansmana katılan salon viyelerinde olması için çalışacağız” daki yurttaşlara oylattırıldı. Öte yan dedi. l İSTANBUL Yeni çıktı! Türkçesi: Ayşe Hacıhasanoğlu Türkçesi: AyAe HacAhasanoAlu Türkçesi: Ayşe Hacıhasanoğlu 4 Cilt, 1392 sayfa, 100 TL Yordam Edebiyat, dünya ve Rus edebiyatının büyük kalemlerinden Maksim Gorki’nin kronolojik bir sıralamayı gözeterek yayımladığı dört ciltlik “Seçme Öyküler”ini set halinde de sunuyor. İlk kitap olan Makar Çudra’nın başında yer alan ve kitaba adını veren 1892 tarihli hikâye ile başlayan öykü serüveni, üçüncü kitap olan Buzların Çözülüşü’ndeki 1935 tarihli “Kartal” öyküsüne kadar uzanıyor. Dördüncü kitap Münzevi ise Gorki’nin İtalya ve Amerika seyahatlerinden devşirdiği öykülere odaklanıyor. Gorki, hangi dönemde ve nerede olursa olsun, hep insanı anlatıyor. Onun öykücü kimliğini derinlemesine tanımak, kitaplığına benzersiz bir hazine kazandırmak isteyen okurlar için… yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com Atatürk’ün, Ankara hemşeriliğini kabul edişinin 97. yıldönümü kutlandı. Yeni Atatürk heykeli müjdesi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara hemşeriliğini kabul edişinin 97. yıldönümü Ankara Gençlik Parkı Kabul Salonu’nda düzenlenen etkinlikle kutlandı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ulus’ta, bu önemli günde, Atatürk’ün hemşeriliği kabul ettiği günü kutluyorum. Bundan sonra gerek 13 Ekim, gerek 27 Aralık ve bütün milli günlerimizin çok daha görkemli kutlanacağını söylüyorum” dedi. Yavaş, Ulus’u eski günlerine döndürmek istediklerini söyledi. Melih Gökçek döneminde Genelkurmay Başkanlığı’nın bulunduğu meydandaki kavşağa dikilen “Kol Saati” anıtını kaldırdıklarını anımsatan Yavaş, “Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin önemli bir heykelini oraya yapacağız” dedi. Yavaş heykelin 23 Nisan’a kadar yetişmesini umduğunu belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet CHP: İYİ HAL HAKSIZLIKTIR Ceza indirimi sınırlansın CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen şiddet, cinayet ve cinsel suçlarda iyi hal ile haksız tahrik indirimlerinin uygulanmaması için yasa teklifi verdi. Taşcıer’in TBMM Başkanlığı’na sunduğu yasa teklifi, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) değişiklik öngörüyor. Teklifle, şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesinden sonra başlatılan ceza davalarında “kültür, töre, din, gelenek veya namus” haksız fiil olarak kabul edilemeyecek ve bu gerekçelerle haksız tahrik indirimi uygulanamayacak. Teklif ayrıca, kasten öldürme, işkence ve neticesi itibarıyla ağırlaşmış işkence, cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarından mahkum olanların takdiri indirimden yararlandırılmamasını da öngörüyor. Teklifin gerekçesinde, Türkiye’nin de imzaladığı İstanbul Sözleşmesi ve Türkiye’de 10 yılda kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri taciz ve tecavüzün yüzde bin 400 oranında arttığı anımsatılarak, özetle şunlar kaydedildi: “Her geçen gün sayısı artan kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet davalarında karşılaşılan durumlar da kadına şiddet konusunda mücadelenin araçları hakkında ipucu vermektedir. En çok başvurulan ceza indirim gerekçeleri olarak haksız tahrik ve mahkemede iyi hal gibi bahaneler karşımıza çıkmaktadır. Uygulanan bu indirimler kadına şiddeti artırmaktadır. Erkekler tahrik indirimlerinden cesaret almakta ve bu indirimler cinayetleri özendirmektedir.” l ANKARA / Cumhuriyet ÖDP’DEN ZAM PROTESTOSU ‘Milyonlar geçinemiyor!’ Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen, zamlara ve pahalıklara tepki göstererek, “Halkın sofrasında ekmek küçülürken, mutfakta yangın varken Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak ekonominin uçuşa geçtiğini açıklıyor. Zamlar ve pahalılık altında milyonlar geçinemiyor” dedi. ÖDP üyeleri, dün ekonomik krize karşı “Zamlara ve Pahalılığa Hayır” diyerek, Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde eylem yaptı. ÖDP’liler, “Zamlara pahalılığa yeter”, “Doğalgaz ve elektrik zamları geri alınsın”, “Tencerimiz boş öfkemiz dolu” dövizleri taşıyarak “Zam zülüm işkence, işte AKP”, “Zamlı faturayı damat ödesin” sloganları attı. Burada konuşan Demirdöğen, “Geçen günlerde sadece elektriğe değil doğalgaza, akaryakıta, ete, sebzeye ve daha birçok temel gıda maddesine zamlar gerçekleştirildi. İktidar, seçimler öncesi tanzim satışlarla ekonomideki kötü gidişatı oy kaygısıyla vatandaşa hissettirmeye çalışırken bugün vatandaş geçim derdiyle ve pahalılıkla baş başa bırakılmıştır. AKP iktidarı, ekonomik krize karşı yandaş şirketleri vergi affı vb. uygulamalarla kurtarmaya çalışırken vatandaşa yönelik hiçbir kurtarma paketi gündemlerinde yok” dedi. Yurttaşların ekonomik sorunlarla mücadele ettiğini vurgulayan Demirdöğen, “Halkın sofrasında ekmek küçülürken, mutfakta yangın varken Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak ekonominin uçuşa geçtiğini açıklıyor. Anlaşılan, ekonomik krizin yükünü halkın üzerine yıkarak Saray’ın lüksünü ve patronların kasalarını uçurmaya devam ediyorlar. Yeni ekonomi programları ile Türkiye’yi IMF’siz bir IMF programı altına soktular. İşsizlik her geçen gün büyüyor. Emeğiyle geçinenler yoksulluğa mahkum ediliyor. Zamlar ve pahalılık altında milyonlar geçinemiyor” diye konuştu. Açıklamanın ardından partililer faturalarını yakarak zamları protesto etti. l İç Politika ‘DEMOKRASİ NÖBETİ’ Boyraz: 2. ayında kayyıma son verin İçişleri Bakanlığı’nın HDP’li Mardin, Diyarbakır ve Van büyükşehir belediye başkanlıklarına kayyım atamasının ardından HDP’liler tarafından başlatılan “Demokrasi Nöbeti”, dün de devam ettirildi. Van’daki eylemde konuşan İnsan Hakları Derneği Genel Merkez Yöneticisi İsmail Boyraz, 19 Ekim tarihinde ikinci ayını dolduracak olan kayyım uygulamasının son bulması için iktidara çağrıda bulunarak “19 Ekim’de kayyım atamalarından vazgeçmelerini ve seçilmiş belediye başkanlarını tekrar görevlerine getirmelerini istiyoruz” dedi. Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Bedri Yamaç da kayyım politikalarına son verilmesini istedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle