22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR TASARIM: EMİNE BİLGET 1729 EKİM 2019 SALI ŞEBNEM FERAH HARBİYE’DE VERDİĞİ KONSERDE HERKESİ SAĞDUYULU OLMAYA ÇAĞIRDI Bir ses haykırdı Harbiye’den tüm Türkiye’ye... Sesi kocaman, yüreği kocaman minnacık bir kadın sahnede. Şebnem Ferah, Harbiye’de önceki akşam konserinde, “Kadına şiddete, tecavüze hayır” dedi. Bitmeyen davaları kınadı, bitmeyen cinayetleri, bitmeyen zulümleri... Uzun bir konuşma yaptı Ferah. “Şimdi sizi 2018’de çıkardığımız ‘Parmak İzi’ albümüne tekrar geri götüreceğiz, orada, ‘Sözde Namus’ adlı bir parça var. Bu parça, tecavüz, kadın cinayetleri konusuna da değiniyor. Aslında şu benim çok canımı sıkıyor, ÖZNUR biri ölüyor, üstelik tecavüze uğrayıp OĞRAŞ ÇOLAK ölüyor, sonra o ölmeyi hak etmiş mi, hak etmemiş mi bunun tartışmasını yapıyorlar. Sevgili arkadaşlarım neden yapıyorlar bu tartışmayı biliyor musunuz? ‘İşte su testisi su yolunda kırılır’, ya da ‘o gece o saatte ne içmişse hak etmiştir’, ya da ‘o da onu giymeseymiş’... Mesela ben bu gece kendimi sizin karşınızda tatlı, iyi hissetmek için böyle bir elbise tercih ettim. Aynaya baktım, kendimi iyi hissettim, zannettikleri gibi herkes kendini nasıl göründüğü üzerinden tanımlamıyor çünkü, başka meziyetlerimiz de var. Biri bana bakacak, mesela şuradaki ‘V’ bölümü yüzünden diyecek ki ‘Canım onun da niyeti bozuk’... Tam olarak bu anlayış yüzünden ve bu anlayış beraberinde bu çifte standart tecavüz, cinayet; ben şiddet konusunda cinsiyet ayrımını sevmiyorum, sonuçta bütün o şiddet uygulayan erkeklerin de bir anneleri var, onları da bir kadın yetiştiriyor, fakat bu konudaki, daha doğrusu sonrasındaki çifte standart benim çok canımı sıkıyor ve yakıyor” cümlelerinin altını kalın çizgilerle üstene basa basa söyledi sanatçı. Sonrasında seyirciye şimdi seyredecekleriniz ve dinleyecekleriniz eğlenceli olmayacak dedi ve devam etti konuşmasına, “Normalde ben isim söylemeyi sevmiyorum, olur ya birinizin yakınının yakınıdır, arkadaşınızın kardeşidir, acılarını tazelemek istemem, ama devam eden davalar var. Uzun süredir bu konuyu da düşünüyorum, şöyle düşünüyorum, diyorum ki ‘Şebnem, sen böyle bir konu yüzünden, biri sana böyle bir şey yapsa ya da yarısını yapsa, ve kendini savunamayacak halde olsan ne istersin?’ İsterim ki birileri beni kalbiyle ‘Ya bir dakika’ diye savunsun. O yüzden bu gece isim de zikredeceğiz. Bu konuda çok güzel bir konuşmaya rastladım televizyonda, kullanmamıza müsaade ettiğiniz için çok teşekkür ederim. ‘Çıldıracak gibi oluyorum’ Çalacağımız parçayı ve önündeki videoyu, şöyle dinlemenizi arzu ediyorum; farz edin ki kız kardeşiniz, ya da kız evladınız... Bir düşünün hakikaten, bir düşünün, kendinizi yerine koyun. Çünkü ben kendimi yerine koyduğum zaman çıldıracak gibi oluyorum. İsterdim ki, ben artık kendimi savunamayacak hale geldikten, yani öldükten sonra, birileri beni ‘Ya öyle değil’ diye savunsun. Şarkıyla, görselle, yani sanatla bir çeşit, konuşamayacak durumda olan insanların sesi olmaya çalışıyoruz. Yapacaklarımız, göstereceklerimiz, öyle eğlenceli görüntüler değil; ya da duyacağınız cümleler öyle eğlenceli cümleler değil, ama bence müzik de hiçbir zaman sadece müzik değil...” Artık daha fazla konuşmayayım diye cümlelesini bitirdi usta şarkıcı. Sonrası uzun bir sessizlik... Ve “Sözde Namus”... Şebnem Ferah önceki akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde konser verdi. Sanatçı konserde, “Kadına şiddete ve tecavüze hayır” dedi. Son olarak ise Atatürk’ün sözü ile herkesin Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Konserin başına dönecek olursak, Ferah, enerjisi ve güçlü sahne performansı ile muhteşem bir sezon kapanışına imzasını attı. Hafızalara kazındı... “Kadın”dan, geçen yıl yayımladığı son albümü “Parmak İzi” albümüne uzanan şarkılarıyla dinleyicisi karşısına çıkan Ferah, sahnede yarattığı özel atmosferle ışık oyunları, video projeksiyonlar, sahne üstü efektlerle yani görsel şölen diyebileceğimiz görüntülerle önceki akşamı sevenlerinin hafızasına kazıdı deyim yerindeyse... Konsere “Çakıl Taşları” ile başlayan Ferah, “Vicdan”, “Merhaba”, “Başka Bir Yol Var”, “Küllerinden” şarkıları ile hız kesmeden 3 saat devam etti. Sonrasında ise unutulmazları unutmadı. Konserin sonunda “Eski” şarkısını seslendirirken ekranda resimlerini gördüğümüz; Münir Özkul, Tarık Akan, Aziz Nesin, Pir Sultan Abdal, Âşık Veysel, Muhsin Ertuğrul, Erol Günaydın, Türkan Şoray, Gazenfer Özcan, Semiha Berksoy, Leyla Gencer gibi aramızda olan, olmayan, bu ülkenin yetiştirdiği yürekli insanlara selam durduk. Ve tabii son olarak Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü ile herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı... Kısacası benim tanımımla bu koca yürekli, minnacık kadın herkesi sağduyulu olmaya çağırdı dün akşam Harbiye Açıkhava Sahnesi’nden. Bir ses haykırdı Harbiye’den tüm Türkiye’ye... ‘KİMSE BİLMEZ’... “Kimse Bilmez” şarkısını kendi çaldığı piyano ile ilk defa seslendiren Ferah parçayı çalmadan önce şöyle konuştu: “Sevgili arkadaşlarım, sanki yeterince stres yapmıyormuşum gibi konserlerde kendime yeni bir stres alanı yarattım. Ama bunu yapmak istiyorum çünkü, biliyorsunuz bazı konserlerde bir iki tane cover çalmayı seviyorum. Albümlerde cover konusuna çok yönlenmiş biri değilim ama elbette ki söylemeyi ya da dinlemeyi çok sevdiğim şarkılar var. Zaman zaman, özellikle de Harbiye Açıkhava’da onlara yer vemeye çalışıyoruz. Bunu bir çeşit saygı duruşu gibi düşünebilirsiniz esasında. Bu şarkıyı ben, belki bazılarınız bilmiyordur, fakat kalbinizde bir yer ederse, eve gittiğinizde bütün çıplaklığıyla bir dinleyebilin isti yorum. Çünkü o kadar güzel bir şarkı ki...” Parça bitince ise Harbiye alkış ve ‘bravo’ sesleriyle yankılandı. Şebnem Ferah’a sahnede yıllardır yanından ayırmadığı yol arkadaşları Ozan Tügen (klavyeler), Buket Doran (bas gitar), Aykan İlkan (davul), Barış Manisa (gitar), Kerem Özyeğen (gitar), Serdar Barçın (flüt) ve Ceren Akyıldız (vokal) eşlik etti. Müzik dolu bir hafta İlki geçen yıl yapılan fizy İstanbul Müzik Haftası, 4 9 Kasım arasında, dört ayrı mekânda dinleyiciyle buluşacak. 4 Kasım Pazartesi akşamı, Volkswagen Arena’daki “fizy Müzik Ödülleri” ile başlayacak festival kapsamında, 5 Kasım’da Feridun Düzağaç, 6 Kasım’da Ozbi ft. Gülce Duru, IF Performance Hall Beşiktaş’ta; 7 Kasım’da Gaye Su Akyol, Moda Kayıkhane sahnesinde olacak. Volkswagen Arena sahnesi ise 7 Kasım’da Alaturka Mavzer, Sansar, Önder Şahin&Sayedar, Kamufle, Nova Norda, Ayben, Anıl Piyancı, Şehinşah, Gazapizm ve Ceza’yı; 8 Kasım’da Eda Baba, Ekin Beril, Gökcan Sanlıman, Sena Şener, Kalben, Gökhan Türkmen, Manga ve Kenan Doğulu’yu; 9 Kasım’da ise Pilli Bebek, Moğollar, Norm Ender, Pentagram, Teoman, Haluk Levent ve Shantel’i ağırlayacak. l Kültür Servisi Eda Baba 8 Kasım’da konser verecek. İstanbul’un müziği Pera’da konuşulacak İstanbul Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde hayata geçirilen, Derya Türkan koordinatörlüğündeki “İstanbul ve Müzik” Araştırma Programı (İMAP), 12 Kasım tarihlerinde “İcranın Mecrası ve İstanbul’da Müziğin Kesişen Kimlikleri” başlıklı bir konferans düzen liyor. Pera Müzesi Oditoryumu’nda yapılacak konferans, İstanbul’da müziğin dini, seküler ya da askeri, hangi ortam ve mekânlarda oluştuğu; kimler tarafından icra edildiği, bestecileri ve müziği kimlerin desteklediği; halkın eğlencesinde ne şekilde yer aldığı; kent içinde ki varlığı ve yaygınlığı; nasıl kâğıda döküldüğü ve hangi terimlerle tartışıldığı gibi konuları disiplinlerarası bir bakışla irdeliyor. 1 Kasım Cuma günü saat 09.00’da Baha Tanman ve Derya Türkan’ın sunuşlarıyla başlayacak konferans, Martin Stokes’un açılış konuşmasıyla devam edecek. İlk günkü program, “Erken Modern İstanbul’da Müzik”, “Şehri ve Mekânı Müzik Bağlamında Haritalandırmak” ve “Müziği Kaydetmek: Geçmişin Ses Manzaralarından Notalar ve Arşivler” başlıklı oturumlardan oluşuyor. 2 Kasım Cumartesi günü ilk iki oturumda “Bir Kimlik Veçhesi Olarak Müzik” ve “Kültürlerarası Müzik” kavramları masaya yatırılacak. Öğle arasından sonra, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ne bağışlanan Nuri Duyguer ve Alâeddin Yavaşça koleksiyonları üzerine yapılan çalışmaların detayları akademik çevrelere ilk kez sunulacak. l Kültür Servisi Mutfaktan ‘İsa ile alay’ çıktı Fransa’da yaşlı bir kadının mutfağında yıllarca asılı duran “İsa ile alay” tablosu, 24 milyon Avro’ya (yaklaşık 153 milyon TL) satıldı. Paris’te yaşayan yaşlı bir kadının duvarında asılı duran tablonun, Floransalı ünlü Rönesans öncesi ressamı Cimabue’nin eseri olduğu anlaşıldı. BBC Türkçe’de yer alan habere göre, “İsa ile alay” adlı tablonun, 13. yüzyılda Cimabue’nin benzer Yeni Ahit temalı bir dizi resminden birisi olduğu açıklandı. Açık artırmayı gerçekleş tiren Acteon Müzayede Evi, 24 milyon Avro’luk nihai fiyatın, bir ortaçağ dönemi eseri için bugüne kadar verilen en büyük teklif olduğunu ve bu alanda bir rekor kırıldığını belirtti. Cimabue’nin aynı resim dizininin diğer iki tablosundan birisi İngiltere’nin başkenti Londra’da Ulusal Galeri’de, diğeri ise ABD’nin New York kentinde Frick Koleksiyonu’nda sergileniyor. l Kültür Servisi Serhan Bali Mozart’ı anlatacak ‘Depresyon hırkası’ 334 bin dolara satıldı Teşvikiye’de bulunan kültür sanat platformu Açık Diyalog İstanbul, 6 Kasım Çarşamba günü “Serhan Bali ile Senfoni ve Opera Seminerleri: Akıl Almaz Bir Dâhi: Mozart” seminerine ev sahipliği yapacak. Klasik Müzik yazarı Serhan Bali, düzenleyeceği seminerde klasik Batı müziğinin önemli ismi Mozart ve müziğine dair konuşacak. 18.30 20.00 saatleri arasında gerçekleşecek seminere katılımcı olmak isteyenler, daha fazla bilgi ve kayıt için 0212 232 76 62’den ya da [email protected] adresinden iletişime geçebilirler. l Kültür Servisi Nirvana’nın solisti Kurt Cobain’in, üzerinde sigara yanıkları bulunan yeşil hırkası, açık artırmada 334 bin dolara satıldı. Julien’s Auctions Müzayede Evi’de yapılan açık artırmada Cobain’in “depresyon hırkası” olarak bilinen hırkasının yanında bir gitarı da yer aldı. Cobain’in 1993 yılındaki intiharından beş ay önce, MTV Unplugged programında giydiği hırka, hiç yıkanmadan saklandı. Müzayede Evi tarafından yapılan açıklamada, hırkanın, bu tip bir giysiye biçilen en yüksek fiyat olduğu belirtildi. Hırka, daha önceki sahibi Garrett Kletijan tarafından, 2015 yılında 137 bin 500 dolara alınmıştı. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle