21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 1325 EKİM 2019 CUMA Fransa’danDerya Yıldırım’ın kendi bestesi ‘Bu Gece’ yayımlandı Genç müzisyen, katıldığı yarışmanın ardından ünlü yükselen sesORHUN ATMIŞ sanatçılar Garou ve Zazie ile çalışma şansı yakalarken, ayrıca pek çok önemli mekânda sahne aldı. Adını Fransa’dan dünyaya duyuran Derya Yıldırım’ın yeni çalışması “Bu Gece” bu ay başında yayımlandı, yaptığı yeni yorumlarla dikkat çeken Yıldırım, bu kez kendi bestesini müzikseverlerle buluşturdu. Şarkının sözü Derya Yıldırım’a ait. Genç şarkıcı 16 yaşındayken O Ses Türkiye isimli programa katılmış, ancak jüri üyeleri Yıldırım’a “dönmemişti”. Derya Yıldırım, daha sonra 19 yaşında Fransa’da katıldığı “The Voice” yarışmasında dört jüriyi de döndürerek adını duyurdu. Biz de kendisine müziğini ve kariyer hedeflerini sorduk. n O ses Türkiye ve orada yaşadıklarını anlatmak ister misin? Daha sonrasında Fransa’da başarı elde ettin... 16 yaşındaydım. O Ses Türkiye müzik dünyasındaki ilk tecrübem oldu. İlk sahnem, televizyona ilk çıkışım... Koltukların dönmemesi önemli değil. Aklımda pozitif olanı tutuyorum. Daha sonrasında Fransa’da 4 koltuğu döndürmeyi başardım. Ve bu başarı beni çok iyi yerlere getirdi. Zamanı geriye alırsak “Bir daha yapar mısın” diye sorarsanız “Evet” derim... Yine yaparım. Fransa’da burs... n Türkiye’de genç yeteneklerin eğitimi ile orayı karşılaştırabilir misin? Fransa’nın senin kariyerindeki önemi nedir? İzlediğim kadarıyla, Türkiye’de müzik eğitimine yeterince önem verilmiyor. Bir piyano öğretmeni olarak, karşılaştığım her genç anneye hep şunu söylüyorum: Çocuğunuzu birkaç sene sonra mutlaka bir müzik okuluna gönderin. Bir enstrüman çalmayı öğrensin, sanatla ilgilensin. Ama bu tür öneriler pek ciddiye alınmıyor maalesef. Maddi anlamda fedakarlık yapmaktan çekiniyor ya da gönderiyor ama arkasında durmuyorlar. Türkiye’nin müzisyenlere ihtiyacı var. Müzik eğitimine daha fazla önem vermek gerek, her gencin müzik okuyabilme imkânı olmalı ve bu bir hayal olarak kalmamalı. Fransa’da konservatuvarlar ve müzik okulları dolu... Ben konservatuvarı burs ile okuyabildim mesela. Bu konuda ciddi olarak yardımcı oluyorlar. Ve bunun kariyerime çok büyük bir etkisi oldu. Eğer eğitim almasaydım belki de bu konuma gelemezdim.  n Dijital platformlara baktığımızda şu an sana ait sadece bir şarkı görebiliyoruz (“cover” parçalar hariç), ne zaman bir albüm çıkarmayı düşünüyorsun?  Her şeyin bir başlangıcı var. Mağazaya giren ilk müşteri mesela. Bu da benim ilk şarkım. Albüm çıkarmayı fazlasıyla istiyorum. Yalnız o albümü tek başıma dinlemek istemiyorum. İlk önce beni ve müziğimi seven, dinleyen, destekleyen bir kitle oluşturmak istiyorum. Bana güç ve destek verecek bir kitle olsun ki hep beraber dinleyelim. ‘Çok düşünmeyin, yapın’ n Genel olarak Türkçe şarkılar mı yazıyorsun? Bu aralar evet... Ayrıca Türkçe yazmayı çok seviyorum. n Gelecek planların neler? Fazla plan yapmadan ilerlemek. Şu an Sabi Saltiel ile bir tekli için çalışıyoruz, iki tane de “cover” çalışması düşünüyorum. Onları da kendim düzenlemek istiyorum. n Ek olarak söylemek istediklerin var mı? Çok düşünmeyin, yapın! Başarının belli bir planı yok. Çalışmak gerek. Ayrıca bol bol üretmek... İnanın hiç de beklemediğiniz bir anda yıldızınız parlayacak ve her şey çok güzel olacak. PEN Türkiye: Haydarpaşa ve Sirkeci gardır PEN Türkiye Yazarlar Derneği, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarıyla ilgili yapılan ihale sonrası yaşanan tartışmalara dahil oldu. Dernekten yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Haydarpaşa gardır, Sirkeci gardır... Gerisi... Yalandır. Zarardır. Efkârdır. Günahtır. Yazıktır. Aymazlıktır. Yobazlıktır. Kabalıktır. Fenadır. Ayıptır. Yakışıksızdır. Umursamazlıktır. Aldırışsızlıktır. Yavanlıktır. Haksızlıktır. Zorbalıktır. Kayırmadır... Haydarpaşa ve Sirkeci gardır, gar kalacaktır. Gerisi... Lafügüzaftır!” l Kültür Servisi Osman Hamdi Bey’in tablosu satıldı Yüzyüzeyken Konuşuruz belgeseli ekranda... Kendilerini “şehirli bir lirik müzik grubu” olarak betimleyen Yüzyüzeyken Konuşuruz’un konser belgeseli, bugünden itibaren BluTV’de seyircilerle buluşacak. Türkiye alternatif müzik sahnesinin son zamanlar daki en önemli temsilcileri arasında gösterilen grubun, 7 Nisan’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde verdikleri konser ile birlikte öncesi ve sonrasına dair tüm detaylar bu belgeselde yer alıyor. l Kültür Servisi Ünlü isimler Ankara’da Kerki Solfej’in organizasyonunu yaptığı Ankara konserleri kasımda başlıyor. Sertab Erener, Mor ve Ötesi, Mabel Matiz, Zülfü Livaneli, Erol Evgin ve Sıla Ankara Congresium’da konser verecek. Tarihler şöyle: 8 Kasım Sertab Erener, 9 Kasım Mor ve Ötesi Senfonik, 15 Kasım Mabel Matiz, 16 Kasım ve 7 Aralık Zülfü Livaneli ile Sevdalım Hayat, 13 Aralık Erol Evgin, 14 Aralık Sıla. l Kültür Servisi ‘İstanbul Hanımefendisi’ne rekor fiyat Osman Hamdi Bey’in 19. yüzyıla ait olan “İstanbul Hanımefendisi” tablosu, Avusturya’nın başkenti Viyana’daki açık artırmada 1 milyon 770 bin 300 Avro’ya alıcı buldu. Avusturya’nın başkenti Viyana’daki Dorotheum müzayede evinde 23 Ekim’de yapılan açık artırmayla, Osman Hamdi Bey’in 19. yüzyıla ait “İstanbul Hanımefendisi” adlı tablosu 1 milyon 770 bin 300 Avro’ya satıldı. “İstanbul Hanımefendisi”, müzayedeye telefonla bağlanarak katılan ve kimliği açıklanmayan bir kişi tarafından satın alındı. l Kültür Servisi Kulaksız’dan ‘Nostalgia’ Fotoğraf sanatında 60. yılını kutlayan A. Halim Kulaksız’ın “Nostalgia” isimli sergisi bugün Nişantaşı’ndaki Difoart Galeri’de açılıyor. Sergi, günümüzün “pürüzsüz beğeni” kültürüne ve saplantısına göndermede bulunuyor. “Nostalgia” 16 Kasım’a kadar görülebilecek. Adres: Şakayık Sokak No: 31, Tel: 0212 232 2220 l Kültür Servisi Penguen Kitabevi’nden Kadıköy’de 2. şube Penguen Kitabevi, dördüncü şubesini Bağdat Caddesi / Erenköy’de açıyor. Açılış, 27 Ekim Pazar günü saat 14.00’te Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve kitapseverlerin katılımıyla yapılacak. Penguen Kitabevi’nde kesinleşen imza günleri ve söyleşilerin programı ise şöyle: 15 Kasım Barış Muslu16 Kasım Ege Soley, 7 Aralık Ahmet Ümit. Adres: Caddebostan Mah. Bağdat Cad. No: 330 / E Kadıköy İst. l Kültür Servisi Özçelik’ten ‘İçinden Tren Geçmeyen Gar: Haydarpaşa’ fotoğraf sergisi Hatice Ezgi Özçelik’in “İçinden Tren Geçmeyen Gar: Haydarpaşa” adlı fotoğraf sergisi 26 Ekim1 Kasım tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Kadıköy’ün kültürel mirası olan Haydarpaşa Garı’nı fotoğraflayan Hatice Ezgi Özçelik’in sergisinde garın tren seyahatlerine kapatılmasından bu yana geçen üç yıllık süreç yer alıyor. 20 fotoğraftan oluşan sergide, Haydarpaşa Garı binasının yanı sıra endüstriyel mirasın parçaları olan diğer yapıların fotoğrafları yer alıyor. “İçinden Tren Geçmeyen Gar: Haydarpaşa” adının bir vatandaşla olan diyaloğundan kaynaklandığını anlatan Özçelik, “Haydarpaşa’yı çekerken biri yanıma yaklaşıp ‘Niye çekiyorsun ki içinden tren geçmeyen gar artık burası’ dedi. Bu ifade beni çok etkiledi, serginin adı da buradan geliyor” şeklinde konuştu. Serginin, projesinin ilk etabı olduğunu belirten Özçelik, garın yeniden asli işlevine döndükten sonra belgelemeye devam edeceğini söyledi. Sergi18 Nisan 2020’de Beyoğlu’nda İFSAK Galeri’de de sergilenecek. l Kültür Servisi Düşünsel silsile Düşünce, eskinin birikimlerinden beslenip, gagasında bilgi erdemini taşıyan bir Anka kuşudur. Söylencelerde Simurg, Huma diye de anılır. Anka kuşu, yuvasını bilgi ağacına kurarmış. Bilmediği yokmuş. Öbür kuşların önemli sorunlarını o çözermiş. Tünediği ağacın dallarında nefsi terbiye, sevgi, bilgi, inanç, yalnızlık, benlikten arınma, insancıllık vadisinin kuşları ötermiş. Silsile düzeneğinin ürünü olan düşünsel gelişimin öğretisi, bu kavramlar üzerine kurulmuştur. Öner Yağcı, son iki yıl içinde Telgrafhane Yayınları arasında çıkan Namık Kemal ve Tevfik Fikret, önadı Büyük Oğul Efsanesi olan İsmail Hakkı Tonguç’un Romanı (Bilgi Yayınevi) adlı kitaplarıyla düşünsel silsilenin nasıl gerçekleştiğini kanıtlıyor. Namık Kemal “Özgürlük Kasidesi”nde, zalimin destekçileri aşağılık kişilerdir, “celladın can yakan kemendi acımasız olsa da, yine bin kez daha iyidir tutsaklık zincirinden” diyen Namık Kemal, topluma gelecek umudu aşılayan düşünür şairlerin ilkidir. Öner Yağcı, Magosa zindanlarında çürütülmek istenen Vatan ve Özgürlük Şairi Namık Kemal’le toplumu çağcıl kılan bu silsilenin temel taşını koyuyor. Gözü pek şair, oğluna yazdığı mektupla da gelecek umudunu bilince dönüştürüyor: “Ben bu ülkede milletin padişah, özgürlüğün kanun olduğunu görmeyeceğim ama sen göreceksin. Babana inan. Vatanımız yok olmayacak. Kendini kurtaracak. Özgürlüğü elde edecek. Kim ne derse desin, inanma. Yalnızca bana inan. Hiç şüphe yok ki, ülkemizde halkın egemen olacağı gün gelecek. Özgürlük bayrağını taşıyanlardan biri de sen olacaksın.” Tevfik Fikret Tevfik Fikret, yalnızca ideolojiye çakılıp kalmadan, şiirimizi güzelduyusallık, toplumsal gerçekçilik yönlerinden de ileriye götürmüştür. Onunla da kalmamış, geleceğe aydınlanmanın ışığını tutarak şiiri etkin kılan yeni bir üslup yaratmıştır. Şu sözler, Tevfik Fikret’in beğenisi yüksek mantığının ürünüdür: “Benim ayinim düşünüp yapmaktır./ Benim dinim insan gibi yaşamaktır./ Kedimle oynarken benim onunla eğlenmemden daha çok, onun benimle eğlenip eğlenmediğini kim bilir?/ Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır. Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır./ Vatanım bütün yeryüzü, milletim insanlıktır./ Yiyin efendiler yiyin, bütün bu iştah açan sofra sizin. Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!/ Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma./ Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma.” Atatürk “Tevfik Fikret’in ‘Tarihi Kadim’i yok mu, işte o, dünyada yapılması gereken bütün devrimlerin kaynağıdır” diyen Atatürk’te düşünce eyleme dönüşmüştür. Atatürk’ün gençlere yönelik “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister!” özdeyişinde, Tevfik Fikret’in üslubu egemendir. Öner Yağcı, Tevfik Fikret’le Atatürk arasındaki düşünsel örtüşmeyi, “Atatürk devriminin, o görkemli aydınlanma atılımımızın önde gelen esin kaynağı” sayar. Atatürk’ün şu sözleri de o düşünce silsilesinin ürünüdür: “Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini daha sonra bağımsızlık ve geleceklerini kaybederler.” Köylüyü aydınlatma amacıyla eğitim uygulamalarını kentlerin dışına taşıran İsmail Hakkı Tonguç, düşünsel silsileyi, tabana yayar. Çıkar şebekelerinin leş kargaları, ellerine fırsat geçer geçmez önce Köy Enstitülerini kapattı. Öner Yağcı’nın Tonguç’a yönelik Büyük Oğul Efsanesi adlı romanını ileride ayrıca değerlendireceğim. Öner Yağcı, Sevgili öğrencim... Yapıtlarınla, verdiğim emeğin Onurunu yaşattın bana! İzmir’de kültür sanat İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, bugün Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) “Cumhuriyet Bayramı Konseri” verecek. İzmirli sanatseverleri senfoni, tiyatro, opera, bale ve sergilerle dolu bir hafta bekliyor. Tolga Taviş şefliğindeki konserde, soprano Esin Talınlı, mezzosoprano Zeynep Halvaşi, viyolonsel sanatçısı Çağ Erçağ sahne alacak. Konserde, Hasan Ferit Alnar’ın “İki Dans”, Tolga Taviş’in “Rona Şarkıları”, Johann Strauss’un “Don Kişot” eserleri seslendirilecek. Etkinlikler, 15 Kasım tarihine kadar devam edecek. l Kültür Servisi Sihirli Flüt, Cumhuriyet Konseri’nde... “Sihirli Flüt” diye anılan ünlü flüt sanatçısı Şefika Kutluer, 27 Ekim Pazar günü Akdeniz İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda (Mersin) saat 20.00’de Cumhuriyet Konseri’ne katılacak. Kutluer’e konserde, Ankara Yaylılar Topluluğu (Elena Postnovakeman, Feruza Abdullaevakeman, Yukiyo Hiranoviyola, Serdar Rasulviyolonsel, Sergey Marguliskontrabas) eşlik edecek. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle