21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 24 EKİM 2019 PERŞEMBE Şam’da namazı bırak kayısı ile idare et A talarımız her musibete ilişkin birbirinden değerli sözler ya da hikâyetler uydurmuşlar. Mesela Suriye konusunda geldiğimiz noktaya denk düşen o kadar çok atasözü ya da hikâyet var ki, seç seçebildiğin kadar. Birkaç tanesini sıralayalım: “Allah sevdiği kuluna önce eşeğini kaybettirip sonra buldururmuş”, “Akara kokara bakma, çuvala girene bak”, “Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer”, “Ahmak misafir ev sahibini ağırlarmış”, “Bundan iyisi Şam’da kayısı”. Suriye politikasına girerken ne umduğumuz cümlenin malumu. Arap Baharı’nı Suriye’ye ihraç etmek ve Suriye İhvanı’nı yönetime getirmek. Olmadı yönetime ortak etmek. Geldiğimiz nokta ne? Türkiye’yi gelecekte tehdit edecek PYDYPG kantonlarını şimdilik ortadan kaldırmak ve Esad’ı devirmek için yıllardır kullandığımız Müslüman Kardeşler’i oluşturan cihatçı grupların sınırımıza yığılmasını önlemek. O da şimdilik. Yarın İdlib’de ve Barış Pınarı Harekâtı ile kontrol ettiğimiz 30 km. derinliğindeki bölgede rejim güçlerinin hâkim oldup da bu grupları bölgeden çıkarması halinde, bu cihatçı grupların maaş karşılığında emrinde savaştığı Türkiye’nin sınırlarına dayanıp dayanmayacağının garantisi yok. Ama yine de Türkiye’nin sınır hattının önemli ölçüde rejim güçlerinin kontrolüne verilmesi ve Rusya ile Türkiye’nin de devriye görevi yapması önemli bir kazanım. Geldiğimiz noktayı özetlersek: Suriye politikamızda “kardeşim Esad”dan “katil Esed”e, “katil Esed”den de “komşum Esad”a doğru evrilen zikzaklı bir seyir izledik. Artık Suriye’nin kuzeyinde ABD şemsiyesi altında PYDYPG ile değil, eski komşumuz Esad’la yine baş başa kaldık. O nedenle önceki akşamdan beri bu konuda yorum yapan uzmanlarımızın, “ABD’den sonra Rusya ile yapılan mutabakattan da kazançlı çıktık” şeklindeki yorumlarının meali “kaybettiğimiz eşeğimizi nihayet bulduk”tan öteye bir şey değil. Peki, ya eşeğimizi ararken yitirdiklerimiz ne olacak? Yüzlerce şehit, 5 milyon mülteci, IŞİD teröründe yitirdiğimiz canlar, Suriye’ye yaptığımız üç harekâtta harcadığımız milyon dolarlar, krizin çıktığı 2011’den beri Suriye’ye olan ihracatımızın durması ve yanlış Suriye politikamız yüzünden yedi düvelle kavgalı hale gelmemiz... Daha ne olsun? Soçi Mutabakatı’ndan çıkan sonuçlara bakıldığında diplomatik açıdan “hiç yoktan iyidir” denilebilir. Ama yine de mutabakat metninde muğlak olan konular yok değil. Adını değiştirip en son Suriye Milli Ordusu koyduğumuz cihatçı gruplar ile güvenlikli bölgede tutulan IŞİD militanlarının ve güvenlikli bölge dışındaki PYDYPG’lilerin statüsünün ne olacağı belirsiz. Bugüne baktığımızda atalarımızın söylediği gibi “Akara kokara bakma, çuvala girene bak” mı diyeceğiz yoksa “Sabah ola hayrola” mı? ‘Ahmak misafir ev sahibini ağırlar’ ABD ile imzaladığımız mutabakatla IŞİD’li militanları da artık biz kontrol edeceğiz. Durup dururken “o iş bende” diyerek sadece cezaevlerinde tutulan katil sürülerini değil, onların ailelerinin bakımını da üstleneceğiz. Türkiye’deki 5 milyon sığınmacıya baktığımız yetmiyormuş gibi bir de onların iaşesini temin edeceğiz. Suriye Milli Ordusu gibi onları da maaşa bağlarsak hiç şaşırmam. Hem Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu söyleyip hem de Suriye’ye karşı kışkırttığımız cihatçı Suriyeliler gibi dünyanın çeşitli bölgelerinden gelmiş ve ülkemizde yüzlerce masumu katletmiş bu katillere bakmak da çok hazin bir durum doğrusu. Eh, “ahmak misafir ev sahibini ağırlarmış” derler ya, bizimki de o hesap. Sınırlarımızı korumak için artık muhatabımız Suriye rejimi. Madem Esad’la yine komşu olacaktık ve dolaylı ya da dolaysız bir diyaloğa girecektik o zaman bu kadar külfeti niye yüklendik? Ağa ile marabanın öyküsünü gel de anma. PYDYPG’lilerin durumuna da değinecek olursak en özlü anlatım yine bir atasözüyle olsun bari: “Akarsuya inanma, eloğluna dayanma.” 1946’da Sovyetler’e güvenip İran’da kurdukları Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin akıbeti ile Suriye’nin kuzeyinde kurdukları kantonların akıbetleri ne kadar da birbirine benzer. Rejimle ve Rusya ile bugün için anlaşmış olabilirler ama topraklarına tam hâkim olduktan sonra, Esad’ın onların beklentilerini karşılayacağı şüpheli. EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER İYİ Parti lideri Meral Akşener, gazetecilerle sohbet toplantısında gelecek seçimlere ilişkin konuştu: Tencere Erdoğan’ı götürür SELDA GÜNEYSU İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener, “Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar altında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin mümkün görünmediğini” kaydetti. Akşener, “Nedeni tamamen ekonomik. Yani tencere” dedi. Akşener, partisinin grup toplantısının ardından bir grup gazeteciyle görüşerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte kulislerde süren “AKP’nin oyunu artırdığına” ilişkin tartışmalara değinen Akşener, “Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar altında Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin mümkün görünmediğini, bunun da nedeninin tamamen ekonomik olduğunu” kaydetti. Akşener, “Yani tencere. Mesela İstanbul’da bir kişi daha önce elektriğe 60 TL ödüyorsa, bugün 120140 TL fatura ödüyor. Doğalgaz da şimdi, yeni yeni yanmaya başlayacak. Orada da çok zam var” ifadelerini kullandı. “ABD Başkanı Trump’ın mektubunun iktidar tarafından savuşturulmuş olmasının da vatandaşı rencide ettiğini, bunun da ölçümlerde görüldüğünü” kaydeden Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben Tayyip Bey’i, rasyonel yanı yüksek bir siyasetçi olarak görmüştüm hep. Gerçekçi bulurdum. Bu dönemde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet EROZAN TRUMP’IN MEKTUBUNU SORDU Ekini ne yaptınız? İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektubun eki olduğunu ileri sürerek “Mektubu çöpe attınız, mektubun ekini ne yaptınız? Mektubun ekini ortaya çıkarır mısınız? Siz çıkaramazsanız biz çıkaracağız sonunda belki. O çöpü iyice araştırın, orada başka bir kâğıt parçası daha var, onu bulun” ifadelerini kullandı. ‘Takipçisi olacağız’ Parti genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulunan İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu ise “Soçi Mutabakatı’nın sonuçlarının takipçisi olacaklarını ve bu istikametteki her doğru adımı da destekleyeceklerini” söyledi. Ağıralioğlu, mutabakata ilişkin şu soruları da sordu: “Güvenli bölgenin kontrolümüzde olan sınırları nereleri kapsamaktadır? Terör örgütlerinin, güvenli bölgenin altında var olmalarına ve kök salmalarına müsaade edilecek midir? Teröristlerin silahları ile geri çekilecek olmaları bir problem değil midir? Toplanacağı varsayılan silahların ne şekilde ve nasıl toplanacağına dair bir planlama neden çizilmemiştir?” l ANKARA / Cumhuriyet Sistemi’nin getirdiği bir pozisyonu var, o pozisyon gereği ‘öngörülebilir’ görmüyorum. Mümkünse 2023’e kadar süreci götürmeye devam edecektir. Ama ekonomik sebeplerle süreci götürebilecek mi, götüremeyecek mi onu öngöremiyorum.” ‘En çok AKP’den alırlar’ Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile eski Bakan Ali Babacan’ın kuracağı yeni partiye değinen Akşener, “bu partilerin en çok AKP’den ve AKP’den MHP’ye geçen seçmenden oy alabileceğini” kaydetti. Kendi partisinin kuruluş aşamasında yaşanan skıntılar dan da söz eden Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her iki partinin de kurulma safhasında yaşayacakları var. Çok öyle güllük gülistan olmuyor. Bu arkadaşlarımıza, Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu’na henüz ‘çemkirmenin’ dışında bir şey yok. Bize fiziki durumlar olmuştu. Ama bildiğim bir şey var, Sayın Erdoğan kesinlikle sert davranır.” ‘Kılıçdaroğlu’nun açıklaması esastır’ Akşener, “CHP ile yürütülen Millet İttifakı’nın dağılacağına” yönelik iddialarla ilgili de “Kemal Bey’in (Kılıçdar oğlu) açıklaması bizim için muteberdir. Sayın Kılıçdaroğlu bir genel başkandır, onun yaptığı açıklama var. O beyan esastır” dedi. CHP’ye görüş iletilecek CHP, Meclis’te temsilcisi bulunan 4 muhalefet partisinin desteğiyle hazırladığı alternatif yargı paketi için İYİ Parti’nin de desteğini bekliyor. Akşener, bu konuya ilişkin ilk kez konuşarak “Arkadaşlarımız üzerinde çalıştı. CHP’nin getirdiği temel kriterleri ortaya koyan konuyla ilgili Meclis grubunu da bilgilendirdikten sonra görüşlerimiz iletilecek” dedi. l ANKARA Tutuklama, kayyımaMIZRAKLI’NIN AVUKATI EMİN AKTAR, CUMHURİYET’E KONUŞTU: kılıf olması için yapıldı TEMELLİ, MECLİS’İ GÖREVE ÇAĞIRDI: Bu düzene karşı çıkın HDP Eş Genel Başkan Sezai Temelli, kayyım atamaları ve tutuklanan HDP’liler ile ilgili parlamentoya çağrı yaparak “Yasalardan aldığınız güçle gereğini yapın” dedi. HDP’nin Meclis’i 3 gün süreyle boykot etme kararının ardından, Temelli ile HDP milletvekili ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın da içinde bulunduğu grup, Diyarbakır’da oturma eylemi yaptı. Burada konuşan Temelli, “Parlamentoya uyarı ve protesto mesajı verdik. Ülkenin kentlerine kayyım atanırken, parlamentonun duyarsız ve kayıtsız kalması kabul edilemez. Parlamento öncelikle bu saldırıyı kendisine yönelik kabul etmeli ve inisiyatif almalı. Kayyım şiddettir, zulümdür. Bir faşist düzendir. Bu düzene her şeyden önce parlamenterler karşı çıkmalıdır. Bu yüzden 3 günlük eylemimizle tüm milletvekillerine çağrımızdır; bu zulme sessiz kalmayın. Yasalardan aldığınız güçle gereğini yapın” diye konuştu. l İç Politika Yerine kayyım atanan ve önceki gün tutuklanan HDP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın avukatı Emin Aktar, tutuklama kararının kayyım atamasını haklı çıkarmak için verildiğini belirtti. Mızraklı’nın avukatı Emin Aktar, tutuklamaya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Mızraklı’nın tutuklanmasına gerekçe yapılan itirafçı beyanının, yerel seçimlere sadece 10 gün kala alındığını belirterek “Mızraklı, örgüt üyeliği ile suçlanıyor. Kendisi için seçimden 10 gün önce alınmış bir itirafçı beyanı var. Mahkeme bu beyanda teyit edilmeyen, araştırılmayan, belgeye dayalı olmayan hususları doğru kabul ederek tutuklama kararı verdi. Tabiri caizse böyle bir karar gerekliydi, bunu da mahkeme verdi. Bu tutuklama politikdir. Diyarbakır’da kurulu bulunan ve KHK ile kapatılan Sarmaşık adlı bir yardım derneğinin başkanlığını yapmış olması tutuklama gerekçesi sayıldı. Komik olanı Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Güneydoğu Sanayici İşadamları Derneği, Esnaf Sanatkârlar Odalar Birliği bu derneğin kurucuları arasında yer alıyor. Yani farazi gerekçe oluşturuldu” ifadelerini kullandı. Aktar, karara itiraz edeceklerini vurguladı. Mızraklı’nın tutuklanma gerekçelerinden birini gizli tanığın, “Kırsaldan gelen kişiyi gece ameliyat edip, ertesi gün taburcu etti” iddiası oluşturdu. Mızraklı’nın savunmasında, “Tanık, hastanın bağırsağının kesilip alındığından bahsetmiş. Tıp kurallarına göre böyle bir ameliyat geçiren kişinin ertesi gün taburcu olup gitmesi hayatın olağan akışına aykırıdır” dediği öğrenildi. l İç Politika İKİ HDP’li DAHA gözaltına alındı Sosyal medyada Barış Pınarı Harekâtı’nı karalayıcı ve terör örgütü PKK’yi övücü paylaşımlarda bulundukları gerekçesiyle Malatya Hekimhan HDP İlçe Başkanı Muharrem Özbey ile Arguvan HDP İlçe Teşkilatı üyesi Aziz Budak gözaltına alındı. Sakarya’da da Barış Pınarı Harekâtı’na yönelik terör örgütü YPG/PKK’nin propagandasını yaptığı iddiasıyla aralarında HDP İl Başkanı Nahide Doğan’ın da olduğu 3 kişiden ikisi tutuklandı. Doğan yapılan işlemlerin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kocaeli’de ise aynı gerekçelerle 4 kişi gözaltına alındı. l İç Politika Keskin’in evine polis baskını Polis, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in evine önceki gece baskın yaptı. Baskın sırasında evde bulunmayan Keskin, polislerle görüştüğünü söyleyerek, “Bana terörle mücadele şubesine (TEM) gitmem gerektiğini söylediler. Ben de onlara geleceğimi söyledim. Ne için çağırdıklarını ben de bilmiyorum” dedi. Keskin, dün avukatı Zeynep Ceren Toprak’la birlikte Anadolu Adliyesi’ne giderek ifade verdi. Sosyal medya aracılığıyla “örgüt propagandası” suçlamasının yöneltildiği Keskin’e gözaltı işlemi yapılmadı. l Haber Merkezi Dünya çapında performansı kanıtlanmış bütünleşik TPO membran sistemi: BMI EverGuard Dünya çapında kanıtlanmış performansı ile BMI EverGuard TPO membran sistemi, aksesuar ve detay çözümleri, ısı yalıtımı, buhar kesici ve sabitleme elemanları ile geniş kapsamlı bütünleşik bir çözüm sunar. Havaalanları, salon ve stadyumlar, ticari yapılar, okul ve üniversiteler, hastane ve sağlık kurumları, sanayi yapıları ve lojistik depoları, alışveriş merkezi gibi tüm iş, yapı ve çatı tipleri için ideal, su geçirimsizlikte en akılcı çözümdür. Detaylı bilgi için hemen iletişime geçin! [email protected] BMI Türkiye www.bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle