17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 1124 EKİM 2019 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.7620 7 kuruş 6.4000 8.5 kuruş 7.4420 11.3 kuruş 13.75 0.41 puan 99.785 2000 puan 1854.83 12.56 lira 277.10 1.9 lira 2020 bütçe görüşmeleri başlıyor. Hükümet kamunun mallarını satmaya devam edecek HER ŞEYİ SATTILAR AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış/devir işlemleri ya MEB, yatırımı dine yapacak pıldı. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payı kalmadı. Bugüne kadar 62.1 milyar dolarlık kamu malını satış/devirlerle elden çıka 62.1 milyar doları AKP döneminde gerçekleşti. Geçen yıl 1.3 milyar dolar Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi yine din öğretimine akacak. Bakanlığın 2020 bütçesinden 10 milyar lira bütçesinden aslan payını yine imam hatipler aldı. MEB’in gelecek yıllara ilişkin meslek lise bina, tesis, eğitim araç gereçleri ile modern çağın öngördüğü eğitim öğretim seviyesine yük ran ve bununla da övünen hü kümet, gelecek yıllara dair he defini biraz daha büyüttü. Ülke nin 783 bin 562 km2’lik sınırla rı içerisindeki “atıl” olduğunu belirtti ği gayrimenkullere dikkat çekti. MUSTAFA ÇAKIR Bugün görüşmelerine başlanacak olan 2020 bütçesi nin gerekçesinde, özelleştirme hedeflerine yer verildi. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu ya na yapılan özelleştirmeler ba şarı olarak nitelendirildi. Bugü ne kadar 273 kuruluşta hisse se nedi veya varlık satış/devir iş lemleri yapıldı. Bu kuruluşlar dan 268’inde kamu payı kalma dı. 1986’dan 26 Ağustos 2019’a kadar gerçekleştirilen satış/de vir uygulamalarının toplamı 70.3 milyar dolar oldu. 1986’dan AKP’nin iktidara geldiği döneme kadar 8.2 milyar dolarlık özel leştirme yapıldı. Toplam 70.3 özelleştirme yapıldı. Bu yıl 27 ya yakın pay alan Din Öğreti Ağustos’a kadar gerçekleştiri mi Genel Müdürlüğü’ne gele len özelleştirmelerin tutarı ise cek 3 yılda toplam 30 milyar 51 milyon dolar oldu. Geçen yılki 1.3 milyar dolarlık özelleştirmenin 1.1 milyar doları Hazine’ye aktarıldı. AKP 18 elektrik dağıtım şirketinin tamamını özel sektöre devretti. 2012’den Ağustos 2019’a kadar 10 termik santral ile 89 HES, 1 jeotermal santral ve 1 gaz tür Özelleştirmeler devam edecek Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait 15 liman ile TCDD’ye ait limanların özelleştirilmesinden 2.97 milyar dolar gelir elde edildi. Güllük, Tekirdağ, Gökçeada Kuzu, FenerbahçeKalamış Yat Limanı, Taşucu limanları da satılacak. Otoyol ve köprülerin özelleştirilmesi için strateji belirleniyor. 13 şeker fabrikasından 10’u satıldı. Sümerbank’a ait kalan tesisler de lira aktarılması planlandı. MEB’in 2020 bütçesini ve yatırım planlarını içeren büt çe teklifi TBMM’ye sunuldu. Eğitim için genel büt çeden 125 milyar lira ayrılırken, bütçenin yüzde bin santrali dev özelleştirilecek. Özelleştirme 73’ü per redildi. 15 HES’e lerin sadece KİT’lerin özelleşti sonel ma ilişkin özelleştir rilmesi olarak düşünülmeme aşları, yüz me çalışmaları ise si gerektiği belirilerek, 783 de 11’i ise sürüyor. Kömür sahalarına ilişkin özelleştirme hazırlık çalışmaları da devam edi km2’yi aşkın gayrimenkullerin de ekonomi ye kazandırılacağı ifade edildi. personelin sosyal güvenlik giderleri için ayrıldı. Bakanlık leri için yapmayı planladığı yatırımlardaki artış da dikkat çekti. MEB’in OZAN ÇEPNİ seltilmesi zorunlu görülmektedir” denildi. Din Öğretimi Genel Müdür merkezi yönetim bütçesinden lüğü 2018’de başlangıç öde geçen yıl aldığı yüzde 16.81 neği 6.6 milyar TL olmasına oranındaki pay, 2020’de yüz karşın 7.7 milyar lira harcadı. de 16.1’e geriledi. 2019’da 8.6 milyar lira ödene 3 yılda 30 milyar ği olan MEB, din öğretimi için 2020’de 9.9 milyar lira bütçe MEB bütçe teklifine göre, teklif etti. Bakanlık 2021’de 2018’de 2 bin 899’u imam ha 10.6 milyar, 2022’de de 11.4 tip ortaokulu olmak üzere top milyar lira bütçe takviminde lam 4 bin 340 olan imam ha bulundu. tip sayısı, 2019’da 3 bin 535’i Anadolu, fen ve sosyal bi imam hatip ortaokulu olmak limler liselerinin bağlı oldu üzere 5 bin 138’e çıkartıldı. ğu genel ortaöğretim okulla Bütçede “İmam hatip okulla rı için 2020’de 839 milyon li rından İslam dinini ana kay ra yatırım planlayan MEB, din naklarından öğrenen, milli, ah öğretimi okulları için yatırım laki ve manevi değerleri özüm planında da 2020 için 479 semiş, insanlığa yararlı olma milyon lira, 2021 için 459 idealini ön planda tutan ve ah milyon lira, 2022 için de 489 laki değerleri önceleyen nesil milyon lira hedef belirledi. lerin yetişmesi öngörülmek Mesleki ve teknik eğitim des tedir. Bu nedene ülkemizde tek hizmetleri genel müdür imam hatip okullarında her yö lüğü için yatırım planı ise 1.9 nüyle donanımlı öğrencilerin milyar lira olarak dikkat çekti. yetiştirilmesi hedeflenmekte, l ANKARA milyar dolarlık özelleştirmenin yor. l ANKARA Küçükler için tehlike çanları Tüketici güveni dip seviyede Tüketici güven endeksi ekimde 57’ye yükselse de tarihi dip seviyesine yakın seyrediyor. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermekte. Mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi ekimde önceki aya göre yüzde 2.1 artarak 57 seviyesine yükseldi. Merkez Bankası ve TÜİK işbirliği ile hazırlanan endeks eylülde 55.8 ile tarihi düşük seviyeye yaklaşmıştı. Endeks Mayıs 2019’da yüzde 13 gibi sert bir düşüşle 55.3 ile 2004’te başlayan veri tarihinin en düşük seviyesine gerilemişti. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi ekimde yüzde 1.1 artarak 74.8 oldu. İşsiz sayısı beklentisi endeksi yüzde 2.7 artarken, tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 0.2 arttı. l Ekonomi Servisi Dolar milyoneri 24 bin kişi azaldı Credit Suisse’in, 2019 Küresel Servet Raporu’na göre dünyadaki toplam servette son 1 yılda 9.1 trilyon dolarlık artış yaşandı. Türklerin toplam serveti TL’nin değer kaybetmesiyle, bir yılda 275 milyar dolar eridi. Bu dönemde Türkiye’de 1 milyon dolar ve üzerinde serveti bulunan kişi sayısı ise 24 bin azaldı. Kişi başına düşen servette en fazla düşüş sırasıyla Avustralya (28 bin 670 dolar), Norveç (7 bin 520 dolar) ve Türkiye’de (5 bin 230 dolar) oldu. En altta yer alan kesimin servetinin giderek azaldığına dikkat çekilen raporda, insanların yüzde 56.6’sının 10 bin doların altında servete sahip olduğu ve toplam servetten yüzde 1.8 pay aldığı belirtildi. Küresel nüfusun en varlıklı yüzde 0.9’luk kısmı toplam servetin yüzde 43.9 ile neredeyse yarısına sahip. Raporda, tüm dünyada milyoner sayısının 2019’da 45.6 milyondan 46.8 milyona çıktığı belirtildi. l Ekonomi Servisi Borç ödeme vadeleri 180 günü aştı. Bu küçük işletmeler için büyük risk oluşturuyor. Ticari alacak sigortası alanında faaliyet gösteren Atradius’un Türkiye Genel Müdürü Taner Işık, reel sektördeki temerrütlerin (borç ödememe sorunu) sene başına göre yavaşlamakla birlikte sürdüğünü, özellikle tekstil ve gıda sektörlerindeki küçük işletmelerde tehlike olduğunu söyledi. Ortalama vadelerin 180 güne ulaştığını, mobilya gibi bazı sektörlerde ise bu sürenin 18 aya kadar çıkabildiğini belirten Işık, bunun da şirketler için likidite riski yarattığına dikkat çekti. Patronlar işsizlik artacak dedi Bu yılın dördüncü çeyreğinde ekonomik canlılığın ikinci çeyreğe göre artmasını bekleyen iş insanlarının oranı yüzde 24’e olurken, aynı kalmasını bekleyen temkinli katılımcıların oranı yüzde 40’a çıktı. İş insanlarının yüzde 36’sı ekonomik canlılığın daha kötüleşeceğini öngörüyor. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) 2019 dördüncü çeyrek beklentileri ve üçüncü çeyrek değerlendirmeleri anketini 45 iş insanı yanıtladı. Bir önceki ankette katılımcılarının hiçbiri istihdamda artış beklemezken bu defa bu oran yüzde 13 oldu. Katılımcıların yüzde 31’i istihdamın aynı kalacağı, yüzde 56’sı ise azalacağı (yani işsizliğin artacağı) beklentisinde. Dördüncü çeyrek için yatırım harcamalarında azalma öngörenlerin oranı ise yüzde 51’e çıktı. Dördüncü çeyrekte TL faiz oranlarının artmasını bekleyenlerin oranı yüzde 39’dan yüzde 13’e gerilerken, aynı kalmasını bekleyenlerin oranı yüzde 44 ve faizlerin gerileyeceğini bekleyenlerin oranı ise yüzde 42. İş insanları 2019 üçüncü çeyreğinde üretimlerini kısıtlayan faktörlerin başında “talep yetersizliği” ve “faiz ve kur seviyelerinin yüksekliği”ni belirttiler. Üçüncü sırada “mali imkânsızlıklar” yani kredi teminatları, likidite sıkışıklığı ve ödemelerin gecikmesi gibi sorunlar dile getiriliyor. Nitelikli işgücü yetersizliği dördüncü ve mevzuat değişikliği beşinci sırada yer alıyor. l Ekonomi Servisi 180 gün vadeli Reuters’a konuşan Işık, “En tepe noktada, bu sene ocakşubatta ayda 6065 temerrüt bildirimi alıyorduk. Bugünlerde bu sayı aylık 2025’lerde. İyileşme var ama hâlâ endişe verici” diye konuştu. Gıda sektöründe küçük firmalarda çok sayıda problem olduğunu anlatan Işık, “Belki 1 milyon, 3 milyon sermayeli şirketler batmıyor ama 50100 bin lira sermayeli 100 tane batabiliyor. Gıdada böyle bir tehlike var” diye konuştu. Reel sektörde ödeme vadelerinin uzadığını belirten Işık, “180 gün vade artık çok normal. Gıdada hiçbir mal rafta 90 gün beklemez. Ona rağmen gıda sektöründe vadeler 120150 günde” dedi. l Ekonomi Servisi İş’ten yapay zekâ enstitüsü Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, yakın zamanda Koç Üniversitesi ile yapay zekâ enstitüsü kuracaklarını açıkladı. Şu an yaşanan teknolojik ve dijital dönüşümün sanayi devriminden farklı olmadığını belirten Bali, “O dönem kas gücümüzün sınırlarını aşmaya çalışırken, bugün zihin sınırlarımızı aşmaya çalışıyoruz” dedi. Bu alanda Çin’in iyi bir örnek olduğunu, bu ülkede kamunun dijitalleşmeyi çok iyi yönettiğini yerinde gözlemlediklerini aktaran Bali, Türkiye’de de kamunun bu konuda öncülük etmesi gerekliliğini anlattı. Bali, günümüzde normal iyi ile kimsenin tatmin edilmediğini, herkesin şaşırtılmak istediğini aktardı. Depreme karşı güçlendirme 1000 TL Türkiye’nin binaları yenilemegüçlendirme konusunda diğer ülkelere göre yetersiz olduğunu belirten Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, bina güçlendirmenin maliyetinin metrekarede 500 TL ile 1000 TL arasında değişeceğini söyledi. Bu yıl 5 Kasım’da dokuzuncusu düzenlenecek “Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi”nin öncesinde, İMSAD’ın dün düzenlediği toplantıda konuşan Erdoğan, “Binaları ‘Derin Yenileme’ dediğimiz şekilde güçlendirmenin maliyeti metrekarede 1000 TL’yi geçmez. Ferdi Erdoğan Bunun dışında depreme dayanıklı bir binada yapılan (güçlendirme hariç) yenilemenin metrekaresi ise yaklaşık 500 TL” dedi. Bu maliyetin karşılanabilmesi için tüketicilere uzun vadeli, faizsiz kredilerin verilebileceğini, yurttaşın da kira öder gibi bu krediyi ödeyebileceği önerisinde bulunan Erdoğan, “Depreme karşı binaların hepsini yıkıp yeniden yapamayacağımıza göre, biz de Avrupa’da olduğu gibi binaları yıkmadan yenilemegüçlendirme çözümüne gitmeliyiz” dedi. Öte yandan, inşaat malzemesi sektöründeki sorunlara da değinen Erdoğan, “2018’de yüzde 17 artarak 21.5 milyar dolara yükselen inşaat malzemesi sanayi ihracatımızın bu yıl sonunda 2222.5 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Ancak ihracat birim fiyatı son bir yılda 52 Cent’ten 38 Cent’e geriledi. Yılın ilk 8 ayında üretim yüzde 20 küçüldü. Sektördeki kayıpları 20222023’e kadar ancak telafi edebiliriz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Yeni bir dalga mı? Kapitalist dünya ekonomisinin yapısal krizinin içinde, senkronize mali krizlerin ve resesyonların yanı sıra, kimi dönemlerde toplumsal hareketlerde, kitlelerin politize olma eğiliminde bir senkronizasyon görülüyor. Kısa bir ufuk turu Bu yılın ilk yarısında, Cezayir ve Sudan’da halk isyanları “adamları” devirdi. Eylülde, Mısır’da darbeci General Sisi’nin rejiminin yolsuzlukları sosyal medyada yankılanmaya başlayınca toplumsal muhalefet aniden patladı. Irak’ta da 1 Ekim’de başlayan sokak ve sosyal medya eylemlerinde 120 kişi öldü; 6 bin yaralı, yüzlerce tutuklu var. Lübnan’da da halk, etnik dini ayrımları aşarak rejime karşı hep birlikte sokaklara döküldü. Halen ekonomi, günlük yaşam felç olmuş durumda. Şili ve Ekvador’da büyük protesto gösterileri ülkeleri sarsıyor. İspanya’nın Katalonya bölgesinde yüz binlerce insan bağımsızlık hareketi liderlerine verilen ağır cezaları protesto etmek için sokağa döküldü; sokaklar güvenlik güçleriyle eylemciler arasında sert çatışmalara sahne oldu. Hong Kong’da “yeni orta sınıf proletarya” Çin devletinin totaliter devlet kapitalizmine haftalardır direniyor. Londra’da, “iklim krizine” karşı “yok oluş” hareketi, kent merkezinde günlük yaşamı sık sık durduruyor, dünyanın birçok kentinin sokaklarında benzer eylemler yankılanıyor. Hafta sonunda da Brexit karşıtları, yaklaşık bir milyon kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenlediler. Bu protesto gösterilerinin arkasında hakların ve özgürlüklerin genişletilmesine ilişkin talepler, ekonomik krizin karşısında hükümetlerin becerisizliklerine, halkın sıkıntılar karşısındaki duyarsızlıklarına tepkiler, gençlerin gelecek kaygıları var. Ancak bu hareketlerin de kendi yapılarına uygun siyasi (iktidara ilişkin) örgütlenme biçimleri ve programlar yaratamadıkça, “meydan işgallerinde”, “Arap isyanlarında” olduğu gibi devrimci enerjilerini giderek kaybetmeleri kaçınılmaz. Özgür seçimler, haklar ve özgürlükler Tepkiler kendilerini kimi zaman da seçimlerde ortaya koyabiliyorlar. Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin sonuçları sanırım böyle bir durumu yansıtıyordu. Tunus’taki devlet başkanı seçimleri de bir başka örnek. Tunus’ta devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turunda, Anayasa Profesörü Kais Said, oyların yüzde 70’inden fazlasını aldı. Said, yeni Tunus Anayasası yapılırken televizyonlardaki tartışmalarda bilgisi ve günlük Arapça yerine klasik Arapçayla konuşmayı tercih etmesiyle dikkat çekmişti. Said, seçimlere bir örgütü olmadan, miting yapmadan katıldı; kampanyasını, bölgeleri gezerek, halkla buluşarak ve tüm masrafı kendi cebinden karşılayarak yürüttü. Yapılan mali yardımları hep geri göndermiş. Said’in kampanya sloganı “halk istiyor” idi; programı da tek bir vaade dayanıyordu: Yönetimi yerelleştirerek tabana yayacak, aşağıdan yukarı halk ne diyorsa o yapılacaktı. Sorunların çözümlerini halk, uzmanlardan daha iyi biliyordu. Said’in ilk bakışta radikal gibi görünen seçim platformu, aslında klasik popülizmin tüm özelliklerini sergiliyordu: Kendisi eğitimli, klasik Arapça konuşan bir seçkindi, ama diğer seçkinlere karşı dürüst, “halk daha iyi bilir” diyen bir entelektüel imajı sunuyordu. Dahası, Said, siyasal İslama ait değildi. Karısının başı açık, hatta saçları boyalıydı. Diğer taraftan Said, kadın erkek eşitliğine, LGBTİ haklarına, idam cezasının kaldırılmasına karşıydı, radikal milliyetçi ve Yahudi düşmanı özellikler sergileyen, dinin devletin temelini oluşturduğuna inanan koyu muhafazakâr bir adaydı. Tüm sol örgütler, gençler, “bu kadar kusur kadı kızında da olur” misali Said’i desteklediler. Müslüman Kardeşler hareketi de kendilerine en yakın buldukları aday olarak Said’e oy verdiler. Tunus örneğinden iki ders çıkarmak olanaklı: (1) Seçimler, özgür ve güvenli bir biçimde gerçekleşseler bile, haklar ve özgürlükler olarak demokrasinin ilerlemesini güvenceye alamıyorlar. (2) Söz konusu olan demokrasiye, adayın sadık olduğu “hakikatler”, aldığı oy sayısından, kişisel imajından daha önemlidir. Bu yıl yeni bir dalga başlamış olabilir. Ancak hakları ve özgürlükleri nereye götüreceğini önceden bilmek olanaksız! TÜRMOB’da görev dağılımı Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanlığına Emre Kartaloğlu seçildi. Genel başkan yardımcılığına İrfan Hüseyin Yıldız, genel sekreterliğe Yahya Arıkan, genel saymanlığa Mustafa Levent Demiröz getirilirken, yönetim kurulu üyeleri, Prof. Dr. Cemal Yükselen, Dr. Masum Türker, Prof. Dr. Ercan Bayazıtlı, Rıfat T. Nalbantoğlu ve Fettah Açan olarak belirlendi. Burhan Düz başkanlığında oluşan denetleme kurulunun üyeleri Mehmet Erkan Azizoğlu ve Metin Yalçın oldu. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle