04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BÜCÜR’ÜN OĞLU YAKALANDI, ORTALIK KARIŞTI Meksika’nın Sinaloa eya rucu karteli Sinaloa’nın ağır silahlı üyelerinin polisler ve askerlerle çatışması, Culetinde, El Chapo (Bücür) lakaplı uyuşturucu baronu Joaquin Guzman’ın oğlu Ovi liacan kentinde paniğe neden oldu. Meksikalı yetkililer, şiddet olaylarının büyüdio Guzman Lopez’in yakalanmasının ardından şiddetli çatışmalar çıktı. Uyuştu mesinin önüne geçmek için Ovido Guzman Lopez’in serbest bırakıldığını söyledi. 19 EKİM 2019 CUMARTESİ SADECE KADINLARLA İLK UZAY YÜRÜYÜŞÜ Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Tarihten derslerTarımda doğa ile uyumu sağlayan kadim uygulamalar yeniden gündemde Koch Meir İki kadın uzayda bir ilke imza attı ABD’li astronotlar Christina Koch ve Jessica Meir, tarihte ilk kez tamamını kadınların oluşturduğu uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) uzun zamandır planladığı görev kapsamında dün Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan (UUİ) çıkış yapan astronotlar, arızalı iki bataryayı değiştirdi. Son 35 yıldır yapılan uzay yürüyüşlerinde yer alan kadınların yanında her zaman bir de erkek meslektaşlarının bulunduğu biliniyor. Şimdiye dek 221 kişi uzay mekiğinden ayrılarak uzay yürüyüşü yaptı. Bunlardan yalnızca 13’ü kadındı. Yakın zamanda bir basın konferansında konuşan Meir, “Yaptıklarımız, bizden önce on larca yıldır kadınların şu anda durduğumuz yere gelmek için sarf ettikleri çabayı gösteriyor” ifadelerini kullanmıştı. Geçen mart ayında yapılması beklenen yürüyüşün, UUİ’de sadece bir orta beden uzay giysisinin bulunması nedeniyle ertelenmesi, cinsiyetçilik eleştirilerine konu olmuştu. l Dış Haberler Okan, 20. yaşını Fazıl Say ile kutladı Fazıl Say’a konserin ardından TEMA sertifikasını ve plaketini Bekir Okan verdi. ‘Doğayı korumak görev’ İ stanbul Okan Üniversitesi 20. yılını dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın verdiği dinleti ile kutladı. Önceki akşam Tuzla’daki üniversite yerleşkesinde Bekir Okan Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan piyano resitaline aralarında tiyatro sanatçısı Metin Akpınar’ın da bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, “Türkiye’nin geleceği gençlerimizde. Biz gençlerimizi iyi eğitmeli ve teknoloji ile donatmalıyız. Üniversitemiz, Atatürkçü ve çağdaş bir üniversite” dedi. Gecede, Kanadalı madencilik şirketi Alamos Gold’un madencilik faaliyetlerine karşı Kaz Dağları için bestelediği eserleri de çalan Say, “Doğayı ve gezegenimizi korumak görevimiz” dedi. l Haber Merkezi Beyni yok ama öğrenebiliyor GİZEMLİ ORGANİZMA, PARİS’TE HAYVANAT BAHÇESİNDE Paris’te bir hayvanat bahçesi, gizemli bir organizmayı ziyaretçilerin ilgisine sunuyor. “Damla” (Blob) adı verilen organizma ilk bakışta mantara benziyor. Sarımsı, tek hücreli canlının hayvan özellikleri gösterdiği belirtiliyor. Reuters’in haberine göre gizemli canlı “Damla”, 720’yi aşkın cinsel organa sahip ve dişi veya erkek olarak tanımlanamıyor. Paris’te Doğa Tarihi Müzesi’ne bağlı zooloji parkının yayımladığı basın bültenine göre, tek hücreli canlı, bacakları ve kanatları olmadan hare ket ediyor. İkiye ayrılması durumunda 2 dakika içinde birleşerek kendini iyileştiriyor. Ağzı, midesi, gözleri olmadan yiyeceğini algılayıp sindirebiliyor. Paris’te bugün zooloji parkında ziyaretçilere açılacak canlıya ilişkin konuşan müze müdürü, “Damla, doğanın bir gizemi” ifadelerini kullandı. Yetkili, “Bizi çok şaşırtıyor çünkü beyni olmamasına rağmen öğrenebiliyor. Ve iki Damla’yı birleştirirseniz bir tanesinden diğerine bilgi akışı sağlanabiliyor” diye konuştu. l Dış Haberler Bilim insanları, küresel ısınma karşısında sürdürülebilir tarım için geçmiş başarılı uygulamalardan yararlanılması gerektiğini savunuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin iklim ve toprağa ilişkin yeni özel raporu, toprak kullanımında, tarımda ve beslenmede keskin değişiklikler olmazsa, küresel sıcaklık artışını 1.5 derecenin altında tutma hedefine ulaşmanın oldukça güç olacağı uyarısında bulunuyor. Milyarlarca insanı biyoçeşitliliğe ve çevreye zarar vermeden besleyebilecek bir gıda üretim sistemine şiddetle ihtiyaç var. Eski tarım yöntemleri üzerine çalışan araştırmacı Kelly Reed (Oxford Üniversitesi), geleceğin sürdürülebilir tarım sistemlerini bulmada geçmişteki ziraat uygulamalarının katkı sunabileceğini düşünüyor. Kanal sistemi Kadim tarım yöntemleri her zaman doğa ile uyum içerisinde değildi. İlk çiftçilerin yanlış sulama nedeniyle toprakta tuzlanmaya sebep olduğuna dair bulgular mevcut. Öte yandan, toprak kalitesini iyileştirmiş, mahsul verimini artırmış ve mahsulleri sel ve kuraklığa karşı korumuş eski yöntemler de var. Kelly Reed, İnka öncesi dönemde Güney Amerika’da ortaya çıkan ve MÖ 300 ile MS 1400 yılları arasında yaygın kullanılan bir su kanalı sisteminin başarılı tarım uygulamalarına iyi bir örnek olduğunu belirtiyor. Waru Waru sistemi olarak adlandırılan bu yöntemin başarısız örnekleri olsa da, uygulamaların çoğunluğunda çiftçilerin kimyasal ilaç kullanmadan mahsul ve toprak verimliliğini artırması sağlanmış. Yöntem, diğer yerel tarım yöntemleriyle karşılaştırıldığında sulama açısından önemli avantaj sağlıyor. Mahsulleri kuraklık ve aşırı yağıştan korumaya katkı sağlayan kanal sistemi, bitkileri dondan da koruyor. Kanallarda yaşayan balıklar da ek bir besin kaynağını oluşturuyor. Waru Waru kanal sistemi, dünyanın en büyük sulak alanlarından biri olan Llanos de Moxos (Bolivya) da dahil olmak üzere Gü İnka yöntemi veya çeltik tarlasına balık ney Amerika’daki çiftçiler tarafından günümüzde kullanılıyor. Reed, bu tarım yönteminin, iklim değişikliği nedeniyle artması beklenen sel ve kuraklıklara karşı mahsullerin daha dayanıklı olmasını sağlayabileceğini ifade ediyor. Waru Waru sistemi, mevcut yaygın yöntemler açısından tarıma elverişli olmayan arazilerde de tarım yapılmasını sağlayarak ormanların korunmasına yardımcı olabilir. Asya’da haşerelere karşı balık Günümüzde yaygın olan tarım yöntemlerinden biri de monokültür tarım. Bir tarım ürününün iklim, toprak şartları, kolaylık veya ekonomik nedenlerle diğer ürünlere göre baskın olarak yetiştirilmesi olan bu uygulama, toprak verimliliğini düşürebiliyor ve doğal yaşam alanlarına ve biyolojik çeşitliliği zarar verebiliyor. Monokültür tarım yapılan büyük ölçekli tarlalarda kullanılan kimyasal gübreler nehirlere ve okyanuslara sızıyor, zirai ilaçlar doğal yaşama zarar veriyor. Oysa birden fazla mahsulün yetiştirilmesi ve hayvancılığın çeşitlendirilmesi, gıdaların besin değerlerinin artırılmasını, gıda tedariğinin hava koşullarından daha az etkilenmesi ve biyoçeşitliliğin yeniden canlandırılmasını sağlayabilir. Oldukça basit yöntemlerle tarımda doğa ile uyumu sağlayan birçok kadim uygulamaya bir örnek de, Çin’de çiftçilerin bugün dahi uyguladığı, geçmişi Han Hanedanlığı’na (MS 25220) kadar uzanan bir yöntem olarak, çeltik tarlalarına balık bırakmak. İlave bir protein kaynağı oluşturan balıklar, çeltik tarlalarını daha verimli hale getiriyor. Bu uygulamanın pirinç monokültür tarımına kıyasla avantajı da, çiftçilerin kimyasal gübre ve böcek ilacı kullanımından tasarruf etmeleri. Zararlı otları ve haşereleri yiyen balıklar doğal bir haşere kontrolü sağlıyor. Murat Altaş / www.weforum.org Karıncadan kopya çekmeli YYiyeceklerindeki zararlı mantarlara karşı bir tür antibiyotik üreten karıncaları inceleyen araştırmacılar bu yöntemi, aprak kesen karıncalar (atta la dirençli hastane mikroplarına evigata), yiyeceklerini karşı kullanacak kendileri hazırlıyor. Yaprakları küçük parçalar halinde kes tikten sonra bunları yuvaları na taşıyor ve bunlarla man tarlar üretiyorlar. Daha sonra bu mantarlarla besleniyor lar. Ancak bir sorun var. O da yiyeceklere ortak olan zararlı bir mantar türü. An cak karıncalar bunu önleme nin bir yolunu bulmuş; bir tür antibiyotik üretiyorlar. Flo ransa Üniversitesi’nden Mas similiano Marvasi, karıncaların 60 milyon yıldır bu mantarla savaştıklarını söylüyor. Belli ki başarı sağlanmış, zararlı man tar bugüne kadar karınca an tibiyotiğine karşı direnç ge liştirememiş. Oysa günümüzdeki hastane mikropları ve tarım alanlarında görülen zararlılar, birkaç on yıl içinde direnç kazanarak antibiyotikleri etkisiz hale getiriyorlar. Bilim insanları bilgiyle antibiyotik direncine karşı savaşmak istiyor. Bunun için de bilinen antibiyotikleri bir araya getirerek değiştirdikten sonra, mesela dirençli hastane mikroplarına karşı kullanacaklar. Ama bilim insanları henüz yolun başındalar. Çünkü önce karınca ve yararlı bakterilerle ilgili sistemi daha ayrıntılı bir şekilde incelemeleri gerek. Özellikle de bakterilerin genleri üzerinde etkili olan ayıklanma baskının daha iyi anlaşılması gerekiyor. Yeni bulgular, dilin evrimine ilişkin yeni ipuçları da veriyor Orangutanlar geçmiş hakkında konuşuyor Geçmişi yâd etmenin sadece insanların sahip olduğu bir özellik olduğu düşünülüyordu. Yeni bir araştırmaya göre orangutan anneler, diğerlerini uyarmak için alarm çağrısı yapmadan önce, potansiyel avcı gözden kaybolduktan sonra ortalama 7 dakika bekliyor. Sonuçları Science Advances’ta yayımlanan çalışmada İngiltere’deki St. Andrews Üniversitesi’nden Adriano Reis e Lameira, Sumatra’nın Ketambe ormanında, orangutanların tehlike uyarılarını incelemek için basit bir deney hazırlandı. Çizgili, benekli ya da düz bir kumaşla örtünmüş bir araştırmacı, ağaçlarda oturan orangutanların altında dört ayak üzerinde yürüdü. Lameira, orangutanlardan bir alarm çağrısı bekledi. Ama test ettikleri ilk dişi ses çıkarmadı. Uğraştığı şeyi bıraktı, bebeğini tuttu, dışkıladı [stres işareti] ve yavaşça ağaçta daha yükseğe tırmanmaya başladı. Ve 20 dakika sonra o çağrı duyuldu. Orangutan aynı sesi çıkarmaya bir sa Anne orangutan tehlike karşısında yavrusunu alıp yukarı tırmandı. Sessizce 20 dakika kadar bekledi. Ancak tehlike geçtikten sonra diğerlerini uyarmak için alarm çağrısı yapmaya başladı. atten fazla devam etti. Orangutanların hepsi alarm çağrılarını ortalama 7 dakika geciktirmişti. Lameira, dikkat çekmemek için sessiz kalındığını, annenin, bebeğin geçen tehlikeyi öğrenmesine izin verdiğini düşünüyor. Bir yırtıcı karşısında hemen tehlike uyarısı vermemenin bir zekâ işareti olarak kabul edilebileceğini belirterek “Bu becerinin, uzun süreli bellek, içgüdüsel değil iradi iletişim ve gırtlak kaslarının hassas kontrolü gibi büyük maymunlarda bulunan diğer yeteneklerle birlikte dilin evrimine yol açtığını” öne sürüyor. Lameria, “Bulgularımız, dilde ‘zaman dışı atıf’ olmasının hominid atamızdan kalma benzer davranışlar ile aktarılmış olabileceğini gösteriyor” diyor. 10İCAT AMACINDAN SAPAN TEKNOLOJİ n USB Flash bellek: İki yüzüyle de takılacak şekilde düşünüldü, maliyeti yüksek olduğu için vazgeçildi. n AppStore: iPhone için mobil uygulama düşünülmedi. Talep üzerine bu imkân sağlandı. n Android işletim sistemi: Kameralar için geliştirildi. Mobil cihazlara daha sonra aktarıldı. n Mikrofon: Duyma yetisi az olanlar daha iyi duysun diye tasarlandı. n Blokzinciri: Dijital dokümanların oluşturulma zamanını değiştirmeden saklasın diye geliştirildi. n Siren: Müzik aleti olarak icat edildi. n Buz makinesi: Hastanın ateşini düşürmek için icat edildi. n Robot kolu: Sıvı metali kalıba dökmek için icat edildi. n Buhar makinesi: Kömür madenlerinde biriken suyu dışarı atmak için icat edildi. n Klima: Matbaayı soğutmak için icat edildi. Kaynak: Listverse.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle