23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: SERPİL ÜNAY 1319 EKİM 2019 CUMARTESİ Yazı veFolkart Gallery’de açılan ‘Gece Sirenleri’ isimli sergide 85 eser yer alıyor resim bütünleşti Sergi için Ali Kotan’ın resimleri Selim İleri’ye, Selim İleri’nin metinleri ise Ali Kotan’a emanet edildi. İki usta isim, izole edilmiş eserlerde hissettiklerini, gördüklerini, algıladıklarını, kendi sanat dallarındaki eserleriyle yorumladı. İzmir, yeni ve iddialı bir sergiye daha ev sahipliği yapmaya başladı. Biri edebiyat, diğeri resim dalında olmak üzere iki usta sanatçıyı bir araya ge tiren “Gece Sirenleri” isimli sergi önceki gün Folkart Gallery’de açıldı. Selim İleri’nin düzyaORHUN zı serüveni bu sergi ATMIŞ için, Ali Kotan’ın fırçasıyla tablolara dönüştü. İki ismin 3 yıllık çalışmasının eseri olarak ortaya çıkan serginin 19 Ocak 2020’ye kadar açık olması planlanıyor. ‘İzmir’e bağım sonsuz’ Sergi açılışında konuşan Ali Kotan, “Selim Bey büyük bir yazar, iyi bir dost. Onun teveccü hüyle bir şeyler yapmaya çalıştık. İzmir’le buluşmanın keyfini de yaşıyorum” dedi. Selim İleri ise şunları söyledi: “İzmir benim yazarlık yaşamımda çok büyük yeri olan bir kent. Daha yolun çok başındayken, 50 yıl önce, İzmir’e imza gününe gelmiştim. İzmir beni hiç yalnız bırakmadı, o günden bugüne İzmir’e bağım sonsuz. Ama bu bambaşka bir olay oldu. Sevgili dostum, yolumu açanlardan Doğan Hızlan bana bir gün böyle bir öneriyle geldi. O günden sonra iki tane yeni dostum oldu: Birincisi Ali Kotan, ikincisi Fahri Bey (Özdemir). İyi ki buradasınız, iyi ki sizleri tanıdım. İyi ki hep birlikteyiz. En çok İzmir’e teşekkür ediyorum.” Proje direktörü Fahri Özdemir, “Gecenin Sirenleri”ni “Yyazıyla resmin bütünleşmesi” olarak tanımladı. ‘İki lezzet bir arada’ Folkart Gallery’nin danışma kurulu başkanı Doğan Hızlan da sergi için çok sevinçli olduğunu ifade ettiği konuşmasında, “Selim İleri sadece kendi yazdıklarıyla iyi bir yazar değil, Türk edebiyatının unutulmazlarını, kendimizden önceki ustalarını daima yazan, ortaya çıkaran ve onlara karşı vefa borcunu ödeyen birisi. Türk edebiyatında pek böyle bir insan yok. Bu resimlerle il gili olarak da şunları düşünüyorum: Türlerin karışımı, birbirinden etkilenmesi çok güzel bir şey. Çünkü Selim İleri’yi okumuşuzdur, Ali Kotan’ın da resimlerini görmüşüzdür. Ama bu iki bileşimde Selim İleri’yi görsellik açısından düşündüğünüzde nasıl bir değişiklik olduğunu, nasıl başka keşifler yaptığınızı; Ali Kotan’ın eserlerinde de Selim İleri’nin bir başka yanını ortaya koyduğunu göreceksiniz. İki lezzeti bir arada tadacaksınız. Ama İzmirliler de daima lezzeti biliyorlar ve sergilere gidiyorlar” dedi. Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak da gecede konuşma yaptı. “Gece Sirenleri”nin Folkart Gallery’nin 14. sergisi olduğunu söyleyen Sancak, “Bir önceki ‘Büyük Dâhi: Gazi Mustafa Kemal’ sergimize 228 bin kişi katıldı. Bu bir rekor. Bundan gurur duyuyoruz. Sergiye gelen herkese tek tek teşekkür ederim diyorum. Bu sergiye katılımın da çok fazla olacağına inanıyorum” diye konuştu. l İZMİR Çizgilerle rock tarihi Gırgır ve Hıbır gibi mizah dergileri ile Cumhuriyet’te çizimler yapan Abdülkadir Elçioğlu ya da kullandığı takma isimle Aptülika’nın “Çizer Gözüyle Müzik” sergisi İstanbul Kuzguncuk’taki Nail Kitabevi’nde sürüyor. Yerli ve yabancı rock müzisyenlerin portrelerinin yer aldığı ve 11 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek olan sergide; Cem Karaca, Freddie Mercury, Pink Floyd, Frank Zappa, Janis Joplin, Jimi Hendrix, Erkin Koray, Miles Davis, Led Zeppelin ve Metallica gibi isimleri görmek mümkün. Gestus’tan suç ve şiddete dair Geçen sezon ilk prodüksiyonları olan “Etik Nedir?” adlı oyunla dikkatleri üzerlerine çeken bağımsız sanat ve tiyatro topluluğu Gestus, bu sezon yeni oyunları “Orijinal Günahlar” ile tiyatroseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gökhan Erarslan’ın yazıp yönettiği “Orijinal Günahlar”da, kapitalist düzen içerisinde çaresizce sıkışmış dört emekçinin trajik yazgısına odaklanan bir ülke fotoğrafı sergileniyor. Şirvan Kalenderoğlu, Ezgi Hüyükpınar Erarslan, Özer Keçeci ve Özge Ünal’ın rol aldığı oyun, 31 Ekim Perşembe akşamı Şişli Blackout Sahnesi’nde seyircisiyle buluşacak. Hiroşima Bura Hiroşima’dır şiirinde şöyle diyordu Dağlarca: “Sarı bir ışıkla/ Yeşil bir ışıkla/ Kara bir ışıkla sessiz./ Uçtu gövdeleri 245 bin kişinin. 90 bin yapıdan 62 bini artık masal/ Ötesi bir baca bir duvar bir direk./ Ta içi kavruldu 245 bin kişinin. Bura Hiroşima’dır bu ilk atom bombasıdır/ Resmi çıktı/ Kulelerin atları kamçılayan arabacının taşa toprağa/ Çınladı canı 245 bin kişinin.” Ceyhun Atuf Kansu’nun Hiroşimalar Olmasın şiiri şöyleydi: “Kırk beş saniyede oldu her şey/ 8.15’te Hiroşima vardı/ Hiroşima yaşıyordu,/ Saniyelerin çiçek soluğunda/ Saat 8.16 olduğunda/ Yoktu Hiroşima.” Atom bombası İkinci Dünya Savaşı’nın Nazi kampları gibi yeni barbarlıklarından ve tarihin gördüğü en büyük yok etme aracı olan “atom bombası”yla ilgili ilk okuduğum kitap, bombanın hemen ertesinde Hiroşima’dan sağ kurtulan altı kişinin anlatımlarının yer aldığı Hiroşima (John Hersey) idi (Türkçesi: Tomris Uyar). Fransa’daki Nazi işgaliyle Hiroşima’nın, savaşla ölümün hüzünlü bir aşkın ekseninde anlatıldığı Hiroşima Sevgilim’i (Marguerite Duras, Çev. Cevat Çapan) okumuştum. Ülkü Tamer, Edita Morris’in Hiroşima’nın Çiçekleri ve Hiroşima’nın Tohumları’nı çevirmişti. Oktay Akbal, Hiroşimalar Olmasın’daki denemelerinde bu barbarlığı anlatıyor ve soruyordu: “Boşuna mı bunca çaba, bunca kitap, bunca barış çığlığı?..” Edebiyat atomu lanetliyor Edebiyatıın atom barbarlığına karşı çıkışı devam etti. Bir anne ile çocuğun savaş ve atom günleri Hiroşimalı Çocuk/ Savaşın Güncesi’nde (İchiro ve İsoko Hatano, Çev. Sevgi Tamgüç) aktarıldı. Keiji Nakazawa’nın Yalınayak Gen (4 kitap, Çev. Levent Türer), atom bombasının öncesini, bombanın atıldığı günü ve sonrasını, bir çocuğun gözünden Japon çizgi romanı biçimiyle anlat tı. Hakan Kum, Beyaz Kanatlar/ Hiroşima’da bir ailenin yaşadıklarından yola çıkarak “atom”u lanetledi. Halit Payza ve Hiroşima’daki Çocuk Dergilerdeki derinlikli denemeleriyle sarsarken yakın tarihin olaylarını romanlaştırarak sunan çalışkan yazar Halit Payza, yapıtlarını 2012’den beri sunuyor. Kelebeğin Ömrü ve Ölümü’nde, Bir Tutam Saç Bir Altın Yüzük adını verdiği yaşamöyküsel denemelerinde edebiyatın yakın tarihine geziler yapıyor. İşgal ve İsyan romanında “İzmir’in İşgalinden Milli Mücadeleye” savaş günlerini aktarıyor. Emine’yi Öldürmek’te “Ölümün kucağına bırakılan kadınlar”ı anlatırken Çerkes Ethem/ Puslu Hava’da Kurtuluş Savaşımızdaki bir ihaneti romanlaştırıyor. Halit Payza, Hiroşima’daki Küçük Çocuk Nagasaki’deki Şişman Adam romanında insanlık tarihinin atom bombası barbarlığını didik didik ediyor. Savaş içindeki Japonya’yı, tarihi, kültürüyle anlatmaya başlayıp okuru romanın Japon kahramanlarıyla tanıştırıyor ve bombanın atıldığı günün öncesindeki evlerden, patates tarlalarından, inşaatlardan günlük, sıradan yaşamları aktarıyor. “Cehenneme giden yolun taşları”nın döşendiği Pentagon ve Beyaz Saray da; Roosevelt’iyle, Savaş Bakanlığı Sekreteri Stimson’ıyla, “Manhattan Projesi”yle, Los Alamos’taki atom denemesiyle, Truman’ıyla, annesi Enola Gay’in adını Hiroşima’ya Uranyum 235 içeren “Little Boy”u (Küçük Çocuk) 6 Ağustos 1945 günü atacak olan B29 uçağına veren Albay Paul Tibbets’ıyla, plütonyum içeren “Fat Man”ı (Şişman Adam) 9 Ağustos’ta Nagasaki’ye atacak olan Binbaşı Sweeney’i ile sahnededir. Ve beklenen son: “Vişnu’nun ateş topu olarak yeryüzüne indiği gün”ü yaşar Hiroşima, ardından Nagasaki... Payza, “Manhattan Projesi”yle başlayan bu korkunç olayı dipnot ve kaynakçalarla güçlendirerek romanlaştırıyor ve barışı arıyor. 25 yıl sonra tekrar sahnede Oyuncu Çimen Turunç Baturalp tarafından kurulan Tiyatro Mima, ilk oyunu “Kralık Altınları” (Bir Midas Masalı) ile perdesini açtı. Cihan Ayhan, Ayşe Köksal, Yusuf Burak Kurtoğlu, Ilım Baturalp ve Ozan Sevin tarafından sahnelenen oyun, Kadıköy Sineması Sahnesi’nde TEGV’li çocuklar için oynandı. “Kral’ın Altınları” adlı çocuk müzikali, mitolojik bir karakter olan Frigya Kral’ı Kral Midas ile İngiliz Yazar Oscar Wild’in “Mutlu Prens” adlı öyküsünden esinlenerek Çimen Turunç Baturalp tarafından 1994 yılından yazılıp sahnelenmişti. “Kralık Altınları” 26 Ekim’den itibaren her cumartesi saat 11.00’de Kadıköy Sineması’nda izleyiciyle buluşacak. l Kültür Servisi 79 Ekim İstanbul SineBU 1113 Ekim Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi 1620 Ekim Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi GoetheInstitut Ankara Sesli betimleme, işaret dili ve ayrıntılı altyazı ile KURUMSAL DESTEKÇİLER BÖLÜM SPONSORLARI ORGANİZASYON Bu ilan, Cumhuriyet Gazetesi’nin katkılarıyla yayınlanmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle