17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 1116 EKİM 2019 ÇARŞAMBA Genç nüfusta işsizlik oranı temmuzda 7.2 puanlık artışla yüzde 27.1’e çıkarak rekor kırdı Gençlerin hali vahim İşsiz sayısı bir yılda 1 milyon 65 bin kişi arttı. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 0.3 puan artarak yüzde 14.3 oldu, bu 2005 bazlı veri tarihinin en yükseği oldu. Üniversite mezunlarında işsizlik oranı yüzde 13.3’ten yüzde 14.2’ye çıktı. Temmuz ayında işsizlik oranı 3.1 puanlık artış ile yüzde 13.9 seviyesinde gerçekleşirken; işsiz sayısı 2019 Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 65 bin kişi artarak 4 milyon 596 bin kişi oldu. “İş olsa hemen çalışırım” diyen 2 milyon 354 bin kişi dahil edilince gerçek işsiz sayısı 6 milyon 950 bin kişiye çıkıyor. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 3.6 puanlık artış ile yüzde 16.5 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (1524 yaş) işsizlik oranı 7.2 puanlık artış ile yüzde 27.1 olurken, 1564 yaş grubunda bu oran 3.2 puanlık artış ile yüzde 14.2 olarak gerçekleşti. İş bulma ümidi yok Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre son bir yılda; tarımda çalışanların sayısı 130 bin, sanayi sektöründe çalışanların sayısı 102 bin, inşaat sektöründe çalışanların sayısı 465 bin, hizmet sektöründe çalışanların sayısı 48 bin azaldı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verilerine göre tarım dışı işsizlik oranı Temmuz 2019 döneminde yüksek bir artışla yüzde 16.7 olarak gerçekleşti. Tarım dışı işsiz sayısı 119 bin kişi artarak 4 milyon 585 bine yükseldi. Bu dönemde tarım dışı istihdam 65 bin kişi azalırken, ta rım dışı işgücü ise 54 bin kişi arttı. Sektörel verilere göre tarım dışında tüm sektörlerde istihdam kaybı yaşandı, en ciddi azalış ise 34 bin ile inşaat sektöründe gözlemlendi. İnşaat sektöründe, 16 dönem süregelen istihdam kaybı ardından Haziran 2019’da ilk kez artış kaydetmişti. Hizmetlerde istihdam 15 bin azalırken, sanayi sektöründe istihdam kaybı 16 bin olarak gerçekleşti. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre erkek istihdamı üst üste 11 aydır azalırken kadın istihdamı da Temmuz 2019 döneminde 5 binlik azalış kaydetti. Temmuz 2019 döneminde işsizlerin 1 milyon 813 bini kadınlardan oluştu. İş bulma ümidi olmayanlar son bir yılda 523 bin kişiden 614 bin kişiye yükseldi. Üniversite mezunlarında işsizlik oranı yüzde 13.3’ten yüzde 14.2’ye yükseldi. İstihdam oranları da yüzde 68’den yüzde 67.4’e geriledi. Güvencesizlik arttı Temmuz 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.7 puan artarak yüzde 36’ya çıktı. Tarım dışı sektörde kayıtdışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 puan artarak yüzde 23.2 oldu. l Ekonomi Servisi Hiçbir krizde böylesi görülmedi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Hiçbir krizde görülmemiş işsizliği yaşıyoruz” başlıklı yazılı açıklamada, “Son bir yılda, daha önce iş sahibi olan ancak kriz de işini kaybedenlerin sayısı 748 bin oldu. Son bir yılda işsizler ordusuna katılan her 100 kişiden 70’i daha önce iş sahibi olup işini kaybedenlerden oluşuyor” dedi. Genç işsizliğinin, daha ön ce hiç görülmemiş seviyelere çıktığını vurgulayan Öztrak, “Türkiye’de ‘geniş tanımlı işsiz sayısı’ 8 milyon 112 bin kişi, ‘geniş tanımlı işsizlik oranı’ yüzde 22.8 oldu” ifadesini kullandı. Açık, fren tutmuyor Taşerona kıyak AYM’den döndü MUSTAFA ÇAKIR Hükümetin, kamudan iş alan taşeron şirketleri sözleşmede hüküm yoksa işçiye kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünden kurtaran Şubat 2019 tarihli yasa değişikliği yargıdan döndü. Anayasa Mahkemesi (AYM), kamunun asıl işveren olarak taşeron şirket işçisine ödediği kıdem tazminatını taşeron şirketlerden geri alma hakkını sınırlandıran yasa değişikliğini oyçokluğuyla iptal etti. AYM, kararında taşeron sözleşmesiyle kamudan iş alan taşeron şirketlerin, yalnızca sözleşmede kendilerine rücu edilebileceğine dair açık hüküm bulunması durumunda kamu (asıl) işverenine karşı işçilerin kıdem tazminatlarından sorumlu tutulmaya devam edilirken, benzer durumda olan özel hukuk tüzelkişileri ya da şahıslardan iş alan taşeron şirketlerin, kıdem tazminatı ile ilgili olarak her durumda rücu davasına muhatap olmaya devam edeceklerine dikkat çekti ve bunun eşitliğe aykırı olduğunu belirtti. l ANKARA Taklit Muratbey peyniri toplatıldı Muratbey, Türkiye’de Burgu adıyla, diğer ülkelerde ise Helix adıyla tüketicilere sunduğu peynirlerini taklit ederek haksız rekabete neden olan firmalarla mücadelesini sürdürüyor. Bu kapsamda şekli ve ismi ile Muratbey adına tescilli Burgu/ Helix peynirin taklitleri, Alman mahkemenin vermiş olduğu tedbir kararı ile Anuga Fuarı’nda toplatıldı. Bu ürünlerin 60’a yakın ülkede marka tescilli olduğunu söyleyen Muratbey Başkanı Necmi Erol, “Burgu’nun taklitlerini sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da toplatmaya devam ediyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Tarımda çalışan kadınların ezici bir çoğunluğu yani yüzde 95.9’u primlerin yüksekliğinden dolayı kayıtdışı kalıyor. 1 milyon 919 bin kadın ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Tarımda kadın işveren sayısı ise sadece 2 bin. 2.5 milyon kadın 17 saat tarlada Tarımın yükünü kadınlar omuzluyor. Yaklaşık 2.5 milyon kadın çiftçi, günde 1617 saat çalışıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Tarımda çalışan 5 milyon 392 bin kişinin yüzde 45.2’si olan 2 milyon 438 binini kadınlar oluşturuyor. 1 milyon 919 bin ka dın ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Tarımda, kadın işveren sayısı 2 binde, ücretli veya yevmiyeli kadın sayısı 273 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 244 binde kalıyor. Kadın çiftçilerimiz için senede 90 gün yıpranma payı, primlerin yüzde 50’sinin devlet tarafından ödenmesi başta olmak üzere birçok alanda pozitif ayrımcılık talep ediyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Dünya ticareti zayıflıyor DHL Global Ticaret Barometresi (GTB) Endeksi, Eylül 2019 itibarıyla 1 puan gerileyerek 47’ye düştü. Bu durum global ticaretin önümüzdeki 3 ayda ivme kaybetmeye devam edeceğini gösterse de, tüm ülke endekslerinin 50 puan civarında seyretmesi aşağı yönlü eğilimin zayıfladığını gösteriyor. Ancak ticarette yavaşlama neredeyse tüm GTB ülkelerine yayılmış durumda; 7 ülkeden 5’i şu anda negatif bölgede yer alıyor. Bu durumun temel nedeni, global hava ticaretinin 4 puan kaybederek 45 puana gerilemesi olarak görünürken, global deniz ticareti 48 puanda sabit kaldı. l Ekonomi Servisi İlk 9 aylık bütçe açığı 85.8 milyar liraya ulaştı. Merkez Bankası’ndan gelen 40 milyar liralık yedek akçe olmasa, bütçe açığı yeni YEP’teki hedefi de aşacaktı. MUSTAFA ÇAKIR Hükümet bol keseden harcamaya devam ederken, bütçede ilk 9 aylık açık geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51.3 artarak 85.8 milyar liraya çıktı. Bu sonuca göre, 2018’de açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) bu yıl için hedeflenen 80.6 milyar liralık açığa ulaşılmış oldu. Ayrıca, geçen aylarda Merkez Bankası’ndan 40 milyar liralık ihtiyat akçesi aktarılmamış olsaydı, yeni açıklanan YEP’te güncellenen 125 milyar liralık 2019 yılı açığı da aşılmış olacaktı. İşte, Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre bütçenin son hali: 4 Eylülde bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3.3 artarak 63.1 milyar lira, giderler yüzde 20.5 artarak 80.8 milyar liraya çıktı. Geçen yılın eylülünde 6 milyar lira olan açık da 17.7 milyar liraya çıktı. 4 İlk 9 ayda ise gelirler bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19.6 artarak 653.8 milyar lira, giderler yüzde 22.5 artışla 739.6 milyar lira oldu. 4 Faiz ödemeleri ey lül ayında 12.1 milyar lira, 9 ayda 81.4 milyar liraya ulaştı. ‘Örtülü’ 1.5 milyar TL 4 Güvenlik ve savunmaya yönelik mal, malzeme ve hizmet alımları eylülde 664.7 milyon lira, 9 ayda 5.5 milyar liraya çıktı. Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımında bulunan “örtülü ödenek” harcamaları eylülde 28.7 milyon lira, 9 ayda 1.5 milyar lira oldu. 4 Devlet eylülde 101.9 milyon lira, 9 ayda 1 milyar lira kira ödedi. Kiralanan taşıtlar için 9 ayda 311.5 milyon lira verildi. Temsil, tanıtma giderleri için 9 ayda 92.6 milyon lira harcandı. 4 Cari transferler kapsamında bütçeden eylülde 35 milyar lira çıktı. 9 aylık toplam rakam 326.2 milyar liraya yükseldi. Görev zararları kapsamında eylülde 6.9 milyar lira, 9 ayda 72.5 milyar lira harcama yapıldı. 4 SGK’ye görev zararları kapsamında eylülde 6 milyar lira, 9 ayda 67.4 milyar lira verildi. Hanehalkına yapılan transferler eylülde 3.2 milyar lira, ocakeylülde 40.1 milyar lira olarak gerçekleşti. l ANKARA Perakendede umut yok TÜİK’in “Perakende Satış Endeksleri, Ağustos 2019” raporuna göre, geçen ağustos ayında takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla perakende satış hacmi bir önceki yılın aynı ayına kıyaslar yüzde 4.3 azaldı. Bu kapsamda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 5, gıda dışı satışlar (oto yakıtı hariç) yüzde 5.8 azalırken, otomotiv yakıtı satışları yüzde 0.4 arttı. Ayrıca mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış satış hacmi ise bir önceki aya göre yüzde 0.3 arttı. Aynı ayda gıda dışı satışlar yüzde 0.4, otomotiv yakıtı satışları yüzde 2.4 artarken, gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 1.5 azaldı. Küresel ekonomide durgunluğun anatomisi 2019 yılına ait veriler küresel ekonomide durgunluğun yaygınlaşmakta olduğunu belirtiyor. Dünya Bankası, IMF, OECD ve bir dizi uluslararası kuruluşun 2020 ve sonrasına yönelik öngörüleri dünya ekonomisinde belirgin bir yavaşlamanın gündemde olduğunu, hatta mevcut borç yükü ve köpükleşmiş kredi piyasalarının 2009 benzeri bir kriz ile sarsılabileceği uyarılarını dile getiriyor. Amerika’da bir yandan Başkan Trump’ın yüksek gelir grupları ve şirketler kesimine yönelik vergi indirimlerinin, diğer yandan Amerikan Merkez Bankası Fed’in genişleyici para politikalarının yaratmış olduğu coşku döneminin artık geride kaldığı ve yeni bir teknolojik ivmelenme dalgasının gerçekleştirilemediği sürece dünya ekonomisinin durgunluk kıskacından çıkamayacağı anlaşılmakta. Kapitalizmin iş çevrimlerinin dalgalanmalarına dayalı inişli çıkışlı seyri iktisatçıların açıklamaya uğraştığı ana sorunların başında. Büyümenin bu denli dalgalı ve oynak karakteristiğinin ardında ne yatıyor? Bu sorunun yanıtı, kuşkusuz büyümenin ana kaynağı olan üretkenlik sürecinin izlenmesinde yatıyor. Amerika’da Northwestern Üniversitesi’nden Robert Gordon ve öğrencisi Hassan Sayed’in VOX CEPR sitesinde kısa süre önce paylaşmış olduğu işgücü verimliliğinin seyrine ilişkin çalışması son derece çarpıcı sonuçlar içermekte. Gordon ve Sayed’in sunduğu veriler, işgücü üretkenliğinde Avrupa’nın aslında 1970’lerden bu yana ciddi bir gerileme süreci yaşamakta olduğunu; ABD’de ise inişli çıkışlı rakamlara karşın, genel eğilimin özellikle 2001’den bu yana ciddi biçimde aşağı yönde olduğunu belgeliyor. ABD AB10 6 ABD ve AB10 5 Ekonomilerinde 4 İşgücü Üretkenliği 3 (%): 19502015 2 1 0 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 2015 Kaynak: Robert Gordon & Hassan Sayed (2019) “The Industry Anatomy of TransAtlantic Productivity Growth Slowdown” VOX CEPR Policy Portal. AB üyesi on ülke ekonomisinde işgücü üretkenliği 1995’e değin ABD’den daha yüksek seyretmesine karşın 21. yüzyılın başından bu yana üretkenlik kazanımları yüzde 1’in altında durgunluk düzeyinde, gözükmekte. ABD ise özellikle 2008/09 krizinin etkilerini sadece parasal genişleme aracılığıyla ertelemiş; üretkenlik kayıplarının önüne geçememiş durumda. Üretkenlik kayıplarının ardında sabit sermaye yatırımlarındaki durgunluk, genel anlamda tarihsel boyutuyla sanayisizleşme olgusu ve bunun yarattığı yapısal işsizlik baskısı; ücretli emeğin gelirlerindeki gerilemeye koşut olarak düşük efektif toplam talep ve tüm bu olumsuz koşulların beslediği sosyal dışlanma ve şiddet yatmakta. Dolayısıyla, küresel ekonominin hegemonik merkezleri Amerika ve Avrupa Birliği ekonomilerinden derlenen göstergeler, bu karmaşıklığın ve çelişkili mesajların yoğunluğu içerisinde kısa dönemde ileriye dönük güven sunmuyor. Düşen kâr marjları, giderek artan tekelci yapılaşma, suskunlaşan sabit sermaye yatırımları; dolayısıyla, tökezleyen üretkenlik kazanımlarına bağlı yapısal/ sistemik sorunlar kapitalizmin merkezlerinden yükselen piyasa ve kalkınmakta olan ekonomilerine, oradan da küresel yoksullara değin dünya ekonomisinin her köşesinde kapitalist sistemin çelişkilerle dolu anarşik yapısını çok açık biçimde sergiliyor. YÖREX için geri sayım başladı Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, “Yöresel ürünlerde gelecek 10 yıllık dönemde kendi potansiyelimizi katma değere dönüştürebileceğimizi ve 10 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşabileceğimizi düşünüyorum” dedi. ATB tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) desteğiyle bu yıl 10’uncusu düzenlenecek Yöresel Ürünler Fuarı’nda (YÖREX) 81 ilin ürünleri tanıtılacak. Ali Çandır, fuarla ilgili hizmet binasında düzenlediği toplantıda, YÖREX’i 10’uncu kez 2327 Ekim’de gerçekleştireceklerini, 250 bin kişinin fuarı ziyaret etmesini hedeflediklerini söyledi. Çandır, TOBB’nin 10 yıl önce başlattığı “Kriz varsa çare de var” kampanyasından edindikleri ilhamla yöresel ürünler projesi hazırladıklarını anlattı. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle