Katalog

8 11 EKİM 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Güvenli mi dedin?  ünyanın neresinde ne zaman bir çatışma çıksa, şu meşhur kural devre Dye girer: “Savaşın ilk kurbanı gerçeklerdir.” Bunun da egemenlerin / muktedirlerin/ yönetenlerin kendi açılarından makul sayılabilecek bir gerekçesi vardır. Cepheye paralel ya da simültane biçimde sürdürülecek propaganda savaşında da başarılı olabilmek. Bu manada, başta iç kamuoyu olmak üzere uluslararası alanda da “bilgi”yi ve “analiz”i kontrol altında tutabilmek isterler. Sadece kontrol altında tutmak da yetmez. Kimi zaman (en kibar tabirle) “bilgiyi kendince şekillendirmek” ya da (yine kibar bir tabirle) “gerçeği biraz ekonomik olarak sunmak” ve hatta “kendi analizini empoze etmek” yoluna başvururlar. İşin en acı verici yanı da, bu yöntemler sadece demokrasisi fazla gelişmemiş ve otokratik geleneği güçlü ülkelerin devletleri değil, hemen hemen her yönetim tarafından uygulanır. Kabaca “sansür” ya da “sıkıdenetim” diyebileceğimiz pek çok uygulama devreye sokulur. Türkiye Cumhuriyeti’nin de vazgeçemediği bu yöntemin en taze örneklerini, “Barış Pınarı Harekâtı”nın ilk saniyelerinden itibaren görmeye başladık bile. Dün sabahtan itibaren hem savcılıkların hem de İçişleri Bakanlığı’nın bu konudaki bildirilerine ve maalesef bazı soruşturma ve gözaltı uygulamalarına tanık olmaya başladık bile. En başta dedik ya, “Savaşın ilk kurbanı” diye... Demokrasiye, basın özgürlüğüne, fikir ve ifade özgürlüğüne inanan insanlar açısından, bu uygulamalar neredeyse “can kaybına eşdeğer” önemli bir kayıptır. Tabii ki, “insan canının yitirilmesine, asker canı yitirilmesine neden olabilecek iletişim arızaları”ndan kaçınmak ve bunları önlemek hem devletin hem de toplumun tüm bireylerinin görev sorumlulukları arasındadır. Tabii ki, insanların hayatını gözetmek için herkes sorumlu olmalıdır. Ama en basit biçimde “Savaşa hayır!” diyebilmek, çatışmadan uzak durulmasını ve sorunların “barışa sonuna kadar fırsat tanınarak çözümünü” savunmak, suç olmamalı, “vatana ihanet” gibi algılanmamalıdır. Ne yazık ki, bizim devletimiz de her fırsatta bu yola başvurmaktadır. Ne yani? Suriye’de işlerin bugünkü duruma gelmesinde, bu ülkeyi 17 senedir yönetenlerin vahim hatalarından, Suriye’de kıvılcımı aleve, alevi koca bir bölgesel yangına dönüştürecek benzini oralara dökmek anlamına gelen yanlış politikalarından söz etmeyecek miyiz, “hain” sayılmamak için? Ne yani? Bugün “güvenli bölge” oluşturmak ve sınırımızdan uzak tutmak için üzerine haklı olarak askeri güçle gittiğimiz terör örgütünün “bizzat liderinin ayağına adam gönderip seçim istismarı için mektup temin edilmesini” eleştirmeyecek miyiz, “harekâta karşı bozguncu” sayılmamak için? Ne yani? Aynı terör örgütü ile “sözde çözüm süreci” sırasında içlidışlı olunduğunu, birilerinin İmralı’ya neredeyse “Rutin 5 çayı seanslarına” taşındıklarını, Kandil’e resmi ulaklar yollandığını anımsatmayacak mıyız, “terör destekçisi” damgasını yememek için? Ne yani? Bir zamanlar “dostum” etiketi ile ailece tatil yaptıkları ve bir gecede “Esad’dan Esed’e” dönüştürdükleri, hükümran komşu bir ülkenin meşru devlet başkanı ile diyalog kurulmasını önermek, bunun barış için en etkili çözüm olacağını savunmak, “düşman safında yer almak” mı sayılacak? Ne yani? Savaşa girdik diye, kitlesel medya üzerinden herkese “kamuflajlı üniforma giydirilmesine”, herkese bir ağızdan “ceddin deden, neslin baban” marşını söyletmenin yanlışlığına vurgu yapmak, camilerde yerli yersiz “sala” okutularak olaya anında “din soslu bir milli ritüele” dönüştürülmesini eleştirmek, neden “imansızlık ve izansızlık” olarak değerlendirilecek? Ne yani? Sayın Cumhurbaşkanı’nın, devletimize karşı tarihimizin en ağır ve hakaretamiz üslubunu kullanan ABD Başkanı’na sessiz kaldığını, alttan aldığını, ama en ufak bir iç siyasi muarızına (deyim yerindeyse) “kafagöz” dalabildiğini hatırlatmak, “hakaret” mi sayılacak? Ne yani? Savaşın komuta merkezi sayılan yönetim odasında, devletin siyasiaskeribürokratik erkânı hazır bulunurken, aynı masaya iktidar partisinin genel başkan yardımcısı, sözcüsü ve grup başkanvekili gibi unvanlar taşıyan insanların da oturtulmasını yanlış bulmak “zındıklık” mı olacak? Demokrasi, (pek çok şeyin yanı sıra) eleştiriyi kaldırabilmek, tahammüllü olmak, sırası geldiğinde “çatlak sesleri” de kabullenebilmeyi de gerektirir. Şunu artık öğrenin yahu. Bıktık, işi gücü bırakıp bu konuda kursdersseminer vermekten. Biraz asrileşin. Biraz güncelleyin kendinizi, beyninizi ve vicdanınızı. Biraz medeni olun. Yoksa başka ülkelerin topraklarında “güvenli bölge” oluşturmayı bırak, kendi topraklarımızda bile “güvenli” sayılmayacak bir iklim ve ortamda yaşamaya devam edeceğiz, ulusça. Hep kuşku, hep ihanet korkusu, hep düşmanlarca kuşatılmışlık duygusu ile nereye kadar?     Kırsal bölgede ilerlemeHarekâtın ikinci gününde Tel Abyad ve Resulayn arasında 10 kilometre içeri girildi Milli Savunma Bakanlığı, Barış Pınarı Harekâtı’nda 11 köyün kontrol altına alındığını açıkladı. Harekâtın ikinci gününün sonunda etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısının 174 olduğu bildirildi. Suriye’de Fırat’ın doğusunda önceki gün terör örgütü PKK’nin Suriye kolu YPG’ye karşı başlatılan Barış Pınarı Harekâtı’nın ikinci gününde Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin karşısındaki Tel Abyad ile Ceylanpınar’ın karşısındaki Resulayn arasındaki alana karadan birlikler 10 kilometre kadar içeri girdi. Türk Tel Abyad’ın doğusu ile Resulayn’ın batısı arasında kalan alanda, 11 köyde TSK unsurları kontrolü sağladı. Kent merkezlerine giriş için bir operasyon yapılmazken TSK’nin öncelikle bu iki kentin kırsal kesimlerinde kontrolü sağlayıp kentleri çevreledikten sonra kent merkezlerine hamle yapacağı belirtiliyor. Harekâtta öncelikle YPG’lilerin ikmal hatlarının kesilmesi amaçlanıyor. Harekât, Milli Savunma Bakanı (MSB) Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve TSK komuta kademesi tarafından Genelkur may Başkanlığı Harekât Merkezi’nden koordineli olarak idare ediliyor. Harekât kapsamında 180’den fazla YPG hedefinin uçak ve ateş destek araçlarıyla vurulduğu bildirildi. ‘Saklanıp saldırıyorlar’ MSB, “Belirlenen hedefler ele geçirildi. Harekât planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor” açıklamasını yaptı. PKK/YPG’li teröristlerin, halkın kullandığı bina, okul ve hastanelere gizlenerek Türkiye tarafındaki sivil yerleşim yerlerine havan ve roketlerle saldırdığını da belirten Bakanlık, “Te Kendilerini “Suriye Milli Ordusu” olarak adlandıran ve aralarında cihatçıların da bulunduğu ÖSO güçlerine ait yaklaşık 30 araçlık konvoy, Ceylanpınar’dan tekbir ve tezahüratlarla geçerek Suriye’nin Re sulayn kentine giriş yaptı. rör örgütü PKK/PYDYPG bugün kabul edilemez bir insanlık suçu daha işledi. Eli kanlı terör örgütü Akçakale’ye attığı havan mermisiyle biri bebek olmak üzere 2 masum sivili şehit etti. Bebek katili PKK eşittir Bebek Katili PYD/ YPG” açıklamasını yaptı. Bakanlık, Akçakale’ye havan saldırısı yapılan YPG mevzilerinin imha edildiğini de açıkladı. MSB, Rasulayn’daki bir sığınağa düzenlenen hava harekâtında 19 PKK/PYDYPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Harekâtta etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısı ise 174 oldu. l ANKARA/Cumhuriyet BAKAN ÇAVUŞOĞLU: 30 KİLOMETRENİN ALTINA İNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZanlıurfa Valiliği, bazı basın DŞbtrnöuiinlyrllgkymiiioPıarksaiöşlittplıyrriettneBşl.üetoeıradnlöGınmeeğrrrealut,kıürıgünsniDmHievnikıBlEaebnsac”muaAilrunidrdtkeleilaŞeelıiaetkağyl’rsübnlldâniıiıaprnlıötiapvri.Meiıgtlare’nlgHndaıieyereaaenüÖiiadlvşydlelkizaiililkynlüüneimemdşıadtlrkiyklyıığeeGÇylieaınıinkonçürasl“vriivektDl3uauebera0Ezhdnşşey.AoedkoYŞğiıllPao’lluGırma,v’kBlaeirattt,rrueeış meritnine, nEgsaedlle’lanegcöerğüişnmi, eilsgii nelileişrkhinakiskeın“dBair dmailgyeorneikn sanliıaödldliüvreenidbariri isnüsraençllaernien yi kişolentuilşeacceağğinızi”bdileddirid. i. Dün katıldığı televiz yon programında açıklama larda bulunan Çavuşoğlu, “Akçakale’ye, Nusaybin’e gelen roketlerin menzili Çavuşoğlu 30 kilometre kadar. 30 kilometre aşağısı na indiğimiz zaman bu tehdit ortadan kal kıyor. Türkiye, 30 kilometrenin altına geç meyi planlamıyor. Sadece birkaç yerde birkaç km. içeri girilebilir, o da birkaç kö yün sınırından kaynaklı olabilir” ifadelerini kullandı. “Güvenli bölgede DEAŞ’lıların so rumluluğu bizim” diyen Çavuşoğlu, “YPG’li teröristler, DEAŞ’lıları elinde silah olarak tutuyor. Güvenli bölgede kaç DEAŞ’lı var, bilmiyorum. Farklı bilgiler var” diye ko nuştu. CHP’nin “Esad’la doğrudan temas” çağrısına ilişkin ise Çavuşoğlu, “Esad, bu kadar insanı öldürdükten sonra Suriye’yi birleştiren kişi olamaz. Bir milyon insa nı öldüren bir kişiyle neyi oturup konuşa caksın?” yanıtını verdi. l ANKARA 1’i bebek 6 kişi yaşamını yitirdi Bölgeye 170’ten fazla havan ve roket mermisi atıldı. Suriye tarafından Şanlıurfa Akçakale, Ceylanpınar ve Birecik ilçeleri ile Mardin’in Nusaybin ilçesine 170’ten fazla havan ve roket mermisi atıldı. Şanlıurfa Valiliği, üç ilçeye yönelik havan saldırılarında biri bebek üç kişinin hayatını kaybettiğini, 45 kişinin yaralandığını açıkladı. Valilik, ölenler için “Harekâtın ilk şehidi Suriye uyruklu 9 aylık bebek Muhammed Omar ve Akçakale ilçemizde görevli Vergi Dairesi Başkanlığı’na bağlı maliye memurumuz Cihan Güneş şehit olmuştur” açıklamasını yaptı. Ceylanpınar’da da 11 yaşındaki Elif Terim’in öldüğü belirtildi. Mardin’in Nusaybin ilçesinde de bir siteye havan topu düşmesi sonucu 3 kişi öldü, 24 kişi yaralandı. Ölenlerin 48 yaşındaki anne Fatma Yıldız ile kızları 12 yaşındaki Emine Yıldız ve 15 yaşındaki Leyla Yıldız olduğu belirtildi. Sınır bölgelerinde vatandaşlara hoparlörden sık sık, sınır hattından uzak dur maları ve zemin katlarda beklemeleri gerektiği anonsu yapıldı. Bazı aileler sınır bölgesindeki evlerini dün terk etti. ‘Tuzaklara dikkat’Emekli Tümgeneral Yavuz: Sahada Türkiye ve ABD’yi karşı karşıya getirebilirler “Barış Pınarı” Harekâtını değerlendiren emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, terör örgütü PKK’nin harekât sırasında IŞİD’lileri Türkiye’ye karşı kullanabileceğini söyledi. Cumhuriyet TV’den Sedat Doğan’a konuşan Yavuz, harekât sırasında Türk ve ABD askerlerini karşı karşıya getirecek tuzaklar kurulabileceğine dikkat çekerek dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Yavuz’un Cumhuriyet TV’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle: n Bu harekâtı eski bir TSK mensubu olarak nasıl yorumluyorsunuz? Siyasi olarak bu harekât, ABD’nin mecbur kalıp Türkiye ile uzlaşarak izin verdiği bir harekât gibi duruyor. Yani izin verme değil de baskının sonucu kabul etme gibi duruyor. Çünkü meşru bir duruşları yok. Eğer ABD’nin bölgedeki gücünü giderek azaltan, Suriye devletini de ayağa kaldıracak tarzda gelişirse siyasi maksat hasıl olur. Belirli bir bölge kontrol altına alındıktan sonra bunun güneyinde PKK devletçik tesisine devam ederse ve bir anlamda Suriye’nin parçalanmasına yol açarsa o zaman siyasi maksat sağlanmamış olur. Dolayısıyla çok başarılı bir askeri harekât gerekiyor. Askeri harekâtın hedefleri de yakın vadede M4 yoluna kadar olan bölgenin kontrol altına alınması, meskün mahallerdeki teröristlerin temizlenmesi olacaktır. Bu harekât uzun sürecek. Belirli bir safhasına geldikten sonra da Suriye devletleriyle kontak kurularak daha geniş bir cephenin kurulmasına yol açacak. n Fırat’ın batısına yapılan operasyonda terör grupları çatışmaya girmeden kaçmıştı. Benzer durum oluşabilir mi? Onlara ağa babaları ne söy hurbaşkanı Erdoğan’ın “Ben lerse onları yaparlar. İkincisi görüşmem ama aşağıdakiler tabii masanın üstünde birçok görüşür” diye bir ifadesi var. seçenek var. PKK bize karşı di Bence Kılıçdaroğlu’nun öneri renirken IŞİD’i yanına alabilir. si doğru. Kendi feda ettiği, zayiata uğra n Oradaki terör grupları dığı kesimleri gözden çıkardık ABD askerleriyle TSK’yi kar ran sonra daha güneye çekil şı karşıya getirebilir dediniz. meleri de bir seçenek. Bu es ABD’nin bundan sonrası için nada bizi IŞİD’le muhatap kıla konumu ne olabilir? rak bu işi sürdürebilirler ya da ABD, Türkiye’yi kaybetmek toptan çekilirler. Derler ki “Za istemiyor. İkincisi ABD, orada ten Türk ordusu belirli bir hat hiç de meşru olmayan bir iş ta kadar gelecek. Onun güne Emekli Tümgeneral Yavuz yapıyor, yani IŞİD’le mücade yinde biz emniyetle duruyo le adı altında resmen bir PKK ruz.” O zaman da çekilmeyi tercih ederler. devletçiği inşa etmeye çalışıyor. Adımları Çeşitli hileler, tuzaklar, Türk ordusuyla ABD mızı onun yalnızlaştırılması üzerine kurma ordusunu çatıştırmaya yönelik adımlar ata lıyız. ABD’nin ve başkanının başka tavır al bilirler ya da Amerikalılar öyle hesaplar ya masına yol açabilecek gelişimelere hazır ol pabilirler. Bütün bunlara karşı dikkatli ve ti mak lazım. Nedir o gelişmeler? PKK ve IŞİD’i tiz olmamız gerekiyor. kullanarak Türk ordusuyla Amerikan aske n CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Şam rinin karşı karşıya gelmesine yol açmak ve yönetimiyle görüşülmesi gerekir” dedi. harekâta karşı bir tavır gelişmesine neden Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? olmak. Birliklerimizin buna dikkat etmesi la Şimdi burada strateji oluştururken esas zım. Böyle bir tuzak olma ihtimali var. An meselelerin odağına konulması gereken cak şunu görmemiz gerekir ki bu harekât, nokta şu: Suriye’yi bölüp parçalamak iste Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlaya yen kim? ABD... Buna direnen kim? Rusya, cak adımlarla birleştirildiğinde Suriye, Rus İran, bir anlamda Türkiye, esas Suriye devle ya, İran’la ilişkiler bazında ve Astana süreci ti. Suriye devleti, Türkiye’nin şu anda en bi nin ruhuna uygun yürütüldüğü taktirde siya rinci müttefikidir. Müttefiki olması gerekir. si çerçeve içerisinde bu çok yararlı bir ope Muhtemelen siyasi iradenin de bunu gördü rasyon olarak karşımıza çıkabilir. Ama “Bir ğünü düşünüyorum. Bir süre sonra bunun güvenli bölge inşa edeyim, güneyimde de adımını atacaklardır. ABD ile operasyon sü onlar kalırsa kalsın” dersek o zaman başka recini görüşürken böyle bir konuyu öne çı risklerle karşı karşıya kalırız ve uzun vadede karmak istememiş olabilirler. Nitekim Cum harekât maksadına ulaşmaz. Şentop: NATO’yla arzu ederdik Sabah namazını Hacı Bayram Camisi’nde kılan ve Barış Pınarı Harekâtı’nın zaferle sonuçlanması için yapılan duaya katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin harekâtı NATO’daki müttefikleriyle yapmayı arzu ettiğini dile getirerek “Bazı müttefiklerin tavırlarının yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Eski başbakanlar Binali Yıldırım, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Yıldırım Akbulut, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak harekâtın başarıyla sonuçlanması dileklerini iletti. Aşiretler başkaldırdı Şanlıurfa Ceylanpınar’ın karşısında yer alan Suriye’nin Rasulayn ilçesine bağlı Ummul Hayr köyünde, Baggara aşireti ve diğer bazı aşiretlerin, YPG/ PKK’li teröristlere karşı koyduğu belirtildi. Çok sayıda aşiretin temasa geçerek Türkiye’den destek istediği ifade edildi. Suriye Aşiretler ve Kabileler Meclisi Siyası Ofis Sorumlusu Selim Abdüzaziz Müslat da harekâtı desteklediklerini açıklamıştı. eleştirenlere operasyon İstanbul, İzmir ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dün yazılı bir açıklama yaparak “Barış Pınarı Harekâtı’nı” eleştiren medya ve sosyal medya paylaşımlarına yönelik soruşturma yürütüldüğünü ve 78 şahıs ile ilgili yasal işlem başlatıldığı duyurdu. BirGün gazetesi internet sorumlusu Hakan Demir ve diken.com.tr internet sitesinin sorumlu yazı işleri müdürü Fatih Gökhan Diler “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” iddiasıyla gözaltına alındı. İki gazeteci adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Mardin’de de 21 HDP üyesi gözaltına alındı. HDP’Lİ VEKİLLERE ENGEL: 11 GÖZALTI Barış Pınarı Harekâtı’nı protesto etmek isteyen HDP milletvekilleri ve üyelerinin Sakarya Meydanı’nda yapmak istedikleri açıklamaya Emniyet izin vermedi. HDP Ankara İl Başkanlığı’nda bir araya gelen gruptan sadece milletvekillerinin çıkışına izin verildi. Vekillerin Sakarya Meydanı’na yönelmesi üzerine çevik kuvvet ekipleri, vekilleri çember içine alarak açıklamayı engelledi. Sakarya Caddesi’nde toplanmak isteyen 11 kişi gözaltına alındı. ‘Kınıyoruz’ Öte yandan HDP’den dün yapılan açıklamada, “Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde en az 10, Akçakale ve Ceylanpınar’da 4, Nusaybin’de ise 3 yurttaşımız nereden geldiği belli olmayan top atışları ile hayatını kaybetmiştir. Sivillerin hedef alınmasını kınıyoruz” denildi. l ANKARA