22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 3 Ocak 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Küba devriminin 60. yılı 1Ocak 1959, Fidel Castro’nun liderliğinde başlayan devrim hareketi sonrasında Küba’nın diktatörü Fulgencio Batista’nın yenilgiye uğradığı ve ülkesini terk ettiği tarihtir. 1 Ocak 2019’da 60. yılına giren Küba’daki sosyalist devrim, dünya siyaset tarihinin de en önemli gelişmelerinden birisi olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Devrimin gerçekleştiği 1959 yılına kadar ABD’nin adeta sömürgesi konumunda olan Küba, devrimden sonra ABD’nin uyguladığı tüm baskılara direnerek, varlığını onurlu ve bağımsız bir ülke olarak günümüze kadar sürdürmüştür. Küba yönetimi, ABD’nin ekonomik ambargosuna, ABD destekli işgal ve darbe girişimlerine, ABD destekli suikast girişimlerine karşı onlarca yıl direnmiş, ekonomik ve askeri gücü olmayan ülkelerin de, kapitalizme ve emperyalizme karşı meydan okuyabileceklerini bütün dünyaya kanıtlamıştır. ABD’nin sadece 90 mil uzağında olan Küba’nın gösterdiği bu onurlu direniş, aynı zamanda dünyaya verilmiş olan bir ahlak ve erdem dersidir. 1953 yılında Moncada Kışlası’na düzenlediği silahlı baskın sonrasında yargılanan Castro savunmasında, “Beni mahkum edin, fark etmez. Çünkü tarih beni aklayacaktır” demişti. Tarih gerçekten de Castro’yu akladı. Castro’nun tarih tarafından aklanması elbette çok büyük bir mücadelenin sonucudur. Castro’nun da söylediği gibi, devrim, üzerine güller serpilmiş bir yatak değil, gelecek ile geçmiş arasında ölümüne bir mücadeledir. Küba devriminin öncülerinden birisi olan Che Guevara’nın da söylediği gibi, devrim olgunlaştığında ağaçtan düşen bir elma değildir, devrimci elmanın düşmesini sağlayan kişidir ve her büyük işte olduğu gibi, devrim için de tutku zorunludur. Yine Che Guevara’nın dediği gibi, ne için yaşadığımızı, onun için ölmeyi göze alırsak bilebiliriz. Böylesine idealist, namuslu, onurlu ve şerefli bir bakış açısıyla yola çıkan Castro ve Che Guevara gibi devrimciler, bir yandan Küba’nın bağımsızlığını korudular, bir yandan da Küba’nın eğitim ve sağlık alanında Latin Amerika’daki en gelişmiş ülke olmasını sağladılar. Küba’da ekonomi alanında ve düşünce, ifade, basın özgürlüğü konusunda bazı sorunlar yaşansa da, parası olmadığı için nitelikli bir eğitim ve sağlık hizmeti alamayan bir vatandaş bulunmamaktadır. Küba bu noktaya kapitalizmle değil, sosyalizmle gelmiştir. Özel sektörün ve ağırlıklı olarak ABD sermayesinin elinde olan tüm kurum ve kuruluşlar devrimden sonra devletleştirilmiş ve kamusal bir yapıya dönüştürülmüştür. Devlet, sermaye odaklarını ve patronları koruyan bir mekanizma olmaktan çıkartılmış, halkın çıkarlarını koruyan toplumcu bir yapıya kavuşmuştur. ABD ambargosu nedeniyle 19591991 yılları arasında dış ticaretini ağırlıklı olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile gerçekleştiren Küba, SSCB çöktükten sonra da ABD emperyalizmine teslim olmadı, 30 yıl boyunca tek kutuplu dünya düzenine de direndi. Kapitalizmin ve emperyalizmin propaganda mekanizması, SSCB çöktükten sonra Küba’daki sosyalist yönetimin ve Castro’nun devrileceğini savundu, ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Batista diktatörlüğüne karşı ayaklanan Küba halkı, hiçbir zaman Castro’ya karşı ayaklanmadı. Çünkü halk Castro’nun halk için siyaset yaptığını, Castro’nun ahlaklı, erdemli ve onurlu bir duruş sergilediğini, Batista’nın ise Castro’nun temsil ettiği tüm değerlerin tersini temsil ettiğini her zaman bildi. Küba devrimi, “güçlü olan haklıdır” iddiasını çürüttü, haklı olanın güçlü olduğunu ve olanaksız gibi görünen şeylerin gerçekte olanaklı olduğunu insanlığa gösterdi. Küba devriminin 60. yılında bunları hatırlamak ve gençlere hatırlatmak hepimizin sorumluluğudur. Çapkın tanık olarak ifade verdi Takipsizlikle sonuçlanan “17 Aralık soruşturması”nda usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla 10’u tutuklu 5’i firari 67 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. FETÖ’nün Mülkiye yapılanmasına yönelik davada 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tanık olarak dinlendi. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Çapkın, “17 Aralık’tan operasyon yapıldıktan sonra haberdar oldum” dedi. Mahkeme Başkanı’nın “17 Aralık sabahı Yakub Saygılı ve Nazmi Ardıç ile görüştüğünüzü söylemişsiniz” sorusu üzerine Çapkın, “Operasyonu duyunca sormak için Ardıç’ı aradım. Kendisi de bana bilgi vermek üzere Yakub Saygılı ile geldiklerini söyleyip aşağıda beklediklerini söyledi. Bana büyük büyük şeyler anlattılar. ‘Benim niye haberim yok’ dedim. Yolsuzlukla ilgili 4 bakanın dinlendiğini öğrenince tepkim daha da büyüdü tabii ki” diye cevap verdi. l DHA 3 OCAK 2019 SAYI: 34056 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım cengiz.yildirim@cumhuriyet.com.tr l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:50 06:33 06:54 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:13 15:33 08:03 12:58 15:21 08:22 13:21 15:48 Akşam 17:54 17:42 18:09 Yatsı 19:21 19:07 19:32 Yılın vahşeti Bunun üzerine laf da söylenmez; bunu aşan rezalet ve vahşet de bulunamaz! Washington Post yazarı Kaşıkçı’nın, dünyanın gelmiş geçmiş en geri zekâlı cinayet timi ve bu kararı alan, onlardan bile daha aptal caniler tarafından Başkonsolosluk içinde, modern zamanların gördüğü en kanlı operasyonla “iz bırakmadan” (!) yok edilmesi, tarihin karanlık sayfalarına kaydoldu. Suudi Arabistan, yeryüzünün en seviyesiz ve en zalim devleti olma konusunda ayrı ayrı Oskarlara aday gösterildi, her birini de kazandı. Onlara acıyan bazı başka faşist devletler, “İz bırakmadan aydın gazeteci nasıl yok edilir?” konusunda ders vermeyi önerdiler! Pişkin emperyalist batı devletleri ise “Organ parçalayıcısı katil ile gözü kapalı ticaret” konusunda doktora tezi yazmakla meşguller! Yılın basın olayı Cumhuriyet Gazetesi’nin 7 Eylül 2018 günü yapılan Vakıf Yönetimi toplantısıyla tekrar esas yörüngesindeki yönetim kadrosunun kontrolüne geçmesi, Atatürkçü kadro ve yazarların gazeteye geri dönmeleri... Ayrılan kadronun yurtdışında yürütmeye çalıştığı akıl almaz dezenformasyon kampanyasını yüzlerine gözlerine bulaştırmaları da, işin en acıklı yönlerinden biriydi. Bazı haksızlıkların yok edilebildiğini toplumun yaşaması güzeldi! Yılın rötarlı en doğru kararı Fenerbahçe’de ülkeyi ve nere deyse siyasi gündemi sarsarak “demek bazı kireçlenmiş yapılar değişebiliyormuş” dedirten Ali Koç devriminin, daha önce Aziz Yıldırım döneminde TerraneoPereira’da yaşanan hatayı adeta kopyalaması ve ancak 6 ay rötarla en doğru kararı Ersun YanalVolkan Ballı ikilisi ile bulması. Yılın siyasi patlaması Fransa’da “Sarı Ceketliler”in benzin fiyatlarında yaşanan artıştan yola çıkıp Paris’ten başlayarak ülkeyi baştan aşağı sarsmaları, 68 Kuşağı’nın 50. yılında ağır bir nostalji yaşatması, Hollanda, Macaristan ve Belçika’ya sıçrayan olaylar karşısında Macron’un çaresizlik içinde kıvranması. Acaba Fransa, 68’in 100. yılına kadar rahat eder mi, ne dersiniz? Yılın diplomatik fıkrası Türkiye’nin, Fransa’da Sarı Ceketliler’e karşı polisin kullandığı “orantısız güç” konusunda onları uyarması ve uluslararası diplomasi dünyasına şikâyet etmesi; aynı Türkiye’nin 5 sene sonra Gezi olaylarını raflardan indirerek, şiddet kullanan polis yerine, onca taze suçlu üretmeye kalkışması! Yılın hayal kırıklığı Türkiye’de sol partilerin ve muhalefetin, yaşanan onca mağlubiyete karşın, bir türlü demokrasiyi içine sindirememesi... Her sıfatın, hâlâ liderin iki dudağı arasında olması, görevden alma, atama ve TBMM veya yerel seçim adaylarını saptama konusunda, kendilerini insanüstü uzman gören lider ve politbürosunun tüm yetkileri ele almaları ve örgütün bu durumu ne yazık ki hazmedebilmesi, bu bozuk düzenden kendilerine düşecek koltuğun peşinde olmaları! Yılın gizemi Muharrem İnce’nin, önce Türkiye siyasetinde ciddi bir umut haline gelerek heyecan yaratması, ardından seçim gecesi nereye kaybolduğunu çok denemesine rağmen izah edememesi. Hayatta en önemli planların B ve hatta C olduğunu bilmediğinden devre dışı kalması. Yılın doğa acısı California ormanlarında yaşanan büyük afetin acısını dünyanın bütün ağaçlarının eşzamanlı hissetmesi... Yılın icadı: VAR sistemi! (İlk uygulayan bendim!) Futbolda nihayet hataların yüzde 85’inden kurtulmak için bir sistem geldi ve kem gözlerin itirazlarına rağmen yerleşti! Artık “futbol hatalarıyla güzeldir” türünden zırvalarla hakemleri linç etme operasyonları sona erdi! Zavallı hakemlerin yarım saniye tek açıdan gördükleri ve refleksle aldıkları kararları, geceler boyunca 12 kameradan defalarca izleyerek ukalalık yapan ve hâlâ da farklı şeyler düşünen ve hakemleri hedef tahtası yapan çok bilmişlerin ayarları bozuldu! KEMİK romanımı okuyanlardan değilseniz şaşırabilirsiniz, gerçekleri bilin istedim. VAR ilk defa bu yıl değil, 2000’de, benim bestseller romanımda uygulandı! Bu ütopik kitabımda Fenerbahçe, 130 bin kişilik Nâzım Hikmet Stadyumu’nda Galatasaray’a karşı penaltı kullanıyor, atışı yapan Bekir, direkten dönen topu uçarak vurduğu kafa ile ağlarla buluşturuyordu. Galatasaraylılar gole “top direkten döndüğü için aynı oyuncu vuramaz” diye itiraz ediyor ve hakem pozisyonu monitörden tekrar izleyerek Taffarel’in topa elinin ucuyla değdiğini görünce, gol geçerli sayılıyordu! Hatırlarsınız, KEMİK’te aynı zamanda 11 Eylül 2001 günü New York’ta yaşananlar da 10 ay öncesinde yayımlanmıştı. Sabah 09.00 civarında, Manhattan’da, MetLife binasına bir uçak intihar dalışı yapıyordu. Ama uçak Boeing 797 idi! Çünkü teknoloji kitapta 2025 yıl daha ilerideydi ve bugün kullandığımız cep telefonları da “görsel” adıyla herkeste vardı. Bugün bilim ve teknolojinin öpüşme noktası olan insan hücreleri ve bilgisayar çipi flörtü de yoğun olarak araştırma ve hatta casusluk konusuydu. Kitabın henüz gerçekleştirilemeyen icadı: Rüya kaydetme makinesi! (Yolda, sabredin!) Yılın loto yatıran sürprizi Geçen sezonun lig 2.’si Fenerbahçe’nin ilkyarı sonunda sondan 2. olarak yoluna devam etmesi, buna rağmen geçen sezondan 5 misli fazla seyirci kalabalığına oynamayı başarması! Kumpastan zafereHamallık yapan FETÖ mağduru astsubay 5 yıldır verdiği hukuk mücadelesini kazandı İzmir’deki, FETÖ’nün askeri casusluk soruşturmasına dahil edilerek TSK’den atı pas davalarından olan İzmir merkezli askeri ca lan Astsubay Üstçavuş Önder susluk soruş Çayır, 5 yıldır verdiği hukuk mü turmasına dahil cadelesinde mutlu sona ulaş edildi. Çayır’ın, tı. Görevine iade edilmesine ka örgüt yönetici rar verilen Çayır’ın, TSK’den ay si olmakla suçla rı kaldığı süre boyunca alması Önder Çayır nan kadınla gö gereken yaklaşık 250 bin TL’nin nül ilişkisinin bu de ödenmesine hükmedildi. lunduğu, onunla sık sık sanal ortam 2006’da Hava Kuvvetleri dan konuştuğu, hem kendi birliği hem Komutanlığı’nda (HKK) göreve başla de farklı birlikler hakkında bilgiler ver yan Çayır’ın ismi, Diyarbakır’daki 8’in diği iddia edildi. Bu iddialar üzerine ci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda görev Çayır, 2014’te ordudan atıldı. yaptığı sırada, 2013’te FETÖ’nün kum Çayır, geri döndüğü memleketi Manisa’nın Salihli ilçesinde, ailesini geçindirmek için inşaatlarda işçi olarak çalıştı. Sonra da sebze meyve halinde hamallık yapmaya başladı. Bireysel başvuru hakkını kullanarak başvurduğu Anayasa Mahkemesi 21 Mart 2018’de verdiği kararında Çayır’ın ordudan atılması kararını hak ihlali saydı. Kararın ardından başvurduğu Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, suçlamayla ilgili somut delil olmadığı kanaatine vararak, Çayır’ın tekrar görevine iade edilmesine karar verildi. Karar sonrasında büyük sevinç yaşayan Çayır, onurla taşıdığı üniformasına kavuşacağı günü sabırsızlıkla beklediğini söyledi. l DHA Erler darbe girişimi sırasında yaşadıklarını duruşmada anlattı ‘IŞİD saldırısı olacak dediler’ FETÖ’nün 15 Temuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndaki eylemlerine ilişkin 521 sanıklı yargılama dün Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Alayda görevli askerler, yaşadıklarını duruşmada anlattı. O dönem er olarak görev yapan tutuksuz sanık O.Y., saat 21.00 gibi tatbikat alarmı verildiğini, herkesin silah almaya gittiğini, Genelkurmay Başkanlığı’na götürüldüklerini aktardı. O.Y., tanımadığı bir rütbelinin “Olanlar tatbikat matbikat değil, her şey gerçek. Kimse buraya yaklaşmayacak” dediğini ifade etti. Piyade On başı M.T. ise “o gün kendilerine tatbikat yapılacağının söylendiğini” ifade etti. Yat içtiması alınırken başlarındaki uzman çavuşa bir telefon geldiğini ve tatbikatın erken başladığını anlatan M.T, Genelkurmay’da bir rütbelinin “IŞİD saldırısı olacak” diye kendilerini mevzilere yerleştirdiğini anlattı. “Gittiğimiz yerin komutanları ‘Tel örgüye yaklaşanlara ateş edin, kimseyi yaklaştırmayın’ dedi” diyen M.T., kimseye ateş etmediklerini çünkü vatandaşların elinde Türk bayrakları olduğunu bildirdi. Yine Genelkurmay’daki bir rütbelinin, “Karşıdaki TOMA aracının çalıştığını görürseniz ateş edin” dediğini, bu ki şinin “Etmezseniz biz size ateş ederiz” dediğini söyledi. Tanık er Cengiz Kandemir, başka yere götürüldüklerini ve burada çatışma seslerini duyduğunu aktararak, “Olayların neden uzadığını sordum. Kim olduğunu bilmediğim subaylardan biri, ‘polis üniformalı teröristler’ olduğu için olayların uzun sürebileceğini söyledi” dedi. Öte yandan darbe girişimi gecesi FETÖ’nün Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki eylemleri ile ilgili yargılamada tanık Adem Dinç, “Bir kardeşimiz sırtında Türk bayrağı ile askerlere doğru ilerliyordu. Direkt kafasına kurşun sıkıldı” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Elazığ ve Bursa’da IŞİD operasyonu Elazığ’da Emniyet ekiplerinin, terör örgütü IŞİD’e yönelik yürüttüğü operasyonda 5’i Suriye, 1’i Irak uyruklu olmak üzere 8 şüpheli gözaltına alındı. Dün mahkemeye çıkan şüphelilerden 1’i tutuklanırken, 1’i adli kontrol şartı ile serbest kaldı. 6 yabancı uyruklu şüpheli ise sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi’ne teslim edildi. Bursa’da terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyonda 11’i yabancı uyruklu 12 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasındaki 2 kadının, Fransız Interpolü tarafından kırmızı ve mavi bültenlerle arandığı öğrenildi. İsmi açıklanmayan Türk uyruklu şüphelinin ise IŞİD örgüt elemanlarına sınırdan Türkiye’ye girmelerinde yardımcı olduğu bildirilirken, gözaltına alınanlardan birinin IŞİD’in önemli isimlerinden birinin korumalığını yaptığı belirtildi. Mahkemeye çıkarılan iki kişiden biri tutuklandı. l İHA/DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Duvarların 1 SELSEB İ L yıkılmaması ya 2 E T A T E K İ R da ağaç dalları nın kırılmaması için konulan ağaç destek. 2/ Doğaya yönelik gezileri içeren 3 LAVTA ABA 4 S T OMA R A 5 E T AM İ N DO 6 B E AN MEN 7 İ KAR Mİ G turizm etkinli 8 L İ B A D E Ş U ği. 3/ Borsada 9 belli miktardaki RA ONGUN hisse senedini belirt mekte kullanılan işlem birimi... Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan kimse. 4/ Küçük mağara... Çölden esen rüzgâr... Lityum elementinin simgesi. 5/ Boru sesi... İskandinav mitolojisinde savaş tanrısı. 6/ Uçurum... Bir işi yerine getirme. 7/ Asya’nın doğusundaki ülkeler bütünü. 8/ “Dikburun” da denilen bir köpekbalığı... Avukatların bağlı oldu ğu meslek kuruluşu. 9/ Tahmin. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Düşünce bulanıklığıyla belirgin zihinsel hasta lık. 2/ Kendi alanında en önde gelen kimse ya da nesne... Karadeniz’in kuzeyindeki iç deniz. 3/ Mo torlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil... Soluk borusu. 4/ Bir gıda maddesi... Bir nota... Yunanistan’ın İstanköy Adası’na verilen bir başka ad. 5/ Türk halk mü ziğinde, bağlama ailesinden çalgıların en küçük boylusu... İlkel benlik. 6/ Yalnızlık korkusu. 7/ Ekolojide, bir canlının varlığını sürdürebildiği yaşama ortamının en küçük birimi... Ağzı yayvan toprak kap. 8/ Kilime benzer, renkli ve motifli uzun yolluk... İsviçre’de bir kanton. 9/ Kaçınma, sakınma... Kemiklerin yuvarlak ucu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle