14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 328 Ocak 2019 Pazartesi 150/40 150/70 TARİHTE BUGÜN 150/70 40/20 1920: Osmanlı Mebusan 140/70 160/90 Meclisinin gizli oturumunda 150/6 0 140/3 0 60/ 3 0 20/ 5 0 100/1 0 150/6 0 90/3 0 100/0 0 60/1 0 20/ 6 0 60/3 0 130/3 0 60/2 0 100/2 0 20/ 3 0 110/2 0 Misakı Milli kabul edildi. 1953: Ney üstadı ve ünlü hiciv şairi Neyzen Tevfik Kolaylı 74 yaşında öldü. 2012: Dünya Güzeli Keriman Halis Ece Tamer, kalp yetmezliği nedeniyle İstanbul’da 99 yaşında hayatını kaybetti. İlaçları para‘Yeni kur tarifesi belirleneceği için ilaç depoları piyasaya ürün vermiyor’ Bazı ilaçların eczanelerde bulunamadığına ilişkin şikâyetler gün geçtikçe artıyor. Antiviral ilaçlar, ülser ilaçları, mide ilaçları, çocuk antibiyotikleri, B12 vitamini gibi pek çok ilaç bulunamıyor. Yeni ilaç kuru tarifesinin 15 Şubat’ta belirleneceğine, ilaçSİNAN ların zamdan önce TARTANOĞLU piyasaya sürülmediğine dikkat çekiliyor. Türkiye Eczacı İşverenleri Sendikası Başkanı Nurten Saydan, “Firma yollamıyor, ‘depolarda var’ diyor. Depolar ‘bizde yok’ diyor. Biz de hangisine inanacağımızı şaşırdık. Her gün olmayan ilaç listesine en az 10 çeşit ilaç ekleniyor” dedi. Hastanelerin iller arasında ilaç alışverişi yapabildiğine ancak iki farklı ildeki eczanelerin birbiri ile ilaç alışverişi yapmasının yasak olduğuna dikkat çeken Saydan, “Bu sorunu bakanlığa ilettik, umarız çözecekler” dedi. Antiviral ilaçların, ülsera İlaç sorununun eczanelerden değil depolardan kaynaklandığını söyleyen Türkiye Eczacı İşverenleri Sendikası Başkanı Nurten Saydan, “iki farklı ildeki eczanelerin birbiri ile ilaç alışverişi yapmasının yasak olduğuna” dikkat çekti. tif kolit ilaçlarının, mide ilaçlarının, çocuk antibiyotiklerinin, B12 vitaminlerinin bulunamadığı yönündeki açıklamanın ardından Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, TEİS’e yazı yazdı. Bakanlık, TEİS’ten piyasada bulunmayan ilaçların adlarını ve barkod numaralarını talep etti. TEİS’ten bakanlığa verilen yanıtta bulanamayan ilaçların listesi gönderildi. Ancak yazıda farklı illerdeki eczanelerin birbirleri ile ilaç alışverişi yapmasının engellendiği belirtildi. ‘İl dışı takas açılmalı’ Devlet hastanelerinin iller arasında ilaç ve tıbbi malzeme alışveriş yapabildiklerine, eczacılar hakkındaki kanunun da buna izin verdiğini belirten Saydan, “Ancak il dışı takası yasaklandı. Ben Kırıkkale’de ki eczacı arkadaşımdan ilaç alamıyorum. Eğer il dışı takası açılacak olursa tedarik sıkıntısını daha kolay gideririz. Bakanlığa bunu bildirdik, inşallah tedbir alınacaktır” dedi. ‘Şaşıracağız’ Saydan, yeni bedellerin 19 Şubat’ta yürürlüğe gireceğine dikkat çekti ve “21 Şubat sabahı bulunamayan ilaçların piyasaya verildiğini görünce şaşıracağız” dedi. ‘30 ilaçtan sadece 5’inin eşdeğeri var’ Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak ise piyasada en az 140 ilacın olmadığını belirtti. Ço lak, “Özel bir kalem yok. Diyabet ve tansiyon var. Her hastalıktan bir iki kalem var. Muadili olan lar var, olmayanlar var. Bizi muadili olmayanlar daha çok ilgilendiriyor” dedi. Çolak, erişim sorunu yaşanan 30 temel ilaçtan sadece 5’inin muadilinin bulunabildiğine dikkat çekti. İNTİHAR SÜSÜ VERMİŞ İki aylık hamile eşini öldürdü Şanlıurfa’da, intihar ettiği öne sürülen 2 aylık hamile Esma Kurt’un (23), eşi tarafından öldürüldüğü belirlendi. Sorgusunda suçunu itiraf eden ve öldürdüğü eşinin cesediyle evde bir gün geçirdiği ortaya çıkan Mahmut Kurt, tutuklandı. Eşinin telefonundan annesine mesaj atıp evden ayrıldığını söyleyen Kurt, şüpheleri üzerine çekmemek için bir gün eve gelmediğini ve olaya intihar görüntüsü vermeye çalıştığını ifade etti. Kurt çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. l DHA KONYA’DA DEHŞET Anne iki çocuğuyla ölü bulundu Konya’da merkez Karatay ilçesinde Hüseyin Çubukçu’ya ait çiftlikte çalışan aileden Afganistan uyruklu anne ile 4 yaşındaki kızı ve 10 yaşındaki oğlu dün başından pompalı tüfekle vurulmuş halde ölü bulundu. Anne ile birlikte oturma odasında öldürüldüğü tahmin edilen çocukların cesedinin banyoya taşındığı belirlenirken, polis katliamı evde bulunmayan kadının eşinin yapmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Polis kayıp eşi bulmaya çalışıyor. l DHA 6 KİŞİ ÖLDÜ Gençlerin gezisi faciayla bitti Ankara’nın Nallıhan ilçesinde gezintiye çıkan 6 gencin içinde bulunduğu minibüs, dönüş yolunda arızalandığı için sağ şeritte duran iş makinesi yüklü TIR’a çarptı. Kazada, 6 genç de yaşamını yitirdi. K? azada sürücü Furkan Minaz, Muhammet Halil Aslan ve Ömer Selim Kapalen olay yerinde yaşamını yitirdi, Kemal Öz, Ömer Öz ve Ahmet Eren Keskin ise ağır yaralandı. Hastanede yapılan tüm müdahaleye karşın 3 genç de kurtarılamadı. l ANKARA/Cumhuriyet BUSE’Yİ ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR Ayakkabısı bulundu Antalya’nın Kemer ilçesindeki hortumda, bulunduğu aracın dereye sürüklenmesiyle kaybolan Kader Buse Acar’ı (20) arama çalışmaları sürüyor. Saat 13.30 sıralarında, Ağva Deresi’nin denize döküldüğü noktanın sağ tarafında yer alan Çamyuva sahilindeki 4 yıldızlı otelin plajında kadın ayakkabısı bulundu. Arama yapan ekiplerin bulduğu sol tek ayakkabının Buse’ye ait olabileceği ihtimali üzerine baba Ahmet Acar’a haber verildi. Ayakkabıyı inceleyen baba Acar, kızına ait olduğunu söyledi. Ahmet Acar, ayakkabının fotoğrafını çekip, hastanede tedavisine devam edilen eşi Ayla Akkın’a teşhis için gönderdi. Anne Akkın da ayakkabının kızına ait olduğunu doğruladı. l DHA Buse’nin ayakkabısı bir otelin plajında bulundu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, acılı baba Ahmet Acar’la (solda) görüştü, arama çalışmalarını izledi. 315 bina hasarlı ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Antalya’da meydana gelen hortumun yol açtığı hasarla ilgili “315 binada hasar tespit ettik” dedi. l AA Dört işçi yaralı olarak kurtarıldı Amasya’da maden ocağında göçük Nişan gömleğiyle uğurlandı Muğla’nın Bodrum ilçesinde, nişanlısıyla içinde bulundukları aracın sele kapılması sonucu yaşamını yitiren Çağlar Bencik’in cenazesi defnedildi. Kardeşi iki yıl önce trafik kazasında öldüğü belirtilen Bencik’in, nişan töreninde giydiği gömlek ve ceketi tabutun üzerine konuldu. Öğretmen Billur Atik önceki gün toprağa verilmişti. l Haber Merkezi Amasya’nın Merzifon ilçesindeki Yeni Çeltek maden ocağında dün göçük meydana geldi. Toprak altında kalan 4 işçi yaralı olarak kurtarıldı. Merzifon ilçesindeki Yeni Çeltek Linyit İşletmesi’nde dün saat 18.00 sıralarında göçük meydana geldi. Toprak altında kalan 4 işçinin kurtarılması için bölgeye jandarma, AFAD ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yerin yaklaşık 150 metre altında meydana gelen göçükten yaralı kurtarılan işçilerin Olcay Yüce, Or han Kutluca, Bülent Şehri ve Adem İbik olduğu açıklandı. İşçilerin sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. l DHA Sınava dahi giremeyeceklerDiyanet Başkanı Erbaş’tan sigara açıklaması: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu yıl hac ve umre organizasyonlarında sigara içmeyen din görevlilerinin tercih edileceğini belirterek “Sigaranın pek çok ilim adamı ve âlim tarafından haram olduğu söyleniyor. Şahsen benim de kanaatim bu yöndedir. Vatandaşlarımız elinde sigara bulunan din görevlisi görmek istemiyor” dedi. Erbaş, “Bu yıl hem hac hem de umre organizasyonlarında sigara kullanmayan din görev lilerimizi tercih edeceğiz. Daha sonraki yıllarda sigara kullananlar sınava dahi giremeyecek. Belki daha sonraki aşamalarda din görevliliği sınavlarında sigara kullananlar tercih edilmeyecek” dedi. l AA Paralel AKP İnsanlar çoğu zaman görünmemek için susar. Bazense suskunluk aksine göze batar. Aydın Ünal’ın “kaçıyorum” diyerek Yeni Şafak’a veda etmesi hak ettiğinden az konuşulmadı mı sizce de? Öyle ya, Ünal yalnız bir yazar değil. AKP’nin eski vekili. Erdoğan’ın yaptığı konuşmaların binlerce sayfalık yazarı. Yani iktidardaki partinin ciğerinin ortasında yer almış bir siyasetfikir adamı. Ne oldu da kendi mahallesindekilere “Kaçışımız düşmandan değil, ‘dost’ görünenden kaçıştır” diyecek kadar yabancılaştı? Neler yaşandı da “kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil, aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır” satırları yazıldı? Bu soruların yanıtını kendi gazetesi dahil hiçbir yerde okuma şansımız yok. Zira yaklaştıkça görünüyor, AKP’nin derin bir “omerta yasası” var. Hangi cinayete tanık olunursa olsun kulakları sağır eden suskunluk devreye giriyor. Aydın Ünal’da olduğu gibi, cenaze soğumadan kaldırılıp sırlarıyla birlikte gömülüyor. Kol kırılıyor, yen içinde kalıyor. Aydın Ünal neden bıraktı? İlk soru şu: Yeni Şafak, Ünal’a “bırak” dedi mi? Hayır. Bizzat Ünal “bırakıyorum” dedi. Peki, Ünal’ı bırakmaya kim zorladı? Yakından tanıyanlar tek bir yanıt veriyor: Pelikan grubu. Bilmeyenler için söyleyelim. Hepimiz bu yapıyı Ahmet Davutoğlu’nu istifaya zorlayan bildiriyle tanımıştık. “Pelikan Dosyası” filmine öykünen metne verilen isim nedeniyle bu adla anılıyorlar. AKP içerisinde 2013’ten beri görünür şekilde etkili faaliyet yürüten bir örgütlenmeden söz ediyoruz. Süreç nasıl gelişti? Şöyle anlatalım, bildirinin 1 Mayıs 2016’da yayımlanmasının hemen ardından Aydın Ünal, “durumdan vazife çıkarmaya çalışanlar” diyerek bu grubu açıkça eleştirdi. İşte o gün Ünal’ın üzeri çiziliyor. Özellikle sosyal medyadaki hesaplar ve medyada “tetikçi” diye bilinen isimler eliyle hedef alınıyor. “Trol” denilen sahte sosyal medya hesapları içerisinde Ünal üzerine özel olarak çalışanlar bile var. O gün “hangi hakaret edilmesi gerekiyorsa” onu yazıyorlar. Bu örgütlü kişilerin kim olduğu belli değil. Ancak “nereden beslendikleri” belli. Ünal’a “FETÖ’cü” diyecek kadar ileri gidiyorlar. Tetikçi yazarlar eliyle de süren bu saldırı 3 sene devam ediyor. Sonunda bunalan Ünal, yazarlığı bırakıyor. Aydın Ünal Davutoğlucu mu? Birisi “Çok uzun süre mücadele etti ama yalnızdı. Kaybedeceği çok belliydi. Bunu bile bile kavga etti. Sonunda da daraldı ve başka mahsurları ortaya çıkmaya başladı. Nihayetinde bırakmayı seçti” diye anlatıyor Ünal’ın yaşadıklarını. Sahiden, yazılarını bugünden geriye doğru okuyun. 3 yıldır AKP içindeki gruba çok ağır eleştiriler getirdiğini göreceksiniz. Bunların medyadaki tetikçilerine verdiği yanıtları fark edeceksiniz. İşin ilginci, her yazısının ardından üst seviyelerdeki kişilerden tebrikler aldığı anlatılıyor. “Biz söyleyemiyorduk kalemine sağlık” diyorlar. Ancak hiçbirisi bu mekanizmayla çatışmayı göze alamıyor. Kavgaya girmeye cesaret edemiyorlar. Öne çıkan Ünal görünür bir yalnızlığa itiliyor.  “Aydın Ünal Davutoğlucu mu” diye sorduğunuzu biliyorum. Hayır. Ahmet Davutoğlu ile gerilimi olduğunu, hatta Davutoğlu’nun başbakanlığı bırakması için çabaladığını parti içerisindekiler anlatıyor. Davutoğlu’nun yüzüne de “Bu şekilde gitmiyor” diyen kişilerden biri Ünal. Davutoğlu ile aralarına mesafe giriyor ve görevi bıraktığından beri de görüşmüyorlar. “Davutoğlu ile Erdoğan arasındaki gerilim nedeniyle Davutoğlu’na karşı oluşan tepkiyi kendilerinde topladılar. Bir süre sonra parti içinde kendilerine karşı olan herkesi aynı çuvala doldurdular. Hepsine ‘Davutoğlucu’ yaftası satarak bir tarafa itmeye başladılar” diye anlatıyorlar süreci. “Kendilerine biat etmeyen herkesi tasfiye etmeye çalışıyorlar” sözleriyle tamamlıyorlar. “En küçük bir eleştiriye tahammülleri yok. Bunu teşkilatta da herkes biliyor. Ama kimsenin bununla yüzleşecek, bununla kavga edecek cesareti yok” ifadeleri içerdeki havayı yansıtıyor. Paralel AKP mi var? Karşımızda AKP içindeki mevzilerden medyaya uzanan bir yapı var. Bir yazar tabloyu “televizyonda program yapanlar tesadüfen seçilmiyor. Bu grupla uyumlu politika izliyorsanız kendinize yer buluyorsunuz” sözleriyle resmediyor. Şaşıracaksınız ama bu çatışmanın AKP’yi bölebileceği ciddi ciddi konuşuluyor. Partide “bu rahatsızlık başka bir şeye evrilmesin, içerde kalsın” diyen bir küskünler kitlesi var. Buna rağmen “Pelikancılar” diye anılanlar, onları tabiri caizse kapının önüne koymaya çalışıyor. Parti içerisinden belki de yeni bir hareket çıkaracak “tatsız bir kopuş” imkânsız görünmüyor. Tepeden aşağıya doğru yayılan “suskun rahatsızlar” için Aydın Ünal’ın yazmayı bırakması, gelecekte yaşanacakların alameti gibi. Bir yazarın kalemini kırmasından başladık nerelere geldik… Uzun yıllar “paralel devlet”i tartıştık. “Paralel AKP”yi ya da “AKP’leri” de bir gün konuşur muyuz sizce? Tıp dünyasının acı kaybı İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Dahiliye Anabilim Dalı, Endokronoloji ve Beslenme Bilim Dalı profesörlerinden Adil Doğan Azezli, 59 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Prof. Dr. Adil Doğan Azezli için bugün saat 10.00’da İstanbul Tıp Fakültesi Aziz Sancar amfisinde tören düzenlenecek. Törenin ardından Azezli’nin cenazesi Ataköy 5. Kısım Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Güngören Mezarlığı’nda toprağa verilecek. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle