22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 14 OCAK 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: EMİNE BİLGET HABER/YORUM Eğitimin durumu Eğitim, insanın fiilen var olan durumunu korumayı değil, insanın potansiyelini ortaya çıkartmayı, insanın kendisini geliştirmesini amaçlayan bir alandır. Eğitimin geri kaldığı bir ülkede, toplumsal bir ilerlemenin ve gelişmenin gerçekleşmesi de olanaksızdır. Türkiye’de eğitimin sorunları o kadar çoktur ki ve bu sorunlar yıllar içinde o kadar birikmiştir ki, bunları ayrıntılı bir biçimde ortaya koyabilmek için 30 ciltlik bir ansiklopedi yazılsa, bu eser eğitimin sorunlarını aktarmak için yine yetersiz kalır. Yine de ana maddeler halinde eğitimin sorunlarından bazıları az ve öz bir biçimde şu şekilde ortaya konabilir: 1) Eğitimin, İmam Hatip okulları, Kuran kursları, İlahiyat fakülteleri, “4+4+4” modeli ve zorunlu din dersi üzerinden dinselleşmesi, doğa bilimi, sosyal bilim, matematik, felsefe, sanat ve dil alanındaki eğitimin yaygın bir biçimde gelişmesine darbe vurmuştur. 2) Pedagoji, yani eğitim bilimi, ülkede en fazla ihmal edilen alanlardan birisi haline gelmiştir. Eğitimin bilimi yapılmadan nitelikli bir eğitim modeli oluşturmak olanaklı değildir. Üniversitelerde eğitim bilimleri fakültelerinin niceliği de niteliği de yeterli değildir. 3) Ülkede ilköğretim ve lise için öğretmen yetiştirmek konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Nitelikli öğretmenlerin sayısı giderek azalmaktadır. Öğretmen yetiştiren öğretmen okullarının geçmişte kapatılması da nitelikli öğretmen yetişmesini engellemiştir. Öğretmenlerin çoğunluğu, hem alanlarıyla ilgili bilgi eksikliğine, hem de dersi ve konuları anlatma yöntemleri konusunda eksikliklere sahiptirler. 4) İlköğretim ve lise ders kitapları ve metinleri analitik, sistematik, anlaşılır ve sade bir biçimde yazılmamıştır, kavramaya yönelik değil, ezberlemeye yönelik yazılmıştır. Bu kitaplarda ve metinlerde birçok karmaşık anlatım tarzı, tutarsızlık ve bilgi hatası bulunmaktadır. Kitapların ve metinlerin birçoğu alanında yetkin kişiler tarafından yazılmamıştır. 5) İlköğretim ve lise bağlamında devlet okulları nitelik kaybına uğramıştır ve nitelikli eğitim, sayıları sınırlı olan ve paralı olan bazı özel okullara havale edilmiştir. Bu nedenle gelir düzeyi düşük ve orta seviyede olan toplum kesimi nitelikli eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Bu kesim Türkiye’nin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. 6) Analitik, sorgulayıcı ve yaratıcı düşünceyi teşvik eden felsefe dersi lisede sadece iki yıl zorunlu ders olarak okutulmaktadır ve bu ders kavramaya değil ezberlemeye yönelik verilmektedir. Öte yanda dogmatizmi teşvik eden din dersi ilköğretimden itibaren her yıl zorunlu ders olarak verilmektedir. 7) Teknolojinin gelişmesi eğitimin gelişmesine yol açacağına, eğitimin gerilemesine yol açmıştır. Teknolojinin bir araç olmaktan çıkıp bir amaca dönüşmesi ve öğrencilerdeki teknoloji bağımlılığı, öğrencilerin okuma, yazma, anlama, sorgulama, tartışma, araştırma ve yaratıcı düşünme potansiyeline darbe vurmuştur. 8) Üniversitelerin birçoğunda, matematik, fizik, kimya, biyoloji, astronomi, felsefe, antropoloji, tarih, siyaset bilimi gibi temel bilimler ihmal edilmektedir ve desteklenmemektedir; üniversitelerin birçoğu “arztalep” yaklaşımıyla meslek yüksekokullarına dönüşmektedir. 9) 12 Eylül askeri darbesiyle iktidara gelen yönetimin kurduğu Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) üniversitelerin özerkliğini ortadan kaldırmıştır, eğitimin merkezi bir odaktan standart bir şablon altına alınmasına ve üniversitelerin hükümetlerin kontrolü altına girmesine yol açmıştır. Türkiye, eğitim alanında bu nedenlerden ötürü dünyanın en geri kalmış ülkelerinden birisi konumuna düşmüştür. Bunun da ötesinde, eğitim sorunu çözülmediği içindir ki, Türkiye’de ekonomi sorunu da, demokrasi sorunu da, laiklik sorunu da, kültür sorunu da, sanat sorunu da, bilim sorunu da çözülememektedir.      14 OCAK 2019 SAYI: 34067 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım cengiz.yildirim@cumhuriyet.com.tr l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:48 06:32 06:52 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:21 13:20 15:44 08:02 13:05 15:31 08:21 13:27 15:58 Akşam 18:07 17:55 18:22 Yatsı 19:32 19:18 19:43 Geçen günlerde sıra dışı bir gelişme ya demokrasi var; yargı bağımsız ve tarafsızdır şandı. MHP, toplumsal yalanlarıyla, sabah ruh sağlığı yasa önerisi akşam insanların akıl ni Meclis’e verdi. larıyla alay edilmesi, Bireyciliğin, “Her ko akılla açıklanamaz! yun kendi bacağından Hiç unutulmasın ve asılır” deyişindeki gibi unutturulmasın: Dokuz çok aşırı bir noktaya yaşında kızların evle taşındığı günümüz Türkiyesi’nde, ruh sağlığı bağlamında ‘Toplumsal ruh sağlığı’ nebileceğine dair fetva verilen bir ülkedir burası! İnsan değil, mal gibi da olsa toplumsallığın görülen dokuz yaşının gündeme getirilmesi kişiden birinde tanı konacak dü gelini, yirmili yaşlarında çok önemli ve olumludur. zeyde ruhsal hastalık bulunduğu artık büyükannedir; ama, yine de Bu nedenle de konu eninebo ve bunların ancak yüzde 14’ünün dayak yer! Bunu hangi akıl kal yuna tartışılmalıdır. bir uzmana başvurabildiği; son dırabilir? Çocukluğu, önce taciz Gerekçesi sağlam! Yasa önerisi, önemli bir yasal ve kurumsal boşluğu doldurarak, ruh sağlığı hizmeti alanlarla bu hizmeti verenlerin çıkarlarını dengeli bir biçimde korumayı amaçlıyor. Konu ile ilgili tüm dernek ve meslek örgütlerinin katılımıyla hazırlanmış olması, önerinin bu amacı gerçekleştireceğini güvence altına alan en güçlü yönüdür. on yılda, yüzde 27’si kadın olmak üzere yaklaşık 29 bin intihar olayı saptandığı; intihar edenlerin yüzde 34’ünün 1529 yaş grubundan oluştuğu; yine son beş yılda antidepresan ilaç kullanımının yüzde 56 arttığı, önerinin dayandığı ana noktalardır. Kuşkusuz bu gerekçeler toplumsal ruh sağlığının ne kadar bozuk olduğunu kanıtlıyor. Ancak bu gerekçeler birer sonuçtur; peki, ya gerçek nedenler? ve tecavüzlerle yüz yüze getiren, sonra da evliliğe dönüştüren böyle bir anlayışın geçerli olduğu bir toplumsal yapıda ruh mu kalır ki onun sağlığı olsun! Ve işsizlik... Bu ülkenin yönetimi, 1524 yaş grubunda, çoğunluğu kadın ve önemli bir bölümü de üniversite mezunu olmak üzere, piyasada geçerli ücret karşılığı çalışmak isteyen her beş kişiden birine, sana iş yok diyor. Bin kişinin alınacağı, üstelik ge Her kentte bir Ruh Sağlığı İzlem ve Denetim Kurulu oluşturulmasını öngören öneri, ruh sağlığı ile ilgili tedavi gören kişilerin ilaçlara ücretsiz olarak Neden bozuk? Toplumsal ruh sağlığının bozukluğu kanımca şu üç ana nedene dayanıyor: Özgürlük ve çici bir iş için 55 bin kişi başvuruyor! Diğer taraftan bir yüksek yargı organı başkanının çocuğu örneğinde olduğu gibi, kimileri kolayca işe alınıyor ve sonrasın erişebileceğini; on sekiz yaşının hukuk yoksunluğu, eşitsizlik ve da da bürokraside hızla yükse altındaki herkesin ruh sağlığı hiz işsizlik. liyor. Sahi, şu Kavakçı ailesinin metlerinden ücretsiz olarak fay Bu ülkede, yıllardır, özellikle 12 bilmem kaçıncı kuşaktan bilmem dalanabileceğini; bir kişiye ruhsal Eylül 2010’da yapılan anayasa kaçıncı kişisinin Başkan’ın baş sorunu nedeniyle güvenlik tedbiri değişikliğinden sonra, tarafsız ve danışmanı ya da danışmanı uygulanması gerektiğinde, bu bağımsız yargı artık yok. Yargı yapılması, toplumu, özellikle de nun bu konuda eğitim alan kolluk Başkan’a bağımlı olduğundan, işsiz gençleri çıldırtmak için de güçleri tarafından yerine getirile başta düşünce ve örgütlenme ğilse, nasıl açıklanabilir? ceğini ve kişiye uygulanacak te olmak üzere hak ve özgürlükler Toplumsal ruh sağlığının ger davi süreciyle ilgili bilgilendirme de iyice işlemez ve kullanılamaz çek nedenleriyle tartışılmasını yapılacağını ve bu konuda onay duruma düşüyor. Özellikle de AKP iktidarı kuşkusuz isteyemez. alınacağını öngörüyor. basın yayın, bilimsel çalışma ve Yine de bu konu, çoğu düşünen Öneri, çoğu Dünya Sağlık Ör sendikal hak ve özgürlüklerin insanını ya delirten ya öldüren ya gütü gibi uluslararası örgütlerin yokluğu, toplumu tam anlamıy da yurtdışına kaçırtan bu toplu güvenilir sayısal verileriyle gerek la bunaltıyor. Dahası, böyle bir mun gündeminden hiç düşme çelendiriliyor. Ülkemizde her altı ortamda bu ülkede, gelişmiş melidir. ADD gençliği buluştu BARIŞ ÖNAL Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Gençlik Toplantısı, ADD Kadıköy şubesinde dün gerçekleşti. Toplantıda konuşan ADD Genel Başkanı Süheyl Batum “Atatürk nasıl ki saltanat yanlılarına durun demeyi bildiyse, bizim gençliğimiz de durun demesini bilmelidir” dedi. Batum, yüksek meşruiyetli bir ADD yaratma hedefleri olduğunu belirterek “Etkin, Türkiye’de sözü dinlenen bir ADD yaratmak istiyoruz. İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’da Hitler faşizmine direnen komünistler inanılmaz bir meşruiyet kazanmışlar. Türkiye’de de Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak kadın erkek eşitliğini bir anda sağlayarak, Cumhuriyeti kurarak, Atatürk Devrimlerini yaparak kim ne derse desin çok büyük bir meşruiyet sağladı” dedi. ADD’nin meşruiyetinin aynı oranda devam etmediği düşüncesinde olduğunu belirten Batum, “Bir partiye yanaşarak bir partinin desteğini alarak bir partiyi destekleyerek bu meşruiyeti sağladığımızı düşünüyoruz. Bence ADD gençliği istediğimiz bu meşruiyet cizgisine çok çalışarak çok kısa bir süre içerisinde gelebilir” diye konuştu. l İSTANBUL Alev Coşkun CUMOK’un etkinliğinde konuştu. ‘Asker İnönü’yü anlattı Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, gazetemiz imtiyaz sahibi ve yazarı Alev Çoşkun, yeni kitabı “Asker İnönü”nün imza gününde Kadıköy Aden Otel’de kitabının konuşulduğu aydınlanma toplantısında okuyucularıyla buluştu. Etkinlikte konuşan Coşkun, “Cumhuriyetin kurucularına ‘iki ayyaş’ diyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde devlet kurucularına böyle saldırılar yapılmıyor” dedi. Cumhuriyet Okurları’nın (CUMOK) çağırısıyla dün Kadıköy Aden Otel’de “İkinci adam Asker İnönü” konulu toplantı düzenlendi. Alev Coşkun, düzenlenen etkinlik için CUMOK’a teşekkür etti. Coşkun, “CUMOK, Cumhuriyet Gazetesine Atatürkçü çizgide ilerlemesi için destek veriyor. Atatürk, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu çizgisinin devam etmesi için kendilerini göreve çağırıyorum. CUMOK gerektiği zaman bizi ikaz etsin çünkü büyük Atatürk’ün işaret ederek kurduğu bu 95 yıllık Cumhuriyet gazetesinin yeniden ana çizgisinde devam ettirip yürütmek, son kalenin ön cephede mücadelesini sürdürmektir” dedi. Asker İnönü kitabına değinen Coşkun kitabın adının önce “İki Mustafa” olmasını istediğini söyleyerek, şöyle devam etti: “Selanik’te doğan Mustafa Kemal ve İzmir’de doğan Mustafa İsmet... Kaderleri çok yakın bir şekilde birleşiyor ama son dönemde Atatürk’e çatamayanlar İsmet İnönü’ye çattıkları için yayıncının da önerisiyle kitabın adının Asker İnönü olmasına karar verdik.” l BARIŞ ÖNAL/İSTANBUL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Erdoğan’ın Suriye’de manda hedefi Suriye’yle ilgili her analizin başında mut laka sorulması gereken soru şudur: Türkiye, Suriye’nin müttefikleri Rusya ve İran’la Suriye’de işbirliği yaptığı halde neden Suriye’nin kendisiyle doğrudan işbirliği yapmıyor? Erdoğan yönetimi Astana sürecine rağmen neden hâlâ Esad karşıtı? Bu sorunun yanıtı, çok bilinmeyenli Suriye denkleminin çözümüne yardımcı olur... İşte Erdoğan’ın New York Times’a yazdığı “Türkiye Suriye’de işi halleder” başlıklı makalesi, bizi bu soruların yanıtına götürüyor. Erdoğan “Suriye planı”nı açık açık anlattığı o makalesini inceleyelim: AKP, ABD vekâletine talip 1. Erdoğan: “ABD’nin, uluslararası toplumun ve Suriye halkının çıkarlarının korunabilmesi için çekilmenin dikkatlice planlanması ve doğru ortaklarla işbirliği içerisinde hayata geçirilmesi gerekmektedir. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, bu görevi yerine getirme gücü ve kararlılığı olan tek ülke konumundadır.” Anlamı: AKP, ABD sonrası Suriye’de vekâleti üstlenmeye hazır! İkinci ordu, ikinci devlet 2. Erdoğan: “Atılması gereken ilk adım, Suriye toplumunun tüm kesimlerinden savaşçıları kapsayan bir istikrar gücü kurulmasıdır. Ancak tüm kesimleri bir araya getiren bir yapı, Suriye vatandaşlarının tamamına hizmet ederek, ülkenin muhtelif kısımlarına düzen ve asayiş getirebilecektir.” Anlamı: AKP, ÖSO’yu büyütmek istemektedir. Ancak Suriye’nin ordusu vardır, ikinci bir ordu, ikinci bir devlet demektir! Yeni PYD değerlendirmesi 3. Erdoğan: “Suriye Kürtleriyle herhangi bir sorunumuz olmadığını ifade etmek istiyorum. Savaş koşullarında birçok genç Suriyelinin seçenekleri olmadığı için Türkiye ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG saflarına katıldığını biliyoruz.” Anlamı: AKP, ABD’yle anlaşma yapılırsa, PYD konusundaki katılığını yumuşatabileceğini söylemektedir. Yerel meclis, özerk bölge 4. Erdoğan: “Türkiye’nin gözetiminde, şu anda YPG veya IŞİD terör örgütlerinin kontrolünde olan Suriye toprakları, halk tarafından seçimle belirlenen yerel meclisler tarafından idare edilecektir. Terör örgütleriyle bağlantısı olmayan herkes, yerel yönetimlerde kendi toplumlarını temsil etme hakkına sahip olacaktır. Suriye’nin kuzeyinde, nüfusunun çoğunluğu Kürt olacak yerlerde kurulacak yerel meclislerde Kürt toplumunun temsilcileri çoğunluğu oluşturacak; ancak diğer tüm kesimlerin adil bir şekilde siyasi temsil hakkından faydalanmaları sağlanacaktır. Deneyimli Türk yetkililer, bu meclislere belediye işleri, eğitim, sağlık ve acil durum hizmetleri gibi alanlarda danışmanlık verecektir.” Anlamı: Suriye topraklarında yerel meclisler kurmak demek, Suriye’de “özerk bölge” kurmak demektir. İşte “ikinci ordu” bunun içindir. Bu yerel meclislere “danışmanlık vermek” demek, Ankara’nın “özerk bölgeyi” yönetmesi demektir. Sonuç olarak AKP, “Suriye’de manda yönetimi olmak istediğini” ilan etmektedir! Kötü ‘oyun sonu’ gidişatı Hep söyledik: ABD’nin Suriye’de PYD devletçiği kurması ile AKP’nin ÖSO devletçiği kurması arasında, Suriye’nin bölünmesi bakımından bir fark yoktur. Erdoğan’ın Astana sürecine rağmen Esad karşıtlığını sürdürmesi, Suriye’nin kuzeyini “ele geçirme” hedefiyle ilgilidir. Erdoğan’ın “Kuzey Suriye Misakı Milli içindedir” demesi bu hedefinin gereğidir. AKP’nin Rusya’yla işbirliği yaparak kendisine Suriye’de alan açması ve bu işbirliğini ABD’yle pazarlığında kullanması, sürdürülebilir bir durum değildir. Şam karşıtlığına devam etmek ve aynı anda ABD ile Rusya’yı idare etmeye çalışmak, Türkiye’yi oyunun sonunda çok kötü bir noktaya götürecektir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kötü beslen 1 menin yol açtığı hastalıkları ve yiyeceklerin besin değerlerini incele 2 3 4 yen sağlık bilgisi 5 dalı. 2/ Bir göz 6 rengi... Yüksek bir makama sunulan mektup ya da dilekçe. 3/ Rod 7 8 9 yum elementinin simgesi... Süs için 1 2 3 4 5 6 7 8 9 yapılmış giysi kıvrımı... 1 K A R A İ M L E R Eski dilde su. 4/ Orta 2 Ü M İ T A İ L E çağda açık denizlerde 3 Ş O P A R M A N kullanılmış yelkenli 4 AR KLAN gemi... “Gelse bir araya saye vü / Olmaz bir arada cehl ile şiir” (Ziya Paşa). 5/ Belirti. 6/ Mercanköşk de denilen güzel kokulu bir bitki... 5 TAVA B İ AT 6 AP İ A NO 7 KESA T KOP 8 E DAM SUNU 9 FALAŞALAR Bir spor dalı. 7/ Kendi ken dine çeşitli işler yapabilen otomatik aygıt. 8/ İlaç, deva... Anadolu’nun kırsal kesiminde erkekler ara sında düzenlenen yâren toplantılarına verilen ad. 9/ İzmir’in bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Toplanmak, bir araya gelmek... 2/ III. Selim’in şiirlerinde kullandığı mahlas... Fas’ın plaka işareti. 3/ Şaşma belirten bir ünlem... Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. 4/ “Bu düzen böyle mi gidecek / ’ler filleri yutacak” (Orhan Veli)... Baryum elementinin simgesi. 5/ Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin ya şama ve büyüme organı... Tanrı. 6/ Bir şeyin ere bileceği uzaklık; menzil... Nefesle çalınan perdesiz madeni çalgı. 7/ Titan elementinin simgesi... Hava basınçları eşit olan yeryüzü noktaları. 8/ Açıkla ma... Üzerinde konuşulan şey. 9/ Mezarlık. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle