15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kültür EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: İLKNUR FİLİZ 1713 OCAK 2019 PAZAR ‘Gezi Parkı gençliğineRap müziğin sevilen ismi Ozbi ile Gezi Direnişi’nden günümüze müzikle yoğrulmuş, şiirden geçen bir söyleşi Müzisyen Ozbi ile yeni albümü ‘Serserilik ve Şiir’i ve rap müziğin protest yönünü güveniyorum’konuştuk. Ozbi ‘Türkiye, üzerinde ortaçağ yazan bir kara deliğe sürükleniyor’ diyor. Ozbi’nin yeni albümü “Serserilik ve Şiir” 2018’in son günlerinde müzikseverlerle buluştu. Rap müziğin şiirsel liğinde protest bir çığlığın yer aldığı şarkıları yine hayranlarını üzmemişemrah tir diye düşünükolukısa yorum. Onu geniş kitlelerin tanıdığı “Asi” şarkısından bu yana muhalif bir tonda ilerleyen kariyeri boyunca tavizsiz tavrı ve haysiyetli duruşuyla dikkat çeken Ozbi, gazetemize verdiği söyleşide çarpıcı tespitlerde bulundu. Buyrun bakalım... n Yeni albümünüz “Serserilik ve Şiir” de sözlerinizin ne kadar şiirsel olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Öte yandan rap, şiire en yakın form sanki. Siz ne dersiniz buna? Bazen abartılı betimlemeler ve metaforlar kullansam da, didaktik ve direkt olarak yazmayı seviyorum. Semboller kullanarak yazmayı da... Birçok şarkı türü aslında şiire uygun ve yakın. Rap’in direkt kendisini de bir şiir türü olarak algılayabiliriz. Rap kelimesinin kökeninde ağır eleştiri yatsa da Ritmik Şiir gibi bir açılımı üstünde çok rahat taşıyabilir. İçinde güçlü eleştiri barındıran, kendi ruh halini, bulunduğun sosyolojik konum ile etrafını çevreleyen problemleri yansıtan bir şiir türü. O yüzden ritimle dans ettiği niz bir şiir türü olarak düşünebilirsiniz. n Şiir belli ki önemli sizin için. Bugüne kadar hangi şairler ve dizeler hayatınızda iz bıraktı? Orhan Veli’nin sadeliğini, ince ve zarif zekâsını çok seviyorum. İyi ki Müşfik Kenter seslendirmiş eserlerini. Bazen rakımı alır, açar dinlerim. Onun şiirlerini yazarkenki tavırlarını hayal ederim. Yaşadığımız çağ de ğişir kafamda... Nâzım’ın “yaşamayı cid diye alacaksın” derkenki direncini; Cemal Süreya’nın kelimlerle, cümlelerle alay edişini, Edip Cansever’in masaya koyduklarını, Ahmed Arif’in Anadolu’yu sevişini, Can Yücel’in buruşuk suratındaki küfrü ve hayata bıraktığı cümleleri seviyorum. Ama tabii Adnan Yücel’in dizeleri bir bütünü tariflediği için hep yol Yapımcılar benimle çalışmaya korkuyor n Sanatçıların, akademisyenlerin sürekli bir tehdit altında yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Siz de “Asi” şarkınızda ‘Hükümetin varlığını reddettiniz.’ Hiç endişe ettiğiniz oluyor mu? Ne acıdır ki böyle bir korku taşıyabiliyor insan. Ben bireysel olarak bu konuya karşı sokak, mahalle kültüründe bakıyorum biraz. Demirden korksak trene binmezdik kafasındayım. Şaka bir yana yapımcıların, şirketlerin duruşumdan dolayı benimle çalışmaya korkmalarını saymazsak başıma henüz ciddi bir şey gelmedi ama çok fazla kişi şarkılarımı dinler ve izlenme, dinlenme oranlarım artarsa müdahale edeceklerini düşünüyorum. Umarım öyle bir şey olmaz ama bakalım gelecekte göreceğiz... gösterici olmuştur: “Bitmedi sürüyor o kavga ve sürecek/ Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.” n Protest olmak ne ifade ediyor sizin için? Hayattaki dertlerin yakınında, gerçekliğe dair bir şeylere dokunuyor olmanın kıyısında, bir kavgayı yaşamsal bir enerjiye dönüştürüyor olmanın içinde hissetmek gibi bir anlamı var benim için... Rap her zaman protesttir n Türkiye’de rap’in protest yönü yeterince baskın mı sizce? Türkiyede rap her zaman protestti. Cartel bizde milliyetçi ve eğlenceli görünse de Almanya’da gurbetçilerin çoğu için protestti. Yeraltı Operasyonu ile gelen kuşak Ceza, Nefret, Silahsız Kuvvet, Barikat’ın ardından gelen çoğu rapçi protetsti. Türkiye’de halen Rap’in en önemli temsilcisi Ceza protesttir. Son jenerasyona baktığınızda hafif bir sapma görülebilir ama temelin sağlam atıldığını düşünüyorum. n ‘Bugün Ölmem’ şarkınızda ‘Bazen Tyler Durden, bazen de Gandi’ olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu bölünmeyi biraz açalım mı? Ben albümdeki tavrımı betimliyorum orada. İki karakterin de hayattaki yerine bakarsak, Tyler Durden serseriliğin başkaldırısına, Gandi de şiirin naifliğine işaret ediyor. Aynı şekilde Kızılderili doğanın bütünselliğinden doğan şiire, Mahir ise kavgaya ve dirence atıfta bulunmak. Benim özelimde kendimi her halimle yaşamayı sanatsal bir tarafa çekmek var. Oyunculuk eğitimi alırken Eric Morris’in Jung’dan yola çıkarak alt kişilikler üzerinden karaktere yaklaşma tekniği çok ilgimi çekmişti. Şarkılarımda da bunu kullandığım oluyor. “Yağmurla Düştüm” ve “Ayin” daha naif, “Asi” ve “Rant Hilafeti” ise bir savaşçı. Üretirken farklı taraflarımı sergilemekten çekinmiyorum çünkü ne yaparsam yapayım hepsi tek bir benliğin süzgecinden geçiyor. Kara deliğe doğru gidiyoruz n Kitleler sizi Gezi Direnişi için yaptığınız ‘Asi’ adlı şarkıyla tanıdı. Toplumsal meselelere ilgili biri olarak sizce yakın vadede nereye gidiyor Türkiye? Türkiye uzun zamandır üstünde ortaçağ yazan bir kara deliğe doğru gidiyor gibi. FETÖ’den sonra Türk milliyetçiliğine yanaşmak, seküler tarafa göz kırpmak, AKP’nin radikal İslamdan uzakta olduğunu göstermez. Şu anda seküler bir sistemde yaşıyor görünebiliriz. Şu anki sistemi bile küfür sistemi olarak niteleyen birçok oluşum, tarikat var ve çoğu devlet dışında ve içinde güçleniyor. Yarın öbür gün tarikat şeyhlerinin sistemi külliyen ele geçirmek için iç savaş çıkarmayacağının bir garantisi yok. Buna karşı kültürel anlamda evrenselliği taşıyan bir gençlik var. Gezi’ye dayanan bu gençliğe ben güveniyorum. Ama hepsi tehdit altında hissediyor. Şu an bireysel de olsa korku imparatorluğunun yarattığı esaretin dışavurumlarını yaşıyoruz bir şekilde. Umuyorum ki Gezi olaylarında birbirine kenetlenmeyi bilen insanlar ileriye dönük bir örnek olur... Ozbi ve Gülce 23 Ocak’ta İF Ataşehir’de izleyici karşısında olacaklar Behramoğlu bugün Kitap Fuarı’nda SAVAŞ KÜRKLÜ sanatçısı Menderes Samancı Çukurova Kitap Fuarı bugün ünlü yazar, sanatçı lar, “Dizilerin ve Filmlerin Toplum Üzerindeki Etkileri” başlıklı söy leşi de bulunacak. Ga ve bilim insanının okur zetemiz yazarı şair Ata ve severleriyle buluş ol Behramoğlu ise; “Ya masıyla son bulacak. 5 şadıklarımdan Öğrendi Ocak’ta başlayan, 300 ğim Bir Şey Var” başlık yayınevi ve sivil top lı söyleşi ve şiir dinleti lum kuruluşunun kendi si ile 14.3015.30 ara stantlarında on binlerce sı sevenleriyle bir araya kitabı, çoğu yazarokur gelecek. buluşmasıyla sergilediği Bugüne dek on bin fuarın son gününde ga Ataol Behramoğlu lerce kitap ve sanatse zetemiz yazarı Ataol Be verin ziyaret ettiği, bu ahramoğlu da okur ve sevenleriy gün ise 20 binden fazla kişinin le bir araya gelecek. gelmesi beklenen fuarın kapanı Adana’nın Kurtuluş Günü olan şında yayın evlerinden bazıları 5 Ocak’ta başlayan fuarın ka nın geleneksel indirimli kitap sa panış günü olan bugün, 12.00 tışı yapacağı öğrenildi. l ADANA 13.00 saatleri arasında sinema / Cumhuriyet ‘Sevdalınız Komünisttir’ 15Ocak, Nâzım Hikmet’in yaş günü. 117. yaşı kutlanacak, dünyanın ve ülkenin birçok yerinde, çeşitli etkinliklerle... Hiç kuşkunuz olmasın siyasiler yine onun dizelerini dillerinden düşürmeyecek... Bu yeni bir şey değil. Demirel, Türkeş, Özal’dan tutun, Erdoğan’a Bahçeli’ye dek sayısız politikacı dün ya da bugün kendilerine göre Nâzım Hikmet’in “zararsız” gördükleri dizelerini ağızlarında çiğneye çiğneye kullandılar, hâlâ da kullanıyorlar. Şair bir bütündür Siyasilerin kendilerini milli, yerli, sevimli göstermek, kalabalıkları tavlamak için söyledikleri kimi Nâzım Hikmet dizelerinin aynilerini bir Türk ya da Kürt komünisti, solcusu, eylemcisi, muhalif yazarı söylese başına ne işler açılabilir, yasaklanır, coplanır, yaka paça gözaltına alınabilir... Ama siyasiler söyledi mi, sadece alkışlanır... Nâzım Hikmet’in vatanseverliğini, Kurtuluş Savaşımızın en muhteşem destanını yazmasını, aşk şiirlerinin, hasret şiirlerinin, barış şiirlerinin ve umut şiirlerinin önemini, olağanüstülüğünü hep ön plana çıkaranlar, bilerek ve isteyerek, komünistliğini yok saymaya çalışırlar. Oysa Nâzım Hikmet’in kişiliği de, eserleri de bir bütündür. Bir yanını kimi özelliklerini var sayıp yüceltip, işinize gelmeyenleri yok sayamazsınız. Şu son günlerde, 1987’de Adam Yayınları’ndan çıkmış Akşam Gazetesi için Osman Selim adıyla yazdığı kısacık makaleleri, fıkraları, düz yazılarını yeniden okuyorum. Ve o bütünlüğü her sayfada görüyorum. “Komünist oldum olalı, güzel sanatlardan beklediğim, istediğim şey, halka hizmetleri, halkı güzel günlere çağırmalarıdır. Halkımızın acısına, öfkesine, umuduna, sevincine, hasretine tercüman olmalarıdır. Sanat anlayışımda değişmeyen işte budur. Geri yanı boyuna değişti, değişiyor, değişecek. Değişmeyeni en dokunaklı, en usta, en faydalı, en güzel, en mükemmel ifade edebilmek için durup dinlenmeden değiştim, değişeceğim.”  O kitaptan bir alıntı daha. Günümüze çok uygun: “Karikatürüm yapıldı diye kızan adam, içinden gizliden gizliye, kendini, yapılan karikatürü gibi görendir.” SNaânzaımt VHaikkfmı’nedt aKültür ve Bu yıl 15 Ocakta Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nda farklı bir etkinlik var. Anımsayacaksınız, PEN Türkiye olarak Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ve Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği’yle ortak bir proje geliştirmiştik. Nâzım Hikmet’in “Kız Çocuğu” şiiri, 30 kadar dile çevrilip farklı ülke çocukları tarafından resimlerle yorumlanmıştı. Bunlar arasından seçilenler, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Sanat Merkezi’nde Metin Deniz’in düzenlemesiyle sergileniyor. Türkiye’den ve dış ülkelerden gelen resimleri, sergi açılmadan gördüm hayran kaldım. Bunların bir bölümü 2019 N. H. Ajandası’nda da yer aldı. Ajanda muhteşem oldu. (30 farklı dilde şiiri görmek bile heyecan verici) Sergi açılışını, “Barış İçin Müzik Orkestra ve Korosu”nun konseri izleyecek. Kurulduğu 2005 yılından bu yana on binlerce çocuk ve gence karşılıksız müzik eğitimi veren, barışın sesini müzikle yayan Barış İçin Müzik Vakfı bir mucize gerçekleştirdi ve kısa sürede festivallerin aranan müzik topluluğu oldu. Bu kez Nâzım Hikmet sevdalıları için ve bir kez daha hasretimiz için söyleyip çalacaklar. (Giriş ücretsiz. Ayrıtılar: N. H. Kültür Sanat Vakfı, Şişli. Tel: 0212 708 87 37) Yatar Bursa Kalesinde Şimdiden nice yıllara Nâzım Hikmet diyor sözü şaire bırakıyorum: Sevdalınız komünisttir on yıldan beri hapistir yatar Bursa kalesinde Hapis amma, zincirini kırmış yatar, en âlâ bir mertebeye ermiş yatar, yatar Bursa kalesinde. Memleket toprağındadır kökü, Bedreddin gibi taşır yükü, yatar Bursa kalesinde. Yüreği delinip batmadan, şarkısı tükenip bitmeden, cennetini kaybetmeden, yatar Bursa kalesinde. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle