14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 511 OCAK 2019 CUMA Saray’a koruma ordusuCumhurbaşkanlığı’na bağlı olarak Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğü kuruldu Cumhurbaşkanı’nın yardımcıları, bakanları ve idari işler başkanı da korunacak. Saray korumaları Cumhurbaşkanı’nın talimat verdiği herhangi bir kişiyi koruyacak. Koruma görevi hem maddi hem de manevi şahsiyetleri korumakla da görevli. 24Haziran seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı ile birlikte tüm devlet teşkilatını yeni sisteme göre dizayn eden 10 Temmuz tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nden dün kapsamlı bir değişiklik yapıldı. En dikkat çeken değişikliğe ise Cumhurbaşkanlığı teşkilatında imza atıldı. Buna göre Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’na bağlı olarak Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğü ku ÖMÜR BOYU BÜYÜKELÇİLİK! Kararname ile ayrıca, İdari İşler Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü, Başdanışmanlar, Danışmanlar ve genel müdürlerden büyükelçi unvanı alanların, bu görevlerinden ayrılsalar da Cumhurbaşkanı tarafından geri alınmadığı sürece büyükelçi unvanı taşımaya devam edebil meleri sağlandı. Cumhurbaşkanı yurtdışında isterse geçici olarak özel diplomatik temsilcilikler kurabilecek. Ayrıca Cumhurbaşkanı yabancı bir ülkede Türkiye’nin menfaatlarını koruyan bir devletin o ülkedeki temsilciliğinde geçici olarak temsilci görevlendirebilir. ruldu. Yapılan değişiklikle Cum n Bakanlara da Saray koru hurbaşkanlığı’ndaki mevcut Ko ması: Koruma Hizmetleri Ge ruma Daire Başkanlığı genel mü nel Müdürlüğü’nün görev çerçe dürlük seviyesine getirilmiş ol vesi dünkü kararnameyle geniş du. Koruma Hizmetleri Genel letildi. Cumhurbaşkanlığı koru Müdürü de Emniyet Genel Müdürü yetkileri ile donatılmış ola SİNAN TARTANOĞLU maları; Cumhurbaşkanı ve ailesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı cak. Müdür, hizmet yönünden yardımcıları, bakanlar ve Cum Cumhurbaşkanı’nın kendisine, ida hurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı’nı ri yönden ise Cumhurbaşkanlığı İdari da koruyacak. İşler Başkanı’na bağlı olacak. n Kimi isterse o: Saray korumala rı Cumhurbaşkanı’nın talimat verdiği herhangi bir kişiyi de koruyacak. n Manevi koruma: Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı daha önce sadece güvenlik sağlama, herhangi bir tehlike ve saldırıya karşı koruma hizmeti veriyordu. Yeni kararname ile Cumhurbaşkanlığı korumaları, Cumhurbaşkanı’nın, aile fertlerinin, yardımcısının, bakanların ve İdari İşler Başkanı’nın hem maddi hem de manevi şahsiyetlerini korumakla görevli olacak. Koruma görevi yurtdışında da gerçekleştirilebilecek. Korumalar, Cumhurbaşkanı’nın katıldığı program yerlerinde taşıt ve yaya trafiğini düzenleyecebilecek. n Özel Harekât polisleri: Daha önce parlamenter sistemin son Bakanlar Kurulu kararlarından biriyle Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde Özel Harekât Şube Müdürlüğü kurulmuştu. l ANKARA Tek gerçek: Amerika çekilecek ABD’nin Fırat’ın doğusundaki Suriye topraklarından çekilece ğini Donald Trump’ın açıklaması nın ardından bu ülkeden bir heyet Ankara’ya geldi ve gitti. Görüşme lerden arta kalanlar satırbaşlarıyla şöyle sıralanabilir. Türkiye, YPG’nin Münbiç ve diğer kontrol ettiği alanlardan çıkarılma sı yönündeki politikalarını aynı karar lılıkta savunuyor. Bu kapsamda IŞİD ile de mücadele etmeye hazır. Ancak temaslardan sonra netleşen tek bilgi var: Amerika Suriye’den çekilecek. Ne zaman, na sıl çekileceği soruları ise SERTAÇ EŞ henüz net değil. Türkiye ziyareti önce sindeki sözleri nedeniy le Ankara’da soğuk karşılanan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın başkanlığındaki heyetin te maslarından somut sonuç çıkmadı. Heyetler arasındaki dilin tonu da is tenen düzeyde değildi. ABD, bir süre “müttefik olarak çalıştıkları” YPG’nin yüzüstü bırakılıp gidilmesi izlenimin den rahatsız. Bu durum ABD’li heye tin temaslarına da yansıdı. Türk ta rafına, “YPG’yi yok etmeyi mi hedef liyorsunuz” mealinde soru sorularak fikir edinilmeye çalışıldı. Türk heye ti YPG’ye bakışını değiştirmeden “Bu konuda bir planınız var mı?” şeklinde karşılık verince, yeniden “Siz ne dü şünüyorsunuz?” yanıtını aldı. İki he yetin birbirini yoklama yaklaşımın dan bir sonuç çıkmış gibi görünmü yor. Bunun temel nedeni de ABD’nin henüz Trump’ın istediği çekil me planını hazırlamamış ol ması. Çünkü askeri bürok rasinin aklı hâlâ YPG’de... Ancak temasların taraf ları hatta YPG, çekilmenin kesin olduğunu algılamış du rumda. Bunun gerekçesi de, “ABD, artık askeri varlık bulunduracak dü zeyde Suriye ile ilgilenmiyor. Tek ne den IŞİD idi, o da sona yaklaşıyor. ABD’nin odaklanması gereken baş ka bölgeler ve konular var” şeklinde özetlenebilir. ABD’nin çekilme süresi bü yük olasılıkla Münbiç’te olduğu gi bi Türkiye’nin beklentilerini karşı lamayacak, hatta daha da uzayabi lir. Yine koalisyonun Suriye’nin Irak sınırındaki Hacin ve El Safa bölge lerini IŞİD’den bir an önce temiz lemek istediği bilgisini de vere lim. Türkiye’den beklenti ise bu böl genin diğer aktörlere kapalı tutul masını sağlamak yönünde. Çünkü ABD’nin çekilmesinden sonra Rusya ve İran’ın şanslarını deneyeceği dü şünülüyor. ABD, Fırat’ın doğusunda Deyr ez zor ve güneyinin çok uzak olduğu nu, Rakka, Tabga Barajı ve Münbiç bölgesinin Türkiye’nin etki alanı için gerçekçi olduğunu değerlendiriyor. Rusya faktörü ABD’nin kararının ardından YPG Esad yönetimi ve Rusya ile temasa geçmiş durumda. Kulislerde ABD beklentisinin karşılık bulmaması durumunda Türkiye’nin Rusya ile daha güçlü bir anlaşma yapabileceği de konuşuluyor. Türkiye, ABD çekilmesi sonrasında bölge için düşüncelerini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın makalesiyle tüm dünyaya duyurdu. Temasların ardından ABD, Türkiye ile işbirliği içinde çekilme için bir plan yapacak mı? Suriye’ye ilişkin ikincil hedeflerini nasıl koruyacak? Herkes birbirini kolluyor, herkes yeniden konumlanıyor... l ANKARA ABD güvencede ısrarlıOrtadoğu ziyaretine çıkan Pompeo, Ankara tarafından yalanlanan sözlerini tekrarladı Pompeo, Erbil’de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile görüştü. Ortadoğu turundaki ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, daha önce Ankara tarafından yalanlanmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeli Kürtler konusunda güvence verdiği yönündeki sözlerini tekrarladı. Tur kapsamında önceki günkü sürpriz Irak ziyaretinde, Bağdat’ın ardından Erbil’e geçen Pompeo, burada Suriye ve Türkiye ile ilişkilere dair açıklamalarını sürdürdü. Pompeo, “Bizimle birlikte savaşanların korunmasını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmamız büyük önem taşıyor ve Erdoğan taahhütlerde bulundu” şeklinde konuştu. Türkiye’nin, YPG kaynaklı güvenlik endişelerine de değinen Pompeo, “Erdoğan teröristlerin yaşamsal bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Türkiye’ye yönelik teröristlerden kaynaklı bir tehdit bulunduğunu kabul ediyoruz ve bu konuda çok destekleyici bir tutum içinde olacağız” ifadelerini kullandı. Erbil’de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve Başbakan Neçirvan Barzani ile görüşen Pompeo, IKBY ile Bağdat yönetimi arasındaki ilişkilerin düzelmesi için bir fırsat olduğunu söyledi. Pompeo daha sonra Mısır’da Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi ile görüştü. Mısır’da kafa karıştırdı Daha önce “Suriye’den askerlerimizi kesin olarak çekeceğiz” diyen Pompeo, Mısır’da bu kez “Trump Suriye’de yeniden askeri alanda etkinlik kurmayı düşünüyor ama umarım buna gerek kalmaz” ifadelerini kullandı. Pompeo’nun hedefinde İran da vardı. ABD’li bakan, “Son İran askeri Suriye’den çekilene kadar diplomatik çabalarını ve müttefikleriyle çalışmalarını sürdüreceklerini” belirtti. l Dış Haberler ‘Telefonda görüşeceğiz’Dışişleri Bakanı, ABD’li mevkidaşı Pompeo’nun Türkiye’yi es geçtiğini doğruladı Suriye’den çekilmeyi görüşmek üzere Ortadoğu turuna çıkan ve toplam 9 ülkeyi ziyaret edecek olan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Türkiye ile bu kararı telefonda görüşeceği ortaya çıktı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mike Pompeo ile yakın zamanda telefonda görüşeceğini açıklarken ABD’ye çekilme konusunda sözünü yerine getirme çağrısı yaptı. Çavuşoğlu, “ABD’nin çekilmemek için bahanelere sığınması doğru değildir. ABD söz verdiyse sözünde durmalıdır. Bizim YPG’ye yönelik harekâtımız ABD’nin çekilmesine ya da çekilmemesine bağlı değil” dedi. Pompeo haddini aştı Çavuşoğlu, dün bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Pompeo’nun “Erdoğan, bizimle birlikte savaşanların korunmasını konusunda taahhütlerde bulundu. Kürtlerle sorunu olmadığını söylüyor. Biz de bunun gerçekten böyle olmasını istiyo Çavuşoğlu, “ABD’nin çekilmemek için bahanelere sığınması doğru değildir. Bizim YPG’ye yönelik harekâtımız ABD’nin çekilmesine ya da çekilmemesine bağlı değil” dedi. ruz” sözlerini de değerlendiren Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı’nın “haddini aşan” ifadeler kullandığını söylerken “Hem çekilme kararı vereceksiniz, hem de çekilmemek için Türkiye’yi de suçlayıcı bahaneler bulmaya çalışacaksınız. Burada ABD geri vites yapmayı da öğrenmeye başladı sanırım. Bu kadar açık konuşmamız lazım çün Çavuşoğlu kü burada özellikle sahadakiler Türkiye düşmanlığını pompalamaya çalışıyor. Bu bizi rahatsız ediyor” dedi. “Bizim YPG’ye yönelik harekâtımız, operasyonumuz ABD’nin çekilmesine ya da çekilmemesine bağlı değil” diyen Çavuşoğlu, “Bu konuda da kimseden izin almayız. ABD çekilirken herhangi bir kar gaşa olmasın dediği zaman, tabii ki Cumhurbaşkanımız aynı zamanda başkomutan, ‘bir bekleme sürecine geçelim’ dedi. Ama bu iş uzatılırsa veya zamana yayılmaya çalışılırsa ‘Türkler Kürtler’i katledecek’ gibi yanlış ve saçma gerekçelerle gerçek olmayan söylemlerle bu işi savsaklamaya çalışırlarsa o zaman biz de bu kararımızı uygulamaya koyarız. Bunun da kararını, askerlerimizle beraber Sayın Cumhurbaşkanımız verecek” dedi. Çavuşoğlu, ErdoğanPutin görüşmesi konusunda halen Rusya’dan randevu beklendiğini açıkladı. l ANKARA Almanya’dan Türkiye’ye 18 BİN KİŞİLİK GÜVENLİK silah ihracatı üç kat arttı Alman Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’ye silah ihracatı OcakEkim 2018 arasında 2017’nin tamamına oranla üç kat arttı. Aynı dönemde Suudi Arabistan’a yapılan silah satışı da 50 milyon Avro arttı. Alman televizyon kanalı ZDF’in Ekonomi Bakanlığı’nın Sol Parti’nin soru önergesine verdiği yanıta dayandırdığı haberine göre, 2017’de Almanya’dan Türkiye’ye 62.3 milyon Avro değerinde silah satılırken, 2018’de ocak ile ekim ayının sonu arasındaki süreçte Türkiye’ye sa tılan silahların ederi 202.2 milyon Avro’ya çıktı. DW Türkçe’nin aktardığına göre, Bakanlıktan verilen yanıtta 2018’in ilk 10 ayında yapılan satışların “neredeyse hepsinin donanma ile ilgili mallar” olduğu belirtildi. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi nedeniyle Alman hükümetinin sene sonunda Suudilere silah satışını durdurmasına rağmen Suudi Arabistan’a 2018’in ilk 10 ayında, 2017’nin tümünden daha fazla silah satışı yapıldı. l Haber Merkezi GÜCÜ hazırlığı Rudaw’ın ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre koalisyon güçleri, Fırat’ın doğusunda oluşturulması planlanan idareye bağlı 18 bin kişilik yeni güvenlik gücü kurmayı hedefliyor. Bu güç içerisinde IKBY’den getirilmesi düşünülen 6 bin Rojavalı peşmergenin yanı sıra Suriye Demokratik Güçleri’nden de 10 bin kişilik güç yer alacak. Diğer 2 bin kişi de bölgedeki yerel güçlerden oluşacak. Habere göre terör örgütü YPG’nin, Rusya aracılığıyla Şam’a ilettiği projede ise Rojava yönetiminin kontrolündeki bölgelerin Türkiye’den korunması, Suriye’nin kuzeyindeki yönetim yapılarının anayasaya entegre edilmesi için bir formül bulunması ve ülkenin kuzeyi ile doğusundaki kaynakların adil dağıtımının sağlanması önerileri yer aldı. l Dış Haberler ‘Çalışmayan’ Gazeteciler Günü Gazeteciler artık ikiye ayrılıyor. Çalışan gazeteciler ve çalışmayan gazeteciler. Çalışan gazeteciler de ikiye ayrılıyor... İktidar için çalışan gazeteciler ve iktidara rağmen çalışan gazeteciler. Çalışmayan gazeteciler de ikiye ayrılıyor. Artık işbirlikçi olmayacağı için çalışmayan gazeteciler ve hapiste olduğu için çalışmayan gazeteciler. Bu durumda bir daha durup düşünmek gerekiyor; 10 Ocak bu şartlarda gerçekten “Çalışan Gazeteciler Günü” müdür? Yoksa iktidara rağmen çalışan ya da iktidar yüzünden çalışamayan gazeteciler günü müdür? Şu anda bu ülkede; Mesleki etik gereği arkadaşlarına destek veren... Savundukları basın özgürlüğü anlayışı için ellerini taşın altına sokmaktan çekinmeyen... Ve bu yüzden hapse atılan gazeteciler “çalışmıyorlar”. Haber yaparken bağımsız gazetecilik ilkelerini uyguladıkları için aylarca, yıllarca tutuklu yargılanan... Üstüne üstlük yıllar boyu kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmaya çalıştıkları, yarattığı tehlikeye dikkat çektikleri bir terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanan gazeteciler “çalışmıyorlar”. Tehditlerle bilenen sansür kılıçlarının açtığı yaralar yüzünden her geçen gün daha da çok kan kaybeden bu meslekte, korkusuzca doğruyu yazmaya, söylemeye devam eden gazeteciler artık iş bulamadıkları için “çalışmıyorlar”. İktidara muhalif bir avuç gazeteci ise kelle koltukta çalışıyor. Her an özgürlüklerini kaybetme tehlikesinde, kellelerinin alınabileceğini bile bile, ölümüne... “Çalışan” gazetecilere gelince... Onlar sadece iktidara çalışıyorlar. İktidarın ekmeğine yağ sürüyorlar. Kraldan çok kralcı yazılar yazıyorlar. Karaları aklamak için taraflı röportajlar yapıyorlar. Yalan haber yapmaktan, olmayanı var, olanı yok göstermekten utanmıyorlar. İktidarın onaylamayacağı hiçbir haber için kalem oynatmıyorlar. Yola getirdiği bu güruhun desteğinden güç alan Cumhurbaşkanı da 10 Ocak’ta hiçbir şeyden gocunmadan bir kutlama mesajı yayımlıyor. “Medyanın bağımsızlığını en iyi biçimde sağlama hususunda, hukuki düzenlemeler kadar, basın mensuplarının meslek ahlakına ve tarafsızlık ilkesine uymaları da önem taşımaktadır” diyor. “Medyamızın, meslek ilkelerini ve milletimizin hassasiyetlerini dikkate alarak, doğru bilgilendirme görevini en güzel şekilde yapacağına ve demokrasimize katkıda bulunmaya devam edeceğine inanıyorum” diyebiliyor. “Basın emekçilerinin Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyor, görevlerini yaparken vefat eden basın mensuplarına Allah’tan rahmet diliyor, bu vesileyle tüm basın çalışanlarını en kalbi duygularımla selamlıyorum” demeye cüret ediyor. O yüzden; Neredeyse her haftasında ardı ardına “öldürülmüş” bir gazetecinin yasını tuttuğumuz ve aydınlatılmayan o cinayetlerin hiç ama hiç verilmeyen hesabını hınçla sorduğumuz şu Ocak ayında... Ayın 10’u bundan sonra Çalışan Gazeteciler Günü değil; Çalışmayan, çalışamayan, çalıştırılmayan gazeteciler günü olmalıdır. Ve 57 yıl önce kazanılmış mesleki hakların karşılığı kalmayan mutluluğu... Artık yerini, gasp edilmiş haklara duyulan öfkeye bırakmalıdır. Eren Erdem’in tutuklanmasına itiraz Eski CHP milletvekili Eren Erdem’in, tahliye kararına savcının itirazı üzerine üst mahkeme tarafından yeniden tutuklanmasına ilişkin karara Erdem’in avukatları itiraz etti. Erdem’in tahliyesine savcının yaptığı itirazın duruşma savcının mütaalasıyla çelişkili olduğuna dikkat çekilen itiraz dilekçesinde, “Karara itiraz eden mahkeme savcısınca, esas hakkındaki mütalaanın verilmesi delillerin toplandığı, yargılamanın sonuna gelindiği, karartılacak bir delilin kalmadığını kanıtlamaktadır. Bu nedenlerle, mahkemenin tahliye kararına tutukluluğa dair yasada belirtilen gerekçeleri somut bir şekilde belirtmeden itiraz edilmesinin hukuki dayanağı yoktur. Bu durum, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkı ile yine aynı maddenin 2. fıkrasının ‘bir suç ile suçlanan her kişi kanun yolundan ortaya konuluncaya dek suçsuz sayılır’ amir hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir” ifadeleri yer aldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Yarkadaş, Yıldırım’a tazminat ödeyecek TBMM Başkanı Binali Yıldırım, www.barisyarkadas.com internet sitesinde ve birçok gazetede yayımlanan beyanlarında, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş’a açtığı davada,10 bin lira tazminat kazandı. Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi, tazminatın yasal faiziyle Yıldırım’a verilmesine karar verdi. l AA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle