25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 11 OCAK 2019 CUMA KÜLTÜREDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: FUNDA YAŞAR ER ‘Sanırım dönmeyeceğim...’ Yirmi dört yıl oldu. Kültür ve sanat yaşamımızda yeri asla doldurulamayan Onat Kutlar’ı 30 Aralık 1994’te yapılan insanlık dışı bir bombalı saldırının ardından, 11 Ocak 1995’te, henüz 58 yaşındayken yitirmiştik. Ben Onat’ı önce, Sinematek günlerinden hatırlarım. 1965 yılında Jak ŞaAyşe Emel lom ile birlikte kurduğu Mesci ve 1976’ya kadar yönettiği Sinematek’in önemini anlatmak için şu söylenebilir: İnternetsiz, cep telefonsuz bir dünyada, neredeyse televizyonsuz bir Türkiye’de, sinemaseverler Ekim devriminin efsane yönetmeni Ayzenştayn’ın “Potemkin Zırhlısı”nı, Pasolini’yi, Wajda’yı ve daha nice büyük yönetmeni ilk kez Sinematek sayesinde izlemişti. Filiz ve Onat Kutlar Onat ile 1993’te, ben sürgünden döndükten sonra gerçek anlamda tanıştık. 1989’da evlendiği ve çok sevdiği eşi, tiyatro sanatçısı Filiz Kutlar, benim ta konservatuvar yıllarından can arkadaşımdır. 1993’te döndüğümde, havaalanında karşılamaya gelenler arasında sevgili Ahmet Kaya ve Mine Kırıkkanat’ın yanı sıra Onat ile Filiz de vardı. Sonra beni gözaltına alıp Gayrettepe’deki Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. (Hiç unutmam, sevgili Fatma Girik o zaman Şişli Belediye Başkanı’ydı, içeri girmiş, “Arkadaşımı daha ne kadar tutacaksınız burada” diye sormuştu.) Her neyse, ikinci gün bıraktılar beni. Akşamüstüydü. O zaman Onat ve Filiz, “Gel seni güzel bir yere götürelim, İstanbul’a döndüğünü anla” dediler, aldılar beni Sultanahmet tarafında, çok güzel restore edilmiş eski bir Osmanlı evine, “Yeşil Ev”e götürdüler. Kahveye de Çelik Gülersoy’un restore ettiği o eve de bayılmıştım. (2014’te gazetede “Yeşil Ev”in satıldığını okuduğumda, içim cız etti.) Sonra yaklaşık 1 ay boyunca Gayrettepe’deki evlerinde misafir ettiler be Onat Kutlar’ı 30 Aralık 1994’te yapılan insanlık dışı bir bombalı saldırının ardından, 11 Ocak 1995’te, henüz 58 yaşındayken yitirmiştik. Onat Kutlar bugün saat 12.00’de Aşiyan’daki mezarı başında anılacak. FilizOnat Kutlar Assos gezisinde (Fotoğraf: Ömer Kavur) ni. Filiz ile inanılmaz bir beraberlikleri vardı. Onat Filiz’e öyle bir bakardı ki sanki yeni tanışmışlar sanırdınız, sevgileri huzur yayardı. 14 yıl sürmüş bir sürgünün ardından epey değişmiş ülkeme dönüşte, bir anlamda “yumuşak iniş” yapmamda onlarla yaşadığım bu hakiki dostluk dolu ve zengin birlikteliğin büyük payı olduğuna eminim. Ne çok sohbet ettik o süreçte. Sanat, kültür, edebiyat, tiyatro, anılar ama en çok sinema... Sinema Onat ses getiren senaryolarının (“Hakkâri’de Bir Mevsim” Ferit Edgü ile birlikte “Hazal”, “Yusuf ile Kenan”) yanı sıra, tanıdığım en değerli sinema eleştirmenlerinden biriydi. Hem derin bir sinema birikimi vardı (bir dönemin Antepli ve Adanalı edebiyatçılarında bu ortak bir özellik gibi, yaşamlarında sinemanın önemli bir yeri var), hem de edebiyatçı, şair, filozof kimliğini de kattığı eleştiri yazıları bilgi ve lezzet yüklüydü. O dönemde dağıtım işine Amerikan şirketleri girmeye başlamıştı; bu durum Onat’ı çok rahatsız Onat Kutlar çok sevdiği dostu Mustafa Göçmen ile birlikte. (Fotoğraf: Filiz Kutlar) ediyor, memnuniyetle karşılanmasına tepki duyuyordu. Bir gün oturmuş konuşuyorduk, Vecdi Sayar da vardı, Onat aşağı yukarı şöyle dedi: “Platolarımız yok. Sinemalarımız yok. Altyapı yok. Sinema sektörümüzün özgür ve özgün varlığını koruyabilmesi, kaliteli ve dışarıya açılabilecek ürünler vermesi için sermaye ve mekân sorunlarını çözmesi gerek.” Ben de onlara, 1974’te Güney Film’de katıldığım bir toplantıyı anlattım. Yılmaz Güney, Osman Tokcan, Süha Pelitözü ve şimdi ismini hatırlayamadığım başkaları da vardı. Yılmaz Ağabey şöyle demişti: “Önce dağıtım şirketimiz olmalı. Sonra sinemalar satın almalı, bir sinema zinciri kurmalıyız. Ancak o zaman kendi özgün filmlerimizi yapma olanağı bulabiliriz.” İlk konuşma 1974, ikincisi 1994 tarihli. Aradan yirmi yıl geçmiş, birçok şey değişmiş ama temel sorun değişmemiş. ‘İshak’ ve ‘Satraplar’ Onat, ülkemizin kültür ve sanat hayatının en az 3035 yılına (ben bu dönemi “İshak” öyküsünün yazıldığı 1959’dan başlatıyorum) çok çeşitli cephelerden değdi, izini bıraktı, birçok ilke imza attı. İstanbul’un kültürsanat yaşamına büyük bir zenginlik ka Onat Kutlar’ın 29 veya 30 Aralık 1994 günü çekilmiş fotoğrafı... (Fotoğraf: Filiz Kutlar) tan İstanbul Film Festivali’nde de İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın faaliyetlerinde de hep büyük katkıları oldu. Türkiye’ye dönmeden önce yaptığım son oyun olan ve 1993’te Avignon Festivali’nde sergilenen “Dünyaya Atılan Çığlık”ın videosunu seyredip çok beğenmiş, “Bu yeni bir şey” demiş ve İKSV Tiyatro Festivali’ne önereceğini söylemişti. Sonra bilmem neden, bir terslik oldu gerçekleşmedi proje. Ama Onat’ın oyunu beğenmiş olması yeterliydi benim için zaten. O arada bana “İshak”ı da verdi başka bir gözle okumam için. Hâlâ başucu kitaplarım arasındadır, “efsane” öykülerindendir hayatımın. Umarım bir gün bir şey yapabilirim “İshak” ile ilgili... Unutulmaz şiirler, dizeler de yazmıştı Onat, hep özgün, kendini çabuk ele vermeyen... “Satraplar”ı Onat’ın elinden çıktığı haliyle paylaşıyorum (Filiz’e çok teşekkür ediyorum): “Altımda geçmişin atı/Omuzlarımda/Saçlarının uzun yıllar ördüğü kaftan/karardı./Sanırım dönmeyeceğim/Sislere gömüldü çoktan eski günlerin/bulanık/tapınağı.” Beşinci evlilik yıldönümü Sonra 30 Aralık 1994 tarihine gelindi. Onat ve Filiz’in beşinci evlilik yıldönümüydü. Her yıl yaptıkları gibi Taksim’de, The Marmara Oteli’nin kafesinde buluşacaklardı. Ben o sırada Teşvikiye’de oturuyordum. Evde bir Yılmaz Güney belgeseli için çekim yapıyorlardı. Filiz’den telefon geldi, “Biraz vaktim var, uğrayayım mı sana?” dedi. Geldi, oturduk kahve içiyorduk. Huzursuzlandı Filiz, kahvesini yarım bırakıyordu, ısrar ettim, biraz daha tuttum. Sonra çıktı, o daha yoldayken önce Yasemin Cebenoyan’ı, 11 gün sonra da Onat Kutlar’ı sevdiklerinden, hepimizden koparan kalleş, insanlık düşmanı bomba patladı. “Sanırım dönmeyeceğim” demişti şiirinde sevgili Onat, dönmedi. Ama yapıtlarının ve bıraktığı silinmez izlerin yanı sıra, hayatın tadını çıkarmasını bilen ve bu isteği onunla aynı havayı soluyanlara da aşılayan özel ruhu, bir şey anlatırken ışıldayan gözleri, tüm yüzüne yayılan o tatlı gülümsemesi, paylaşmaktan aldığı tarif edilmez keyif hep bizimle birlikte. Onları bizden alamazlar. ‘AHşükzüvendür İDOB’dan iki eser YReledesğiirtmaeln.i’.nd.e Viyolonselde Mimar Sinan Gü zel Sanatlar Üniversitesi Devlet İstanbul’ İş Sanat’ın düzenlediği dinleti serisi, bu ay İstanbul Şiirleri ile devam edecek. Şiirler, eski bir iskeleyi imgeleyen dekorda ve müzik eşliğinde seyirciye sunulacak. Atilla Birkiye’nin hazırladığı, Mehmet Birkiye’nin sahneye uyarladığı, Serdar Yalçın’ın ise müzik yönetmenliğini üstlendiği şiir dinletisinde Tilbe Saran ve Hakan Gerçek; Nedim, Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nâzım Hikmet, Cevdet Kudret, Ahmet Muhip Dıranas, Ziya Osman Saba, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, Cahit Irgat, A. Kadir ve Cahit Külebi gibi önemli şairlerin şiirlerini seslendirecekler. İstanbul’a dair büyülü şiirlerin yer aldığı dinleti 14 Ocak Pazartesi günü, 17.00 ve 20.30’da iki seans olarak İş Sanat’ta gerçekleşecek. l Kültür Servisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin ‘Üç Aşk’ ve ‘Judith’ adlı modern yapıtları sanatseverlerle buluşuyor İstanbul Devlet Opera ve Balesi sezona, neoklasik ve modern eserlerden oluşan iki bale ile devam ediyor. İlk perde, P.İ. Çaykovski’nin mü ziği üzerine 2017 yılında David Sonnenbluck’un koreografisi ni İstanbul Devlet Opera ve Balesi için yaptığı ne oklasik bale “Üç Aşk” ile başlıyor. İkin ci perdede ise, Türkiye’den dünya ba le repertuvarına giren ilk ve tek eser olan “Judith” seyirci ile buluşacak. Çe tin Işıközlü’nün müziği üzerine 45 yıl son ra günümüz modern anlayışıyla Deniz Özaydın’ın koreografisini yaptığı bale, geçti ğimiz sezon prömiyerini yapmış ve büyük be ğeni kazanmıştı. “Üç Aşk” ve “Judith” 1516 Ocak, saat: 20.00’de Beşiktaş Belediyesi Sü GSL tarihine leyman Seba Kültür Merkezi’nde, 24 Ocak, saat: 20.30’da Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde, 1 Şubat saat 20.00 ve 2 Şubat saat: 16.00’da Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde ışık tutan sergi sürüyor izlenebilir. l Kültür Servisi İstanbul Araştırmala Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olan Seren Karabey’in; piyanoda ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Doktor Öğretim Üyesi olarak çalışan Evren Büyükburçlu Erol’un yer alacağı resital, sanatseverlerle buluşacak. Kadıköy Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek etkinlik, 12 Ocak 2018 Cumartesi 20.00’de ücretsiz olacak. İkili, programda Girolamo Frescobaldi, Ludwig van Beethoven, Robert Schumann, Gaspar Cassa do, Claude Debussy ve Caykovski’nin eserlerine yer verecek. l Kültür Servisi Cemal Süreya Maltepe rı Enstitüsü’nün, Türkiye’nin en köklü eğitim kurumları arasında yer alan Galatasaray Lisesi’ni mercek altına aldığı “Batıya Açılan Pencere: Gala ve Kadıköy’de anıldı tasaray Lisesi’nin 150 Yılı (18682018)” sergisi 23 Şubat’a kadar devam edecek. Tevfik Fikret tarafından “Batıya açılan pencere” olarak nitelendirilen İkinci Yeni şiirinin önemli isimlerinden usta Şair Cemal Sü mektebin tarihsel öyküsünü ve vizyonunu gözler önüne se reya, vefatının 29’uncu yılında ren sergi, Galatasaray Üniver Maltepe ve Kadıköy belediyele sitesi Kültür ve Sanat Merke ri tarafından düzenlenen prog zi Koleksiyonu ve Galatasaray ramlarla anıldı. Maltepe’de gerçekleşen an ma, Cemal Süreya’nın hayatından bahseden ‘Süreya’nın Cemali’ isimli film gösterimiyle başladı. Filmde Cemal Süreya’nın kendi sesinden hayat hikayesi, fotoğrafları ve şi rini ve ‘İkiye Hiçlik’ isimli şiirlerini katılımcılarla paylaştı. Yabancı şairler, Süreya şiirleri okudu. Aykurt Nuhoğlu, CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin’in yanı Üniversitesi Galatasaray Lisesi Arşivi ile mezunların koleksiyonlarından derlenen fotoğraf, film, efemera ve mektebin farklı dönemlerinde kullanılmış objeler gibi çeşitli orijinal malzemelerden oluşuyor. Sergi kapsamında düzenlenen küra Aydın Gün Teşvik Ödülü’nün sahibi Can Çakmur oldu İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği klasik müzik alanında gelecek vaat eden genç mur, 2012 yılından itibaren aralarında Alan Weiss, Arie Vardi, Ewa Kupiec, Leslie Howard ve Ro irleri perdeye yansıdı. Programa Almanya’dan ka tılan şair Elvira Kujovic, Cemal Süreya’ya adanan anma programına katılmaktan dolayı mutluluk duyduğunu söyledi. Kujovic, ‘Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız’ Cemal Süreya Kültür Sanat sıra Cemal Süreya’nın eşi Zühal Tekkanat, şairin arkadaşları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Etkinlikte konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu “Şiirin insanları mutlu, törlü sergi turları, 17 Ocak ve 7 Şubat tarihlerinde ücretsiz düzenlenecek. Katılımcılar bu turlarda sergiyi küratör İzzeddin Çalışlar eşliğinde gezerken, bir kamu kuruluşunun nadir rast müzisyenlere verilen Aydın Gün Teşvik Ödülü’nün sahibi, 22 yaşındaki piyanist Can Çakmur oldu. Can Çakmur’a ödülü 47. İstanbul Müzik Festivali açılış töreninde sunulacak. bert Levin’in de bulunduğu pek çok değerli sanatçıyla MendelssohnAkademie, The Holland International Music Sessions, LisztAkademiye Schillingsfürst ve burs da aldığı Liechtenstein Ulus Süreya’nın ‘Öyle Uzaktan Seviyo Derneği’nin “Laleli’den dünya huzurlu, kimlikli yaptığını dürum Seni’ isimli şiirini Almanca, ya doğru giden bir tramvayda şünüyorum. Şiir, müzik, sanat, lanan özerk kurumsallaşma öyküsüne şahit olacak. Beyoğlu 1997 yılında Ankara’da do lararası Müzik Akademisi gibi ğan Can Çakmur, piyano eğitimi akademilerde çalışma imkânı bul ‘Mektuplarımız’ isimli şiirini İngi yız” mısralarından yola çıkarak hikâye, roman yani edebiyat lizce olarak okudu. Romanya’dan düzenlediği etkinliğe ise CHP ve sanatla büyüyen bir neslin, Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, pazar gün ne Leyla Bekensir ve Ayşe Kap du. Halen eğitimine Hochschule tan ile başladı. 20092015 yılla für Musik Franz Liszt Weimar’da Ion Cristofor Ljubliana ‘Uyku Hap Genel Sekreteri, İstanbul Milları’, ‘Deniz Kızı’, Maria Pal, Türk letvekili Mehmet Akif Hamza çağdaş güzel bir Türkiye yaratacağını biliyorum” dedi. leri hariç haftanın her günü 10:00 19:00 saatleri arasında rı arasında Emre Şen, Jun Kanno Grigory Gruzman ve Belçika’da ve Paris’te Schola Cantorum’da Diane Andersen ile devam et şair Ayten Mutlu için yazdığı şii çebi, Kadıköy Belediye Başkanı l Kültür Servisi gezilebilir. l Kültür Servisi Marcella Crudeli ile çalıştı. Çak mektedir. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle