14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 10 OCAK 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Onurlu Ayrıntılar yaşamak için! “Kabataş Yalanı” hâlâ belleklerde olmasına karşın, kolaylıkla benzer türden söylemler iş yapıyor, belli ki seçim sürecinde ağzına geleni söylemeye devam edecek RTE. Oyuncu Deniz Çakır’ı doğrudan hedef gösteren söylemini hafife almayın, demek öyle bir güce erişti ki RTE, karşısında hakiki düşman bulamadığı için mikro düzeyde, sanal “düşman” yaratmak zorunda artık. “Başörtülü bacıma saldırdılar 2” vakası diyeceğimiz bu durum üzerinde durmak lazım. Trafikte, pazarda günlük sıradan meselelerden ötürü biriyle tartışmaya girebilir insan. Hele de bizim ülkemizde, herkes burnundan solurken bu olasılık iyice yüksek. Eğer karşınızdaki kişi sizinle başa çıkamıyorsa “Kılığıma kıyafetime hakaret etti” ya da “Bakın bu FETÖ’cü” diye bağırabilir. Muhtemelen çevrede olaya tanık olanlar “Aman bu pislik bana bulaşmasın” diye çoktan sıvışmış olacağı için bir başınıza kalırsınız ortada. Pazarda kuyrukta bekleme itişmesi, kırmızı ışıkta yer kapma kapışması terör suçuna dönebilir aniden! İftira, ispiyon günlük sıradan durumlardan artık! HHH Yandaş medyanın kalemşorları, ekran hokkabazları çoktandır tetikçilik görevi yapmaktalar. Gülencilerle iş tuttukları sosyal medya paylaşımlarından, geçmiş yazılarından, söyleşilerinden açığa çıkan tipler, yaşamını bu gerici çetelerle mücadeleye adamış insanları kolayca hedefe koyuyor. Neden? Çünkü yaptırım yok, ölçü yok, kural yok, adalet yok! Bir tür günah çıkarma çabasındalar. Bu tiplerin herhangi bir ilkesi olmadığı için, her dalkavuk gibi yalanda, pespayelikte sınır tanımıyorlar. Hele birini salı grupta hedefe koyduysa RTE, azgın biçimde vurdukça vuruyorlar! “Mozart, Beethoven dinlemeye devlet başkanını zorlamak faşistliktir” söylemi Rutkay Aziz’e yönelik gibi görünse de, esasen çağdaş yaşamı benimsemiş herkesi hedefe koymaktadır. Bu da geçiştirilecek mesele değildir. Aydınlanma çabası vermiş, büyük oranda başarmış cumhuriyet kadroları, özellikle müziğin insan yaşamındaki yerini iyi biliyordu. Devrimci kadroları “iki ayyaş” diye aşağılamak rastlantı değildi elbette. AKM’yi yıkarken, Taksim’de dev cami yapmak da simgeseldir. HHH Burada parantez açmak gerek. Olay Fazıl Say’ın RTE’yi konserine davetiyle başladı. Bunun üzerine Rutkay Aziz yumuşak bir eleştiri yaptı. Dünyanın her yanında makul sayılacak ifadesine karşılık “faşist” oluverdi aniden. Göreceksiniz olay daha büyüyecek. RTE konsere gideceğini bildirdi. Oraya kaç bin kişilik koruma kadrosuyla gidecek mesela? İçeri girdiğinde, dinleyiciler nasıl tutum takınacak? Ayağa kalkacak mı izleyiciler ya da kalkmayanlar “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılanacak mı? Dahası, RTE kulise gidecek mi? Ya da sahneye çıkıp izleyiciye seslenecek mi? Bitmedi. RTE eğer Fazıl Say’ı saraya davet ederse, acaba dünyaca ünlü besteci nasıl tutum takınacak? Yazın kenara ciddi sorular bunlar ve seçim süreci için hepsi malzeme. HHH Diyeceğim; artık kimsenin gizlenme olanağı yoktur. İster ev kadını, emekli, kendi halinde memur olun; ister oyuncu, gazeteci, akademisyen, siyasetçi fark etmiyor RTE için. Kendi gibi düşünmeyene “müsvedde”, “faşist” demekte beis görmüyor. O söyleyebilir, sizin yanıt verme hakkınız yok. Dava açsanız, buna bakacak mahkeme de yok! Bu içler acısı durum devletin çürümüşlüğünün göstergesidir. Uygar memleketlerde hukuk yurttaşları iktidarlara, güçlülere karşı korur. Bizde bağımsız olması gereken mahkemeler sarayın kolluk gücü gibi davranıyor. Bunca söz niye? Kişiliğinden, yaşam biçiminden, değerlerinden ödün vererek soluk alma olanağı kalmadı artık kimsenin. Eğer yemek, içmekse yaşamak sözüm yok kimseye. Onurunu, haysiyetini korumak isteyen herkes haksızlıklar karşısında sorumluluğunu bilmelidir.  Basın Konseyi’nden Ahmet Hakan’a uyarı Basın Konseyi, gazetemiz yazarı Mine Kırıkkanat hakkında yazdığı yazılar nedeniyle Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın ‘uyarılmasına’ karar verdi. Kırıkkanat, ‘Yok birbirinden farkı: Misvak ve Kırıkkanat’ ve ‘Kadir Kırıkkanat, Mine Mısıroğlu’ başlıklı yazıları nedeniyle Ahmet Hakan hakkında Basın Konseyi’ne şikâyette bulundu. Başvurusunda Hakan’ın, köşesinde kendisine hakaret etmeyi alışkanlık haline getirdiğini belirten Kırıkkanat, “Ahmet Hakan’ın yazısında; son zamanlarda Atatürk’e açıkça hakaret eden, bu konuda pervasızca davrandığı görülen birisiyle beni eşdeğer bir anlayışla değerlendirmesi, başlı başına bir kusurdur. Yazıda kullandığı ‘çığırtkan’, ‘hezeyan seviyor’ gibi tanımlamalar ise yazının amacını aşan gereksiz tanımlamalardır” ifadelerine yer verdi. Basın Konseyi Yüksek Kurulu 14 üyenin katılımıyla yaptığı toplantıda, Ahmet Hakan’ın Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden dolayı oy çokluğuyla ‘uyarılmasına’ kararı verdi. l İSTANBUL ‘Gazeteciler özgür olmalıdır’Gazeteciler Günü’nde gazetecilerin örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılması istendi Ayrıntılar Ayrıntılar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’de son 10 yılda çalışan gazetecilerin üçte biri işsiz kaldı. Çalışabilen gazetecilerin ise çoğu Basın İş Yasası kapsamında değil ve yoksulluk sınırında maaş almaktadır. Gazeteciler, ekonomik ve sosyal haklarını kullanamamakta. Avrupa’da yüzde 25 olan sendikalaşma oranı Türkiye’de yüzde 6. Gazetecilik ‘suç’ olarak tarif edilmekte ve gazeteciler hedef gösterilmekte. 1 Ocak 2016 ile 29 Kasım 2018 tarihleri arasında 1954 basın kartı iptal edildi. Yayın yasakları, para cezaları, açılan davalar, gözaltılar, tutuklamalar, sansür, oto sansür artık günlük olaylar haline geldi. 142 gazeteci ise cezaevinde. Gazetecilik mesleğini suç gören anlayıştan vazgeçilmeli, tutuklu gazeteciler özgür bırakılmalı, gazetecilerin çalışma ve örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalı” denildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) da Türkiye’nin 180 ülke arasında ba ERDOĞAN TUTUKLU GAZETECİLERİ GÖRMEDİ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında tutuklu gazetecileri ve AKP döneminde muhalif basına yönelik yoğun baskıyı görmezden geldi. Erdoğan son 16 yılda Türk basınının zenginleştiğini, daha demokratik ve özgürlükçü hale geldiğini savundu. Erdoğan mesajında, “Tu¨rk bası nı, ne yazık ki demokrasimizin kesintiye ugˆradıgˆı, hak ve o¨zgu¨rlu¨klerin askıya alındıgˆı vesayet do¨nemlerinde c¸ok ciddi baskılara ve magˆduriyetlere ugˆramıs¸tır. Son 16 yılda u¨lkemiz genelinde hayata gec¸irilen reformlar, Tu¨rk basınının zenginles¸mesine, c¸es¸itlenmesine, daha demokratik ve o¨zgu¨rlu¨kc¸u¨ bir yapıya kavus¸masına vesile olmus¸tur” dedi. sın özgürlüğü sıralamasında 156. sırada yer aldığına dikkat çeken açıklamasında “10 Ocak uzun süredir gönül rahatlığıyla kutlanamıyor. Gazetecilerin yüzde 30’unun işsiz, düşük ücretlerle çalışanlarınsa güvencesiz olduğu, meslektaşlarımızın tutuklu bulunduğu, haberlereyorumlara yüzlerce davanın açıldığı bir dönemde bayram kutlamayı uygun bulmuyoruz. Demokratikleşmeye, çoksesliliğe, özgürlük ortamına götüren reformlardan haberimiz yok. Abdi İpekçi’lerin yolunda, 1961 ruhuyla, güçlü gazetecilik için güçlü Sendika!” ifadelerine yer verildi. CHP’li vekillerden mesaj CHP Milletvekili Veli Ağbaba da partisi adına yaptığı yazılı açıklamasında muhalif gazetecilerin bir bir işlerinden olduğunu belirterek, “Böyle bir ortamda Gazeteciler Günü’nü kutlamanın gazetecilere yapılacak bir saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Kutlamak yerine Hasan Tahsin’leri, Uğur Mumcu’ları, Metin Göktepe’leri saygıyla anmak ve çalışan gazetecilere örgütlenme ve güçlü olma çağrısında bulun mak istiyorum” dedi. CHP milletvekili ve gazeteci Utku Çakırözer ise “Gazeteciler baskı, sansür, soruşturma ve tutuklamalarla karşı karşıya bırakıldıklarından günlerini bile kutlayamıyor. Şu anda tutuklu gazeteci sayısı 142. Bunlardan biri de gizli tanık ifadesiyle 194 gündür haksız, hukuksuz tutuklu olan Eren Erdem. Türkiye tutuklu gazeteci sayısı açısından Suudi Arabistan’ı bile geçmiş durumda” dedi. CHP milletvekili İrfan Kaplan da AKP iktidarında Türkiye tarihinin en baskıcı, sansürcü, kısıtlayıcı döneminin yaşandığını, iktidarı her eleştiren gazetecinin terörist ilan edildiğini söyledi. CHP milletvekili Orhan Sümer de “10 Ocak, artık gazeteciler için adeta bir matem gününe dönüşmüştür” dedi. Eski CHP milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş ise “Gazeteciler, tarihin en ağır baskılarını yaşıyor. Kurmaca davalar ve yandaş mahkemeler gazetecilere nefes aldırmıyor. Gazeteciler, 2018’de kapkara bir tablonun içine hapsedildi” dedi. l İSTANBUL Eğitime değil namazaMEB yarıyıl tatilinde çocukları camilere taşımaya hazırlanıyor OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yarıyıl tatilinde de çocukları camilere taşımak üzere dinci vakıf ve derneklerle protokol imzaladığı ortaya çıktı. Protokol kapsamında 613 yaş arası çocukların beş vakit namaz kılmak için camiye götürüleceği, cemaate yetişmeleri ve duaları ezberlemeleri durumunda puan kazanarak yarışmaya katılacakları öğrenildi. Eğitim alanını dinselleştirmek için her türlü adımı atmaya devam eden MEB, tatillerde de çocukları tarikat ve cemaatlere emanet etmeye devam ediyor. Bakanlık, okullarda “Kuran ve Sünnet Bütünlüğü” konulu bilgi yarışması adı altında, ‘cinsel istismar’ hikâyesi bulunan kitap dağıtımı için izin verdiği Server Gençlik ve Spor Kulübü’yle yeni bir işbirliği protokolü daha imzaladı. MEB ile dernek arasında imzalanan “Haydi Çocuklar Camiye Projesi”nin amacı hakkında “Hedefimiz ‘Ağaç yaşken eğilir’ atasözünden yola çıkarak çocuklarımıza camide cemaatle namaz kılma şuuru kazandırmak, camilerimize gitmenin milli ve manevi sorumluluğumuz olduğu bilincini vermek ve güzel ahlaklı nesiller yetişmesine katkı sağlamaktır” denildi. Projenin, 81 ildeki 2 bin 500 camide gerçekleştirileceği belirtildi. Vakfın hedefinin Türkiye genelinde 50 bin çocuğa bu dönemde ulaşmak olduğu öğrenildi. Fatiha bir puan Yarışma şeklinde düzenlenecek projede, çocukların katıldıkları namazlar ve ezberledikleri surelerden puan kazanması planlandı. Projeye katılacak çocuklar her namaz vakti için farklı puanlar toplayacak. Sabah namazı 10 puan, öğle namazı, ikindi namazı ve akşam namazı 5 puan, yatsı namazı ise 8 puan olarak değerlendirilecek. Ayrıca 67 yaş “A kategorisi”, 8910 yaş “B kategorisi”, 111213 yaş çocukların da “C kategorisi” olarak değerlendirilecek. Yarışmada A grubu için 7, ikinci grup için 16 ve C grubu için de 23 sure belirlendi. Camide yoklama Ayrıca çocukların puan kazanabilmek için her katıldıkları namaz sonrası cami görevlilerinin yoklamasına katılması da öngörüldü. Bu kapsamda çocukların farklı camilerde namaz kılması durumunda ise cami görevlisi ile görüşerek asıl kayıtlı olduğu camideki görevlinin bilgilendirilmesi istendi. l ANKARA FETÖ hayranlığına müebbet istendi SEYHAN AVŞAR FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’e, yazdığı bir kararda “Mehdi” değerlendirmesini yapan, daha sonra ise meslekten ihraç edilerek tutuklanan eski hâkim İlhan Karagöz’ün yargılandığı davada mütalaa verildi. Savcı sanık Karagöz’ün “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapsini istedi. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanık Karagöz Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, sanık İlhan Karagöz’ün Balyoz davasında bilirkişi olarak görev yapan TÜBİTAK çalışanlarının yargılandığı davada ise hâkimlik yaptığına dikkat çekti. Karagöz duruşma tarihinden önce taraf avukatlarının haberi olmadan duruşma açtığının ve karar yazdığının aktarıldığı mütalaada sanık Karagöz’ün bu kararında, Fethullah Gülen’i “mehdi” diye nitelendirdiği kaydedildi. Mütalaada sanık Karagöz’ün darbe girişiminden 11 gün önce verdiği kararında, Risalei Nur’dan örnekler verdiği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hükümete karşı darbeye teşvik ettiği de öne sürüldü. Açıklanan mütalaada Karagöz’ün “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi; “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan ise 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi istendi. Mahkeme heyeti sanığın mütalaaya ilişkin savunma yapması için duruşmayı erteledi. l İSTANBUL Tazminatları ödemek için evini satan Kılıçdaroğlu’na mali destek geliyor CHP tazminat fonu kuracak MAHMUT LICALI CHP Meclis Grubu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı davalar nedeniyle CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ödemek zorunda kaldığı tazminatları karşılamak üzere fon oluşturdu. CHP’li bütün milletvekillerinin katılması durumunda fonda 1,4 milyon TL para toplanacak. CHP’nin dün gerçekleşen kapalı grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın art arda tazminat davası açtığı CHP lideri Kılıçdaroğlu için fon oluşturulması kararlaştırıldı. Toplantının başında konuşma yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un “Mahkemelerin heyetleriyle oynanarak Genel Başkanımız için ağır tazminat cezaları veriliyor. Genel Başkanımızı bu noktada maddi cezalarla susturma gayretlerine asla izin vermeyeceğiz” dediği öğrenildi. Özkoç’un Kılıçdaroğlu’nun evini satmak zorunda kaldığına işaret ederek, “Genel Başkanımızın çalışma arkadaşları olarak biz bu sorumluluğu göstermeliyiz” dediği belirtildi. Özkoç’un ardından söz alan bazı milletvekilleri, bu uygulamanın benzer durumdaki milletvekilleri için de yapılmasını önerdi. Özkoç, kapalı grup toplantısının ardından yaptığı açıklamada fon oluşturma kararını Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dışında aldıklarını belirtti. İktidarın baskıcı ve zulmedici davranışlarının sürdüğünü kaydeden Özkoç, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun baskılara kar şı hiç geri atmadığını belirterek, Milletvekilleri bugün bir araya gelerek tarihe not düştüler. Bütün bu zorluklarla onu durduramazsınız, engelleyemezsiniz” diye konuştu. Toplantıda alınan karar kapsamında parti grubunun hesabında toplanmak üzere bütün milletvekillerinden 15 Ocak’ta 5 bin TL, 15 Nisan’da 5 bin TL olmak üzere 10 bin TL toplanması kararlaştırıldı. Kılıçdaroğlu, Man Adası’na para transfer edildiği iddialarıyla ilgili üç davada kararlar henüz kesinleşmemesine karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları icra sürecini başlatmıştı. Kılıçdaroğlu bunun üzerine üç ayrı dava için toplamda 909 bin TL yatırmıştı. l ANKARA Karlov davasında ikinci duruşma Kilit isimler konuşmadı Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin açı lan davanın ikinci duruşması dün görül dü. Eski MİT’çi Vehbi Kürşad Akalın, ör güt abisi eski BTK çalışanı Hüseyin Kötü ce ile katil Mevlüt Mert Altıntaş’ın ev ar kadaşı Sercan Başar, savunmalarının ha zır olmadığı gerekçesiyle süre istedi ve konuşmaktan kaçındı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Karlov’u öl düren polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın Polis Okulun da sınıf abisi olduğu öne sürülen tutuklu sanık Ka an Bülbül, savunmasında suçlamaları reddetti. Kim Karlov seyi FETÖ evlerine sohbete götürmediği ni iddia eden Bülbül, o dönem sohbetlere gelen Hamza kod adlı Burak Yumuşak ile olan 300 konuşma kaydını (HTS) kabul etmedi. Bülbül, Mevlüt Altıntaş ile okudu ğu dönemdeki 6 HTS kaydını ise “Aynı sı fını paylaşmamızdan kaynaklı belki ders le ilgili aramış olabilir. İki sene içinde 6 defa arama söz konusu” dedi. Altıntaş’ın bir dönem örgüt abiliğini yaptığı ve radikalleşmesine neden oldu ğu savunulan eski polis tutuklu sanık Ra mazan Yücel, Karlov suikasti olduğu sıra da FETÖ’den 15 aydır tutuklu olduğunu belirterek, iddiaları kabul etmedi. Yücel, “20132016 arasında Demetevler’de otu ruyordum. O da o bölgede oturuyordu. Onunla aynı baz istasyonundan sinyal vermemiz normal” dedi. Yücel, Altıntaş’ı ve Şahin Söğüt’ü tanımadığını kaydetti. Tutuklu sanık Salih Yılmaz da suikast olduğunda iki aydır cezaevinde olduğunu belirterek, Altıntaş’a suikast talimatı ver mediğini söyledi. FETÖ üyeliğinden 13 yıl hapis cezası alan tutuklu sanık Ahmet Kı lıçarslan, suçlamaları kabul etmedi. l ANKARA/Cumhuriyet Usulsüz dinlemeye 159 yıl hapis cezası Cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç’in de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenilmesi davasından dosyası ayrılan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek’in davası dün Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanığın cezalandırılmasını talep etti. Şimşek, “haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “resmi belgede sahtecilik”, “haksız arama”, “konut dokunulmazlığı ihlal” ve “kişisel verilerin kaydedilmesi” suçlarından 159 yıl 2 ay 25 gün hapis cezasına çarptırıldı. l AA Yönetmen Kazım Öz’e dava açıldı Yönetmen Kazım Öz hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla hazırlanan iddianamede, Öz’ün 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi istendi. “Fotoğraf”, “Bahoz” ve “Zer” filmleriyle tanınan Öz, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen “terör soruşturması” kapsamında 24 Kasım’da Tunceli’de gözaltına alınıp, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılmıştı. Tutuksuz sanık Öz hakkında hazırlanan iddianame, 9. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, 2010 yılında Ankara’da terör örgütü PKK’ye yönelik düzenlenen operasyonda bulunan flaş bellekte bulunan bir dosyada Öz’ün de isminin geçtiği aktarıldı. l AA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle