14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
spor EDİTÖR: CUMHUR ÖNDER ARSLAN TASARIM: ERSİN ÖZTEKİN 131 OCAK 2019 SALI Arif Kızılyalın Beklentiler! Eski yılın son günleriydi... Gazeteler büyük “müjde” diye duyurdu. Türk futbolunun içinde debelendiği borç girdabı bitecek ; “Bankacılık” sayesinde kurtulacaktı sporumuz... Cumhuriyet dışında, tüm yayın organları, “Tarihi anlaşma.. Türk futbolunu kurtaracak hamle..” vb. başlıklar attı; koca koca yazarlar, aynı zamanda patronları olan Yıldırım Demirören’in kamuoyuna sunduğu projeyi anlata anlata bitiremedi. Sadece Cumhuriyet çekince ile yaklaştı; çünkü, TFF üzerinden yapılan açıklamada, Türk futbolunun 14.5, 15 milyarlık borcunun toplanacağı havuzun ne eni belliydi, ne boyu.. “Ayrıntılar sonra açıklanacak..” denmişti. Eskilerin bir deyimi vardır, “Kervan yolda düzülür” diye.. TFF ile Türkiye Bankalar Birliği de “Biz, çocuğun adını koyalım da gerisi nasılsa gelir” demiş galiba! Aklı başındaki kulüp yöneticileri, ekonomistler, futbol ve ekonomi insanları ise bu yöntemi pek “uygulanabilir” bulmadılar. Muhalefet partilerinin sporcu ve ekonomist kökenli isimleri “Sistem iyi de sıcak para nereden gelecek” dediler ki haklıydılar. Öncelikle bugünkü ekonomik şartlarda 14.5 milyarlık borcu kapayacak bir babayiğit yok. Tek çözüm örtülü ödenek ya da devlet bankalarından alınacak uzun süreli kredi gibi gözüküyor. Uzun vadeli kredi yolu seçilecekse bu yeni bir şey değil, geçenlerde Galatasaray banka borcunu daha uygun şartlarda alınan kredi ile uzun zamana yaydı. Eğer birileri 14.5 milyarı kapamayacaksa, Amerika’yı yeniden keşfetmeye, yeni Kristof Kolomb’lara gerek yok. Zaten UEFA’nın Finansal Fair Play dayatması Demokles’in kılıcı gibi Türk futbolunun tepesinde. Yani TFF’ye de gerek yok, Türkiye Bankalar Birliği’ne de. Zaten kazandığın kadar harcamazsan cezayı yiyorsun! Bizim necip Türk medyası ne yazık ki duymadım, görmedim, susuyorumu oynadı bu konuda; ne diyelim, maksat spor olsun! 2018’i işte bu kandırmaca ile kapadık. Peki ilk saatlerini yaşadığımız 2019’dan ne bekliyoruz? Öncelikle, “Hak, hukuk, adalet..” Yani bizim coğrafyada olmayan şeyler istiyoruz. Örneğin, İstanbul’u 20 küsur yıldır yöneten zihniyet (RP, AKP vb..), tarihleri tanzimata dayanan Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin karşısına Başakşehir gibi “Belediye destekli” bir yapı çıkartmasın yeni yılda. Onlara aktaracağı kaynakları, “eş dost kulübü” görünümündeki bir projeye yatırmasın! Çünkü bu 3 büyüklerle Beykoz, İstanbulspor, Taksimspor’u İstanbul’un gerçek sahipleridir, bu ülke için kanlarını canlarını Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da bırakmışlardır! Yine önümüzdeki günlerde 6222 sayılı spor sahalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin yasa yeniden düzenlenecek; kanun yapıcılar lütfen “özgürlükgüvenlik” dengesini iyi kursun, tribünlerden soğutmasın sporseverleri. Stada, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” pankartı asmak isteyenler 1 yıl ceza yemesin! Ve belediyeler, yasa gereği spora aktarmak zorunda oldukları kaynakları, sadece “Yandaşcandaş” gruba değil, herkese eşitçe dağıtsın. Mesela, siyasetten uzak duran bir kulübe, “Gelin malzeme yardımınızı AKP Gençlik Teşkilatından alın, oturur çay kahve içeriz” dayatması yapılmasın 31 Mart öncesi!. Ve “Martın Sonu Bahar” sloganı ile yola çıkan CHPİYİ Partili adaylar, lütfen, “İlçemizdeki falanca takımı Süper Lig’e taşıyacağız” vaatlerinde bulunmasın. Desinler ki, “Binde 8’lik spor payını, halka, bölge insanına spor yaptırmak, spor ruhu oluşturmak için harcayacağız. Kadıköy gibi, Bakırköy gibi, Kartal gibi, parklarımızı, bahçelerimizi, spor yapmak isteyen yurttaşlarımıza açacağız. Sancaktepeli de, Sultanbeylili de Kadıköylü gibi özgürce yürüyecek, spor yapacak..” Çok şey mi istedim bilemedim, ama bir isteğim var; kavgasız, gürültüsüz, özgür, hak, hukuk ve adaletin hüküm sürdüğü bir 2019! KOCAELİ ALTILI GANYAN 126 32 846 32 31 3 A54D AN4A ALT13IL5I G ANYA4N7 32 2411 86 214 431 11 745 815 3 ‘bankacılıkla’ EkonomistTuğrulAkşarTFFTBB birlikteliğini C için yazdı, kurumsal ve futbol kurtulmaz!profesyonelyapıyadikkatçekti TUĞRUL AKŞAR Geçen hafta yazılı ve görsel medyada, özellikle de Demirören grubunda “Türk futbolu için büyük proje” başlığıyla yayımlanan haberlerde, “Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) borç krizi içindeki kulüpler için” ortak bir projeye başlayacakları duyuruldu. Söz konusu habere göre, borç batağı içindeki futbol kulüplerini, içinde bulundukları finansal dar boğazdan çıkartabilmek için TFF, Bankalar Birliği ile geliştirecekleri projeyle kurtarmaya çalışacak. Detayları daha sonra açıklanacağı ifade edilse de basına sızan detaylarda kulüplerinin borçlarını ödemeye yönelik bir varlık havuzu oluşturulacak, kulüpleri finansal olarak denetleyecek ve takip edecek bir üst kurul kurulacak.  Oysa sorunlar derin! İçeriği belli olmadan Türk medyasının alkışladığı bu proje öncesi ise futbolun mali sorunları tavan yapmış durumda. 1990’ların başından itibaren giderek parasallaşıp ticarileşen ve bunun sonucunda da endüstriyel bir karaktere bürünen futbol, doğal olarak Türk futbolunda da yapısal dönüşümlere yol açtı ve sorunları beraberinde getirdi. Bu sorunlar, kurumsal yönetim yetersizliği, yanlış şirketleşme ve halka arzın yarattığı sorunlar, örgütlenme sorunları (yetersiz kalan Dernekler Kanunu), devletin futbola sponsorluğunun artarak devam etmesinin neden olduğu sorunlar, kontrolsüz transfer harcamaları, ölçüsüz ücret, maaş ve prim, personel harcamalarının astronomik artışı, kulüplerin artan borçları, ekonomik konjonktürün olumsuz etkisiyle artan finansman maliyetleri, faaliyetlerinden kâr yaratamayan kulüplerin giderek artan zararları sonucu, kulüplerin özkaynaklarını yitirmeleri gibi ekonomik ve finansal sorunlardı. Bu sorunlar nedeniyle Türk futbolu finansal olarak irtifa kaybederken, devlet sponsorluğu ve yönlendirmesi sayesinde ekonomik olarak gelirlerini artırdı. Burada paradoksal bir durum var. Futbolda ekonomik olarak refah seviyesi arttıkça, finansal olarak dip yapmış durumdayız.  Ters orantılı büyüme! Türk Futbolunun ekonomik büyüklüğü 3.5 milyar TL’ye yükselirken, toplam kulüp borçları 14.5 milyar TL’ye ulaşmış durumda.  Futbol kulüplerimizin birikimli zararları 5.5 milyar TL’yi geçerken, buna bağlı oluşan özkaynak açıklarıysa 6 milyar TL civarında. Toplam varlıkları borçlarını karşılamakta yetersiz kalan kulüplerin önemli bir kısmı sadece naklen yayın gelirlerine bağlı bir gelir yapısına sahip. Ortalama seyirci sayısı 14 bin dolayında olan kulüplerde, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un seyirci sayısını düştüğümüzde bu ortalama 4 bin seviyesine geriliyor. Son bir yılda artan finansman maliyetleri ve oluşan kur farkları nedeniyle kulüplerin finansal borçları en az yüzde 40 artış kaydetti. 3 temel açık Kulüplerin genel konsolide mali tabloları bize üç açığın bir arada olduğunu gösteriyor. 1. Kulüplerin dönen varlıkları, kısa vadeli borçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı için işletme sermayesi açığı, 2. Kulüplerin faaliyetlerinin finansmanında kullandıkları özkaynaklar içinde yer alan şişirilmiş Değ.Artış Fonu(Mad.Dur.Varlık ve Bonservis değerleme) bedellerini çıkarttığımızda özkaynak açığı, 3. Kulüplerin mevcut hazır değerleri içinde yer alan nakit ve benzeri likit değerleri dikkate aldığımızda ise bunların toplam değerinin kısa vadeli borçları karşılamakta yetersiz kalması nedeniyle likidite açığı oluştuğu görülüyor. ‘Bugünü feda edip yarını kazanmalıyız’ 2011’de TFF yöneticisi Sayın Hüsnü Güreli başkanlığında oluşturulan ve içinde bulunduğumuz “Finansal Yapılandırma Komitesi”ne sunduğumuz önerilerde şu konu başlıkları gündeme getirilmişti: 1. Süper Lig AŞ’nin kurulması, 2) Kulüplerin AŞ şeklinde örgütlenmeleri, 3) Kurumsal Yönetimin kulüplerde egemen örgüt modeli haline getirilmesi, 4) Kulüplerin varlıklarını bir araya getirerek Varlık AŞ kurulması suretiyle, buna bağlı çıkartılacak finansal enstrümanlarla kulüplerin finansman sorunlarının çözümlenerek, finansal darboğazdan kurtarılmaları gündeme getirilmişti. Bugün TFF’nin böylesi bir projeyi hayata geçirmesi ilk etapta olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Gönül isterdi ki, bu projeyi TFF, sadece Bankalar Birliği ile değil, daha geniş katılımla, en önemlisi Kulüpler Birliği’ni de içine alacak futbol paydaşlarıyla götürse ya da başlasaydı.  Kısa vadeli çözümler yerine, gerekirse bugünü feda edip yarınlarımızı kurtaracak uzun vadeli çözümlere odaklanılması çok kritik. Getirecek ya da önerilecek çözümlerin, bu sorunların tekrarını önleyecek bir kültüre/bir örgütlenme modeline dönüştürülmesi, yani kalıcılaştırılması yaşamsal öneme sahip. Çözüm önerileri Cumhuriyet’in defalarca dikkat çektiği gibi futbol yapılanmamız ancak mevcut statükoyu korumaya yetiyor. Görüldü ki, mevcut yapı futbolumuzu finansal ve sportif olarak Avrupa ve dünyada hak ettiği yere taşıyamıyor. Günün gereklerini kavrayacak bir yetenekten uzak. Konuyla ilgili Doç. Kutlu Merih ile kaleme aldığımız Futbol Yönetimi kitabındaki (2008) kulüp yapılanmalarının değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekilmişti. (Sh.24045 sh. Literatür yayınları, 2008, İstanbul) Bu kapsamda, bugünkü futbol örgütlenmesi yerine, 1) Süper Lig AŞ yapılanmasına geçilmesi, 2) Kulüplerin AŞ şeklinde organize olmaları, 3) Kulüpleri finansal olarak denetleyecek ve yönlendirecek, federasyondan bağımsız bir üst mali kurul oluşturulması, 4) Federasyonun sadece lig organizasyonu ile uğraşması, UEFA ve FIFA ile koordinasyonu sağlamasını, yani idari işlerle ilgilenmesi, 5) Futbolcuların ekonomik, demokratik ve örgütsel haklarını koruyacak ve doğrudan Uluslararası Futbol Sendikaları Örgütü FIFPRO’ya bağlı ayrı bir yapının da oluşturulması konuları yazılmıştı. Yine, 8 Mart 2011’de TBMM Araştırma Komisyonu’nun daveti üzerine hazırlanan raporda da tehlikeye dikkat çekilmişti. Bu raporda uzun vadeli çözümler şöyle belirtilmişti: 1. Parasal geliri çeşitlendirerek artırmak: Naklen yayın gelirlerine bağımlı bir gelir yapısı var. Avrupa’da olduğu gibi sportif performanstan bağımsız gelir yaratacak bir yapıyı kurmalıyız. 2. Altyapıyı ve maliyet yönetimini esas alan bir yönetim anlayışı: Bugün kulüpleri borçlandıran temel şey: Kaynakların etkin ve verimli kullanılamamasının yanı sıra gelirlerin giderleri karşılamada yetersiz kalması, bunda da ana faktörün oyuncu maaş ve transfer ücretlerinin olması. UEFA Finansal Fairplay kriterlerine göre oyuncu maaş ve transfer ücretlerinin gelirin yüzde yetmişinden fazla olmaması gerekiyor. Bu nedenle kulüpler alt yapıya özel önem vermeli. 3. Borçlanmanın kontrol altına alınmasını sağlayacak yeni yapı: Kulüpler faaliyetlerinden kâr edemedikleri ve sürekli finansman açığı verdiklerinden yoğun olarak yabancı kaynak kullanımına yönelmekteler. Ve kesinlikle Genel Kurul Kararı olmaksızın borçlanmaya gidememeliler. 4. Ehliyetliyeterli profesyonellere yetki verilmeli: Kulüplerin şirket veya dernek yapısında olup olmadıklarına bakılmaksızın kesinlikle Kurumsal Yönetim ve Yönetişimin egemen örgüt modeli haline getirilesi bir yasal zorunluluk haline getirilmeli. 5.Kurumsal yönetime yönlendirilmeli: Deloitte’un son çalışmasına göre 16.5 milyar Avroluk bir büyüklüğe ulaşan Avrupa futbol piyasası, artık kulüplerin bu pazardan daha fazla pay alabilmek adına, birbirleriyle kıyasıya bir rekabete girdiklerini gösteriyor. Bu bağlamda çoğu kulüp ulaştıkları devasa bütçelerini daha iyi yönetebilmek, sermaye piyasalarına açılarak daha ucuz fon temin etmek, iktisadi ve mali başarıya ulaşarak, sportif başarıyı yakalamak adına kurumsal yönetişime doğru yol almaktadır. 6.Türk futbolunda bağımsız mali üst kurul oluşturulmalı: Bugünkü yapılanmasıyla federasyon kulüpleri finansal ve iktisadi anlamda denetleyebilecek, yönlendirebilecek ve koordine edebilecek durumda değil. Tıpkı bankacılık sektöründe olduğu gibi futbolda da mutlaka, bir üst mali kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tamamen bağımsız, konusunun uzmanı, birikimli kişilerden seçilerek değil, atanarak oluşturulmalıdır. (Tuğrul Akşar, Türk Futbol Kulüplerinin Finansal Yeniden Yapılanması ve Yönetişimsel Sorunlarına Çözüm Önerileri. TBMM Araştırma Komisyonu’na sunulan rapor, 8 Mart 2011) http://www. futbolekonomi.com/Raporlar/futbolekonomisi.pdf) l 6 Ocak: Beşiktaş forması giyen Cenk Tosun, Everton’a 22 milyon Avro karşılığında transfer oldu. 20 Ocak: Galatasaray Kulübü Olağanüstü Genel Kurulu’nda mevcut başkan Dursun Özbek’e üstünlük sağlayan Mustafa Cengiz, SarıKırmızılı kulübün 37. başkanı oldu. l 9 Nisan: Voleybolda Efeler Ligi finalinde Halkbank, ARKAS’ı 31 yenerek seride durumu 31 yaptı ve şampiyon oldu. l 10 Nisan: Eczacıbaşı VitrA, Kadınlar CEV Kupası finali rövanş maçında Belarus temsilcisi Minchanka’yı 30 yenerek şampiyonluğa ulaştı. l 18 Nisan: Galatasaray Kadın Basketbol Takımı, FIBA Avrupa Kupası finali rövanşında İtalyan ekibi Reyer’e 7265 yenilmesine rağmen şampiyonluğa ulaştı. l 3 Mayıs: Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanşında F.Bahçe ile Beşiktaş arasında yarıda kalan maçın devamına SiyahBeyazlı takım çıkmayınca, hakem Mete Kalkavan derbiyi iptal etti. l 6 Mayıs: Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı, CEV Şampiyonlar Ligi finalinde CSM Volei Alba’yı 30 yenerek şampiyon oldu. l 10 Mayıs: Ziraat Türkiye Kupası finalinde Akhisarspor, F.Bahçe’yi 32 yenerek şampiyon oldu. l 12 Mayıs: Onursal başkanı merhum İlhan Cavcav’ın ‘evladım’ dediği G.Birliği, İlhan Cavcav Sezonu’nda Spor Toto Süper Lig’den düştü. l 19 Mayıs: Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’in 2018’e DAMGA VURAN OLAYLAR son hafta maçında Göztepe’yi deplasmanda 10 yenerek, 20172018 sezonunu şampiyon tamamladı. l 21 Mayıs: Kadınlar Basketbol Süper Ligi finalinde F.Bahçe, Yakın Doğu Üniversitesi’ni 6253 yenerek seride durumu 31’e getirdi ve şampiyon oldu. l 24 Mayıs: UEFA, 2020 Şampiyonlar Ligi finalinin İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynanmasına karar verdi. l 26 Mayıs: UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool’u 31 yenen R. Madrid, üst üste 3. kez şampiyon oldu. l 3 Haziran: Fenerbahçe Kulübü Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda Ali Koç, 20 bin 736 geçerli oyun 16 bin 92’sini alarak başkanlığa seçildi. Eski başkan Aziz Yıldırım ise 4 bin 644 oyda kaldı. Koç, F.Bahçe’nin 37. başkanı oldu. l 13 Haziran: Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi finalinde TOFAŞ’ı 9464 yenerek seride 41 öne geçen F.Bahçe, üst üste 3, toplamda ise 9. şampiyonluğuna ulaştı. l 27 Haziran: Tekerlekli Sandalye Basketbol Süper Ligi finalinde G.Saray, deplasmanda Beşiktaş’ı 6057 yenerek seriyi 20 kazandı ve şampiyon oldu. l 28 Haziran: At yarışlarında 92. Gazi Koşusu’nu, Veysel Kahraman’ın sahibi olduğu, Ahmet Çelik’in jokeyliğini yaptığı ‘Hep Beraber’ adlı safkan, 2.29.67’lik derecesiyle kazandı. l 15 Temmuz: 657. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlığı, finalde Şaban Yılmaz’ı yenen Orhan Okulu kazandı. Rusya’nın ev sahipliği yaptığı 2018 FIFA Dünya Kupası finalinde Hırvatistan’ı 42 yenen Fransa, şampiyonluğa ulaştı. l 22 Temmuz: Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil, Almanya Milli Takımı’nı bıraktığını açıkladı. 1 Ağustos: Milli okçu Mete Gazoz, Avrupa Grand Prix’sinin sıralama turlarında 70 metrelik atışlar sonucu 686 puan topladı ve Avrupa rekoru kırdı. l 5 Ağustos: G.Saray ile Akhisarspor arasında oynanan TFF Süper Kupa mücadelesinde Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemi ilk kez uygulandı. Akhisarspor, normal süresi ve uzatma bölümü 11 sona eren maçta penaltılarda G.Saray’a 54 üstünlük sağlayarak kupayı müzesine götürdü. l 9 AĞUSTOS: Milli atletimiz Ramil Guliyev 200 metrede 19.76’yla Avrupa Şampiyonu oldu. l 15 Ağustos: R. Madrid’i normal süresi 22 biten maçın uzatma devrelerinde 42 mağlup eden Atletico Madrid, UEFA Süper Kupa’nın sahibi oldu. l 27 Eylül: UEFA, Türkiye’nin de aday olduğu 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın Almanya’da düzenlenmesine karar verdi. l 16 Ekim: Başakşehir, şarkıcı Berkay’la kavga eden Arda Turan’a 2 milyon 500 bin lira para cezası verdi. l 18 Kasım: Milli motosikletçi Can Öncü, Moto3 Dünya Şampiyonası’nda yarışan ve birinciliğe ulaşan en genç pilot olarak tarihe geçti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle